GAZNEL SANATI elUtbnin verdii bilgilere gre Sultan Mahmut
GAZNELİ SANATI el-Utbî’nin verdiği bilgilere göre Sultan Mahmut Gazne’de, Arüs’ül-Felek adında bir cami yaptırmıştır. Hindistan’dan getirilen ağaç direkler üstüne çatı ile örtülü, kırmızı altın ve lacivert taşların da kullanıldığı oldukça gösterişli bir cami olan Arüs’ül-Felek Camii’nden günümüze, hiçbir kalıntı ulaşmamıştır. 1 - Sultan Mesut III Minaresi: Gazne’de uzun yıllardır farklı yorumlara neden olan kulelerin durumu son yıllardaki araştırmalar neticesinde aydınlanmıştır. Uçaktan alınan resimler bu kulelerin aslında birer minare olduklarını ortaya koymuştur. fakat yanı başlarında olması gereken camiler yoktur. Yapılan kazı çalışmaları neticesinde bu camiler ile ilgili bilgiler elde edileceği muhakkaktır. Bu minarelerden birincisi, Sultan Mesut III’e ait olup taştan alçak bir kaide üzerine, tuğladan yıldız biçiminde köşeli bir biçimde yükselmektedir. Bu kısmın üzerinde silindirik bir gövde yer almaktadır. Kulenin toplam yüksekliği 48 m dir. Silindirik kısım bir deprem sonucunda yıkılmıştır. Minarenin içinde spiral bir merdiven yer almaktadır. Tuğla üzerine çok süslemeli kufi kitabeler, çeşitli bitki motifleri ve geometrik şekillerden meydana gelen süslemeler, yukarıdan aşağıya doğru işlenmiş, alt kısımlar tamamlanmadan bırakılmıştır. Sultan Mesut III. ’ün 1115 yılında vefatıyla süslemelerin yarım kaldığı sanılmaktadır.
Leşker’i Bazar Ulu Camii: Fransız arkeolog Schlumberger tarafından 1951 yılındaki kazılarla planı ortaya çıkarılmıştır. Güney Afganistan’daki Bust harabelerinde, büyük kasrın güneyinde yer alır ve kıbleye paralel iki nefli sade bir plan özelliği gösterir. Mihrap önünde görülen dört dikdörtgen tuğla paye, herhalde kubbeyi taşıyordu. Bu kısmın iki tarafına, sütunlar üzerine iki nef uzanmaktaydı. Sıcak iklim nedeniyle cami, avluya ve yanlara açıktı. Mihrap önündeki bu iki sıra nefin neyle örtüldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Muhtemelen düz tavan veya tonozla örtülmüştür. Tuğlaların kalitesinden ve işçiliğin inceliğinden caminin Sultan Mahmut (998 -1030) döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Gurlular döneminde onarım gören cami Moğollar tarafından yıkılmıştır. Leşker’i Bazar Ulu Camii’nin mimari bakımdan oldukça önemli bir yeri vardır. Mihrap önünde iki nef genişliğindeki kubbe, Büyük Selçukluların İran’daki ilk camilerinden önce burada ortaya çıkmaktadır. Mihrap önündeki kubbe problemini ele alan cami planı, Büyük Selçuklularla İran’da çeşitli camilerde geliştirildikten sonra Artuklular’la Anadolu’ya ve Türk Memluklularıyla Baybars Camii’ne kadar geniş ve devamlı bir etki göstermiştir.
Leşker’i Bazar Sarayı: Schlumberger tarafından 1948 yılındaki kazılarda ortaya çıkarılan saray, büyük kısmı tuğla temeller üzerine kerpiç, bazı önemli bölümleri tamamen tuğla yapılmıştı. Cephenin ortasındaki kapıdan haçvari bir mekana, buradan da sarayın dört eyvanlı avlusuna girilirdi. Dört eyvanlı avlu bir yeniliktir ve Karahanlılardan gelmektedir. Bir başka yenilik, taht salonundaki süslemelerdir. Duvarların üst kısmı pişmiş tuğla hamurundan kenarı kufi yazılı ortası geometrik bölümler içinde palmet ve rumilerle yüksek kabartma ve derin oymalar şeklindedir.
Ribat-ı Mahi: Serahs yolu üzerinde bulunan Ribat-ı Mahi, dört eyvanlı avlu etrafında sıralanan mekanlarla 70 x 70 m kare ve yuvarlak kulelerle takviyeli bir kervansaraydı. Dikkati çeken en önemli özellik ise kubbe eyvan birleşmesidir. Leşker-i Bazar Ulu Camii’nde mihrap önü kubbesi, mekan içinde belirli bir yer alarak, İran’da daha sonraki Selçuklu camilerine bir hazırlık olmuştur. Ribat-ı Mahi bir taraftan kubbe eyvan birleşmesine yol açarken diğer taraftan da Selçuklu kervansaraylarının öncüsü olarak Karahanlı mimarisi ile Selçuklu mimarisi arasındaki bağlantıyı temin etmiştir.
- Slides: 5