Ebeveynin Psikolojik Kontrol Selin Ylmaz Ana Babalk ve
Ebeveynin Psikolojik Kontrolü Selin Yılmaz
Ana Babalık ve Kontrol Çocuğun büyümeyle bağlantılı olarak cinsel ve fiziksel değişim ile bunlara eşlik eden bilişsel değişimler, kontrol başta olmak üzere ebeveynin daha önceki ana babalık davranışlarının çoğunu etkisiz kılmaktadır. Ebeveynler, çocuklarıyla olan fiziksel ve duygusal yakınlıklarını devam ettirebilmek, çocukları üzerindeki konumlarını ve güçlerini korumak, çocuklarına davranışlarına rehberlik sağlamak ve kültürel değerlere ve sosyal normlara uygun davranış örüntülerini kazandırmak gibi pekçok nedenden dolayı farklı şekillerde kontrol uygulamaktadırlar.
Ebeveyn çocuk arasındaki hiyerarşik ilişkide, güç ve otorite ebeveyne ait olmakla birlikte bir kontrol çabası ya da girişimi yoksa ebeveynin gücü ya da otoritesinin etkisinden söz edilmesi zordur. Steinberg; kontrolün kavramsallaştırılmasında önemli bir adım atarak, sosyalleştirme araştırmalarında ergen üzerindeki etkileri açısından kontrolün sırasıyla olumlu ve olumsuz olmak üzere davranışsal ve psikolojik kontrol olarak ayrıştırılması gerektiğini ifade etmiştir.
Psikolojik Kontrol Nedir? Psikolojik kontrol, çocuğun duygularını umursamama, sevgiyi koşullu sunma, suçlama, utandırma gibi çocuğun psikolojik ve duygusal gelişimine müdahaleleri içeren, ebeveynin kendi amaç ve isteklerinin baskın olduğu, çocuğun psikolojik ihtiyaçlarına duyarlı olmayan ve özerklik geliştirmesine bozucu etkide bulunan davranış ve uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. PK, çocuğun psikolojik dünyasına zarar veren üstü kapalı, müdahaleci, manipülatif ve kısıtlayıcı ebeveyn davranışlarını ifade eder.
• Psikolojik kontrol teknikleri farklı şekillerde sınıflandırılır. Bu sınıflamalardan biri aşağıdaki gibidir. Sevgi Yönelimli Güç Yönelimli Suçluluk Yaratma Tehdit Etme Sevgi Esirgeme Zor Kullanma Utanç Hissettirme Çocuğu Yok Sayma
Psikolojik Kontrolün Çıktıları Psikolojik kontrol çocuk veya ergen için bir stres kaynağıdır. Ebeveynlerin PK uygulamaları, ergenin ya da çocuğun; 1. psikolojik özerkliğini engeller 2. kendini yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olur 3. benlik farkındalığının ve kendine güvenin gelişimini olumsuz etkiler 4. düşük özsaygı 5. kimlik gelişimindeki zayıflık 6. akademik başarının düşük olması 7. kendi içine dönmesine ve sosyal etkileşimlerden uzak durmasına neden olabilmektedir.
o PK içselleştirme ve dışsallaştırma sorunlarına yol açar. İçselleştirme Sorunları Yalnızlık Depresyon Değersizlik Kaygı Ø Dışsallaştırma Sorunları Zorbalık Saldırganlık Suç Davranışları Psikolojik kontrol empati, duygu düzenleme becerisinde zayıflık gibi benliğin çok farklı boyutlarına bozucu etki ederek çocuk ve ergenlerde bazı olumsuz kişilik özelliklerinin gelişimine zemin oluşturarak da psikososyal işlevselliği bozar.
Ergenin “benliğine müdahale edici bir uygulama olarak” nitelendirilen psikolojik kontrol, ergenin gelişimine doğrudan olumsuz etkilerinin yanı sıra ebeveyn-ergen ilişkisini bozduğu için de olumsuz bir ebeveynlik uygulaması olarak değerlendirilmektedir.
Model Alma ve PK Psikolojik kontrolün yer aldığı ebeveyn-çocuk ilişkisinde çocuklar, saldırgan davranışların bir kısmını model alma yoluyla öğrenmiş oldukları için ebeveynin psikolojik kontrolünün, çocukta ilişkisel saldırganlığa yol açabileceği ve benzer özeliklerin paylaşıldığı öne sürülmektedir. Örneğin, çocuğuna bir isteğini ya da beklentisini yerine getirmediği takdirde kendisini sevmeyeceğini söyleyen bir ebeveyn davranışı ile bir isteği yerine getirilmediğinde arkadaşlığını keseceğini dile getiren bir çocuğun davranışı aynı özelliği paylaşmaktadır.
Psikolojik kontrolün manipülatif uygulamalarının ilişkisel saldırganlık açısından risk oluşturması gibi çocuğun kendiliğini, kimliğini, düşünce ve duygularını yönlendirici olması da ergenin psikolojik ya da kişisel alanına müdahale olarak algılandıkça ergenin uyumunu bozmaktadır.
PK ve Sosyal Alan Kuramı Psikolojik kontrolü ölçmeye yönelik maddelerin genellikle ebeveyn çocuk arasındaki etkileşim stilini vurguladığı ve bu sebeple sosyal alanlardan kişisel alan ile tamamen örtüştüğü ileri sürülmüştür. Kişisel alan, beden üzerindeki kontrol, mahremiyet ve bireyin görünüşü, arkadaşları ve aktiviteleriyle ilgili seçimi gibi konuları kapsamaktadır. Ergen, kişisel bulduğu konuların kendi yetki alanına girdiğini düşünmekte ve ebeveynin bu alana yönelik düzenleme ve denetleme girişimlerine karşı çıkmaktadır. Bu yöndeki kontrol girişimleri ile psikolojik kontrol uygulamaları oldukça benzer kabul edilmektedir.
Sosyal alan kuramcılarının araştırma sonuçlarına göre ergenler, kişisel alanın tersine ahlaki (yalan söyleme, sözünü tutma vb. ) ve tedbir gerektiren konularda (sağlık ve güvenliği tehlikeye sokan davranışlar) ana babanın müdahalesini ve denetimini meşru saymaktadır. Ayrıca kişisel alan üzerindeki sıkı kontrolün de ergenin psikolojik ve içselleştirme sorun belirtileriyle ilişkili bulunması ve bu ilişkinin farklı kültürlerde de doğrulanması psikolojik kontrolün kişisel alanın kontrolü olarak tanımlanabileceği iddialarını güçlendirmiştir.
Kendini Belirleme Kuramı ve Kontrol Kitaptada ele alınan psikolojik ve davranışsal kontrolden farklı olarak, Kendini belirleme kuramının bakış açısından kontrol, davranışsal ya da psikolojik olması; duygu, düşünce, benlik ya da davranışa yönelik olması fark etmeksizin , çocuğu baskıyla güdüleme ve problemlerini onun adına çözme olarak tanımlanmaktadır. Negatif anlam taşıyan bu baskıcı kontrolün yarattığı sonuç heteronomi, yani dışsal bir baskı hissetmeksizin hareket etme, karşıtı ise özerkliği (otonomi) desteklemektedir ve ortaya çıkardığı sonuç, özerk iradenin gelişmesi, yani bireyin içsel ya da dışsal bir baskı hissetmeksizin kendi eylem ve davranışlarını harekete geçirenin kendisi olduğu duygusuna sahip olmasıdır.
Kurama göre bireyin üç temel gereksinimden biri özerklik diğerleri ise ilişkisellik ve yeterliliktir. Ana baba kontrolü zorlama, müdahale ve baskı içerdiği sürece evrimsel ve evrensel nitelikteki bu temel ihtiyaçlar karşılanamayacaktır.
Pozitif kontrol, kontrole tabidir ancak çocuğun özerk varlığını dikkate alan bir ebeveynin, çocuğun hareketleriyle bu hareketlerin sonuçları arasındaki ilişkileri, koyduğu açık ve tutarlı kurallar, beklentiler ve rehberliği sayesinde çocuk için açık hale getirmesi olarak tanımlanmakta ve yapı olarak adlandırılmaktadır. Bu uygulama küçük çocuklarda yeterliğin, motivasyonun, tutarlılığın ve kontrol algısının gelişmesini ergenlerde de rasyonel düzeyde uygulanan DK gibi açıklık ve düzen sağladığı için kontrol algısını ve yeterliği desteklemektedir. Ancak ailenin sunduğu yapının DK ile benzer davranışlar içerse bile kontrolden ayrı tutulması önerilmektedir.
Bazı araştırmacılar ebeveynin özerkliği desteklemesini bağımsız işlevselliği özendirme (promotion of independent functioning); bağımsız düşünme ve sonuçta kendi kararlarını uygulamayı isteme olarak tanımlamaktadır. Oysa özerkliği aileden kopma ve bağımsızlaşma olarak ele alan bu tanımlamadan farklı olarak Kendini Belirleme Kuramında ebeveynin özerklik desteği, özerk iradeyi destekleme (promotion of volitional functioning) şeklinde tanımlanmaktadır.
Psikolojik Kontrolün Belirleyicileri Temel belirleyiciler anne ve babanın kişilik özellikleri ve bilişleri gibi ebeveyne ait özellikler, çocuğun özellikleri ve bağlamsal özellikler olarak sıralanabilir. Eleştirel, başarı yönelimli, talepkar ve katı gibi niteliklerle tanımlanan ana babalarda ve empati becerisi zayıf annelerde psikolojik kontrol daha sık gözlenmiştir.
Başka bir belirleyici de annenin ayrılma kaygısıdır. Ergenin artan özerkliği ve bireyselleşmesi karşısında kendini güvensiz hisseden ebeveyn, ergenle yakın ve bağımlı ilişkiyi sürdürmek için koşullu kabul, suçluluk yaratma ve sahiplenme gibi psikolojik kontrol girişimlerinde daha fazla bulunmaktadır. PK hem bireyci hem toplulukçu olarak nitelendirilen farklı kültürlerde ergenin uyumu üzerinde olumsuz etkisi olduğu ortaya konmuştur. Bazı araştırmacılar bu durumu PK uygulamalarının, evrensel bir ihtiyaç olan özerklik (kişinin kendi iradesiyle hareket edebilmesi) gereksinimini engellemesiyle açıklamaktadır.
Yüksek oranda evlilik çatışması algılayan çocuklar aynı zamanda daha fazla psikolojik kontrol algılamaktadırlar. Ek olarak çocuk yetiştirmede otoriter stili benimseyen annelerden daha fazla, demokratik stili benimseyen annelerden ise daha az oranda psikolojik kontrol algılandığı görülmektedir. Ebeveynler, evliliklerinde yaşadıkları olumsuz duygu ve çatışmaları, ebeveyn çocuk ilişkisine taşımakta ve daha fazla psikolojik kontrol uygulamaktadırlar.
Araştırmacılar ebeveynlik uygulamalarının içinde bulunulan bağlamdan da etkilenebildiğini ileri sürmüşlerdir. Dolayısıyla kendi yaşamlarından memnun olmayan ebeveynlerin daha fazla psikolojik kontrol uygulayacağı öngörülmektedir. Annenin eğitim düzeyinin ergenin anneden algıladığı psikolojik kontrol üzerinde temel etkisinin anlamlı olduğu ; buna karşı babanın eğitim düzeyinin ergenin babadan algıladığı psikolojik kontrol üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. Annenin eğitim seviyesi yükseldikçe uygulanan psikolojik kontrol azalacaktır.
- Slides: 20