BTK HCRES Bitki hcresi bitkisel yaamn srdrlebilmesi iin
BİTKİ HÜCRESİ
Bitki hücresi, bitkisel yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli tüm biyokimyasal ve fizyolojik olayların cereyan ettiği canlı birimdir. Hayvan ve insan hücrelerine göre daha dayanıklı hücre duvarlarına sahiptirler. Birbirlerinden bu hücre duvarları ile ayrılan bitki hücreleri bir çekirdek, çeşitli organeller ve bunları çevreleyen sitoplazmadan oluşur.
HÜCRE ZARI Hücreyi dış ortamdan ayıran, madde geçişini sağlayan ve şeklini belirleyen çok ince bir yapıdır. Yapısında % 65 protein, % 33 lipid ve % 2 kadar da KH bulunur. Bazı proteinlerin arasında por isimli delikler bulunur. Zardaki protein ve yağ molekülleri sürekli hareket halinde bulundukları için buna, “akıcı mozaik zar modeli” denir.
Bitki hücrelerinde, hücre zarının dış kısmında selüloz maddesinin birikmesiyle hücre çeperi denilen cansız ve kalın bir tabaka daha bulunur. Turgor basıncının oluşmasına neden olur. Çeperin üzerindeki delikler zardakilerden daha büyük olup, geçit adını alır. Çeper cansız olduğundan geçitlerden sığabilen her türlü maddeyi geçirebilir. Bunun için tam geçirgen denir. Besin maddelerinin taşınmasından, artık maddelerin atılmasından ve bazı besinlerin depolanmasından sorumludur.
SİTOPLAZMA Hücre zari ile çekirdek arasını dolduran, renksiz, yarı saydam, yumurta akı kıvamında (kolloid) bir sıvıdır. Gelişmesini tamamlamış hücrelerde sitoplazma 3 ayrı bölümden oluşmaktadır. 1. Sitoplazma zarı (Ektoplazma = Plazmalema) 2. Vakuol zarı (Endoplazma=Tonoplazma) 3. Mesoplazma
Sitoplazma canlıdır ve hücrenin bütün hayatsal faaliyetleri burada oluşur. Yapısında % 60 -90 oranında su bulunmaktadır. Bu oran sucul bitkilerde % 98’e kadar yükselmesine karşın, tohumlarda % 5 -15’e kadar düşebilmektedir. Metabolik aktivitenin en yoğun olduğu yerdir. Ektoplazma, tonoplazma ve kloroplastlar lipit yönünden zengindirler. Sitoplazmada az miktarda inorganik maddeler (Na, K, Ca, Mg ve Fe) de bulunur. Bu mineral maddeler genellikle hücrede bulunan organellerin yapısında yer almaktadır. Örneğin Mg klorofil molekülünün, Fe ise sitokromun yapısında bulunmaktadır. Maddeler Miktarları, % Su 75 Karbonhidrat 20 Protein 2 Yağ ve lipit 1 Mineral maddeler 2
ENDOPLAZMİK RETİKULUM Çekirdek Zarı Çekirdek Ribozom Endoplazmik Retikulum (granüllü) Endoplazmik Retikulum (granülsüz) Hücrede madde iletimini sağlar. Hücre zarından çekirdek zarına kadar uzanan zarlı kanallar sistemidir.
ü Hücre içine ve dışına madde taşır. Bazı maddeleri depolar (Ca ve Protein). ü Çekirdek zarı ve golgiyi yapar. ü Hücreyi bölmelere ayırarak, sitoplazmadaki asidik ve bazik tepkimelerin birbirini etkilemeden yapılabilmesini sağlar. ü Üzerinde ribozom bulunanlarına granüllü ER; bulundurmayanlara da granülsüz ER denir. ü Granüllü ER enzim salgılayan hücrelerde, granülsüz ER yağ sentezleyen hücrelerde çoktur.
Golgi Cisimciği (Golgi Aygıtı) ü Salgı maddelerinin üretildiği, depolandığı ve paketlendiği organeldir. Ayrıca yağ sentezinde rol oynar. ü Çekirdeğe yakın bulunur. ü Hücre zarı yapımına katılır. ü Enzimleri paketleyerek lizozomu oluşturur. ü Glikoprotein, lipoprotein, mukus, bağ dokusu ara maddesi ve ayrıca bitkilerde selülozlu maddeler salgılar.
MİTOKONDRİ İç Zar ü Hücre içinde oksijenli solunum yapar. Dış Zar ü Hücreye gerekli enerjiyi sağlar. ü Çift zarlıdır. İç zar kıvrımlıdır. Kıvrımlara krista, zarların arasını ve içini dolduran sıvıya matrix denir.
Oksijenli solunum yaparak enerjinin üretildiği ve depolandığı yerdir. Bulundukları hücrede enerjiye en çok ihtiyaç olan bölümlerinde toplanırlar. Kendine ait DNA, RNA, ribozom ve ETS (Elektron Taşıma Sistemi)'si bulunur. Kendi DNA'sı olmasına rağmen hücre DNA'sına bağımlıdır. Bitkilerde mesozom ve klorofil bulunduğundan mitokondri miktarı daha azdır.
PLASTİDLER Plastidlerin temelini hücre çekirdek zarı oluşturur. Çekirdek zarından ayrılan ve öncü plastid denen küçük şekilsiz oluşumlar, iç kısımlarda değişime uğrayarak plastidleri oluşturur. 3’e ayrılır: 1. Kloroplastlar 2. Kromoplastlar 3. Lökoplastlar
Kloroplast ü Yeşil renk pigmenti olan klorofil taşırlar. Bitkilerin yapraklarında, ham meyve ve sebzelerinde genç dallarında, otsu gövdelerinde bulunur. ü Kloroplastlar fotosentez olayını gerçekleştirir. Bitkiye yeşil renk verir. Sadece bitkilerde bulunur. Hayvanlarda yoktur. ü Çift zarlıdır. İç zarı katmanlıdır. Bu katmanlara grana, içini dolduran sıvıya ise stroma denir. ü Granalar içinde bitkiye yeşil rengini veren ve fotosentez için gerekli ışığı absorbe eden klorofil vardır. Bütün bitki hücrelerinde bulunmaz. (kök). ü Kendine has DNA, RNA, ribozom ve ETS'si bulunur.
Kromoplast Sarı, kırmızı ve turuncu renk pigmentlerini taşırlar. Böylece bitki ve meyvelere renk verirler, vitamin üretip depolarlar. Bitkilerde meyve ve çiçeklerin rengini verir. Likopin (kırmızı), ksantofil (sarı) ve karoten (turuncu) olmak üzere üç çeşittir. Bitkilerde diğer renkler koful öz suyunun asit veya baz oluşuna göre renk değiştiren antokyon denen maddeler ile oluşturulur. Kromoplastlar çiçeklerde, yapraklarda meyvelerde ve bazı bitkilerin köklerinde bulunur. Örneğin havuçta karoten, domateste likopen, limonda ksantofil pigmentleri bulunmaktadır.
Kloroplast, çevre ve iç faktörlerin etkisiyle kromoplasta dönüşebilir. Örneğin son baharda yeşil yaprakların sararması, ham iken yeşil olan domatesin olgunlaşırken kızarması bu duruma örnek olarak verilebilir.
Kromoplast
Her bir kırmızı nokta, karoten içeren kromoplastları göstermektedir.
Lökoplast Renksiz plastitlerdir. Bitkinin tohumlarında, kök ve toprak altı gövdesi gibi depo organlarında bulunur. Lökoplastlarda protein, yağ ve nişasta gibi besinler depolanır. Işıkla karşılaşınca kloroplastlara dönüşür.
VAKUOL • Hücre içinde atık madde, su ve besin depolayan kese şeklindeki yapılardır. • ER'dan, golgiden, hücre zarından ve lizozomdan oluşabilir. • Hayvansal hücrelerde az ve küçük, bitkisel hücrelerde ise gençken küçüktür, yaşlandıkça büyürler. Çünkü tuzlu artıklar kofullarda biriktirilir. • Hücre içi osmotik basınç ve p. H'ı ayarlar. Kofulda bulunan su turgor basıncı oluşturarak hücreye diklik ve direnç verir. • Metabolizmanın aktiflik derecesini belirler. Eğer koful büyük ve sitoplazmada miktarı çok ise metabolizma yavaşlar. • Vakuol tonoplast adı verilen plazma zarı ile çevrili olup içi hücre özsuyu ile doludur. Küçük veya odunlaşmamış dokulu bitkilerde gövdeler, yapraklar vakuollerde yaratılan ve atmosfer basıncından 20 kat daha büyük olan bir basınç ile desteklenir.
Besin kofulu : Fagositoz ve pinositozla alınan besinlerin bir zarla çevrilmesiyle oluşur. Kontraktil (vurgan) koful : Tatlı su tek hücrelilerinde bulunan daimi kofuldur. Fazla suyu dışarı atar. Boşaltım kofulu : Artık maddeleri ekzositozla dışarı atar.
RİBOZOM üProtein sentezi ile görevlidir. Bütün hücrelerde bulunan en küçük organeldir. Çekirdekçikte üretilir. üZarsızdır ve iki birimdir. Protein ve r. RNA'dan oluşur. Üst birim (büyük birim) protein, alt birimse (küçük birim) r. RNA'dan oluşur. Protein ve enzim sentezler. üGranüllü ER ve çekirdek zarı üzerinde, mitokondri ve kloroplastın sıvısında ve ayrıca sitoplazmada da bulunabilir. üYoğun protein sentezi sırasında yana gelerek polizomları oluştururlar. üHer canlıda ribozomların farklı olmasının sebebi r. RNA’ların farklılığındandır. üBir hücrenin canlılığını sürdürebilmesi için mutlaka ribozoma ihtiyacı vardır (enzimlerden dolayı). Enzim salgılayan bez hücrelerinde sayısı daha fazladır.
PEROKSİZOM Tek zarlı yapıdan oluşan küresel veya oval yapılı küçük bir organeldir. Hücrelerimizin temel enerji kaynağı şeker molekülüdür. Normal şartlarda, bu şeker molekülü karbonhidratlardan elde edilir. Ancak bazı özel durumlarda, örneğin ihtiyaç halinde, yağlardan da şeker üretmek mümkündür. İşte peroksizomların içlerinde bulunan özel işçi molekülleri enzimler, yağdan şeker molekülü elde etmeye yarayan kimyasal işlemleri başlatırlar. Bu sayede, - örneğin filizlenmekte olan tohumda - peroksizom, yağı kullanarak enerjinin elde edilmesini sağlar. Bu nedenle peroksizomun hücre içindeki değeri, bir şehri besleyen elektrik santraline benzetilebilir.
Özellikle bitkilerde peroksizomun enerji üretme özelliği çok daha önemlidir çünkü insan ve hayvan hücrelerinde yağ asitlerinin enerjiye çevrilmesi, perosizomlarda olduğu gibi ribozomlarda da yapılabilir. Oysa bitki hücrelerinde bu, sadece peroksizomlarda gerçekleştirilir. Peroksizomların bitkilerde iki önemli işlevi vardır. İlk olarak, tohumda bulunan peroksizomlar, depolanmış yağ asitlerinin karbonhidratlara çevirerek filizlenen bir bitkinin büyümesi için gerekli enerjiyi sağlarlar. Peroksizomun yaşamsal öneme sahip diğer bir görevi de, fotosentez sırasında ortaya çıkan bir yan ürünün metabolizmaya katılması ile ilgilidir. “Glioksalat döngüsü” olarak bilinen bu olay oldukça karmaşık bir süreçte gerçekleşir.
ÇEKİRDEK Çekirdek, hücrenin tüm metabolik olaylarının yönetildiği, yavru hücrelere aktarılacak kalıtsal bilginin saklandığı küre şeklindeki yapıdır. Olgunlaşmamış hücrelerde hücre ortasında sitoplazmaya gömülü olarak bulunur. Olgunlaşmış hücrelerde ise vakuol gelişimi nedeniyle, genellikle hücrenin bir kenarına doğru çekilir.
Çekirdek çift zar ile çevrilidir. Çekirdek zarı E. R. zarı ile bağlantılı olup oldukça büyük porlar içerir. Por sayısı hücre aktivitesinin veya olgunlaşmasının farklı aşamalarında değişebilir. Porlar nükleus ile sitoplazma arasında bağlantı sağlayan bölgelerdir. Sitoplazmada bulunan pekçok organel çekirdek zarına mikrotubulus denen ince liflerle bağlantı halindedir. Çekirdek içerisinde çekirdek özsuyu (karyolenf=nükleoplazma) bulunmaktadır. Çekirdek özsuyunda ipliksi, dağınık yapıdaki kromozomlar ile ışığı fazla miktarda kıran bir ya da çok sayıda küre şeklinde parlak küçük cisimcikler olan çekirdekçikler (nükleoluslar) yer almaktadır.
- Slides: 28