BLM 14 Anormal Davran ANORMAL DAVRANI KAVRAMLAR VE
BÖLÜM 14 Anormal Davranış
ANORMAL DAVRANIŞ: KAVRAMLAR VE TARIŞMALAR KAYGI BOZUKLUKLARI ANORMAL DAVRANIŞ SİZOFRENİK BOZUKLUKLAR DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI SOMATOFORM BOZUKLUKLAR DİSSOSİYATİF BOZUKLUKLAR
Anormal Davranış: Kavramlar ve Tartışmalar Anormal davranışlara yönelik birçok yanlış kanı vardır. Dolayısıyla, çeşitli psikolojik rahatsızlıkları tanımlamadan önce, bazı temel konuları ele almamız gerekiyor. Bu bölümde; (1) anormal davranışa yönelik medikal model, (2) anormal davranış ölçütleri, (3) psikolojik rahatsızlıkların sınıflandırmaları ve (4) bu rahatsızlıkların yaygınlığını inceleyeceğiz.
Anormal Davranış: Kavramlar ve Tartışmalar q Anormal Davranışa Yönelik Medikal Model Medikal model, daha önceki anormal davranış modellerin ötesinde modern bir yaklaşımdır. 18. yüzyıldan önce anormal davranışa yönelik açıklamalar batıl inançlara dayanmaktaydı. O dönemde tuhaf davranan insanların şeytanlarca ele geçirildiği, şeytana hizmet eden birer cadı olduğu veya Tanrı tarafından cezalandırılan insanlar olduğuna inanılırdı. Bu yüzden hastalıkları, ilahiler, şeytan çıkarma ayinleri vb. uygulamalarla “tedavi” edilmeye çalışılırdı. Hareketleri tehlikeli görülürse zincirlere, zindana, işkenceye maruz kalır ve ölüme terk edilirlerdi.
Şekil 14. 1 Akıl hastalığına tarihsel bakış: Tarih boyunca psikolojik rahatsızlıkların, şeytanın ruhu ele geçirmesinden kaynaklandığı düşünülmüş, akıl hastaları zincirlere vurulmuş ve işkence edilmiştir.
Anormal Davranış: Kavramlar ve Tartışmalar q Anormal Davranış Ölçütleri Yan komşunuz evinin önünü veya balkonunu her gün en az iki sefer yıkıyorsa ve zamanını çoğunu evini temizlemek için harcıyorsa, bu davranış normal midir? Eşinizin kız kardeşi, gerçek sebebi bilinmeyen ve belki de hayali rahatsızlıkları için sürekli doktorlara gidiyorsa, psikolojik olarak sağlıklı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Anormal Davranış: Kavramlar ve Tartışmalar q. Psikolojik Tanı: Bozuklukların Sınıflandırılması Şekil 14. 2 Normallik ve anormallik sürekliliği. Normal ve anormal davranış arasında keskin sınırlar yoktur. Davranış, sapmanın, kişisel rahatsızlığın veya uyumun değerlendildiği bağlama bağlı olarak bir dereceye kadar normal veya anormal görülebilir.
q. Psikolojik Tanı: Bozuklukların Sınıflandırılması v Çok Eksenli Sistem v DSM’ye Yönelik Tartışmalar
q Psikolojik Bozuklukların Yaygınlığı Şekil 14. 4 Akıl hastalıklarının yaşam boyu yaygınlığı:
Kaygı Bozuklukları Herkes zaman kaygı yaşar. Birçok yaşam zorluklarına yönelik doğal ve ortak bir tepkidir. Ancak bazı insanlar için kaygı, kronik bir sorundur. Bu insanlar, gündelik düzenlerini bozacak kadar yüksek düzeyde kaygı yaşar.
Kaygı bozuklukları, aşırı düzeydeki endişe ve kaygı duygularıyla karakterize bir grup bozukluktur. Dört tür kaygı bozukluğu vardır: q Yaygın kaygı bozukluğu q Fobik bozukluklar, q Obsesif-kompulsif bozukluk q Panik bozukluk.
Kaygı Bozuklukları q. Yaygın kaygı bozukluğu, herhangi belirgin bir tehdide bağlı olmaksızın yüksek düzeydeki kronik kaygı ile tanımlanabilir. Yaygın kaygı bozukluğu kademeli bir başlangıcı olan bir rahatsızlıktır; yaşam boyu yaygınlığı % 5’tir ve kadınlarda erkeklerden daha sık gözlenmektedir.
Kaygı Bozuklukları q. Fobik Bozukluk Fobik bozuklukta, kişinin problem yaratan kaygısının bir nesnesi vardır. Fobik bozukluk, tipik olarak bir nesneden veya gerçek bir tehlike içermeyen bir durumdan ısrarcı ve gerçekçi olmayan türde bir korku ile tanımlanabilir.
Şekil 14. 5 Yaygın fobiler:
Kaygı Bozuklukları q Panik Bozukluk ve Agorafobi Panik bozukluk, ansızın ve beklenmedik biçimde tekrarlayan aşırı yoğun kaygı atakları ile karakterizedir. Bu ataklara, kaygının fiziksel belirtileri eşlik eder.
Kaygı Bozuklukları q Obsesif-Kompulsif Bozukluk Obsesyonlar, bir kişinin zihninde tekrarlayıcı biçimde istemsiz olarak beliren rahatsız edici düşüncelerdir. Kompulsiyonlar ise kendini yapmak zorunda hissettiği eylemlerdir. Dolayısıyla Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), ısrarcı, istenmeyen ve kontrol edilemeyen düşüncelerin (obsesyonlar) sıklıkla zihinde belirmesi ve anlamsız gelebilecek ritüelleri (kompulsiyonlar) sergileme ile tanımlanabilen bir tür kaygı bozukluğudur.
Tekrarlayan el yıkama davranışı, yaygın bir kompulsiyon örneğidir.
q Kaygı Bozukluklarının Etiyolojisi Birçok psikolojik bozukluk gibi kaygı bozuklukları çeşitli faktörlerin karmaşık etkileşimleri sonucunda ortaya çıkar. Bunlar arasında koşullanma ve öğrenme özellikle öne çıkmaktadır, ancak biyolojik faktörler de katkıda bulunmaktadır. v Biyolojik Faktörler v Koşullanma ve Öğrenme v Bilişsel Faktörler v Stres
Şekil 14. 6 Fobilere yönelik bir açıklama olarak koşullanma:
Şekil 14. 7 Kaygı bozuklularındaki bilişsel faktörler:
Somatoform Bozukluklar Somatoform bozukluklar, organik gerekçelerle tam olarak açıklanamayıp, psikolojik faktörlerden kaynaklandığı düşünülen fiziksel hastalıklardır. Burada, üç tür somatoform bozukluk türüne göz atacağız:
Somatoform Bozukluklar q Somatizasyon Bozukluğu Somatizasyon bozukluğu, psikolojik kökene sahip görünen çok çeşitli fiziksel şikayet öyküsü ile tanımlanabilir.
Somatoform Bozukluklar q Konversiyon Bozukluğu Konversiyon bozukluğu, genellikle bir organ veya sistemde organik bir açıklaması olmaksızın önemli bir fiziksel işlev kaybı ile karakterizedir.
Şekil 14. 8 Eldiven anestezisi:
Somatoform Bozukluklar q Hipokondriyasis (daha bilinen adıyla hipokondriya veya hastalık hastalığı), sağlık ile ilgili konulara yönelik abartılı hassasiyet ve bir fiziksel hastalığa yakalanacağına ilişkin süregelen bir endişe hâli ile tanımlanabilir.
q Somatoform Bozuklukların Etiyolojisi Bedensel duyumlara hassas olma gibi fizyolojik işlevselliğin kalıtsal yönleri bazı insanları, somatoform bozukluklara yatkın hâle getirebilmektedir (Kirmayer & Looper, 2007), ancak yine de genetik faktörler hastalığın ortaya çıkmasında belirgin bir katkıda bulunuyor görünmemektedir. v Kişilik Faktörleri v Bilişsel Faktörler v Hasta Rolü
Dissosiyatif Bozukluklar Dissosiyatif bozukluklar, insanların bilinç ve bellek gibi alanlarda kısmi/bütün olarak kayıp yaşadığı ve bu nedenle de kimliklerinde sorunlar yaşadığı bozukluk grubudur.
Dissosiyatif Bozukluklar q Dissosiyatif Amnezi ve Füg Dissosiyatif amnezi, normal unutmanın ötesinde önemli kişisel bilgilerle ilgili ani unutkanlık veya bellek kaybı olarak tanımlanabilir.
Son dönemde dissosiyatif füg gibi görünen bir vakada, Dublin/İrlanda’daki bir polis karakoluna, üzerinde herhangi bir kimlik olmadan ve kendisiyle ilgili kişisel konulara ilişkin en ufak bir bilgi hatırlamadığını söyleyen bir kadın çıkagelmiştir. İnsanlardan yardım istedikten sonra, polis bir süre sonra kadının ABD vatandaşı olduğunu Kaliforniya/ABD’de yaşadığı bilgisini edinmiştir.
Dissosiyatif Bozukluklar q Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB), birbirinden çok farklı kişiliğin aynı anda bir kişide bir arada gözlenme durumudur. Gayri resmi olarak halk arasında çoğul kişilik bozukluğu olarak da bilinmektedir.
Dissosiyatif Bozukluklar q Disosiyatif Bozuklukların Etiyolojisi Disosiyatif amnezi ve fügün, genellikle yoğun düzeydeki stresten kaynakladığı düşünülür. Ancak neden sadece az sayıda insanda yoğun strese yönelik bu aşırı tepki görülürken, benzer düzeydeki strese maruz kalan çoğunluğun benzer tepki göstermediği ile ilgili çok az şey bilinmektedir.
Duygudurum Bozuklukları Duygudurum bozuklukları, fiziksel, algısal, sosyal ve düşünsel süreçleri bozacak düzeyde duygusal rahatsızlıklar ile tanımlanabilen bir grup bozukluktur.
Duygudurum bozuklukları oldukça yaygındır ve Sherly Crow ve Owen Wilson gibi birçok başarılı, ünlü insan bu tanıları almıştır.
Şekil 14. 9 Duygudurum bozukluklarındaki dönemsel örüntüler:
Duygudurum Bozuklukları q Majör Depresif Bozukluk Majör depresif bozuklukta, insanlar süregelen üzüntü ve çaresizlik duygusu yaşar ve önceden zevk alınan aktivitelere yönelik ilgileri azalır.
Şekil 14. 10 Mani ve depresyon dönemlerindeki yaygın belirtiler:
Duygudurum Bozuklukları q Çift Kutuplu (Bipolar) Bozukluk Çift kutuplu (bipolar) bozukluk (önceden manik-depresif bozukluk olarak bilinirdi), depresif ve manik dönemlerin olduğu bir tür duygudurum bozukluğudur.
Duygudurum Bozuklukları q Duygudurum Bozuklukları ve İntihar
Duygudurum Bozuklukları q Duygudurum Bozukluklarının Etiyolojisi Duygudurum bozukluklarının etiyolojisine dair az şey bilinse de, bu tür bozukluklarda bir dizi psikolojik ve biyolojik faktörün karmaşık etkileşimleri olduğu düşünülmektedir.
q Duygudurum Bozukluklarının Etiyolojisi v Genetik Yatkınlık v Nörokimyasal ve Nöroanatomik Faktörler v Bilişsel Faktörler v Kişilerarası İlişkiler v Stres
Şekil 14. 12 Hipokampüs ve depresyon:
Şekil 14. 13 Olumsuz düşünme ve depresyon arasındaki korelasyonu yorumlamak:
Şekil 14. 14 Olumsuz düşünme ve depresyon ilişkisi:
Şekil 14. 15 Depresyonda kişiler arası ilişkiler:
Şizofrenik Bozukluklar Şizofrenik bozukluklar, algısal, sosyal ve duygusal süreçleri gibi birçok alanı etkileyen düşüncedeki bozulma ile tanımlanabilecek bir grup hastalığa verilen genel addır.
Şizofrenik Bozukluklar q Genel Belirtiler Sylvia örneği, şizofrenik düşünce tarzını ve bu hastalığın ne kadar ciddi bir hastalık olduğunu net biçimde örneklendirmektedir. Şizofrenide yaygın olarak görülen belirtileri şöyledir; v İrrasyonel düşünce: v İşlevde bozulma: v Bozulmuş algı: v Duygusal bozulma:
Şizofrenik Bozukluklar q Şizofreni Alt Tipleri İlk üçüne girmeyen insanların yer alabileceği ilave bir kategori ile birlikte şizofreninin dört alt tipi vardır. Her kategorinin tipik belirtileri şöyledir; v Paranoid Tip v Katatonik Tip v Dezorganize Tip v Ayrışmamış Tip
v Pozitif veya Negatif Belirtiler Şekil 14. 16 Şizofrenide görülen pozitif ve negatif belirtiler:
Şizofrenik Bozukluklar q Gidişat ve Sonuç Şizofrenik bozukluklar, vakaların %75’inin 30 yaşından önce ve çoğunlukla da ergenlik ve erken dönem yetişkinlikte ortaya çıkmaktadır. Şizofreni tanısı alan bireylerde, çocukluk döneminde tam olarak gözlenen psikolojik bir rahatsızlıkları olmasa da, uzun süredir devam eden tuhaf davranışlar, bilişsel ve sosyal beceri eksiklikleri öyküsü vardır.
Şizofrenik Bozukluklar q Şizofreninin Etiyolojisi Sizi depresyona sokan, sizde kaygı uyandıran veya fiziksel sağlığınızla ilgili endişe duymanıza yol açan olay veya durumları tanımlayabilirsiniz. v Genetik Yatkınlık v Nörokimsayal Faktörler v Beyindeki Yapılarda Anormallikler v Nörogelişim Hipotezi v Duygu Dışavurumu v Kolaylaştırıcı Stres Faktörü
Şekil 14. 17 Şizofrenik bozuklar için genetik yatkınlık:
Şekil 14. 18 Şizofreni ve beyindeki ventriküller:
Şekil 14. 19 Şizofrenide nörogelişimsel hipotezi:
Şizofrenik Bozukluklar q Yeme Bozukluklarının Türleri Yeme bozuklukları, vücut ağırlığı ile aşırı meşgul olma hâli ve ağırlığı kontrol etmek için sağlıklı olmayan yöntemlerin sergilendiği yeme davranışı ile karakterizedir. Vakaların büyük çoğunluğu bazen örtüşen iki sendromdan oluşmaktadır: anoreksiya nervosda ve bulimia nervosa. v Anoreksiya Nervosa v Bulimia Nervosa v Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu
Şizofrenik Bozukluklar q Hastalık Geçmişi ve Yaygınlık Tarihçiler, anoreksiya nervosa tanımlamalarının yüzyıllar öncesinde yapılmaya başladığını söylemektedirler; dolayısıyla, bu bozukluk çok yeni bir rahatsızlık değil. Ancak 20. yüzyılın ortalarına yaygın bir tanı olarak gözlenmemektedir.
Şizofrenik Bozukluklar q Yeme Bozukluklarının Etiyolojisi Diğer psikolojik rahatsızlıklar gibi yeme bozukluklarında da etkileşim içinde olan birçok belirleyici faktörden söz etmek mümkündür. v Genetik Yatkınlık v Kişilik Faktörleri v Kültürel Değerler v Ailenin Rolü v Bilişsel Faktörler
- Slides: 61