BESN ELER VE VCUTTAK LEVLER BESN VE BESN
BESİN ÖĞELERİ VE VÜCUTTAKİ İŞLEVLERİ
BESİN VE BESİN ÖĞELERİ BESİN : Yenebilen bitki ve hayvan dokuları besin olarak tanımlanır. BESİN ÖĞESİ : Besin maddelerinin birleşiminde bulunan ve vücutta özel işlevleri olan organik ve inorganik maddelerdir.
PROTEİNLER Ø Protein bütün yaşayan hücrelerin temel yapı unsuru , yaşamamızı sağlayan ve vücudun yapı taşı olarak bilinen besleyici maddelerdir. Ø Proteinler büyüme ve gelişmeyi sağlar , yıpranan dokuları onarır. Ø 1 gram protein 4 kalori enerji sağlar. Ø Proteinler ; Hayvansal Proteinler ve Bitkisel Proteinler olarak sınıflandırılır.
Proteinlerin Vücuttaki İşlevleri : Ø En önemli vazifesi beslenmek, kas hücreyi iyi durumda tutmak olan proteinler , antikor üretimini de kolaylaştırırlar. Ø Hücrelerin yapımı ve çalışmasını sağlar. Ø Ölen, eskiyen, bozulan hücreleri onarır ve yeniler. Ø Vücudun gereksinimi olan enerjiyi karşılamada görevlidir.
Protein Yetersizliği : Ø Protein yetersizliğinin ilk belirtisi büyümenin yavaşlaması ve zamanla durmasıdır. Ø Çok uzun süre yeterli protein alamadığı zaman çocuklarda ‘’Kuvaşiorkor (protein yetersizliği)’’, ‘’Marasmus (protein enerji yetersizliği)’’ hastalığı ortaya çıkar. Ø Ayrıca protein yetersizliğinde çok çalışan karaciğer hücreleri yenilenemediği için ‘’Siroz’’ hastalığı görülür.
KARBONHİDRATLAR Ø Karbonhidratlar, insan organizmasında enerji sağlayan besin öğelerinden birisi ve vücudun en ekonomik enerji kaynağıdır. Ø 1 gram karbonhidrat 4 kalori enerji sağlar. Ø Yetişkin insan vücudundaki toplam karbonhidrat miktarı %1’in altındadır. Karbonhidratlar; Monosakkaritler Disakkaritler Polisakkaritler olmak üzere 3 grupta toplayabiliriz. Ø
Karbonhidratların Vücuttaki İşlevleri : Ø Enerji kaynağıdır. Ø Proteinin enerji için kullanılmasını önleyerek, proteine olan gereksinimi azaltır. Ø Su ve elektrolitlerin vücutta yeterli oranda tutulmasını sağlar. Ø Çeşitli maddelerin sentezinde kullanılır.
Karbonhidrat Yetersizliği : Ø Karbonhidrat yetersizliği çeşitli hastalıkların oluşmasını kolaylaştırır. Ø Aşırı karbonhidrat tüketimi şişmanlığa yol açar. Ø Şeker ve şekerli gıdaların fazla tüketilmesi çocuklarda diş çürüklerine neden olmaktadır.
YAĞLAR Ø Vücudun enerji ihtiyacındaki besin gruplarından biri de yağlardır. Ø Yağlar en ekonomik enerji kaynağı olması bakımından oldukça nemli besin ögesidir. Ø İhtiyaçtan fazla alınan enerji vücutta yağ olarak depo edilir ve az alındığı zaman ihtiyacı karşılamak için kullanılır.
Yağların Vücuttaki İşlevleri : Ø Yağlar da karbonhidratlar gibi vücudun ısı ve enerji kaynağıdır. Ø Normal doku çalışması için çok önemlidir. Ø Besinler ile alınan yağlar, yağda eriyen vitaminlerin emilmeleri ve taşınmaları işini görürler.
Yağ Yetersizliği : Ø Tokluk hissinin olmayışı, yağa karşı büyük iştah ve arzu, zayıflık durumları ortaya çıkartır. Ø Yağın vücutta fazlalığı durumunda; iskelet üzerine fazla yük binmesi, kalp ve damar sistemi üzerinde olumsuz etki, şişmanlık durumları ortaya çıkar.
VİTAMİNLER Ø Vitaminler, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir. Ø Bazı vitaminler vücudun direncini artırır. Ø Vitaminlerin çoğu vücutta depolanmaz. Bu nedenle günlük gereksinimden fazlası alınsa da idrar ile dışarı atılır.
Vitaminlerin isimleri olmasına rağmen daha kolay anlaşılması için alfabedeki harfler ile anılır. Ø Erime özelliklerine göre yağda ve suda eriyen vitaminler olarak iki gruba ayrılır. Yağda Eriyen Vitaminler • A Vitamini • D Vitamini • E Vitamini • K Vitamini Suda Eriyen Vitaminler • C Vitamini • B Vitamini Ø
FOLİK ASİT Ø Folik asitin vücutta deposu yoktur ve bağırsaktaki mikroorganizmalar tarafından da sentez edilir. Ø Vücutta görev yapabilmesi için C vitaminine ihtiyaç vardır. Ø İnce bağırsaklardan kana emilir.
Folik Asitin Vücuttaki İşlevleri : Ø Amino asit ve kan hücrelerinin yapımı ve çoğalması için gereklidir. Ø Protein sentezinde görev alır. Ø DNA sentezini doğrudan etkiler.
Folik Asit Yetersizliği : Ø Yetersizliğinde kan yapımında azalma olmaktadır. Ø Özellikle gebe kadınlarda ve çocuklarda yetersizlik belirtileri yaygındır. Ø Çocuklarda büyüme geriliği görülür. Ø Folik asitten yetersiz beslenen gebe kadınlardan doğan çocuklarda bel çatlağı inmesi hastalığı görülür.
MİNERALLER Ø Mineraller doğada yaygın olarak görülen inorganik maddelerdir. Ø Vücudun büyümesi ve gelişmesi, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için minerallere ihtiyaç vardır. Ø İnsan vücut ağırlığının %4 -6 kadarını mineraller oluşturmuştur. Ø Gerekli olan başlıca mineraller arasında; kalsiyum, fosfor, demir, potasyum, sodyum, magnezyum, iyot, çinko, bakır, krom, flor, selenyum, manganez gelmektedir.
KALSİYUM Ø İnsan vücudunda en fazla bulunan mineraldir. Ø Vücutta bulunan %99’u kemik ve dişlerin yapısında, kalanı da kanda ve yumuşak dokulardadır. Ø Kandaki kalsiyumun yarıdan fazlası iyonlaşmış, kalanı ise proteine bağlı haldedir.
Kalsiyumun Vücuttaki İşlevleri : Ø Kemiklerin ve dişlerin yapısı sağlığının korunmasında, Ø Kasların kasılması, Ø Sinirlerin çalışması, Ø Hücrelerin bir arada tutulması için gereklidir.
Kalsiyum Yetersizliği : Ø Yeterince kalsiyum alınmıyorsa çocuklarda raşitizm(şekil bozukluğu), yaşlılarda osteoporozis (kemiklerde yumuşama) görülür. Ø Kalsiyum yetersizliğinde, kemik ve dişlerde bozukluk, diş etlerinde şişkinlik, kanama ve diş kaybı meydana gelir. Ø Enfeksiyonlara karşı direnç azalması, ateş yaraların geç iyileşmesi, yorgunluk ve iştah azalması diğer bulgularındandır.
FOSFOR Ø İnsanda kalsiyumdan sonra en çok bulunan minerallerdir. Ø Vücuttaki fosforun %80’ i kemik ve dişlerde, kalanı da hücrelerde ve hücre dışı sıvıda bulunur. Ø Fosfor; kalsiyumla birlikte kemiklerin ve dişlerin oluşumunda, besin öğelerinin metabolizmasında görev alan enzimlerin yapısında bulunur.
DEMİR Ø Normal yetişkin bir kimsenin vücudunda ortalama 3 -5 gram kadar demir bulunur. Bunun %60 -70’ i kandadır. Kalanı karaciğer, kemik iliğinde depo edilmiştir. Ø Yemeklerden hemen sonra tüketilen çay ve kahve demir emilimini olumsuz etkiler.
MAGNEZYUM Ø Yetişkinlerde bulunan magnezyumun, yaklaşık %60’ı kemik ve dişlerde, %26’sı kaslarda, kalanı yumuşak dokularda ve vücut sıvılarında bulunur. Ø Böbreklerimizin vücutta magnezyum alımında eksiklik varsa bu atılımı sınırlama özelliği vardır.
ÇİNKO Ø Vücudumuzda en fazla karaciğer, pankreas, böbrekler, kemik, kaslarda ve diğer dokularda bulunur. Ø Kandaki çinkonun %75’i kan hücrelerindedir. Ø Çinko 200’den fazla enzimin bileşiminde bulunmaktadır.
BAKIR Ø Karaciğerde depolanan önemli minerallerden biridir. Ø Vücutta en çok karaciğer ve beyinde bulunan, beslenmemiz için elzem olan minerallerdendir. Ø Bakır ince bağırsakta emilir. Daha sonra karaciğerde proteine bağlanır.
İYOT Ø Yetişkin bireyin vücudunda 15 -20 mg iyot bulunur. Bunun %70’i tiroit bezinde, geri kalanı ise dokularda ve kandadır. Ø Yiyeceklerle alınan iyot ince bağırsaklardan kana emilir.
FLOR Ø İnsan vücudunda daha çok kemik ve dişlerin yapısında bulunur. Ø Sudaki flor yetersizliği osteoporoza neden olabilmektedir. Ø Vücuda alınan florun %90’ı emilir. Fazlası toksin etkisi gösterir.
SODYUM Ø Sodyum damarlardaki kan miktarı ve tansiyon kontrolüne önemli rol oynar. Ø Sodyum vücutta böbrekler tarafından denetlenir. Ø Hücre dışı sıvısında sodyum daha fazladır. Ø Böbreklerden süzülen sodyumun %99, 5 i geri emilir.
POTASYUM Ø Hücrenin düzenli çalışmasında görev alır. Ø Hücre içi sıvısında potasyum daha fazladır. Ø Yiyeceklerle alınan potasyum sindirildikten sonra ince bağırsaktan emilmektedir.
SELENYUM Ø Yetişkin bireyin vücudunun her hücresinde bulunur. Ø E vitamini ile birlikte hücre zarı hasarını tamir etmede etkinlik gösterir. Ø Güçlü bir antioksidandır.
SU Ø Vücudumuzun üçte ikisi sudan oluşur. Ø Böbreklerden idrar, bağırsaklardan dışkı, akciğerlerden solunum, deriden terleme yoluyla her gün 1, 5 litre kadar su kaybederiz. Ø Su yaşamımız için en önemli unsurdur.
v Su; • Yediğimiz yiyeceklerde bulunan besin öğelerinin sindirimi, emilimi, taşınması ve metabolizması için gereklidir. • Metabolizma sonucu oluşan, artık zararlı maddelerin, böbrekler yoluyla dışarı atılmasını sağlar. • Yeterince su içilmediği zaman, bazı mineraller, böbreklerde çökerek böbrek taşlarına neden olabilirler.
• Susadığımız halde su içmezsek, vücudumuz kendi suyunu tutmaya çalışır. İdrara az çıkarız ve kan hacmi azalır, tansiyonumuz düşer. • Vücudumuzdaki suyun %15’inin kaybedilmesi ise komaya ve yaşamın yitirilmesine neden olur.
KAYNAKÇA https: //personel. omu. edu. tr › docs › ders_dokumanlari › 9039_54416_2265 http: //www. antalyaozelegitim. com/blog/cocukgelisimi/cocuklarda-beslenme-ve-besin-ogeleri. html
- Slides: 34