GENLERDE ALKOL VE TTN BAIMLILII r Gr Abdurrahman
GENÇLERDE ALKOL VE TÜTÜN BAĞIMLILIĞI Öğr. Gör. Abdurrahman GÖNDÜRÜ
Bağımlılık Nedir? Bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan Ø bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alımının devam etmesi; Øbırakma isteğine rağmen bırakılamaması, Øaynı etkiyi elde edebilmek için giderek alınan madde miktarının artırılması ve Ømaddeyi alma isteğinin durdurulamaması durumudur.
v. Madde bağımlılığı, vücudun bir ya da birden çok işlevini olumsuz yönde etkileyen maddelerin kullanılması, bundan dolayı zarar görüldüğü halde bu maddelerin kullanımının bırakılmamasıdır. v. Madde bağımlısı, her durum ve koşulda maddeyi almak için engellenemeyen bir arzu ve istek duyar. Madde kullanımına ara verdiğinde yoksunluk belirtileri yaşar. Zamanla madde kullanımını ve miktarını artırır. Zamanın büyük bir dilimini madde arayarak geçirir. Madde alınca ortaya çıkan rahatlama ile madde alma eğilimi pekiştirilmiş olur.
• Bağımlılık Yapan Başlıca Maddeler; İlk olarak 1924 yılında Alman Farmakolog Louis Lewin, bağımlılık yapan maddeleri 5 guruba ayırmıştır: Keyif vericiler (Euphorica) : Kişiye geçici bir süre rahatlık, dirilik, zindelik ve keyif verici olan afyon, afyon alkaloidleri, morfin, eroin, kokain ve koka yaprakları bu grup içindedir. • Hayal kurdurucular (Phantastica): Kullanan kişiye renkli ve hareketli hayaller kurmasını sağlayan esrar, marihuana, haşhaş, peyote mantarı, ve ondan çıkarılan mescaline gibi maddeler bu grup içindedir.
• Sarhoşluk verenler (İnebriantia) : Alkol, choloroform, ether gibi bazı maddeler sarhoşluk etkisi meydana getiren maddeler grubundadır. • Uyku verenler (Hypnotica) : Kişide uyku ve sükûnet hissi yaratan chloralhydrate, veronal, sulfanol gibi maddeler bu sınıftadır. • Uyarıcılar (Excitanta) : Merkezi sinir sistemini uyaran, kişide gelip geçici akıcılık ve canlılık yapan tütün, kahve, campre, betel, kola gibi maddeler bu gruptadır.
Alkol Bağımlılığı Nedir; • Alkolizm olarak da bilinen alkol bağımlılığı, hayatın her kesiminden insanı etkileyen bir hastalıktır. Alkol bağımlılığının tek bir nedeni yoktur. Psikolojik, genetik ve davranışsal faktörlerin tümü hastalığa yakalanmaya neden olabilir.
• Alkol bağımlılığının gerçek bir hastalık olduğuna dikkat etmek önemlidir. Beyinde ve nörokimyada değişikliklere neden olur, bu nedenle alkol bağımlılığı olan bir kişi eylemlerini kontrol edemeyebilir. • Alkol bağımlılığı çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. Hastalığın şiddeti, bir kişinin ne sıklıkla, ne kadar süredir içtiği ve tükettiği alkol miktarına göre değişebilir. Bazı alkol bağımlıları gün boyu çok içerken, bazıları zaman ayık kalabilir.
• Alkol bağımlılığının bazı belirtileri: • Kişi tarafından alışkın olduğu etkinin sağlanabilmesi için kullanılan alkol miktarının giderek arttırılıyor olması; eskiden kullanılan, alışkın olunan alkol miktarı ile aynı hissin ve etkinin sağlanamaması (tolerans). • Kişinin kullandığı alkolün miktarını azaltması ya da alkolü bırakması sonucunda yoksunluk belirtisi dediğimiz bir takım ruhsal ve bedensel sıkıntılar içerisine girmesi ve yoksunluk belirtisi hisseden kullanıcının alkol alması ile rahatlama hissetmesi.
• Kullanılan alkolün kişi tarafından almayı tasarladığı miktardan fazla miktarda ve sürede kullanılması. • Alkol sağlamak, alkol kullanmak ya da alkolün etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcanması. • Alkol kullanımı yüzünden önemli toplumsal, mesleki etkinliklerin ya da boş zamanları değerlendirme etkinliklerinin azaltılması ya da bırakılması.
• Alkol kullanımını bırakmak ya da denetim altına almak için başarısız girişimlerin varlığı. • Alkolden zarar gördüğü bilinmesine rağmen alkol alımına devam etmek. Bağımlılık zamanla kötüleşme eğiliminde olduğundan, erken uyarı işaretlerini görmek önemlidir. Erken teşhis edilir ve tedavi edilirse, alkol bağımlılığı olan biri, hastalığın olumsuz sonuçlarından kaçınabilir. Tanıdığınız birinin alkol bağımlılığından endişeleniyorsanız, en iyisi ona destekleyici bir şekilde yaklaşmaktır. Onları utandırmaktan veya suçlu hissettirmekten kaçının. Bu onları uzaklaştırabilir ve yardımınıza daha dirençli hale getirebilir.
• Alkol ve Madde Bağımlılığının Nedenleri • Kişilik sorunları; özellikle aşırı güvensiz, bağımlı, engellenmeye tahammülü olmayan, depresif , içe dönük, mükemmeliyetçi kişilerde madde kullanımı daha sık görülür • Çevresel etkenler; ailesinde madde kullanımı olan bireylerde hem genetik hem de sosyal açıdan risk daha yüksektir. Mesela birinci derece akrabalarında alkol bağımlılığı olanlarda risk 7 kat fazladır.
• Çevrede madde kullanımının yaygın olması bir diğer riski faktörü. Her madde kullanan kişi adeta bir pasif satıcı gibidir. Farkında olarak veya olmayarak çevresine maddeyi pazarlar. Alkol ve madde kullanımı bu tür pasif pazarlayıcı bir akraba veya mahalle arkadaşının teşvikiyle başlar ve gittikçe ilerler. • Stres etkenlerinin olması ve bir psikiyatrik rahatsızlığın olması riski artırır. Mesela sosyal fobide alkol bağımlılığı %19, uyuşturucu madde bağımlılığı %13 oranında görülür • Aile içi iletişim ve paylaşım sorunlarının olması kişileri maddeye iten çok önemli bir etkendir. Anne-baba kavgaları, aile içi şiddet, çocuk yaşta annebabanın boşanması, ihmal, istismar, baskı ve şiddet bağımlılık riskini artırır.
Yol Açtığı Sorunlar • Yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserleri • Doğru düşünme, karar verme ve hareket etme gibi beynin işlevlerini bozması • Uyku bozuklukları, baş ağrısı, göz tahribatı • Kalp ve kan dolaşımı hastalıkları • Kan pıhtılaşmasını engelleme • Karaciğerde ağır hasar
GENÇLERDE ALKOL BAĞIMLILIĞI; Yetişkinlerde düşük riskli alkol tüketiminin sınırı söyle tanımlanmıştır: Kadınlar haftada en fazla beş gün olmak şartıyla günde bir standart birim içki, erkekler ise aynı şartlarda günde iki standart birim içki içebilirler. Bir standart birim içki, örneğin 0, 3 litre birayı, 0, 2 litre şarabı veya 4 santilitre sert içkiyi ifade eder. Çocuklar ve gençler için düşük riskli alkol tüketimine dair standartlaştırılmış değerler yoktur. Bunların organları henüz gelişmekte olduğu için, alkolün zarar verici etkisi bariz daha yüksektir.
Çocuklar ve gençler için geçerli tanım şudur: o Bir kız çocuğu en az dört veya bir erkek çocuğu en az beş standart birim içki içmişse, buna „aşırı derecede içmek“ veya „binge drinking“ denir. Bu şekilde içmek sadece bağımlılık tehlikesi içermez. Bu miktarda alkol, bir gencin ruhsal ve bedensel özelliklerine de etki eder. Böylelikle alkolün verdiği sarhoşluk, örneğin kazalara, artan şiddet eğilimine veya istenmeyen cinsel davranışlara sebep olabil
• Alkol bağımlılığı, diğer adıyla alkolizim kişinin alkollü içkilere tutkuyla bağlanması ve gittikçe artan miktarlarda alkol alması ve alkol almayı durduramama durumudur. Alkol bağımlıları olumsuz fiziksel ve psikolojik problemlere rağmen alkol almayı sürdürürler. Bağımlı kişiler zamanının çoğu bölümünü alkollü içkileri bulmaya ve tüketmeye harcar. • Alkolizim tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizdede en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. Erişkinlerin %90’ı yaşamlarının herhangi bir döneminde alkolle ilgili bir olay yaşamıştır. Çoğu kişi orta düzeyde içme ile bu yaşantıları öğrenir ve alkol kötüye kullanımı ya da bağımlılık geliştirebilir.
• Dünya genelinde yapılan çalışmalarda, öğrencilerin hemen yarısında ilk alkol kullanımının 13 yaşından önce gerçekleştiği, öğrencilerin yüzde 62’sinde alkol tüketiminin bulunduğu bildirilmiştir. Erkeklerin, kızlara göre daha erken yaşta alkol kullanmaya başladığı ifade edilmiştir. Ülkemizde ise, ergenlerin yaklaşık yüzde 12’sinde alkol kullanımı bulunduğu öne sürülmüştür. Bununla birlikte, ülkemizde de alkol kullanımına giderek daha küçük yaşlarda başlanması ve kullanım sıklığının artmakta olmasına dair endişeler bulunmaktadır.
• GENÇLER NEDEN ALKOL(İÇKİ) İÇERLER? 1. ”BİR KEREDEN BİRŞEY OLMAZ DÜŞÜNÇESİ” Alkol tüketimi, sorunların çözümünden kaçınmak için kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkabilmektedir. Sık rastlanan bahaneler arasında alkolün uykuyu düzenlediği, cinsel performansı artırdığı, anksiyeteyi tedavi ettiği gibi yanlış inanışlar yer almaktadır. Eğlencenin ayrılmaz parçasının alkol olduğu ve alkol olmadan eğlenilemeyeceği düşüncesi alkol tüketiminin en önemli nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Çeldiriciler arasında önde geleni belki de “Bir kereden bir şey olmaz. ” düşüncesidir. Hem alkol hem de tüm maddeleri kullanan bireyler bu düşünceyle bağımlılığa ilerlediklerini ifade etmektedir.
2. SOSYAL İÇİÇİLİK • Sosyal içicilik, eğlence ve alkolün ayrılmaz bir bütün olmasıyla ilişkilendirilebilecek bir kavramdır. Kendilerini sosyal içici olarak tanımlayan bireyler, yalnızca arkadaşlarıyla keyifli zaman geçirmek için alkol aldıklarını, süreyi ve miktarı ayarlayabildiklerini, dilediklerinde alkol almayı kesebildiklerini iddia ederler. Hem davranışsal hem de psikolojik olarak alkol bağımlılığı gelişiminde bir basamak oluşturması beklendik bir durumdur. Biyolojik açıdan değerlendirdiğimizde de alkol alımı kesildiğinde yoksunluk belirtileri olarak adlandırdığımız nahoş duyumsamalar da düzenli olarak alkol kullanımını zorunlu hale getirebilmektedir.
3. MERAK • Başta gelen nedenlerden birinin merak olduğunu biliyoruz. Yanı sıra, çevre etkisinin maalesef ne denli önemli olduğunun göstergeleri olan; büyümenin bir belirtisi olduğunun düşünülmesi, eğlencenin vazgeçilmezi olarak değerlendirilmesi, bir gruba ait olma ihtiyacı, yaşça büyük ya da popülaritesi yüksek kişilerin örnek alınması gibi faktörler dikkat çekmektedir. Ailede alkol kullanılmasının etkisi de ergen için temel rol model olan ebeveyn tutumlarının önemini ortaya koymaktadır.
4. SOSYAL AKTİVİTELERİN KISITLANMASI • Karantina günlerinde maalesef hayatımızda birtakım zorunlu değişiklikler hasıl oldu. Bu dönemde bir yandan sosyal aktivitelerimiz kısıtlanırken öte yandan kaygı bozukluklarının sıklığında artış gözlemlendi. Maalesef, tütün ve alkol gibi maddelerin kullanımında artış meydana geldiğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımındaki artışı normalize etmememiz yani normal karşılamamamız gerekiyor. Aksine, fiziksel mesafenin korunduğu ya da çevrimiçi gerçekleştirilebilecek birçok sosyal aktivitenin bulunduğunu düşünerek birbirimize destek sağlayabiliriz.
5. SOSYAL ÇEVRE • Alkol kullanımı ile ilişkili en önemli risklerden biri gencin alkol kullanılan bir sosyal çevrede yaşamasıdır. Ebeveynler, bir yandan çocuklarına alkol kullanmamaları yönünde tavsiyelerde bulunurken, bir yandan da alkol kullanıyorlarsa bu ifadelerinin hiçbir öneminin kalmayacağını akıllarında bulundurmalıdırlar. Bunun yanı sıra, “Alkolü aile içinde kullansın, yoksa dışarıda kullanır. ” şeklindeki düşüncelerin etkin olmadığını da biliyoruz. Gençlerin düzenli bir eğitim hayatı, işi ya da uğraşılarının bulunmaması durumunda alkol kullanım riskinin arttığı bilinmektedir. Bu nedenle, düzenli meşguliyetlerin temin edilmesi bağımlılıkla mücadelede önemli bir yer almaktadır.
6. RUHSAL HASTALIKLAR • Bazı gençler – bilinçli veya bilinçsiz – alkol kullanarak ruhsal sorunlarıyla kendileri baş etmeye çalışırlar. Bu özellikle depresyon, korku hastalıkları, sosyal davranış bozuklukları, tedavi edilmemiş dikkat eksikliği hiperaktivite bozuklukları (ADHS), travma, ölüm düşünceleri, kendine zarar verme ve yeme bozuklukları gibi durumlarda görülür. Ruhsal hastalıklar, aşırı alkol tüketiminin bir sonucu da olabilir ve alkol tüketimini artırabilir. Danışma ve terapi aşamasında, riskli alkol tüketiminin doğru şekilde araştırılabilmesi için, olası eşzamanlı hastalıkların teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir.
• Gençler, alkol kullanarak ebeveynlerinin kontrollerinden uzaklaşırlar, böylece büyüdüklerini ve özgür olduklarını ispatlarlar. Yaşıtlarıyla olan ilişkiler, giderek daha çok önem kazanmaya başlar. Bazı gençler için alkolün etkisi altındayken ilişki kurmak ve gruptaki aidiyetini pekiştirmek daha kolaydır. Bundan dolayı alkol kullanımı, gençlerin gözünde tamamen olumlu bir anlam taşır. Genç insanlar çoğunlukla kendini üstün görme ile kendinden şüphe etme duyguları arasında gidip geldikleri için, küçük sorunlar bile hızla büyük bir krize dönüşür. Bu noktada alkol, problemin çözümü olarak devreye girer. İnsana sahte bir güven duygusu verir, dertler ve zorluklar azalmış gibi görünür.
• Tütün ürünleri kullanımı, alkol alımı yönünde risk oluşturmaktadır. Sigara içilen ortamlarda alkol kullanma ihtimali, dumansız hava sahalarına göre daha fazladır. Bu iki maddenin hem birlikte alınma ihtimali daha yüksektir, hem de zaman içinde birbirlerinin yerini alma gibi kötü bir özellikleri vardır. Bu nedenle, bunların birinden uzak durmak diğerine yaklaşmamızı da mümkün mertebe engelleyecektir.
• ALKOL ZEHİRLENMESİ • Alkol herkese farklı etki eder: Günlük ruh haline ve alışkanlığa bağlı olarak belirli bir miktar alkol, farklı bedensel ve ruhsal tepkilere yol açabilir. Kandaki alkol konsentrasyonunun yükselmesiyle alkolün etkisi de değişir. Bilincin belirgin bir şekilde azaldığı hipnoz aşaması tehlikelidir. Bu aşama, agresifliğe, koordinasyon bozukluklarına (örneğin yalpalamak veya tökezlemek gibi) ve artikülasyon bozukluklarına (örneğin anlaşılması zor konuşma) yol açabilir.
• Halen içmeye devam edilirse, narkoz aşamasına ulaşılır. İçkili genç, şuurunu kaybeder ve hızlıca şoka girebilir. Tansiyonu düşer, öğürme refleksi ve çevresel unsurları (örneğin soğuk gibi) algılama becerisi o kadar azalır ki, alkolün etkisi hayati tehlike boyutuna ulaşır. Böylece örneğin kusmuktan dolayı solunum durabilir veya donma gibi öldürücü olaylar meydana gelebilir. Genel kural: Bir çocuğun yaşı ne kadar küçükse, alkol dayanıklılığı (alkol toleransı) da o kadar azdır. Kandaki çok az miktarda alkol konsantrasyonu bile, çocuklarda ve gençlerde alkol komasına yol açabilir.
• TÜTÜN BAĞIMLILIĞI NEDİR? • Tütün bağımlılığı; Kullanan kişinin beyin hücrelerini, fonksiyonlarını ve insan sağlığını çeşitli şekillerde etkileyen ve devamlı tekrarlayan tütün kullanımı olan kronik bir rahatsızlıktır. • Sigara bağımlılığı bir “tütün kullanma bozukluğu“ dur. Tütün kullanma bozukluğu olan bireyler, zararlı olduğunu bilmelerine rağmen tütün kullanmaya devam ederler. Günümüzde en yaygın madde kullanım bozukluğu olan sigara bağımlılığı, sakatlık ve erken ölümün önemli bir nedenidir. Ayrıca, tütün dumanına maruz kalmak da sigara içmeyenlerde erken ölüme sebep olabilmektedir.
• Sigara, gerek bizzat kullanan gerekse içmeyen ancak sigara içilen ortamda bulunma sonucu pasif olarak soluyan insanlarda çok önemli bir hastalanma ve ölüm nedenidir. Sigara ve tütün kullanımı dünyada önlenebilir ölüm nedenlerinden en önemlisidir. Her yıl dünyada yaklaşık 5 milyon insanın sigara ve tütün kullanımına bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Sigara ve tütün kullanımının bu boyutuyla sürmesi durumunda 2030 yılında dünyada 8 milyon kişinin sigara ve tütün kullanımına bağlı hastalıklardan hayatını kaybedeceği öngörülmektedir. Bu ölümlerin %70’inin gelişmekte olan ülkelerde olacağı düşünülmektedir.
• NİKOTİN BAĞIMLILIĞI NEDİR? • Bağımlılık kişinin madde alımı üzerindeki kontrolünü kaybetmesini ifade eder. Dünya sağlık Örgütü (DSÖ) madde bağımlılığını “kullanılan bir psikoaktif maddeye kişinin daha önceden değer verdiği diğer uğraşlardan ve nesnelerden belirgin olarak daha yüksek bir öncelik tanıma davranışı” olarak tanımlar. Diğer bir deyişle madde kullanımı bireye ve topluma zarar verici düzeyde bir davranış haline gelir. Sigara içme veya dumanının solunması zamanla kişide psişik ve fiziksel bağımlılık oluşturur. Tütünde esas bağımlılık yapan madde nikotindir. Sigara, daha çok alışkanlık yapıcı daha az zevk verici bir bağımlılık türü olarak kabul edilmektedir.
TÜRKİYE’DE DURUM • Türkiye'deki erişkin nüfusun yaklaşık yarısı sigara içmektedir. Yetmişli yıllardan bugüne gelişmiş ülkelerde sigara içim oranları azalmakla birlikte gelişmekte olan ülkelerde yükselmeye devam etmiştir. Dünya Bankası raporlarına göre 1990 -1997 yılları arasında dünyada sigara içiminin en hızlı arttığı ikinci ülke Endonezya'yı izleyen Türkiye'dir.
• Tütün kullanımı, Türkiye’de de öncelikli halk sağlığı sorunlarından biridir. Türkiye sigara tüketiminde Avrupa ülkeleri arasında üçüncü, dünya ülkeleri arasında onuncu sıradadır. 2006 yılında gerçekleştirilen Aile Yapısı Araştırmasına göre Türkiye genelinde 18 ve daha yukarı yaştaki kişilerin %33. 4'ü sigara kullanmaktadır. Erkeklerde sigara kullanım oranı %50. 6 iken, kadınlarda %16. 6'dır. Bu oranlara göre, Türkiye’de yaklaşık 17 milyon sigara kullanan kişi vardır ve her yıl 100 -120 bin kişinin sigaraya bağlı nedenlerle yaşamını kaybettiği tahmin edilmektedir. Her hangi bir müdahale yapılmaz ise, 2030 yılında bu sayısının 240. 000 kişiye yükseleceği öngörülmektedir.
• Sigara/Tütün Bağımlılığının Belirtileri Sigara bağımlılığı, klinik olarak önemli bir bozulmaya veya sıkıntıya yol açan sorunlu tütün kullanımı olarak tanımlanmaktadır. Bağımlı olarak tanımlayabilmek için, 12 aylık bir süre içinde, aşağıdaki belirtilerden en az ikisini içermesi gerekir; • Daha büyük dozlarda ve/ya amaçlanandan daha uzun bir süre kullanmak. • Sürekli, kullanımı azaltma isteği ve başarısız girişim(ler)
• Sigara/tütün kullanmak için ayrılan zamanın fazla olması. • Sigara/tütün kullanmak için ezici bir istek veya dürtü. • Sigara/tütün kullanması nedeniyle kişinin iş, okul veya ev hayatı için yükümlülüklerini yeterince yerine getirememesi. • Sigara/tütün kullanımından kaynaklanan sosyal/kişilerarası problemlere rağmen, kullanıma devam edilmesi. • Sigara/tütün kullanımının, sosyal, mesleki ve eğlence faaliyetlerinden tamamen vazgeçilecek veya büyük ölçüde azaltılacak şekilde önceliklendirilmesi.
• Sigara/tütün kullanımının fiziksel olarak tehlike yarattığı durumlarda bile, kullanmaya devam edilmesi. • Sigara/tütün kullanımından kaynaklanan fiziksel ve psikolojik riskleri ve sorunları bilmesine rağmen kişinin içmeye devam etmesi. • İstenen etkiyi elde etmek için, sigara/tütün miktarında önemli bir artış olması veya aynı miktarda sigaranın kişi üstünde artık istenen etkiyi yaratmaması. • Sigara/tütün kullanımının karakteristik yoksunluk belirtilerinin kişide mevcut olması ve/ya yoksunluk semptomlarını hafifletmek veya önlemek için sigara içilmesi.
• Yoksunluk belirtileri 24 saat içinde ortaya çıkar ve şunları içerebilir: • Asabiyet • Kaygı • Konsantrasyon zorluğu • İştahta artış • Depresif hal • Uykusuzluk • Bu belirtiler yoksunluktan iki ila üç gün sonra zirve yapar ve iki ila üç hafta sürer.
Gençlerin sigara içme nedenleri şu şekilde sıralanabilir: 1. Ailenin Sosyekonomik, Kültürel ve Davranışsal Etkisi • Ailelerin sosyoekonomik ve eğitim düzeyleri düştükçe gençler arasında sigara kullanımı yükselmektedir. • Ailenin sosyal norm ve değerlerine uymak için gençler sigaraya başlamaktadırlar. • Ailede sigara kullanan birey olması gencin sigara ile tanışmasına neden olmaktadır. Ebeveynin sigara kullanması gencin sigara kullanma riskini iki kat artırmaktadır. • Aile desteğinin yetersizliği, aile yetersiz ilişki sigara kullanmayı artırmaktadır.
2. Arkadaş Etkisi • En yakın arkadaşın sigara kullanması ya da arkadaş grubunda sigara kullanılması gencin sigara ile tanışmasına neden olmaktadır. Gençler sigaraya en çok yakın arkadaşlarının sigara ikramı ve ısrarları ile başlamaktadır. En iyi arkadaşının sigara kullanması, gencin sigara içme riskini 3 -4 kat arttırmaktadır. Ülkemizdeki yapılan araştırmalarda pek çok genç “arkadaş etkisi” nedeniyle sigara içmeye başladıklarını belirtmektedir. • Gençlerin arkadaşlar arasında kendine yer bulma isteği de sigaraya başlamaya neden olabilmektedir. • Arkadaş baskısı da sigaraya başlamayı kolaylaştırmaktadır.
3. Gencin Sosyodemografik ve Psikososyal Yapısı • Gençler kendilerine olan güvenlerini artırmak için sigaraya başlayabilmektedir. Stres ya da sıkıntılı olma sigaraya başlamaya nedenleri arasındadır. • Merak sigaraya başlama nedeni olmaktadır. • Büyümenin ispat etmenin bir yöntemi sigara kullanmak şeklinde olmaktadır. • Formda kalma isteği sigara kullanma nedenleri arasındadır. • Gençler popülaritelerinin artması için sigara kullanmaktadırlar. Son yıllarda gençler arasında nargile kullanımının da popüler bir davranış olarak kabul edilmeye başlamıştır.
4. Sigara Reklamları • Sigara reklamlarının sigara kullanmayı özendirici etkisi büyüktür. Sigara kullanan gençler kendilerini daha cazip, seksi, sportif, maceracı ve evrensel görünüme sahip olarak görmektedirler. Sigara firmalarının gençleri, kadınları ve dezavantajlı grupları hedef gruplar olarak belirledikleri kendi dokümanlarında yer almaktadır. Yeni ürünlerin tanıtım ve reklamına hassas ve açık bir dönemde olan gençler, sigara üreticisiyle satıcılarının önemli hedef gruplarından birisidir. Sigara firmaları, gençlere yönelik hazırlanan yazılı ve elektronik basın ve filmlerle sürekli mesaj vermeyi amaçlamakta ve bu alanlarda çalışmalarını sürdürmektedirler.
• Sigara firmaları gençlerin katılacağı konserleri desteklemektedirler. Mesajlar sağlık ile ilgili sorunların tamamını göz ardı ederken konunun işlenişinde heyecan ve eğlence, bağımsızlık, cinsel çekicilik, profesyonel başarı, sosyal olaylarda gizlilik, fiziksel görüntü ve kilo kontrolü üzerinde durulmaktadır. Diğer sektörlerin yaptığı reklamlar da (filmler, giysiler vb) sigara kullanımını meşrulaştırmaktadır.
5. Sigaraya Ulaşılabilirlik • Sigaranın satışı konusundaki yasal düzenlemeler ve uygulamalar gençlerin sigaraya ulaşılabilirliğini artırmaktadır. • Sigara fiyatları gençlerin sigara içmesini etkilemektedir; ücretler artınca gençlerin sigara içmeleri azalmakta, sigara ücretleri düşünce gençlerin sigara içmeleri artmaktadır.
Ergenlerde Sigara/Tütün kullanımı risk faktörleri: • Düşük sosyoekonomik durum • Daha düşük akademik başarı seviyeleri • Tütün ürünlerine yüksek düzeyde erişim • Tütünden kaçınmak için gerekli beceri eksikliği (öz-yeterlik, ret becerileri) • Tütün kullanımının normatif olduğu ve zararlı olmadığı algıları • Önemli kişiler tarafından tütün kullanımı ve bu kişiler arasında tütün kullanımının onaylanması • Ebeveyn desteği eksikliği.
SİGARA KULLANIMININ ÖNLENMESİ • Gençlerin sigara kullanmaya başlaması ve içmeye devam etmesi, fizyolojik ve biyolojik olarak çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle sigara kullanımının önlenmesi için gençlere yönelik pek çok müdahalenin planlanması gerekir.
1. Toplumun Sigara Kullanımı Konusunda Bilgilendirmesi, Olumlu Tutum ve Davranışların Geliştirilmesi • Özellikle gençler için önemli olan eğiticiler ve lider konumundaki kişilerin gençleri sigara kullanmalarını özendirecek tutum ve davranışları yapmamalarının bilincinde olmaları sağlanmalıdır. Gençler için çok önemli bir grup da ideol konumundaki kişilerdir.
2. Ailelerin Sigara Kullanmamalarına Yönelik Müdahaleler • Toplumda ebeveynlerin sigara kullanmalarının azaltılması gençlerin sigara kullanmalarını azaltacaktır. Bu nedenle öncelikle ailelerin sigara kullanımının önlenmesi gerekmektedir. Anne, baba ve diğer aile bireylerinin kesinlikle sigara kullanmamaları sağlanmalıdır. Aile bireylerinin sigara kullanmaması için yardıma gereksinimleri varsa, yardım edilmeli ya da yardım alacağı bir kuruluşa sevk edilmelidirler. Evde kesinlikle sigara kullanılmasına izin verilmemelidir
• Ailelere de mesaj verilirken, özellikle çocuklarının sağlıklarını etkileyeceklerini düşündürücü olması için özen gösterilmelidir. Bazı mesaj örnekleri aşağıda verilmiştir: • Sigara kullanılan ortam çocuğunuzun sağlığını olumsuz olarak etkiler. Lütfen çocuğunuzun yanında sigara kullanmayınız. • Eğer çocuğunuzun yanında sigara kullanılıyorsanız, çocuğunuz daha fazla solunum yolu hastalıkları (nezle, grip gibi) olacak ve astımı ağırlaşacaktır.
• Sigara kullanıyorsanız daha erken yaşta ölebilirsiniz. Çocuklarınızın büyüdüğünü görmek ve etrafınızda torunlarınızın dolaşmasını istemiyor musunuz? • Eğer sigara kullanıyorsanız, çocuklarınız da büyük bir olasılıkla sigara kullanacaklardır. Çocuklarınızın sigara kullanmasını mı istiyorsunuz? • Bir çok erişkin sigara kullanmıyor. Siz neden sigara kullandığınızı düşünüyorsunuz? • Bırakma girişiminiz sırasında, eğer tıbbi yardım alırsanız bırakmak daha kolay olabilir.
3. Gençlerle İletişim Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Tutumlar: Sigara kullanması ile ilgili bazı tutumların toplumdaki bütün bireylere kazandırılması gerekir. Özellikle gençler ile yakın iletişim halinde beraber olan kişilerin sigara kullanmayan gençleri desteklemeleri çok önemlidir. • Sigaraya başlamaya niyet eden gençlere yönelik bazı önerilerde bulunulabilir. Nasıl “hayır” diyebileceği konusunda yöntemlerin örneklendirilmesi yararlı olabilir.
• Gençlere mesaj verirken bu konuyu düşünmeleri sağlanmalıdır. Sigaranın gençlere verebileceği zararları, kendi tutum ve davranışlarını düşündürmeyi sağlayan mesajlar verilebilir. Bazı mesaj örnekleri aşağıda verilmiştir: • Nikotin bağımlık yapan bir maddedir. Sigara tarafından bağımlı hale getirilmek ister misiniz? • Sigarada binlerce kimyasal madde var. Bu maddelerin bir çok zehirlidir. Bazıları ise kanser yapmaktadır. Neden vücudunuzu bu maddeler ile zehirliyorsunuz?
4. Okul Programları • Gençlerin sigara kullanmaya başlamadan evvel müdahale programlarına gereksinim vardır. Gençlerin devam ettikleri okullarda sigaraya ilişkin koruyucu politika ve uygulamaların olması sağlanmalıdır.
5. Sağlık İzleme Programları • Gençlerin sigara kullanma ve diğer riskli davranışların önlenmesi (alkol ve madde kullanımı, güvensiz cinsellik, şiddet içeren davranışlar vb. ) ve sağlığın geliştirilmesine yönelik davranışlarının (yeterli ve dengeli beslenme, fizik egzersiz yapma) geliştirmesi için sağlık izleme programlarına gereksinimleri vardır.
6. Yaşam Becerilerinin Geliştirilmesi Sağlığın geliştirilmesi yaklaşımının benimsenmesi için “Yaşam Becerilerinin Kazandırılması” kapsamında bir program önerilmektedir. Bu yaklaşımda gençlerin doğru bilgi, olumlu tutum ve davranış kazanmaları hedeflenmektedir.
7. Sigaranın Özendirilmesinin ve Gençlerin Sigaraya Ulaşılabilirliklerinin Önlenmesi Sigaranın üretimi ve satışının sınırlandırılması, sigara reklamlarının yapılmaması konusunda yasal düzenlemelerin var olması öncelikle gerekmektedir. Bu yasanın başlıca maddeleri aşağıda sıralanmıştır: • 18 yaşından küçüklere sigara satışının yasaklanması, • Tütün mamullerinin her türlü reklam ve tanıtımının yasaklanması
• Sağlık, eğitim, kültür ve spor tesisleri ile toplu taşıma araçlarında sigara kullanımın yasaklanması, • Kamu binalarında beş ve daha çok sayıda kişinin çalıştığı yerlerde sigara kullanımının yasaklanması, • Bütün televizyon kanallarında ayda en az 90 dakika süre ile sigaranın zararlarının anlatıldığı eğitim programlarının yapılması, • Sigara paketleri üzerine uyarı yazısı yazılmasıdır.
• “Yoksunluğu tanı - Kabul et – Araştır – Not et”
- Slides: 68