GELME VE AZGELME SOSYOLOJS HAYRYE ERBA GELME VE
GELİŞME VE AZGELİŞME SOSYOLOJİSİ HAYRİYE ERBAŞ
GELİŞME VE AZGELİŞME SOSYOLOJİSİ HAYRİYE ERBAŞ
Küreselleşme ve Devletin Dönüşümü: Sosyal Devlet Nereye? Neden Sosyal Devlet?
Sosyal Devletin Tanımı • “Sosyal devlet genel bir tanımlama ile klasik liberal demokrasinin ekonomik ve siyasal temellerini değiştirmeden vatandaşların sosyal durumları ile ilgilenen ve onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli olan devlet “(Soysal, 1986: 224) tir.
Kalkınmacı Ulus Devletin Sonu! • Sosyal devlet ya da refah devleti olarak adlandırabileceğimiz anlayış, kalkınmacı ve ulusalcı yönü ağır basan bir devlet anlayışıdır. • 1970’li yıllardan itibaren yükselişe geçen yeni-liberalizm, sosyal devlet anlayışına yoğun eleştiriler yöneltilmesine sebep olmuştur. Bu durumla beraber sosyal devlet anlayışı tüm dünyada bir kopuş sürecine girmiştir. Bu kopuş sürecinin en temel özelliği küreselleşmedir. Küreselleşme olgusu ile ‘ulusaşırı’ kavramı önem kazanmıştır. Ulusaşırı kuruluşlar ortaya çıkmış ve etkili olmuştur. Bu kuruluşlar küresel bir ekonomi yaratmanın ürünü olarak görülebilir.
Sosyal Devletin Özellikleri • Sosyal devletin ortaya çıkışı tarihsel ve toplumsal bir süreçtir. Bu nedenle sosyal devletten kopuş da her toplumda aynı sonuçlara yol açmaz. “Sosyal devlet olma yolunda farklı tarihsel toplumsal koşullara sahip olmayan ülkelerin sosyal devletten tasfiyesinin sonuçları elbette ki farklı olacaktır” ( Erbaş, 2009, s. 65 -66). • Sosyal devlet ezilenlerin lehine göre ekonomik ve sosyal bir alan yaratır. Bu durumda en belirgin amaç sosyal eşitsizlikleri gidermektir. Böylece devlet tüm vatandaşlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamış olur. Devlet ekonomik ve sosyal alana müdahale ederek toplumsal refahı ve denetimi sağlamış olur. Buna bağlı olarak sosyal devlet, refah devleti olarak anılır. • “Refahı arttırma çabası nedeniyle de sosyal devlet aynı zamanda gelişmeci devlet (developmental state) özelliğine sahiptir” ( Erbaş, 2009, s. 66).
Devletin sosyal olmasının anlamı? • • • Emeklilikte daha iyi bir gelir Hastalıkta daha iyi bir bakım Çocukların eğitimi için daha iyi koşullar İşsiz kalmayacağın bir yaşam “İşte, devlet-toplum ilişkilerinde bireylerin yaşadıkları toplumda geleceği ile ilgili bu kaygıları olabildiğince az hissettiren devlet olarak yorumlanabilir” (Erbaş, 2009, s. 67)
Sosyal Devletin Düşünsel Temelleri Ve Oluşumu • Sosyal devlet kavramı ilk kez Almanya’da kullanılmıştır. Ancak düşünsel kökenini antikçağa kadar uzatabiliriz. • Rönesans’ın etkisi feodalizmin çöküşüne dolayısıyla da kapitalizmin yükselişine yol açmıştır. Bu durum da ulus devletlerin oluşumunu sağlamıştır. • Ulus devletin kuruluşu ne gibi sonuçlar doğurmuştur? • En temel amaç doğal yaşama haklarını güvence altına almaktır. Bunun için de insanlar özgürlüklerinin ve haklarının bir kısmını bir sözleşme ile topluma devretmişlerdir. Bu sözleşme insanlara düzenli bir yaşam ve sahip olduklarını ellerinde tutma hakkı vermiştir. ( Sosyal devletin düşünsel temeli buna dayanır. ) • “Tarihsel olarak çok eskilere dayanıyor olmakla birlikte, sosyal devlet sanayi devriminin bir ürünü olarak yorumlanabilir” (Erbaş, 2009, s. 69)
Sosyal Devlet Anlayışını Başlatan Düzenlemeler • “ 1870’lerde İngiltere’de ve 1890’larda Amerika’da ortaya çıkan büyük ekonomik krizler, birçok kapitalist ülkede başta işçiler olmak üzere sayıları giderek artan ve yoksullaşan grupların ortaya çıkmasına yol açmıştır” (Erbaş, 2009, s. 72). • “Ancak, bu süreçte modern sosyal güvenlik kurumlarının ortaya çıkışı, sanayileşmenin ve demokratikleşmenin ilk başladığı ülkelerden biri olan İngiltere’de değil, işçi hareketlerinin, sendikaların, sosyal demokrat hareketlerinin ve partinin güçlü olduğu Almanya, Avusturya ve İsveç gibi ülkelerde olmuştur” (Erbaş, 2009, s. 73).
Türkiye’de Sosyal Devletin Gelişimi • Sosyal devlet kavramının anlamı, gelişimi ve uygulanması gelişmişlik seviyesine göre farklılık gösterir. Gelişmiş ülkeler de ve az gelişmiş ülkeler de sosyal devletin yapması gerekenler, uygulaması gerekenler farklılık gösterebilir. Gelişmiş ülkeler de sosyal devletin üstüne düşen, zaten var olan kapitalizmin zenginliklerini daha adaletli bir şekilde paylaştırmak ve özellikle sosyal bakımdan daha zayıf insanların yaşam koşullarının iyileştirilmesidir. • Az gelişmiş ülkeler de ise, bu görevlere ilave olarak, ulusal zenginlik yaratmak amacıyla kalkınmayı sağlamak görevi üstlenilir.
Türkiye’de Sosyal Devletin Gelişimi • Türkiye de ise bazı gelişmeler ile 19. yy. da sosyal devlet olma yolunda adımlar atılmıştır. Çalışma yaşamı tüzüklerle düzenlenmiştir. 1945’de “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü” 1936 yılında çıkarılan “İş Kanunu” “Emekli Sandığı Kurumu Kanunu” “Yaşlılık Sigortası Kanunu”,
Türkiye’de sosyal Devletin Gelişimi • Ancak çalışanlara yönelik gelişmeler ancak 1961 Anayasası ile gerçekleşme imkanı bulabilmiştir. • “ 1961 Anayasası genellikle sosyal devlet anlayışına geçilen dönem olarak yorumlanmaktadır. Bu anlayışa, 1961 Anayasası’nda benimsenen sosyal hukuk devleti ve sosyal adalet düşüncelerinin büyük etkisi olmuştur. Bu düşüncelerin bir sonucu olarak çalışma hakkı, grev ve toplu sözleşme hakkı, sendika hak ve özgürlüğü ilkeleri anayasal güvence altına alınmıştır” (Erbaş, 2009, s. 75). • Türkiye’de sosyal devletin gelişmediğine kanıt olarak; istihdam alanlarının yetersizliğini, işsizlik sorununu, çalışma şartlarının ve koşullarının kötü olmasını, kadınların toplum içindeki konumunu, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri gösterebiliriz.
Sosyal Devletin Geleceği/Akıbeti Konusuna İlişkin Görüşler • Yeni liberalizmin yükselişe geçmesi ile birlikte Türkiye ve benzeri ülkeler için devletin bazı işlevlerinde bazı değişiklikler olmuştur. Bu yükseliş ile beraber uluslararası ekonomiye uyum sağlamak önemli bir hal almıştır. Devletin işlevleri ulusal kalkınma ve sosyal gelişmeden uluslararası ekonomiye uyum sağlama üstüne odaklanmıştır. • “ Yeni-liberalizmin sosyal ya da refah devletine yönelik olarak karşı çıktığı şey, piyasa sisteminin eşitsiz ve adil olmayan gelir dağılımının mağdurlarının taleplerinin sadece devlet korumacılığı altında karşılanmasıdır” (Erbaş, 2009, s. 78). • Sosyal devletin geleceği hakkındaki görüşler bazı tarafları karşıya getirmiştir. Bu tarafın bir cephesinde yeni-liberalizmin savunucuları vardır. Bu düşünceye göre sosyal devlet bitmelidir. Bu cepheye karşı bir cephe de oluşmuştur. • Bu tartışmada ayırt edici kriter şudur; içinde yaşadığımız dönemde sosyal devletin bitmesi gerektiği yönünde bir düşünce şekillenmiştir.
Sosyal Devletin Bitmekte Olduğu Ya Da Bitmesi Gerektiğini Savunanların Gerekçeleri: • Bu düşünceyi savunanlar yeni-liberalizmin savunuları doğrultusunda ilerlemişlerdir. Bu hizmetleri karşılama işlevini bırakması gerekliliğini iddia eden görüştür. 1. Hizmetlerin büyümesi ve yükselen maliyetler, 2. Sosyal devlet uygulamalarının kalitesine ilişkin olumsuz görüşler, 3. Sosyal devlet uygulamalarının insanlarda bağışıklık yaptığı ve tembelliğe ittiği dolayısıyla siyasal ve bireysel suiistimale açık olduğu biçimindeki görüş.
Sosyal Devletin Devam Etmesini Savunların Gerekçeleri: 1. Belli hizmetlerin ancak ve ancak devlet tarafından karşılanabilirliği, 2. Bazı hizmetlerin devlet tarafından yapılmasının verimlilik ve etkililik açısından gerekliliği, 3. Bireye bırakılan bazı kararlarda bireylerin hatalı karar verebilecekleri.
Kaynak • 2000 -01“Küreselleşme ve Ulus-Devletin ‘Aşınımı’ Sürecinde Toplumsal Eşitlik /Adalet”, Doğu-Batı Düşünce Dergisi, Sayı, 13, ss. 213 -225. iç. 2009 Kapitalizm, Küreselleşme ve Toplumsal Dönüşümler, Ankara: Palme Yayıncılık. • Erbaş, Hayriye (2005) 2005 “Sosyal Devlet Nereye? Neden Sosyal Devlet”, Türk Harb-İş Dergisi, Sayı, 214, ss. 31 -39. iç. 2009 Kapitalizm, Küreselleşme ve Toplumsal Dönüşümler, Ankara: Palme Yayıncılık. •
- Slides: 16