BOTERRZM BYOLOJK SAVA Biyolojik silahlar kitle imha silahlarnn
BİOTERÖRİZM – BİYOLOJİK SAVAŞ
• Biyolojik silahlar kitle imha silahlarının içinde yer alan bir silah türüdür. Kitle imha silahları 4 ayrı silah çeşidinden oluşur. Nükleer silahlar Kimyasal Silahlar Radyolojik silahlar Biyolojik Silahlar
Biyolojik Silah, biyolojik savaş, biyoterörizm • Biyolojik silah: Canlılar üzerinde zararlı etkiler bırakmak amacıyla kullanılan ve milyonlarca kez üretilebilen mikroorganizmalar, toksinler, ara konak hayvanlar, bitki öldürücüler, zararlı haşarat ve hayvanlar vb. ajanlardır. • Biyolojik savaş: Biyolojik silahların profesyonel ordular tarafından askeri hedeflere yönelik kullanılmasıdır. • Biyoterörizm: Terör örgütlerinin sivil halkı hedef aldıkları saldırılardır. • Agroterörizm: Böceklerin, tarıma yönelik biyolojik silah olarak kullanılmasıdır. (tarımsal terör)
• Biyolojik ajan: insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde hastalık oluşturan veya ölümlere yol açan bakteriler, virüsler ve bunların ürünleri mikroorganizmalar denir. • Biyolojik silahlar, fakir ülkelerin kitle imha silahı olarak geçmektedir. • Biyolojik silahlar Soğuk Savaş döneminin en önemli caydırıcılık ve güç unsuru olmuştur.
• Günümüzde Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Sağlık örgütü (WHO) , NATO gibi uluslararası kuruluşlar ve Biyolojik Silahlar Konvansiyonu, insanlara karşı biyolojik silah haline getirilebilme özelliğine sahip 43 adet mikroorganizma belirlemiştir. (15 bakteri, 24 virüs, 2 mantar, 2 parazit) • Bu silahların öldürücülük gücü, dünya üzerinde nükleer silahların yarattığı ölümcül etkilerden kat fazladır.
Biyolojik silahların özellikleri (KİS içinde biyolojik silahların avantajları) 1) Geniş kitlelere zarar verebilme gücü 2) Kolay ve ucuza elde edilmeleri 3) Kokusuz, tatsız ve görülemezler. (Son derece küçük partiküller şeklinde olduklarından insan gözüyle görülemezler. ) 4) İz bırakmazlar ve kullanıldıklarının geç farkına varılıyor. Açık alanlarda belirlenmeleri çok güç. 5) Hızla yayılabilir ve geniş alanlara dağılabilir. Ortama inanılmaz kolaylıkla uyum sağlayıp yayılabilir. (örneğin Botulinum toksini kimyasal sarin gazından 100 bin kat daha zehirlidir. ) 6) Etkinlikleri büyük ve kalıcı 7) Gerekirse genetik değişiklikler de yapılarak kullanılabilir. (mutasyona uğratılabilir) 8) Kolay taşınabilir ve kullanılabilir.
• Bugünün şartlarında 10 bin dolar gibi bir maliyetle kurulabilecek küçük bir laboratuvarda biyolojik silah olarak kullanılabilecek çoğu mikroorganizmanın üretilebilmesi mümkündür. • Biyolojik ajanların geliştirilmesini tespit etmenin bir diğer zorluğu da pek çok tıp ve tarım teknolojisinde yasal olan çift uygulamalarının olmasıdır. • Biyolojik silahları üretim aşamasında ulusal ve uluslararası kontrolden saklamak çok zor değildir. Herhangi bir kimyasal sanayii tesisi, laboratuvar ve aşı üretim enstitüleri bu üretim için elverişlidir.
• Kimyasal veya radyolojik-nükleer silahların tersine, biyoterörizmin ilk belirtilerini algılayabilmek uzun süreliğine gecikebilir. • Biyoterörizm doğal salgınla aynı özellikleri taşır. Örn; ebola Gine’de ortaya çıktı. Mers salgınının Ortadoğu’da yarattığı tehdir gibi belirsizdir. • Biyoterörizm ve biyolojik silahlar, günümüzde biyo-güvenlik çalışmalarını da gündeme getiriyor.
• Biyolojik silahlar sadece canlı varlıklarda hastalık ve ölüm meydana getirebilir. Diğer kitle imha silahları gibi tahribat etkileri yoktur. Bundan dolayı gizli kalabilmekte ve suçlunun bulunabilmesi son derece zorlaşmaktadır. Hem devletleri hem de terör örgütlerini en çok cezbeden sebep de budur. • Askeri harekatta yüz binlerce ton kimyasal ajan kullanılarak ciddi bir etki yaratılabilirken, aynı etkiyi birkaç kilogram biyolojik madde ile yaratabilirsiniz. (bir başka cezbedici neden)
Biyolojik silahlar nasıl kullanılır? • Gıdaların, su sistemlerinin kontaminasyonu (bulaşması) ile insanlar enfekte edilir. • Sivrisinek, bit, pire gibi vektörler enfekte edilerek, hedef seçilen insanların vektörce ısırılması sağlanır. • Aerosol bulutları oluşturularak, hedefin soluması sağlanır. • Uçak, füze, insansız hava araçları, bomba, roket, mayın gibi araçlar ile kullanılır. • Posta, kargo yoluyla • Havalandırma sistemine enjekte edilerek • Yiyecek ve içecekler kanalıyla kullanılabilir.
Biyolojik savaş tarihi • MÖ. 598’de Atinalı solon ishal yapıcı bitkiyi Krissa kenti kuşatmasında su depolarını zehirlemek için kullanmıştır. • Asurlular düşmanlarının su kaynaklarını çürümüş çavdarda oluşan bir tür mantarla zehirlemişlerdir. • 1346’da Cenevizliler Karadeniz’i kontrol etmek amacıyla kaffa limanı kuşattıklarında veba etkeni olan yernisia pestis kullanılarak şehirde veba salgınını başlatmışlardır.
Biyolojik savaş tarihi • 15. yüzyılda İspanyol işgalci komutan Pizzaro’nun Latin Amerika’yı fethi sırasında yerli halka çiçek virüsü bulaştırılmış giysileri hediye olarak sunması fethi kolaylaştırmıştır. • 1763’de İngiliz hakimiyetindeki Amerika’da Kaptan Ecuyer, Amerika yerlilerine dostluk gösterisi adı altında çiçek hastalığı etkeni taşıyan 2 battaniye ve 1 mendil armağan etmiştir. Arkasından patlayan salgın sonucunda ölümler olmuş ve halk kendi topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Bu da kıtanın fethini kolaylaştırmıştır. • I. ve II. Dünya Savaşı’nda etkin olarak kullanılmıştır.
• II. Dünya Savaşı öncesi Japonlar «ünite 731» adıyla bilinen bir biyolojik silah programına başladılar. Shiro Ishii’nin ve Kitano Misaji’nin idaresinde biyolojik silah deneyleri gerçekleştirdiler. Önce Mançurya’da binlerce kişi öldü. 10 bin kadar mahkum bu deneylerde öldü. • Soğuk Savaş döneminde SSCB tarafından etkin olarak üretilen biyolojik silahların çeşitli operasyonlarda kullanıldığı iddia edilmektedir. • 1994’te Aum Shinrikya (kıyamet günü) adlı bir Japon dini örgütü 1991 ve 1994 yılları arasında Tokyo’da biyolojik eylem terör eylemleri gerçekleştirmeye çalıştılar. • 11 Eylül 2001’de ABD’ye mektupla şarbon mikrobu gönderildi. (Terörist saldırı- biyoterörizm)
Ülkelerin Biyolojik Silah Üretimi • Japonya’nın «Ünite 731» ile başlayan silah programı • İngilizlerin İskoçya açıklarındaki Gruinard Adası’nda yaptıkları şarbon denemeleri • ABD’nin 1942’de başlattığı «biyolojik silah programı. • SSCB’nin 1946’da kurdukları biyolojik silah deneme laboratuvarları • Ve…. . Terör örgütlerinden El-Kaide’nin kimyasal madde ve toksin elde etmek için başlattığı girişimler.
Hukuki Düzenlemeler 1925 Cenevre Protokolü: • Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Protokol • Bu protokol ile biyolojik ve kimyasal silahların kullanımı yasaklanmıştır. Ama protokol, bu silahların üretimleri, geliştirilmeleri, saklanmaları ile ilgili yaptırımlar içermemektedir. 1971 BM Sözleşmesi • Biyolojik ve Toksin Yapısındaki Silahların İmali, Geliştirilmesi ve Depolanmasını Yasaklayan ve İmhasını Söz Konusu Eden Konvansiyon Sözleşmesi. (BM Genel Kurulunda bu sözleşme imzalandı. 146 ülke imzaladı. Türkiye 1974’te imzaladı)
• BM Sözleşmesine göre; biyolojik silahlar depolanmayacak veya üretilmeyecek, ticareti yapılmayacak ve kullanılmayacaktı. • Ancak imza atılan sözleşmeye rağmen, Körfez Savaşı sonrasında Irak’ta BM gözlemcileri tarafından biyolojik materyaller tespit edilip, imha edildi. • Irak yetkilileri 19. 000 litre yoğunlaştırılmış botulinum toksini ürettiklerini de kabul ettiler.
Sorun Büyük • Karşılıklı bağımlılığın artması • Devletlerin sorunları çözmede yetersiz kalması • Dünya genelinde güvenlik sorunlarının artması • Silah sanayiindeki gelişmeler neticesinde silah tüccarlarının ve terör örgütlerinin ön plana çıkması • Nüfuz etme yollarının medya aracılığıyla açılması
Biyoterörizme karşı ülkelerin yapabilecekleri… • Savunma stratejileri geliştirmeliler, • risk haritaları çıkarmalılar • Planlama ve tatbikat yoluyla halkı bilinçlendirmeliler • Uluslararası işbirliğine gitmeliler Teknolojik gelişmeler insani amaçlarla da üretilip kullanılabilir, saldırı amaçlı da. .
Kullanılan Kaynaklar; • Oğuzhan Yüksel, Ramazan Erdem, Biyoterörizm ve Sağlık, Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2016; 19(2), ss. 203 -222 • İlker Kiremitçi, Küresel Boyutta Biyolojik Terör Tehdidi, Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, Cilt 13, Sayı 2, ss. 27 -58.
- Slides: 19