Gen Marx Olgun Marx 1 2 Engels ve
- Slides: 25
Genç Marx Olgun Marx 1
2
Engels ve Marx 3
Engels ve Marx çalışırken 4
Engels ve Marx’ın aileleri 5
Alman İdeolojisi Marx ve Engels tarafından 18451846’da Brüksel’de kaleme alındı Yapıtın amacı, geçmişteki genç Hegelciler hareketiyle ilişkilerini sona erdirme nedenlerini göstererek kendi konumlarını açığa kavuşturmaktı. Aynı zamanda tarihsel materyalizmin temel düşüncelerini de anlatmak istemişlerdi 6
Alt başlık: Çağdaş Alman Felsefesinin ve Çeşitli Peygamberlerine Göre Alman Sosyalizminin Eleştirisi Bütün Hegel sonrası eğilimlerin (ister ahlakçı, ister bireysel anarşist, ister idealist isterse sosyalist materyalist olsunlar) aynı yanlışı yaptıklarına dikkat çekiyorlardı: ideolojinin yaşamın maddi koşullarından kaynaklandığını göremeyerek, fikirler savaşını gereğinden çok önemsemek 7
Alman İdeolojisi’ndeki Marx’a Göre Fikirler, özgül toplumsal sistemlerin toprağından çıkar. Bu yapıtta, toplumsal yaşamın maddi temelinin üretilmesi ve yeniden üretilmesi başka her şeyi etkiler denilmektedir. “Bireylerin toplumsal olarak yaratılmış doğayla ve birbirleriyle ilişkileri… her kuşağa önceden devredilir… ve onun yaşam koşullarını çizer. ” “İnsanlar koşulları yarattıkları gibi, koşullar da insanları yaratır. ” 8
Hegelcilere Eleştirisi Genç ve eski Hegelciler mevcut dünyada kavramların ve evrenselin egemenliğine inanmakta anlaşıyorlardı. Tek fark, bir taraf egemenliği bir gasp sayarak ona karşı mücadele ederken, ötekilerin onu meşru sayıp ululamalarıydı. 9
Genç Hegelcilere Yönelik Eleştiri Genç Hegelciler’in kafalarındaki kurguya göre, insanların ilişkileri, yapıp ettikleri, zincirleri ve sınırlılıkları kendi bilinçlerinin ürünü olduğundan, insanların önüne şu ahlaki postülatı koyarlar: kendi mevcut bilinçlerinin yerine eleştirel ya da bencil insan bilincini edinerek sahip oldukları sınırlılıklardan kurtulmak. 10
Materyalist tarih anlayışının öncülleri Tüm insan tarihinin ilk öncülü, canlı insan bireylerin varlığıdır. Bu bireylerin fiziksel örgütlenişleri ve bu örgütlenmenin sonucu olarak ortaya çıkan, doğanın geri kalan bölümüyle olan ilişkileridir. İnsanlar varoldukça, insanların tarihi ile doğanın tarihi karşılıklı olarak birbirini koşullandırır. 11
İdeolojinin kendisi de zaten bu tarihin görünümlerinden biridir. Bu bireylerin ilk tarihsel eylemleri düşünmeleri değil, kendi geçim araçlarını üretmeye başlamalarıdır. 12
İnsanların kendi geçim araçlarını üretiş tarzları, belirli bir yaşam tarzını temsil eder. Bireylerin ne oldukları: Ne ürettikleriyle ve Nasıl ürettikleriyle örtüşür. 13
İşbölümünün Gelişimi Her yeni üretici güç, işbölümünün daha da gelişmesine yol açar. İşbölümünün gelişmesinin çeşitli aşamaları, farklı mülkiyet biçimlerini temsil eder. İşbölümünün her yeni aşaması, bireylerin kendi aralarındaki ilişkileri de belirler. 14
Mülkiyet Biçimlerinin Gelişimi Aşiret mülkiyeti: işbölümü az gelişmiş, aile içinde varolan doğal işbölümü. Antik komünal mülkiyet ve devlet mülkiyeti: birçok aşiretin bir tek kent halinde birleşmesinden oluşur. Yurttaşlar, sahip oldukları köleler üzerindeki iktidarlarını kolektif olarak yürütürler. Feodal veya zümre mülkiyeti: Serfleştirilmiş küçük köylülere dayalıdır. Toprak mülkiyetinin hiyerarşik yapısı soyluları serfler üzerinde egemen kılar. 15
Toplumsal Varlık ve Toplumsal Bilinç Toplumsal yapı ve devlet, durmadan belirli bireylerin yaşam süreçlerinin sonucu olarak meydana gelmektedir. Fikirlerin, anlayışların ve bilincin üretimi, her şeyden önce doğrudan doğruya insanların maddi faaliyetine ve karşılıklı maddi ilişkilerine, gerçek yaşamın diline bağlıdır. 16
İnsanların anlayışları, düşünceleri, karşılıklı zihinsel ilişkileri, onların maddi davranışlarının dolaysız ürünü olarak ortaya çıkar. 17
Bilinç, hiçbir zaman bilinçli varlıktan başka bir şey olamaz ve insanların varlığı, onların gerçek yaşam süreçleridir. 18
İnsanlar ve sahip oldukları ilişkiler tüm ideolojilerinde sanki camera obscura’daymış gibi başaşağı çevrilmiş bir biçimde görülüyorsa, nesnelerin gözün ağ tabakası üzerinde ters durmalarının onların dolaysız fiziksel yaşam süreçlerinin yansıması olması gibi, bu olgu da insanların tarihsel yaşam süreçlerine aynı şeyin olmasından ileri gelir. 19
Etten ve kemikten insanlara varmak için ne insanların söylediklerinden, imgelerinden, kavradıklarından ve ne de anlatıldığı, düşünüldüğü, imgelendiği, kavrandığı biçimiyle insandan yola çıkılır: gerçek faal insandan yola çıkılır. 20
Öncüller İnsanlardır: Amprik Olarak Gözlemlenebilir İnsanlar Yaşamı belirleyen bilinç değil, tersine bilinci belirleyen yaşamdır. Birinci durumda sanki canlı bireymiş gibi bilinçten yola çıkılmaktadır; … ikinci durumda ise gerçek yaşayan bireyin kendisinden yola çıkılır ve bilince de o bireyin bilinci olarak bakılır. 21
Marx’ın Pozitivizmi Soyutlamalar, gerçek tarihten kopartılarak kendi başlarına ele alındıklarında hiçbir değer taşımazlar. 22
Kurtuluş, zihinsel değil tarihsel bir iştir ve bu tarihsel koşullar, sanayinin, ticaretin, tarımın karşılıklı ilişkinin durumu tarafından gerçekleştirilir. 23
İnsan, Feuerbach’ın görüşünün aksine, duyumsal bir nesne değil, duyumsal bir faaliyettir. 24
Engels ve Marx’ta Bilinç, daha baştan toplumsal bir üründür. Bilinç, en yakın duyumsal çevrenin bilincidir. Bireyin, kendisi dışında yer alan öteki şeyler ve öteki kişiler ile olan sınırlı bağlantısının bilincidir. 25
- Chris argyris olgun insan özellikleri
- Klasik yönetim yaklaşımı
- Metin olgun
- Olgun twetter
- Aieye
- Metin olgun
- Metin olgun
- Present simple onvoltooid tegenwoordige tijd
- Plus en minpunten engels
- Itsy bitsy spider nederlands
- Parafraseren gesprekstechniek
- Alexandre engels
- Engels model of grief
- Adam small wies hy
- Kascommissiegids
- Andy engels
- Engels model of grief
- Max engels
- Myspot.ontwikkelcentrum
- Diakrieten engels
- Wat is rmna
- Dave engels
- Herzinnenräume
- Ponyrassen klein
- Dagen van de week hoofdletter engels
- Nieuwsgierig aagje engels