ESK TRK EDEBYATI VII BEYT ERH rem ETNKAYA
ESKİ TÜRK EDEBİYATI VII BEYİT ŞERHİ İrem ÇETİNKAYA 18020343
HAY LÎ • Asıl adı Mehmed , lakabı ise ‘’Bekar Memi’’dir. Selanik vilayetinin 40 kilometre kuzeydoğusundaki Yebnice Gölünün doğu sahilinde bulunan Yenice’ de doğmuştur. Gençliğinde Baba Ali Mest-i Acemî adlı kalender dervişinin cazibesine kapılıp bu tarikata intisap etmiş ve onlarla seyahate başlamıştır. Bu şeyhin ona verdiği tasavvufi bilgilerin dışında daha on dört yaşındayken onun teşvikleriyle ustaca şiirler yazdığı bilinmektedir. Bu topluluğun İstanbul’ a gelişlerinden birinde zamanın İstanbul kadısı Sarı Gürz Nureddin Efendi Hayâlî ‘yi fark eder ve böylesine eli yüzü düzgün bir gencin Kalenderîler arasında dolaşmasını münasip bulmayıp onu olarak Şehir Mühtebisi Uzun Ali ‘ ye teslim etmiştir.
• HAY LÎ • Şiirleri önce Defterdar İskender ÇELEBİ’ nin daha sonraysa Sadrazam İbrahim Paşa ‘nın dikkatini çekmiştir. Bu dönemde padişaha sunduğu her şiiriyle büyük ihsanlara nail olan şaire 1525 -1526 yıllarında aylık 290 akçe bağlandığı , 1528 ve 1535 yılları arasında da on kere biner akçelik ihsanlarda bulunulduğu bilinmektedir ancak önce İskender ÇELEBİ’nin daha sonra İbrahim Paşa’nın idamıyla iki büyük hamisini kaybetmiştir ardından onların yerine gelenler tarafından pek sevilmediğinden sarayda eski yakınlığı göremedi. Padişahtan sancak beyliği isteyip İstanbul ‘dan ayrılmak istedi. Kendisine ‘’beğ’’ denmesine nazaran bu istediğine eriştiği tahmin edilmektedir. • Şairin tek eseri Dîvân’ ıdır. Şiirlerine hakim olan unsur tasavvuf düşüncesidir. Şairin bazı şiirlerini bir araya getirerek Gül- i Sad- Berg adında bir şiir mecmuası tertip ederek padişaha sunduğu da bilinmektedir.
• Dilā bu menzil-i vírānı ŝanma cāy-ı sürūr • Ki ķaŝr-ı dehre bulunur hezār dürlü ķuŝūr • Ķarañusına anuñ ķılma ĥande şem‘ gibi • Dilerseñ ola yüzüñ aġ nite kim kāfūr • Sipihr ķara yire cür‘a-veş döker ķanuñ • Ģabāb-gūne dimāġuñd’olursa bād-ı ġurūr • Bulanma seyl ŝuyı gibi aķma her yañaya • Nažarlarında yüri ŝāf-dillerüñ duru dur • Ķażā elinde kemān oldı çarĥ-ı ĥam-ķāmet • Ecel oķıyıla bizi itmek içün ehl-i ķubūr • Zemāne ķanuñ içer olduñ ise çoķ başlu • Bu bāġ-ı dehrde mānend-i ĥūşe-i engūr • Belāsı balına degmez ķo leźźet-i dehri • Evüñ yıķılmaya tā miśl-i ĥāne-i zenbūr • Gerekse ķuvvet-i bāzūda Şāh Behrām ol • Bu Zāl-i dehr ider menzilüñi āĥir gūr
• Dilerseñ olmaġa gün gibi āsumān-rif‘at • Yüzüñi sāye-ŝıfat ĥāk-i rāh ol yere ur • Gel olma bezm-i fenāda mey ile ālūde • Ki ŝuna sāķi-i vaģdet elüñe mā’-i šahūr • Ŝadā-yı ‘ālem-i lāhūtı istima‘ eyle • Nedür bu şíven-i nāy ile nāle-i ẅanbūr • Aġardı ŝaç u ŝaķal aġ u ķaradan gel geç • Gözüñi aç nažar it žulmetüñ olupdur nūr • Ķo aç gözlülügi gördügüñde biryānı • Diküp aña gözüñi germ olma çün tennūr • Cihān sefíne-i ten ġarķ idici deryādur • Ģabābı kūh-ı belā mevcidür anuñ şer ü şūr • Cihānda aduña ādem dine revā mıdur • Cemād gibi yatasın müsebbiģ ola ẅuyūr • Ger ādemíde ġaraž ekl ü şürb ü şehvet ise • Gerek cemí‘-i ünāsı taŝaddur ide sütūr • ‘İbādetüñe dayanma ki saña pend yiter • Hemín ģikāyet-i İblís ü Bel‘am-ı Bā‘ūr
• Kimesne irmedi şādíye bí-vesíle-i ġam • Müyesser olmadı Şírín viŝāli bí-Şāpūr • Kemān-ı ‘ışķı eger çekdüñ ise merdāne • Gerekdurur ki ola tír-i āha síne ķubūr • Bu ‘izz ü cāhına devrānuñ olmadı mā’il • Ŝonı fenā idüġin bildi Žıll-i Rabb-i Gafūr • Şeh-i zemāne Süleymān-ı ins ü cin ki anuñ • Cihān emrine tābi‘durur vuģūş u ẅuyūr • Ķaçan ki ‘āleme baĥş ola ĥān-ı iģsānuñ • Tefāĥur eyleye çínüñ götürmege Faġfūr • Geleyidi ķarşuña Cem ey Şeh-i diyār-ı kerem • Yaŝavuluñ aña dir idi kim ıraķdan dur • On iki ayı yıluñ ĥışt-ı māh u mihri ẅaşur • Sarāy-ı ķadrüñi yapmaġa çarĥ olup müzdūr • Ģamām-ı ‘aķl iremez şāhbāz-ı fikretüñe • Hümā ķuşuyıla berāber hiç ola mı ‘uŝfūr • Ser-i ‘adū lekedür cism cāmesi üzre • Ki her ġulāmuñ anı āb-ı tíġı birlen yur
• HAYĀLÌ mülk-i suĥanda ‘aceb mi olsa emír • Ki verdi Ĥusrev-i mülk-i suĥan aña menşūr • Nite ki vaķt-i seģer sebzezār-ı gerdūnda • Olup revāne ẅarāvet vire bu çeşme-i nūr • Ola ‘adūlaruñuñ sāye gibi yüzi siyāh • Sen olduġuñca cihānda güneş gibi meşhūr
• 2. AŞAMA SÖZLÜKSEL ANLAM : Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr • Bela- sı : Arapça kökenlidir. İçinden çıkılması güç durum, büyük sıkıntıya yol açan kimse ve hak edilen ceza, başı sıkıntıya düşmek anlamlarına gelir. Beyitteki anlamı ise başı sıkıntıya düşmek olarak kullanılmıştır. • -sı : 3. tekil şahıs iyelik eki olarak kullanılmıştır. Adlara gelerek onlara aitlik anlamı katan , onların neye , kime ait olduğunu belirten eklerdendir. • Bal/ -ı / -n/ -a : Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde. İkinci anlamı olgunlaşmış incirin dışına sızan tatlısı. Son anlamı ise ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besin suyu. Beyitte ilk anlamında kullanılmıştır. • -ı: 3. tekil şahıs iyelik eki olarak kullanılmıştır. Adlara gelerek onlara aitlik anlamı katan , onların neye , kime ait olduğunu belirten eklerdendir. • -n : Zamir n’ si görevindedir. Bir iyelik eki ile bir ad durumu eki (hâl eki) arasında bulunur. • -a : Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir. Yönelme halinde , ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme, yaklaşma, ulaşma söz konusudur.
• Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri • Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr • Değ- mez: Aralık kalmayacak kadar birbirine değmek, ulaşmak , erişmek , karşılık olmak , değerinde olmak anlamlarının yanı sıra miras kalmak, olgunlaşmak , eş kıymette olmak anlamları da vardır. Beyitte kullanılan anlamı eş kıymette olmak anlamındadır. • -mez: Sıfat- fiil anlamının dışında geniş zamanın olumsuzu görevi de vardır ve burada da geniş zamanın olumsuzu olarak kullanılmıştır. • Ko: Bırakmak , katmak , eklemek , etkilemek anlamları vardır. Komak şeklinde de telaffuzu vardır. Burada da bu şekildedir ve bırakmak anlamında kullanılmıştır. • Lezzet- i : Ağız yoluyla alınan tat, herhangi bir şeyden duyulan zevk , haz anlamlarına gelir. Beyitte bir şeyden duyulan haz anlamında kullanılmıştır. • -i : Farsça tamlamalarda harf- i tarif olmadığından tamlamadaki ilk unsur olan muzâfın sonuna << -ı / -i >> sesi veren izafet kesresi getirilir, böylece kelimenin sonn ünsüzü esreli okunmuş olur.
• Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr Dehr- i : Zaman , ebedi , dünya, devir anlamları vardır. Bu beyitte dünya anlamında kullanılmıştır. -i : İlgi eki, tamlayan ekidir. Bir varlığın kime ait olduğunu bildirir. Dehrî: Dünyanın sonsuzluğuna inanıp ahireti inkâr eden kimse. Zamanın sonsuz olup dünyanın başlangıcı ve sonu olmadığına inanan kimse. Ev- in: aile, zevce, burç , menzil , oda, hane ve bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı konut. Buradaki anlamı aile şeklindedir. -in : İlgi eki, tamlayan ekidir. Bir varlığın kime ait olduğunu bildirir. Yık- ıl-ma-ğa: Yık fiil tabanına gelen - ıl edilgenlik ekiyle birlikte yıkılmak kelimesi , herhangi bir sebeple çökmek, devrilmek yok olmak anlamlarındadır. -ma : İsim- fiil görevindedir. Fiillerin cümlede isim olarak kullanılma halidir. ğ: Kaynaştırma harfidir. Ünlüyle biten kelimeye ünlüyle başlayan eklerden önce gelir. a : Yüklemin yöneldiği yeri , nesneyi ya da kavramı gösterir. Yönelme halinde ismin belirttiği kavrama yöneliş , dönme, yaklaşma, ulaşma söz konusudur.
Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr Tâ : Farsça bir takı olan tâ ; bir şeyin bulunduğu, başladığı veya sona erdiği yeri yahut zamanı anlatırken söze mübalağa katmak amacıyla kullanılır. Genellikle değin, dek, kadar, beri anlamlarında kullanılır. Misl: Emsal, benzer, miktar ve kat anlamları vardır. Beyitte benzer anlamında kullanılmıştır. -i : Farsça tamlamalarda harf- i tarif olmadığından tamlamadaki ilk unsur olan muzâfın sonuna << -ı / -i >> sesi veren izafet kesresi getirilir, böylece kelimenin sonn ünsüzü esreli okunmuş olur. Hâne : Ev , ev halkı, bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri , basamak anlamları vardır. Beyitte ev halkı anlamında kullanılmıştır. -i: Farsça tamlamalarda harf- i tarif olmadığından tamlamadaki ilk unsur olan muzâfın sonuna << -ı / -i >> sesi veren izafet kesresi getirilir, böylece kelimenin sonn ünsüzü esreli okunmuş olur. Zenbûr: Eşek arısı, arı anlamları vardır. Burada arı anlamındadır.
• 3. AŞAMA: DÜZYAZI (DİL İÇİ ÇEVİRİ) • Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri • Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr • • Beyitin özgün kelimelerle düzyazıya çevrilişi: ( Lezzet-i dehri ko belâsı balına degmez; evin tâ misl- i hâne-i zenbûr yıkılmağa. ) Beyitin güncel kelimelerle düzyazıya çevrilişi (dil içi çeviri) : [ Belası balına değmez ; dünya lezzetini bırak ki evin arı yuvası gibi yıkılmasın. ]
• DÖRDÜNCÜ AŞAMA: ŞİİRSEL ANLAMI Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr Şair bu beyitte arı yuvası gibi evimizin dağılmaması için dünya hayatını bırakmamız gerektiğini, tüm bu sıkıntıların dünyaya değmeyeceğinden bahseder. Dünya lezzetlerinden kendimizi soyutlamamız gerektiğini , geçici dünya malına aldanmamamız gerektiğinden bahsetmektedir. Dünya lezzeti geçicidir, bazı insanlarsa buna düşkündürler ancak hakikati bırakıp bu lezzete dalanlar, dünyaya aşırı muhabbet bağlayanlar büyük belâya uğrarlar. • Ayette de ‘’ Dünya hayatı aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir. ‘’ diyerek dünya hayatının geçiciliğinden bahsedilir.
DÖRDÜNCÜ AŞAMA: ŞİİRSEL ANLAMI Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr Şair dehri diyerek ahirete inanmayan , dünyanın başı ve sonu olmadığına inananların bunu yapmamaları gerektiğini yoksa ahiretlerine zarar vereceğinden bahseder. Dünyanın sonsuz olmadığından böyle düşünürlerse ve davranılırsa zarara uğrayacaklarından bahseder.
DÖRDÜNCÜ AŞAMA : ŞİİRSEL ANLAMI Belāsı balına degmez ḳo lezzet- i dehri Evin yıḳılmağa tā misl- i hāne- i zenbūr Tenasüp: Arı yuvası + bal Kalb: Bela- bal Teşbih: Arı yuvası , insanın evine benzetilmiş. Teşbih: Bal- dünya lezzeti
KAYNAKÇA Mermer A. , Deniz S. , Bayram Y. , Keskin N. , Alıcı L. , Eflatun M. (2016). Eski Türk Edebiyatına Giriş. (13. Baskı ). Ankara: Akçağ Yayınları http: //nek. istanbul. edu. tr: 4444/ekos/TEZ/46593. pdf https: //www. hakikat. com/hakikat-dergisi/281/dunya-hayati-sakin-sizialdatmasin-fatir-5
- Slides: 17