CMLEDE ANLAM Y BR YAZININ ZELLKLER ANLATIM BLGS
CÜMLEDE ANLAM İYİ BİR YAZININ ÖZELLİKLERİ ANLATIM BİLGİSİ ANLATICI BAKIŞ AÇILARI
Öznel Yargı Kişiden kişiye değişen, kanıtlanamayan yargılardır. � En güzel renk mavidir. � Yazarın ikinci romanı harikaydı. � Bu kıyafet sana çok yakışmış. � Yüzünde büyük bir yalnızlık okunuyordu.
Nesnel Yargı Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiye göre değişmeyen, kanıtlanabilen yargılardır. Sanatçının şimdiye kadar iki kitabı çıktı. � Romanda anlatılanlar Osmanlı döneminde geçiyor. � Şiir hece ölçüsüyle yazılmamış. �
Sebep-Sonuç (Neden. Sonuç)İlişkisi: Bir eylemin hangi gerekçe ya da sebeple yapıldığını belirtir. –dığı için ifadesiyle kurulabileceği gibi farklı şekillerde de kurulur. � Çalıştığı için emeğinin karşılığını aldı. � Üzüntüsünden hasta olmuştu. � Hava yağmurlu olduğundan piknik iptal oldu. � Tekerlek patlayınca yolun ortasında kaldık.
Amaç-Sonuç İlişkisi � Ulaşılmak istenen bir hedef amaç vardır. Genellikle -mak için ile kurulur. � Keloğlan kızı almak için yola düşer. � Ders çalışmak amacıyla kütüphaneye gittim. � Okula gitmek üzere evden ayrıldı. � Ailesini görmeye İzmir’e gidecekmiş.
Koşul(Şart) Cümlesi � Kitabımı geri vermek üzere aldı. � Tatil olursa geziye gideceğiz. � İnsan istedi mi her şeyi yapar. � Bize yetişebilirsin ancak hızlı olmalısın. � Seni göründe dünyalar benim olur. � Seninle gelirim şayet kimseye söylemeyeceksin.
Karşılaştırma(Kıyas) � Hakan, Murat kadar çalışkandır. � Dünyanın en güzel şehridir İstanbul. � Ben roman okumayı, o şiir okumayı sever. � Her şey daha güzel olacak. � Zaman eskisi gibi değil artık. � Ağlarsa anam ağlar/Gerisi yalan ağlar.
Benzetme(Teşbih) � Antalya, Akdeniz’in güzelliğini seyreden şirin bir kızdır. � Bilgi, meyvesi gençlikte alınan bir ağaçtır. � Doğruluk, hiç tükenmeyen bir hazinedir.
Kişileştirme � İnsana ait özelliğin bitki, hayvan ya da cansız varlıklara aktarılmasıdır. Eğer bu varlıklar konuşturulursa bunun adı konuşturma(intak) olur. � Antalya, hüzünlü bir şarkı tutturur geceleri � Aslan, bu sefer merhametli davranmıştı masum ceylanlara. � Papatyalar, ’’ Koparma yapraklarımı, sevmiyorsa benim suçum ne? ’’ diye haykırdılar. (Kişileştirme-konuşturma)
İhtimal(Olasılık) Bir durumun gerçekleşme ya da gerçekleşmeme olasılığını belirtir � Bu ağaçlar susuzluktan kurumuş olmalı. � Öğleden sonra yağmur yağabilir. � Bu maçı GS kazanabilir.
Tahmin Cümlesi � Bizim oralara bahar gelmiştir herhalde. � Belki yarın size uğrarım. � Yarınki maçı GS kazanır.
Kesinlik Cümlesi Bir eylemin kesin olarak gerçekleştiğini ya da gerçekleşeceğini belirtir. � Yarın tam 10. 00’da orda olurum. � Otobüs otogardan hareket edecek.
Varsayım Henüz gerçekleşmemiş bir olguyu gerçekleşmiş varsaymaktır. � Diyelim ki yeniden başladın her şeye… � Farz et ki Amerika’dasın. Ne yapardın? � Varsayalım ki sınavı geçtin… � Düşün ki dünya daha güzel bir yer. � Tut ki geçmişe bir bilet buldun. Hangi zamana giderdin?
Üslup Cümlesi Bir eserin yazılma ve yapılma şeklini, tarzını belirtir. � Şair şiirinde akıcı bir anlatım yakalamış � Romanda çok fazla yabancı kelime kullanılmış. � Öykü anlaşılması güç, ağır bir dille yazılmış.
İçerik Cümlesi Bir eserin konusundan, içeriğinden bahseder. � Şiirde doğa sevgisi işlenmiş. � Romanda kahramanlar sonunda mutluluğu yakalıyor. � Olay küçük bir Ege kasabasında geçiyor.
Tanım Cümlesi Nedir ya da ne değildir sorularına cevap verir. � Yaşamak, insanın sahip olduğu en doğal haktır. � Okul, bir eğitim-öğretim yuvasıdır. � Kitap, bilgi kaynağıdır. � Okumak sadece boş zamanlarda yapılacak bir iş değildir.
Değerlendirme Cümlesi Bir eserin, yazarın, durumun iyi ya da kötü durumlarını ortaya koymaktır. Bir nevi eleştiridir. � Şairin şiirinde insanı etkileyen bir yön var. (Öznel değerlendirme) � Romandaki kişiler gerçek hayattan seçilmiştir. (Nesnel değerlendirme) � Bugünkü davranışları oldukça kırıcıydı.
Yorum Cümlesi � Kişisel düşüncenin olduğu, öznel anlatımlı cümlelerdir. � Film, muhteşem kadrosuyla büyüledi. � Yazarın köşe yazıları bizi bilmediğimiz dünyalara götürdü. � Kırmızı renk onu daha da soldun gösteriyordu.
Onaylama Cümlesi � Bu ağaçları budamakla çok iyi yapmışsın. � Bu rengi seçmek doğru bir tercih olmuş. � Tüm soruları çözmen isabet olmuş.
Beklenti Cümlesi Gerçekleşmesi beklenen şeydir. � Senin bu sınavdan yüksek alacağını biliyordum. (gerçekleşmiş beklenti) � Bu sınavdan yüksek alacağını düşünmüştüm(gerçekleşmemiş beklenti)
Ön yargı Hem olumlu hem de olumsuz olabilir. Önceden sahip olduğumuz yargılardır. � Bu film çok izleyici toplayamaz. (olumsuz ön yargı) � Okuyucu, bu kitabı çok beğenecektir( olumlu ön yargı)
Beğenme( Takdir Etme) � Şarkıyı ne de güzel söyledin öyle. � Giydiğin kıyafete bayıldım. � Oldukça zeki ve çalışkan bir çocuk.
Yakınma(Şikayet Etme) › Ah ah komşu! Benim oğlan hiç ders çalışmıyor. › Bir çocuk hiç mi uyumaz? Her gece nöbet tutuyoruz başında. › Kiracı gene kirasını geciktirdi. Ne yapacağımı şaşırdım iyice.
Üzülme � Ne yazık ki söylediklerimi yanlış anlamış � Sınavdan en düşük notu ben almışım � Yaptığım ödevi öğretmenim hiç beğenmedi
Şaşırma � Onu karşımda görünce donakaldım. � Bir de ne göreyim her yer kir içinde! � Nasıl oldu da bu kadar iyi oynadı?
Kararsızlık � Mavi olanı mı kırmızı olanı mı giysem? ( Genel de kızlar ) � Ders mi çalışayım dışarı mı çıkayım? ( Ders çalış )
Özlem(Hasret) � Nerde şimdi çocukluğumun o güzel günleri? � Onu uzun yıllardır görmüyorum, burnumda tütüyordu iyice.
Pişmanlık(Hayıflanma) � Dünyaları verseler yine de bir daha yarışmaya katılmam. � Keşke ona bu kadar sert davranmasaydım. � Yaptıklarımı düzeltmek için çok geç kaldım. � Bir şansım olsa böyle davranmazdım.
Tasarı � Geleceğe dair plan yapmaktır. � Geziye gitmeyi planlıyoruz. � İleride doktor olmak istiyorum. � Bir şiir kitabı yazmayı tasarlıyorum.
Öneri(Tavsiye) � Geziye öğretmenlerinizle gitmeniz iyi olur. � Her gün soru çözmelisin. � Yazar ikinci kitabına kaynakça da koymalı. � Yemekten hemen sonra uyuman sağlığa zararlı. � Daha planlı çalışmalısın.
Uyarı(İkaz) � Bakım çalışması var, yavaş gidin! � Sessiz olun! � Böyle davranmayı bırakın artık! � DİKKAT! � DUR!
Eleştiri � Sanatçı, dil ve anlatıma önem verirken konuya önem vermemiş. � Romanda gerçeğin dışına çıkılması gerçek hayatla bağlantıyı koparmış. � Filmde işlenilen konu gerçek hayattaki acılara parmak basmış.
Öz Eleştiri Kişinin kendini eleştirmesidir. � Kompozisyonumda giriş gelişme ve sonuç bölümlerine dikkat etmemişim. � Planlı çalışsaydım, hedeflerime ulaşabilirdim.
Sitem Cümlesi � Demek bensiz yemeğe gittiniz! � Aşk olsun! Bunu senden hiç beklemezdim. � Bensiz geziye gideceğinizi hiç düşünmezdim.
Anlatımına Göre Cümleler 1)Doğrudan(Düz) Anlatım: Birinin sözünü hiç değiştirmeden aynen aktarmaktır. � Babam, ’’Sana bilgisayar alacağım. ’’dedi. � Babam, sana bilgisayar alacağım, dedi.
2)Dolaylı Anlatım: Birinin sözünü değiştirerek aktarmaktır. � Babam bilgisayar alacağını söyledi. � Ders çalışacağına söz verdi. � Bir daha yalan söylemeyeceğini belirtti.
İYİ BİR YAZININ ÖZELLİKLERİ � 1)ÖZGÜNLÜK: Kimseyi taklit etmeme, herkesten farklı , yeni ve alışılmadık bir ürün ortaya koymaktır. � 2)AÇIKLIK: Bir yazıda anlatılmak istenenin kolayca anlaşılması, herkesin aynı anlamı çıkarmasıdır. � 3)DOĞALLIK: Günlük hayattaki gibi düşüncelerin konuşma rahatlığı içinde anlatılmasıdır. Resmiyet yoktur.
� � � 4)YALINLIK: Anlatımda gereksiz süse, söz sanatlarına ye vermemektir. 5)DURULUK: Yazıda gereksiz sözcüklerin bulunmamasıdır. Her sözcüğün bir görevi vardır. Duru bir yazıya ne sözcük eklenir ne de sözcük çıkartılabilir. 6)AKICILIK: Yazının okuyucuyu sıkmadan bir solukta okunabilmesidir. 7)SÜRÜKLEYİCİLİK: Yazının merak uyandırması, bu sebeple de okuyucunun sonu öğrenmek için kitabı elinden bırakmamasıdır. 8)YOĞUNLUK: Birçok anlamı birlikte verilmesidir. Örtülü anlamlar, anlam içinde anlamlar olur.
� 9)TUTARLILIK: Birbiriyle çelişen, zıt düşen ifadelerin olmamasıdır. Yani yazar yoğurt beyaz diyorsa başka bir cümlede yoğurt siyah diyemez. � 10)ÖZLÜLÜK: Az sözle çok şey anlatılmasıdır. � 11) ETKİLEYİCİLİK: Yazının okuyucunun duygu ve düşüncelerini etkilemesi ve yönlendirmesidir. Kişi, okuduklarından etkilendiyse bir değişim yaşayacaktır.
ANLATIM KİM TARAFINDAN YAPILIYOR? � 1)1. Tekil Kişi( Ben) Anlatımı: Anlatıcı olayın içindedir. Genellikle olayın bir kahramanıdır. � 2)3. Tekil Kişi(O) Anlatımı: Anlatıcı olayın içinde değildir. Dışardan bir göz anlatımı yapmaktadır.
ANLATICI BAKIŞ AÇILARI 1) (İlahi/Tanrısal bakış açısı): Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar. Kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır. Anlatıcı, anlattığı olayların dışında durur, gören durumundadır. Üçüncü tekil şahıs ağzıyla konuşur. Yazarın dilini kullanır ve bu sebeple ona “yazar-anlatıcı” da denilir. Zaman zaman okuyucu ile diyaloga girmekten, onlarla sohbet etmekten ve onlara yol göstermekten geri durmazlar. � ”Lafa nasıl başlayacağını düşünüyor ve…” �
� 2) Kahraman Bakış Açılı Birinci Tekil (Ben) Anlatıcı: Kahramanlardan birisidir. Bu anlatıcı, aynı zamanda olay örgüsünün bütün yükünü üstlenen asıl kahraman olabileceği gibi, daha da geri planda yer almış kahramanlardan biri de olabilir. Bir insanın sahip olduğu veya olabileceği bilme, görme, duyma, yaşama imkânları ile sınırlıdır. 1. tekil kişi anlatımı yapılır.
3) Gözlemci Bakış Açılı (Ben veya O) Anlatıcı: � İtibarı dünyada olup bitenleri, sadece gözlemlemekle yetinir. İkinci aşamada da gözlemlerini adeta bir tarafsızlığı ile okuyucuya nakleder. Bir “yansıtıcı” konumundadır. Çok daha az bilgilidir. Onun bilme, görme, duyma yetenekleri geçmiş ve geleceğe uzanmadığı gibi, kahramanların ruh hallerine de yetişemez. Hem üçüncü tekil hem de birinci tekil olabilir. Anlatıcının bakış açısı sınırları ve anlattıkları karşısındaki tutumuna dikkat etmek zorundadır. �
NUR ŞAHAN Türkçe Öğretmeni
- Slides: 44