BRUNO AVELLAN 24 ubat 1968 Fransa Film ynetmeni
BRUNO AVEİLLAN
24 Şubat 1968 Fransa Film yönetmeni, fotoğrafçı ‘Adım Bruno Aveillan; fotoğrafçı, yapımcı ve multimedya sanatçısıyım. Fotoğrafı keşfettiğim gün bir film yapmak istedim. Bana göre ikisi çok iç içe. Fotoğrafta gerçeklerin cepheden hatta kaba bir yansıması varken, ben bundan farklı olarak ışığı kullanarak bazı yerleri ön plana çıkarıyor ya da silikleştiriyorum ve görüntüyü öyle sunuyorum. Benim için ışık gerçek bir yapı elemanı, hatta anlatım aracı. Sunduğum görüntüden yola çıkarak, seyirciye ışık sayesinde kendi yaratıcılığını kullanma fırsatı veriyorum’
Anlatımsal evreni oluşturan çok güçlü ortak görsel motifler ve simgeleştirmeler söz konusudur. ‘Silinmiş hatıralara, hafızaya ve insan bedenine dair’ merkezi temalar çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Gündelik yaşamın güçlükle farkına varabildiğimiz yanlarını büyük bir görsel hassasiyet ve kesinlikle ele geçirir. Çoğu kez doğayı zapt edilemez saf bir güç, masumiyetin kaynağı, insanın asıl yuvası olarak işaret eder. Dilinin mecazlı olması, seyircinin hayal gücünü harekete geçirin ve onu öykünün bir parçası yapar. İşitsellik anlatılarına büyük katkı sağlar. Merak öğesini diri tutan, tümevarımcı bir yöntemi benimser. Reklam yaklaşımı, hedef kitlenin ruhsal özelliklerinin ön planda tutulduğu, güdülere, benliğe, duygulara seslenen bir yaklaşımdır. İletiler genellikle yan anlam düzeyinde, simgesel anlatımlarla hazırlanır.
Belirli bir öykü yapısını barındıran anlatılarında, atmosfer yaratma konusunda da çok başarılıdır. Gelişmiş sanatsal sezgisi ve etkileyici sıra dışı görüntüler yaratma konusundaki yeteneği onu ve çalışmalarını diğer yönetmenlerden ayrı bir yere koyar. İki temel stratejiyi başarıyla uygular; Eskisinden yeni bir mit yaratmak ve sonuçlara erotik bir çekicilik katmak. Görsel imzası reklam dünyasında sinemasal ışıltının referans haline geldi ve yönetmen bugüne kadar pek çok ödül aldı. Orange, Audi, Nike, Paco, Lexus, jaguar, Samsung, Nissan, Channel, Time Wanner, miller, Coca Cola, Peugeot, Volvo, Magnum, Swarovski ve benzeri seçkin markaların uluslarası reklamlarını yönetti.
Genellikle doğrudan ürünün veya markanın kendisine odaklanmayıp, ürünü yumuşak şekilde, bazen göz ucuyla görülebilecek denli bir incelikle anlatıya yerleştirir. Örneğin;
Bazen ürünün doğada bıraktığı etkilerini öne çıkartır. Örneğin;
Bazen de incelikli mecazlarla ördüğü anlatının ne hakkında olduğunu ancak finalde, slogan ve logo eşliğinde açıklar. Örneğin;
REKLAM KAMPANYALARI
Louis Vuitton /“A journey” 2008 yılında 14 ayrı dilde yayınlanan bu reklam, yolculuk ruhunu uyandırdı. Film Gold Clio. Award, Epica, Cristal gibi saygın ödülleri de kapsayan 14 uluslar arası ödül kazandı. Sisli sabahlar, sakin ırmaklar, uzak doğudan insan, doğa ve yolculuk manzaraları sunar. Slogan: “Hayat seni nereye götürürse!” İçerik: Sempatik ve pejmürde çocuklar. Kalabalık ve egzotik doğu kentlerinde dolaşan Avrupalı kadınlar ve erkekler. Camda kendi suretini, geçmişini veya geleceğini arayan insanlar. Biten bir ilişki, otoyolun kenarında bir ressam, çölde takım elbiseli siyahi bir adam, suya atlayan çocuklar, uzaklara bakan bir kadın Ve elbette bolca ışık kırılması, netsiz alanlar ve sonuç olarak çok etkileyici bir Aveillan lirizmi.
Samsung OLED TV /”Life in a Pixel” Neredeyse bütün kariyerinde ışık ve pikseller üzerine kurmuş bir yönetmen için Samsung markası çok uygun bir bağlam oluşturmaktaydı. Işıkla özgün bir dünya yansıtma ve ışık taneciklerini canlandırma yaklaşımını çok etkili biçimde kullandı. İçerik: Filmde bir göktaşı denize düşer. Minik kabarcıklardan bir denizanası meydana gelir. Su tanecikleri ve savrulan parlak kumlar, doğayı yaratır. Bir timsah tırtıl, kurbağa, papağan, çita ışık taneciklerinden var olurlar. Bir kız çocuğu havadaki kristalleri elinin bir hareketiyle parlak bir ışığa dönüştürür. Parlak ışık, Samsung OLED TV’ye dönüşür. Dış ses: “Işığın ve hayatın kaynağı piksel, kalitenin ve rengin yeni dış dünyasını yaratıyor. Her pikselde hayat…”
Desperados /”To The Bone” Ürün: Tekila aromalı bira. Mekan: Kentin arka sokakları Karakterler: Alt kültürden gençler, göçmenler, vb. Ana fikir: Değişimin ve yaşamsal coşkunun eksik olduğu ve ümitsiz görünen bir sosyo-kültürel bağlam tarif edilir. Ürün bir tür tılsım veya umut gibi sunulur. Çölde yağmur etkisi yaratır, coşkuyu açığa çıkartır. İçerik: Fırtına öncesi sessizlik. Karakterlerin ve mekanın serimi, gergin bir savaşa hazırlık ambiyansı. Desperados, iki farklı çetenin kentin arka sokaklarında koşarak yüze gelmesini betimler. Gençler çatışmak yerine, “biz” olmaya yönelik sürpriz bir barış dolu kaynaşmaya ulaşırlar. Zıplayıp havada göğüse çarpışarak birbirlerine dostluk gösterirler.
Aliye Olgun 14930006
- Slides: 15