BLM 7 BENLK VE KMLK GR Sosyal psikologlar
BÖLÜM 7 BENLİK VE KİMLİK
GİRİŞ • Sosyal psikologlar, son zamanlarda benlik kavramı üzerinde daha fazla durmaya başladılar. • Çünkü bir insanın kendisini ve çevresini; algılayış biçimini, genel tutumunu ve davranışlarını önemli derecede etkilediği sosyal psikologlar tarafından fark edilmiştir. • Günlük yaşamda birçok insan, kişilik ile benliği aynı anlamda kullanmaktadır. • Ancak benlik ile kişilik, iç içe olmakla birlikte benlik; kişilikten oldukça farklı özellikler taşır. • İnsanların çoğu benliklerinin farkında değildir.
BENLİK KAVRAMININ TARİHSEL GEÇMİŞİ, TANIMI, GELİŞMESİ, FONKSİYONLARI VE BENLİK BİÇİMLERİ
BENLİK KAVRAMININ TARİHSEL GEÇMİŞİ • Benlik kavramının farkına varılması ve sosyal ilişkilerde öneminin anlaşılmasının geçmişi pek eski değildir. • Orta Çağ’da insanlar arasındaki ilişkiler sabit, düzenli ve din tarafından belirlenen bir özellik taşımaktaydı. • Kişisel kimlikler toplumsal sistemlerdeki pozisyonlarına göre önem kazanıyordu. • Bu kimlikler, aile, sosyal sınıf, mevki, doğum yeri ve ailedeki doğum sırasına bağlı olarak bir değer atfedilerek açıklanırdı.
1. Laikleşme (Sekülerleşme) İnsanların bütün istek, arzu ve beklentilerini ölüm sonrası hayata bağlama düşüncesinin yerini bu dünyada da gerçekleştirilebileceğinin alması bireysel benlik ve kimlik gelişiminde önemli rol oynamıştır. 2. Sanayileşme Orta Çağ’da geniş aile yaşamı daha çok ön plandaydı ve üretim de bu aile yapısına göreydi. Ama daha sonra fabrikalar açılıp seri üretim başlayınca aile yapısında da değişmeler oldu. Çekirdek aileler oluşmaya başladı ve bir bölgeden başka bir bölgeye göçler kolaylaştı. Bu değişimlere bağlı olarak sosyal kimliklerde de farklılaşmalar gündeme geldi. Başka bir deyişle sosyal kimlikler önem kazanmaya başladı.
3. Aydınlanma ve Bilinçlenme Sanayileşmeye bağlı olarak insanların maddi durumlarında olumlu değişmeler oldu. Bu değişmeler onların farklı yaşam ve kimlik biçimleri seçmelerine neden oldu. Sosyal sınıf, kişilik hakları, bireysel ve toplumsal yaşam konusunda bilinçlenme düzeyi yükseldi. 4. Psikoanalitik Düşünce Freud’un insan zihninin işleyişi konusunda geliştirdiği kurama göre, benlik gerçek anlamda anlaşılmaz. Çünkü benlik, insanın bilinç dışının bilinmeyen derinliklerinde yer almaktadır. Bu durum benlik konusundaki düşünceyi netleştirmiştir. Kısaca, psikoanalitik düşünceye göre bireyin davranışı onun kim olduğunun derinliklerinde saklı olan karmaşık dinamiklere bağlıdır.
BENLİK KAVRAMI VE TANIMI Benlik, insanın kendi kişiliğine ilişkin kanılarının bütünüdür. Kişinin kendisini tanıma ve değerlendirme biçimidir. Başka bir deyişle benlik, kişiliğin öznel yanıdır. Benlik, insanın iç varlığını oluşturduğundan kişilik gibi anlaşılması güç ve karmaşık bir kavramdır. Bu kavramı daha iyi anlamak için, insanın kendisine sorduğu sorulara yine kendisinin içtenlikle cevap vermesi gerekir. Bu sorulardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: • Ben Neyim? İnsanın kendisini tanıması için öncelikle bu soruya cevap araması gerekir. Bu sorunun cevabı benliğin ve kişiliğin gelişmesinde etkili olan faktörlere göre ya çirkinim, akılsızım, şanssızım, beceriksizim, başkaları tarafından sevilip aranmayan bir kişiyim, şeklinde tamamıyla olumsuz ya da güzelim, akıllıyım, zekiyim, yetenekliyim, becerikliyim ve sevimliyim gibi tamamıyla olumlu olabilir. Bu sorunun cevabı verilirken önemli olan kişinin, kendisini olmak istediği gibi değil, olduğu gibi objektif olarak değerlendirmesidir.
BENLİĞİN GELİŞMESİ • Toplumsal yaşantılar aracılığıyla elde edilen kazanımlar benliğin oluşumunda çok etkilidir. • Çocukluk yıllarında insanlar kendi varlıklarının tam olarak farkında değildir. • Ancak sosyalleşme süreci sonucunda kendilerini tanımaya başlarlar. • Çocukluk döneminde önemli olan, bedensel ihtiyaçlardır. • Başka bir deyişle, çocukluk döneminde insan açlık, susuzluk, üşüme ve terleme gibi beden üzerinde doğrudan etkili olan ihtiyaçların farkındadır. • Çocukluktan itibaren insanın yaşadığı sayısız olaylarla beraber benlik de oluşmaya başlar.
ÇEVREMİZDEKİLERİN BİZİ DEĞERLENDİRMESİ • Çevremizdeki insanların duygu, düşünce, tutum ve davranışlarımızı değerlendirmesi ayna benlik olarak adlandırılır. • Ayna benlik; bireyin, başkalarının kendisine karşı dışa vurulmuş tutumlarına dayalı olarak oluşturduğu, kendisine ilişkin yargılarının toplamıdır. • Çevremizdeki insanların bizim hakkımızdaki duygu ve düşüncelerinin, davranışlarımız üzerindeki etkisi inkâr edilemez. • Çünkü insanlar çevrelerindekilerle etkileşim sonucu birçok davranışta bulunur.
TOPLUMSAL YAŞAMDA SOSYAL ROLLER ÜSTLENME • İş ve sosyal yaşamda insanların birden fazla statüsü vardır. • Örneğin, evde, baba-koca, anne, evlat, iş ortamında müdür, daire başkanı, genel müdür, işveren, işçi, dernek veya spor kulübü başkanı, okulda öğrenci vs. Bu statülerin gereği olan davranışları sergilediğimizde de rollerimizi gerçekleştirmiş oluruz. • Bu açıklamalara göre, insanlar sosyal yaşamlarında birden fazla role sahiptirler. • Bu rollerimizi oynarken birçok insanla sosyal ilişkiye gireriz ve burada en iyi özelliklerimizi göstermeye çalışırız.
KENDİ DURUMUNU BAŞKALARI İLE KIYASLAMA • Benliğimizin oluşması ve gelişmesinde, kıyaslamamızın da etkisi vardır. başka insanlarla kendi durumumuzu • Bu mukayeseyi, genellikle yetenek ve inançları bizimle denk olan insanlarla yaparız. Kıyaslama yapma, kendimizi değerlendirmede bize önemli kolaylıklar sağlar. • Kıyaslama sonuçlarına göre, belirlediğimiz amaç ve hedeflerimizi değiştirebiliriz. • Hatta başarı seviyemizi bile mukayese sonuçlarına göre belirleriz.
BENLİĞİN OLUŞUMUNDA ETKİLİ OLAN TEMEL GÜDÜLER • Benlik ve kimlik, sosyal ve toplumsal yaşamda insanları tanıtıcı birer referans niteliği taşırlar. • Bu nedenle insanlar benlik ve kimliklerini geliştirme yönünde içsel bir güç ve enerjiye sahiptirler. • İnsanlar hangi alanda kendilerini geliştirmek isterlerse istesinler bunun temelinde benlik ve kimlik arayışları yatmaktadır. • İnsanlar tüm yaşamları boyunca benlik ve kimliklerini geliştirmek için gerekli olan bilgileri toplama faaliyetleri içinde olurlar.
KİŞİSEL OLARAK KENDİNİ DEĞERLENDİRME VE DOĞRULAMAYI SAĞLAYAN GÜDÜ • Kişinin kendisini değerlendirmesi ve doğrulaması, kendisi hakkında doğru ve geçerli bilgiyi elde etme isteğini ifade etmektedir. • Bütün insanlar kendileri hakkındaki gerçeği bilmek isterler. • Hatta bu gerçek ne kadar olumsuz ya da hayali dahi olsa yine de bilmek isterler. • Başka bir deyişle, insanlar kendi içindekilerle karşısındakilerin söylediklerini karşılaştırıp doğrulamak isterler. • Bu doğrulama ne kadar tatmin edici seviyede ise o kadar mutlu ve tatmin olur.
(I) Kendini Değerlendirme Kendini değerlendirme, benliğin merkezî (içsel yapısı) özelliklerinden ziyade çevresel yönü üzerinde düşünmektir. Başka bir deyişle kendini değerlendirme, (bu yönün istenilen düzeyde olup olmamasından ayrı olarak) benlik hakkında daha fazla bilgi elde etme dürtüsünü ifade etmektedir. Çünkü benliğin içsel (merkezî) yönü hakkında zaten gerekli olan bilgiye kişi sahiptir. (II) Kendini Doğrulama Kendini doğrulama ise çevresel özelliklerden ziyade merkezî özellikler üzerinde yoğunlaşmaktır. Yani insanın kendisi hakkında bildiği şeyleri doğrulama dürtüsünü ifade etmektedir.
İNSANLARIN KENDİLERİ HAKKINDA OLUMLU İZLENİM OLUŞTURMA (KENDİNİ KAYIRMA) • Toplumsal ve sosyal yaşamda bütün insanlar kendi benlikleri ile ilgili olumlu bir izlenim yaratacak bilgileri elde etmek isterler. • Bu onları olumlu yönde güdüler. • Her insan kendisi hakkındaki olumsuz bilgileri ya da görüşleri değerlendirmenin yanında olumlu bilgi ve görüşleri de öğrenmeyi ister. • Ancak bütün insanlar kendilerini olumlu değerlendirmeyi düşünür. • Bu durum onların hoşuna gider.
BENLİĞİN FONKSİYONLARI Benliğin, ruh sağlığımızı koruyucu, toplumsal yaşamımızı anlamlandırıcı ve sosyal ilişkileri kolaylaştırıcı gibi bazı temel fonksiyonları vardır. Benliğin temel fonksiyonlarını şu şekilde sıralayabiliriz: • İçgüdülerden ve dürtülerden kaynaklanan güdüleri engellemek, denetlemek ve düzenlemek, • Çevredeki nesne ve insanlarla bağlantılar kurmak, • Gerçeği tanımak, denemek, anlamak, • Gerçeğe uyum sağlamak.
BENLİĞİN ÜÇ TEMEL YÖNÜ, BENLİK SAYGISI VE DİĞER BENLİK BİÇİMLERİ 1. Benliğin Üç Temel Yönü İnsanın malı, mülkü, arabası, fabrikası, statüleri, vücudu, ailesi, geçmiş yaşantıları, başka insanlarla ilişkileri, davranışları, inançları, değerleri vb. şeyler benliğin oluşmasında etkili olan faktörlerdir. Başka bir ifade ile bu unsurlar benliğin çeşitli yönlerinin gelişmesine katkıda bulunurlar. Fonksiyonalist görüşün öncülerinden olan William James benliğin üç temel yönünün olduğunu açıklamıştır. Bunlar şunlardır:
a. Maddi Benlik İnsanın kendi bedeni, elbiseleri, ailesi, evi, malı-mülkü onun maddi benliğini oluşturur. Başka bir deyişle, insanın kendisine ait olan her şeyi onun maddi benliğidir. Ancak kişinin bu maddesel nesnelerle özdeşleşmiş olması gerekir. Örneğin, aile bireylerinden birini kaybettiğimiz zaman sanki kendimizden bir parça kaybetmiş oluruz. İnsanın kendisini güzelliği veya çirkinliği, malı-mülkü, parası ve soyuyla tarif etmesi demek; maddi benliğinin ön planda olması demektir. b. Sosyal Benlik Başkalarının bizim hakkımızdaki düşünceleri, sosyal benliğin oluşmasında önemli rol oynar. Sosyal benlik, insanların birbirleriyle etkileşimi sonucu oluşur. İnsanlar toplumsal yaşamda birçok pozisyonu (statüyü) işgal etmektedir. Bu pozisyonların gereği olan davranışları yani rollerini gerçekleştirirler. İşte diğer insanlar bu davranışları değerlendirir ve bu değerlendirme sayesinde sosyal benlik ortaya çıkar. Bu değerlendirme neticesinde eğer başkaları bizi dürüst olarak görürse daha sonra biz de kendimizi dürüst olarak görmeye başlarız.
c. Ruhsal Benlik İnsanın, düşünme, hissetme, algılama gibi ruhi faaliyetleri; ruhsal benliği oluşturur. Yani ruhsal benliği, insanın kendisini nasıl değerlendirdiği ve algıladığı belirlemektedir. Bu nedenle ruhsal benlik, subjektif bir özellik taşımaktadır. İnsanın kendini ve iç dünyasında olup bitenleri objektif olarak değerlendirmesi tam olarak mümkün değildir. İnsanın ahlaki ve zihni üstünlük duygusu ya da bunun karşıtı olan aşağılık ve suçluluk duygusu ruhsal benliğin kapsamında yer alır.
2. Benlik Saygısı Maddi, sosyal ve ruhsal benlik toplumsal yaşamda diğer insanlarla gerçekleşen yaşantılarla beraber oluşur ve gelişir. İnsanın benlik bilinci de bu üç benliğin birleşmesi sonucu bir bütünlük hâline gelir. Bu üç benlikten hangisinin önemli olduğu insandan insana değişir. Sosyal hayatta belirlediğimiz amaç ve hedeflere göre de bu üç benlik yönü önem kazanabilir. Bu açıklamalara göre benliği şu şekilde tanımlamak mümkündür. Benlik, başka insanlarla kurulan ilişkiler neticesinde bütünleşen, akıcı ama kavramsal ve tutarlı bir algılama biçimidir.
3. Diğer Benlik Biçimleri Bazı psikologlar benlik konusunda yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri verilere dayanarak şu benlik biçimlerini gündeme getirmişlerdir: a. Psikodinamik Benlik Freud’a göre sosyalleşmemiş ya da toplumsal kurallar tarafından bastırılmış hayvani dürtüler fırsat bulduklarında bilinç yüzeyine çıkarlar. Özel yöntemler (hipnoz ya da psikoterapik teknikler) sayesinde bilinçaltında bastırılmış düşünceler açığa çıkarıldığında kendimizi ya da başkalarını tanıyabiliriz. Bu düşünceler psikoloji alanında büyük yankılar uyandırmıştır. Kısaca, Freud’a göre, bilinçaltındakiler bizim tutum ve davranışlarımıza yön vermede etkilidirler. Bilinçaltındakiler bizim psikodinamik benliğimizi oluşturmaktadır.
b. Bireysel Benlik Freud’a göre benlik, insana ilişkin kişisel ve özel bir yöndür. Bu şekildeki benlik bireyseldir. “Ben” kelimesi geçtiğinde gündeme gelenler bireysel benliği oluşturmaktadır. Bu düşünceyi savunanlara göre toplum ya da gruplar kolektif bir benlik duygusuna sahip bireylerden çok, birbirleri ile etkileşimde bulunan bireylerden oluşmaktadır. c. Kolektif Benlik Wunt’a göre dil, din, gelenek, örf, âdetler gibi konular bireysel psikoloji ile anlaşılmaz. Bunlar ancak kolektif yaşamın incelenmesi ile anlaşılabilir. Bireysel benliğin oluşumu kolektif benliğin oluşumunu sağlar. Grup ya da toplum, tek bireylerden oluşmaktadır. Ancak oluşan kolektif ruh ya da bilinç tek bireylerin bilinçlerinden tamamen farklı ve daha güçlüdür. İnsanlar kolektif bilincin oluşumunu sağladıkları gibi kendileri de bu kolektif bilinçten etkilenirler.
d. Sembolik Etkileşimci Benlik konusunda ileri sürülen bir görüş de etkileşimin benliğin oluşumunda etkili olduğudur. İnsanlar genelde tutum ve davranışlarına bakarak kim olduklarını anlayabilirler ama buna nasıl ulaştıkları konusunda yeterli bir bilince sahip değildirler. Benlik, insanlar arasındaki etkileşim neticesinde oluşur. Başka insanlarla etkileşimimiz sözel ya da sözel olmayan araçlar vasıtasıyla gerçekleşir. Başkalarının rollerini üstlenmemiz yolu ile etkileşim söz konusu olabilmektedir. Başkalarının rolünü üstlenmekle kendimizi başkalarının bizi nasıl gördüğünü ve değerlendirdiğini anlamamızı sağlar. Bu yol sayesinde içinde yaşadığımız grup ya da toplumun kabul ettiği bir benlik sahibi olmayı gerçekleştirmiş oluruz. Kısaca, toplumsal kişiliğimiz gelişmiş olur.
BENLİK ŞEMALARI • İnsanlar benliklerine ilişkin bilgileri çeşitli yollardan şema biçiminde saklarlar. • Benliğe ilişkin bilgiler ortamsal koşullara bağlı olarak ayrı saklanır. • Farklı ortamlar benliğin değişik yönlerini etkin bir biçimde ön plana çıkarır. • İnsanlar bazı durumlarda çok net bir şekilde benlik şemasına yani bir kavrayışa sahip olmak isterler. • Bu kavrayış biçimi bazı durumlarda şematik bazı durumlarda ise şematik değildir. • İnsanlar genellikle kendileri için çok önemli ve uygun olan ortamlarda benlik şemalarına uygun davranırlar.
1. Gerçek Benlik Şimdiki durumumuzu yansıtan benlik. Kısaca gerçek benlik, gelişim sonucunda sahip olduğumuz benliği ifade etmektedir. Eğer gerçek benlik ile ideal benlik arasında büyük farklar varsa insanlarda doyumsuzluk, hayal kırıklığı ve üzüntü meydana gelir. 2. İdeal Benlik Gerçekte olmak istediğimiz durumumuzu ifade eden benlik şemasıdır. İdeal benlik, insanın benlik gelişimine yön verir. İnsanlar, ideal benlik kriterlerine göre bir benlik sahibi olmak isterler. İdeal benlik, gerçekte ulaşmak istediğimiz hedefleri içermektedir. 3. Olması Gereken Benlik İçinde yaşadığımız toplumsal yapıya göre ne olmamız gerektiğini ifade eden benlik şemasıdır. Bu benlik biçimi, belirlediğimiz yüksek hedefl erin önündeki engelleri aşmayı içermektedir. Başka bir deyişle olması gereken benlik, toplumsal yaşamda geçerli olan kurallar doğrultusunda benlik oluşumunu olumsuz yönde etkileyen şartlardan korunmayı içermektedir.
BENLİK KONUSUNDA İLERİ SÜRÜLEN KURAMLAR • Bazı psikologlar benlik bilincini insan davranışlarının temeline koymaktadır. Bu düşünceden hareket ederek kendi benlik kuramlarını geliştirmişlerdir. Kullandıkları farklı kavramlar ve vardıkları değişik sonuçlara rağmen temelde birçok benzer noktalar mevcuttur. Benlik konusunda geliştirilen kuramlardan bazıları şunlardır:
1. Benlik Yaklaşımı Kuramları Bu kuramlarda kullanılan kavramların hepsi açık, seçik ve kesin değildir. Bu kavramların deneysel olarak incelenmeleri de çok zordur. Ancak kişiliği anlama bakımından, bunların açıklanması önemli yararlar sağlamaktadır. Benlik yaklaşımı kuramının en dikkat çeken özelliği insanın doğasına iyimser bir düşünce ile yaklaşmasıdır. 2. Carl Rogers’ın Benlik Kuramı İnsan doğasına iyimser bir düşünce ile yaklaşan bu kuramın en önemli temsilcisi Carl Rogers’dir. Ona göre insanların mutluluğu araması doğuştandır. İnsan mevcut kapasitesini kullanmak için gayret sarf eder. Rogers, benlik bilinci kavramı üzerinde önemle durmaktadır. Rogers’e göre, insanın kendisiyle ilgili düşünceleri, algılamaları ve kanaatleri onun benlik bilincini oluşturur. Benlik bilinci, insanın kendisini nasıl gördüğünü ifade eder. Benlik bilinci iyi, kötü veya her ikisinin ortası bir özellik taşıyabilir. Ancak benlik bilinci her zaman gerçeği yansıtmayabilir.
3. Maslow’un Benlik Kuramı Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında benlik bilinci de yer almaktadır. Maslow’un bu kuramında insanların ihtiyaçları basamaklar hâlindedir ve alt basamaktaki ihtiyaçlarını giderdikten sonra ancak bir üst basamaktaki ihtiyaçlarını gidermeye yönelir. Bu basamaklar hiyerarşisinde insanların ulaşabileceği en yüksek basamak kendini gerçekleştirmedir. Kendini gerçekleştirme, çoğu için ancak bir anlık yaşantıdır.
KİMLİK KAVRAMI VE TNAIMI • Kimlik kavramı, toplumsal yaşamın ve sosyal sistemin temel konularından biridir. • Kimlik, insanların yaşamlarını sürdürdükleri toplumdaki sosyal statüleri gereği olarak sahip oldukları özellikler toplamıdır. • Kimlik, bireylerin ve sosyal grupların kimsiniz ya da kimlerdensiniz sorusuna verdikleri cevaplardır. • Kimlik, insanların bir şeye ya da bir yerlere ait olma ihtiyacından doğmaktadır. • Kısaca, insanın kendisini bazı kriterlere dayanarak tanımlaması kimlik olarak ifade edilir.
KİMLİK TÜRLERİ • Sosyal kimlik konusunda çalışma yapanlar, genelde insanların kimliklerini iki sınıfa ayırmışlardır. Bu kimlikler şunlardır: 1. Sosyal Kimlik Toplumsal ya da sosyal yaşamda üyesi olduğumuz gruplar açısından benliğin anlamlandırılmasını ifade eden kimliktir. Kısaca grup üyeliği açısından kazanılan kimliktir. Sosyal kimlik, etnosentrizm (kişinin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirme ya da aidiyet grubunu yüceltme), iç grup yanlılığı, grup dayanışması, gruplar arası ayrımcılık, uyma, normatif davranış, stereotipleşme ve ön yargı gibi grup davranışı ve gruplar arası davranışlarla ilişkilidir.
2. Kişisel Kimlik Kişisel kimlik, herhangi bireyin hangi şartlar ve durumlar dâhilinde bir kişi sayılabileceğini ya da kişi kimliğine sahip olabileceğini içeren bir konudur. İnsanların kişisel ilişki kuruş biçimi ve kişisel özellikleri nedeniyle kazandıkları kimlikleri ifade eder. Kısaca bireysel kimlik olarak adlandırılabilir. Kişisel kimlik, kişiler arası olumlu ya da olumsuz ilişkiler ve kişinin kendine ait davranışları ile yakından ilişkilidir. İnsanların ne kadar fazla sosyal ilişki kurma biçimi varsa o kadar da kişisel kimliği vardır diyebiliriz.
- Slides: 32