Erenky Kz Lisesi Yz yln am bir irfan
Erenköy Kız Lisesi “Yüz yılını aşmış bir irfan yuvası” Canerhan Tipi
Rıdvan Paşa Köşkü Erenköy Kız Lisesinin ilk binası…
Erenköy Kız Lisesi, Aziz Haydar Hanımın maddi manevi gayretleri ve olanaklarıyla 1911 yılında ilk ve orta kısımlarıyla Kız Numune Mektebi olarak Rıdvan Paşa Köşkü'nde açılmış, 1916 dan itibaren “Erenköy İnas Sultanisi” adıyla kız lisesi olarak öğretime devam edilmiştir. . .
Atatürk’ün Selanik’ten mahalle arkadaşı olan Aziz Haydar Hanım cephe gerisinde ve Hilâl-i Ahmer’de gönüllü hemşire olarak çalışmış, İzmir kurtarıldıktan sonra Çankaya'ya şükranlarını sunmak için çıkan bir grup hanım arasında da yer almıştı… Hanımlar Atatürk’e tebriklerini sunarlarken sıra Aziz Haydar’a gelince, Gazi onun elini öpüyor ve diğer hanımefendilere çocukluk arkadaşının elini bırakmadan şu açıklamayı yapıyordu: “Biz erkekler vatanın kurtarılması için çalışırken, devletimizden maaşımızı da aldık, oysa Aziz Haydar aynı fedakârlıkları devletten bir kuruş almadan yapmıştır”
Rıdvan Paşa Köşkü’nün yanı sıra Topçu Reisi Hacı Hüseyin Paşa Köşkü de Maarif Vekilliği tarafından V. Murat’ın kızı Hatice Sultan’dan satın alınarak okulun yatakhanesi olarak kullanılmıştı…
1924 -25 eğitim ve öğretim yılında ismi yeniden değiştirilmiş, Erenköy Kız Lisesi adını almış ve okul, orta ve lise sınıfları yatılı ve gündüzlü olarak iki devreli on bir yıl süreli bir okul olmuştu
1938 yılı Cumhuriyet Bayramı, yatakhane binası…
1931 yılının 9. sınıf öğrencileri öğretmenleriyle birlikte okulun ünlü kameriyesinde…
Kütüphane salonu…
Nuriye Hanım pavyonu Okul bahçesinde diğer bir zarif yapı: Merasim pavyonu…
Merasim pavyonu önünde 1928 yılı öğretmenleri…
Merasim pavyonu önünde öğrenciler sereserpe…
1930’lu yıllar… Dershanede… Havuz başında
1930’lu yıllar… Erenköy Kız Lisesi Taksim stadında…
1926 1934 1938 … n e 1930 n ı r la d n i iç Yıl 1934 1969
1940’lı yıllar… Havuz başı…
1950’li yıllar… Erenköy Kız Lisesi Fenerbahçe stadında…
1950 Öğretmenler, öğrenciler, veliler…
1953 Öğretmenler, öğrenciler, mezunlar bir arada…
1956 Mezuniyet töreni…
i s e t e z a G 5 t 4 e 9 y i 1 r t u a h ub m u Ş C 2 2
Maarif müdürlüğü, yanan Erenköy Kız Lisesi talebelerinin ilk Pazartesi gününden itibaren derslere başlamaları için tedbirler almıştı: Yeni okul binası yapılana dek orta kısım talebeleri, Göztepe ortaokulunda okuyacaklar, yatılılar yine mektebin yanmayan kısımda yatacaklardı. . . Lise kısmı talebeleri okulun yanmayan kısmında okuyacaklardı… Okulun 196 yatılı, 179 gündüzlü talebesi vardı. Biraz sıkıştırılmak suretile bütün yatılılar yangından kurtulan 120 kişilik yatakhanede kalacaklardı… Okulun yeni binasının temeli 1946'da atılmış, ancak 1954 -55 ders yılında hizmete açılabilmişti…
“Yaprak Dökümü”, “Çalıkuşu” gibi romanların yazarı Reşat Nuri Güntekin, 1920’lerde Erenköy Kız Lisesi’nde edebiyat dersi verirdi… Derste “Kınalı Yapıncak” diye takıldığı öğrencisi Hadiye Hanımla 1927 yılında mezun olur olmaz evlendiler… Yazarın “Çalıkuşu”na o yıllarda okulda başladığı söylenir…
Okulun müthiş bir dekorasyonu vardı… Avizeler, ahşap büyük aynalar. . . Tüm kızlar aynalarla çevrili duvarlarda hep kendilerine bakardı. Bazen bu yüzden derse bile geç kaldığımız olurdu. O eski bina yandı. Yerine yenisi yapıldı. Ama o yıllardan kalma bir ayna okulda hatıra olarak yer alıyordu” (Meral Urcun 1939 yılı mezunu)
1917 tarihinde Erenköy “İnas Numune Mektebi” talebeleri için yayınlanmaya başlayan “Talebe Defteri” mecmuasında, açılan bir yarışmada bir öğrencinin kaybettiği babasına yazdığı şiiri birinci seçilmişti… Bu genç kız yıllar sonra “Ümmü'l-Muharrirat”, yani kadın yazarların annesi ünvanı verilen Halide Nusret Zorlutuna’ydı.
Pınar Kür’ün annesi, 96 yaşında vefat eden yazar İsmet Kür, ilkokul ve lise yıllarında belleğine nakşettiği o güzelim Rıdvan Paşa Köşkü’nü ve Erenköy Kız Lisesi’ni hiç unutmamış, anı kitabında şu güzel cümlelerle anlatmıştı köşkü ve onunla ilgili duygularını; “Rıdvan Paşa Köşkü. . . Doğanın cömertliğiyle, insan hünerinin, sanat aşkının sarmaş dolaş olduğu şatafattan uzak zarif bir yapı. . . Ve sözcüklere sığmaz güzellikteki bahçesi. . İlk çocukluğumun periler ülkesi o bahçeydi benim için, o köşktü. Dinlediğim en güzel masallarda anlatılanlar oralarda yaşama geçerlerdi”
Cumhuriyetin ilk kadın yazarlarından Müşerref Hekimoğlu da (1921 - 2004) Erenköy Kız Lisesi sıralarından geçmiş, babasının tayini nedeniyle Ankara Lisesi’nden mezun olmuştu… Bir yazısında, öğrencilik yıllarının Erenköy Kız Lisesi’ni şöyle anlatıyordu; “Kocaman bahçe içinde beyaz bir köşk, ortada havuzuyla mermer bir salon, duvarda tavana kadar uzanan aynalar, oymalı kapılar, işlemeli çerçevelerle, tahta mimarlığının görkemli bir örneği… Ankara Lisesi’ni bitirdim… Ama Rıdvan Paşa köşkünü unutamadım… Yandığı zaman hüngür ağladım”
Demet Akbağ Erenköy Kız Lisesi’sinde basketbol ve voleybol oynarken, tiyatro kolu başkanı iken hatırlıyorum kendimi… Disiplinliydim, devamlılık konusunda parmakla gösterildim. Ama teşekkür, iftihar falan almazdım… Öğretmenlerimin çok taklidini yapardım. İngilizce, kimya ve edebiyat öğretmenlerimin kendilerine de taklitlerini yapıp onlardan alkış almışlığım var… Erenköy Kız Lisesi 1979’da kapılarını erkek öğrencilere de açtı ancak bu deneme bir buçuk yıl sürdü… Bugün İstanbul’un yegane kız lisesi olarak eğitimine devam etmektedir…
Erenköy Kız Lisesi’nin bahçesindeki Atatürk büstünün üzerinde şu yazmaktadır… “Dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir” Mustafa Kemal Atatürk
Erenköy Kız Lisesi’nin Türk kadınının Atatürk’ün amaçları doğrultusunda sosyal hayattaki yerini alması yönünde çok büyük bir önemi ve katkıları olmuştur… Ancak son günlerde eski mezunları, velileri, üzen, düşündürücü gelişmeler basında da yer almaktadır… Yeni görevlendirilen okul yönetiminin okuldaki sembollere müdahale ettiği, yeni semboller geliştirdiği, 23 Nisan haftasında iktidar partisi desteğinde okulda âdetten olmayan, laiklik ilkesiyle bağdaşmayan törenler düzenleme gayretleri Cumhuriyete yeni bir planlı saldırı hazırlığı olarak değerlendirilmektedir… Ayrıca son yıllardaki gelişmeler düşünüldüğünde okulun arazisinin de “kupon araziler” kapsamında görüldüğü şüphesini uyandırmaktadır… Gün herkesin evine barkına, okuluna sahip çıkma günüdür… Demokrasinin gereği de budur…
OKULUN TANINMIŞ ÖĞRENCİLERİ Melahat Yönet (1921) – Kimyager Saadet Gören (1923) - İlk Türk kadın radyolog Melahat Ruacan (1923) - Dünyada ilk kadın Yargıtay üyesi Hatice Nüzhet Gökdoğan (1928) Türkiye’de ilk kadın astronom ve ilk kadın dekan Neriman Hızır (1928) - Türkiye’de ilk kez sistemli eğitimle çocuk yuvası açan ve radyoda ilk çocuk saati yayını yapan eğitimci Melahat Özgü (1928) – Türkiye’de ilk kadın tiyatro kürsüsü profesörü Seniha Tunakan (1928) – Türkiye’de ilk kadın antropoloji profesörü Melahat Çağlar (1929) – İstanbul Üniversitesi Zooloji Profesörü Münevver Göze (1929) – Türkiye’nin ilk kadın mimarlarından Madelet Hanay (1929) - İlk kadın Vergiler Temyiz Komisyonu üyesi Hürriyet Sırmaçek (1929) - Türkiye’de ilk köprü uzmanı yüksek mühendis Nebahat Kunt (1930) - İlk kadın emniyet müfettişi Şükran Esmerer (1932) - Dünyanın ilk kadın Danıştay üyesi Fahrünnisa Yetmen (1932) - Dünyanın ilk kadın Sayıştay üyesi Mülhime İnce (1932) – Türkiye’nin ilk kadın su mühendisi Jale İnan (1934) – İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Profesörü Türkan Akyol (1947) – Türkiye’nin ilk kadın bakanı Ayten Alpman - Türk popüler müziğin ilk kadın seslerinden Halide Nusret Zorlutuna - Yazar
S O N Canerhan Tipi Youtube video: https: //youtu. be/5 sj. GFQPPOZI Nisan 2015 canerhant@gmail. com
- Slides: 32