Duyu Organlar retim Grevlisi Dr Mert OCAK Gz

  • Slides: 6
Download presentation
Duyu Organları Öğretim Görevlisi Dr. Mert OCAK

Duyu Organları Öğretim Görevlisi Dr. Mert OCAK

 Göz Küresi Yaklaşık 2, 5 cm çapında ve 7 gr ağırlığındaki göz, farklı

Göz Küresi Yaklaşık 2, 5 cm çapında ve 7 gr ağırlığındaki göz, farklı çaptaki iki kürenin, küçüğünün bir kısmı dışta kalacak şekilde, iç içe girmesiyle oluşan ve yukarıdan aşağıya biraz basık bir küre şeklindedir. Cornea denilen ve küçük küreye ait ön bölüm şeffaf olup, göz küresinin 1/6’sını oluşturur. 5/6’sını oluşturan arka bölüm ise, büyük küreye ait olup şeffaf değildir. Göz küresi belirtildiği gibi tam bir küre şeklinde olmayıp, yukarıdan aşağıya biraz basıktır. Bu nedenle sagittal ve transvers çapları (24 mm), vertikal çapından (23, 5 mm) biraz daha uzundur. Sagittal çapın uzaması sonucunda miyopi, sagittal çapın kısalması sonucunda hipermetropi görülür. Göz küresinden bir kesit alındığında, ön ve arka bölümleri bir çembere tamamlanıp, merkezleri birleştirildiğinde, gözün axis bulbi denilen geometrik eksenini elde edilir. Axis bulbi her iki küre bölümünün en çıkıntılı orta noktalarından geçer. Axis bulbi'nin geçtiği cornea'nın merkezi kısmına polus anterior, arka bölümden geçtiği merkezî noktaya ise polus posterior denilir. Göz küresinin dış yüzünde her iki kutbu birleştiren çapa axis bulbi externus, iç yüzlerinde birleştiren çapa ise axis bulbi internus denilir. Axis bulbi internus arkada fovea centralis ile discus nervi optici arasında bir noktaya isabet eder. Sağ ve sol gözün axis bulbi'leri hemen birbirine paraleldir. Fakat orbita'nın ekseni cavitas cranii'de kesişecek şekilde oblik seyreder. Bu nedenle gözün ekseni ile orbita'nın eksenleri birbirine paralel değildir. Nervus opticus'lar orbita eksenine paralel olarak seyreder ve göz küresine, polus posterior'un 3 mm nasal (iç) ve biraz da alt kısmından girer. Polus anterior ile polus posterior arasında ve göz küresini ön-arka yarılarına ayıran çembere equator (ekvator), her iki kutuptan geçen ve ekvatoru dik olarak kesen çemberlere de, meridiani (meridyen) denilir. Işık göze girdikten sonra bir seri ortam ve yapıdan geçerek kırılmaya uğrar ve arkada retinadaki macula lutea'nın fovea centralis'ine gelir. Bu eksene de, görme ilgili olması nedeniyle axis opticus denilir. Axis opticus ve axis bulbi göz küresinin ön yarısında birbirini keserler. Göz küresinin tabakaları Dıştan içe tunica fibrosa (externa) bulbi, tunica vasculosa (media) bulbi (uvea) ve tunica interna bulbi (sensoria=nervosa) bulbi olmak üzere üç tabakadan oluşur.

 Kulak (Auris, Organum vestibulocochleare) Organum statoacusticus veya organum oticum olarak da geçer. Kulak,

Kulak (Auris, Organum vestibulocochleare) Organum statoacusticus veya organum oticum olarak da geçer. Kulak, dış kulak (auris externa), orta kulak (auris media) ve iç kulak (auris interna) olmak üzere üç bölüme ayrılır. Dış kulak (Auris externa) Auris externa, kulak kepçesi (auricula) ve dış kulak yolundan (meatus acusticus externus) oluşur. Auricula başın yan tarafında bulunur ve ses titreşimlerini toplamaya yarar. Meatus acusticus externus ise, bu titreşimleri kulak zarına ileten kıkırdak ve kemiklerden oluşmuş bir yoldur. Meatus acusticus externus Concha auricularis'den membrana tympanica'ya kadar uzanan, kesidinde oval şekilli, yayvan “S” harfi şeklinde bir kanaldır. Meatus acusticus externus'un dış 1/3'lük kısmı kıkırdaktan (pars cartilaginea, yaklaşık 8 mm), iç 2/3'lük kısmı ise kemikten (pars ossea, yaklaşık 16 mm) oluşur. Ortalama olarak tragus'dan itibaren 4 cm, concha auricularis'in dibinden itibaren ise 2, 5 cm uzunluğundadır. Meatus acusticus externus’un pars externa kısmı önce içe-öne ve biraz da yukarı doğru ilerler. Ortadaki pars media kısmı içe-arkaya ve biraz da yukarı doğru ilerler ve en içteki pars interna kısmı ise içe-öne ve biraz da aşağı doğru uzanır. Dış kulak yolunun muayenesinde, pars cartilaginea'yı mümkün olduğu kadar pars ossea'nın doğrultusuna getirmek gerekir. Bunun için kulak kepçesini yukarı-arkaya ve biraz da dışa doğru çekmek gerekir. Bu şekilde dış kulak yolu ve kulak zarının büyük kısmı görülebilir. Dış kulak yolunda kıkırdak bölümünün sonunda ve concha auricularis'in dibinden 2 cm uzakta kemik bölümde bulunan (isthmus) iki darlık görülür. Dış kulak yolunun dip kısmını, oblik olarak yerleşmiş olan membrana tympani kapatır.

 Tat organı - Organum gustatorium Tat duyusunu alan modifiye epitel hücreleri tat tomurcukları

Tat organı - Organum gustatorium Tat duyusunu alan modifiye epitel hücreleri tat tomurcukları denilen yapılarda bulunur. Erişkinlerde yaklaşık 2. 000 tat tomurcuğu bulunur. Tat tomurcukları, en fazla dil sırtında (dorsum linguae), buradan başka yumuşak damakta, epiglottis'in ön yüzü ile oropharynx'in duvarlarında bulunur. Tat tomurcuklarının dil üzerinde en yoğun bulundukları bölge papilla vallata'lar ve bu papillaların etrafındaki oluklardır. Papilla foliata’larda ve dilin arka 1/3’ünde de fazla miktarda tat tomurcuğu bulunur. Buna karşılık papilla fungiformis, yumuşak damak, epiglottis'in ön yüzü ile oropharynx'in duvarlarında daha seyrek olarak bulunurlar. Tat duyusunu alan sinirler Tat duyusu nervus facialis, nervus glossopharyngeus ve nervus vagus tarafından alınır. Nervus facialis'in ganglion geniculi'de bulunan pseudo-unipolar ganglion hücrelerinin periferik uzantıları chorda tympani aracılığı ile dilin ön 2/3'ünden tat duyusu alır. Nervus facialis'in nervus petrosus major içindeki dalları ise yumuşak damak ve yakınlarından tat duyusu alır. Nervus glossopharyngeus'un ganglion inferius'undaki hücrelerin periferik uzantıları papilla vallata, sulcus terminalis'in hemen arkasında kalan dil kökü bölümü, arcus palatoglossus ve oropharynx'in arka duvarından tat duyusu alır. Nervus vagus'un ganglion inferius'unda bulunan hücrelerinin periferik uzantıları da, dil kökünün en arka kısmı ile epiglottis'in ön yüzünden tat duyusu alır.

 Koku duyusu - Organum olfactorium Koku hücreleri veya reseptörleri adı verilen bipolar ganglion

Koku duyusu - Organum olfactorium Koku hücreleri veya reseptörleri adı verilen bipolar ganglion hücreleri concha nasalis superior'un üst kısmı, bunun üstünde kalan dış duvar, burun boşluğu tavanı ve burun bölmesinin üst kısmını örten mukozada (regio olfactoria tunicae mucosae nasi) bulunur. Her bir burun boşluğunda yaklaşık 2, 5 cm 2'lik bir yer kaplayan bu mukozada destek, koku (reseptör) ve bazal hücreler olmak üzere, 3 çeşit hücre bulunur. Destek hücreleri silindirik epitel hücreleridir. Koku (reseptör) hücreleri bipolar nöronlar olup, bunların hücre gövdeleri destek hücrelerinin arasında bulunur ve her bir burun boşluğunda yaklaşık 25 milyon koku hücresi bulunur. Her bir koku hücresinin dendrit'e uyan periferik uzantısı bir vezikül şeklinde şişlik gösterir ve bu vezikülden yaklaşık 6 -8 adet silia çıkar. Bu silialar burun boşluğuna giren havadaki kokudan etkilenerek hücre gövdesini uyarır. Böylece koku alma işlemi başlamış olur. Basal hücreler destek hücrelerinin bazal kısımlarında bulunur ve bu hücrelerden destek hücreleri gelişir. Yaklaşık 2 ayda dökülerek kaybolur ve bazal hücrelerin farklılaşmasıyla yenileri oluşur. İnsanlarda çoğalma özelliğine sahip tek reseptör tipidir. Her bir burun yarısında koku hücrelerinin santral uzantılarının birkaçı biraraya gelerek yaklaşık 20 adet olan fila olfactoria'yı oluşturur. Koku yollarının 1. nöronu'nu oluşturan fila olfactoria’lar, os ethmoidale'deki foramina cribrosa’dan geçer ve fossa cranii anterior'a girer girmez, bulbus olfactorius'ta sonlanırlar. Bu sinirin lifleri myelinsiz olup Schwann hücreleri ile kaplıdır.

 Deri (Cutis, Integumentum commune) Vücut yüzeyini örten ve derinindeki yapıları yaralanma, enfeksiyonla bulaşma

Deri (Cutis, Integumentum commune) Vücut yüzeyini örten ve derinindeki yapıları yaralanma, enfeksiyonla bulaşma ve kuruma gibi çeşitli fiziki ve kimyasal zararlı etkilerden koruyan deri, vücudun en büyük organıdır. Ağırlığı, üzerini örttüğü iskelet kaslarının yaklaşık %8'i kadardır ve 1, 2 -2, 2 m 2 alana sahiptir. Derinin %9'u baş, %9'u üst ekstremite, %18'i alt ekstremite, %18'i göğüs ve karnın ön duvarları, %18'i de arka duvarlarında bulunur. Kalınlığı da Vücudun heryerinde aynı olmayıp 1, 5 -4, 0 mm arasında değişir. Deri vücudun tüm dış yüzü, dış kulak yolu ve kulak zarının dış yüzünü örter. Deri, dudak kenarları ve anüs ağzında sindirim sistemi mukozası ile; burun boşluğunda solunum sistemi mukozası ile; göz kapakları kenarı, puncta lacrimalia'da ise konjunktiva ile birleşir. Deride birçok periferik duyusal sinir sonlanmaları bulunur. Bunların sayesinde sıcak, soğuk, ıslaklık ve kuruluk gibi duyularla bir cismin sertliği, yüzeyinin şekli gibi özellikleri görme sisteminin desteği olmadan da fark edilebilir. Deri, içerisinde bulunan ter bezleri sayesinde vücut ısısının ayarlanmasında önemli rol oynadığı gibi, salgıladığı yağlı madde deriyi, dolayısıyla altındaki yapıları kurumaktan korur. Yine sınırlı olarak ekskresyon (salgı yapma) ve absorbsiyon (emme) fonksiyonu vardır. Derinin esas bölümünü mezanşimal kökenli sıkı bağ dokusundan yapılmış dermis (corium) oluşturur. Bunun üzerini örten ektodermal kökenli epitel tabakasına ise epidermis denilir. Dermis'in yüzeyinde damarların bulunduğu papillalar bulunur. Bu kısım sinir sonlanmaları bulunması nedeniyle hassastır. Dermis'in içinde veya altında ter bezleri, yağ bezleri ve kıl kökleri gibi özel görevi olan bazı organlar bulunur.