ENGLISH TENSES SIMPLE PRESENT TENSE Simple Present Tense

  • Slides: 33
Download presentation
ENGLISH TENSES

ENGLISH TENSES

SIMPLE PRESENT TENSE Simple Present Tense, bir işin her zaman yapıldığını anlatır. Türkçe’de geniş

SIMPLE PRESENT TENSE Simple Present Tense, bir işin her zaman yapıldığını anlatır. Türkçe’de geniş zaman olarak adlandırılır. Olumlu cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I work. (Ben çalışırım. ) I do not work. (Ben çalışmam. ) Do I work? (Ben çalışır mıyım? ) You work. (Sen çalışırsın. ) You do not work. (Sen çalışmazsın. ) Do you work? (Sen çalışır mısın? ) He/She/It works. (O çalışır. ) He/She/It does not work. (O çalışmaz. ) Does he/she/it work? (O çalışır mı? ) We work. (Biz çalışırız. ) We do not work. (Biz çalışmayız. ) Do we work? (Biz çalışır mıyız? ) You work. (Siz çalışırsınız. ) You do not work. (Siz çalışmazsınız. ) Do you work? (Siz çalışır mısınız? ) They work. (Onlar çalışırlar. ) They do not work. (Onlar çalışmazlar. ) Do they work? (Onlar çalışırlar mı? )

Simple Present Tense’in kullanıldığı alanlar; 1. Simple Present Tense her zaman tekrarlanan olağan işler

Simple Present Tense’in kullanıldığı alanlar; 1. Simple Present Tense her zaman tekrarlanan olağan işler için kullanılır. I go by bus to the office. (Ben ofise otobüsle giderim. ) Mike sleeps eight hours every night during the week. (Mike tüm hafta boyunca her gece sekiz saat uyur. ) The train to Manchester leaves every hour. (Manchester’a her saat tren kalkar. ) 2. Simple Present Tense bilinen bazı gerçeklerin ifadesi için kullanılır. A rabbit has four legs. (Tavşanın dört bacağı vardır. ) The President of the USA lives in the White House. (Amerika Başkanı Beyaz Saray’da yaşar. ) They come from Argentina. (Onlar Arjantinlidirler. )

Simple Present Tense’in kullanıldığı alanlar; 3. Simple Present Tense her zaman tekrarlanan bazı alışkanlıkların

Simple Present Tense’in kullanıldığı alanlar; 3. Simple Present Tense her zaman tekrarlanan bazı alışkanlıkların ifadesi için kullanılır. Mary brushes her teeth twice a day. (Mary dişlerini günde iki kez fırçalar. ) They go to their country every summer. (Onlar her yaz ülkelerine giderler. ) She gets up early every day. (O her gün erken kalkar. ) 4. Simple Present Tense bazen herkesin hemfikir olduğu konuları ifade etmek için kullanılır. They speak German in Germany. (Almanya’da Almanca konuşulur. ) The queen of england lives in buckingham palace. (İngiltere Kraliçesi Buckingham Sarayı’nda yaşar. ) It snows a lot in winter in Norway. (Norveç’e kışın çok kar yağar. )

Simple Present Tense ile Soru Zarflı Cümleler Soru Yardımcı kelimesi Fiil Özne Asıl fiil

Simple Present Tense ile Soru Zarflı Cümleler Soru Yardımcı kelimesi Fiil Özne Asıl fiil Türkçesi What do you do? Sen ne yaparsın? Where do they live? Onlar nerede yaşarlar? When do flowers bloom? Çiçekler ne zaman açarlar? Why don’t you smile? Neden gülümsemiyorsunuz? How do you do? Nasılsınız?

Dikkat!!! 3. Tekil şahıs için kullanılan "s" takısı: fiil çekimlerinde 3. Tekil şahıs çekimlerinde

Dikkat!!! 3. Tekil şahıs için kullanılan "s" takısı: fiil çekimlerinde 3. Tekil şahıs çekimlerinde fiilin sonuna "s" eklenir. He draws my picture. (O benim resmimi yapar. ) She plays in the garden. (O bahçede oynar. ) Sonu "y" ile biten fiillerde "y"’den önce gelen harf ünsüzse 3. Tekil şahıs çekimlerinde y kaldırılır, "ies" olarak eklenir. Baby cries every night. (Bebek her gece ağlar. ) Ahmet studies his lesson. (Ahmet dersini çalışır. ) Olumsuz ve soru cümlelerinde, 3. Tekil şahıs için fiile eklenen "s" takısı yardımcı fiile eklenir. Leyla drives her car. (Leyla arabasını sürer. ) Does leyla drive her car? (Leyla arabasını sürer mi? ) Leyla doesn’t drive her car. (Leyla arabasını sürmez. ) Simple Present Tense, İngilizce geniş zaman Türkçede olduğu gibi, gelecek zaman anlamı taşıyabilir. I am going to start working in microsoft company. (Ben microsoft şirketinde çalışmaya başlayacağım. ) I start to work in Microsoft Company next month. (Ben önümüzdeki ay Microsoft Şirketinde çalışmaya başlarım (başlıyorum))

PRESENT CONTINUOUS TENSE (Şimdiki Zaman) Olumlu cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I am walking.

PRESENT CONTINUOUS TENSE (Şimdiki Zaman) Olumlu cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I am walking. (Ben yürüyorum. ) I am not walking. (Ben yürümüyorum. ) Am I walking? (Ben yürüyor muyum? ) You are walking. (Sen yürüyorsun. ) You are not walking. (Sen yürümüyorsun. ) Are you walking? (Sen yürüyor musun? ) He/She/It is walking. (O yürüyor. ) He/She/It is not walking. (O yürümüyor. ) Is he/she/it walking? (O yürüyor mu? ) We are walking. (Biz yürüyoruz. ) We are not walking. (Biz yürümüyoruz. ) Are we walking? (Biz yürüyor muyuz? ) You are walking. (Siz yürüyorsunuz. ) You are not walking. (Siz yürümüyorsunuz. ) Are you walking? (Siz yürüyor musunuz? ) They are walking. (Onlar yürüyorlar. ) They are not walking. (Onlar yürümüyorlar. ) Are they walking? (Onlar yürüyorlar mı? )

PRESENT CONTINUOUS TENSE VE SIMPLE PRESENT TENSE’İN KARŞILAŞTIRILMASI Present Continuous Tense ile anlatılanlar geçicidir

PRESENT CONTINUOUS TENSE VE SIMPLE PRESENT TENSE’İN KARŞILAŞTIRILMASI Present Continuous Tense ile anlatılanlar geçicidir ve değişebilecek şeylerdir. Simple Present Tense ile anlatılanlar ise daha genel ve kalıcı şeylerdir. Present Continuous Tense Simple Present Tense Geçici Devamlı Paul is living with his friends for now. Paul şu anda arkadaşlarıyla birlikte yaşıyor. Paul lives in Leicester. Paul Leicester’de yaşar. John is running in the park. John şu anda parkta koşuyor. John runs. John koşar. I am walking to work. Ben işe yürüyorum. I walk to work. Ben işe yürürüm. I am speaking English right now. Ben şu anda İngilizce konuşuyorum I speak English. Ben İngilizce konuşurum

Bazı fiiller, Present Continuous Tense ile anlam bakımından kullanılmaya uygun değildir. q to belong

Bazı fiiller, Present Continuous Tense ile anlam bakımından kullanılmaya uygun değildir. q to belong (ait olmak) q to need (ihtiyacı olmak) q to cost (mal olmak) q to own (sahip olmak) q to hate (nefret etmek) q to remember (hatırlamak) q to have (sahip olmak) q to seem (görünmek) q to hear (duymak) q to smell (koklamak) q to know(bilmek) q to understand (anlamak) q to like (beğenmek) q to want (istemek) q to love (sevmek)

FUTURE TENSE (Gelecek Zaman) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I will laugh. (Ben

FUTURE TENSE (Gelecek Zaman) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I will laugh. (Ben güleceğim. ) I will not laugh. (Ben gülmeyeceğim. ) Will I laugh? (Ben gülecek miyim? ) You will laugh. (Sen güleceksin. ) You will not laugh. (Sen gülmeyeceksin. ) Will you laugh? (Sen gülecek misin? ) He/She/It will laugh. (O gülecek. ) He/She/It will not laugh. (O gülmeyecek. ) Will he/she/it laugh? (O gülecek mi? ) We will laugh. (Biz güleceğiz. ) We will not laugh. (Biz gülmeyeceğiz. ) Will we laugh? (Biz gülecek miyiz? ) You will laugh. (Siz güleceksiniz. ) You will not laugh. (Siz gülmeyeceksiniz. ) Will you laugh? (Siz gülecek misiniz? ) They will laugh. (Onlar gülecekler. ) They will not laugh. (Onlar gülmeyecekler. ) Will they laugh? (Onlar gülecekler mi? )

"To Be Going To" Kalıbı Future Tense "going to" kalıbı ile örnek cümeleler I

"To Be Going To" Kalıbı Future Tense "going to" kalıbı ile örnek cümeleler I am going to be a doctor. (Ben doktor olacağım. ) She is going to be an architect. (O mimar olacak. ) What are you going to be? (Sen ne olacaksın? ) Are you going to visit the patient? (Sen hastayı ziyaret edecek misin? ) Yes, I am going to visit the patient. (Evet, ben hastayı ziyaret edeceğim. ) *Düz soru cümleleri cevaplanırken sadece yardımcı fiil kullanılabilir: Is your friend going to come with you? (Arkadaşın seninle gelecek mi? ) Yes, he is. (Evet, o gelecek. ) "Will" kalıbı gelecekteki bir eylemi, "to be going to" kalıbı gelecekte gerçekleşmesi kesinleşmiş/belirlenmiş bir eylemi belirtir.

FUTURE CONTINUOUS TENSE (Gelecekte Devamlılık) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I will be

FUTURE CONTINUOUS TENSE (Gelecekte Devamlılık) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I will be thinking. (Ben düşünüyor olacağım. ) I will not be thinking. (Ben düşünmüyor olacağım. ) Will I be thinking? (Ben düşünüyor olacak mıyım? ) You will be thinking. (Sen düşünüyor olacaksın. ) You will not be thinking. (Sen düşünmüyor olacaksın. ) Will you be thinking? (Sen düşünüyor olacak mısın? ) He/She/It will be thinking. (O düşünüyor olacak. ) He/She/It will not be thinking. (O düşünmüyor olacak. ) Will he/she/it be thinking? (O düşünüyor olacak mı? ) We will be thinking. (Biz düşünüyor olacağız. ) We will not be thinking. (Biz düşünmüyor olacağız. ) Will we be thinking? (Biz düşünüyor olacak mıyız? ) You will be thinking. (Siz düşünüyor olacaksınız. ) You will not be thinking. (Siz düşünmüyor olacaksınız. ) Will you be thinking? (Siz düşünüyor olacak mısınız? ) They will be thinking. (Onlar düşünüyor olacaklar. ) They will not be thinking. (Onlar düşünmüyor olacaklar. ) Will they be thinking? (Onlar düşünüyor olacaklar mı? )

Future Continuous Tense Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne be +fiil +

Future Continuous Tense Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne be +fiil + ing takısı What will you be cooking? Ne yemek yapıyor olacaksınız? Where will you be eating? Nerede yemek yiyor olacağız? When will she be dancing? Ne zaman dans ediyor olacaklar? Why will you be sleeping? Niçin uyuyor olacaksın? How will they be travelling? O, nasıl seyahat ediyor olacak? Türkçesi

DIKKAT!!! Will kalıbı gelecekteki bir eylemi, be going to kalıbı gelecekte gerçekleşmesi kesinleşmiş/belirlenmiş bir

DIKKAT!!! Will kalıbı gelecekteki bir eylemi, be going to kalıbı gelecekte gerçekleşmesi kesinleşmiş/belirlenmiş bir eylemi belirtir. I will open a bank account. (Ben bir banka hesabı açtıracağım. ) Simple Present Tense (Geniş Zaman) Türkçede olduğu gibi gelecek zaman anlamı taşıyabilir. I am going to start working in microsoft company. (Ben microsoft şirketinde çalışmaya başlayacağım. ) I start to work in Microsoft Company next month. Ben önümüzdeki ay Microsoft Şirketinde çalışmaya başlıyorum. ) Soru cümleleri cevaplanırken sadece yardımcı fiil kullanılabilir: Will I be coming with you? (Ben sizinle geliyor olacak mıyım? ) Yes, you will. (Evet, olacaksın. )

SIMPLE PAST TENSE Simple Past Tense, bir iş geçmişte belirli bir zamanda yapılmışsa, o

SIMPLE PAST TENSE Simple Past Tense, bir iş geçmişte belirli bir zamanda yapılmışsa, o cümle simple past tense ile anlatılır. 1. Geçmiş zamanda kesin belirli bir tarihte yapılan eylemlerde; I saw Ayşe yesterday. (Ben Ayşe'yi dün gördüm. ) 2. Geçmiş zamanda esnek olarak belirli bir tarihte yapılan eylemlerde; I played football when I was young. (Ben gençken futbol oynadım. ) 3. Geçmiş zamanda tekrarlanarak yapılan eylemlerde; I swam everyday in my last vacation. (Ben son tatilimde her gün yüzdüm. )

SIMPLE PAST TENSE Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I came. (Ben geldim. )

SIMPLE PAST TENSE Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I came. (Ben geldim. ) I did not come. (Ben gelmedim. ) Did I come? (Ben geldim mi? ) You came. (Sen geldin. ) You did not come. (Sen gelmedin. ) Did you come? (Sen geldin mi? ) He/She/It came. (O geldi. ) He/She/It did not come. (O gelmedi. ) Did he/she/it come? (O geldi mi? ) We came. (Biz geldik. ) We did not come. (Biz gelmedik. ) Did we come? (Biz geldik mi? ) You came. (Siz geldiniz. ) You did not come. (Siz gelmediniz. ) Did you come? (Siz geldiniz mi? ) They came. (Onlar geldiler. ) They did not come. (Onlar gelmediler. ) Did they come? (Onlar geldiler mi? )

Simple Past Tense İle Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne Fiil Türkçesi

Simple Past Tense İle Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne Fiil Türkçesi What did you do? Siz ne yaptınız? Where did they live? Onlar nerede yaşadı? When did it end? O, ne zaman bitti? Why did she go? O, neden gitti? How did you do? Siz nasıl yaptınız?

PAST CONTINUOUS TENSE (Sürekli Geçmiş Zaman veya Şimdiki Zamanın Hikâyesi) Düz cümle Olumsuz cümle

PAST CONTINUOUS TENSE (Sürekli Geçmiş Zaman veya Şimdiki Zamanın Hikâyesi) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I was running. (Ben koşuyordum. ) I was not running. (Ben koşmuyordum. ) Was I running? (Ben koşuyor muydum? ) You were running. (Sen koşuyordun. ) You were not running. (Sen koşmuyordun. ) Were you running? (Sen koşuyor muydun? ) He/She/It was running. (O koşuyordu. ) He/She/It was not running. (O koşmuyordu. ) Was he/she/it running? (O koşuyor muydu? ) We were running. (Biz koşuyorduk. ) We were not running. (Biz koşmuyorduk. ) Were we running? (Biz koşuyor muyduk? ) You were running. (Siz koşuyordunuz. ) You were not running. (Siz koşmuyordunuz. ) Were you running? (Siz koşuyor muydunuz? ) They were running. (Onlar koşuyorlardı. ) They were not running. (Onlar koşmuyorlardı. ) Were they running? (Onlar koşuyorlar mıydı? )

Past Continuous Tense Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne Fiil+ing takısı Türkçesi

Past Continuous Tense Soru Zarflı Cümleler Soru kelimesi Yardımcı fiil Özne Fiil+ing takısı Türkçesi What were you expecting? Siz ne bekliyordunuz? Where were they living? Onlar nerede yaşıyorlardı? When was it beginning? Ne zaman başlıyordu? Why were you going? Sen neden gidiyordun? How were you doing? Sen nasıl yapıyordunuz?

PRESENT PERFECT TENSE (Bir işin geçmişte herhangi bir belirsiz zamanda yapıldığını ifade eder) Düz

PRESENT PERFECT TENSE (Bir işin geçmişte herhangi bir belirsiz zamanda yapıldığını ifade eder) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I have seen. (Ben gördüm. ) I have not seen. (Ben görmedim. ) Have I seen? (Ben gördüm mü? ) You have seen. (Sen gördün. ) You have not seen. (Sen görmedin. ) Have you seen? (Sen gördün mü? ) He/She/It has seen. (O gördü. ) He/She/It has not seen. (O görmedi. ) Has he/she/it seen? (O gördü mü? ) We have seen. (Biz gördük. ) We have not seen. (Biz görmedik. ) Have we seen? (Biz gördük mü? ) You have seen. (Siz gördünüz. ) You have not seen. (Siz görmediniz. ) Have you seen? (Siz gördünüz mü? ) They have seen. (Onlar gördüler. ) They have not seen. (Onlar görmediler. ) Have they seen? (Onlar gördüler mi? )

Just Henüz bitmiş bir işi ifade etmek için cümleyi yardımcı fiil ile asıl fiil

Just Henüz bitmiş bir işi ifade etmek için cümleyi yardımcı fiil ile asıl fiil arasına “just ” koyarak kurarız. I have just locked the door. (Kapıyı tam şimdi kilitledim. ) Ali has just come home. (Ali tam şimdi eve geldi. ) Have they just gone out? (Onlar tam şimdi mi gittiler? ) Since - for Bu edatların ikisi de türkçede “den beri” anlamına gelir. Yani türkçedeki, “den beri” ingilizce’de iki türlü söylenir. “Since”den sonra daima bir zaman adı gelir. “For”dan sonra ise daima bir zaman süresi gelir. (Bir zaman ölçüsü) since last week geçen haftadan beri Since 1936’dan beri “for” edatını kullanmak istersek “for”dan sonra bir zaman ölçüsü koymak gerekir. For one minute bir dakikadan beri for five w eeks beş haftadan beri for ten years on yıldan beri

Dikkat!!! “ever, never, before, already, yet” gibi geçmişte belirsiz bir zamanı ifade eden kelimeler

Dikkat!!! “ever, never, before, already, yet” gibi geçmişte belirsiz bir zamanı ifade eden kelimeler present perfect tenste kullanılır. “Yesterday, last year, 2 hours ago, last week” gibi geçmişte belli bir zamanı ifade eden kelimelerle simple past tense kullanılır. Did you call me yesterday? (Simple past tense) Beni dün aradın mı? They have already rent a house. Onlar çoktan bir ev kiraladılar. (Present perfect tense) They rented a house 2 weeks ago. (Simple past tense) Onlar 2 hafta önce bir ev kiraladılar. Has she married before? O daha önce evlendi mi? (Present perfect tense)

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE (Bir işin şimdiye kadar yapıldığını ve şu anda yapılmasının devam

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE (Bir işin şimdiye kadar yapıldığını ve şu anda yapılmasının devam ettiğini anlatır) Özne Fiil + ing Yardımcı fiil takısı I have been travelling to Blacksea for 2 Ben 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmekteyim. You have been travelling to Blacksea for 2 Sen 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmektesin. He has been travelling to Blacksea for 2 O, 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmektedir. She has been travelling to Blacksea for 2 O, 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmektedir. We have been travelling to Blacksea for 2 Biz 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmekteyiz. You have been travelling to Blacksea for 2 Siz 2 haftadan beri Karadeniz'i weeks. gezmektesiniz. They have been travelling to Blacksea for 2 Onlar 2 haftadan beri weeks. Karadeniz'i gezmekteler. Türkçesi

PRESENT PERFECT CONTINOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Yardımcı fiil + olumsuzluk eki Fiil + ing

PRESENT PERFECT CONTINOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Yardımcı fiil + olumsuzluk eki Fiil + ing takısı I have not been (haven’t been) wearing a coat. Ben mont giymemekteyim. You have not been (haven’t been) wearing a coat. Sen mont giymemektesin. He has not been (hasn’t been) wearing a coat. O, mont giymemektedir. She has not been (hasn’t been) wearing a coat. O, mont giymemektedir. We have not been (haven’t been) wearing a coat. Biz mont giymemekteyiz. You have not been (haven’t been) wearing a coat. Siz mont giymemektesiniz. They have not been (haven’t been) wearing a coat. Onlar mont giymemekteler. Özne Türkçesi

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE (Soru Cümleleri) Yardımcı fiil Özne be + fiil + ing

PRESENT PERFECT CONTINUOUS TENSE (Soru Cümleleri) Yardımcı fiil Özne be + fiil + ing takısı Have I been watching the movie? Ben film izlemekte miyim? Have you been watching the movie? Sen film izlemekte misin? Has he been watching the movie? O, film izlemekte mi? Has she been watching the movie? O, film izlemekte mi? Have we been watching the movie? Biz film izlemekte miyiz? Have you been watching the movie? Siz film izlemekte misiniz? Have they been watching the movie? Onlar film izlemekteler mi? Türkçesi

PAST PERFECT TENSE (Önceki Geçmiş Zaman Veya Geçmiş Zamanın Hikayesi) Düz cümle Olumsuz cümle

PAST PERFECT TENSE (Önceki Geçmiş Zaman Veya Geçmiş Zamanın Hikayesi) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I had gone. (Ben gitmiştim. ) I had not gone. (Ben gitmemiştim. ) Had I gone? (Ben gitmiş miydim? ) You had gone. (Sen gitmiştin. ) You had not gone. (Sen gitmemiştin. ) Had you gone? (Sen gitmiş miydin? ) He/She/It had gone. (O gitmişti. ) He/She/It had not gone. (O gitmemişti. ) Had he/she/it gone? (O gitmiş miydi? ) We had gone. (Biz gitmiştik. ) We had not gone. (Biz gitmemiştik. ) Had we gone? (Biz gitmiş miydik? ) You had gone. (Siz gitmiştiniz. ) You had not gone. (Siz gitmemiştiniz. ) Had you gone? (Siz gitmiş miydiniz? ) They had gone. (Onlar gitmişlerdi. ) They had not gone. (Onlar gitmemişlerdi. ) Had they gone? (Onlar gitmişler miydi? )

FUTURE PERFECT TENSE (Bir işin ne zaman yapılacağı belli değil ne zamana kadar bitirilmiş

FUTURE PERFECT TENSE (Bir işin ne zaman yapılacağı belli değil ne zamana kadar bitirilmiş olacağı önemlidir) Düz cümle Olumsuz cümle Soru cümlesi I will have come. (Ben gelmiş olacağım. ) I will not have come. (Ben gelmiş olmayacağım. ) Will I have come? (Ben gelmiş olacak mıyım? ) You will have come. (Sen gelmiş olacaksın. ) You will not have come. (Sen gelmiş olmayacaksın. ) Will you have come? (Sen gelmiş olacak mısın? ) He/She/It will have come. (O gelmiş olacak. ) He/She/It will not have come. (O gelmiş olmayacak. ) Will he/she/it have come? (O gelmiş olacak mı? ) We will have come. (Biz gelmiş olacağız. ) We will not have come. (Biz gelmiş olmayacağız. ) Will we have come? (Biz gelmiş olacak mıyız? ) You will have come. (Siz gelmiş olacaksınız. ) You will not have come. (Siz gelmiş olmayacaksınız. ) Will you have come? (Siz gelmiş olacak mısınız? ) They will have come. (Onlar gelmiş olacaklar. ) They will not have come. (Onlar gelmiş olmayacaklar. ) Will they have come? (Onlar gelmiş olacaklar mı? )

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (Bir işin geçmişte bir zamanda yapılmış olduğunu ve belli bir

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (Bir işin geçmişte bir zamanda yapılmış olduğunu ve belli bir süre devam etmiş olduğunu anlatır) Özne Yardımcı fiil + to be fiilinin 3. şekli Fiil + ing takısı I had been working in the garden. Ben bahçede çalışmaktaydım. You had been working in the garden. Sen bahçede çalışmaktaydın. He, She, It had been working in the garden. O, bahçede çalışmaktaydı. We had been working in the garden. Biz bahçede çalışmaktaydık. You had been working in the garden. Siz bahçede çalışmaktaydınız. They had been working in the garden. Onlar bahçede çalışmaktaydılar. Türkçesi

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Özne Yardımcı fiil + olumsuzluk eki + to

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Özne Yardımcı fiil + olumsuzluk eki + to be fiilinin 3. şekli Fiil + ing takısı I hadn’t been reading a novel. Ben bir roman okumamaktaydım. You hadn’t been reading a novel. Sen bir roman okumamaktaydın. . He, She, It hadn’t been reading a novel. O, bir roman okumamaktaydı. We hadn’t been reading a novel. Biz bir roman okumamaktaydık. You hadn’t been reading a novel. Siz bir roman okumamaktasınız. They hadn’t been reading a novel. Onlar bir roman okumamaktaydılar. Türkçesi

PAST PERFECT CONTINOUOS TENSE (Soru Cümleleri) Yardımc ı fiil Özne To be Fiil +

PAST PERFECT CONTINOUOS TENSE (Soru Cümleleri) Yardımc ı fiil Özne To be Fiil + fiilinin 3. ing şekli takısı Had I been reading a book? Ben bir kitap okumakta mıydım? Had you been reading a book? Sen bir kitap okumakta mıydın? Had he, she, it been reading a book? O, bir kitap okumakta mıydı? Had we been reading a book? Biz bir kitap okumakta mıydık? Had you been reading a book? Siz bir kitap okumakta mıydınız? Had they been reading a book? Onlar bir kitap okumakta mıydılar? Türkçesi

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE (Gelecek zamanda devam edecek bir işi anlatır. ) Özne Yardımcı

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE (Gelecek zamanda devam edecek bir işi anlatır. ) Özne Yardımcı fiilin Past hali + to be fiilinin 3. şekli Fiil + ing takısı I will have been working in the garden tomorrow. Ben yarın bahçede çalışmakta olacağım. You will have been working in the garden tomorrow. Sen yarın bahçede çalışmakta olacaksın. He, She, It will have been working in the garden tomorrow. O, yarın bahçede çalışmakta olacak. We will have been working in the garden tomorrow. Biz yarın bahçede çalışmakta olacağız You will have been working in the garden tomorrow. Siz yarın bahçede çalışmakta olacaksınız. They will have been working in the garden tomorrow. Onlar yarın bahçede çalışmakta olacaklar. Türkçesi

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Özne Yardımcı fiil + olumsuzluk eki + to

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE (Olumsuz Cümleler) Özne Yardımcı fiil + olumsuzluk eki + to be fiilinin 3. şekli Fiil + ing takısı Türkçesi I will not (won’t) reading have been a book tomorrow Ben yarın bir kitap okumakta olmayacağım. You will not have been reading a book tomorrow Sen yarın bir kitap okumakta olmayacaksın. He, She, It will not have been reading a book tomorrow Sen yarın bir kitap okumakta olmayacaksın. We will not have been reading a book tomorrow Biz yarın bir kitap okumakta olmayacağız. You will not have been reading a book tomorrow Siz yarın bir kitap okumakta olmayacaksınız. They will not have been reading a book tomorrow Onlar yarın bir kitap okumakta olmayacaklar.

FUTURE PERFECT CONTINUOUNS TENSE (Soru Cümleleri) Yardım cı fiil Özne To be fiilinin 3.

FUTURE PERFECT CONTINUOUNS TENSE (Soru Cümleleri) Yardım cı fiil Özne To be fiilinin 3. şekli Fiil + ing takısı Türkçesi Will I have been working in the garden tomorrow? Ben yarın bahçede çalışmakta olacak mıyım? Will you have been working in the garden tomorrow? Sen yarın bahçede çalışmakta olacak mısın? Will he, she, have been it working in the garden tomorrow? O, yarın bahçede çalışmakta olacak mı? Will we have been working in the garden tomorrow? Biz yarın bahçede çalışmakta olacak mıyız? Will you have been working in the garden tomorrow? Siz yarın bahçede çalışmakta olacak mısınız? Will they have been working in the garden tomorrow? Onlar yarın bahçede çalışmakta olacak mı?