Bilim ve Metafizik MSGS Felsefe Blm 26 Mart
Bilim ve Metafizik MSGSÜ Felsefe Bölümü 26 Mart 2013 Cemsinan Deliduman
Gözlemsel Bilim
Albert Einstein, Kuramsal Fiziğin Yöntemi Üzerine
Newton, Principia Doğa olaylarının incelenmesinden tümevarımla yasaların çıkarılması
Newton’a göre felsefede akıl yürütme yolları 1) Olası en az nedenle açıklamalar aranmalı. 2) Aynı doğal sonuçların nedenleri aynıdır. 3) İncelenen bütün cisimlerin ortak nitelikleri evrendeki tüm cisimlere genelleştirilmeli. 4) Gözlemsel verilerden çıkarılan tümevarımlar başka olaylarla çürütülene dek doğru kabul edilmeli. Retrodüktif akıl yürütme: Sonuçların doğruluğu hipotezin doğruluğunun göstergesidir.
Günümüzde gözde olan anlayış �Bu tamamen nesnel olan bir süreçtir. �Bilim, fiziksel dünya hakkında giderek daha fazla bilgi toplar ve bizi gerçeğe daha yakınlaştırır.
Bilimin nesnel gerçekliğine olan inanç �Temel varsayım: “Doğa gerçekten bizim dışımızda ve bizden bağımsız olarak vardır, bizim beklentilerimize bakmaksızın işleyen doğa yasaları mevcuttur ve dahası bizler bu yasaları keşfetme gücüne sahibiz. ” �Bilim adamı açısından bu “inancı” gereğidir. �Bilimin kendisi, bilinebilir yasalarla yönetilen bir dış dünya öngören bu temel varsayımın doğruluğunu veya geçerliliğini kanıtlayamaz.
Laplace, Olasılıklar Üzerine Felsefi Denemeler
Laplace, Olasılığın Çözümlemeci Kuramı
Hume, Mill ve Kant
Hume’un tümevarım üzerine düşünceleri �Hume, neden-sonuç kavramlarını incelerken, gerçekte gözlemlediğimizin yalnızca biri bir diğerini izleyen olaylar olduğunu, bunların arasında gerekli olan bir bağlantı olmadığını işaret eder. Belirtilen sonucu veren bir nedenin (veya bağlantının) doğrudan gözlenmesi yoktur. Neden ve sonuç terimleri işlevsel anlamı olmayan sözcüklerdir. �Hume, gelecek gözlemlerin geçmiştekilere benzemesini varsaymamızı gerektirecek ne gibi bir nedenimiz olduğunu sordu. Tümevarımla çıkarılan yasalara neden sınırsız güven duymaktayız?
David Hume, İnsan Zihni üzerine Bir Araştırma (1758)
John Mill ve tümevarımla ilgili sorun �Mill, mantık bilimi için ana problemin, genel önermeleri keşfetme ve kanıtlama işlemi olan tümevarım sürecinin doğrulanması olduğunu ileri sürer. �Tüm tümevarımlarda doğanın izlediği yolun tekdüze olduğu ya da evrenin genel yasalarla yönetildiği varsayımı vardır. Ama bunun kendisi, tek durumların hepsinde doğru oldu diye doğru olduğunu varsaydığımız için tümevarıma bir örnektir. �Bu doğanın ilerlediği yolun aynılığı hali, tümevarımın doğrulanmasında kullanılabilecek öncüldür.
Mill, Mantığın Sistemi (1843)
Immanuel Kant �Kant, Hume’un tümevarım eleştirileri sayesinde kendi deyimiyle “dogmatik uyku”sundan uyandı. �“Uzay-zaman” ve “nedensellik” gibi kavramlar düşüncenin “sezgi”lerindenlerindirler. Düşünce (us) algı organlarımızla algıladıklarımzı “düzenleyerek” onları anlamamızı sağlar. �Kant’ın bakış açısı “mekanistik”tir. Buna göre bir olayın nedeni onun amacı (veya “son nedeni”) değildir, ancak o olaydan önce gelen “etkili neden”dir. �Kant doğa ile usu birbirlerinden soyutlayarak bir “düalite” yaratmıştır.
Immanuel Kant �Kant doğru önermeleri üçe ayırır: Analitik önsel önermeler: Doğruluğu kendi ifadesi nedeniyle olan önermeler. 2) Sentetik sonsal önermeler: Duyu organlarımızla elde ettiğimiz verilerden oluşturduğumuz önermeler. 3) Sentetik önsel önermeler: Sentetik sonsal bilgiden rasyonel düşünceyle çıkarsadığımız önermeler. �Bilimsel kuramlar bu son kategoriye girerler. Akıl tarafından işlenmemiş bilgi bilimsel kuram olamaz. 1)
Popper’ın Gözlem ve Hipotez Üzerine Düşünceleri
Newton’a göre akıl yürütme ve deney ilişkisi
Gözlem ve hipotez ilişkisi �Veri toplama ve kuramları keşfetme işlemleri birbirlerinden ne kadar bağımsızdırlar? �Darwin: Etkin bir kuramcı olmadan kimse iyi bir gözlemci olamaz. Yani, yeni olguların keşfi ve bir kuramın evrimi karşılıklı işlevlerdir. �Bilim insanının, araştırmasında yol gösterecek bir kuramı olmalıdır, yoksa doğadaki çok büyük sayıdaki olaydan hangisini inceleyeceğini bilemez.
Öngörü ve Doğrulama �Bir kuram, gözlemlerimizle uyuşan bir sonucu önceden öngördüğünde, bundan ne sonuç çıkarmalıyız? �Kuram doğrulanmış mı olur? �“p” ile verilen bir öncül “q” sonucunu doğuruyorsa (p q), “q” sonucunun doğruluğu “p” öncülünün doğruluğuna kanıt mıdır? �Hayır. Ancak, “q”nun yanlışlığı “p”nin yanlışlığı sonucuna varmamıza yol açar (~q ~p). �Popper’a göre, bir kuram yanlışlanabilir öngörülerde bulunabiliyorsa bilimseldir.
Karl Popper, Bilimsel Buluşun Mantığı
Popper’a göre bilimsel kuramın ölçütü �Marx’ın tarihsel materyalizmi, Freud’un psikanalizi, Adler’in bireysel psikolojisi gibi kuramlar kendilerinden sonra olan her şeyi bu kuramları destekleyecek şekilde yorumlayabilirler. Her üç durumda da kuramın büyük bir açıklayıcı gücü vardır. �Einstein’ın kuramında ise daha sonra deneylerle test edilebilen kesin öngörülerde bulunulur. Gözlemsel olguların bu öngörülerle uyuşmazlık etmeyeceklerinin önceden bir garantisi yoktur. Böyle kuramlar çürütülebilir. �İyi kuramlar doğada çürütülebilir veya yanlışlanabilir öngörülerde bulunabilen kuramlardır.
Karl Popper, Varsayımlar ve Çürütmeler
Hipotezlerin Doğrulanmaları
Hipotetik-Tümdengelimsel yöntem �Popper’a göre bir kuramın doğruluğundan hiçbir zaman emin olamayız, yalnızca çürütülmüş olanların yanlışlığından emin olabiliriz. �Buna karşın, bilim insanları öngörülerde bulunurken kuramları kullanırlar ve bu öngörüler doğayla uyum içinde olduklarında, bu kuramlarla çalışmaya devam ederler. �Bir kuram ileri sürmeye ve sonra bununla belirli öngörülerde bulunmaya dayalı bu yönteme hipotetiktümdengelimsel yöntem denir.
Retrodüktif Akıl Yürütme �Bir kuramın akla uygunluğunun, yaptığı başarılı ayrıntılı öngörülere dayanacağını öne sürmek anlamına gelir. Newton, Felsefede Usavurmanın Kuralları
Bilim insanlarının yöntemi �Popper’ın yanlışlama işlemi gerçekten bilim insanlarının çalışma yöntemlerini mi göstermektedir? �Hayır. Çünkü bilim insanlarını daha önceden başarılı olmuş bir modeli veya kuramı terketmeye zorlamak için, gözlemsel veriler tek başlarına hiçbir zaman yeterli değildirler. Bu tür kuramlar çoğunlukla değiştirilirler veya yeniden yorumlanırlar. �Örneğin, Batlamyus’un modeliyle Kopernik’in modeli arasındaki seçimi tek başına gözlem sağlayamamıştır. �Bilim insanları takip ettikleri kuramları basitlik, estetik güzellik, matematiksel tutarlılık gibi ölçütlerle seçerler.
Max Planck (1858 -1947):
Bilimsel Bilgi ve Gerçek
Bilim nedir, nasıl yapılır? �Bilim gerçeği arayan ve bulan bir uğraş mıdır? �Fiziksel dünyayla ilgili verilen bir modelin veya kuramın doğru olduğundan asla emin olamayacağımız için, böyle kuramların doğru olduklarını söyleyebilir miyiz? �Doğrulama yerine çürütme bilimsel kuramın geçerliliğini sınamanın daha iyi bir yolu olarak görünüyor. �Ancak, bilim insanları kuramlarını çürütme yöntemine başvurmuyorlar. �Bilimsel kuram doğa hakkında gözlemlenmiş gerçekleri açıklamanın değil, bunları yalınlaştırma ve sistemli olarak toplamanın bir yolu mudur?
Mantığın bilimsel kuram üretmedeki yetersizliği �Kanıt aramaksızın doğru ilkelerden tümdengelim veya su götürmez genel yasalara ulaştıracak tümevarım temel alınarak kesin bilgiye ulaşılamaz. �İçerik arttıran bir mantık (ya da tümevarım mantığı) yoktur. �Tümdengelimsel mantık ise sadece etrafta önceden (gizli olarak) bulunagelen ifadeleri arayıp bulmamıza izin verir. Sonuç etrafta bulunagelenlerden daha fazla gerçeklik veya bilgi içermez.
Planck, Kesin Bilimin Anlamı ve Sınırları �Planck’a göre bilimin görevi çok çeşitli duyu deneyimleri yığınına bir düzen getirmektir. �Kendimizi çeşitli duyu deneyimlerinin temelinde yatan ve bunları birleştiren gerçek bir dünyanın varlığını varsaymaya zorunlu hissederiz. �Planck’a göre bilim fenomenolojik dünyayı çalışır. �Fenomenoloji gerçekliğin, insan bilincinde algılandıkları veya anlaşıldıkları halleriyle, eşyalardan ve olaylardan oluştuğu noktasına dayanan felsefe yöntemidir. �Planck’ın fenomenolojik dünyası Kant’ın algı küresiyle benzer anlam taşır. Metafiziksel dünyaya fenomenolojik dünya resmimizi geliştirdikçe yaklaşırız.
Bilimsel kuramlara ulaşmanın farklı yolları �Aristo, Descartes: Kanıt gerekmeksizin doğru ilkelerden başlanıp tümdengelim kullanılmalı. �Bacon, Newton: İlk ilkeler doğa olaylarından çıkarılmalı ve tümevarımla işlenerek bilimsel kuramlara varılmalı. �Hume, Mill: Tümevarım sürecinin doğru olduğunun ispatı yok. Tümevarım yöntemiyle ulaşılan yasalara neden güvenelim? �Kant, Planck: Fiziksel kuramlarla açıkladığımız, duyu organlarımızın elde ettiği algı küremizdeki verilerdir. Usun algılarımıza getirdiği düzene bilim diyoruz.
Anahtar Kelimeler Hipotez Öngörü ve Doğrulama Tümevarım Karl Popper Nedensellik Çürütme veya Yanlışlama David Hume Hipotetik- John Mill Immanuel Kant Önermelerin sınıfları Gözlem – Hipotez ilişkisi Tümdengelimsel Yöntem Max Planck Fenomenolojik dünya Metafiziksel dünya
- Slides: 36