DN VE SAMMYET HSEYN EROL AFYONKARAHSAR MEVLANA CAM

  • Slides: 42
Download presentation
DİN VE SAMİMİYET HÜSEYİN EROL AFYONKARAHİSAR MEVLANA CAMİİ İMAM HATİB-İ

DİN VE SAMİMİYET HÜSEYİN EROL AFYONKARAHİSAR MEVLANA CAMİİ İMAM HATİB-İ

“ Hz. Peygamber Din ve Samimiyet”

“ Hz. Peygamber Din ve Samimiyet”

�En’am süresi 162. Ayette Peygamberimiz ve O’nun şahsında bizler için şöyle buyruluyor. � ﻻﻱ

�En’am süresi 162. Ayette Peygamberimiz ve O’nun şahsında bizler için şöyle buyruluyor. � ﻻﻱ ﻱ ﺍ ﺍﻱ ﺍﺍﻳ �“Ey Muhammed! De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm lemlerin Rabbi olan Allah içindir. ” (En’am, 6/162)

�Şimdi bu noktada şu hadisi siz kardeşlerimle paylaşmak isterim. � ﻗﻠﻨﺎ ﻟﻤﻦ؟. ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻟﻨﺼﻴﺤﺔ

�Şimdi bu noktada şu hadisi siz kardeşlerimle paylaşmak isterim. � ﻗﻠﻨﺎ ﻟﻤﻦ؟. ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻟﻨﺼﻴﺤﺔ : ﻋﻦ ﺗﻤﻴﻢ ﺍﻟﺪﺍﺭﻱ ﺃﻦ ﺍﻟﻨﺒﻲ ﺻﻠﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻋﻠﻴﻪ ﻭﺳﻠﻢ ﻗﺎﻝ ﻟﻠﻪ ﻭﻟﻜﺘﺎﺑﻪ ﻭﻟﺮﺳﻮﻟﻪ ﻭﻷﺌﻤﺔ ﺍﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ ﻭﻋﺎﻣﺘﻬﻢ : ﻗﺎﻝ �Peygamberimiz, Efendimiz (s. a. s); �“Din, samimiyettir. ” buyurmuştur. �Orada bulanan sahabeden bazıları; �-“Ya Resulallah! Din Kime karşı samimi olmaktır” diye sorunca, �Efendimiz (s. a. s) şöyle cevap verdi. “Allah’a Kitabına, Rasulüne, Müslümanların önderlerine ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır”(Müslim İman, 95) �

“O diridir. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek (samimi

“O diridir. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin. Hamd, âlemlerin Rabbine aittir. ” Mü’min su. 40/ 65. �Din samimiyettir. İçten ve gönülden bağlılıktır. İhlâs ve samimiyet; Çıkar ve şöhret amacı güdülmeden, içten, riyasız, samimi, severek ve bağlanarak, yapılan ibadet ve işlerde gösterişe yer vermemek, ibadet ve itaatte riyadan uzaklaşmak hali, sırf Allah rızasını düşünerek, ona göre hareket etmektir. Kalbin huzuru ihlâstadır. İhlâslı ve samimi kişi, yaptığı işler için Yüce Allah’tan başka şahit arama ihtiyacında değildir. Zihnini, halkın düşünme ve değerlendirme ölçülerine ayarlama derdinden/ağırlığından kurtulmuştur. Öyle bir düşüncesi yoktur.

�İhlâslı insanlar bencillik, kıskançlık, kin ve haset gibi insanı manen yiyip bitiren hastalıklardan kurtulmuş

�İhlâslı insanlar bencillik, kıskançlık, kin ve haset gibi insanı manen yiyip bitiren hastalıklardan kurtulmuş kişilerdir. Müslümanların işlediği hayırlı işlerin ve amellerin Allah katında kabul görmesi ihlâsa ve samimiyete bağlıdır. İhlâs olmadan yapılacak ameller dünyaları doldursa da hiçbir kıymeti yoktur. �“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ” Bakara su. 2/ 207.

�Bu konuda Peygamber (sav ) Efendimiz şöyle buyuruyor: � “Allah (cc) ancak samimiyetle ve

�Bu konuda Peygamber (sav ) Efendimiz şöyle buyuruyor: � “Allah (cc) ancak samimiyetle ve kendi rızasını kazanmak için yapılan amelleri kabul eder” Nesai, Cihad, 24. � “Kıyamet gününde dünyada yapılanlar ortaya konur. Bunların içerisinden kâinatın sahibi ve yaratıcısı Yüce Allah’ın rızası için yapılan amelleri ayırın” denir. Bu emir üzerine Allah rızası için yapılanlar bir tarafa ayrılır. Geriye kalanların hepsi cehennem ateşine atılır. ” Beyhaki, Terğib, 1/ 51.

�Ebu Hüreyre (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “İsrailoğullarından bir zat,

�Ebu Hüreyre (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “İsrailoğullarından bir zat, “bu gece Allah rızası için bir sadaka vereceğim”, diyerek evinden çıktı. Sadakayı bilmeyerek bir hırsıza verdi. Bunu duyan halk sabahleyin: �“Bu gece hırsıza sadaka verildi, böyle bir şey olur mu? ” diyerek dedikodu ettiler. � Bunun üzerine hırsıza sadaka veren hayırsever kişi:

�“ �Allah’ım! Hırsıza sadaka verdiğim için sana hamdederim. Mutlaka “makbul”, kabul olunan bir sadaka

�“ �Allah’ım! Hırsıza sadaka verdiğim için sana hamdederim. Mutlaka “makbul”, kabul olunan bir sadaka vereceğim”, deyip ertesi gece yine evinden çıktı. Bu defa da sadakayı bilmeyerek zina eden bir fahişe kadına verdi. Bunu duyan halk sabahleyin: �“Bu gece de zina eden bir fahişe kadına sadaka verildi” diyerek dedikodu ettiler. Sadakayı veren hayırsever kişi: �“Ey Allah’ım! Fahişe bir kadına sadaka verdiğim için sana hamd ederim, mutlaka “makbul” bir sadaka vereceğim” dedi.

�Ertesi gece yine sadaka vermek üzere evinden çıktı. Bu sefer de sadakasını bilmeyerek zengin

�Ertesi gece yine sadaka vermek üzere evinden çıktı. Bu sefer de sadakasını bilmeyerek zengin birisine verdi. Bunu duyan halk sabahleyin yine: �“Hayret bir şey! Bu gece de zengin birisine sadaka verildi, olur mu böyle şey, adam servetinin miktarını bilmiyor!” diyerek dedikodu ettiler. Bunu duyan sadaka sahibi, verdiği sadakaları Allah rızası için, samimi bir niyetle verdiğinden ve her şeyin Allah’ın iradesi ile olduğunu bildiği için şöyle dedi: �“Allah’ım! Hırsıza, fahişeye ve zengin kişiye sadaka verdiğim için sana hamd ederim, bunun da elbette bir hikmeti vardır”.

�Bu zata o gece rüyasında şöyle müjde verildi: �“Senin o hırsıza verdiğin o sadaka

�Bu zata o gece rüyasında şöyle müjde verildi: �“Senin o hırsıza verdiğin o sadaka var ya, umulur ki hırsızı hırsızlığından vazgeçtirir. Senin o fahişeye verdiğin o sadaka var ya, umulur ki fahişeyi zina yapmaktan vazgeçtirir, iyi ve namuslu birer insan olmalarına vesile olur. Senin zengine verdiğin o sadaka var ya, umulur ki, zengin de senden ibret alır, Allah rızası için o da malından infak eder, sadaka vermeğe başlar. ” Buhari, Müslim, Nesai, et. Terğib 1/ 61.

�“O ki, malını arınmak için verir. O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. Yaptığı

�“O ki, malını arınmak için verir. O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. Yaptığı iyiliği ancak Yüce Rabbinin rızasını istediği için yapar. Elbette, yakında kendisi de razı olacaktır. ” Leyl su. 18 - 21. �Kişinin ihlâsla, samimi bir niyetle, Allah rızası için yaptığı hiçbir iş/amel boşa gitmez, mutlaka yerine/ Allah’ın rızasına ulaşır. Bu Hadis-i Şerifte olduğu üzere. Niyeti samimi olan bu hayırsever kişinin verdiği sadakaların Allah’ın rızasına nail olduğu gibi. .

�Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimizin şöyle söylediğini işittim: �“Sizden önceki

�Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimizin şöyle söylediğini işittim: �“Sizden önceki ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıktılar. Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapattı. Kayayı kaldırmağa güçleri yetmediği için birbirlerine şöyle dediler: Bizi bu kayadan ancak Allah rızası için yaptığımız Salih amellerimizi dile getirerek Allah’a yapacağımız dualar kurtarabilir. ” �İçlerinden birincisi şöyle dua etti:

�“ �Ey Allah’ım! Benim çok ihtiyar anne ve babam vardı. Onları doyurmadan kendi çoluk

�“ �Ey Allah’ım! Benim çok ihtiyar anne ve babam vardı. Onları doyurmadan kendi çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım. Bir gün odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Geç vakte kadar da dönemedim. Akşam içecekleri sütü sağıp onlara getirdiğimde anne ve babam uyumuşlardı. Onların sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmayı hoş görmedim.

�Süt tabağı elimde tanyeri ağarıncaya kadar anne ve babamın uyanmalarını bekledim. Bu müddet içerisinde

�Süt tabağı elimde tanyeri ağarıncaya kadar anne ve babamın uyanmalarını bekledim. Bu müddet içerisinde çocuklarım açlıktan ayaklarımın dibinde ağlıyorlardı. �Anne babam uyandılar ve akşam sütlerini içtiler. Sonra çocuklarımın ve hayvanlarımın karınlarını doyurdum. Allah’ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bu kayadan bizi kurtar! “ dedi. � Bunun üzerine kaya biraz açıldı. Fakat açılan yerden çıkmak mümkün değildi.

�Diğer ikincisi şöyle dua etti: �“Ey Allah’ım! Benim amcamın çok güzel bir kızı vardı.

�Diğer ikincisi şöyle dua etti: �“Ey Allah’ım! Benim amcamın çok güzel bir kızı vardı. Onu çok seviyordum. Kendisini bana teslim etmesini istedim, beni reddetti, kabul etmedi. Kıtlığın hüküm sürdüğü bir yılda bana yardım için başvurdu. Kendisini bana teslim etmesi şartıyla ona yüz dinar verdim. Teklifimi istemeyerek kabul etti. Ona yaklaşmaya fırsat bulduğum bir sırada bana:

�“Nikâh olmadan bana yaklaşman sana helal olmaz” deyince ona yaklaşmadan vazgeçtim ve yanından ayrıldım.

�“Nikâh olmadan bana yaklaşman sana helal olmaz” deyince ona yaklaşmadan vazgeçtim ve yanından ayrıldım. Hâlbuki ona sahip olmayı ve onu herkesten çok seviyordum. Verdiğim altınları da geri almadım. Allah’ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bizi bu kayadan kurtar”. � Bunun üzerine kaya biraz daha açıldı. Ancak açılan yer çıkabilecekleri kadar değildi. �Üçüncü kişi de şöyle dua etti:

�“Allah’ım! Ücretle işçiler tutmuş ve çalıştırmıştım. Hepsinin ücretlerini ödedim. Ancak birisi ücretini almadan gitti.

�“Allah’ım! Ücretle işçiler tutmuş ve çalıştırmıştım. Hepsinin ücretlerini ödedim. Ancak birisi ücretini almadan gitti. Ben de onun ücretini ayırdım ve o ücreti çalıştırdım. Öyle ki bundan birçok mal meydana geldi çoğaldı. Bir müddet sonra adam bana gelerek; �“Ey Allah’ın kulu ücretimi ver!” deyince, ona; �“Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve kölelerin hepsi senin ücretinden üremiş, çoğalmıştır, hepsini al götür” dedim.

�Bunun üzerine adam bana: �“Ey Allah’ın kulu! Benimle alay etmiyorsun ya? “ dedi. Ben

�Bunun üzerine adam bana: �“Ey Allah’ın kulu! Benimle alay etmiyorsun ya? “ dedi. Ben de ; �“Hayır, alay etmiyorum, onların hepsi sana aittir” deyince, malların hepsini alıp götürdü. Onlardan geriye hiçbir şey bırakmadı”. �“Ey Allah’ım! Ben bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu beladan bizi kurtar”. � Bu duanın üzerine mağaranın ağzındaki kaya tamamen açıldı. Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler. ” Buhari, Müslim, Nesai, İbn Hibban. Et. Terğib, 1 / 47.

�Peygamberimiz(sav)şöyle buyuruyor: �“Kabul edileceğine gerçekten inanarak ve samimiyetle Allah’a dua edin. Biliniz ki Allah

�Peygamberimiz(sav)şöyle buyuruyor: �“Kabul edileceğine gerçekten inanarak ve samimiyetle Allah’a dua edin. Biliniz ki Allah (cc), ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez. ” Tirmizi, Deavat, 65. �Ebu-d Derda (ra), rivayet edildiğine göre, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdular: “Bir kimse: ” Gece kalkar namaz kılarım” diyerek yatağına yatsa, şayet gece kalkamayıp sabaha kadar uyusa, amel defterine niyet ettiği gece namazının sevabı yazılır. Uykusu da kendisine Rabbi tarafından bir sadaka (ikram) olur. ” İbn Mace, Nesai, Terğib, 1/62

�Müminin niyeti amelinden üstündür. Niyetimiz samimi ve içten olursa isteğimize ulaşırız. �Hz. Ömer (ra)

�Müminin niyeti amelinden üstündür. Niyetimiz samimi ve içten olursa isteğimize ulaşırız. �Hz. Ömer (ra) dan, Resulullah (sav) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey verilir. Niyetine göre ecir ve sevap kazanır veya cezalanır. Kimin hicreti Allah’a ve Resulüne ise onun hicreti Allah’a ve Resulüne olur. Kim de dünyalık kazanmak ve bir kadınla evlenmek maksadıyla hicret ediyorsa onun da yapmış olduğu hicreti, hicret ettiği şeylere olur. ” (Dünya malına kavuşur, istediği kadınla evlenir, fakat Allah’ın rızasından mahrum kalır) Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi, Nesai. Et- Terğib, 1/ 53 -54.

�“Küçük bir tebessüm, içten bir selam, �Dosta hatır soran, bir iki kelam, �Kısaca diyor

�“Küçük bir tebessüm, içten bir selam, �Dosta hatır soran, bir iki kelam, �Kısaca diyor ki, insana İslam; � İhlâsla yaptığın, her şey ibadet…” � Cengiz NUMANOĞLU �Yaptığımız ibadetlerin ve bütün işlerin Allah’ın rızasına uygun olması ve şeytanın kapsama alanının dışında kalabilmesi için bunları ihlâsla ve samimi bir niyet ile yapmalıyız.

�Sevgili Peygamberimiz (s. a. s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor. �“Kıyamet gününde aleyhinde ilk hükmedilen

�Sevgili Peygamberimiz (s. a. s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor. �“Kıyamet gününde aleyhinde ilk hükmedilen insanlar şunlardır: Birincisi şehit edilen kimsedir. O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın? ” diye sorar. �Adam: “-Ya Rabbi! Senin uğrunda şehit oldum” der. �Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cesur denilsin diye savaştın. Sana da (cesur) denildi. ” �Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

�İkincisi ilim öğrenen, başkalarına öğreten, ayrıca Kur’an -ı Kerim okuyan adamdır. �O Allah’ın huzuruna

�İkincisi ilim öğrenen, başkalarına öğreten, ayrıca Kur’an -ı Kerim okuyan adamdır. �O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın? ” diye sorar. �Adam: “-İlim tahsil ettim. İlmi başkalarına öğrettim ve senin uğrunda Kur’an okudum” der. �Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca alim denilmesi için ilim elde ettin, kari denilmesi için Kur’an okudun. Sana da bunlar denildi. ” �Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

�Üçüncüsü Cenab-ı Hakkın kendisine mal verdiği adamdır. O da getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini

�Üçüncüsü Cenab-ı Hakkın kendisine mal verdiği adamdır. O da getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın? ” diye sorar. �Adam: “-Malımın tamamını yalnızca Senin yolunda harcadım” der. �Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cömert denilmesi için malını infak ettin. Sana da bu denildi. ” �Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir. (Müslim, İmare 152)

�Yapılan İşler Niyetlere Göre Şekil Kazanır �Kardeşlerim! �Hadis kitaplarında konunun önemine binaen en başa

�Yapılan İşler Niyetlere Göre Şekil Kazanır �Kardeşlerim! �Hadis kitaplarında konunun önemine binaen en başa alınan, İmam Şafii tarafından fıkhın çoğunluğunun bu hadise dayandığını söylenen ve hepinizce malum olan bir hadisi sizlerle paylaşmak isterim. � ﻭﻣ ﻛﺕ ، ﻓﻤ ﻛﺎ ﻫ ﻯ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﻭ ﻓﻬﺠﺮﻩ ﺇﻟﻰ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺭﻭ ، ﻭ ﺍ ﺍﻣﺮ ﺍ ﻯ ، ﺇ ﻣﺎ ﺍﻷﻋﻤﺎ ﺑﺎﻟ ﺍﺕ ﻭ ﺍﻣ ﻛﻫﺎ ﻓ ﺇﻟﻰ ﻣﺎ ﺍﺭ ﺇﻟ ، ﻫﻩ ﻟﺍ ﺻﻴﻫﺎ �“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir. ” (Buhârî, Bed’ü’l–vahy 1)

�Yapmış olduğumuz uğraşlarımızın karşılığını niyetlerimize göre elde edeceğiz. Kimi dünyasını ve ahiretini hüsran edecek,

�Yapmış olduğumuz uğraşlarımızın karşılığını niyetlerimize göre elde edeceğiz. Kimi dünyasını ve ahiretini hüsran edecek, kimi her ikisini birden cennet edecek. Kimi riyakar davranışlarıyla kendini perişan edecek, kimi samimiyetle çalışıp kendini mesut edecek. Kimi Rabbini, kendisinin murakebe altında olduğunu unutup ikiyüzlülükle davranacak ve nihayetinde kaybedenlerden olacak, kimi Rabbinin kendisiyle beraber olduğunu, hatta şah damarından daha yakın olduğunu bilecek ve nihayetinde ihlasla kazananlardan olacak.

�Biz Samimi Olmakla Emrolunduk �Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Yaratanımız Allah (c. c. ) şöyle

�Biz Samimi Olmakla Emrolunduk �Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Yaratanımız Allah (c. c. ) şöyle buyuruyor. � ﺍ ﻭﺍ ﻻ ﻭﺍ ﺍﻟ ﻳ ﺍ ﻳﻭﺍ ﺍﻟ ﻻ ﻭﺍ ﺍﻟ ﺍ ﻳ ﺍ �“Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. ” (Beyyine, 98/5)

�İhlâs ve Samimiyet, dinin özüdür. İhlâs ve samimiyet, gösterişi bir tarafa bırakıp kulluğu sadece

�İhlâs ve Samimiyet, dinin özüdür. İhlâs ve samimiyet, gösterişi bir tarafa bırakıp kulluğu sadece Allah’a özgü kılmaktır. �Bazen insanlığın hayrı için koşuşturma içinde olan kardeşlerimizden “Allah razı olsun bile demediler” mazeretlerini duyabiliyoruz. Bir başka açıdan ihlas ve samimiyet, ifade etmek gerekirse, yapmış olduğumuz iyilikler için “Allah razı olsun deseler yeter” demeden sadece O’nun rızası için yapabilmektir.

�İhlas, Yaratanına karşı samimiyettir. İhlas, dünyevi çıkarları bir tarafa bırakmaktır. İhlas, ne makam ne

�İhlas, Yaratanına karşı samimiyettir. İhlas, dünyevi çıkarları bir tarafa bırakmaktır. İhlas, ne makam ne mevki, ne teşekkür, ne takdir beklemeden her türlü işinde yalnızca Yaratanına yönelmektir. �DEĞERLİ MÜ’MİNLER! �Geliniz! Bizde bu çağda tüm samimiyetimizle bu ayeti söyleyelim ve söylediklerimizi hayat tarzı haline getirelim. “Ey lemlerin Rabbi olan Allah’ımız! Namazımız, ibadetlerimiz, yaşantımız ve ölümümüz ancak ve ancak senin içindir”

�İhlâs ve Samimiyetimiz Ruhun Bedene Verdiği Değer Gibidir �Ruh olmadan beden bir cesetten ibarettir.

�İhlâs ve Samimiyetimiz Ruhun Bedene Verdiği Değer Gibidir �Ruh olmadan beden bir cesetten ibarettir. İhlâs ve samimiyetin eksik olduğu amellerde ancak bir ceset mertebesindedir. Çünkü İhlâs ve samimiyetimiz olmazsa namazlarımız makbul olan bir namaz olmaz, ihlâs ve samimiyetsiz hacca gitmekle hacı olamayız. İhlâssız bir kurbanda zaten sadece bir et mertebesindedir. İşte tam bu noktada şimdide Hac süresine kulak verelim. � ﻥ ﺍ ﺍﻟ ﻭﺍ ﺍ ﺍﺍ ﻥ ﺍ ﺍﻟ ﻯ ﻧ ﺍ ﻭﺍ ﺍﻟ ﻯ ﺍ ﺍ ﺍﻳ �“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele” (Hac, 22/37)

�Bir sadaka samimiyetten uzak gösterişle verilirse sadece paranın el değiştirmesi olur. Buda kişiye ne

�Bir sadaka samimiyetten uzak gösterişle verilirse sadece paranın el değiştirmesi olur. Buda kişiye ne dünyevi nede uhrevi bir kazanç sağlar. İhlas ve samimiyetten yoksun olan yardımlarda bir başa kakma vardır. İnsanlardan teşekkür beklentisi vardır. İnanan kimse yardım yaptıktan sonra ötesine bakmaz. Başa kakmaz. Amellerini boşa çıkarmaz. Şimdide Bakara Süresi 264. Ayete kulak verelim. � ﺍ ﻭ ﺍﻟ ﻻ ﻱ ﺍ ﺍﺍﻳ ﺍ ﺍ ﺍﻳ آﻭ ﻻ ﻭ ﺍﻡ ﺍ ﺍﻷﻯ ﺍﻱ ﻧ ﺍ ﺍﺀ ﺍﻟ ﺍ ﻻ ﺍﻟ ﺍ ﺍﻵ ﺍ ﺍ ﺍ ﻻ ﻭ ﻯ

�“Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse

�“Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez. ” (Bakara, 2/264)

�Gün birbirimize karşı İhlâs ve Samimiyetle davranışlarda bulunma günüdür. �Samimiyet, kardeşler arasında olması gereken

�Gün birbirimize karşı İhlâs ve Samimiyetle davranışlarda bulunma günüdür. �Samimiyet, kardeşler arasında olması gereken en temel unsurdur. Samimiyet, birlik ve beraberliğin en temel yoludur. Samimiyet, ümmet olabilmenin, toplum olabilmenin kaynağıdır. Dünyanın her neresinde olursa olsun, rengi, ırkı, milliyeti, cinsiyeti ne olursa olsun “Tüm Müslümanlar Kardeştir” ve kardeşler arasında samimiyet en temel davranış modelidir. İşte bugün Suriye, Bangledeş, Myanmar, Filistin, Mısır vb. tüm kardeşlerimizle samimiyetle dua etme, samimiyetle yardım etme vaktidir. Dünyada Müslümanların katledildiği, ciğerlerin yandığı bu çağda gün ayrışma vakti değil, gün kaynaşma vaktidir.

�Şu hadisi bu günde yeniden hatırlatmak isterim. � ﺍ ﺍ ﺍﻯ ﺩﺍﻯ ﻟ ﺳﺎ

�Şu hadisi bu günde yeniden hatırlatmak isterim. � ﺍ ﺍ ﺍﻯ ﺩﺍﻯ ﻟ ﺳﺎ ﺍﺟﺴ ﺑﺎﻟﺴ ﻭﺍ ﻯ ، ﻣ ﺍﻳ ﻱ ﺍ ﻭﺍ ﻭﻋﺎ �“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar. ” (Buhari, Edep 27) �Şu ayeti de bu Cuma gününde siz kardeşlerime hatırlatıyorum � ﺍﻟ ﺍﻳ ﺍﻭ ﻱ ﻳ ﺍ ﻡ ﻧﺍ ﻭ �“Muhakkak ki Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. ” (Saff Suresi, 61/4)

�Sözümüzü, Rabbimizin biz kullarına ne kadar merhametli, niyetin ne kadar değerli olduğunu gösteren ve

�Sözümüzü, Rabbimizin biz kullarına ne kadar merhametli, niyetin ne kadar değerli olduğunu gösteren ve Efendimiz (s. a. s)’den nakledilen Kutsi bir hadisle sonlandıracağız. ﻓ ﻫ ﻧ ﻟ ﻳﺍ ﻛﺘﺍ ﺍﻟ ﺍ ﺍﻯ ﺣﺴﻨ ﻛﺎﻟ ﻫ ﺑﺍ ﺍ ﺍ ﺍﻟ ﺭ ﺍ : � ﺍﻟﻠﻪ ﻛ ﺍﺣﺴﻨﺎ ﻭﺍﻟ ﺋﺎ ﺫﻟﻚ ﻫﺎ ﻓﻟﺍ ﺍ ﺍﻟ ﺍ ، ﺳ ﺍ ﺍ ﺍﻟ ﻛﺎ ، ﻯ ﺍ ﻛﺜﻴﺮ �“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

�Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb–ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik

�Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb–ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder. �Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat fazlasıyla yazar. �Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb– ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder. �Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar. ” (Buhari, Rikak 31)

�“İblis dedi ki: “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim.

�“İblis dedi ki: “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim. İçlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım”dedi. Hicr : 39 -40. � Bu konuda diğer bir ayet-i kerime de şöyledir: �“(İblis): “Senin şerefine and olsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi. ” Sad : (38), 83.

�“Allah’ım! Yalnız sana ibadet ederiz. Yalnız senden yardım dileriz. ” Fatiha su. 1/ 5.

�“Allah’ım! Yalnız sana ibadet ederiz. Yalnız senden yardım dileriz. ” Fatiha su. 1/ 5. �“Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O’na yönel. ” Müzzemmil su. 78 / 8. �“Kulların diriltilecekleri o gün beni utandırma! O gün ki, ne mal fayda verir ne de oğullar! Allah’a arınmış bir kalp ile gelenler başka. ” Şuara : 19 / 88 -89. �Allah bizleri, ibadet ve kulluğunu ihlâsla ve samimi bir şekilde yapanlardan eylesin. �Riyadan ve gösterişten uzak kulluk yapabilenlerden eylesin. �Allah’ın rızasına uygun olmayan fiil ve ibadetlerden muhafaza eylesin. � Cümlemizi rızasından ayırmasın.

�Rabbim ihlas ve samimiyetten ayırmasın. �Kendi rızasına uygun bir yaşam ve ölüm nasip eylesin.

�Rabbim ihlas ve samimiyetten ayırmasın. �Kendi rızasına uygun bir yaşam ve ölüm nasip eylesin. �Rabbim Ümmet-i Muhammed’e yardım eylesin. Zalimlere fırsat vermesin. � Kardeşlerimize rahmet eylesin. �Birlik ve beraberlik içerisinde tüm Müslümanların kaynaşmasını, birbirlerinden ayrılmamasını nasip eylesin.

�KAYNAKLAR �Ahmet ÜNAL �Uzman Vaiz �Kemalettin AKSOY Bayburt İl Müftüsü �Ahmet ÜNAL ve Kemalettin

�KAYNAKLAR �Ahmet ÜNAL �Uzman Vaiz �Kemalettin AKSOY Bayburt İl Müftüsü �Ahmet ÜNAL ve Kemalettin AKSOY �HOCALARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM.

HAZIRLAYAN HÜSEYİN EROL AFYONKARAHİSAR MEVLANA CAMİİ İMAM HATİB-İ

HAZIRLAYAN HÜSEYİN EROL AFYONKARAHİSAR MEVLANA CAMİİ İMAM HATİB-İ