CARL GUSTAV JUNG 1875 1961 ANALTK PSKOLOJ JUNG

  • Slides: 42
Download presentation
CARL GUSTAV JUNG (1875 -1961) ANALİTİK PSİKOLOJİ

CARL GUSTAV JUNG (1875 -1961) ANALİTİK PSİKOLOJİ

JUNG DER Kİ; • KURAMLARI İYİ ÖĞREN, ANCAK YAŞAYAN RUHUN MUCİZESİNE DOKUNDUĞUNDA ONLARI BİR

JUNG DER Kİ; • KURAMLARI İYİ ÖĞREN, ANCAK YAŞAYAN RUHUN MUCİZESİNE DOKUNDUĞUNDA ONLARI BİR YANA BIRAK. ” (1954)

HAYATI • 26 Temmuz 1875’te İsviçre’de Kesswill’de bir kilise filoloji uzmanı bir rahibinin oğlu

HAYATI • 26 Temmuz 1875’te İsviçre’de Kesswill’de bir kilise filoloji uzmanı bir rahibinin oğlu olarak dünyaya geldi. • Babası inancını kaybettiği açıkça belli olan huysuz ve alıngan bir rahipti. • Annesinin duygusal sorunları vardı ve davranışları dengesizdi.

 • Anne ve babasının oldukça mutsuz bir evlilikleri vardır. • Jung oldukça erken

• Anne ve babasının oldukça mutsuz bir evlilikleri vardır. • Jung oldukça erken yaşta özelde ailesine ve dış dünyaya güvenmemesi gerektiğini öğrenir. • Bunun sonucu olarak rüyalarından, hayallerinden ve tasavvurlarından oluşan iç alemine bilinçaltı dünyasına yönelir.

 • Jung YALNIZ VE İÇE KAPANIK bir çocuktu. Ailevi sorunlardan bunaldığında tavan arasında

• Jung YALNIZ VE İÇE KAPANIK bir çocuktu. Ailevi sorunlardan bunaldığında tavan arasında yalnız otururdu. Orada en iyi dostu, tahtadan oyduğu bir insan modeliydi. Onunla saatlerce konuşur iç dünyasını ona dökerdi. • Babası katı tutucu ve inatçı bir insan olduğundan Jung babası ile hiçbir şey konuşamazdı.

 • 1902 yıllında Basel Üniversitesi’nden Hekimlik diplomasını alır. Artık adını taşıdığı dedesi gibi

• 1902 yıllında Basel Üniversitesi’nden Hekimlik diplomasını alır. Artık adını taşıdığı dedesi gibi bir hekim olmuştur. 1900’de Zürih üniversitesinde yaptığı “çağrışım testleri” ile bir yandan Sigmund Freud ile yakınlaştı bir yandan da uluslar arası bir ün kazanır. • Aynı yıl Paris’e gitti ve bir süre ünlü Fransız psikiyatr PİERRE JANET ile birlikte çalışır. • 1900 yılında Freud’un Rüyaların yorumu isimli kitabını okuduktan sonra psikanalizle ilgilenmeye başladı. İlk görüşmelerinde 13 saat heyecanla sohbet ederler. • 1907 -1912 yıllarında Freud ile sürdürdüğü çalışma arkadaşlığı Jung’a psikanaliz ekolünde çok önemli bir yer kazandırdırmıştır.

 • 1912 yılında yayımladığı “Bilinçdışı Psikolojisi” adlı yapıtıyla freud’un kuramlarını eleştirmiş ve 1913

• 1912 yılında yayımladığı “Bilinçdışı Psikolojisi” adlı yapıtıyla freud’un kuramlarını eleştirmiş ve 1913 yılında psikanaliz ekolüyle bağını koparmıştır. • Cinselliğe daha az önem veren farklı bir libido anlayışı ortaya koymuştur. • Jung’un Analitik psikolojisinin psikanalizden en belirgin farkı libidonun niteliği ile ilgilidir. • JUNG’A GÖRE LİBİDO HAYAT ENERJİSİDİR. • Jung kendi teorisinde Ödipal komplekse yer vermemişti.

FREUD KURAMININ EN İYİ TAKİPÇİSİ OLARAK ONU GÖRMÜŞTÜR • FREUD’ A GÖRE PSİKANALİTİK HAREKETIN

FREUD KURAMININ EN İYİ TAKİPÇİSİ OLARAK ONU GÖRMÜŞTÜR • FREUD’ A GÖRE PSİKANALİTİK HAREKETIN LİDERİ OLMALIYDI • VE ONUN PSİKANALİTİK GRUPTAN AYRILMASI EN ÇOK FREUD’U ÜZMÜŞTÜR.

 • Sonraki yıllarda kendini tümüyle bilinçdışının niteliğini ve algılamalarını araştırmaya adadı. Bu amaçla

• Sonraki yıllarda kendini tümüyle bilinçdışının niteliğini ve algılamalarını araştırmaya adadı. Bu amaçla Kuzey Afrika’da, Amerika’da (Pueblo Kızılderilileri arasında) Arizona’da ve Meksika’da bulundu. • 1930’ların başında doğu öğretileri ile ilgilendi. Daha sonra ünlü Hinduizm araştırmacısı Heinrich Zimmer ile birlikte çalıştı. • Jung ikisi anadili gibi olmak üzere altı dil bilirdi. Dağlarda gezmeyi, yatla dolaşmayı ve Zürih gölünde yüzmeyi çok severdi.

 • Ayrıca Jung, Freud psikanalizinde de ilk kez sözcük çağrışımı yöntemi'ni uygulamıştır. Jung'un

• Ayrıca Jung, Freud psikanalizinde de ilk kez sözcük çağrışımı yöntemi'ni uygulamıştır. Jung'un sözcük listesi, özel olarak hazırladığı 100 sözcüğü kapsar. Jung, bu sözcüklere uyarım sözcükleri adını verir. Bu sözcükler hastaya okunur ve onların hatırlattığı ilk sözcüğü bildirmesi istenir. Hastanın verdiği karşılıklarla karşılık verme süresi ve uyarım sözcüklerine karşı tutumu ya da davranışı bir kağıda yazılarak incelenir ve bunlardan bilinç dışı bölgeye itilmiş ve hastalığın nedeni olan olaylar çıkarılmaya çalışılır.

 • İNSAN DAVRANIŞLARINA 3 ZAMANLI BİR BAKIŞ AÇISI GETİRMİŞTİR; • GEÇMİŞ ( TARİHİ

• İNSAN DAVRANIŞLARINA 3 ZAMANLI BİR BAKIŞ AÇISI GETİRMİŞTİR; • GEÇMİŞ ( TARİHİ OLARAK İNSAN VARDIR ) • UMUTLAR, AMAÇLAR, HEDEFLER, (GELECEK BU TARİHLE BİRLEŞİR) VE • ŞİMDİYİ BELİRLER.

EREK/AMAÇ YÖNELİMLİLİK DAVRANIŞLARIMIZI GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİMİZ UMUTLARIMIZ VE TUTKULARIMIZIN DA BELİRLEYEBİLECEĞİNİ SÖYLER!

EREK/AMAÇ YÖNELİMLİLİK DAVRANIŞLARIMIZI GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİMİZ UMUTLARIMIZ VE TUTKULARIMIZIN DA BELİRLEYEBİLECEĞİNİ SÖYLER!

 • Freud'un cinsellik içgüdüsü ve Adler'in aşağılık kompleksine karşı çıkarak insanın ruhsal karakterini

• Freud'un cinsellik içgüdüsü ve Adler'in aşağılık kompleksine karşı çıkarak insanın ruhsal karakterini yaşama içgüdüsünün belirlediğini savunur. • Psikoloji bilim dalında kendisi tarafından bulunan ve yapılan kavramlar geniş şekilde kabul gördü. • Örneğin; kompleks, introversion(İÇE DÖNÜK) ve ekstraversion(DIŞA DÖNÜK), gölge, arketip (enerjikompleksler), kolektif (toplumsal) bilinçdışı, anima, animus.

İNSANIN DOĞASI NATURA PSİŞİK ENERJİ (PSİŞE) (İÇGÜDÜSEL KAYNAĞI LİBİDO) KOMPLEKSLER

İNSANIN DOĞASI NATURA PSİŞİK ENERJİ (PSİŞE) (İÇGÜDÜSEL KAYNAĞI LİBİDO) KOMPLEKSLER

PSİŞE • JUNG ekolünde KİŞİLİĞİN TÜMÜ PSİŞE OLARAK ADLANDIRILIR. • Latince kökenli olan bu

PSİŞE • JUNG ekolünde KİŞİLİĞİN TÜMÜ PSİŞE OLARAK ADLANDIRILIR. • Latince kökenli olan bu sözcük o dilde ruh anlamına gelse de günümüzde daha çok zihin sözcüğünü karşılamaktadır. • PSİŞE BİLİNÇLİ YA DA BİLİNÇDIŞI, TÜM DUYGU, DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARI İÇERİR. • Psişe şu katmanlardan oluşur: Bilinç, kişisel bilinçdışı, kollektif bilinçdışı ve bilinçdışının bilince asla çıkartılamayacak bölümü.

JUNG’ A GÖRE İÇGÜDÜ • DOĞUŞTAN GETİRİLEN VE BÜTÜNCÜL ÖZELLİK GÖSTEREN • DÜZENLİ OLARAK

JUNG’ A GÖRE İÇGÜDÜ • DOĞUŞTAN GETİRİLEN VE BÜTÜNCÜL ÖZELLİK GÖSTEREN • DÜZENLİ OLARAK YİNELENEN DAVRANIŞ TARZLARIDIR.

YAŞAM ENERJİSİ LİBİDO • RUH KAVRAMI, DİNAMİK SÜREKLİ HAREKET EDEN KENDİNİ DÜZENLEYEN BİR SİSTEMDİR

YAŞAM ENERJİSİ LİBİDO • RUH KAVRAMI, DİNAMİK SÜREKLİ HAREKET EDEN KENDİNİ DÜZENLEYEN BİR SİSTEMDİR VE ENERJİSİ LİBİDODUR. • FREUD’DAN FARKI LİBİDOYA CİNSELLİK VURGUSU YAPMAMASI

DEĞER KAVRAMI • PSİŞEYE AKTARILAN LİBİDONUN MİKTARIDIR. • BİR OLAY VEYA DAVRANIŞA NE KADAR

DEĞER KAVRAMI • PSİŞEYE AKTARILAN LİBİDONUN MİKTARIDIR. • BİR OLAY VEYA DAVRANIŞA NE KADAR ÇOK DEĞER VERİRSEK ONA O KADAR ÇOK ENERJİ AKTARIRIZ. • (BEĞENİLME TAKINTIMIZ VAR İSE GÜNÜMÜZÜN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ BU YÖNDE HAYALLER VE ÇABALARLA GEÇİRİRİZ) • Jung’un DEĞER’i = Freud’un KATEKSİS’i

 • GÜNÜMÜZ TOPLUMLARI HANGİ DEĞERLERE YOĞUN PSİŞİK ENERJİ (LİBİDO) AKTARIMINDA BULUNUYORLAR?

• GÜNÜMÜZ TOPLUMLARI HANGİ DEĞERLERE YOĞUN PSİŞİK ENERJİ (LİBİDO) AKTARIMINDA BULUNUYORLAR?

KOMPLEKSLER (TAKINTILAR) • BİR GURUP DÜŞÜNCE GÜNLÜK FAALİYETLERİMİZİ ENGELLİYORSA KONTROL BİZDE DEĞİL KOMPLEKSTEDİR. •

KOMPLEKSLER (TAKINTILAR) • BİR GURUP DÜŞÜNCE GÜNLÜK FAALİYETLERİMİZİ ENGELLİYORSA KONTROL BİZDE DEĞİL KOMPLEKSTEDİR. • BİZİ ENGELLEYEN TAKINTILI DÜŞÜNCE BİÇİMLERİMİZ!

JUNG VE KOMPLEKS KAVRAMI • “BİR KİMSE KOMPLEKSE SAHİP OLMAZ KOMPLEKS ONA SAHİP OLUR”

JUNG VE KOMPLEKS KAVRAMI • “BİR KİMSE KOMPLEKSE SAHİP OLMAZ KOMPLEKS ONA SAHİP OLUR” • GÜNLÜK YAŞAMIMIZI ENGELLEMEYE BAŞLAYAN BİR GRUP DÜŞÜNCE SİSTEMATİĞİ BİREYSEL YÖNETİMİMİZİ DEVR ALMIŞ DEMEKTİR • BİLİNÇDIŞI KOMPLEKSLERİNİ KEŞFEDEN , BUNLARIN KÖLESİ OLDUĞUNU FARKEDEN BİREY , BU ZİNCİRLERİ KIRIP KÖLELİĞİNDEN KURTULABİLİRSE, ÖZGÜR BİREY OLARAK , YENİ BİR VAROLUŞSAL SÜRECE GİRER.

JUNG’A GÖRE • KOMPLEKS, AYRI BİR KİŞİLİK OLARAK ORTAYA ÇIKAR; KENDİNE İŞLER VE ÇOĞUNLUKLA

JUNG’A GÖRE • KOMPLEKS, AYRI BİR KİŞİLİK OLARAK ORTAYA ÇIKAR; KENDİNE İŞLER VE ÇOĞUNLUKLA BİLİNÇLİ İSTEKLERİMİZLE TABANA ZIT BİR YÖNDE GİDER. • Bu kompleksi hastanın uydurduğunu düşünenler için Jung şöyle der: "Komplekslerin, önemli ölçüde özerkliğe sahip olduğu, 'hayali' olduğu düşünülen acıların da, meşruları kadar acı verdiği hastalık korkusunun, hastanın kendisi, doktoru ve toplum geneli tek bir ağızdan bunun 'hayal ürünü' olduğunu iddia etse bile en ufak bir yok olma eğilimi göstermediği kesinlikle ortaya çıkmıştır. "

KOMPLEKS OLUŞUMU • RUHSAL YAPIDA VAR OLAN BİR GRUP DUYGU-DÜŞÜNCE VE HATIRA SAHİP OLDUKLARI

KOMPLEKS OLUŞUMU • RUHSAL YAPIDA VAR OLAN BİR GRUP DUYGU-DÜŞÜNCE VE HATIRA SAHİP OLDUKLARI ENERİ MİKTARLARI ÇERCEVESİNDE PSİKOLOJİK MİKNATIS GİBİ BİRBİRLERİNİ ÇEKEREK BİR GRUP OLUŞTURURLAR. • KOMPLEKSİN GÜCÜ SAHİP OLDUGU LİBİDO MİKTARIYLA(DEĞER )ORANTILIDIR.

KOMPLEKS OLUŞUMU • ERKEN ÇOCUKLUK YILLARINDAKİ TRAVMATİK YAŞANTILAR VEYA • İNSAN VAROLUŞUYLA İLGİLİ ARKETİPLER

KOMPLEKS OLUŞUMU • ERKEN ÇOCUKLUK YILLARINDAKİ TRAVMATİK YAŞANTILAR VEYA • İNSAN VAROLUŞUYLA İLGİLİ ARKETİPLER KOMPLEKLERİ OLUŞTURABİLİRLER.

ANNE KOMPLEKSİ • • • ZAYIF ANNE KOMPLEKSİ YÜKLENİLEN PSİŞİK ENERJİ AZ BİREYİN DAVRANIŞI

ANNE KOMPLEKSİ • • • ZAYIF ANNE KOMPLEKSİ YÜKLENİLEN PSİŞİK ENERJİ AZ BİREYİN DAVRANIŞI ÜZERİNDE ETKİSİ AZ • • GÜÇLÜ ANNE KOMPLEKSİ YÜKLENİLEN ENERJİ YÜKSEK VE BİLEŞEN SAYISI FAZLA BU KOMPLEKSLE YÖNETİLEN ERKEK KARŞI CİNSLE DOYURUCU İLİŞKİLER YAŞAYAMAZ, RÜYALARINDA VE KONUŞMALARINDA KONU ANNESİ OLABİLİR. ANNE KONULUR FİLM VE ÖYKÜLERE ÖNEM VERİR.

GÜÇ KOMPLEKSİ • GÜCE DEĞER VEREN ( BUNU ÖĞRENMİŞ) VEYSEL, BUNUNLA İLGİLİ ANILARINI-DUYGU VE

GÜÇ KOMPLEKSİ • GÜCE DEĞER VEREN ( BUNU ÖĞRENMİŞ) VEYSEL, BUNUNLA İLGİLİ ANILARINI-DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİ BİR ARAYA GETİREBİLİR “GÜCÜN YOKSA HİÇ YAŞAMA” KOMPLEKSİNİ OLUŞTURABİLİR.

KOMPLEKSLER VE BAŞARILAR (SUBLİMASYON) • BAZI KOMPLEKSLER KİŞİYİ TEŞVİK EDER VE YETENEĞİNİN ORTAYA ÇIKMASINA

KOMPLEKSLER VE BAŞARILAR (SUBLİMASYON) • BAZI KOMPLEKSLER KİŞİYİ TEŞVİK EDER VE YETENEĞİNİN ORTAYA ÇIKMASINA YARDIMCI OLABİLİR/ OLUMLU MOTİVASYON) • NAPOLYONUN GÜÇ TAKINTISI • MİCHELANGELO’NUN GÜZELLİK TAKINTISI

RUHSAL YAPININ DİNAMİKLERİ (3 TEMEL İLKE) • KARŞITLAR İLKESİ • EŞDEĞERLİLİK İLKESİ • ENTROPİ

RUHSAL YAPININ DİNAMİKLERİ (3 TEMEL İLKE) • KARŞITLAR İLKESİ • EŞDEĞERLİLİK İLKESİ • ENTROPİ ( EŞ YAYILIM ) İLKESİ

KARŞITLAR İLKESİ (YAŞAM ZITLIKLARLA VARDIR. ) • BİLİNÇ DÜZEYİNDE SAHİP OLDUĞUMUZ BİR ÖZELLİĞİN DÜŞÜNCENİN

KARŞITLAR İLKESİ (YAŞAM ZITLIKLARLA VARDIR. ) • BİLİNÇ DÜZEYİNDE SAHİP OLDUĞUMUZ BİR ÖZELLİĞİN DÜŞÜNCENİN YA DA DUYGUNUN TAM KARŞITI BİLİNÇDIŞINDA VARDIR. • BU ÇELİŞEN ÖGELERİN ORTAYA ÇIKARDIĞI ENERJİ PSİŞİK ENERJİYİ OLUŞTURUR. • AŞK-NEFRET , İYİ-KÖTÜ, GECE-GÜNDÜZ

EŞDEĞERLİK İLKESİ • RUHSAL YAPI İÇİNDE ENERJİ ASLA KAYBOLMAZ. • KİŞİLİĞİN BİR YÖNÜNE AKTARILAN

EŞDEĞERLİK İLKESİ • RUHSAL YAPI İÇİNDE ENERJİ ASLA KAYBOLMAZ. • KİŞİLİĞİN BİR YÖNÜNE AKTARILAN ENERJİ AZALIRKEN DİĞERİNE GİDEN ARTAR. • DERSE İLGİ AZALIRKEN GEZMEYE OLAN İLGİ ARTACAKTIR. • YAŞAMAYA OLAN ENERJİ ARTARKEN ÖLÜMÜ DÜŞÜNME AZALACAKTIR. • KİŞİLİĞİN FARKLI BÖLÜMLERİ ENERJİ İÇİN REKABET EDERLER. ENERJİNİN ADİL DAĞITILMASI SAĞLIKLI KİŞİLİK GELİŞİMİ İÇİN GEREKLİDİR.

ENTROPİ İLKESİ • SİSTEM İÇİNDE ENERJİ DAĞILIMININ RUHSAL YAPININ FARKLI YA DA KARŞIT BÖLÜMLERİ

ENTROPİ İLKESİ • SİSTEM İÇİNDE ENERJİ DAĞILIMININ RUHSAL YAPININ FARKLI YA DA KARŞIT BÖLÜMLERİ ARASINDA DENGE ARAMA EĞİLİMİDİR.

KİŞİLİK YAPISI KİŞİLİK BİLİNÇ (EGO) KİŞİSEL BİLİNÇDIŞI (GÖLGE) KOLLEKTİF BİLİNÇDIŞI

KİŞİLİK YAPISI KİŞİLİK BİLİNÇ (EGO) KİŞİSEL BİLİNÇDIŞI (GÖLGE) KOLLEKTİF BİLİNÇDIŞI

KİŞİLİK YAPISI

KİŞİLİK YAPISI

BİLİNÇ • OKYANUS ÜZERİNDEKİ KÜÇÜK ADA • GÖRÜNEN ADA EGO • SUYUN ALTINDAKİ KISMI

BİLİNÇ • OKYANUS ÜZERİNDEKİ KÜÇÜK ADA • GÖRÜNEN ADA EGO • SUYUN ALTINDAKİ KISMI BİLİNÇDIŞI

EGO • FARKINDALIK MERKEZİ, FREUD’UN EGO KAVRAMINA BENZER. • BİLİNÇLİ DÜŞÜNCELER, DUYGULAR, ANILAR VE

EGO • FARKINDALIK MERKEZİ, FREUD’UN EGO KAVRAMINA BENZER. • BİLİNÇLİ DÜŞÜNCELER, DUYGULAR, ANILAR VE ALGILARDAN OLUŞUR. • GERÇEKLİK VE BİLİNÇDIŞI ARASINDA MEKİK DOKUYAN GÖRECE DAHA ZAYIF BÖLÜM. • DUYGU, DÜŞÜNCE VEYA ANININ YA DA ALGILAMANIN VARLIĞINI KABUL ETMEDİĞİ SÜRECE BİLİNCE GETİRMEZ. • YAŞANTILARI SEÇEREK TASFİYE EDER

BİLİNÇALTI KİŞİSEL Bastırılmış/unutulmuş yaşantılarımız Geliştirilmemiş düşüncelerimiz KOLLEKTİF Geçmiş kuşaklardan Aktarılmış davranış Örüntüleri ve anılar

BİLİNÇALTI KİŞİSEL Bastırılmış/unutulmuş yaşantılarımız Geliştirilmemiş düşüncelerimiz KOLLEKTİF Geçmiş kuşaklardan Aktarılmış davranış Örüntüleri ve anılar

KİŞİSEL BİLİNÇALTI • UNUTMAK İSTEDİĞİMİZ , BASTIRDIĞIMIZ HOŞ BULMADIĞIMIZ ÇOCUKSU VE VAHŞİ ÖZELLİKLERDEN BAŞKA

KİŞİSEL BİLİNÇALTI • UNUTMAK İSTEDİĞİMİZ , BASTIRDIĞIMIZ HOŞ BULMADIĞIMIZ ÇOCUKSU VE VAHŞİ ÖZELLİKLERDEN BAŞKA BİLİNCİ DE BİÇİMLENDİRİR. • FREUD’UN BİLNÇÖNCESİ KAVRAMINA EŞ. • KULLANILMADIĞI VEYA DİKKAT EDİLMEDİĞİ İÇİN O AN FARKINDA OLUNMAYAN İSTENİLDİĞİNDE BİLİNCE GETİRİLEN ZİHİNSEL İÇERİK. • KİŞİYE ÖZEL ANILAR, ÇOCUKSU DÜRTÜ VE ARZULAR, UNUTULMUŞ DENEYİMLER.

KOLLEKTİF BİLİNÇALTI • JUNGUN PSİKOLOJİYE YAPTIĞI EN BÜYÜK KATKI PSİŞEYİ EVRİM TARİHİNE YERLEŞTİRMEK OLMUŞTUR.

KOLLEKTİF BİLİNÇALTI • JUNGUN PSİKOLOJİYE YAPTIĞI EN BÜYÜK KATKI PSİŞEYİ EVRİM TARİHİNE YERLEŞTİRMEK OLMUŞTUR.

KOLLEKTİF BİLİNÇALTI • Jung’a göre kişiliğimizdeki en etkili güç tüm insanlık tarihinin deneyimlerini kapsayan

KOLLEKTİF BİLİNÇALTI • Jung’a göre kişiliğimizdeki en etkili güç tüm insanlık tarihinin deneyimlerini kapsayan kolektif bilinçaltımızdır. • Jung’a bilinçdışı kavramını bir ada benzetmesi ile açıklardı. • Adanın görünen kısmı bilincimizdir. Okyanus kolektif bilinçdışıdır. • Ara sıra görülüp ara sıra yok olan kumsal ise bireysel bilinçdışıdır.

 • Kolektif bilinçaltı Jung’un psikolojiye en orijinal katkısı olmuştur. • Jung’a göre kişisel

• Kolektif bilinçaltı Jung’un psikolojiye en orijinal katkısı olmuştur. • Jung’a göre kişisel bilinçaltı baskılanmış çocuksu isteklerden oluşmaktadır. • Ancak Jung’a göre insanın düşüncesi ve beyni yalnızca kişisel bilinçaltının etkisi altında değildir. İnsanın düşüncesine ve beynine evrim etki etmiştir. Kolektif bilinçaltı tüm insanlar için ortaktır.

 • Örneğin, bir insanın yılandan korkması için yılan görmesi gerekmez. Yılandan korkma eğilimi

• Örneğin, bir insanın yılandan korkması için yılan görmesi gerekmez. Yılandan korkma eğilimi atalarımızın kuşaklar boyu deneyimlerinin bir sonucu olarak bireye aktarılır ve davranışları dolaylı olarak etkiler. Çünkü içine doğduğu dünyanın genel bir imgesi, doğduğu anda insanın içinde vardır. Birey dış dünyadaki imgelerin karşılığı olan nesneleri tanıdıkça, bu imgeler bilinçli gerçeğe dönüşürler.

 • Bu açıdan bakıldığında insan "boş bir sayfa" olarak dünyaya gelmez. Aksine içine

• Bu açıdan bakıldığında insan "boş bir sayfa" olarak dünyaya gelmez. Aksine içine doğduğu dünyanın bilgisini içeren gizil imgelere (arketip) sahip olarak var olur ve yaşadığı dünyada yabancılık çekmez