DR R YES FATMA YALINIZ BR LETM ARACI
DR. ÖĞR. ÜYESİ FATMA YALINIZ BİR İLETİŞİM ARACI OLARAK GASTRONOMİ
KİTLE İLETİŞİMİNDE GASTRONOMİ
Eski zamanlardan beri bir sosyolojik olgu olan yeme-içme günümüzde artan iş saatleri, yemek yapmaya ayrılan zamanın azalması, kitleleşme ve boş zamanı değerlendirme ihtiyacıyla dışarıda yemek yeme olgusunun bir sosyokültürel aktiviteye dönüşmesine zemin hazırlamıştır.
Tüm bu gelişmelerle sağlıklı, lezzetli ve kültürel değerleri içeren gastronomi kavramı ön plana çıkarak yeme kültürü bir estetik ve sanat ürünü haline gelmiştir.
Gastronominin yükselen yıldızı, tüketicileri, yiyecek içecek işletmelerini, çalışanlarını ve destinasyonlarını etkilemenin yanında kitle iletişim araçlarını da etkilemiştir. Diğer bir ifadeyle kitlelerin bilgi alma, eğitim, kültür, eğlence gibi ihtiyaçlarını karşılayan kitle iletişim araçları gastronomiye olan talebe de kayıtsız kalmamıştır.
İzleyiciler açısından da değerlendirildiğinde kitle iletişim araçlarının gastronomiye yönelik yayınları bazı faydalar sağlamaktadır. Geleneksel yiyecek-içeceklerin unutulmaması ve azalan ilişkilerle izleyiciler, bu yayınlardan sağlıklı ve lezzetli yemeklerin yapılışını öğrenmektedirler.
Ayrıca bu programlar, artan küreselleşme ve başka kültürlere duyulan merak ve verilen önemle farklı bölge ve ülkelerin yeme içme kültürü hakkında bilgi sağlamaktadır. Mutfağın, kültürün en önemli öğelerinden biri oluşu ve insanların yeme içme tabiatı gereği duyduğu ilgi gastronomi konulu yayınlara duyulan ta lebi de artırmıştır.
Bunun sonucunda kitle iletişim araçlarında gastronomi konulu yayınların sayısının hızla arttığı görülmektedir.
BASILI MEDYADA GASTRONOMİ KONULU YAYINLAR Gazeteler ve dergiler kitle iletişimin yazılı kaynaklarını oluşturmaktadır. Gazete ve dergiler, taşınabilir ve az maliyetle her an ulaşılabilir olması ve okuma yazma dışında bir beceri gerektirmemesi bağlamında okuyuculara ulaşım ve kullanım kolaylığı sunmaktadır farklı konulara ilişkin detaylı bilgi vermekte ve bu bilgileri fotoğraf, grafik gibi görsellerle desteklemektedir.
Gazetelerin eğitim, kültür ve bilgi sağlama işlevlerini sağlayan bir diğer yayın içeriği, gastronomiye yönelik konulardır. Yiyecek içecek tarifleri, farklı yerlerdeki ve konseptteki en iyi 10 restoran değerlendirmeleri, yemek ve seyahat içerikli yazılar, sağlıklı beslenmeye ait diyet paylaşımlar gazetelerin gastronomiye yönelik yayınlarına örnek verebilir.
Örneğin Hürriyet , kelebek ekinde ‘Gurme başlıklı bir bölümü yalnızca yeme içmeye ayırmış, bölümünde farklı yazarların, ünlü şef ve gurmelerin yazılarına yer vermiştir. Köşe yazılarında şef ve gurmelerin yazı içeriği farklılık göstermektedir.
Şefler yazılarında farklı yiyecek içecek tariflerine, bu yiyecek ve içeceklerin hikayelerine, mutfakta yeni trend ve tekniklere yer verirken, gurmeler en iyi restoranlara, ülkeden ve dünyadan farklı bölgelere ve bu bölgelerdeki ünlü yiyecek ve içeceklere değinmektedir.
Posta gazetesi gastronomi konulu yayınlara yer veren bir diğer gazetedir. Posta gazetesi ‘Beslenme ve Diyet’ başlıklı bölümünde yiyecek içecek kalorileri, fayda ve zararları, farklı beslenme tarzları ve sağlıklı tarım gibi bilgiler sunar.
‘Yeme-İçme’ başlıklı bölümünde ise yiyecek içecek tariflerine, ünlü restoranlara, gastronomi müzelerine, sektördeki yeniliklere, dünya mutfağı karşılaştırmalarına ve benzeri bir çok konuya değinmektedir.
Ayrıca Sabah, Cumhuriyet, Radikal gibi farklı birçok gazetenin de ‘Sağlık’, ‘Yaşam’, ‘Gusto’ gibi çeşitli başlıklar altında gastronomi konulu yayınlara yer verdiği görülmektedir. Gastronomi konulu yayınlar, gastronomi temalı dergiler ve e-dergilerde de yer almaktadır.
� Food in Life 2007 Ayda 1 � Gastronomi 1994 2 ayda 1 � Yemek ve Kültür 2005 3 ayda 1 � Food and Travel 2013 Ayda 1 � Ray Gurme 2007 aylık � Gourmet & Styling 2013 3 ayda 1 � Sofra 1995 ayda 1 Türkiye’de yayınlanan gastronomi temalı dergilerden bazılarıdır.
Bu gastronomi temalı dergilerde neredeyse yeme içmeye dair her konuya değinilmektedir. Ünlü şef ve gurmelerin köşe yazıları, röportajlar, sofra trendleri, mutfak ürünü marka ve tanıtımlarıyla yeme-içme sağlığına ilişkin bilgiler son derece detaylı biçimde sunulmaktadır.
RADYODA GASTRONOMİ KONULU YAYINLAR Radyo işitsel bir iletişim aracı olması ve kendisinden sonra televizyon ve internet gibi görsel ve yazılı kitle iletişim araçlarıyla rekabetinde bazı dezavantajlara sahiptir.
Gastronomi ve mutfak sanatları gibi görselle zenginleşen bir konuda fotoğraf, video, yazı ve imgelerden dinleyiciyi yoksun bırakması, yemek yapım aşamasında program sunucusuyla kurulan teması yalnızca ses olarak sınırlamaktadır.
Gastronomiye olan ilginin artması radyo kanallarını da etkilemiştir. Örneğin ‘Mütevazı Lezzetler’ TRT Ankara radyosunda bir dönem her Perşembe 13: 00 -14: 00 saatleri arasında yayınlanmış ve dinleyicilerin ilgisini çekmitir.
Bu programı Banu Atabay hazırlayıp sunmuş, Programda yemek tariflerine ilişkin reçeteleri paylaşmış, yemeğin yapım aşamalarının detayını dinleyicilere aktarmış ve farklı konukları programda ağırlayıp yemeklerle ilgili hikaye ve fıkraları anlatarak dinleyicilerin ilgisini çekmiştir.
Radyo 1’de hali hazırda yayınlanan bir diğer gastronomi konulu program ise ‘Yemek ve Kültür’dür. Bu program Eski Türk, Osmanlı ve Türk Mutfağı’nı konu almakta, Türklerin yeme ve içe alışkanlıklarını, gelenek ve göreneklerini, dini inanışların yeme içemeye etkisini konu almaktadır.
TELEVİZYONDA GASTRONOMİ KONULU YAYINLAR � Televizyon, görselliği ve işitselliği bir arada bulunduran ve kendisinden sonra ortaya çıkıp son derece yaygınlaşan internete rağmen etkisini sürdüren bir kitle iletişim aracıdır.
Okuma, yazma ve kullanma becerisi gerektirmemesi, her yaş grubundan kullanıcıya sahip olması, herhangi bir ek maliyet ya da bir alt yapı gerektirmemesi ve hemen her eve girmiş olması bakımından diğer kitle iletişim araçlarına göre birçok avantaja sahiptir.
Televizyon sahip olduğu avantajlarla ve kitle iletişiminin tüm işlevlerini yerine getirebilme özelliğiyle izleyiciye yazılı görsel ve işitsel olarak farklı deneyimler sunmaktadır.
Bu bağlamda programcılar ve ticari işletmeler tarafından da oldukça sık tercih edilen televizyon, farklı içerikte programlar üretmekte ve farklı ilgi, deneyim ve yaş grubundaki hedef kitlere hitap etmektedir.
Son yıllarda televizyonda gastronomi konulu yayınlara ve tematik kanallara oldukça sık rastlanmaktadır. Gastronominin giderek artan bir talebe sahip olması ve televizyon kanal sahipleri ve yapımcıların bu talebi fark etmesiyle bu konu popüler olmaktadır.
Bugün neredeyse her televizyon kanalı gastronomi konulu yayınlara ve programlara yer vermektedir. Televizyondaki gastronomi konulu yayınlar kendi içerisinde de farklılık göstermektedir.
Örneğin ünlü şef Arda Türkmen’in sunduğu Arda’nın Mutfaği adlı programda pratik tarifler bir anlamda paylaşılmakta ve yiyecek içecekler yayında sunum aşamasına getirilerek izleyicilere görsel bir deneyim sunulmaktadır.
Planet mutfak İtalyan işi Danila Zonna � Planet Mutfak Yeşil Yemek Damla Bayciğit � Planet Mutfak Elif’le kaynasın Tencereler Elif Kormazel � Turmax Gurme Lezzet Büyücüsü Maria Ekmekçioğlu � Turmax Gurme Yemek İşi Uğur Volkan Uysal � 24 Kitchen Rudolp’un Fırını Rudolph Van Ven � Home TV Bobby Flay ile Barbekü Bobby Flay � Star Muzice Lezzetler Refika Birgül � TRT 1 Pastane Deniz Orhun �
Yiyecek içecek reçeteleri ve yapılışının sunucunun kendisi yerine halktan kişiler tarafından paylaşıldığı programlarda mevcuttur. Bu programlardan bir tanesi Nursel Ergin’in sunduğu ‘Nursel’in Mutfağı’ adlı programdır.
Türkiye’nin farklı bölgelerinin gezildiği ve bu bölgedeki ünlü yiyecek ve içeceklerin, işletmelerin ustaları eşliğinde tanıtıldığı Ezgi Serter’in sunduğu ‘Lezzet Haritası’dır.
Farklı illere özgü yiyecek-içeceklerin tadımının yapıldığı, bölgenin ünlü restoranlarının gezilerek bu restoranlara ilişkin menü, fiyat, lezzet bilgilerinin detaylı olarak paylaşıldığı gurme programları da gastronomi konulu programlar kategorisindedir.
halkın tanıdığı ve sevdiği gurmelerce yayınlanan bu programlar yeme-içme ve seyahate meraklı kişilerce bir rehber niteliğindedir. Ayrıca televizyonda yayınlanan gastronomi konulu programların yanı sıra sağlık, yaşam ve eğlence gibi içeriklere sahip programlarda da sık gastronomi konulu yayınlara yer verilmektedir.
İNTERNETTE GASTRONOMİ KONULU YAYINLAR Çağımızın en etkili ve yayılımı hızla devam eden iletişim aracı internet, tüm dünyayı etkisi altına almış bir kitle iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternetin yazılı, görsel ve işitsel tüm duyusal dinamikleri sunabilmesi, en gelişmiş, dolayısıyla işlevsel özellikleri internete üstün bir kitle iletişim aracı olması ünvanını sağlamıştır.
Öyle ki internet, bilgi sağlama, eğlendirme, eğitim gibi işlevlerden öteye geçerek interaktif iletişime izin veren sistemiyle bir sosyalleşme, toplumsallaşma, motive etme ve kültürel iletişim aracı haline gelmiştir.
İnternette yer alan gastronomi konulu yayınlardan bahsetmeye bloglardan başlanabilir. Gastronominin farklı konularına ilişkin bilgilerin paylaşıldığı, interaktif iletişimle sohbet ortamının yaratıldığı bu bloglar, kültürel ve sosyal birer etkileşim alanı olarak nitelendirilmektedir.
Örneğin kişisel olarak açılan Murat Bozok’a ait bir blogda Murat Bozok, farklı seyahatlerini ve bu seyahetlerdeki yiyecek içecek, restoran deneyimlerini okuyuculara aktarmaktadır. Kişisel fakat bir isme açılmamış diğer bir blog örneği de Pembe Domates ağı’dır.
Pembe Domates Ağında doğal tarımcılığın kurallarına değinilerek pembe domatesin doğal yollarla nasıl yetiştiriciliğine dair paylaşımlar yapılmakta ve kitle iletişimde pembe domatesle ilgili olarak yer alan haberlere değinilmektedir.
Seyahatle gastronomiyi birleştiren, okuyuculara yemek yenilecek yerler konusunda bir rehber oluşturacak bloglar da mevcuttur. ‘İstanbul Eats’ adlı blogda İstanbul’un en gözde restoranlarını tanıtıyor.
Gastronomiye dair yayınların paylaşıldığı web siteleri takipçilere daha detaylı bilgi sunmaktadır. Farklı kullanıcıların yemek tariflerini ve deneyimlerini paylaştıkları tarif siteleri, yemek yapmaya meraklı kişiler için yemek kitabı niteliği taşımakta, çeşitli mutfaklardan yiyecek içeceklerin paylaşılmasıyla sosyo-kültürel bir ağ oluşturmaktadır.
Ünlü şeflerin tariflerini paylaştıkları web siteleri ise alternatif yemek tarif sitelerindendir. Ünlü şef Arda Türkmen web sitesinde tariflerini ve yemeye dair ipuçlarını paylaşırken yaptığı televizyon programlarını da okuyuculara ücretsiz olarak izleme imkanı sunmaktadır.
Gastronomiyi internette sosyo-kültürel ve deneyimsel paylaşımlardan öteye giderek ticarete dönüştüren web siteleri de mevcuttur. ‘ Yemek Sepeti’, restoran zincirlerini ve yiyecek içecek işletmelerinin sipariş siteleri, kullanıcılara şirketin adresi, iletişim bilgisi ve kuruluşu hakkında bilgi sağlarken kredi kartıyla, havaleyle ya da kapıda ödeme imkanıyla kullanım kolaylığını artırmaktadır.
Gastronomiye yönelik ticari şirketlerin ürünlerini çevrimiçi olarak sattığı web siteleri ise yiyecek içecek üretimine ve mutfağa ait her türlü ekipmanı toptan ya da perakende olarak kullanıcıya sunarken yiyecek içeklerin kendisini de pazarlayabilmektedir.
Son yıllarda organik gıdaya verilen önem nedeniyle çiftlikten sipariş imkanı tanıyan web siteleri de bu kategori de değerlendirilmektedir. Bu sitelerde işletmeler hakkında güvenirliklerine dair bilgiler paylaşılırken tarım ve hayvansal ürünler fiyat bilgileriyle tüketiciye sunulmaktadır. Sitelerin ayrıca yiyecek içecek tariflerine yer vermesi tüketiciyi siteye çekip kullanım süresini uzatmakta kullanılan stratejilerdendir.
SOSYAL MEDYA VE GASTRONOMİ
Sosyal medya, günümüzde önemli iletişim araçlarından birisi olan internetin en çok kullanılan uygulamaları arasında yer almaktadır. İnternetin yayılmasıyla birlikte sosyal medya kullanım oranı da yükselmektedir.
Sosyal medya uygulamaları artık sadece iletişimi sağlamakla kalmayıp, bireylere oluşturdukları içerikleri seçilmiş bir grup ya da herkesle paylaşma ve keşfetme imkanı sunan bir platform yaratmıştır. Sosyal medya, sürekli güncellenebilirliğini, çoklu kullanımı ve sanal paylaşımlara olanak sağlaması itibariyle en tercih edilir sosyalleşme mecralarından birisi olarak ifade edilmektedir. Ayrıca kullanıcılar kendilerine ilişkin özel olay ve durumları sosyal medyada özel ama aslında kamusal da olduğu iddia edilen alanda özgürce dile getirebilmektedirler.
Bireyleri bu denli birbirine bağlayan bir platform olan sosyal medyanın, gastronomi ve yemek eksenli paylaşımlarda da etkisi büyüktür. Yemek yeme, yüzyıllar boyunca insanların bir arada bulunarak kaynaşmasını sağlayan önemli faktörlerden biri olmuştur. Yemekleri anlatabilmenin ve aktarabilmenin alternatif bir yolu da o anı yaşamanın yanında, yemekleri fotoğraflandırmak ve paylaşımda bulunmaktır.
Bu anlamda, günlük hayatımızın merkezine yerleşen sosyal paylaşım siteleri, yemek fotoğrafı, tarifi ve yemek yeme anını paylaşma konusunda kullanıcılara hizmet etmektedir. Kişi yediği veya pişirdiği yemeğin fotoğrafını sosyal medya sitelerinde paylaşmaktadır.
Böylece, hızlı bir etki sağlayan söz konusu uygulamalar ise, yemeği sosyal medya tutkusuyla birleştirenler için olağanüstü bir platform olarak yer almaktadır. Sosyal medya aracılığıyla hem daha iyi yemek isteyen tüketiciler için daha fazla seçenek ortaya çıkmaktadır, hem de gitmek istenilen herhangi bir restoran için bilgi toplamak daha kolay hale gelmektedir.
Sosyal medyanın bu şekilde kullanılmasının işletmeler için önemli ve etkili bir ‘pazarlama aracı’ olduğu tüketiciler için ise ‘referans olma’ özelliği taşıdığı ifade edilebilir.
Herhangi bir özel veya tüzel kişinin, zaman ve mekan sınırlaması olmadan, dünyanın herhangi bir yerinde başkalarıyla anında iletişim kurmasını sağlayan bir iletişim şekli olan sosyal medyanın karakteristik özellikleri beş ana başlık altında toplayabilmektedir:
� Katılım: Sosyal medya, iletişim kurulan kişilerin geribildirimde bulunmasını ve katkıda bulunmasını kolaylaştırır. Medya ve izleyici arasındaki çizgiyi daha silik hale getirmektedir. � Açıklık: İçeriğe erişim ve kullanımda nerdeyse hiçbir engel yoktur. Kullanımı son derece açık ve kolaylaştırılmıştır.
� Karşılıklı Konuşma: Geleneksel medya daha çok tek yönlü bir iletişim içermektedir. Klasik kitle iletişim araçlarında geribildirim zordur ve zaman alır. Buna karşılık sosyal medya bireylere, çift yönlü iletişim, rahat ve zamanında geribildirim sunar.
� Topluluk: Sosyal medya, toplulukların iligili konu veya kişiler üzerinde hızlı oluşmasına ve buna bağlı olarak etkin bir iletişim kurulmasına izin verir. � Bağlantısallık: Birçok sosyal medya bağlantısaldır ve diğer sitelere, kaynaklara ve kullanıcılara link vererek, bu bağlantılı olma durumu ile gelişmekte ve zenginleşmektedir.
Sosyal paylaşım siteleri herkesin ulaşabileceği, kişisel profil ulaştırabilmesine izin veren ve kullanıcıların iletişimini sağlayan en güncel çevrimiçi iletişim aracıdır. Sosyal medya araçları geniş bir perspektif içinde kendine yer bulmaktadır ve sosyal platformlarını aşağıdaki biçimde sınıflandırmak mümkündür:
� Sosyal Ağlar: Kişisel web sayfası oluşturmaya ve bu sayfa üzerinde içerik paylaşımında bulunup kişilerle iletişime geçmeye yarayan sosyal medya platformudur. Facebook, My. Space, Linkedln, Friendster, Hi 5, Friendfeed, Formspringa, Xing vb.
� Bloglar: Kullanıcıların kendilerini web üzerinde ifade etmeleri için oldukça kolay bir yol sunmakta, şirketlerin ve kurumların çalışanlarıyla iletişim içinde olabilmeleri için oldukça değerli bir araç olmaktadır. Şirket blogları, Cnet, The Huffington Post, Boing, Techcrunch, Kottke gibi bloglar.
� İçerik Toplulukları: Belirli bir türde içeriğin paylaşıldığı ve organize edildiği çevrimiçi topluluklardır. Youtube, Dailymotion, Google Videos, Yahoo Video gibi paylaşım ağları ve Instagram, Flickr, Deviantart, Photosig, Fotocommunity, Photodom gibi fotoğraf paylaşım ağları.
� Wikiler: Ortak bir çevrim içi siteye veri girilerek veya daha önce girilmiş olan verileri düzelterek oluşturulan çevrimiçi veri tabanlarıdır. Wikiler, kullanıcılar ve gruplar arasında işbirliği oluşturma yollarını değiştirmektedir. Wikipedia, İntelipedia gibi wiki tarzı bilgi paylaşım ağları.
� Mikrobloglar: Sosyal ağların küçük boyutlu bloglar ile birleştirilmiş halleridir. Giriş esnekliğine ve kolay bir yapıya sahip olması, mikroblog uygulamalarının fikirlerin paylaşımı ve aktivitelerin koordine edilmesi konusunda ciddi bir potansiyele sahip olmasını sağlamaktadır. Twitter, mikroblogging paylaşım ağları gibi sitelerdir.
� Podcastler: Çeşitli çevrimiçi servisler üzerinden üyelik ile ses ve video dosyalarına erişim sağlayan platformlardır. Podcast terimi, i. Pod’daki ‘ pod’ ve İngilizce’de yayın anlamına gelen broadcast sözcüğünün ‘cast’ kısmı alınarak isimlendirilmiştir. Apple i. Tunes vb.
� Forumlar: Çeşitli başlıklar ve ilgi alanları üzerinde tartışma konularının bulunduğu platformlardır. Kullanıcılar herhangi bir konu başlığına bilgiler eklemektedir. Forumlar, kişilerin bir fikir veya konu üzerinde tartışmaları için en uygun araçlar olarak görülmektedir.
Bireyler, beğenilerini ve yaşam tarzlarını sosyal medya aracılığıyla paylaşarak, ait oldukları grup kimliklerini bir anlamda paylaşmaktadırlar. Yemek yeme hem sosyal hem de biyolojik bir olgudur ve bireyin yaşam tarzını ifade edebilmektedir.
Dijital dünyada bu sosyallik birçok insan için yemek hazırlamayı, paylaşılan sofraları ve hatta onları tüketmeyi kapsayan ‘yemek anları’ olarak çevrimiçi uygulamalara ve sosyal medyaya getirmiştir. Bu yeni akım, dünyayı, yemek paylaşımı ve gıdaya odaklanmış, çevrimiçi yeni bir paylaşıma açmıştır.
Var olan modeller, restoranlardan çevrimiçi yemek siparişinden, evde pişirmek üzere önceden paketlenmiş hazır yemek kutularına uzanan daha geleneksel satın alma şekillerini kapsamaktadır.
Sosyal medya bu anlamda, insanın yemekle olan sosyal ve paylaşımcı karakteristiklerini, insanların lezzetli yemeklere ulaşabilmesinin yeni yollarını yaratmak için kullanmaktadır.
Söz konusu duruma örnek olarak ‘Feastly’ ve ‘Eatwith’ uygulamaları, insanların yemeklerini arkadaşlarıyla paylaşmalarına izin vermektedir. ‘Mealsharing’ ve ‘Cookapp’ uygulamaları ise insanların evlerinde akşam yemeği için misafirler ağırlayarak ilişkiler yaratmasını sağlamaktadır.
‘Culinary Club’ insanların artan yemeklerini çevrimiçi ortamda satmalarını sağlamaktadır ve Culinary Club’a benzer şekilde ama artan yemeklerle sınırlı olmadan ‘Favoreat’ uygulaması ise taze, ev yapımı yemekler arayan insanlarla birlikte yemek pişirmeyi sevenleri birbirine bağlamaktadır.
Favoreat aşçıları yemekleri paylaşarak ek gelir kazanmaktadır ve yemekleri yiyenler de sadece onlar için yapılmış taze ev yemeklerine ulaşmış olmaktadır. Bu aynı zamamda birbirine yabancı olan insanlar aracılığıyla, özellikle çevrimiçi şekilde yemeğe bağlanmanın bir yolu olarak da ifade edilmektedir.
Sosyal medyada yemek paylaşımında bir başka uygulama da ‘Dinnercam’ uygulamasıdır. İnsanların yemek ve fotograf filtrelerine olan tutkusundan yararlanmak isteyen Güney Afrikalı bir şirket taşınabilir ışık stügyosu Dinnercam’i tasarlamıştır.
İlk olarak Cape Town’daki El Burro restoranda kullanılmaya başlayan Dinnercam, sosyal medya fotoğraflarını profesyoneller gibi yapmak isteyen müşterilerine sunmaktadır. Portatif stüdyoda birkaç farklı ışık ve kablosuz bağlantı seçenekleri bulunmaktadır. Çekilen fotoğrafları ‘dinnercam’ hashtagiyle etiketleyerek yayınlayanlar için ise firma fotoğrafın bir çıktısını müşteriye hediye etmektedir.
Ayrıca, Washington’da bulunan The Rizt. Carlton otelinin mutfak şefi, müşterileriyle iletişimi Twitter üzerinden kurmakta, onlara bulundukları mevsim menüsünde neler istediklerini sormakta ya da o güne ait özel yemeklerden bahsetmektedir. Hatta yarışmalar düzenleyip kazanan kişiye bedava akşam yemeği sunmaktadır.
Bir başka uygulama ise ‘YEPAP’: Yemek Paylaşım Ağı Platformu’dur. YEPAP, restoranlarda gün sonunda ihtiyaç fazlası olarak artan yemekleri sivil toplum kuruluşları işbirlikleri ve gönüllü bireylerin katılımı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını hedef alan bir platformdur.
YEPAP, hem dünya kaynaklarının korunmasına hem de toplumsal paylaşım bilincinin geliştirilmesine hizmet etmektedir. Lojistik sorunların önüne geçmek üzere kurgulanan mobil bir uygulama olan ve toplumu oluşturan bireylerin katılımını sağlayan YEPAP, web tabanlı bir yazılım ile birlikte GPS altyapısını kullanarak hayata geçmektedir.
Ağa dahil olan restoranlar YEPAP sertifikasına sahip olmakta ve özellikle sosyal medyada desteklenmektedir. Bu sertifikaya sahip olmanın Foursquare, Zomato gibi uygulamalarda bir reyting elementi olması da hedeflenmektedir.
Özellikle instagram gibi görsel temelli sosyal ağların kullanımdaki payı artıkça, yemek fotoğragları kendi paylaşım katogerilerini oluşturmaya başlamıştır. ‘Feedie’ isimli uygulamayla paylaşılan yemek fotoğrafları sayesinde açlıkla mücadele eden bölgelerdeki ihtiyaç sahiplerine yardım edilmektedir.
Restoranlar öncelikle sisteme üye olmaktadır. Uygulamanın kullanıcıları sisteme üye olan restoranlara giderek çektikleri yemek fotoğraflarını kişisel profillerinde Feedie uygulaması üzerinden restoran ekleyerek paylaşmaktadır. Restoranlar da kendi restoranları aracılığıyla paylaşılan fotoğraf başına Afrikalı okul çağındaki çocukların beslenmesi için belirli miktarda yemek yardımı yapmaktadır.
Güney Kore’de 2009 yılında başlayan ve yayılmaya devam eden bir akım bulunmaktadır. Bireyler web kamerası karşısına geçip yemekte ve sohbet eşliğinde bunu internetten canlı olarak yayınlanmaktadır. Milyonlarca kişi de ekranın diğer ucunda, merak ve ilgiyle bu yemek yeme sürecini seyretmektedir.
Türkçe’de ‘Yemek Yayını’ anlamına gelen ve İngilizce’ye ‘Gastronomic Voyeurism’ adıyla yerleşen bu trend, Güney Kore’de ‘ Muk-bang’ olarak adlandırılmaktadır. Yine bu uygulamaya benzer bir uygulama olarak ‘So. Food: Yemek Tarifi Odaklı Fotoğraf Paylaşım Uygulaması’ ise yemek tarifleri paylaşımı için kurgulanan bir mobil fotoğraf paylaşım uygulamasıdır.
Kullanıcılar hazırlamış oldukları yemeklere ait fotoğrafları çekerek arkadaşlarıyla ve diğer uygulama kullanıcılarıyla paylaşabilmekte, uygulama üzerinden tarif ekleyebilmekte ve mevcut tariflere yorum yapabilmektedir.
Farklı bir konsept olarak ‘komşuyemeği. com’ ise ev yemeği yemek isteyenlerle yemek yapmayı seven ve bunu bir alışkanlık haline getirenleri buluşturan bir yemek paylaşım platformudur. Komşu Yemeği, evde pişirilen yemekler bir tür paylaşım ekonomisi yaklaşımı getirmektedir ve lokasyon bazlı olarak çalışmaktadır.
Yemek odaklı girişimler arasında bu farklı yaklaşımıyla dikkat çeken Komşu Yemeği, Anne Çocuk Eğitimi Vakfı’nda (AÇEV) proje koordinatörü olarak görev yapan Hilal Gencay tarafından kurulmuştur.
Gencay Komşu Yemeği’ni kendi deyimiyle ‘yemek alışkanlıklarının tek tipleşmesinin önüne geçilmesi, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel lezzetlerin yaşatılması, hızlı ve hazır yemek tüketimine bir alternatif sunulması amaçlarıyla’ kurmaya karar verdiklerini ifade etmiştir.
Sosyal medyada gastronomi odaklı paylaşımlara karşı çıkan, Fransa’nın Fontijoncouse’ bölgesinde ‘L’Auberge Du Vieux Puits’ isimli üç yıldızlı restoranın sahibi Giiles Goujon, işletmesinde müşterinin masasına giden yemeğin fotağranın çekilip paylaşılmasının görgü kurallarına aykırı olduğunu belirtmektedir.
Bu anlamda, müşterilerin o restorandan yemek görüntülerinin paylaşılıyor olmasının, şefin kendine ait olan telif hakkının çiğnenmesi ve bir nevi dışarıya bilgi sızdırılması anlamına gelmekte olduğunu belirtmiştir.
Fransa’nın kuzeyinde La Madelaine-sous. Montreuil bölgesinde bulunan ‘La Grenoulillere’ restoranı işleten şef Alexandre Gauthier de yemek menüsüne ‘ fotoğraf makinası kullanmak yasaktır’ uyarısını eklemiştir. Şef eski zamanlarda ailelerin birbirlerinin fotoğraflarını çektiğini, şimdi ise yalnızca yemeklerin fotoğraflarının ön planda olduğunu ifade etmektedir. Twitter’da ya da Instagram’da paylaşılan yemek fotoğraflarına gelen yorumlara yanıt verilene kadar yemeklerin soğuduğunu ifade etmektedir.
Fakat tüm seçkin restoranlar aynı görüşü savunmamaktadır. Bazı restoranlar müşterilerine yemek fotoğrafçılığı kursu vererek, sosyal medyada gastronomi odaklı paylaşımları desteklemektedirler. Örneğin, lezzetli yemek tarifleri ve yemek fotoğrafları ile dünyaca ünlü ödüllü yemek blogu Cafe Fernando’nun yazarı Cenk Sönmezsoy, yemek fotoğrafçılığı için tüyolara vererek, Cafe Nero’nun İlham Atolyesi’nde iyi bit yemek fotoğrafı çekmek için dikkat edilmesi gerekenleri anlatmaktadır.
Sosyal medyada en çok kullanım alanı bulan uygulamalardan biri de yenilen yemeklerin fotoğraflarının çekilerek profilde paylaşılmasıdır. İnsanın yaşamak için en temel ihtiyaçlarından biri olan yemek, günümüz modern toplumunda dışarıda yemek alışkanlığının gelişmeye başlamasıyla birlikte zorunlu ihtiyacın dışında bir sembole dönüşmeye başlamıştır.
Tükettiği kadar ya da tükettikleriyle görünür hale gelen günümüz insanın ne yediği ve nerde yediği tercihleri de bununla bağlantılı olmaya başlamıştır. Artık, yemek masaya geldiğinde eller kaşık, çatal ve bıçağa gitmek yerine cep telefonlarına gidip tabaktaki yemeğin fotoğrafı çekilmekte ve bu çekimler sosyal medya aracılığıyla diğer kişilerle paylaşılmaktadır.
Sosyal ağlar içinde bu denli yoğun ve aktif rol alan insan grupları, işletmeler çok sayıda tüketiciye aynı anda ulaşabilecekleri geniş bir Pazar imkanı sunmaktadır. Bu sebeple bu insan gruplarının kendi alanlarında marka ya da ürünlere dair internet üzerinden yapacakları iletişim önem kazanmaktadır, çünkü bu tür çevrimiçi topluluklar doğal iletişim ortamıdır.
Sosyal medyanın düşük maliyetli olması, bilginin hızlı yayılması ve güncel olması, hedef kitleyi tanıma imkanı sağlaması, ölçme ve değerlendirmenin yapılabilmesi, aracısız doğrudan iletişim sağlayarak kişiler arası yakınlık sağlaması, referans yoluyla alınan bilgilerin güvenirliğinin olması sosyal medyayı güçlü yapan unsurlardandır.
Toplulukların organize olmasını kolaylaştıran sosyal medya, bireylere bulundukları ortak ağ ile ilgili fikirlerin hızlıca yayılmasını ve gerçekleri kolaylıkla öğrenebilme imkanı da sağlamaktadır. Sosyal medya, bireyler arasında iletişimi artırmasının yanı sıra organizasyon ve iletişim maliyetini düşürmekte, daha çok sayıda insanın sosyal medya aracılığıyla olaylara daha kısa sürede reaksiyon gösterebilmesine yol açmaktadır.
- Slides: 95