CMLE ANLAMI 1 CMLENN TAIDII DUYGULAR a Hayflanma

  • Slides: 59
Download presentation
CÜMLE ANLAMI

CÜMLE ANLAMI

1. CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR

1. CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR

a. Hayıflanma: Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek demektir.

a. Hayıflanma: Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek demektir. ÖR: ”Keşke annemin değerini o hayatta iken bilseydim. ” “Nasıl geçti habersiz O güzelim yıllarım. ”

Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma, üzülme” söz konusudur? A)Kınalanmış gibi dağlar, dereler Ne güzel güz,

Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma, üzülme” söz konusudur? A)Kınalanmış gibi dağlar, dereler Ne güzel güz, ne güzel eylül olur. B)Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır. Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor. C)Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz Mor dağlarda güneş doğmadan henüz D)Kuşlar gelecek damların üstünden Kuşlar konacak dağlara E)Lale, sümbüller içinde hüma kuşları ötüyor Avcılar yolu tutmuşlar erken

Çözüm: C seçeneğindeki dizelerde bir üzülme, yerinme kendini esef etme “keşke şöyle olsaydı” anlamı

Çözüm: C seçeneğindeki dizelerde bir üzülme, yerinme kendini esef etme “keşke şöyle olsaydı” anlamı vardır. Bu da bir “hayıflanma” “üzülme” dir. Cevap: C

b. Çaresizlik: Elden bir şey gelmemesi, çaresiz olma durumudur. ÖR: ”Çileli doğmuşum zaten ezelden

b. Çaresizlik: Elden bir şey gelmemesi, çaresiz olma durumudur. ÖR: ”Çileli doğmuşum zaten ezelden Hasrete alıştım ne gelir elden. ” “Zulüm diken gibi bürümüş kenti Boynu bükük kalmış mor menekşem. ”

c. Yakınma: İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak, şikayetçi olmaktır. ÖR: ”Bir de sözüme kulak

c. Yakınma: İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak, şikayetçi olmaktır. ÖR: ”Bir de sözüme kulak verse. ” “Oysa günümüzde artık masalın sadece adı kaldı. ” “Bu çocuklar durak bilmiyor. ”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusudur? A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim. B)Bir de

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusudur? A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim. B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense. C)O geldiği gibi gitmesini biliyor. D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor. E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor. (1988 -ÖSS)

ÇÖZÜM: “Yakınma” şikayetçi olma, dert yanma anlamlarına gelir. B’de “Aldığı getirmesini de öğrense” sözünden

ÇÖZÜM: “Yakınma” şikayetçi olma, dert yanma anlamlarına gelir. B’de “Aldığı getirmesini de öğrense” sözünden kişinin aldığını geri getirmemesinden yakınıldığı anlaşılıyor. Diğer seçenekler birer haber cümleleridir. Bir duygu aktarmıyor. Cevap: B

d. Sitem: Sevilen, güvenilen bir kimseye karşı, yaptığı hareketin ya da söylediği sözün, üzüntü

d. Sitem: Sevilen, güvenilen bir kimseye karşı, yaptığı hareketin ya da söylediği sözün, üzüntü uyandırdığını öfkelenmeden belirtmektir. ÖR: ”Sen de mi Bürütüs? ” “Güvendiğim dağlara kar yağmış. ” “Bir ibadet gibi beklerim burada Selam vermeden geçer sevgili. ”

e. Takdir Etme: Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek. ÖR: ”Bu yazarımız yıllarca

e. Takdir Etme: Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek. ÖR: ”Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usanmadan çalıştı. ” “Tablo dediğin böyle olur. ” “Bu türkü bundan daha iyi yorumlanamazdı. ”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme, beğenme” söz konusudur? A) Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu,

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme, beğenme” söz konusudur? A) Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu, çıkarını gözeten, kurnaz insanlar arasından seçmiş. B) O, tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan, bu alanlarda kimi çalışmaları bulunan, kendi halinde, sıradan bir yazardır. C) Bu yazar, sorunlara çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan, değişik görüşlere açık bir insandır. D) Bu yazarın oyunları, kimi çevrede olumlu, kimi çevrelerde de olumsuz eleştirilere konu olmuştur. E) Yazar, bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını söylüyor (ÖSS-1991)

ÇÖZÜM: A ‘ da nesnel bir yargı söz konusudur, herhangi bir duygu işlenmemiş. B’

ÇÖZÜM: A ‘ da nesnel bir yargı söz konusudur, herhangi bir duygu işlenmemiş. B’ de “ kendi halinde, sıradan sözleri beğenmeden çok, önemsememe anlamı içeriyor. D’ de yazar başkalarının düşüncesini söylemiş ancak kendinin ne düşündüğü belli değil. E’ de yazarın amacı söylenmiş ancak hakkında bir görüş dile getirilmemiş. C’ de ise “çözümleyici, iyimser, değişik görüşlere açık” sözleri bir beğeniyi anlatmaktadır. Cevap C

f. Umut: İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı şeylerin düzeleceğine inanmak. ÖR: ”Varsın

f. Umut: İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı şeylerin düzeleceğine inanmak. ÖR: ”Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın Varsın sevinçler başka bahara kalsın. ” Sanma bu tekerlek kalır tümsekte Yarın elbet bizimdir Gün doğmuş, gün batmış ebet bizimdir.

g. Yaşama Dileği: Neşe, sevinç, hayattan keyif alma. ÖR: ”Bugün hava güzel İçim içime

g. Yaşama Dileği: Neşe, sevinç, hayattan keyif alma. ÖR: ”Bugün hava güzel İçim içime sığmıyor. ” “Ne güzel dönüyor çemberim Hiç bitmese horoz şekerim. ”

h. Karamsarlık: Hayata ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır. ÖR: ”Şaşırdım kaldım

h. Karamsarlık: Hayata ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır. ÖR: ”Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım Gün kasvet, gece kasvet” “Ne göz yaşı avutur gönülleri Ne bir müjde güldürür bu yüzleri”

2. CÜMELELERDE YAKIN ANLAMLILIK

2. CÜMELELERDE YAKIN ANLAMLILIK

Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı anlamların bulunduğu cümlelerdir. Aşağıdaki öncül cümledeki

Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı anlamların bulunduğu cümlelerdir. Aşağıdaki öncül cümledeki anlamı diğer cümlelerde arayalım:

SORU: Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın. Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu

SORU: Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın. Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır? A)Burada sözünü ettiğim kötü filmlerin iyi yanları da var. B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da iyi filmler var. C) İyi olmayan filmlerden de burada söz edebilirim. D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film diye seçilenlerdir. E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında kötü filmlerde yer alıyor. (1994 -ÖSS)

ÇÖZÜM: Cümle olumsuzlukların fazla olmasından, karışık gibi geliyor. Ancak olumsuzlukları olumluya çevirerek gidersek cümlenin

ÇÖZÜM: Cümle olumsuzlukların fazla olmasından, karışık gibi geliyor. Ancak olumsuzlukları olumluya çevirerek gidersek cümlenin anlamı daha net çıkar. Cümlede sözünü etmediği filmlerin de güzel olabileceğini söylemiş. A, C, D ve E ‘ de sözünü ettiği filmlerin özellikleri anlatılmış. B’ de ise sözünü ettiklerinin dışında iyi filmlerin olduğu söylenmiş. Cevap B

3. CÜMLEDE KAVRAMLAR

3. CÜMLEDE KAVRAMLAR

a. Öznellik(subjektif): Kişiden kişiye göre değişen, beğeni, taktir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik özelliği

a. Öznellik(subjektif): Kişiden kişiye göre değişen, beğeni, taktir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik özelliği olmayan ifadelerdir. Sanatsal ifadeler, yorumlar, beğeni, benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir. ÖR: ”Ressam bu tablosunu özenerek yapmış. ” “Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir. ” “Gülmek ona çok yakışıyor. ”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur? A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur? A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor. B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir. C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor. D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır. E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tek düzelik görülüyor. (1991 -ÖSS)

ÇÖZÜM: Öznel bir değerlendirmede yazar kendi duygularını, kişisel görüşlerini ve yorumlarını söyler. A, B,

ÇÖZÜM: Öznel bir değerlendirmede yazar kendi duygularını, kişisel görüşlerini ve yorumlarını söyler. A, B, C, D seçeneklerinde bir yoruma bağlı olmayan kanıtlanabilir yargılar vardır. E’ de ise “ kuruluk, tekdüzelik” sözü yoruma bağlıdır. Bu da öznellik demektir. Cevap: E

b. Nesnellik(objektif): Bilimsel veri ya da istatisliklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri

b. Nesnellik(objektif): Bilimsel veri ya da istatisliklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni, yorum gibi duyguların ve sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz. ÖR: ”Ressam bu tabloda sarı renklere ağırlık vermiş. ” “Y. Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü kullanmıştır. ” “Kitap birbirinden bağımsız dört bölümden oluşuyor. ”

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır? A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır? A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir. B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz. C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir. D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır. E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir. (1988 -ÖSS)

ÇÖZÜM: Nesnel anlatım, yazarın yorumunu katmadığı, kanıtlanabilir bilgi içeren yargılarda bulunur. Buna göre A’

ÇÖZÜM: Nesnel anlatım, yazarın yorumunu katmadığı, kanıtlanabilir bilgi içeren yargılarda bulunur. Buna göre A’ da “daha eğlendirici”, B’ de “doyum olmaz”, C’ de “güneşin batışının mutluluk vermesi”, E’ de “önemli sanat etkinliği” sözleri, söyleyenin yorumuna bağlı ifadelerdir. Ancak D’ de söylenen “kentlere göçün her gün arttığı”, yoruma bağlı olmayan kanıtlanabilecek bilgidir; dolayısıyla nesneldir. Cevap: D

c. Eleştiri: Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak için

c. Eleştiri: Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak için yapılan değerlendirmelerdir. Eleştiriler kişisel beğeni ifade ettiği için öznel yargılardır. Eleştiri(kritik) olumlu yada olumsuz olabilir. ÖR: ”Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası. ” “Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap. ” “Atatürk çok güzel konuşan, etkileyici bir hatipti. ”

NOT. 1: Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her konuda yapılabildiği halde ”değerlendirme” genellikle

NOT. 1: Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her konuda yapılabildiği halde ”değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler nesnel ya da öznel olabilir.

NOT. 2: Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.

NOT. 2: Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.

NOT. 3: Benzetmeler, kişileştirmeler, yorumlar ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.

NOT. 3: Benzetmeler, kişileştirmeler, yorumlar ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.

NOT. 4: Yorumlar kişisel yargılardır yani özneldir. Her öznel cümleye yorum cümlesi diyemeyiz ancak

NOT. 4: Yorumlar kişisel yargılardır yani özneldir. Her öznel cümleye yorum cümlesi diyemeyiz ancak her yorum öznel olmak zorundadır. ”En sevdiğim renk kırmızıdır. ” cümlesi öznel olmakla birlikte yorum içermemektedir. “En canlı renk kırmızıdır. ”cümlesi ise yorum içeren öznel bir ifadedir.

e. Karşıtlık: Birbirine zıt iki durumun, olayın, aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak

e. Karşıtlık: Birbirine zıt iki durumun, olayın, aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak Gülmek karşıtlıktır ancak ağlamakağlamamak; gülmek-gülmemek iki eylemin olumsuzudur. ÖR: ”Serhan iyi bir arkadaş ama kötü bir sırdaştır. ” “Keloğlan, çelimsiz, bakımsız, sıska bir insan olmasına rağmen elinden bir hayli büyük işler gelir. ” Hakimin yüzündeki sert ifade küçük kızla konuşurken yerini gülümsemeye bırakmıştı.

NOT. 5: Karşıtlık iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt

NOT. 5: Karşıtlık iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt anlamlı sözcüklerle sağlanabilir ancak karşıtlık için ille de zıt anlamlı sözcüklerin olması gerekmez.

f. Karşılaştırma: En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı

f. Karşılaştırma: En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı yönlerinin birbiriyle kıyaslanmasıdır. Karşılaştırma bildiren cümleler bir varlığın başka bir varlıktan herhangi bir yönden daha iyi, daha kötü ya da onunla aynı düzeyde olduğunu belirtir. ÖR: ”Sinema da tiyatro gibi görmekle ilgilidir. ” “Onun romanlarında, öykülerinde de dil ön plandadır. ” “Beyazın adı var esmerin tadı var. ”

h. Varsayım: Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir. ÖR: ”Tut ki Ankaralı

h. Varsayım: Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir. ÖR: ”Tut ki Ankaralı değilim, ne çıkar bundan? ” “Bu sözleri sana hiç söylemediğimi farzet. ” “Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne yapabilirsin? ”

ı. Tahmin(olasılık): Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak

ı. Tahmin(olasılık): Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak fikir yürütmektedir. ÖR: ”Kim bilir yaşasaydı ne olgun eserler verecekti. ” “Pasta çok güzel olmuşa benziyor. ” “Yarın akşamki yemeğe onlarda gelebilir. ”

j. Öneri: İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır. Örnekler: Ayağını yorganına göre uzat. Şiire

j. Öneri: İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır. Örnekler: Ayağını yorganına göre uzat. Şiire düz yazıya doyduktan sonra yönelmelisiniz. Ders çalışırken yüksek sesle müzik dinlememelisiniz.

k. Tanım Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu açıklamaktır. Üzerinde

k. Tanım Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu açıklamaktır. Üzerinde durulan kavrama (sanat, sıfat, dostluk vs) Bu nedir? Diye sorduğumuzda cevap almamız şarttır.

* “Gül tabiattaki çiçeklerin bir özetidir. ” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için ( gülün

* “Gül tabiattaki çiçeklerin bir özetidir. ” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için ( gülün özellikleri söylenmediği için) bir tanım cümlesi değildir. Gül mis kokulu bir çiçektir cümlesi ise belirgin özelliklerinden bir tanesi dahi olsa söylendiği için bir tanım cümlesidir. Örnekler: Aşağıdaki cümleler birer tanım cümlesi değildir. Roman çok sevilen bir türdür. Sanat, bize bizim göremediklerimizi göstermelidir. Eleştirmenler, eleştirilerinde tarafsız yani objektif olmalıdır.

l. Üslup (tarz, stil, teknik): Bir yazarın görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani

l. Üslup (tarz, stil, teknik): Bir yazarın görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani duygu ve düşüncelerini nasıl anlattığıdır. Kelime seçimi, cümle kurgusu yazarın üslubuna ait özelliklerdir Üslup cümleleri “Nasıl anlatmış? ” sorusuna karşılık verir.

(I)Bu eleştirmen, yapıtları değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin beğenilmesini sağlayan da bir

(I)Bu eleştirmen, yapıtları değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin beğenilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O, kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı yargılayıp değerlendirirken sözcük seçiminde, bunların kullanımına büyük bir özen göstererek okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yola, okurları, incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleştirilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve onların kolayca okunmasını sağlar. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden özellikle hangisi, sözü edilen eleştirmenin üslubuyla ilgilidir? A) I B) II C) III D) IV E) V

Çözüm: Üslup yazarın dili kullanması anlatım tarzı, anlatım özelliğidir. C seçeneğindeki “sözcük seçimine bunların

Çözüm: Üslup yazarın dili kullanması anlatım tarzı, anlatım özelliğidir. C seçeneğindeki “sözcük seçimine bunların kullanımına özen göstererek” ifadesi yazarın üslubudur.

*Bir ressamın üslubu nasıl ki renkleri kullanımıyla ve çizimiyle ilgilidir; bir yazarın üslubu da

*Bir ressamın üslubu nasıl ki renkleri kullanımıyla ve çizimiyle ilgilidir; bir yazarın üslubu da dili kullanma şekli ve sözcük seçimiyle ilgilidir Örnek: Donuk, sıradan bir anlatımla sunar romanı. Ağdalı ve anlaşılması zor cümleler kullanması romanı sıkıcı kılıyor. Ses ve müzikal unsurlarla doğallaştırdığı anlatım, yaşadığı devre göre son derece açık ve sadedir.

m. İçerik: Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları, konuları, kahramanları (ayrıca eserde geçen

m. İçerik: Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları, konuları, kahramanları (ayrıca eserde geçen kişilerin rolleri, yaşadıkları yer ve mekan vb ) açıklayan cümlelerdir.

Örnekler: Onun bütün şiirlerinde buram Anadolu kokar. Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara.

Örnekler: Onun bütün şiirlerinde buram Anadolu kokar. Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara. Yaşamın, hayatın ve aşkın güzelliklerini öven şiirlerinde daima insana mutluluk aşılamıştır.

CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ 1) Amaç- Sonuç İlişkisi 2) Neden-Sonuç İlişkisi 3) Koşul (şart)

CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ 1) Amaç- Sonuç İlişkisi 2) Neden-Sonuç İlişkisi 3) Koşul (şart) Cümleleri

1)Amaç-Sonuç İlişkisi Bir parçada söylenen yargının hangi amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle

1)Amaç-Sonuç İlişkisi Bir parçada söylenen yargının hangi amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle “için, diye ve istemek” sözcükleri bulunur. Bu sözcüklerin yerine “amaç” sözcüğünü kullanabiliyorsak bu cümlelere amaç cümlesi diyebiliriz.

Örnekler: Sakladım göz yaşlarımı, vefasız yar görmesin diye. ( Şairin göz yaşlarını saklamadaki amacı

Örnekler: Sakladım göz yaşlarımı, vefasız yar görmesin diye. ( Şairin göz yaşlarını saklamadaki amacı sevgili sinin göz yaşlarını görmesini engellemektir. ) Bu romanı siz alıp okuyasınız diye yazdım. (Yazarın bu romanı yazmasının amacı alınıp okunmasıdır. İlerde ben de Orhan Veli gibi ünlü bir şair olmak istiyorum. (Kişi, ilerde ünlü bir şair olmayı amaçlamaktadır. )

2) Neden-Sonuç İlişkisi Bir cümledeki yargının, ki bu yargı temel ya da yan cümleciğin

2) Neden-Sonuç İlişkisi Bir cümledeki yargının, ki bu yargı temel ya da yan cümleciğin yükleminde olur, nedeninin, gerekçesinin söylendiği cümlelerdir. Cümlede yargı bildiren temel öğe olan “yüklem”e, “Neden? ” sorusu sorulduğunda cevap alınması gerekir. Bazen bir cümledeki yargının nedeni kendinden önceki yada sonraki cümlede olabilir. “Diye, için, neden, sebep, çünkü, bu yüzden” vb. sözcükler, ayrıca “-den, -mesi” ekleri anahtar sözcük ve eklerdir. Bunların geçtiği cümlelerde “neden-sonuç” ilişkisi bulmak oldukça kolaylaşır.

Örnekler: Yar diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar ,

Örnekler: Yar diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar , yar” diye seslenmesidir. ) *”Öksürüğüm geçsin diye şurup içtim. cümlesinde de “diye” sözcüğü geçmektedir; ancak bu cümlede kişinin şurup içmedeki amacı açıklanmıştır.

-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden - sonuç” cümleleri: “Kolu kanadı kırılmış, sapan sürmekten”

-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden - sonuç” cümleleri: “Kolu kanadı kırılmış, sapan sürmekten” “Tabanları yarılmış yol yürümekten” “Havanın aniden bozması işlerimizi alt üst etti. ”

Aşağıdaki cümlelerde (neden, sebep, çünkü, bu yüzden, diye, için, -mesi, den) sözcük ve ekleri

Aşağıdaki cümlelerde (neden, sebep, çünkü, bu yüzden, diye, için, -mesi, den) sözcük ve ekleri geçmediği halde, bunlar da neden- sonuç cümleleridir. “Sıkılgan karakterli olmam, onunla rahatça konuşmamı engelliyordu. ” “Kafiyesiz ve ölçüsüz olarak yazılan şiirler kolayca ezberlenemiyor. ”

CÜMLE ANLATIMI Cümlede anlatım iki türlüdür. 1) Düz (Doğrudan) Anlatım 2) Dolaylı Anlatım

CÜMLE ANLATIMI Cümlede anlatım iki türlüdür. 1) Düz (Doğrudan) Anlatım 2) Dolaylı Anlatım

1)Düz Anlatım: Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir, aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım

1)Düz Anlatım: Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir, aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım denir. Örnekler: Başhekim: “ Bu doktorların maaş zamları ne zaman verilecek? ” diye sordu. Bölüm başkanı Şener Bey: “Herkes haftada altı soru getirsin” dedi.

2) Dolaylı Anlatım: Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine denir. Örnekler: Arkadaşım yarın,

2) Dolaylı Anlatım: Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine denir. Örnekler: Arkadaşım yarın, sinemaya gideceğini söyledi. Okul arkadaşım, çok fazla çalışmaktan sıkıldığını söyledi.

*Dolaylı anlatımla “Dolaylama” ve “Dolaylı anlam” kavramları karıştırılmamalıdır. “Dolaylama” bir sözcükle söylenebilecek bir kavramı

*Dolaylı anlatımla “Dolaylama” ve “Dolaylı anlam” kavramları karıştırılmamalıdır. “Dolaylama” bir sözcükle söylenebilecek bir kavramı birden fazla sözcükle ifade etmektir, “dolaylı anlam“ ise mecaz anlamdır.

KAYNAK www. türkçeciler. com

KAYNAK www. türkçeciler. com

DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.