Endemik hastalk Bir toplumda ya da blgede bir
Endemik hastalık: Bir toplumda ya da bölgede bir hastalığın sürekli olarak görülmesi anlamı taşır. Küçük çaptaki salgınlardır. Epidemi: Daha büyük çaplı salgınlardır (Bir ülkeyi etkileyebilecek şekilde) Pandemi: Dünyanın büyük bir bölümünü etkileyen salgınlar ise pandemi adı verilir. Serum: Hastalık etkenine karşı aktif olarak bağışıklık kazanan (kazandırılmış) bireyin kanından sağlanan plazmadır. Plazmanın fibrinojeni alınmıştır.
İnsidans: Belirli bir zaman dilimi içinde hasta olanların popülasyona oranıdır. Eğer zaman dilimi belirtilmemişse, yıl olarak kabul edilir. Örneğin, Türkiye'de tüberküloz insidansı 100 000'de 35 denildiğinde, Türkiye'de yaşamakta olan her 100 000 kişiden 35'inin, bir yıl içinde tüberküloz olduğu anlaşılır. Mortalite: Bir toplumda, belirli bir hastalıktan her yıl ölenlerin orantısıdır.
Dünyada geçmiş yıllara göre aşılama hizmetlerinde gelişme yaşanmış, bu sayede bulaşıcı hastalıklara bağlı ölüm ve hastalık hızlarında azalma olmuştur Aşılama/bağışıklama uygulamalarının beş yaş altı çocuklar, gebeler ve yaşlılar açısından diğer yaş gruplarına ve dönemlere göre daha önemli olduğu söylenebilir.
Bağışıklık genel anlamda, vücuda giren veya verilen yabancı substanslara (mikroorganizma, toksin, toksoid, protein, polisakkarid, kompleks yapıdaki moleküller, vs. ) karşı vücudun bütün genel ve özel savunma mekanizmaları ile karşı koyması, direnç göstermesi, kendini koruması ve zararlı maddeyi elimine etmesi olarak tanımlanabilir. Doğa. I Bağışıklık 1) Primer savunma mekanizması 2) Sekonder savunma mekanizması Edinsel Bağışıklık 1) Aktif bağışıklık a)Doğal aktif bağışıklık b) Suni aktif bağışıklık 2) Pasif bağışıklık a) Doğal pasif bağışıklık b) Suni pasif bağışıklık 3) Adoptif bağışıklık
Enfeksiyonlara karşı ilk koruyan engeldir. Doğal bağışıklık cevap ilk bir kaç saat içinde gelişir ancak uzun süreli bir bağışıklık yanıtı sağlayamaz. Bağışıklık hafızaları yoktur ve aynı patojenle tekrar karşılaştıklarında yine aynı şekilde cevap verirler. Doğal bağışıklık sistemi, edinsel bağışıklık sistemine uyarı ve tanıtım görevinde de bulunur. 1 - Tüyler: Hayvanların derisi üzerinde bulunan tüy, yün veya kıl örtüsü bir çok tehlikeli mikroorganizmanın vücuda girmesine mani olduğu gibi, derinin yaralanmasına ve bütünlüğünün bozulmasına da karşı koymaktadır. Bu örtü, ayrıca, deri ve vücudu, aşırı soğuk ve sıcaktan, mekanik, fiziksel, kimyasal diğer faktörlerin zararlı etkisinde de korumaktadır. 2 - Deri: Sağlam derinin epitel örtüsü, Langerhans hücreleri, yağ ve ter bezleri mikroorganizmaların girişini önleyen önemli ve iyi bir bariyerdir.
3 - Mukoz membranlar ve salgıları: Mikroorganizmaların içeri girmeleri için, önce mukus bariyerini geçmesi ve sonra da epitel hücrelere temas ederek onlara tutunması gerekmektedir. Solunum, sindirim ve ürogenital sistemlerin mukozaları üzerinde mukoid salgı daha fazla bulunmaktadır. Bunların koruyucu etkisi oldukça fazladır. 4 - Mikrofloranın etkinliği: Vücutta mukozal yüzeylerde (solunum sistemi, sindirim sistemi, ürogenital sistemlerin mukozaları ve göz konjunktivası) yerleşik olarak bulunan ve bu yüzeylere daimi mikroflorasını oluşturan çeşitli tür ve sayıda mikroorganizmalar bulunmaktadır. Bunlar birbirleriyle kompetasyon (rekabet) halinde yaşayarak bir denge kurmuşlardır. Bu duyarlı denge, mikroorganizmaların salgıladıkları çeşitli türden antimikrobial substanslarla (bakteriyolisinler, lizozim, diğer enzimler, yağ asitleri, safra tuzları, vs) birbirlerinin üremelerinin belli limitler içinde kalmasını sağlarlar.
1 - Humoral faktörler: Kanda, dokularda, mukoid salgılar ve vücut sıvılarında bulunan, nonspesifik karakterde bazı antimikrobial sıvısal faktörler , immunglobulin veya antikor aktivitesinde olan maddeleri kapsar Lizozim: İdrar ve serebrospinal sıvı hariç olmak üzere, mukozal yüzeylerde, sıvı ve sekretlerde bulunan ve glikoprotein yapısında olan lizozim, mikroorganizmalarda bulunan peptidoglikan tabakasını ayrıştırarak etkenleri tahrip eder
İnterferon: Viral, bakteriyel, mantar ve bazı paraziter infeksiyonlarda (ancak antikor sentezinden önce), kısa bir süre içinde (2 -8 saat) sentezlenerek mikroorganizmaların üremelerini inhibe eden substanslar, genellikle, interferon olarak adlandırılmaktadırlar. Komplement: Komplement sistemi veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal bir kaskaddır. Canlının yaşamı süresindeki gidişlerle değişmeyen ve uyum sağlamayan doğuştan gelen bağışıklık sistemine ait geniş kısımlarıdır.
Defensinler: Defensinler insanlar, hayvanlar (böceklerde dahil) ve bitkiler tarafından sentezlenen antibakteriyel, antiviral, antimikotik ve aynı zamanda sitotoksik aktiviteye sahip küçük molekül ağırlığında (4 -5 k. Da, 29 -35 amino asit) katyonik peptidlerdir. Doğal antikorlar: Sağlıklı bireylerin kanında, etkinlikleri oldukça zayıf, bir çok mikroorganizma ile reaksiyon verebilecek nonspesifik bir özellik gösteren, doğal antikorlara rastlanmıştır.
2 - Hücresel faktörler: Vücutta önemli fonksiyona sahip olan hücrelerin bir kısmı kanda bulunmasına karşın bir bölümü de genişleyen endotellerin aralarından geçerek veya hedef bölgeye yakın olan dokulardan çekilerek gelirler. Bu hücreler içinde, monositler, granulositler, mast hücreleri, lenfositler, NKC, makrofajlar ve diğerleri bulunur. Bunlar hücresel ümminite elemanlarıdır. Fagositozisin vücudun hücresel savunmasında rolü çok fazladır.
Daha yavaş olarak devreye giren ancak daha etkili savunmayı oluşturan bağışıklıktır. Edinsel bağışıklık, humoral (B lenfosit) ve hücresel (T lenfosit) bağışıklık olarak ele alınabilir. Edinsel bağışıklık sistemi yaşam boyu gelişimini sürdürür, farklı patojenlere ve maddelere özelleşmiş bir biçimde yanıt verir ayrıca hafıza oluşturması özelliğine sahiptir. Antikorlar: Vücuda giren herhangi bir yabancı maddeye karşı vücudun meydana getirdiği savunma maddeleridir. Mikrop, toksin (mikropların salgıladığı zehirler) veya herhangi bir yabancı madde vücuda girdiğinde, vücut otomatik olarak bu maddeleri yok etmek için koruyucu maddeler oluşturur. İşte bunlara Antikor denir. Vücut için yabancı olan ve antikor yapımına sebep olan maddelere de Antijen denir. Antikorları esas olarak "Plazma hücreleri(B lenfositlerden oluşur)" denilen bir çeşit akyuvar grubu üretir.
1 - Doğal aktif bağışıklık: Bireyler doğduktan sonra, bulundukları ortama göre, hayatlarının ilk dakikalarından itibaren virulensleri ve türleri çok değişik mikroorganizmalarla, bunların toksik substansları veya antijenik materyalleri ile karşıya gelirler. Primer veya sekonder savunma mekanizmalarını geçtikten sonra, kan ve lenf yolları ile vücuda yayılarak lenfosit ve myeloid sisteme ait immunkompetent hücrelerle direk temasa gelirler. Bu hücrelerin uyarılması sonu gelişen ve mikroorganizmalara yönelik olan bir işbirliği içinde humoral ve/veya sellüler bir yanıt meydana gelir. 2 - Suni (yapay) aktif bağışıklık: İnsan ve hayvanlar, tehlikeli hastalıklardan korunmak amacı ile, çeşitli tarzda hazırlanmış aktif (canlı, attenüe) veya inaktif (ölü) aşılarla aşılanarak immun sistemleri uyarılabilir ve etkin bir bağışıklık kazanabilirler.
Bu tür bağışıklık, genellikle, başka bir şahısta bulunan veya hazırlanan antikorların, normal veya hasta kişilere verilmesiyle elde edilir. Ancak böyle elde edilen immunite genellikle uzun ömürlü olmaz ve 2 -3 ay sonra sona erer. Pasif bağışıklık oluşturmak için verilen antikorların alıcıdaki katabolizma oranları da yüksek olduğundan kısa bir süre sonra etkinliklerini kaybederler. 1 - Doğal pasif bağışıklık: Bu bağışıklık tarzında, çok yakın bireye (anne gibi) ait olan antikorlar plasenta, kolostrum ve yumurta aracılığı ile yavrulara doğal olarak aktarılırlar. 2 - Yapay (suni) pasif bağışıklık: Bu bağışıklık tarzında, başka bir hayvandan (veya insandan) elde edilen hiperimmun (bağışık) serumun veya antitoksik serumun koruma veya sağaltım amacıyla, diğer hayvana (veya insana) verilmesi amaçlanır.
Aktif hücresel bağışıklık kazanmış bir şahsın lenfositlerinin duyarlı olan fertlere verilmesi suretiyle adoptif immunite oluşturulabilir. Verilen B lenfosit hücreleri alıcının vücudunda immunojenle temasta hemen aktive olur ve plasma hücreleri haline dönüşerek antikor sentezlerler.
Aşılama; çocuk ya da erişkinleri önemli enfeksiyon etkenleri ile karşılaşma olasılığı yüksek olan dönemlerden önce bağışık kılmak ve bu hastalığa yakalanmalarını önlemek amacıyla yürütülen bir temel sağlık hizmetidir Aşılar, insan ve hayvanlarda humoral ve sellüler karakterde oluşan aktif bağışıklığı uyararak infeksiyonlara karşı koruma sağlarlar. Ancak, vücudun mikroorganizmalara karşı korunmasında, pasif bağışıklığın da rolü fazladır ve her ikisi (aktif ve pasif bağışıklık) birden etkin olurlar. Sadece biri yeterli değildir.
• Dünya’da kullanılan ilk aşı çiçek aşısıdır. (1796 -Edward Jenner) Bu aşı 1801 yılında Jenner metoduyla İstanbul’da üretilmiştir. • Dünyadaki ikinci aşı kuduz aşısıdır. (1885 louis pasteur) Tifus aşısını ilk bulan kişi Dr. Reşat Rıza KOR’dur. Bu aşıyı ise ilk uygulayan kişi Erzurum’da Dr. Refik Sağlam’dır.
BAŞARILI BİR AŞIDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER • Etkinlik • Stabilite • Ucuzluk • Güvenlilik • Erişilebilirlik
AŞI UYGULAMA YOLLARI İntramusküler (İM) İntravenöz (İV) İntradermal Subkutan (SC) Buruna damlatmak veya püskürtmek (Kitle aşılamalarında ) Ağızdan vermek
AŞILAMADA GENEL KURALLAR Soğuk zincire uyulmalı (Aşının üretildiği yerden uygulandığı yere kadar ısı ve ışıktan koruyarak ulaştırılması için gerekli tüm araç ve gereçlerin (kişi dahil) oluşturduğu sistem) Steril ve tek kullanımlık enjektörler kullanılmalı Doğru yoldan verilmeli Eş zamanlı kullanılabilen aşı ve serumlar bilinmeli Birden çok aşı yapılması gerekiyorsa farklı yerden yapılmalı
AŞILAMADA GENEL KURALLAR Yapılan aşılar kesinlikle kayıt altına alınmalıdır Aşının yapılma yaşı iyi bilinmeli Bir inaktif ölü aşı ile attenüe canlı aşı aynı anda yapılabilir
Aşılar zararsız, apirojen, avirülan olmalı Aşıların komplikasyonları ya hiç olmamalı ya da en az düzeyde olmalı Verilen miktarı az olup tam bağışıklık sağlamalı Kısa süreli değil uzun süreli bağışıklık sağlamalı Kolayca uygulanmalı, acı vermemeli Korunması, taşınması kolay olmalı, dış etkenlerden kolayca etkilenmemeli
Hazırlanış özelliklerine göre aşıların sınıflandırılması
Enfeksiyon etkenlerinin özel yöntemlerle hastalık yapma yeteneklerinin yok edilip antijenik özelliklerinin korunması ile elde edilir. Kızamık, kabakulak, polio, BCG, kızamıkçık Tek doz aşı ile bağışıklık sağlanabilir
Etkenin immünojen etkisi korunarak üreme ve çoğalma özelliklerinin yok edilmesiyle elde edilir. Tifo, kolera, boğmaca, hemaphilüs influenza Birkaç kez uygulanarak bağışıklık sağlanır. Serumdaki antikor seviyesini belirli düzeyde tutmak için rapel dozlar(tekrar yapılan güçlendirici aşı, ek aşıdır. Ana aşılardan bir süre sonra yapılan, antikor yapımını arttırıcı ve güçlendirici aşı) yap. Ilır.
Bakteri ürünleri ya da toksinlerinden hazırlanan aşılar Toksik etkisi giderilir, antijenik özelliği korunur Tetanoz, difteri, gazlı kangren
Çok sayıda hastalığa karşı korunma sağlayan aşılar KKK (Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak) örnek olabilir
Enjeksiyon sayısı azaltılır Zamandan tasarruf sağlanır Tek tek yapılmasından daha fazla bağışıklık sağlanır Topluma kısa sürede bağışıklık verme olanağı sağlanır
Genetikleri değiştirilmiş organizma formlarının aşıda kullanılmasıyla elde edilir Hepatit B, aselüler boğmaca gibi
İmmün yanıtı arttırmak için bazı maddeler katılan, değiştirilmiş organizmaların yer aldığı formlardır Hemophilus influenza tip. B (Hib)
• • • Lokal yan etkiler Enjeksiyon yerinde kızartı Ödem Şişlik Ağrı Lenf bezlerinde şişme 1 -2 günde geçer
Genel yan etkiler • • • Vücut kırıklığı Ateş Bulantı-kusma Ürtiker, peteşi Anafilaktik şok
Viral aşılar hemen buzluğun altındaki rafta, Bakteriyel olanlar orta rafta saklanır Buzluğa kesinlikle aşı konulmaz Aşılar buzdolabında 1 aydan fazla bekletilmez Buzlukta karlanma 0. 5 cm yi geçmemeli
Kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi viral aşılar açıldıktan sonra 8 saat içinde kullanılmalı ve geri kalan bölümü o günün sonunda atılmalıdır Toksoid aşılar ve hepatit B aşısı uygun koşullarda 5 gün kadar saklanabilir Aşı açıldıktan sonra üzerine açılış tarihi ve saati yazılmalıdır Her sağlık ekibinde buzdolabından sorumlu bir kişi olmalı
Buzdolabı güneş ışığından uzak, duvara en az 20 cm uzak olacak şekilde olmalı Buzdolabı gereksiz açılmaz Buzdolabına hiçbir yiyecek maddesi konulmaz Süresi geçmiş ya da yarı kullanılmış aşılar buzdolabına konmamalı Buzdolabı kapağında ısı çizelgesi ve içinde termometre olmalı İçinde havanın serbest dolaşması için aşılar arasında boşluklar olmalı
- Slides: 36