ETSEL REHBERLK Giri Toplumsal yaam karmaklarken yaantlar eitlenmekte
EĞİTSEL REHBERLİK
Giriş Toplumsal yaşam karmaşıklaşırken, yaşantılar çeşitlenmekte ve öğrencilerin çözümlenmesi gereken sorunları çoğalmaktadır. Çağdaş eğitim yaşama uygun olmalıdır ilkesi de hala güncelliğini korumaktadır. Bu nedenle de günümüzün eğitim programları yalnızca eğitim programları ile sınırlı olmayıp psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri ve ders dışı etkinlik ve programlarla bütünleştirilmektedir. Öğretim programlarının yürütücüsü öğretmen ile psikolojik danışma ve rehberlik programlarından sorumlu psikolojik danışmanlar eğitim amaçlarını gerçekleştirmek açısından aynı amaca hizmet etmelerine rağmen, formasyonları ve okuldaki işlevleri birbirinden farklıdır. Öğretmenlerin psikolojik danışma ve rehberlik programlarına katkıları büyüktür. Öğretim süresince öğretmen bireysel farklılıkları ne kadar dikkate alırsa alsın, program çerçevesinde hareket etmeye, sınıfın ortak özellik ve ihtiyaçlarını bireysel farklılıklara tercih etmek zorunda kalabilir.
Toplumda meydana gelen gelişme ve değişmeler eğitim kurumlarına da yansımış, okullar bu gelişme ve değişime ayak uydurabilmek için programlarını değiştirmiş ve gelişmelerden öğrencilerin haberdar edilmesi ve ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun dersi, bölümü, eğitsel faaliyetleri bir üst öğrenim programını seçmesi için öğrencilere çeşitli hizmetleri sunmak durumunda kalmıştır.
Mili eğitim Temel kanununun 6. maddesinde “Bireyler eğitimleri süresince ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara ve okullara yöneltilerek yetiştirilirler. Milli Eğitim sistemi bu bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek şekilde düzenlenir. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme hizmetlerinden yararlanılır”denilmektedir.
4306 Sayılı Kanun’un ekli 23. maddesinde: ”İlköğretiminin son ders yılının yarısında öğrencilere orta öğrenimde devam edebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır” denilmektedir.
Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri içerisinde eğitsel rehberliğe giderek artan bir önem verilmektedir. Eğitsel rehberlik farklı yazarlar tarafından benzer şekilde tanımlanmıştır. Eğitsel rehberliği; Tan (1989) “bireyin, kendi ilgi, ihtiyaç, kişilik yapısı ve mevcut imkan şartlara uygun bir öğrenim dalını seçip bu dalda başarı ilerlemesini sağlamak için yapılan psikolojik hizmetler”,
Kuzgun(1997) ”bireyin yetenek ve ilgilerine uygun bir eğitim dalını seçmesinde ve bu yolda başarılı olmasında kendisine yapılan yardımlar” Kepçeoğlu(1994) “eğitim yaşamı ile ilgili bütün sorunlarına dönük olarak verilen psikolojik yardımlar” Yeşilyaprak (2001) “eğitsel gelişim ve sorunlarla ilgili olarak eğitim sisteminde öğrencilere verilen yardım hizmetleri” olarak tanımlanmıştır.
Eğitsel Rehberliğin Tanımı Bireylerin eğitim yaşamları boyunca ilgilerin, yeteneklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hazırlanan eğitim programlarından birini seçmelerine, seçtikleri bu programda başarıyla ilerlemelerine ve eğitimle ilgili olarak karşılaştıkları tüm sorunların çözümüne yönelik olarak yapılan yardımların tümüne eğitsel rehberlik ve psikolojik danışma adı verilir.
Eğitsel Rehberliğin Amaçları 1. 2. 3. 4. 5. Eğitsel rehberliğin amaçlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz; Öğrencinin öğrenimini devam ettirmek istediği alandaki bir okulu seçmesi ve bu okula girmesi, Girdiği okuldaki alanlardan birini ve seçmeli derslerden kendi ile ve yeteneklerine uygun olanı seçmesi, Gerekli başarıyı gösterebilmesi için etkili ve verimli ders çalışma teknik ve yöntemlerini öğrenmesi, gerekli çalışma alışkanlıklarını kazanması, İlgi, yetenek, eğilim ve kişilik özelliklerine uygun olarak gelişmesini sağlamak için uygun eğitim ortamı yaratılması, Okul ve meslek hayatı arasındaki ilişkinin sağlaması.
Eğitsel Rehberliğin Kapsamı Eğitsel rehberliğin genel amacı, öğrenciye öğrenmeyi öğretmektir. Öğrenciyi öğrenmeyi nasıl öğretebiliriz? Bunun başarılması için; iç ve dış motivasyonun sağlanması, etkili ve verimli ders çalışma yöntem ve tekniklerinin bilinmesi, zaman yönetimi konusunda bilgi sahibi olunması, bilgileri bellekte uzun süre saklayabilmenin yöntemleri, sınavlarda başaralı olmak için sınava hazırlanma yöntemleri, öğrenme engellerinin bilinmesi ve aşılması, karar verme ve seçim yapabilme becerisi eğitsel rehberliğin kapsamı içerisinde ele alınabilecek konulardır.
Eğitsel Rehberliğin Yoğunlaştığı Alanlar 1. Öğrencilerin okul seçmelerine seçtikleri okulda 2. 3. 4. 5. 6. uygun sınıfa yerleştirilmelerine veya uygun bölüme yönelmelerine yardım etmek. Okula yeni kayıt yaptıran bireylerin okula uyum süreçlerini hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmelerine yardım etmek Öğrencilerin seçtikleri sınıfta veya bölümde karşılaştıkları sorunların çözümüne yardım etme Öğrencilerin bireysel farklılıklarını da dikkate alarak ulaşabilecekleri en üst başarı seviyesine ulaşmalarına yardım etmek Öğrencilere etkili öğrenme ve verimli ders çalışma teknikleri konusunda yardım etme Öğrencilerin okuma alışkanlığı geliştirmeleri ve güdülenmeleri yönünde desteklenmesi
M. E. B. Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü tarafından danışmanların eğitsel rehberlik ile ilgili özel alan yeterliliklerini aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. Bu yeterlilikler eğitsel rehberliği kapsamı olarak da düşünülebilir: 1. Öğrenme stillerini belirleme 2. Etkili çalışma becerilerini kazandırma 3. Zamanı etkili kullanma becerisini kazandırma 4. Sınav kaygısı ile baş etmeye yardımcı olma 5. Çalışma ortamını düzenleme becerisi 6. Okuma alışkanlığı kazandırma 7. Ders araç gereçlerini etkili kullanma becerisi kazandırma 8. Çok boyutlu düşünme becerisi kazandırma 9. Dikkat toplama egzersizi yaptırma 10. Motivasyonu artıcı çalışmalar yapma 11. Ders dinleme becerisi kazandırma 12. Not tutma becerisi kazandırma 13. Kaynaştırma eğitimindeki öğrencilerin gelişimini izleme
M. E. B. Rehberlik ve Psikolojik danışma Hizmetleri Yönetmenliğinde de (17 Nisan 2001 tarih ve 244376 sayılı resmi gazete) psikolojik danışmanların eğitsel rehberlikle ilgili görevleri şu şekilde sıralanmıştır: 1. Okulun tür ve özelliklerine göre gerekli eğitsel ve mesleki rehberlik etkinliklerini planlar, programlaştırarak uygular veya uygulanmasına rehberlik eder, 2. Eğitsel, mesleki ve bireysel rehberlik çalışmaları için öğrencilere yönelik olarak bireyi tanıma tekniklerini yürütür, 3. Sınıflarda yürütülen eğitsel ve mesleki rehberlik etkinlerinden, uygulanması rehberlik ve psikolojik danışma alanında özel bilgi ve beceri gerektirenleri uygular, 4. Öğrencilerin ilgi, yetenek ve akademik başarıları doğrultusunda eğitsel kollara yönetilmesi konusunda branş ve sınıf rehber öğretmenine bilgi verir ve işbirliği yapar. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri öğrencinin tüm yönüyle bütün olarak gelişmesine yardım etmeye yöneliktir. Psikolojik danışma ve rehberlik “her bireyin mutlaka ve mutlaka geliştirilecek bir yönü vardır “ilkesinden hareket eder. Çağdaş bir öğretmenin de öğrenciye bu bakış açısıyla bakması beklenmektedir.
M. E. B. Rehberlik ve psikolojik danışma Hizmetleri Yönetmeliğinde, Sınıf Rehber Öğretmenlerinin eğitsel rehberlikle ilgili görevleri aşağıdaki gibi özelenmiştir: 1. Rehberlik için ayrılan sürede sınıfa girer. Sınıf rehberlik çalışmaları kapsamında eğitsel ve mesleki rehberlik etkinlikleirni, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisinin organizasyonu ve rehberliğinde yürütür. 2. Öğrencilerin ilgi, yetenek ve akademik başarıları konusunda psikolojik danışmanla işbirliği yapar.
Burada dikkat çeken nokta, öğretmen de bu konudaki eksiklerini gidermeye çalışmalıdır. En fazla yük ve sorumluluğun kendisinde olduğunu da unutmamalıdır. Bunun için öğretmen kendisine şu soruları sormalıdır: 1. Öğrencilerin yetenek ve ilgilerini geliştirmek için dersimde ne gibi hedefler belirledim? 2. Sınıfımda özel yeteneği olan öğrencilere dönük o günkü dersimle ilgili ne hedefler belirledim? 3. Öğrenme güçlüğü çeken veya yavaş öğrenen öğrencilerime dönük ne gibi çalışmalar yapıyorum? Bir öğrencinin, öğrenim hayatının hemen her aşamasında eğitsel rehberliği ihtiyacı vardır. Bu bazı dönemlerde daha çok önem kazanır. Örneğin, okulun yeni açıldığı, karnelerin dağıtıldığı ya da yarıyıl tatilinde yeni dönüldüğü dönemlerde öğrencilerin eğitsel bilgilere daha çok ihtiyaçları olabilir.
1. “İnsan tek ve temel bir güdüye sahiptir” Bu güdü kendini gerçekleştirme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Her birey değerdir, bireye bu değerliliği, onların başarı ve davranışlarından değil, insan olarak “var oluşuna” bağlıdır. 2. Davranış bozuklukları ve öğrenme güçlüklerinin temel nedeni bireyin kendisine ve çevresine olan güvensizliğin bir sonucudur. Birey normal koşullarda olumlu davranışlar ortaya koyar. Ancak bir tehdit ve güvensizlik karşısında kalırsa, benliğini koruyucu davranışlar ortaya koyar. Bu da bazı uyum bozuklukları ile başarısızlığa neden olabilir. 3. Bireyin davranışlarını, bireyin kendi kişisel gerçeği ve algılama biçimi belirler. Bireyin davranışları açısından onun çevreyi nasıl algıladığı önemlidir. Herkesin kendine özgü ve farklı bir gerçeği vardır. Bu gerçeği bireyin geçmiş yaşantıları belirler ve birey, yeni yaşantılarını eski yaşantıları çerçevesinde özümser.
4. Kişisel gerçeğin kaynağı bireyin “benlik” algısıdır. Kişi kendisini nasıl görüyorsa öyle davranır. Bireyin davranışlarını anlayabilmek için onun benlik tasarımını bilmek ve onun fonemonolojik alanı ile bakabilmektir. Benlik tasarımının biçimlenmesinde ise, en yakın olan ana, baba, arkadaş, öğretmen gibi bireyin yakın çevresinde bulunan kişilerin bireyi değerlendirme biçimleri çok önemli ve etkilidir. 5. “İnsanın davranışlarını belirleyen en önemli gerçek, onun kendisini algılayış biçimidir”. “İnsan davranışlarım değiştirmek için, önce bireyin öznel gerçeğinin değiştirilmesi gerekir. Bu da ancak güvenli bir ortamda gerçekleşebilir. 6. Bireye sağlanması zorunlu güvenli ortam, kendisi ile olan ilişkilerde, “koşulsuz saygı”, “empatik anlayış”, “saydamlık” ve “dürüstlük” ilkelerine bağlı kalınarak gerçekleştirilebilir.
Bireyselleştirilmiş öğretimin ilkeleri; 1. Öğretmen öğrenme sürecinde öz, esas veya ortak temel üzerine odaklaşır. 2. Öğretmen, sınıftaki öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alır, 3. Öğretim ve değerlendirme süreçlerini bir bütün olarak algılar, 4. Öğretimde içerik, süreç ve ürün unsurlarını bir bütün olarak algılar, 5. Sınıftaki bütün öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımları için çaba harcar, 6. Öğrencilerle işbirliğine girer, 7. Öğrencilerle bireysel ve grup normları arasında denge kurar, 8. Derse aktif olarak katılımlarını ve dersi anlamalarını sağlar, 9. Dersin planlanmasında çeşitli öğrenme düzelerini işe koyar.
Tip teorisi ve öğrenme tipleri Jung (1971) öğrenme-öğretme sürecine psikolojik tip teorisini uyguladığında sekiz tip ve sekiz tipe göre sekiz öğrenme stiline ortaya koymuştur. Bunlar: 1. Dışa dönük tipler, 2. İçe dönük tipler, 3. Duyusal tipler, 4. Sezgisel tipler, 5. Düşünen tipler, 6. Duygusal tipler, 7. Yargısal tipler, 8. Algısal tipler,
Dışa Dönük Tipler Sesli düşünen, yaparak yaşayarak öğrenmek isteyen, birlikte öğrenmek isteyen, sınıfta çeşitlilikten hoşlanan, öğretmen ve arkadaşlarında geri bildirim anlamak isteyen tipler dışa dönük tiplerdir. Öğretmenlerin sınıflarda bulunan bu tip öğrencilerine; sürekli soru sorarak düşüncelerini ifade etmelerine, pratik yapmalarına, performansları hakkında geri bildirim vererek başarılı olmalarına yardımcı olabilirler. İçe Dönük Tipler Topluluk önünde konuşmadan önce ince hesaplar yapan, kolayca incinebilen, kendini motive edebilen tipler içe dönük tiplerdir. İçe dönük tipler öğretmenler daha çok küçük gruplar oluşturarak bireysel projelerinin gerçekleştirebilmeleri için de gerekli öğretim materyallerini sağlamaya çalışmalıdırlar.
Duyusal Tipler Öğrenmede belli bir prosedürü izleyen, yeni öğrenmelere karşı tedbirli olan, soyut teorilerden hoşlanmayan ya da yüzeysel geçen, bilgileri edinmede bütün duygularını kullanan tiplere duyusal tiplerdir. Bu tip öğrencilerle çalışacak öğretmenler öğrencilerin sahip oldukları konuyla ilgili bilgileri, becerileri bilmeleri öğrencilerin beş duyu organına hitap edecek şekilde öğrenme etkinlikleri düzenlemelidirler. Sezgisel Tipler Kendi başlarına hipotezler kuran, neyi, niçin ve nasıl öğreneceği konusunda çeşitlilik arayan, Çabuk sıkılan, önemli olmayan detayları atlayan, sakin-fakat ani ataklarla işe koyulan tipler sevgisel tiplerdir. Öğretmenler, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için program dışında, bağımsız çalışmalarını sağlayacak etkinlikler ve projeler sunmaları gereklidir. Düşünen Tipler Dürüst, adaletli, kuralları harfiyen yerine getirmek isteyen, rekabetçi, iyi düzenlenmiş çalışmalara ihtiyacı olan tipler düşünen tiplerdir. Kendileri ile yarışmaktan hoşlandıkları için bireysel etkinliklere daha çok yer verilmelidir.
Duygusal Tipler İşbirliği yapmaya istekli, hem kendilerine hem de başkalarına hizmet etmek isteyen, uyumlu öğretim çevresine ihtiyaç duyan tipler düşünen tiplerdir. Bu tip öğrencilere öğretmenlerin samimi, içten, anlayışlı ve empatik olmaları, duyguları ile davranışları arasında çelişkinin de bulunmaması, sınıfta asla ilgisiz bir tutum sergilemeleri gerekmektedir. Yargısal Tipler Dakik olup, plan yapmaya, başladıkları işi bitirmeyi ve yürüttükleri projeler hakkında geri bildirim almayı isterler. Projelerle ilgili olarak önceden bilgilenmek, onların emin ve rahat bir şekilde ilerlemelerine yardımcı olur. Bu nedenle bu tip öğrencilere öğretmenler sürekli geri bildirim vermelidirler. Algısal Tipler Yeni fikirler keşfetmeyi seven, yenilikleri ve değişikliklere açık, her aktivite için cesarete ve desteğe ihtiyacı olan, baskıya ve boyun eğmeye gelmeyen, baskı uygulandığında dersten uzaklaşan ya da sınıfta huzuru bozuca davranışlar içerisine giren tiplerdir. Bu tip öğrencilere karşı öğretmenlerin onları kontrol etmeye veya test etmeye çalışmamalı, yaptıkları çalışmaları kendilerine değerlendirmelerine fırsat vererek öğrenmeye karşı daha duyarlı hale getirmelidirler. Doğal ve sürprizlerle dolu bir öğretim tarzı sergilemeye özen göstermelidirler.
Öğrencilerin Eğitsel Kararlar Vermeleri İçin Neler Gereklidir? Bireyin hayatında en önemli becerilerden birisi karar verme becerisini kazanmış olmasıdır. Herhangi bir konuda birey kendi başına karar verebilmesi için; 1. Kişisel Yeterlilik: Bunun içerisine neler girmektedir? a) Bireyin kendisi ile ilgili farkındalığı b) Duygularını farketmesi; farklı duygusal durumlardaki davranışlarının neler olabileceğini kestirebilmesi, c) Kuvvetli ve zayıf yönlerini farkına vararak kendini değerlendirebilme, d) Kendine güvenmesi, kendini değerli hissetmesi, e) Kendini yöneltme ve kontrol edebilmesi, f) Güvenilir olması g) Esnek olması, h) Yeniliklere acık olması, i) Kişisel sorumluluk, j) Öz motivasyon ve başarıya yönelme, k) Girişimcilik, l) Olumlu bakış açısı. m) Sosyal Yeterlilikler n) Empati o) Başkalarının ihtiyaçlarına saygı p) Başkalarını geliştirmek q) İletişim r) Çatışma çözümü s) İşbirliği
Öğrencilerin Güdülenmesi Güdü, organizmayı harekete geçiren , yönlendiren ve organizmanın hareketini devam ettiren güçtür. güdülenme, davranışın yönünü, şiddetini ve kararlılığını belirleyen güç kaynaklarından birisidir. Güdülenme; bir etkinliği başlatan, devam ettiren ve yöneten sürece denir. Öğrenmeye karşı istek ve tutum, öğrencinin güdülenmesini etkileyen etkenlerin başında yer alır. Araştırmalar öğrencilerin öğrenmeye karşı tutumlarını üç grupta toplamıştır. Başarıya odaklı, başarısızlıktan kaçınan ve başasızlığı kabul eden tutumlar. Bu tutumlar Tablo’da verilmiştir.
Çeşitli Öğrenme Tutumları Tutum Bu Tutuma Sahip Öğrenci Özellikleri Başarıya odaklanma Başarılı olma amacı öğrenmeyi yönlendirir. kendine güveni tamdır. Çalışma stratejileri kullanır. Planlı çalışmaya özen gösterir. Başarılı olmama korkusu yoktur. Yeteneğinin daima gelişmeye açık olduğunu bilir. Başarılı olma ihtiyacı, motivasyonu olumlu yönde etkiler. Başarısızlıktan kaçınma Amacı öğrenmeden çok, ders geçmektir. Anlayarak çalışma yerine ezberlemeye çalışır. Başarılı olmak için yeterli çabayı göstermez. Başarısızlığı kendi yeteneğinde ya da dersin zorluğunda arar. Yeteneği değişmez bir özellik olarak görür. Etkili çalışma teknikleri kullanmaz Başarılı olamama korkusu hakimdir. Motivasyonu ders geçmeye dönüktür ve sürekli değildir Başarısızlığı kabul etme Başarısızlığı kaçınılmaz görür. Başarılı olmak için hiç çaba göstermez. Ders dışı etkinliklere fazla zaman ayırır. Yeteneğin sabit ve değişmez olduğunu düşünür. Başarısızlığı, yeteneğindeki sınırlılığa bağlar. Sürekli desteğe ihtiyacı vardır. Ders çalışma ve öğrenme motivasyonu minimum düzeydedir.
Güdülenmiş Davranışların Temel Özellikleri: 1. İlgi duyma ve dikkat etmede süreklilik, 2. Davranışın yapılması için çaba göstermeye ve gerekli zaman harcamaya isteklilik, 3. Konu üzerinde odaklanma, kendini verme ve karşılan güçlükler karşısında istenilen davranışı yapmaktan vazgeçememe, sonuca gitmekte ısrarlı ve kararlı olma.
Güdülenme Bireye Ne Gibi Faydalar Sağlar? • • Bireysel enerjiyi ve ilgiyi artırır, Bireyi kesin hedeflere doğru yönlendirir ve bunlara ulaşmasını sağlar, Etkinliklerde sorumluluk almasını ve karşılaştığı güçlüklere yenmesini ve kararlılıkla ilerlemesine yardımcı olur, Bireyin kişisel öğrenme stratejilerini ve bilişsel süreçlerine etkiler, dikkati artırır. Güdü, bireyin içinden gelen bir enerji olmasına rağmen, öğretmen öğrenme ortamı düzenlerken bazı hususları göz önünde bulundurması gereklidir. Bu hususla öğrencilerin güdülenmesine sağlayabilir. Öğretmenlerin öğrencilerini güdülebilmeleri için; 1. Öğretmen öğretme sürecine başlamadan önce öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamalıdır. 2. Örencilerin yaptıkları çalışmalar, başarılar pekiştirilmelidir. 3. Öğrenme ortamında öğrencilerin meraklarını uyandıracak, onları araştırmaya yöneltecek etkinliklere yer verilmelidir. 4. Eğitim ortamı düzenlenirken, öğrencilerin ilgileri, beklentileri, uzak ve yakın hedefleri göz önüne alınmalıdır. 5. Öğrencilerin çabaları ödüllendirilmeli, çaba göstermeleri teşvik edilmelidir. 6. Öğrenme ortamında, başarılı olma ihtiyacı yüksek olan öğrencilere zor, başarısızlıktan kaçınma eğiliminde onlara orta güçlükte problemler verilmelidir. 7. Dersin hedefleri belirlenmeli, öğrencilerin başarı ve başarısızlıkları bu hedefe ulaşma derecelerine göre belirlenmelidir. 8. Öğrencilerin başarı ve başarısızları gösterdikleri çaba ile ilişki kurularak açıklanmalıdır.
Etkili ve Verimli Ders Çalışma Yöntemleri Öğrencilerimizin çoğunluğu zamanlarının büyük bir kısmını ders çalışmaya ayırmalarına rağmen başarılı olamamaktadırlar. Başarısız öğrenci yoktur, nasıl ders çalışılacağının bilmeyen öğrenci vardır. Çalışmadaki başarı sadece yeteneğe ve çok çalışmaya bağlı değildir. Etkili ve verimli çalışma yöntemlerine de bağlıdır. Bireyler arasındaki çalışma kapasiteleriyle ilgili temel farklar şöyle açıklanmıştır. • • Zeka ve özel yetenekler (%59 -%60) Çalışma alışkanlığı ve çalışma yöntemleri(%30 -%40) Değişim ve çevresel etmeler(%10 -%15) Etkili ve verimli ders çalışabilmek için yerine getirilmesi gereken bazı şartlar vardır. Bu şartlar yerine getirilmedikçe verimli çalışamaz ve de başarılı olunamaz. Bunlar nelerdir? Aşağıdaki kısaca açıklanmıştır. A)Öğrenmeye uygun psikolojik ortam oluşturmak. Nedir bunlar? 1. Fizyolojik Hazırlık: Ders çalışırken vücut pozisyonun ayarlanması (Dik sırt, yukarı kalkık omuzlar, derin ve doğru nefes alıp verme), iyi beslenme, sağlığa dikkat etme, olumlu bir yüz ifadesi oluşturma, hareket etme, gerginliklerden kurtulma. 2. Psikolojik Hazırlık: Çalışacak konunun netleştirilmesi, ilgili ve istekli olunması, okuma amacının belirlenmesi, konunun öneminin belirtilmesi, yöntemlerin seçilmesi ve harekete geçme Bunların dışında öğrencinin başarısını etkileyen çalışma alışkınlıkları nelerdir? 1)Planlı çalışma 2)Etkili okuma 3)Dinlenme 4)Not tutma 5)Derse katılma 6)Özet çıkarma 7)Kütüphaneyi kullanma 8)Sınavlara hazırlanma ve girme 9)Sağlık ve beslenme
Öğrenmeyi Öğrenme Günümüzde öğrenme konusu büyük önem kazanmıştır. Eğitimciler, psikologlar, araştırmacılar ”nasıl öğrenmeyi” sorusuna cevap bulmak için son 20 yıldır çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmışlardır. Öğrenme insan davranışlarının ayrılmaz bir parçasıdır. Herhangi bir kimseye öğrenmenin ne olduğu sorulduğunda alınacak cevap “ezberleme” ya da “belleme” olacaktır. Öğrenme sadece bilgi edinmeden ibaret değildir. Çünkü bilmemiz gereken şeyler ile öğrenmemiz gereken şeyler birbirinden farklıdır.
Öğrenme Stilleri Öğrenme bir bilim olmaktan daha çok, bir sanattır ve bir çeşit gelişmedir. Bu gelişmede, bireyin hayatın başlangıcında itibaren yavaş, fakat sürekli olarak meydana gelen bir takım değişmeler mevcuttur. Her öğrenci de yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanılır. Bu yollara “öğrenme stilleri” denmektedir. Öğrenme stilleri doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir. Öğrenme stilleri; görsel, işitsel ve kinestetik/dokunsal olarak 3 ana başlıkta toplanmaktadır.
Görseller, özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdir. Karışıklık ve dağınıklıktan hoşlanmayan ve çalışmayan, çantalarını, dolaplarını her zaman düzenli tutmayı seven, yazmayı sevmemelerine rağmen defterlerine düzenli ve itinalı kullanırlar. Bu özelliklerden dolayı, evde büyükleri, okulda öğretmenleri tarafından takdir edilirler.
İşitseller, küçük yaşlarda kendilerine konuşur, ses ve müziğe duyarlı, sohbet etmeye birileri ile çalışmayı severler. Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. Yabancı dil öğreniminde (konuşma ve dinleme becerilerinde) başarılıdırlar. Kinestetik/Dokunsallar oldukça hareketlidirler. Bu özelliklerden dolayı sürekli hareket halindedirler, sınıfta yerlerinde duramazlar. Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı örtmek, tebeşir getirmek hep onların görevine hep kendilerine üstlenmek isterler. Uzun süre oturmaya zorlanırlarsa derste ne olup bittiğini de anlamaz hale gelebilirler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problemler çıkarırlar. Bizim eğitim-öğretim sitemimizden kötü yönde etkilenirler ve genellikle istemeyen öğrenci haline gelirler.
Zeka Türleri Öğrenmeyi öğretmede öğrencilerimizin öğrenme stilleri kadar sahip oldukları zeka alanlarının da bilinmesi ve buna göre öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesi gerekmektedir. İnsanların doğal ortamlarından alınarak, çözmek istemediği bir takım sorular sorup, bu sorulara verdiği cevaplara göre değerlendirmek çok yanlıştır. Gadner’a göre zeka daha doğal ortamlarda zengin içerikli problem çözme ve ürün geliştirme becerisidir. Bu anlayışına göre zekaya 7 katagoriye ayırmıştır. ”Çoklu zeka kuramı” toplam 7 zeka türünü içermekteyse de daha sonra buna bir tür daha eklenmiştir. Doğal zekası denilen bu zeka türü ile 8 zeka türü şu şekilde özetlenmiştir.
Sözel-Dilsel Zeka Bu zeka türüne sahip bireyler, dinleme becerisi yüksek, kelime oyunlarından hoşlanan, kitaplarla iç içe olan, kelime hazine iyi, sözel olarak iyi iletişim kuran, hafızası kuvvetli ve yazmaktan hoşlanan, edebiyat, masal anlatma bir olayı anlatma gibi özellikler iyi toplumda kendilerini gösterirler. Matematiksel-Mantıksal Zeka Bu zeka türüne sahip bireyler, mantık kurallarına, neden sonuç ilişkilerine, varsayımlar oluşturmaya ve sorgulamaya ve bunlara benzer soyut işlemlere karşı çok hassas ve duyarlıdır. Zihinden işlemleri kolayca yapar, güçlü bir muhakemesi vardır. Kategorileri, ilişkileri fark eder, açıklar ve bilgiler arasında bağlantılar kurar. Rakamlarla ilgili işlemleri yapmaktan hoşlanır, matematik oyunlarından, santraç ve dama gibi oyunlardan da zevk alır.
Görsel-Uzaysal Zeka Bu zeka türüne sahip bireyler, çevresini objektif olarak gözlemler, algılaması ve değerlendirmesi ve bunlara bağlı olarak da dış çevreden edindiği görsel ve uzaysal fikirleri grafiksel olarak sergilemede iyidirler. Cisimleri üç boyutlu görme ve uzayda hareket ettirme; grafik ya da artistik temsil ve yorumlama yeteneği gibi konularda aktif yaratıcılık gösterirler.
Müziksel-Ritmik Zeka Bu zeka türünü sahip bireyle, müziksel olarak düşünme ve belli olayın oluş biçimini, seyrini veya düzenini müziksel olarak algılama, yorumlama ve iletişimde bulunmada iyidirler. Güzel şarkı söyler, farkında olmadan mırıldanır. Bir müzik aleti çalar. Şarkıların melodilerini hatırlar. Ritmik konuşur ya da hareket eder. Çalışırken masaya vurarak ritim tutar, çevresel gürültülere karşı duyarlıdır. Müzik dinleyerek çalışmayı sever. Çok küçük yaşlarda bile gelişebilen bir zeka türüdür.
Bedensel-Kinestetik Zeka Bu tür zeka bireyin bir problemi çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün meydana getirmek için bütün vücudunu veya vücudunun belli organlarını kullanabilme kapasitesidir. Bu zeka türüne sahip bireyler duygularını vücut dili ile ifade eder. Doğa Zekası Doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgisi olan, flora ve faunayı tanıyan, canlı cansız varlıkların ayırımını doğal dünyada yapabilen ve bu alandaki yeteneklerini üretken olarak kullanabilen kapasitesidir. Bir veya daha fazla sporla uğraşır, otururken elleri ve ayakları ile oynar, yerinde duramaz.
Sosyal Zeka Bir bireyin bir öğretmen, bir terapist ya da pazarlamacı gibi çevresindeki insanların duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlama ve ayırt etme ve karşılama kapasitesidir. Sosyal ilişki kurmaktan hoşlanır, doğal bir lider görünümündedir. Problemli olan arkadaşlarına yardım eder, organizasyonların baş elemanıdır. İçsel Zeka Bireyin kendisini tanıması ve kendisi hakkında sahip olduğu bu bilgi ve anlayış ile çevresinde uyumlu davranışlar sergilemesi yeteneğidir. Bağımsız olma eğilimindedir. Güçlü ve zayıf yönlerini tanır, gerçekçi amaçlar oluşturur. Kendini iyi motive eder, kendi başına çalışmayı tercih eder. Hayattaki başarılarından ve başarısızlıklarından ders almayı bilir.
Bu bilgileri öğretmen olarak nerelerde kullanabilirsiniz? 1. Düzenleyeceğiniz eğitim-öğretim faaliyetlerini belirlemede, 2. Öğrencilerinizi çeşitli yönleriyle tanıyıp onların özelliklerine uygun öğretim faaliyetleri düzenlemede, 3. Eğitsel rehberlik ile ilgili görevlerinizin neler olduğunu bilerek, Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri takımının bir üyesi olarak çalışmalarınızı yürütebilmede, 4. Öğrencilere ders çalışma yöntemlerini öğreterek daha başarılı olmalarını sağlamada, 5. Öğrenciyi derse motive ederek, daha iyi verimli ders saatleri geçirmede, 6. Sınıfta öğrenciyle çatışmaya girmeden disiplini sağlamada, 7. Güdülenmenin öğrenciye sağlayacağı yararları göstermede, 8. Öğrencilerin eğitsel kararlar almalarına yardımcı olmada, 9. Öğrenciye öğrenmeyi öğreterek, öğrenme ilgili sorunları çözmelerine yardımcı olmada kullanabilirsiniz.
- Slides: 39