ETM FAKLTES TEMEL ETMOKUL NCES ETM OK 314

  • Slides: 24
Download presentation
EĞİTİM FAKÜLTESİ TEMEL EĞİTİM/OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ OKÖ 314 Özel Eğitim Dr. Dila Nur YAZICI

EĞİTİM FAKÜLTESİ TEMEL EĞİTİM/OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ OKÖ 314 Özel Eğitim Dr. Dila Nur YAZICI

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OKÖ 314 - Özel Eğitim Hafta-5

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OKÖ 314 - Özel Eğitim Hafta-5

1. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar

1. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar

Öğrenme güçlüğü nedir? - Öğrenme güçlüğü terimi 1962 yılında Samuel Kirk tarafından ortaya atılmış

Öğrenme güçlüğü nedir? - Öğrenme güçlüğü terimi 1962 yılında Samuel Kirk tarafından ortaya atılmış bir kavramdır. - Ardından 1963 yılında bir konferansta normal ya da üstün zekalı çocukların okullarda yaşadıkları sorunlar üzerine odaklanılmıştır. - Bu çocuklara 1962’den önce minimal beyin disfonksiyonu, Strauss Sendromu ya da beyin hasarı tanısı konulmuştur. 4

‐ Günümüzde Öğrenme Güçlüğü ile ilgili olarak farklı alanlar farklı tanımlamalar yapmaktadır ve ortak

‐ Günümüzde Öğrenme Güçlüğü ile ilgili olarak farklı alanlar farklı tanımlamalar yapmaktadır ve ortak bir tanım birliği bulunmamaktadır. Ancak bu tanımlamalarda ortak olan bazı alanlar bulunmaktadır. Bunlar; 5

‐ Beklenilen ile gösterilen başarı arasında önemli ölçüde farklılık, ‐ Akademik alanları öğrenmede güçlük,

‐ Beklenilen ile gösterilen başarı arasında önemli ölçüde farklılık, ‐ Akademik alanları öğrenmede güçlük, ‐ -Temel bilişsel süreçlerin (dikkat, hatırlama, tekrar…) birinde ya da birkaçında yetersizlik, ‐ Öğrenme alanlarında kanıtlanmış eşit olmayan büyüme örüntüleri, ‐ Merkezi sistemde bozukluk, ‐ Zihinsel yetersizlik, duygusal bozukluk, duyusal yetersizlik, bedensel yetersizlik ya da kültürel yetersizliğin olmamasıdır. 6

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde öğrenme güçlüğü «Dili yazılı ya da sözlü anlamak ve kullanabilmek

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde öğrenme güçlüğü «Dili yazılı ya da sözlü anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapma güçlüğü nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey» olarak tanımlanmıştır. 7

Birleşik Devletler Eğitim Bakanlığı (2004) öğrenme güçlüğü için şu tanımı geliştirmiştir. «Anlamayı veya sözlü

Birleşik Devletler Eğitim Bakanlığı (2004) öğrenme güçlüğü için şu tanımı geliştirmiştir. «Anlamayı veya sözlü ya da yazılı dili kullanmayı da içeren temel psikolojik süreçteki bir ya da birden fazla bozukluktur. Bu bozukluk; dinlemede, düşünmede, konuşmada, yazmada, hecelemede ya da matematikte eksik becerilerle kendini göstermektedir. » Kapsadığı bozukluklar; algısal yetersizlikler, beyin hasarı, minimal beyin disfonksiyonu, disleksi ve gelişimsel afazi gibi durumları kapsar. Kapsamadığı bozukluklar; birincil olarak görsel, işitsel veya motor yetersizlikler sonucu oluşan, zihinsel yetersizlik, duygusal bozukluk veya çevresel-kültürel- ekonomik dezavantajlar sonucu ortaya çıkan durumlar 8

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARI TANILAMADA KARŞILAN ZORLUKLAR 1. IQ ve başarı/performans arasındaki tutarsızlıkları, okul

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARI TANILAMADA KARŞILAN ZORLUKLAR 1. IQ ve başarı/performans arasındaki tutarsızlıkları, okul öncesinden üçüncü sınıfa kadar olan çocuklarda ölçmek sıklıkla zor olmaktadır. 2. IQ ve başarı/performans arasındaki tutarsızlıklar, birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. 9

3. Tutarsızlık bulabilmek için IQ ve başarı/performans arasındaki farkın ölçülecek kadar açılmasını beklemek zorundayız

3. Tutarsızlık bulabilmek için IQ ve başarı/performans arasındaki farkın ölçülecek kadar açılmasını beklemek zorundayız ve bu da çocuğun öğrenmede önemli bir başarısızlık deneyimleyene kadar beklememiz anlamına gelmektedir. 4. «Başarısızlık için bekleme» modeli, çocuğun yaşadığı birincil problemleri daha kötü hale getiren ve çoğunlukla davranış, benlik kavramı ve akademik Hazırbulunuşluk gibi ikincil problemlerle karışan bir durum yaratır. 10

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ TÜRLERİ 1 - DİSLEKSİ (okuma sorunları) a) DİSFONİK DİSLEKSİ – işitsel kavrama

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ TÜRLERİ 1 - DİSLEKSİ (okuma sorunları) a) DİSFONİK DİSLEKSİ – işitsel kavrama ve ayırd etme becerilerinde bozukluk vardır. Dil ve sözlü ifadelerde güçlük çekerler. b) DİSİDETİK DİSLEKSİ – zihinde canlandırma yetenekleri bozuktur. Harflerin sıralanışını karıştırır, ters çevirir, günleri ayları sırayla 11 söyleyemez.

2 - DİSGRAFİ (yazma sorunları) P, D, B, G, H, Y, S, Z, U

2 - DİSGRAFİ (yazma sorunları) P, D, B, G, H, Y, S, Z, U gibi harfleri yazarken karıştırır ve ters yazar. Bazı harfleri unutur bazılarını fazladan ekler. Ayna hali yazabilir (PİLAT=TALİP) 3 - DİSKALKULİ (matematik sorunları) sayıları bozuk yazar sıklıkla yer değiştirir, işlemleri bozuk sırada yapar, geometrik ilişkileri kavramada zorlanır, aritmetik sembolleri tanımada zorlanır. 12

YAYGINLIK Öğrenme güçlüğüyle ilgili yapılan araştırmalar, disleksi üzerine yoğunlaşmaktadır. Öğrenme güçlüğünün erkek çocuklarda daha

YAYGINLIK Öğrenme güçlüğüyle ilgili yapılan araştırmalar, disleksi üzerine yoğunlaşmaktadır. Öğrenme güçlüğünün erkek çocuklarda daha sık rastlandığı hatta bu oranın 3 -10 kat arası fazla olduğunu gösteriyor. Okul dönemindeki çocukların yaklaşık %10 -20’si arası öğrenme güçlüğü çektiği, her 10 çocuktan birinde de öğrenme bozukluğu olduğunu göstermektedir. 13

2. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

2. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

1798’e kadar büyük ölçüde tıpçılar tarafından ele alınmıştır. Bu dönemde hekimler yerinde durmayan, dikkatsiz,

1798’e kadar büyük ölçüde tıpçılar tarafından ele alınmıştır. Bu dönemde hekimler yerinde durmayan, dikkatsiz, kural tanımayan çocukları tanımlayarak yol almıştır. 1917 -18 beyin iltihabı salgınından sonra hekimler bu belirtileri gösteren hastalarda artış görülmüş ve hekimler minimal beyin hasarı terimini kullanmışlardır. 15

Eğitimciler benzer davranışlı çocukları, 1930 -40’lı yıllarda tanımlamaya başlamışlardır. Alfred Strauss beyin zedelenmesi olduğu

Eğitimciler benzer davranışlı çocukları, 1930 -40’lı yıllarda tanımlamaya başlamışlardır. Alfred Strauss beyin zedelenmesi olduğu düşünülen çocuklarla çalışmış ve Strauss Sendromu terimini şu özellikleri gösteren çocuklar için kullanılmıştır: 16

-Hafif provokasyonda değişken ve uygun olmayan davranış -Zayıf davranış düzenlemesi -Sürekli hatalı algılar -Sakarlık

-Hafif provokasyonda değişken ve uygun olmayan davranış -Zayıf davranış düzenlemesi -Sürekli hatalı algılar -Sakarlık ve devamlı olarak zayıf motor beceriler -Sürekli hiperaktivite -Olağan koşullar altında olağandan çok daha fazla dikkatsizlik -Artmış motor etkinlik 17

TANIMI DSM-5’ e göre DEHB; «farklı ortamlarda görülen sosyal, eğitimsel ya da iş ortamlarındaki

TANIMI DSM-5’ e göre DEHB; «farklı ortamlarda görülen sosyal, eğitimsel ya da iş ortamlarındaki performansı etkileyen davranış örüntüsüdür. » DEHB’in 12 yaşından önce görülmesi gerekmektedir. Belirtileri 2 kategoride incelenmektedir: Dikkatsizlik ve hiperaktivite (tepkisellik) 18

DİKKATSİZLİK -Ayrıntılara dikkat etmede; okulda, işte ya da diğer etkinliklerde hatalar yapmak, -Görevlerde ya

DİKKATSİZLİK -Ayrıntılara dikkat etmede; okulda, işte ya da diğer etkinliklerde hatalar yapmak, -Görevlerde ya da oyun etkinliklerinde dikkati sürdürmede güçlük yaşamak -Onunla konuşulduğunda dinlemiyor gözükmek -Yönergeleri izleyememek ve okul ödevlerini, ev işlerini ya da işyerindeki görevleri bitirememek 19

-Görev ve etkinlikleri düzenlemede güçlük yaşamak, -Zihinsel çaba gerektiren işlere katılmaktan kaçınmak, hoşlanmamak, isteksiz

-Görev ve etkinlikleri düzenlemede güçlük yaşamak, -Zihinsel çaba gerektiren işlere katılmaktan kaçınmak, hoşlanmamak, isteksiz olmak -Görev ya da etkinlikler için gerekli şeyleri kaybetmek -Dışarıdan gelen uyarıcılar tarafından dikkatin kolayca dağılması -Gündelik işlerde unutkanlık 20

HİPERAKTİVİTE -Oturduğu yerde elinin ya da ayağının sürekli hareketli olması ya da kıpırdanmak -Sınıftaki

HİPERAKTİVİTE -Oturduğu yerde elinin ya da ayağının sürekli hareketli olması ya da kıpırdanmak -Sınıftaki yerinden ya da yerinde durup kalması beklenilen durumlarda kalkmak -Uygun olmayan durumlarda koşmak ya da tırmanmak 21

-Boş zaman etkinliklerine sessizce katılmak ya da oynamakta güçlük yaşamak -Sürekli hareket halinde ya

-Boş zaman etkinliklerine sessizce katılmak ya da oynamakta güçlük yaşamak -Sürekli hareket halinde ya da kurulu bir motor gibi hareket etmek -Çok fazla konuşmak 22

TEPKİSELLİK -Soru tamamlanmadan önce cevabı ağzından kaçırmak -Sırasını beklemede zorlanmak -Bölmek ya da izinsiz

TEPKİSELLİK -Soru tamamlanmadan önce cevabı ağzından kaçırmak -Sırasını beklemede zorlanmak -Bölmek ya da izinsiz girmek *Bireyin gelişimsel düzeyi ile uyumsuz ve tutarsız bir derecede dikkatsizlik, hiperaktivite ve tepkisellik belirtileri en az 6 ay boyunca devam etmeli ve çoklu ortamlarda görülmelidir. 23

TÜRLERİ 1. Birleşik tip 2. Dikkatsizliğin önde geldiği tip 3. Hiperaktivitenin önde geldiği tip

TÜRLERİ 1. Birleşik tip 2. Dikkatsizliğin önde geldiği tip 3. Hiperaktivitenin önde geldiği tip 24