Ergenlikte Fiziksel ve Bilisel Geliim Ergenlikte Fiziksel ve
Ergenlikte Fiziksel ve Bilişsel Gelişim
Ergenlikte Fiziksel ve Bilişsel Gelişim Ergenliğin Doğası Ergenlikte Biliş Fiziksel Değişiklikler Okullar Ergenlikteki Sağlık Sorunları
Ergenliğin Doğası Ergen gelişiminde genetik, biyolojik, çevresel ve sosyal faktörler etkileşim halindedir. Süreklilik ve süreksizlik birlikte rol oynar. Anne babayla ilişkiler farklı bir biçim alır. İlk defa çıkmaya başlarlar. Düşünceler daha soyut ve idealistiktir. Biyolojik değişmeler beden imgesine olan ilgiyi artırır. Ergenlerin çoğu, olumlu kendilik kavramına sahiptir ve diğerleriyle iyi ilişkiler kurabilir. Ergenler, homojen bir grup değildir.
Meraklısına Ergenlik Orijinal isim: Adolescence Laurence Steinberg İmge Kitabevi Yayınları / Çeviri - Psikoloji Dizisi
Fiziksel Değişiklikler Buluğ Beyin Ergen Cinselliği
Buluğun (Puberty) Tanımı Buluğ, erken ergenlik yıllarında bedensel ve hormonal değişmelerle birlikte ortaya çıkan hızlı bir fiziksel olgunlaşma dönemidir.
Buluğ’un Sınırları ve Belirleyicileri Buluğ’un başlangıcını belirleyenler: Beslenme Sağlık Kalıtım Beden Kütlesi Buluğ, aniden ortaya çıkan tek bir olay değildir. Buluğun en önemli belirtileri cinsel olgunlaşma ve boy uzunluğundaki ve vücut ağırlığındaki artışlardır. Başlangıcını ve sonunu belirlemek güçtür.
Boy Uzunluğu ve Ağırlık Büyümede sıçrama (growth spurt) kızlarda yaklaşık 2 yıl daha önce ortaya çıkar. Büyümede sıçrama ya da ani büyüme kızlarda yaklaşık 10. 5 erkeklerde 12. 5 yaşında başlayan, kızlarda 12 erkeklerde 14 yaşında zirve yapan boy uzunluğu ve ağırlıktaki hızlı artış olarak tanımlanmaktadır. Buluğdaki değişmelerin zirveye ulaştığı nokta kızlarda 11. 5 erkeklerde 13. 5 yaştır. Boy uzunluğunda artma, kızlarda yılda yaklaşık 8. 5 cm, erkeklerde yaklaşık 10 cm dir. Ağırlıktaki artma yaklaşık olarak boy uzunluğundaki artmalarla aynı zamanda ortaya çıkar.
Erkeklerde Cinsel Olgunlaşma Testisler büyür. Genital bölgede kıllanma görülür. Seste çok az değişme İlk ejakülasyon (boşalma) Maksimum büyümenin başlaması Koltukaltı kıllarında artma Seste daha belirgin değişme Yüzde kıllanma (sakalların büyümesi)
Kızlarda Cinsel Olgunlaşma Göğüsler genişler Genital bölgede kıllanma görülür Koltukaltında kıllanma görülür Boy uzunluğunda artma Kalçalar omuzlardan daha geniş hale gelir İlk adet görme Adet döngüleri oldukça düzensizdir. Bazı kızlar iki yıl sonrasına kadar üretken olmayabilirler. Buluğ döneminin sonunda göğüsler iyice yuvarlaklaşmıştır.
Hormonlardaki Değişiklikler Hormonlar, endokrin salgı bezleri tarafından salgılanan ve kan dolaşımıyla bütün vücuda taşınan güçlü kimyasal maddelerdir. Testosterone hormonu erkeklerde sesteki değişme, boy uzunluğundaki artma ve genital organlardaki gelişmeyle bağlantılıdır. Estradiol(östrojen) hormonu kızlarda iskelet, rahim ve göğüslerin gelişimiyle bağlantılıdır.
Beden İmgesi Ergenler bedenleriyle aşırı ilgilidirler bedenlerinin nasıl olduğuyla ilgili bireysel imgeler geliştirirler. Ergenler, ergenliğin ilk yıllarında son yıllarına göre bedenlerinden daha az hoşnutturlar. Kızlar erkeklere göre erken ergenlik döneminde daha olumsuz beden imgesine sahiptirler ve bedenlerinden daha az hoşnutturlar. Buluğ döneminde değişmeler arttıkça kızlar, bedendeki yağlanmanın artmasından dolayı bedenlerinden daha az hoşnut olurken; erkekler kas kütlesinin artmasından dolayı daha hoşnut hale gelirler.
Erkeklerde Erken ve Geç Olgunlaşma Yeni araştırmalar, erkeklerde erken olgunlaşmanın, geç olgunlaşmaya göre bir avantaj olduğunu doğrulamaktadır. Erken olgunlaşan erkeklerin, geç olgunlaşanlara göre kendilerini daha olumlu olarak algıladıkları ve daha başarılı akran ilişkileri geliştirdikleri görülmektedir.
Kızlarda Erken ve Geç Olgunlaşma Yeni bulgular, erken olgunlaşan kızların okulda daha çok sorun yaşadıklarını göstermektedir. Daha bağımsız ve erkekler arasında daha popülerdirler. Altıncı sınıfta erken olgunlaşan kızlar, onuncu sınıfta da geç olgunlaşan kızlar görünüşlerinden daha memnundur.
Ergen Cinselliği Cinsel Kimlik Geliştirme Gebeliği Önleyici Uygulamalar Ergenin Cinsel Davranışı Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Ergen Cinsel Davranışında Risk Faktörleri Ergen Gebeliği
Ergen Cinselliği Ergenlik, cinselliğin keşfedildiği ve deneyimlendiği bir dönemdir. Ergenlik, cinselliği olmayan çocuk ve cinsel yetişkin arasında bir köprüdür. Cinsel gelişim ve cinselliğe ilgi, ergen gelişiminin normal yönleridir. Ergenlerin büyük bir grubu, sağlıklı cinsel tutumlara sahiptir ve gelişimlerini bozmayacak cinsel deneyimler içinde yer alırlar.
Cinsel Kimlik Geliştirme Ergen’in cinsel kimliği; -cinsel yönelimini -ilgilerini -etkinliklerini -davranış stillerini içerir.
Ergenin Cinsel Davranışlarında İlerleme Ergen cinsel davranışındaki ilerleme tutarlı bir örüntü izler; Kucaklaşmak, öpüşmek Okşamak Cinsel ilişki On kızdan 8’i ve on erkekten 7’sinin 15 yaşında cinsel deneyimi yoktur. Ergenlikte yaş arttıkça cinsel ilişki yaşama olasılığı da artmaktadır.
Ergen Cinsel Davranışında Risk Faktörleri Cinsel deneyimi 16 yaşından önce olan ergenler kontraseptifleri en etkisiz biçimde kullanan gruptur. Bu grup cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve ergen gebeliği konularında en fazla risk altında olan gruptur. Erken cinsellik, suçluluk, okulla ilgili problemler, aşırı alkol ve madde kullanımıyla ilişkilidir.
Gençlerin karşıya olduğu iki tür risk; istenmeyen gebelik cinsel yolla bulaşan hastalıklardır. Kontraseptif kullanmayan aktif bir ergenin 1 yıl içinde gebe kalma olasılığı %90’dır. Kontraseptif kullanma her iki tür riski de azaltmaktadır. Ergenlerde kontraseptif kullanımı artmaktadır. Yaşça küçük ergenlerin kullanma oranı daha düşüktür.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (STDs) , sadece genital ilişkiyle değil; oral-genital ve anal-genital ilşki türleriyle de bulaşmaktadır. Her yıl üç milyondan fazla Amerikalı ergen bu yolla bir hastalık sahibi olmaktadır.
Ergen Gebeliği Her yıl 500 000’den fazla Amerikalı genç ergen gebe kalmaktadır. Bunlar arasında %70’den fazlası evlenmemektedir. ABD, ergen gebeliğinde Rusya’dan sonra ikincidir. ABD’de 200, 000’den fazla sayıda kız, 18 yaşından önce çocuk sahibi olmaktadır. Ergen gebeliği oranları 1990’larda yavaş bir şekilde azalmaya başlamıştır.
Ergen Gebeliğinin Sonuçları Ergen gebeliği hem anne için hem de doğan çocuklar için sağlık riskleri ortaya çıkarmaktadır. Ergen annelerden doğan bebeklerin; doğum ağırlıkları düşüktür nörolojik sorunlar gösterirler çocukluk hastalıkları daha sık görülür Ergen anneler genellikle okulu bırakmaktadır. Ergen anneler genellikle düşük SED’den gelmektedir.
Ergen Gebeliğini Azaltma Cinsel eğitim ve aile planlaması Gebelikten korunma yöntemlerine ulaşma Yaşam seçenekleri yaklaşımı Geniş toplum katılımı ve desteği Özellikle erken ergenlikte cinsel ilişkiden kaçınma
Ergenlikte Sağlık Sorunları Ergen Sağlığı Madde Kullanımı ve İstismar Yeme Bozuklukları
Ergen Sağlığı Sağlıkla ilgili kötü alışkanlıklar ve yetişkinlikte erken ölümle bağlantılı pek çok faktör ergenlikte başlamaktadır. ABD’deki ergenler, dünyadaki diğer ergenlere göre daha az egzersiz yapmakta ve daha kötü (junk food) beslenmektedir. Sağlık uzmanları, ergenlerin bir sağlık sorunu geliştirip geliştirmeyeceklerinin onların davranışlarına bağlı olduğunu öne sürmektedirler.
Ergen Sağlığı Ergenin sağlığı koruyucu davranışları (sağlıklı beslenme, spor yapma, emniyet kemeri kullanma, yeterince uyuma) arttırması Ergenin sağlığı tehdit eden davranışları (madde kullanımı ve istismarı, şiddet, korumasız cinsel ilişki, tehlikeli araba kullanma) azaltması ya da uzak durması gerekmektedir.
Ergenlerde Ölüme Yol Açan Nedenler Ergenlikte başlıca ölüm sebepleri kazalar, cinayetler ve intiharlardır. Kazalar - çoğu otomobil kazasıdır. Riskli sürücü davranışlarını, alkollü veya ilaç etkisi altında araba kullanmayı içerir. İntihar - 10 -14 yaş arasındaki ölümlerin %6’sını ve 15 -19 yaş arasındaki ölümlerin %12’sini açıklamaktadır. Adam öldürme - özellikle Afrikalı-Amerikalı erkek ergenlerde yaygındır. Doğal nedenlerden 3 kat daha fazla silahla öldürülmektedirler.
Ergenlerde Madde Kullanımıyla ilgili Bulgular Endüstrileşmiş ülkeler arasında ergenlerde en yüksek madde kullanım oranları ABD’dedir. ABD’de ortaokul öğrencileri arasında madde kullanımı 1980’lerde azalmış, fakat 1990’larda artmaya başlamıştır. 1990’larda ergenlerin kullandığı maddeler: uçucular halusinojenler – marihuana – amfetaminler gece kulupleri ve ergen partilerinde yaygın olan ilaçlar ise Ecstacy and Rohypnol’dür.
Gelişimin, Anne-babaların ve Akranların Rolü Çocukluk ve erken ergenlikte madde kullanmanın sorumlu ve yetkin davranışın gelişimi üzerinde ileri ergenlik yıllarına göre daha uzun süreli bozucu etkisi vardır. Anne baba ve diğerleriyle olumlu ilişkilerin ergenin madde kullanımını azaltmada önemli etkileri vardır. Anne babası veya arkadaşları madde kullanan ergenlerin madde kullanma olasılığı daha yüksektir.
Yeme Bozuklukları Anoreksiya Nevroza Bulimia Nevroza
Anoreksiya Nevroza Yoksunluk çekecek kadar aç kalarak ince olmada ısrar etme ve ölümle sonuçlanmayı içerebilen yeme bozukluğu. Anoreksikler, normal olarak kabul edilen beden ağırlığından % 85 daha düşük ağırlığa sahiptirler. Kilo vermeyle önüne geçilemeyecek yoğun bir kilo alma korkuları vardır. Bozulmuş bir beden imgeleri vardır ve sürekli tartılırlar. Çoğu, iyi eğitimli, orta ve üst gelir grubundan genç kızlardır. Çok yüksek standartlar koyarlar ve onlara ulaşamama stresi yaşarlar. .
Bulimia Nevroza Birey tutarlı bir biçimde bir yeme-boşaltma örüntüsü izler. Boşaltma ya kendini kusturma ya da laksatif kullanmayla kendini gösterir. Çoğu blumik, onlu yaşların sonunda veya yirmili yaşların başlarında olan kızlardır. Çoğu blumik yemeyle aşırı ilgilidir, yoğun bir kilo alma korkusu ve depresyon veya kaygı vardır. Anoreksiyadan farklı olarak kilo normal sınırlar içinde değiştiği için teşhis edilmesi güçtür.
Ergen Bilişi Piaget’nin Kuramı Ergen Egosentrizmi Bilgi İşleme
Piaget’nin Kuramı Ergen düşüncesi, formel işlemler dönemini kapsar. Düşünce daha soyuttur ve şu özellikleri gösterir: sözel problem-çözme yeteneği düşüncenin kendisi hakkında düşünme eğiliminde artma düşünce idealizm ve olasılıkları içerir. düşünme daha mantıksaldır hipotetik tümdengelim tarzı akıl yürütme
Hipotetik-Tümdengelim Piaget’nin formel işlemler kavramına göre ergenler, matematiksel eşitlikler gibi problemlerin çözümü için en iyi tahminleri yürütebilen veya hipotez geliştirebilen formel düşünceye sahiptirler. Bu sayede sistematik biçimde tümden gelebilir ve eşitliğin çözümü için en iyi çözüm yolu sonucuna ulaşabilirler.
Ergen Benmerkezciliği Ergenlerin kendilik bilinci bu dönemde yükselme gösterdiği için ergenler, başkalarının da aynı şekilde kendileriyle onların biriciklikleri anlamında ilgilendiğini düşünürler. D. Elkind’a (1976) göre ergen benmerkezciliğinin iki yönü vardır: hayali izleyici (imaginary audience) kişisel efsane (personal fable)
Hayali İzleyici Ergenlerin yükselen kendilik bilincine ve bunun kendileri gibi herkesin de onlarla ilgilendiğine inanma şeklinde yansımasına karşılıktır. Dikkat çekme davranışlarını içerir, farkedilme ve görülme çabası vardır. Sürekli sahnede gibidirler.
Kişisel Efsane Ergen benmerkezciliğinin bir kısmıdır. Ergenin, biricik, özgün ve incinmez olduğuna dair inançlarını içerir. Ergen, gerçekten ne hissettiğini kimsenin anlamadığını düşünür. Kişisel efsane, kendini sıklıkla ergen günlüklerinde gösterir.
Bilgi İşleme Karar verme Eleştirel düşünme
Karar Verme Ergenlik, pek çok kararın verildiği bir dönemdir. Çocuklarla karşılaştırıldığında, genç ergenler daha fazla fikir üretirler, bir durumu farklı bakış açılarından incelerler, kararlarının sonuçlarını öngörürler ve kaynakların inanılırlığını dikkate alırlar. Anne babalar uygun durumlarda karar verme sürecine ergenleri de dahil ederler.
Eleştirel Düşünme Eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi için temel bazı beceriler gereklidir. Son çalışmalar, eleştirel düşünmenin yaşla arttığını, fakat lise öğrencilerinde bile zamanın yarısından daha azında ortaya çıktığını göstermektedir. Eleştirel düşüncenin gelişmesine izin veren bilişsel değişmeler; bilgi işleme kapasitesi ve hızındaki artma çok çeşitli alanlarda içerik bilgisinin artması yeni bilgi kombinasyonları oluşturabilme yeteneğindeki artma daha çok stratejinin daha otomatik olarak kullanılması
Okullar Ortaokula Geçiş Genç Ergenler için Etkili Okullar Lise Ders Dışı Etkinlikler Hizmet Ederek Öğrenme
Ortaokula Geçiş Bu geçiş stresli olabilir. Bireyin kendisinde, ailede ve okulda pek çok değişme aynı anda yaşanır. Değişmeler hem olumlu hem de olumsuz olabilir. Öğrenciler statü kaybı yaşarlar. İlkokulda son sınıfta oldukları için daha üstte ve daha güçlüdürler; oysa ortaokulda birinci sınıfa geçince en küçük, en genç ve en güçsüz olurlar.
Ortaokula Geçişte Zorlayıcı Değişmeler Buluğ ve beden imgesiyle ilgili endişeler Formel işlemlerle düşünmenin ortaya çıkması Sosyal bilişte değişmeler Sorumlulukta ve bağımsızlıkta artma Anne babaya bağımlılıkta azalma Küçük yakın ilişkilerin olduğu bir sınıftan, büyük ve daha resmi okul ortamına geçme Başarının ve performansın değerlendirilmesinin önemindeki artma
Ortaokula Geçişte Olumlu Değişmeler Öğrenciler kendilerini büyümüş hissederler. Seçecekleri daha fazla konu vardır. Arkadaşlarla birlikte vakit geçirme ve kafa dengi arkadaşlar edinme fırsatları daha fazladır. Anne babanın doğrudan gözleminden kurtulup bağımsızlığın artması hoşlarına gider. Zihinsel açıdan akademik işler nedeniyle daha mücadeleci olurlar.
Genç Ergenler için Daha Etkili Okullar Ortaokulun resmi doğasını hafifletmek için küçük topluluklar ve gruplar oluşturma. Öğrenci-danışman oranlarını düşürme (1’e 10) Anne babaları ve toplum liderlerini de işe katma. Okuyan, bilimi anlayan ve sağlık, etik ve yurttaşlık bilincine sahip öğrenciler yetiştirmeye uygun programlar geliştirme. Birkaç konuyu birlikte ele almaya izin veren programları ve uygulayacak öğretmenleri oluşturma.
Lise Yirminci yüzyılın ikinci yarısında liseyi terk etme önemli ölçüde azalmasına rağmen, liseyi terk ederek öğrenciler, yetişkin yaşamlarını hem ekonomik hem de sosyal açıdan zarara uğratmış olurlar. Öğrenciler okulu, okulla ilgili nedenlerle (hoşlanmama veya kendini dışında hissetme) ekonomik nedenlerle kişisel nedenlerle (gebelik/evlenme) bırakmaktadır.
Ders Dışı Etkinlikler Ders dışı etkinliklere katılma; akademik başarı, okulla ilgilenme, okulu bırakma olasılığı azalmakta ve üniversiteye gitme olasılığı ve benlik saygısı artmaktadır. depresyon, suçluluk ve madde kullanımı oranları azalmaktadır.
Hizmet Öğrenme Sosyal sorumluluk ve topluma hizmeti geliştirmeyi hedefleyen bir eğitim biçimidir. Öğrenciler için önemli bir hedef, daha az ben merkezli olma ve diğerlerine yardıma daha fazla güdülenmedir. Eğitimi dışarıya topluma taşır. Liselerde toplum hizmetlerinde bulunma zorunlulukları artmaktadır.
- Slides: 50