BLSEL DAVRANII TERAP Dr r yesi Esat ANLI
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ Dr. Öğr. Üyesi Esat ŞANLI
Aaron BECK • Aaron Temkin BECK, 1921’de Providince, Rhon e Island, ABD’de doğmuştur. • Çocukluğu sıkıntlarla geçmiş; ok ul yıllarının başlarında eğitimi ön emli bir rahatsızlıktan dolayı kesi ntiye uğramış ancak bu hastalığı yenmiş ve okulu yaşıtlarından bi r yıl önce bitirmiştir
AARON BECK • Hayatı boyunca birtakım korkularla müc adele etmiştir: • (kan kaybına yol açan) yaralanma korku su, sağlığıyla ilgili kaygılar ve topluluk ön ünde konuşma sıkıntısı. • Beck bu kişisel sorunlarından başkaların ı anlamada ve kuramını geliştirmede fay dalanmıştır. • Brown Üniversitesi ve Yale Tıp Fakültesi Mezunu olan Beck ilk başta nörolojiyle il gilenmeye başlamıştır.
AARON BECK • Tıp fakültesinde okurken Beck’in psikiyatri ya da psikoterapiye bir ilgisi yoktu. Çünkü nörolojinin tanı süreçlerinin oldukça disiplinli olması ve dikkatli klinik gözlemlerin ışığında sinir sisteminde sorun olan bir şeyi tam olarak tespit edebilme imkanı, Beck gibi mükemmeliyetçi kişiliğe sahip biri için oldukça cazip bir nitelik sağlıyordu. • Ancak 6 aylık psikiyatri rotasyonu sırasında nörolojiden tamamıyla ayrıldı. Psikiyatrinin, özellikle psikanalizin, insan zihni üzerine yapılan çalışmaların çok ötesinde açıklamalar getirmesi Beck’i büyülemişti.
AARON BECK • Kore savaşında gönüllü olarak askeri hastanede nöropsikiyatri başasistanlığı yapan Beck, psikiyatri çalışmalarına önce Austen Riggs Center’da sonra Massachusetts’de ve sonra da Philadelphia Psikanaliz Birliği’nde devam etmiştir. • İlk psikiyatri makalesini 1952 yılında şizofrenide del üzyonların tedavisi ile ilgili bir vaka örneği hakkında yayınlayan Beck, 1953’te psikiyatri uzmanı olmuştur. 1954’te Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmiş ve emekli oluncaya dek burada çalışmıştır. 1956’da psikanalist olmuştur. 1959’da Hurvich ile yayınladığı çalışma, Beck’in psikanaliz kariyerini bitiren çalışmadır.
AARON BECK • Beck, depresif hastaların rüya içeriklerinin analizine dayalı bir seri çalışma yapmıştır. • Araştırma sonucunda, bu hastaların rüyalarında kendilerini yetersiz, kusurlu gördükleri ve olumsuz bir duygulanım yaşadıklarını göstermiştir. • İlk önce bu bulguyu hastaların kendine yönelmiş saldırganlık ve acı çekme arzusuyla açıklayarak verilerin Psikanalitik Kuramı desteklediği yorumunu yapan Beck, daha sonra bu açıklamanın uygun olmadığını fark etmiştir. • Beck, psikanalitik yöntemden kopuşunu 1967 yılında yayınladığı “Depression: Causes and Treatment(Depresyon Nedenleri ve Tedavisi)" adlı kitabında aşağıdaki şekilde özetlemiştir: Bu Fotoğraf, Bilinmeyen yazar tarafından CC BY-SA altında lisanslanmıştır.
''Araştırma ilerledikçe bu yöntemsel sorunu altta yatan süreçleri yorumlamak yerine hastanın yaşantıları düzeyinde kalarak aşmayı denedim. AARON BECK Hastanın “bilinçdışı” olduğu varsayılan arzularına bakmayı bırakıp, kolaylıkla saptanabilecek, ölçülebilecek, incelenebilecek yaşantılarına odaklanmak… Sonuç: Arzular yöntemsel olarak ulaşılamaz olmanın ötesinde hiç olmayabilir… Arzu temelini çekince acı çekme ihtiyacına dayalı tüm formül asyon yıkılıyordu. ''
Beck’in Kognitif Modeli erken yaşam deneyimleri şemalar – temel düşünce inanç ve varsayımlar (Değersizlik, yetersizlik, basarısızlık, sevilmeme) ara inançlar (Değerli olabilmek icin herkesi memnun etmeliyim Sınavı gecemezsem bu aptal ve basarısız olduğumu gösterir) yaşamın ileri dönemlerinde şemalarla uyumlu olarak yaşanan deneyim / deneyimler (terkedilme, elestirilme vb. ) şemaların aktive olması bilişsel hatalar olumsuz otomatik düşünceler kognitif üçlü (kendisi, dış dünya, gelecek) Tepkiler (duygusal, dav, fizy ve düşünsel)
TEMEL İNANIŞLAR (Ben beceriksiz ve başarısızım. ) (Kimse başarısız insanları sevmez. ) ARA İNANIŞLAR (Tutum: Beceriksiz olmak korkunç bir şey. Kural: Beceriksizliği telafi için hep çok çalışmalıyım. Sayıltı: Ancak çok çalışırsam başkalarının. . . ) DÜŞÜNCE Olay OTOMATİK DÜŞÜNCE Dersi dinlediği halde… Anlamayacağım , Ben Aptalım DUYGU DAVRANIŞ FİZYOLOJİK
Şemalar, davranışı belirleyen soyut, mental planlardır. Bilginin anlamlandırılmasında rol oynar. Şemalar, yaşadığımız dünyaya anlam vermemizi, yeni bilgi ve deneyimlerin daha önceden oluşmuş belirli bir zemin ve yapı içine oturmasını sağlar. Erken çocukluk çağında oluşan bu dosyalama sistemleri, bilgi işleme sürecini ve bireylerin kendileri, diğerleri ve yaşadıkları dünyaya ilişkin düşünce-duygu ve davranışlarını belirler.
Şemalar Katı, değişime dirençli, global ve yaygın özellikler taşır. İnancın en alt ve en temel katmanıdır. Şema zihnin bilişsel yapısı (dosyalama sistemi), temel inanışlar ise şemanın içeriğidir. Bu ana inançlar, ara inançların oluşumunu sağlar.
Temel İnançlar Çocukluktan başlayarak insanların dünya ve diğer kişilerle olan ilk deneyimleri sonucunda kendileri, diğer insanlar ve yaşadıkları dünya hakkında geliştirdikleri ilk ve en temel inançlar Zihinsel yapının en eski birimi (hard disk) Ara inançları ve O. D. ’leri şekillendirir. Kişinin dünya temsilini oluşturur.
Temel İnançlar En derinde olan zihinsel yapıtaşları Genellikle hiç sorgulanmamış olan algı ve fikirler Kişiler tarafından değişmez doğrular olarak kabul edilir. Katıdırlar. Siyah/beyaz şeklindedirler. Globaldirler. Aşırı genellenmişlerdir. Değişime dirençlidirler.
Temel inanç herhangi bir yaşantıyla aktive olduğunda, kişi dünyayı ve kendini o inancın senaryosundan algılar. Temel İnanç Seçici dikkat yoluyla yeni yaşantıların işlenmesi ve anlamlandırılmasını, seçici hatırlama yoluyla da geçmişteki olumsuz anıların yeniden hatırlanmasını sağlar. Kişinin dikkati seçici olarak temel inancını doğrulayacak verilere yönelirken temel inancı desteklemeyen bilgiler, bilgi işleme sürecine alınmazlar. Kişi temel inancına ters düşen verileri dikkate almaz yada önemsizleştirir. Böylece doğru yada işlevsel olmasa bile temel inancını sürdürür
Temel İnancın Üç Alanı Kişinin temel inançları üç alanda oluşmaktadır: Benliğe yönelik temel inançlar Diğerlerine yönelik temel inançlar Dünyaya yönelik temel inançlar
- Çaresizlik temel inançları • Çaresizim / Güçsüzüm • Zayıfım / Yetersizim • Etkisizim / Beceriksizim • Kendi kendime yetemem Benliğe Yönelik Temel İnançların Sınıflandırılması - Sevilemezlik temel inançları • Sevilmeyecek biriyim • Çekici değilim • Hoşlanılmayacak bir insanım • Değersizim • Eninde sonunda reddedileceğim • Nihayetinde terk edileceğim • İstenilecek biri değilim
Tedavideki Sonuçları Bir çok durumda kişinin otomatik düşünceleri ve ara inançları çalışıldığında kişinin durumunda düzelme görülür ve bu düzelme genellikle kalıcıdır. Dolayısıyla tedavi bu aşamada sonlandırılabilir. Ancak bazı durumlarda kişinin temel inançlarıyla da çalışılması gerekebilir. Bu gereklilik kişinin sorununun doğasına, kişinin kişilik özelliklerine ve terapiden taleplerine göre belirlenir. Ortaya çıkarılması ve değiştirilmesi en zor, en dirençli yapılardır. Bazı durumlarda değişim mümkün de olmayabilir.
Ara İnançlar Şemalarla otomatik düşünceler arasında yer alır ve tutum, kuralbeklenti ve varsayımlardan oluşur. Ara inanışlar, şemaların korkulan sonuçlarının oluşmaması için bireylerin kullandığı stratejilerdir.
* Tutumlar İyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış şeklinde değer yargısı Ara İnançlar * Kurallar/beklentiler (must) -meli, -malı şeklindeki gereklilik/zorunluluk/kural ya da beklenti/talep * Varsayımlar (if…then) “Eğer/öyleyse o zaman” şeklinde önermeler
Örnekler • • Tutumlar (iyi-kötü, güzel çirkin, doğru-yanlış) ‘Yardım istemek zayıflıktır’ • ‘İnsanın kusurunun olması çok kötü bir şeydir’ • ‘Kendini göstermek ayıp bir şeydir’
• Ara İnançlar malı) Kurallar/beklentiler (-meli, • ‘En yüksek notları almalıyım’ • ‘Herkes beni sevmeli’ • ‘Asla insanlardan hiç bir şey istememeliyim’ • ‘Asla hata yapmamalıyım’
Ara İnançlar • Varsayımlar (eğer/o zaman) • ‘Eğer mükemmel bir şekilde anlatırsam, ancak o zaman yeterli • olduğumu düşünürler’ • ‘Bir kere bile hata yaparsam, başarısızım demektir’ • ‘Eğer başarılı olursam, o zaman bana değer verirler’
Katı ve mutlak bilişlerdir. Ara İnançlar Sanki kişinin kendi yazdığı bir kanun kitabıdır. Bireyin bir olaya bakış açısını, dolayısıyla olayı nasıl algıladığını, nasıl yorumladığını ve ne değer biçtiğini belirlerler.
Otomatik düşüncelerin (OD) altında yatan kaynaklardır. Ara İnançlar Kendileri örtüktürler ancak işlevlerini otomatik düşünceler aracılığıyla görürler. Kişi otomatik düşüncesini fark ettiğinde, onun arkasında yatan ara inancını hala fark edemeyebilir. Temel inançlar tarafından düzenlenir ve harekete geçirilir.
Ara inançlar şeklindeki bu bilgi kalıplarının doğruluğu ve işlevselliği her ortam için sorgulanabilir. Ara İnançlar Bilişsel terapist için önemli olan, bu inançların doğuştan getirilmediği, öğrenildiği, bu yüzden de vazgeçilebileceğidir. Terapide gerçekçi olmayan inançlar gerçekçi olanlarla, gerçekçi ama işlevsel olmayan inançlar ise gerçekçi ve işlevsel olanlarla değiştirilmeye çalışılır.
Otomatik düşüncelerin ele alınmasından sonra ara inançlar odak haline gelir. Tedavideki Sonuçları Ara inançların saptanması, sorgulanması ve değiştirilmesi üzerinde çalışılır. Meydana gelen değişim iyileşmeyi güçlendirir ve nüks etmeleri önler.
Temel şemalara giden yolun açılmasını kolaylaştırır. Tedavideki Sonuçları Kalıcılık göstermeleri nedeniyle görece fark edilmeleri zordur ve değişmeye dirençlidirler.
Otomatik Düşünceler (OD) • Bilişin en yüzeysel katmanı olup, yaşanılan durumla bağlantılı olarak kişinin aklından geçen düşünceleri içerir. • Yaşanılan durumla uyumlu olduklarından şemaların beslenmesini ve kalıcılığını sağlar.
Belirli ve amaçlı bir düşünce zincirinin sonucu değil, otomatik ve spontandırlar. Her zaman düşünce biçiminde değil, imaj biçiminde olabilirler. OD’nin Özellikleri Doğrulukları yeterince değerlendirilmeden kabul edilmişlerdir. İçeriğine ve anlamına bağlı olarak belirli duygularla asosiye olurlar. Çoğu kez kendisinden çok asosiye olduğu duygu daha belirgindir. Şemalara göre çok daha kolay yakalanabilir ve uygun yöntemlerle değiştirilerek duygu durumunda da değişikliklere neden olur.
Bilişsel çarpıtmalar
RASYONEL OLMAYANI GEÇERLİ KANITLARI BULUNMAYANI KENDİMİZLE VE ÇEVREMİZLE İLİŞKİN GELİŞTİRDİĞİMİZ KALIP DÜŞÜNCELERİ DÜŞÜNÜRKEN YAPTIGIMIZ SİSTEMATİK HATALARI OLAYLARI OLDUĞUNDAN DAHA FARKLI ALGILAMA, DEĞERLENDİRME VE YORUMLAMAYI İFADE EDER. ÖZELLİKLE GEÇİNİLMESİ ZOR İNSANLARDA ÇOK YAYGIN GÖRÜLMEKTEDİR. BİLİŞSEL ÇARPITMA
Otomatik Düşünceler • EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI GİBİ OOD’LERİN HİÇ BİRİ TEK BAŞINA ZİHNİNİZE ÜŞÜŞMEZ. • KARINCALAR GİBİ EN AZ İKİSİ BİRARADADIR VE SON DERECE DİSİPLİNLİ ÇALIŞIRLAR�
OLAYLARA YA BEYAZ YA SİYAH OLARAK BAKMA. GRİ ALANLARI YOK SAYMA. ”PERFORMANSIMIZ MÜKEMMEL DEĞİLSE TAMAMEN BAŞARISIZ” ALGILARIZ İNSANLAR YA İYİDİR YA KÖTÜ. OLASILIKLARA YER VERİLMEZ. DUYGULARIN VE DÜŞÜNCELERİN AŞIRI UÇLARDA GEZİNMESİ DURUMU. “NE ÖLÜME GELSİN NE DİRİME” “BAŞARAMAZSAM MAHVOLURUM” “YA BENİM OLURSUN YA KARA TOPRAĞIN ” YA HEP YA HİÇ/KUTUPLAŞTIRMA
BELLİ BİR DURUM YA DA ÖZELLİĞİN HER YERDE VE HERKES İÇİN GEÇERLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK. GELECEĞE İLİŞKİN OLUMSUZ KATI TAHMİNLERDE BULUNMAK. HERKES, HER ZAMAN, DAİMA, ASLA GİBİ SÖZCÜKLER SIKLIKLA KULLANILIR. “ANASINA BAK KIZINI AL” “BÜTÜN AKSİLİKLER BENİ BULUR” “SEN ADAM OLMAZSIN” “BUNU BİLİR BUNU SÖYLERİM” AŞIRI GENELLEME
Değerlendirme GELECEĞE YÖNELİK KATI VE OLUMSUZ TAHMİNLER HEM KENDİMİZ HEM DE KARŞI TARAF İÇİN YIKICI, BİR TUTUMDUR. İNSANLAR GELİŞMEYE VE DEĞİŞMEYE AÇIKTIRLAR, ÖĞRENME KAPASİTELERİ VARDIR. BAZEN BAŞIMIZA BİR TAKIM AKSİLİKLER GELEBİLİR ANCAK BÜTÜN AKSİLİKLERİN BİZİ BULDUĞU DÜŞÜNCESİ NEGATİF VE GERÇEKÇİ OLMAYAN BİR DÜŞÜNCE BİÇİMİDİR.
ZİHİNSEL FİLTRE • TEK BİR OLUMSUZ DETAYI BULUP ONUNLA UĞRAŞMAK VE ONA TAKILARAK BÜTÜNÜ KAÇIRMAK • Bir olaydaki olumsuz bir ayrıntının üzerinde odaklanarak bütün olayın olumsuzmuş gibi algılanmasıdır. • Örneğin; sabah kalkıp özenle hazırlanıp işine giden genç adam patronundan bugün ne kadar yakışıklı olduğunu, çok şık göründüğünü fakat kravatının çizgili değil de sade olsa daha iyi olacağını söyler. Bunu duyan genç adam patronunun söylediklerinin sadece bir yerine takılır orası da kravatının daha sade olabileceğidir.
4. TOPTANCILIK BİR TEK ÖZELLİĞİMİZ ELEŞTİRİLDİĞİNDE BÜTÜN ÖZELLİKLERİMİZ ELEŞTİRİLMİŞ GİBİ HİSSETME. BAZILARININ ÜNVANLARI, ELBİSELERİ, ARABALARI, ÇOCUKLARI, EVLERİ HER NELERİ VARSA HEPSİ BENLİKLERİNİN BİR PARÇASIDIR, TEK BÜTÜNDÜR. KOMŞUNUZUN ARABASINI BEĞENMEZSENİZ ONU BEĞENMEDİĞİNİZİ DÜŞÜNÜR. İKİ ÇOCUK KAVGA EDER BUNU DUYAN EBEVEYNLER BİRBİRLERİYLE KAVGA EDERLER, ÇOCUKLAR BARIŞIR, ANA BABALAR YILLARCA KÜS KALIR SINAVDA BAŞARISIZ OLURSUNUZ, “BEN İŞE YARAMAZ BİRİYİM” DİYE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ
5. OLUMLUYU GEÇERSİZ KILMAK (SEÇİCİ NEGATİF ODAK) OLUMLU OLAYLARI ŞU VEYA BU NEDENLERLE GEÇERSİZ KILMAK DAHA TARAFSIZ VE POZİTİF BİR BİLGİYİ SAPTAYIP HATIRLAMAKTAN ZİYADE, HOŞ OLMAYAN ANILARA, OLUMSUZ OLAYLARA VE İMALARA ODAKLANMA. POZİTİF BİLGİNİN HER ZAMAN GÖZ ARDI EDİLMESİ.
BAŞKALARININ UĞRADIĞI SIKINTI VE ÜZÜNTÜLERDEN KENDİNİ SORUMLU TUTMA. SUÇLULUK DUYGUSU, ALINGANLIK KİŞİSELLEŞTİRME (ÜZERİNE ALINMA) İMALI İLETİŞİME SIKLIKLA MARUZ KALANLARDA BU DÜŞÜNME BİÇİMİNE RASTLANABİLİR. “KIZIM SANA SÖYLÜYORUM GELİNİM SEN ANLA” MİSALİ “ACABA BANA BİR ŞEY Mİ İŞİTTİRMEK İSTİYOR” TARZI DÜŞÜNME MODELLERİNE , AÇIK MESAJLARDAN YOKSUN İLETİŞİMLERDE RASTLANIR. HER MESAJI KİŞİSELLEŞTİRENLER ÇEVRELERİNE ÖFKE VE KIZGINLIK DUYARLAR VE BU DUYGUYU BASTIRIRLAR. (PASİF/SALDIRGAN/KÜSLÜK)
MUTLAKCILIK/MELİ-MALI SOSYALLEŞME SIRASINDA BÜYÜK OLASILIKLA ANA-BABALARIMIZDAN EDİNDİĞİMİZ KURALLARIN DEĞİŞMEYECEĞİNİ DÜŞÜNMEKTİR. SEVİLMELİYİM/HER ZAMAN BAKIMLI OLMALIYIM/HİÇ HATA YAPMAMALIYIM/KİMSE BANA SAYGISIZLIK ETMEMELİ/BANA GÜVENMELİYDİ. SÜPER EGO VE ANA/BABA BEN DURUMUNUN ETKİSİ. KATI, DEĞİŞMEZ, TARTIŞILMAZ KURALLAR YERİNE DAHA ESNEK DEĞİŞTİRİLEBİLİR KURALLAR GEREKİR.
SONUÇLARA ATLAMA/AKIL OKUMA NEGATİF BİR OLAYIN YA DA YAŞANTININ ETKİSİ AŞIRI ORANLARDA ABARTILIR VE AŞIRI GENELLEME YAPILIR. “EĞER PANİK ATAĞIM OLUR İSE TÜM KONTROLÜMÜ KAYBEDECEĞİM VE DELİRECEĞİM” “ONU ÇOK SEVDİM ANCAK BANA İHANET ETTİ ARTIK TÜM İLİŞKİLERE KALBİMİ KAPADIM ÇÜNKÜ YENİLERİNDE ESKİDEN FARKI OLMAYACAK”
SONUÇLARA ATLAMA (FALCILIK) YENİ BİR DURUMDAKİ BAŞARISIZLIĞI VAKTİNDEN EVVEL YA DA YERSİZ BİR BİÇİMDE TAHMİN ETMEK İÇİN KÖTÜMSERLİĞİN YA DA DAHA ÖNCEKİ BAŞARISIZLIK DENEYİMLERİNİN KULLANILMASI. VİZEDE BAŞARISIZ OLDUM FİNALE ÇALIŞSAM DA BAŞARAMAYACAĞIM “
AŞIRI BÜYÜTME VE KÜÇÜLTME (DÜRBÜN ETKİSİ) OLAYLARIN ÖNEMİNİ ABARTMA YA DA AŞIRI KÜÇÜLTME GENELDE BAŞARISIZLIKLARIMIZ VE DİĞERİNİN BAŞARILI DAVRANIŞLARI ABARTILIR BAŞARILAR VE OLUMLU YANLARIMIZ İLE DİĞERLERİNİN KUSURLARI KÜÇÜLTÜLÜR. KENDİMİZİ KÜÇÜLTÜR DİĞERİNİ BÜYÜTÜRÜZ
11. Duygusal çıkarımda bulunma OLUMSUZ DUYGULARIMIZIN O ANKİ GERÇEĞİ YANSITTIĞINI KABUL EDERİZ. HİSSEDİYORUM ÖYLEYSE DOGRUDUR. AYNI ZAMANDA AKIL OKUMA, FALCILIK , GENELLEME , AŞIRI KÜÇÜLTME İÇERİRLER.
etiketleme Eldeki kanıtlar bunu göstermediği halde kendisine başkalarına yönelik olumsuz etiketlendirmelerde bulunma. • Ben bir hiçim • Benden adam olmaz • Benden ne köy olur ne kasaba…
FONKSİYONEL OLMAYAN TEMEL İNANÇLARIMIZ BİR İŞİ İYİ YAPAMIYORSAN HİÇ YAPMA DAHA İYİ. YENİLMİŞ VE KAYBETMİŞ DURUMA DÜŞMEMEK İÇİN SORU SORMAMALIYIM. İNSANLARIN BANA VERDİĞİ ÖNEMİ YİTİRMEMEM İÇİN KENDİMİ AÇMAMALIYIM. BENİ SEVEN BİR İNSANIN BENİMLE AYNI FİKİRDE OLMASI GEREKİR. BİR BAŞKA KİŞİDEN YARDIM İSTEMEK ASLINDA ZAYIFLIK BELİRTİSİDİR. SENSİZ YAŞAYAMAM. NE PAHASINA OLURSA OLSUN MAHCUP OLMAMALIYIM.
AŞIRI GENELLEYİCİ VE DEĞİŞTİRME GAYRETİNDE OLANLAR-----ÖNYARGILI, TÜMDEN REDDEDİCİ TAVIRLAR GELİŞTİRİRLER. MUTLAKÇILAR ------- KARŞILARINDAKİNİ SUÇLAR VE SAVUNMAYA İTERLER. KİŞİSELLEŞTİRME EĞİLİMİ----KÜSER VE PASİF AGRESİF BİLİŞSEL ÇARPITMALARIN İLETİŞİME ETKİSİ TUTUM SERGİLERLER. TOPTANCILAR(ZİHİNSEL FİLTRECİLER)----BİR ÖZELLİKLERİ ELEŞTİRİLDİĞİNDE TÜM KİŞİLİKLERİNİN ELEŞTİRİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜRLER. SAÇI ELEŞTİRİLİR------ÇİRKİNİM DER İŞİ ELEŞTİRİLİR----İŞE YARAMAZIM DER. YEMEĞİ ELEŞTİRİLİR…KÖTÜ EV SAHİBİYİM DER.
Terapi Süreci ve Teknikleri
SORGULAMA • Amacı: Duygulardan yola çıkarak otomatik düşünceleri açığa çıkarmak • Uygulama zamanı: Danışanın duygu durumunda bir değişiklik olduğu fark edildiğinde kullanılır. • Uygulama şekli: “Şu an aklından neler geçiyor, bu düşüncelerinin dayanağı nedir sence, alternatif bir açıklama var mı, bir başkası bu durumda olsaydı ona ne söylerdin? ” gibi sorular yardımıyla uygulanır • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Soruların amaçla ilişkili olarak, merak eğilimini artırıcı ve yönlendirici içermesi gerekir
Kurgusal Örnek: • Terapist, Betül’e çok fazla üzgün olduğunda neler düşündüğünü sorar. • Betül, herkesin kendisini aptal gibi gördüğünü ve hep haklı olduklarını belirtiyor. İnsan ilişkilerinde beceriksiz ve her zaman başkaları üzülmesin diye alttan alan olduğunu ifade ediyor. • Terapist, Betül’e bu düşüncelerini nasıl desteklediğini sorar. • Betül “Mesela dün okuldaki toplantıya biraz geç kaldım ve benden önce diğer öğretmen arkadaşlarım benim yüzümden müdürden uyarı aldıklarını söylediler ve acımasızca beni suçladılar. Başkaları da daha önce geç kalmıştı ama kimseden özür dilemedi oysa ben tek özür diledim herkesten ve kimse de bana biraz olsun anlayışlı davranmadı. Evet, artık aptal olduğuma inanıyorum” diye cevap verir. • Terapist, özür dilemen ile aptal olduğunu düşünmen arasında anlamlı bir ilişki var mı sence? Diye sorar ve Betül “ Aslında, çok fazla yok gibi” şeklinde cevaplar…
DIŞTAN İÇE DOĞRU İLERLEME • Amacı: Temel inançları belirlemek • Uygulama zamanı: Temel inanç ile bağlantılı olduğu düşünülen bir otomatik düşüncenin belirlendiği süreçte uygulanabilir. • Uygulama şekli: Terapist, danışanın otomatik düşüncesinin doğru olduğunu varsayarak bu düşüncenin ne anlama geldiğini sorar • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Sadece otomatik düşüncenin ne anlama geldiğini sormak, doğrudan temel inanca götürmeyebilir
Kurgusal Örnek: • Kemal bey eşinden boşanmıştır. Bu durumdan da kendisini sorumlu tutup suçlamaktadır. T • erapist bu suçlamanın doğru olduğunu varsayarak Kemal Beye “Boşanma olayından kendini sorumlu tutman ne anlama geliyor diye sorar. • Kemal Bey de “ Bu benim bir evliliği yürütemeyecek kadar beceriksiz olduğumu gösteriyor” diye cevap verir. • Diyelim ki bu doğru “ Beceriksiz olmanı ne ilişkilendiriyorsun? ” diye sorar terapist. • Kemal bey de “ Çünkü ben sevilmeye değecek biri değilim” cevabını verir.
• Amacı: Otomatik düşüncelerinin ne zaman nerede ve nasıl ortaya çıktığına yönelik farkındalık kazanma • Uygulama zamanı: Problem durumlarla ilişkili bilişlerin varlığı ortaya çıktığında DÜŞÜNCELERİ KAYDETME • Uygulama şekli: Terapist ev ödevi şeklinde, danışandan seanslar arasında geçen sürede ortaya çıkan otomatik düşüncelerini form aracılığıyla kaydetmesini ister. • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Çok sık kullanılması
Kurgusal Örnek: • Harun Bey bir sigorta şirketinde çalışmaktadır. İş arkadaşlarından biri kısa bir süre önce evlenmiştir. İş arkadaşları, evlenen arkadaşlarına tebrik ziyareti organize etmişlerdir. Fakat Harun beyin bu organizasyondan ziyaret gerçekleştikten bir gün sonra laf arasında haberdar olmuştur. • Bu durumdan sonra Harun Bey düşüncelerini kaydeder. “ Beni aralarında istemiyorlar, bana değer vermiyorlar. ” şeklinde düşündüğü için kendisini kötü hissetmiştir. Terapist ve Harun bey bu düşünceleri birlikte ele almaktadırlar.
DAVRANIŞSAL DENEYLER • Amacı: Davranışsal denemeler yaparak hatalı bir bilişlerin değiştirilebileceğini • Uygulama zamanı: Hatalı bilişlerin alternatif davranışlarla esnetilebileceği durumlarda • Uygulama şekli: Danışandan, hatalı bilişinin tersi bir durumu uygun koşullarda yapması şeklinde ödev verilir. • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Danışanın üstesinden gelebileceği ödevler verilmeli ve öncesinde de yeterli bilgilendirme yapılmalıdır.
Kurgusal Örnek: • Uygun zamanda hayır demekte zorlanan Aysu hanım terapist tarafından etkili hayır diyebilme konusunda bilgilendirilir. • Daha sonra, bir sonraki seansa kadar herhangi bir durumda hayır deme ödevi verir. Örneğin, Yakındığı bir durum olan, eşinin işten dönüş vaktine yakın bir zamanda komşuların ısrarlı beş çayı teklifine hayır diyebilmek gibi ya da çok ucuz olmasına rağmen ihtiyacı olmayan bir elbiseyi almaya hayır diyebilme gibi. .
AKTİVİTE ÇİZELGESİ YAPMA • Amacı: Danışanların herhangi bir nedenden dolayı motivasyonları düştüğünde günlük bir etkinlik çizelgesi yaparak yardımcı olmak • Uygulama zamanı: Danışanlar depresif semptomlar gösterdiğinde ya da herhangi bir zaman ihtiyaç duyulduğunda • Uygulama şekli: Önce danışan, günlük aktivitelerinin kaydını tutar. Daha sonra terapist ile birlikte daha işlevsel olabilecek aktivitelerin planı yapılır. • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Danışana yararlı olabilecek ve danışanın yapmaktan kaçınmayacağı ilgi çekici etkinlikler olmalıdır.
Kurgusal Örnek: • Burhan bey bir şirkette üst düzey yönetici olarak çalışmaktadır. İş yaşantısı çok yoğun olduğu için hafta içi eve çok yorgun geldiğini ve yemekten sonra dinlenmek için hemen uyuduğunu, hafta sonlarını ise evde kalmayı tercih ettiğini, dolayısıyla ailesine vakit ayırmakta zorlandığını ifade eder. • Fakat ailesinin en azından hafta sonları evde oturmak istemediğini belirtir. Terapist Burhan Bey’den ailesiyle birlikte nasıl vakit geçirmek istediğini sorar, alternatif etkinlikler belirlenir ve bir etkinlik planı hazırlanır. Burhan beyden, hafta içi ve hafta sonu farklı etkinlikler (piknik, akraba ziyareti, aile toplantısı, sinema) belirleyip hangilerini yapıp yapmadığını kaydetmesi istenir.
AŞAMALI GÖREVLER OLUŞTURMA • Amacı: Danışanın yapacağı işleri bölerek daha yapılabilir, ulaşılabilir hale • Uygulama zamanı: Danışanın yapacağı herhangi bir görev ya da iş danışan tarafından imkansız, zor ya da sıkıcı olarak algılanmaya başladığında • Uygulama şekli: Planlanan hedefe ulaşmak için somut basamaklar oluşturulur. Danışan daha sonra her bir basamak için ayrı odaklanarak çalışır. • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Üst basamaklara daha rahat ulaşabilmek için, ilk aşamadaki işler diğerlerine göre daha kolay ulaşılabilir olmalıdır.
Kurgusal Örnek: • Hilal üniversite sınavına hazırlanmakta ve tıp okumayı istemektedir. Fakat hedefini gözünde o kadar büyütmüş ki artık ulaşılamayacak gibi bir hal almıştır. Bitmesi gereken konular ve okunması gereken kitaplar yükünü daha da ağırlaştırmıştır. • Dolayısıyla, terapistle birlikte kazanma hedefini ulaşılabilir basamaklara ayırırlar. • İlk aşama gitmek istediği üniversitenin belirlenmesi, • ikinci aşama hazır olma derecesini gözden geçirme, • üçüncü aşama ders eksiklerinin nasıl tamamlanacağının belirlenmesi, • dördüncü aşama başarılı olmuş önceki öğrencilerden ipuçları alınması, beşinci aşama ise planlı ders çalışma ve düzenli olarak deneme sınavlarına girilmesi. Tüm bu süreçte terapist cesaretlendirme yapar. Danışanın bu süreçle ilgili bilişleri ele alınır.
ATILGANLIK EĞİTİMİ • Amacı: Danışana, başkalarının kişisel ve sosyal sınırlarını ihlal etmeden kendi haklarını yapıcı bir şekilde koruyabilmelerine yönelik becerileri öğretmek. • Uygulama zamanı: Psikolojik danışma sürecinin eylem aşamasında uygulanabilir. • Uygulama şekli: Girişken davranışın sınırları ve yararları konusunda bilgilendirme yapılır. Aşamalı olarak örnek olay üzerinden nasıl yapılacağı anlatılır. • Dikkat edilmesi gereken noktalar: Danışanın üstesinden gelebileceği küçük adımlar yararlı olabilir. Yapacağı davranışlarda terapistin yönlendirmesinden öte gönüllü olması ön planda olmalıdır.
Kurgusal Örnek: • Mahmut beyin evinin altında garaj bulunmaktadır. Garaj kapısının önüne park yapan araçlardan dolayı bazen işe geç kalmış bazen hastaneye bazen de bir randevuya geç kalmıştır. Eşi, bu sorunu çözmesi için Mahmut beyi çok zorlamıştır. • Mahmut Bey de kapının önüne park yapılmaması için tabela asmış ve bir süre kimseye tepki göstermeden sessiz kalmayı tercih etmiştir. Fakat park yapmaya devam etmişlerdir. Bir Pazar günü eşi piknik için hazırlık yaptıktan sonra garaj kapısının önünde park yapmış araçları görünce artık bu soruna bir çözüm bulması gerektiğini söyler. Mahmut Bey öfke ile dışarı çıkıp sokakta bağırmaya başlayınca kargaşa yaşanıyor ve ardından kavga çıkıyor. • Sonunda Mahmut Bey mahalleliler üslubundan dolayı onu haksız görüyorlar. Olay iyice çözümsüz hale gelince evine dönüyor ve eşinin tepkisiyle karşılaşıyor. Terapiste, beceriksiz pısırık hissettiğini söylüyor. Arık meselenin park yeri değil gurur meselesi olduğunu belirtiyor. Terapistle birlikte etkili kendini ifade yolları üzerinde duruyorlar. Terapist, kendine ve başkalarına zarar vermeden hakkını arama davranışları hakkında bilgilendirmeler yapar.
Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında • Semptomlar: Panik bozukluk, agorafobi, asansör fobisi. Başlıca semptomları; panik ataklar, gerginlik ve kaçınma davranışlarıdır. • Gelişimsel Etkenler: Bayan G, 7 yaşındayken büyükannesi hastalanıp ölmüştü. Ablasında kalp hastalığı bulunmaktaydı ve kendisine stresten uzak durması söylenmişti. Annesi gergin bir kişiydi ve Bayan G’ye dünyanın çok tehlikeli bir yer olduğu mesajını vermişti.
Durumsal/Kişilerarası sorunlar: Yeni işi yoğun trafikte araba sürmeyi gerektirmektedir. Bayan G araba kullanamadığından işe nişanlısı bırakmaktadır. Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında Biyolojik, Genetik ve Tıbbi Etkenler: Annenin geçmişte kronik anksiyetesi bulunmaktadır, ancak bunun için herhangi bir tedavi almamıştır. Güçlü yönleri: Zeki, konuşkan, mizah anlayışına sahip, nişanlısından ve ailesinden destek görüyor.
Danışma Hedefleri: 1) Panik atakları bir haftada ya da daha kısa bir süre içinde azaltmak, Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında 2) Kalabalık yerlere (örn: kafeterya) panik atak geçirmeden gidebilmek, 3) Asansörlere binebilmek, 4) “istediğim her yere ” arabayla gidebilmek.
1. Olay: Kalabalık bir kafeteryaya gittiğinde Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında Otomatik Düşünceler: “Yemek tepsisini düşüreceğim. ”“Bayılacağım. ”“Öleceğim. ” Duygular(ve fizyolojik tepkileri): Anksiyete, panik, ellerin terlemesi, hızlı nefes alıp verme Davranışlar: Kafeteryaya gitmemek ya da bir arkadaşından birlikte gitmeyi istemek.
2. Olay: Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında Asansöre binmeyi düşündüğünde Otomatik Düşünceler: “Asansör düşecek. ”“Kalabalık olacak. ”“Sıkışacağım. ” Duygular(ve fizyolojik tepkileri): Anksiyete, gerginlik, hızlı nefes alıp verme Davranışlar: Mümkünse merdiven kullanmak.
3. Olay: İşe kendi kullandığı arabayla gitmeyi düşündüğünde Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında Otomatik Düşünceler: “Araba sürerken bayılacağım. ”“Kaza yapacağım. ”“Otoyolda birini öldüreceğim. ” Duygular(ve fizyolojik tepkileri): Anksiyete, gerginlik, terleme, hızlı nefes alıp verme Davranışlar: Araba kullanmamak, nişanlısından araba kullanmasını istemek.
Şemalar: Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında “Kendini her zaman koruman gerek. ” “bütün belalar beni bulur”, “Dünya çok tehlikeli bir yer. ”, “Yakında başıma bir kaza gelecek”,
• Çalışma Hipotezi: Vaka Değerlendirmesi Gülten Hanım, 45 yaşında • 1) Bayan G’nin gerçekçi olmayan durumlara ilişkin korkuları bulunmaktadır; bu durumları kontrol etmek ya da üstesinden gelmek konusunda becerisini hafife almakta olup korku oluşturan uyarandan kaçınmaktadır. • 2) Aile öyküsü (örn: hastalıklar ve ölümler, annenin gerginliği ve aşırı tetikte olma hali) anksiyete yüklü davranış ve düşünce kalıplarının ve kaçınma davranışının gelişmesine katkıda bulunmuştur. 3) Şimdiki durumsal etkenler (yeni işi ve araba sürme baskısı ) semptomları tetikleyici bir rol oynamış olabilir.
Geçmiş Olsun. . .
- Slides: 72