DETERJANLAR Giri n KONULAR n DETERJANIN TANIMI VE

  • Slides: 47
Download presentation
DETERJANLAR

DETERJANLAR

Giriş n KONULAR: n DETERJANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ n YÜZEY AKTİF MADDELER n FİZİKOKİMYASAL

Giriş n KONULAR: n DETERJANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ n YÜZEY AKTİF MADDELER n FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLER n SULU YIKAMA TEKNİĞİ

Nasıl anlatılacak? Genel tanımlar ve terminoloji n Alt başlıklar n Örnekler n Kısa değerlendirme

Nasıl anlatılacak? Genel tanımlar ve terminoloji n Alt başlıklar n Örnekler n Kısa değerlendirme n Sorular n

1 - DETERJANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ Deterjan, belirli bir temizlik problemini çözmek üzere organik

1 - DETERJANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ Deterjan, belirli bir temizlik problemini çözmek üzere organik ve inorganik pek çok kimyasal madde kullanılarak meydana getirilmiş bir üründür. Deterjanlar genel olarak aşağıdaki temel bileşenlerden oluşurlar. n a) Yüzey aktif maddeler n b) Takviyeler n c) Geliştiriciler n d) Dolgular

Yüzey aktif maddeler Temizlik prensip olarak su ile yapılır. Fakat temizlenecek yüzeyden uzaklaştırılması istenen

Yüzey aktif maddeler Temizlik prensip olarak su ile yapılır. Fakat temizlenecek yüzeyden uzaklaştırılması istenen maddelerin (kirlerin) ancak pek azı suda çözünür. Bu durumda kirin su içine taşınmasını sağlayacak bir yardımcıya gerek vardır. Söz konusu madde hem kire yapışabilmeli, hem de su içinde kolayca çözünmelidir. Her iki özelliğide taşıyabilmesi için yüzey aktif madde molekülleri kir fazında çözünebilen bir hidrokarbon zinciri ve bu zincirin bir ucuna bağlı suda çözünen bir gruptan oluşurlar. Yüzey aktif maddelerin özellikleri ve kullanım alanları basitçe hidrokarbon zincirinin uzunluğu ile buna ekli suda çözünen grubun (çözündürücü grup) yapısı tarafından belirlenir. Yüzey aktif madde molekülü aşağıdaki gibi gösterilebilir. Yüzey aktif madde molekülü Çözündürülmüş kir parçası

Takviyeler Deterjan formülleri genellikle bir ana temizleyici üzerine kurulurlar. Fakat bir tek yüzey aktif

Takviyeler Deterjan formülleri genellikle bir ana temizleyici üzerine kurulurlar. Fakat bir tek yüzey aktif maddenin bir deterjandan beklenen her özelliği yeterince sağlaması söz konusu değildir. Bu yüzden uygun ilavelerle eksikliklerinin giderilmesi, teknik tabirle takviye edilmesi gereklidir. Bir takviye maddesi deterjana, ana temizleyicisinde olmayan bir özelliği eklemez; bunun yerine var olan fakat uygulamanın özelliğinden dolayı yetersiz kalan bir yeteneğini arttırır. Deterjanlarda söz konusu olabilen bazı takviyeler aşağıdadır. n n n n Köpük arttırıcılar Köpük stabilizatörleri Islatıcılar Sinerji sağlayan maddeler Solventler Emülgatörler Hidrotroplar

Geliştiriciler Pek çok durumda temizlik işini başarı ile yapabilmek için deterjanın sahip olması gereken

Geliştiriciler Pek çok durumda temizlik işini başarı ile yapabilmek için deterjanın sahip olması gereken özelliklerin tamamı yüzey aktif maddeler tarafından sağlanamaz. Bu durumlarda deterjana gerekli ilave yetenekleri kazandıracak maddeler, yani geliştirici maddeler eklemek gerekir. Bunlar temizlik işinde yüzey aktif maddelere yardım amacıyla konabileceği gibi, temizlenecek yüzeyi hazırlamak veya çalışma ortamında bulunan ve istenmeyen bazı unsurları uzaklaştırmak amacıyla da konabilirler. Bunlardan bazıları aşağıdadır. n n n n Su yumuşatıcılar Ağartıcı (okside edici) maddeler Antistatik maddeler Alkaliler Asitler Kir çökmesini önleyen maddeler Metal iyonu tutan maddeler

Dolgular Deterjanları tamamen temizlikte aktif rol alan maddelerden üretmek imalat tekniğinden dolayı -az sayıda

Dolgular Deterjanları tamamen temizlikte aktif rol alan maddelerden üretmek imalat tekniğinden dolayı -az sayıda istisna dışında- mümkün değildir. Bu çoğu kere anlamlı da değildir. Zira %100 aktif madde içeren bir deterjan problemsiz bir ürün haline getirilse bile kullanım alanında ölçme ve çözünme zorlukları çıkaracaktır. Bu yüzden deterjanlar kullanım tekniğine ve alışkanlıklara uygun olarak seyreltilirler. Seyreltme maddesi sıvı deterjanlarda su; toz deterjanlarda ise genellikle Na 2 SO 4’ tır. Sıvı deterjanlarda viskozite ayarlamak amacıyla kullanılan tuzlar da dolgu maddesi sınıfındandır. Bazı endüstriyel temizleyecilerde uygulamanın özelliğinden dolayı ürün formülü 100’e uygun bir solvent ile tamamlanır (solvent degreaserler). Bu solventler de çalışma ortamında faydalı olduklarından dolgu maddesi olarak değerlendirilmezler.

Örnek: Bulaşık deterjanı Tipik bir bulaşık deterjanı aşağıdaki maddelerden oluşur. Sodyum LAB sülfonat :

Örnek: Bulaşık deterjanı Tipik bir bulaşık deterjanı aşağıdaki maddelerden oluşur. Sodyum LAB sülfonat : Ana yüzey aktif madde : % 10 Sodyum loril eter(2) sülfat : Sinerjan, köpük arttırıcı, ıslatıcı : %2 TEA LAB sülfonat : o/w emülgatör, yağ çözücü : %2 Lorik-miristik dietanol amid : köpük stabilizatörü, cilt koruyucu : %2 Sodyum toluen sülfonat (üre) : Hidrotrop : %1 Tuz : Viskozite ayarlayıcı Parfüm : Koku maddesi : %0. 2 Formaldehit : Koruyucu : %0. 2 Su : Dolgu maddesi : %81. 9 : %0. 5

YÜZEY AKTİF MADDELER n n Anyonik Yüzey Aktif Maddeler Katyonik Yüzey Aktif Maddeler Amfoterik

YÜZEY AKTİF MADDELER n n Anyonik Yüzey Aktif Maddeler Katyonik Yüzey Aktif Maddeler Amfoterik Yüzey Aktif Maddeler Noniyonik Yüzey Aktif Maddeler Yüzey aktif maddelerin sınıflandırılması suda çözündüklerinde çözündürücü gruplarının aldığı yüke göre yapılır.

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler n Anyonikler yüzey aktif maddeler içinde en geniş kullanımı olan

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler n Anyonikler yüzey aktif maddeler içinde en geniş kullanımı olan gruptur. Bunun nedeni hammadde kaynaklarının bol sürekli ve ucuz olması, kolay üretilmeleri ve etkinliklerinin yüksek olmasıdır. Yaygın kullanılan anyonik yüzey aktif maddeler aşağıdadır. Karboksilatlar (Sabunlar): R--CO-ONa n , R=C 12 -C 18 Alkil aril sülfonatlar: R-- -SO 3 Na , R=C 10 -C 14

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Alkil Sülfatlar R-SO 4 Na n Alkil eter

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Alkil Sülfatlar R-SO 4 Na n Alkil eter sülfatlar R-(CH 2 O)n-SO 4 Na n , R=C 6 -C 18 , R=C 12 -C 14 Sulfosüksinatlar R-O-CO-CH 2 -CH(S 03 Na)-CO-ONa , R=C 12 -C 18, R-CO-NH-CH 2 -

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler (3) n Sarkosinatlar R-CO-N(CH 3)-CH 2 -CO-ONa n Sulfoasetatlar R-O-CO-CH

Anyonik Yüzey Aktif Maddeler (3) n Sarkosinatlar R-CO-N(CH 3)-CH 2 -CO-ONa n Sulfoasetatlar R-O-CO-CH 2 -SO 3 Na n R-C 0 - = C 12 -C 18 R=C 12 -C 18 Taurin türevleri R-N(CH 3)-CH 2 S 03 Na R=C 12 -C 18

Katyonik Yüzey Aktif Maddeler Katyonikler temizleyiciden çok özel amaçlı yüzey aktif maddeler olarak kabul

Katyonik Yüzey Aktif Maddeler Katyonikler temizleyiciden çok özel amaçlı yüzey aktif maddeler olarak kabul edilirler. Maliyetleri anyoniklere kıyasla çok yüksektir, detersif güçleri ise düşüktür. Cildi şiddetle tahriş ederler. Buna karşılık zor şartlarda emülsiyon yapabilirler, kuvvetli dezenfektan özellikleri vardır, mükemmel antistatik etki gösterirler. Bunların dışında korozyon inhibitörü olarak ve asidik deterjanlarda ana veya yardımcı madde olarak yer alırlar. Yaygın kullanılan katyonikler aşağıda gösterilmiştir. n Alkil trimetil amonyum klorür R-N(CH 3)3 Cl , R=C 12 -C 18 Alkil benzalkonyum klorür R-N(CH 3)2(C 6 H 5 CH 2)Cl , R=C 10 -C 16

Katyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Alkil piridinyum Klorür R-(NC 5 H 5)Cl n

Katyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Alkil piridinyum Klorür R-(NC 5 H 5)Cl n , R=C 12 -C 16 Dialkil dimetil amonyum klorür [R--N(CH 3)2 --R] Cl , R=C 10 -C 18

Amfoterik Yüzey Aktif Maddeler Amfoterikler hidrokarbon zincirlerinin ucunda sırasıyla bir katyonik bir de anyonik

Amfoterik Yüzey Aktif Maddeler Amfoterikler hidrokarbon zincirlerinin ucunda sırasıyla bir katyonik bir de anyonik çözündürücü grup bulundururlar. Bu sayede hem anyonik hem de katyoniklerle karışabilir ve her ikisi ile de kuvvetli sinerji gösterirler. Nötr ve alkali temizleyicilerde irritasyon azaltıcı, köpük arttırıcı ve sinerjan; asidik temizleyicilerde ise yardımcı madde ve antiseptik unsur olarak yer alırlar. Yaygın kullanılan bazı türleri şunlardır. n Alkil betain + - R-N(CH 3)2 -CH 2 -CO-On R=C 12 -C 14 Açilamido propil betain + - R-CO-NH-CH 2 -CH 2 -N(CH 3)2 -CH 2 -CO-O- R=C 8 -C 18

Amfoterik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Açilamidopropil hidroksi sultain (sulfo betain) + - R-CO-NH-CH

Amfoterik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Açilamidopropil hidroksi sultain (sulfo betain) + - R-CO-NH-CH 2 -CH 2 -N(CH 3)2 -CH(SO 3 -)-CH 2 -OH R=C 8 -C 18

Noniyonik Yüzey Aktif Maddeler Noniyoniklerin diğerlerinden en önemli farkı çözündürücü grubunun madde suda çözündüğünde

Noniyonik Yüzey Aktif Maddeler Noniyoniklerin diğerlerinden en önemli farkı çözündürücü grubunun madde suda çözündüğünde iyonlaşarak (+) veya (-) yük almamasıdır. Bu maddelerde çözündürücü grup çoğunlukla bir polietilen glikol zinciri veya 1 -2 halkalı glikoz zinciridir ( alkil glikozidler). Bazı özel yüzey aktif maddelerde (gıda sanayii emülgatörleri) çözündürücü grup sorbitan, sukroz veya bunların etoksile türevleri olabilir. EO zincirli noniyoniklerin köpürme özelliği uç hidroksili kısa zincirli bir hidrokarbonla (C 2 -C 4) kapatılarak ortadan kaldırılabilir. Bu maddeler aynı zamanda anyoniklerin köpüğünün azaltılması gereken durumlarda da faydalıdırlar. Noniyonikler diğer tüm yüzey aktif maddelerle beraber kullanılabilirler. Yaygın kullanılan bazı türleri aşağıdadır. Alkil Fenol Etoksilat R- -(CH 2 O)n-OH R=C 8 -C 12 n=2 - 50

Noniyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Yağ alkolü etoksilatları R-(CH 2 O)n-OH n R=C

Noniyonik Yüzey Aktif Maddeler (2) n Yağ alkolü etoksilatları R-(CH 2 O)n-OH n R=C 12 -C 18 Alkil poliglikozidler R-(C 6 H 12 O 6)n n=1 -2 R=C 8 -C 18

FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLER n Yüzey ve Arayüzey Gerilimlerinin Düşmesi Yüzey aktif maddelerin en belirgin özelliği

FİZİKOKİMYASAL ÖZELLİKLER n Yüzey ve Arayüzey Gerilimlerinin Düşmesi Yüzey aktif maddelerin en belirgin özelliği suya ilave edildiklerinde hem suhava yüzeyinde hem de su-yağ yüzeyinde birikmeleridir. Bunun sebebi şudur. Bilindiği gibi su molekülleri birbirlerine hidrojen bağları vasıtasıyla sıkıya bağlıdırlar. Bu ise hava ile temasta olan su moleküllerinin su yüzeyini gergin bir zar gibi sarmasına yol açar.

Bu yüzden su, bir yüzeye döküldüğünde damlacıklar halinde toplanır. Yüzey aktif maddelerin varlığında ise

Bu yüzden su, bir yüzeye döküldüğünde damlacıklar halinde toplanır. Yüzey aktif maddelerin varlığında ise suyun bu özelliği bozulur. YAM’nin çözündürücü grubu iyonlaşma yoluyla veya hidrojen bağları kurarak su içinde çözünebilir. Fakat hidrokarbon zincirinin su moleküllerine tutunacak bir ucu yoktur. Dolayısıyla su içinde ancak ortamdaki hidrojen bağlarının bir kısmını deforme etme pahasına bulunabilir. Bu ise ancak çok düşük YAM konsantrasyonları için tolere edilebilir. Konsantrasyonun belirli bir değerin üstüne çıkmasıyla YAM moleküllerinin çoğunluğu miseller halinde toplanacak, diğerleride çözündürücü grupları içerde, hidrokarbon zincirleri dışarda olmak üzere su-hava ara yüzeyine itileceklerdir. Su ile temasta olan bir yağ yüzeyi varsa YAM molakülleri yağda çözünme yetenekleri oranında bu yüzeyi tercih edeceklerdir. Bu maddelere Yüzey Aktif Madde denmesinin sebebi de budur. YAM moleküllerinin miseller halinde toplanmaya başladığı konsantrasyona Kritik Misel Konsantrasyonu (CMC) denir ve bu değer her YAM için karakteristiktir. YAM’ler ancak bu konsantrasyonun üzerinde temizleyici etki gösterirler.

Misel Oluşumu YAM’ler Su Yüzeyinde Kritik Misel Konsantrasyonu YAM Moleküllerinin Su İçindeki Durumu

Misel Oluşumu YAM’ler Su Yüzeyinde Kritik Misel Konsantrasyonu YAM Moleküllerinin Su İçindeki Durumu

Yüzey aktif maddeler arasında görülen sinerjinin en önemli nedeni YAM’lerden birinin diğerinin CMC’sini düşürmesidir.

Yüzey aktif maddeler arasında görülen sinerjinin en önemli nedeni YAM’lerden birinin diğerinin CMC’sini düşürmesidir. Böylece karışımın CMC’si tek YAM’lerin CMC’sinden düşük olur. Bu ise daha yüksek detersif aktivite demektir. Bu tür sinerjinin oluşabilmesi için karıştırılan YAM’lerin farklı yapıda olmaları gerekir. Aynı yapıda olanlar ancak ideal karışım davranımı gösterirler. C 12 -C 14 FAS, İdeal Karışım C 12 FAS - C 12 -DEA, Sinerji Var

Uygulamada YAM’lerin monomer halde bulunması sadece katyonikler için dezenfeksiyon amacıyla kullanıldıkları durumda istenir. Diğer

Uygulamada YAM’lerin monomer halde bulunması sadece katyonikler için dezenfeksiyon amacıyla kullanıldıkları durumda istenir. Diğer taraftan monomer haldeki YAM’ler cilde temas eden temizleyicilerin sebep olduğu irritasyonun baş sorumlusudurlar. Aşağıdaki grafiklerde irritasyonun monomer konsantrasyonu ile nasıl arttığı, ve bunun bir sinerjan ile nasıl düşürüldüğü görülmektedir. I

Detersif Etki, Çözünürleştirme, Köpük Suda çözünmeyen kirlerin çözünürleştirilmesi kir parçacığının YAM molekülleri tarafından sarılması

Detersif Etki, Çözünürleştirme, Köpük Suda çözünmeyen kirlerin çözünürleştirilmesi kir parçacığının YAM molekülleri tarafından sarılması ile gerçekleştirilir. Misel halinde bulunan YAM’lerin hidrokarbon zincirlerinin kir fazına dalabilmesi için öncelikle yeterli mekanik kuvvet uygulanmalıdır. Bu, YAM miselinin kir üzerinde yayılıp içeri difüze olabilmesi için gereklidir. Ayrıca ortam sıcaklığı bu işlemi kolaylaştıracak kadar yüksek olmalıdır. Başarılı bir temizlik için işlem sırasında kir fazı sıvı halde bulunmalıdır. Bunlara ilaveten kullanılan YAM’lerin türü kirin yapısına uygun secilmelidir. Bu kir fazına kolay penetrasyon için gereklidir. Ortam p. H’sı da temizlenecek yüzeyin ve kirin özellikleri dikkate alınarak belirlenmelidir. Kirin Misel İçine Alınması

Kirin yüzeyde uzaklaşma kolaylığı kirin yüzeye olan afinitesine bağlıdır. Yüsek afinite kirin yüzeyi iyi

Kirin yüzeyde uzaklaşma kolaylığı kirin yüzeye olan afinitesine bağlıdır. Yüsek afinite kirin yüzeyi iyi ıslatmasına; bu ise kir-banyo temas açısının küçülmesine yol açar. Temas açısının 90’ nin altına düşmesi durumunda kiri yüzeyden tamamen uzaklaştırmak mümkün olmaz. Bir kir parçacığını yüzeye yapışma açısı T Young. Dupre denklemi ile verilir. G(yk) = G(yh) - G(kh) * Cos T(ykh) Kirli yüzey bir banyoya konduğunda banyo havanın yerini alır. Denklem bu durum için yeniden yazılır. G(yk) = G(yb) - G(kb) * Cos T(ykb) Genelde G(yb) ve G(kb) G(yh) ve G(kh) dan daha düşüktür. Banyonun YAM içermesi durumunda daha da küçüleceklerdir.

Dolayısıyla T(ykb) T(ykh) dan çok daha büyük bir değer alacak ve teorik sınır olan

Dolayısıyla T(ykb) T(ykh) dan çok daha büyük bir değer alacak ve teorik sınır olan 180’ ye yaklaşacaktır. Bu durumda banyo teorik olarak kirin tamamını uzaklaştırabilir. Denklemi T’ye göre yazarak düzenleyelim. Cos T = [G(yb) - G(yk)] / G(kb) Buna göre T’nin 90’ den büyük olması durumunda Cos T<0 olacaktır. Denkleme göre bu G(yb) < G(yk) olması demektir. Açık ifade ile başarılı bir yıkama için yıkanacak eşya ile banyo arasındaki yüzey geriliminin eşya ile ona yapışık kir arasındaki yüzey geriliminden düşük olması gereklidir. T < 90 T > 90

Köpük, deterjan çözeltisine uygulanan mekanik etki ile oluşan ve YAM, su ve havadan oluşan

Köpük, deterjan çözeltisine uygulanan mekanik etki ile oluşan ve YAM, su ve havadan oluşan üçlü bir sistemdir. Köpük zarları birbirine hidrojen köprüleri ile bağlı YAM ve su moleküllerinden oluşular. Kuvvetli ve çok uçlu hidrojen bağı yapabilen YAM’ler (yağ asidi dietanolamidleri, APG’ler) köpüğün miktarını ve kararlılığını arttırırlar. Tersine hidrotropik etki gösteren maddeler, solventler ise köpük miktarını azaltırlar. Köpüğü azaltan önemli hususlardan biride birbiri ile kuvvetli hidrojen bağı kuramayan YAM’lerin bir arada bulunmasıdır. Buna en tipik örnek alkil-aril sülfonatlar ile sabunlar arasındaki köpük antagonizması gösterilebilir. Klasik çamaşır deterjanlarının köpüğü bu yolla kontrol edilir. Basit Köpük YAM Sıvı Kristal

SULU YIKAMA TEKNİĞİ n n n n Yıkanacak parçaların sınıflandırılması Makine kullanımı Ön ve

SULU YIKAMA TEKNİĞİ n n n n Yıkanacak parçaların sınıflandırılması Makine kullanımı Ön ve ana yıkamaların ayarlanması Yıkamada etkin kuvvetler; fiziksel, kimyasal, termal Kimyasal etkilerin örnek üzerinde açıklanması Durulama, yumuşatma ve kurutma Ütüleme

Yıkanacak parçaların sınıflandırılması Prensip olarak bir seferde beraberce yıkanacak olan eşyalar renk, yapı ve

Yıkanacak parçaların sınıflandırılması Prensip olarak bir seferde beraberce yıkanacak olan eşyalar renk, yapı ve kir yoğunluğu açısından birbirine yakın olmalıdırlar. Dolayısıyla yıkanacakları n n n Renklerine göre (beyazlar, renkliler), Yapı malzemesine göre (yünlüler, pamuklular, sentetikler, narin eşyalar), Kir yoğunluğuna göre sınıflandırmak başarılı bir temizliğin ilk adımıdır. Ayrıca her grubun içinde hedeflenen yıkama sıcaklığında bozulabilecek eşya olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Makine kullanımı n n n Başarılı bir sonuç için yıkanacakları makineye yüklerken aşağıdaki hususlara

Makine kullanımı n n n Başarılı bir sonuç için yıkanacakları makineye yüklerken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir. Yükleme yıkanacakların ağırlıgına göre değil, makinede kapladıkları hacme göre yapılmalıdır. Eşyalara rahatça haraket edebilecekleri bir hacim bırakılmalıdır. Parçalar gevşek bir şekilde rastgele dağıtılmalı, istiflenmemelidir. Küçük ve büyük parçalar karışık olarak yüklenmelidir. Basmalar ve el işi yünlüler takdirinde daha az yükleme yapılmalıdır. Makine çarşaf, nevresim gibi çok büyük parçalarla doldurulmamalı, bunlar küçüklerle beraber yıkanmalıdır. Makine filtresi sık temizlenmelidir.

Ön ve Ana Yıkamaların Ayarlanması Aşırı kirli, çamurlu, makine yağı ve zirai ilaç bulaşığı

Ön ve Ana Yıkamaların Ayarlanması Aşırı kirli, çamurlu, makine yağı ve zirai ilaç bulaşığı olan eşyalar ile hasta eşyalarına ön yıkama uygulanmalıdır. Bu safhada deterjana gerekiyorsa yağ sökücü, ağartıcı veya dezenfektan ilave edilebilir. Gündeliklerin yıkanmasında ön yıkama çoğu kere gereksizdir. Deterjanın bir süz ile çamaşırların arasına konması performansı arttıracaktır. Deterjan miktarı su sertliği arttıkça artırılmalıdır. Genelde Fransız sertliği olarak 6 SD’sine kadar olan sular yumuşak, 6 - 12 SD’sinde olanlar hafif sert, 12 - 18 SD’sindekiler sert ve 18 SD’sinden yüksek olanlarda çok sert olarak kabul edilirler. Özellikle sert su takdirinde deterjan miktarındaki ufak bir azalma yıkama performansında bununla orantısı olmayan büyük bir düşüşe yol açacaktır. Her deterjanın sert suya toleransı farklıdır; dolayısıyla ambalajındaki talimata göre haraket edilmelidir.

Yıkamada Etkin Kuvvetler, Fiziksel, Kimyasal, Termal Bir deterjanın kiri basit bir temas ile çözündürmesi

Yıkamada Etkin Kuvvetler, Fiziksel, Kimyasal, Termal Bir deterjanın kiri basit bir temas ile çözündürmesi söz konusu değildir. YAM moleküllerinin kir fazına dalabilmesi için yeterli miktarda mekanik kuvvete her durumda gerek vardır. Yüzeydeki kirin YAM molekülleri ile kaplanması yeterli değildir. Kirin yapıştığı yerden silkelenebilmesi içinde mekanik kuvvet gereklidir. Ayrıca kir miselleri ile yerleşmiş toz ve çamurda ancak mekanik etki ile uzaklaştırılabilir. Yıkamada diğer önemli bir faktörde ortam sıcaklığıdır. YAM moleküllerinin kir fazına penetrasyonu ancak bu fazın sıvı olması ile mümkündür. Diğer taraftan deterjanlarda genellikle ana YAM olarak kullanılan anyoniklerin çözündürme kapasitesi sıcaklık yükseldikçe artmaktadır. Yardımcı olarak kullanılan noniyoniklerin çözünürlüğü sıcaklığın yükselmesi ile azalır. Bu da onların kir fazındaki çözünürlüklerini arttırır. Yüksek sıcaklıkta yoğun olarak kir fazına penetre olan noniyonikler bu fazın su alarak şişmesine, denatüre olmasına yol açarlar (w/o emülsiyon). Bu ise kirin uzaklaştırılmasını önemli ölçüde kolaylaştırır.

Kimyasal Etkiler, Çamaşır Deterjanı Çamaşır yıkamada kullanılan komple bir deterjan aşağıdaki bileşenlerden oluşur. Yüzey

Kimyasal Etkiler, Çamaşır Deterjanı Çamaşır yıkamada kullanılan komple bir deterjan aşağıdaki bileşenlerden oluşur. Yüzey aktif maddeler: n n n Yıkanacakların tam olarak ıslanmasını sağlar. Kiri gevşetir ve çözer. Kir parçacıklarını su içinde tutar. Ana temizleyici Takviye : Na alkil (C 18) sülfat, Na LAB sülfonat + Na tallowat, Na oleil taurat : Tallow alkol 11 EO, koko alkol 7 EO , C 12 -C 14 glikozid (n=1. 4)

Geliştiriciler: Fosfat, karbonat, sitrat, zeolit, glukonat, EDTA, NTA n Suyu yumuşatırlar. n Renklenmeye yol

Geliştiriciler: Fosfat, karbonat, sitrat, zeolit, glukonat, EDTA, NTA n Suyu yumuşatırlar. n Renklenmeye yol açan metal iyonlarını (demir) tutarlar. n Alkalinite sağlarlar. n Çözünmüş kir, çamur ve tozu çözeltide tutmaya yardımcı olurlar. Karboksimetil selüloz n Çözünmüş kir ve çamurun eşyanın üzerine geri çökmesini engeller. Sodyum silikat n Alkalinite sağlar. n Kirin ıslanmasına yardımcı olur. n Makinanın metal aksamını korozyondan korur

Toluen sülfonat n Toz deterjanların kolay akmasını, sıvı deterjanların ayrışmamasını sağlar. n Islatıcı olarak

Toluen sülfonat n Toz deterjanların kolay akmasını, sıvı deterjanların ayrışmamasını sağlar. n Islatıcı olarak etki eder. Perborat, hipoklorit türevleri n Renk verici maddeleri okside ederek görünmez hale getirirler. n Protein bazlı kirleri kimyasal olarak parçalayarak temizlenebilir hale getirirler. n Klorlu türleri ayrıca dezenfeksiyon sağlar. Enzimler n Lipazlar: Sıvı ve katı yağlardan oluşan kirleri hidroliz ederek sabunlaşmalarını sağlarlar. n Proteazlar: Tekstil dokuya kuvvetle yapışan ve YAM’lerin penetrasyonunu engelleyen kan, yumurta ve çimen gibi protein bazlı lekeleri çözerler.

n Amilazlar: Makarna, patates, çukulata gibi yiyeceklerden kaynaklanan nişasta kaynaklı kirleri çözerler. n Selülazlar:

n Amilazlar: Makarna, patates, çukulata gibi yiyeceklerden kaynaklanan nişasta kaynaklı kirleri çözerler. n Selülazlar: Pamuklular yıkandıkça dokumayı oluşturan lifler aşınarak pekçok ucu açık mikrofibril oluşturular. Bu da eşyanın eski ve soluk görünmesine yol açar. Selülazlar bu mikro fibrilleri yok ederek eşyanın daha yumuşak ve daha parlak görünmesini sağlarlar. Ayrıca bu mikrofibril şebekesinde tutulan kirin temizlenmesini kolaylaştırırlar. Optik beyazlatıcılar n Eşyanın görünümünü iyileştirir. n Beyazların daha beyaz, renklilerin daha parlak görünmesini sağlar. n Pamukluların sararmasını engeller.

Köpük kontrol ediciler n Köpüğün arzu edilen seyiyede olmasını sağlar Parfüm n Eşyaya güzel

Köpük kontrol ediciler n Köpüğün arzu edilen seyiyede olmasını sağlar Parfüm n Eşyaya güzel bir koku verir. n Ürüne kişilik kazandırır. n Kimyasallardan kaynaklanan kötü kokuları örter. Dolgular: n Yıkama aktif maddelerinin üründe uygun konsantrasyonda bulunmasını sağlar.

Durulama, yumuşatma ve kurutma Durulama çözeltiye alınan kirlerin eşyadan uzaklaştırıldığı safhadır. Kirin eşyaya tutunması

Durulama, yumuşatma ve kurutma Durulama çözeltiye alınan kirlerin eşyadan uzaklaştırıldığı safhadır. Kirin eşyaya tutunması veya deterjanın zor durulanması gibi bir durum yoksa durulama soğuk su ile yapılır. Sıcakta yıkanmış eşyalar kırışmalarını önlemek için satrifüjden evvel mutlaka soğuk su ile durulanmalıdır. Yumuşatma yıkama işlemindeki son kademedir. Eşyanın ömrünü uzattığı, kullanımına konfor getirdiği ve dikkate değer bir dezenfeksiyon sağladığı göz önünde tutularak ihmal edilmemelidir. Ütüleme yıkanmış çamaşırın kullanıma hazır olması için gereklidir. Mükemmel yıkanmış ve toplanmış çamaşırlar en az miktarla ütüleme ile gerekli düzgünlüğe kavuşurlar. Ütüleme işleminden evvel çıkmamış kir olup oladığına bakılmalı, kir kalıntılarını ütülemekten kaçınmalıdır.

Optik Beyazlatıcılar Gerçekte pamuklu dokumaların rengi açık sarıdır. Beyaz görünebilmeleri için zemindeki giderilemeyen bu

Optik Beyazlatıcılar Gerçekte pamuklu dokumaların rengi açık sarıdır. Beyaz görünebilmeleri için zemindeki giderilemeyen bu sarılığın görünmez hale getirlmesi gereklidir. Optik beyazlatıcılar absorbe ettikleri UV radyasyonu görünür bolgenin üst sınırında mor bir tonda geri yansıtır. Böylece zeminin sarılığı bu mor ışıkla çok açık yeşile çevrilir ki bu pratikçe beyaz demektir.

Standart Bir Çamaşır Deterjanı Formülü n n n n Na LAB sülfonat Na Tallowat

Standart Bir Çamaşır Deterjanı Formülü n n n n Na LAB sülfonat Na Tallowat C 12 -C 14 Alkol 7 EO Na tripoli fosfat Na karbonat Alkali silikat Perborat CMC Köpük kesici Enzim EDTA Optik beyazlatıcı Parfüm Na sülfat : Ana YAM : Takviye : Su yumuşatıcı, alkali : Islatıcı, alkali, korozyon önleyici : Ağartıcı : Kir çökmesini önleyen madde : Leke çözücü : Metal iyonu tutucu : Sararma engelleyici : Koku maddesi : Dolgu : %6 : %5 : %3 : % 15 : %8 : % 10 : %2 : %1 : % 0. 5 : % 0. 1 : % 0. 2 : % 33. 2

DETERJANIN KISA TARİHİ Tekstil eşyanın yıkanarak yeniden kullanıma sokulması işlemi insanlık tarihi kadar eskidir.

DETERJANIN KISA TARİHİ Tekstil eşyanın yıkanarak yeniden kullanıma sokulması işlemi insanlık tarihi kadar eskidir. Günümüzden 4000 yıl öncesine ait eski Mısır kitabelerinde çamaşır yıkama işlemi anlatılmaktadır. Yıkama işleminde kullanılan en temel yüzey aktif madde olan sabunun ilk olarak ne zaman kullanıldığı belli değildir. Pompei şehri kalıntılarında sabun kalıpları bulunması sabunun tarihinin de hayli eski olduğunu göstermektedir. Geçmişte sabun yanında soda, sodalı tuz ve tortular, adi ve bazı volkanik küller, bazı kil türleri, sabun otunun kök ve yaprakları gibi maddeler de temizlik maddesi olarak kullanılmışlardır. Temizlik maddelerinin gerçek gelişimi 19. yüzyılda sabunun bir yağ asidi tuzu olduğunun anlaşılması ile başlar.

MODERN DETERJANLARIN BAŞLANGICI n n Modern bir çamaşır deterjanı şu dört temel maddeden oluşur:

MODERN DETERJANLARIN BAŞLANGICI n n Modern bir çamaşır deterjanı şu dört temel maddeden oluşur: Yüzey aktif maddeler Su yumuşatıcı/alkali Ağartıcı Dolgular Bu anlamda ilk modern deterjan 1907 yılında piyasaya çıkan PERSIL dir. Bu üründe yüzey aktif madde olarak sabun, su yumuşatıcı olarak soda, alkali olarak silikat ve dolgu olarak da sodyum sülfat bulunuyordu. 1930’lara kadar bir değişiklik olmadı. Bu yıllarda formüllere kısmen sabun yerine alkil sülfat ve soda yerine de fosfat girdi. Kir çökmesini engelleyen CMC de yine bu yıllarda kullanılmaya başlandı.

SENTETİK DETERJAN ÇAĞI Deterjan sanayiinde en önemli değişiklik 1950 de tetrapropilen benzen sülfonat’ın (DDBS)

SENTETİK DETERJAN ÇAĞI Deterjan sanayiinde en önemli değişiklik 1950 de tetrapropilen benzen sülfonat’ın (DDBS) kullanıma sunulması ile yaşandı. Bu madde o zamana kadar kullanılan tün alternatiflerden çok daha yüksek bir performansa sahip idi ve bu sayede uzun yıllar deterjan formüllerinin omurgasını oluşturdu. Yine bu yıllarda soyum tripolifosfat temel yapıcı madde olarak yerini aldı. Deterjanlar -giderek artan oranda- parfümlendirildi. Bir diğer yenilik olarak pamuklular için optik ağartıcıların kullanımı başladı. Tamburlu makinelerin kullanılmaya başlanması ile köpüğü kontrollü çamaşır deterjanlarının üretilmesi gerekti. Bu amaçla bilinen formüllere sabun ilavesi ile bunlar az köpürür hale getirildi.

ÇEVRE UYUMLU DETERJANLAR DDBS’ın kötü bozunurluğunun yarattığı çevresel problemler 60’lı yıllarda lineer alkilbenzen sülfonat

ÇEVRE UYUMLU DETERJANLAR DDBS’ın kötü bozunurluğunun yarattığı çevresel problemler 60’lı yıllarda lineer alkilbenzen sülfonat kullanımına geçilmesi ile aşıldı. Bu yıllarda iyi kir gevşetme-sökme yeteneği olan noniyonik yüzey aktif maddeler ve protein sökücü enzimler formüllere girdi. Fosfatın durgun su havzalarında oluşturduğu aşırı beslenme problemi zeolit-A ve polikarboksilat kullanımı ile aşıldı (60’lı yılların sonunda). Bunların yanında sentetik kumaşlara uygun optik ağartıcılar ile çamaşır yumuşatıcıları yine bu dönemde başladı. TAED ve TAGU gibi oksijen aktivatörlerinin kullanımı ön yıkama deterjanlarının ve 60 C deterjanlarının üretimini mümkün kıldı.

70’li ve 80’li YILLAR Bu yıllardaki ilk gelişmeler köpük kontrolünde noniyonik yüzey aktif maddeler

70’li ve 80’li YILLAR Bu yıllardaki ilk gelişmeler köpük kontrolünde noniyonik yüzey aktif maddeler ile silikon bileşiklerinin kullanılmasıdır. Nişasta sökücü enzimler (amilaz) ile emniyetli granül enzimlerde 70’li yıllarda yaşanan gelişmelerdir. Fosfatsız deterjanlar 80’li yıllarda büyük yaygınlık kazanmışlardır. Bu yıllarda ana temizleyici olarak yağ alkolü sülfatları ve yardımcı olarak da alkil poliglikozid ve glukamidler kullanılmaya başlanmış; yumuşatıcılarda daha kolay bozunan ester quatlar kullanıma girmiştir. Bunlara ilaveten lif düzeltici (selülaz) ve yağ sökücü (lipaz) enzimler devreye girmiştir. Bu gelişmelerin yüksek yağunluklu toz deterjan üretimini mümkün kılmasıyla ambalaj ve nakliye giderleride önemli ölçüde azalmıştır.

90’lı YILLAR Bu yıllarda önemli miktarda yeni hammadde kullanımı görülmemektedir. Yenilik olarak perborat yerine

90’lı YILLAR Bu yıllarda önemli miktarda yeni hammadde kullanımı görülmemektedir. Yenilik olarak perborat yerine daha yüksek depolama kararlılığı olan perkarbonatın kullanıma alınması ve deterjana üstün leke sökme yeteneği kazandırmak üzere enzim karışımlarının kullanılması söylenebilir. Diğer taraftan dökme yoğunlukları 800 -900 g/l olan süper yoğun tozlar ile kolay dozlama imkanı sunan 1300 g/l yoğunluklu tablet deterjanlar kullanıma sunulmuştur. Yine bu yıllarda sıvı ve jel formunda çamaşır deterjanları piyasada yer almıştır.