BESLENMEDE VTAMNLER Prof Dr Zeliha Bykbingl VTAMNLER Vitaminler
BESLENMEDE VİTAMİNLER Prof. Dr. Zeliha Büyükbingöl
VİTAMİNLER Vitaminler, vücudumuzun çok küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu kompleks organik maddelerdir. Günlük ihtiyaç miktarları genellikle mg ya da mikrogram düzeyindedir. Çoğu vücut tarafından üretilemediğinden besinlerden sağlanmalıdır. Sağlıklı beslenme ile vitamin içeren besinlerin dengeli bir şekilde tüketilmesi yaşamsal önem taşımaktadır. Bazı vitaminlerin eksikliği ya da fazlalığı vücutta fonksiyon bozukluklarına, organ hasarlarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar bir çok probleme sebep olabilir. İnsanların, yaşam tarzlarına bağlı olarak değişen beslenme alışkanlıkları ve içinde bulundukları yaşa göre besinlerden aldıkları ve ihtiyaç duydukları vitamin miktarları da farklılık gösterir. Çeşitli besinleri tüketmek, vücudun gereksinim duyduğu çeşitli vitaminlerden yararlanmak açısından doğru bir yaklaşımdır. Bazı vitaminlerin biribirlerine olumlu ve olumsuz etkilerinden dolayı, hangi besinlerin birlikte ya da ayrı tüketildiği konusu da besinlerden en fazla yararı sağlamak açısından önemlidir.
VİTAMİNLER Diyette düşük miktarlarda bulunurlar. Suda veya yağda çözünürler. Suda çözünenler (B 12 hariç) depolanmazlar. Vücut sıvılarında bulunurlar ve idrarla atılırlar. Çoğu koenzim olarak görev yaparlar. Askorbik asit…. . ox-red reaksiyonlarında, kolin ve inositol fosfolipid yapılarıda yapısal komponent olarak. Yağda çözünenler vitamin E hariç depolanırlar. Vit. A…KC de, Vit. D…. Yağlarda depolanır, E ve K için söylenemez.
VİTAMİNLER Büyüme ve gelişme çağında, gebelikte, ileri yaşlarda, kronik hastalığı olanlarda, alkolizmde eksikliği saptanan vitaminler kullanılmalıdır. Vitaminlerin bilinçli ve doğru kullanılması şarttır. RDA değerlerinin dışında ihtiyaç duyulan miktar kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Örneğin belirli hastalıklarda kişiye daha yüksek oranda vitamin tavsiye edilir; ayrıca ilaçlar vitaminlerin aktivitelerini engelleyebilmektedir. Belirli grupların özel vitaminlere daha fazla ihtiyacı vardır. Örneğin çocuklar (D vitamini), gebeler (folik asit), yaşlılar (D vitamini), sigara içenler (C vitamini), çok alkol tüketenler (B 1 vitamini) veya vejetaryenler (B 12 vitamini) belirli vitaminlere daha fazla ihtiyaç duyarlar. Antibiyotik tedavisinde vitamin kullanımı gerekebilir.
VİTAMİNLER Birçok vitamin bitkiler tarafından sentezlenir. D vit vücudumuzda sentezlenir. Barsak bakterileri K vit sentezler. B 12 vit kaynağı ise mikroorganizmalardır. Birçoğu tohumlarda bulunur. Germler vitamince zengindir. Maya ve maya extraktları mükemmel vit kaynaklarıdır. KC ve diğer organlarda vit konsantre haldedir. Özellikle A, C vit için sebze ve meyveler diyette yeralan güzel vit kaynaklarıdır.
TİAMİN (0. 50 mg/1000 Kcal) Koenzim: TPP Piruvat dekarboksilaz ve Alfaketoglutarat dekarboksilaz (lipoik asit, NAD ve Ko. A ile) Transketolaz Eksikliğinde görülen Beriberi. Çay ve kahvede tiamin antagonistleri bulunur. İhtiyaç fazladır. Hamile ve süt verenlerde ihtiyaç artar.
RİBOFLAVİN (Erkekte 1. 4 -1. 6 mg/gün, kadında 1. 2 -1. 3 mg/gün) Flavin şeklinde koenzimdir: FAD, FMN NAD den daha kuvvetli oksidan ajandır. Eksikliğinde korneada vaskülarizasyon, ağız kenarlarında mukoz membranlarda iltihap ve burun bölgesinde dermatitis Batı ülkelerinde nadir görülür.
NİASİN (Bebek 5 -8, süt verme 20, erkek 13 -14, kadın 16 -19 mg niasin eq) Koenzim: NAD, NADP Triptofandan sentezlenebilir. Vücuttaki triptofanın 1/60 niasine döner. Bu oran gebelikte ve oral kontraseptif kullananlarda artar. Beslenmede ihtiyaç, Niasin ekivalanı olarak değerlendirilir. Fiziksel aktivite ve kalori alımlarında ihtiyaç artar (Tiamin gibi). Eksikliği; pellegra (3 D: dermatitis, diyare, dementia) 3 -6 g/gün doz nikotinik asit serum kolesterolünü düşürür.
PANTOTENİK ASİT (5 -10 mg/gün) Koenzim A’nın yapısındadır. Açil taşıyıcıdır. Eksikliği nadirdir. Major belirti yoktur. Karın ağrıları, acı veren kramplar vb görülür. İlginç olarak, deri lezyonlarında saç beyazlaşmasını engellemek amaçlı kullanılmıştır. Tohumlarda, kuruyemişte yumurtanın sarısında KC, böbrek kalp ve soya fasulyesinde bulunur.
LİPOİK ASİT VE BİYOTİN Lipoik asit için, ihtiyaç çok düşüktür, ancak bazı canlılarda büyüme faktörü olarak rol oynamaktadır. Biotin CO 2 fixatörüdür. Avidin (Yumurta beyazı) veya yüksek doz antibiyotik eksikliğine yol açar. Endojen bakteriler tarafından üretilir. Eksikliğinde dermatitis ve deri kuruluğu görülür.
KOLİN, İNOSİTOL VE LESİTİN Vücutta kolin serinden, inositol ise G 6 P dan sentezlenir. Diyette kolin veya inositol yokluğunda bilinen bir eksikliği söz konusu değildir. Kolin, serum lipoproteinlerinde ve hücre membranında fosfolipitlerde bulunur. Metiyonin sentezi için metil kaynağıdır. Asetilkolin substratıdır. İnositoller beyinde çok fazladır. Hücre içi kalsiyum konsantrasyonları ile ilişkilidir. Bitkilerde fitik asit sentezlenmesinde rol oynar bu da barsaktan Ca, Fe ve Zn abs engeller. Lesitin preparatları ile beyinde kolin düzeylerinin arttığı ve hafızayı güçlendirdiği saptandıktan sonra besin maddelerine lesitin ilavesine izin verilmiştir.
Vitamin B 6 (pridoksin, pridoksal) (2 -2. 2 mg/gün) Koenzim: aa intestinal transport. Porfirin, fosfolipid ve sfingolipid sentezi, taurin üretimi. Eksikliği: Lipid ve aa metabolizması…. Dermatitis Transaminasyon, rasemizasyon, eliminasyon reaks. Porfirin sentezi…. . hipokromik anemi GABA ve seratonin azalması…. mental semptomlar olur. İhtiyaç protein alımı ile artar. Glukoz intoleransından tüm streslere kadar birçok patolojik durumların tedavisinde pridoxin alımının arttırıldığı bilinir. Glukokortikoidler vücutta strese neden olurlar. Protein ve amino asit katabolizması artar. B 6 gerektiren enzim sentezlerinde artış olur. Tuberkülozda isoniazid, Wilsonda penisillamin kullanımı bu vitamini inaktive eder. Eksikliğinde: Triptofan, metiyonin ve glisin metabolitleri atılır Hiperoksalüri: Kalsiyumaokzalat taşları oluşur Homosistinüri: sistationin sentaz eksikliği ve aterosklerotik lezyonlar ortaya çıkar.
Vitamin B 12 (2 -3 ug/gün) Megaloblastik anemi Sebze ve meyvelerde bulunmaz. Vejeteryanlar için bu durum önemlidir. Başlıca yumurta, et ve karaciğerde bulunur. Midede intrinsik faktöre bağlanır. Plazmada transkobalamin II bağlıdır. İntrinsik faktör sentezlenmezse , midenin bir kısmı alınmışsa, kronik alkolizmde, gebelikte, hipertiroidizmde, karaciğer harabiyetinde ihtiyaç artar. Vit. B 12 eksikliği çoğu kez medulla spinalis arka kordonlarında sinir liflerinde demiyelinizasyona neden olur. Bunun bir sonucu olarak, pernisiyöz anemili bir çok insanda periferik duyu kaybı fazladır ve şiddetli vakalarda paralizi bile ortaya çıkar
Folik Asit (200 ug/gün) B 12 nin aksine bitkilerde çoktur. Diyet folik asit poliglutamat formdadır. İnce barsak mukozasında monoglutamat formda abs olur ve KCde poliglutamat formda depolanır bu ek vit hücre içinde tutar. Hamile ve alkoliklerde diyetteki miktar yetersiz kalabilir. Dilatanlar, barbitüratlar, antimalaryaller, kemoterapötik ajanlar absorbsiyonu ve salınımına etki ederler. Vitamin analoğu pteroilglutamat kanser hücre proliferasyonunu inhibe etme amacıyla tedavide kullanılır. B 12 eksikliğinde, fazla glisin ve metyonin varlığında metil formu artar. Oral kontraseptifler poliglutamat ekini kırdığından salınım azalır. Karaciğer hastalıklarında, diyalizi hastalarında, hipertiroidili kişilerde vitamin yetersizdir. Kuvvetli güneş ışınlarına maruz kalmada veya uzun süre fototerapide vitamin yıkımı olur.
Vitamin C yetişkin 60 mg- çocuk 35 -45 mg İnsanda, kobayda, balıkta sentezlenmez. diğer hayvanlarda glukozdan sentezlenir. Hidroksilasyon reaksiyonlarına genellikle Fe ve Cu ile katılır (Kollajen sentezi). Oksijeni redükler ve Fe veya Cu redükte formda tutar. Lizinden karnitin sentezi Katekolamin formasyonunda tirozin hidroksilasyonu Steroid hormon hidroksilasyonu ve ilaçların metabolizması Fe ve SO 4 abs ve transportunda önemli
Antioksidan bir vitamindir. Skorbüt tedavisinde kullanılır. Soğuk algınlığı ve enflamasyonda etkilidir Kalp yetmezliğinde atherosklerozda kull. Kolesterolün safra asitlerine dönüşünü hızlandırır. Kanserde kullanımı vardır, koruyucudur. Sigara içenlerde ve oral kontraseptif kullananlarda ihtiyaç fazladır. Çok kolay okside olacağından ve yapı parçalanacağından taze sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Bu besinler soğukta korunmalıdır. B vitaminleri gibi nontoksiktir. Aşırı dozda kullanımı sonucu, demir yüklemesi görülebilir. Kanserde prooksidan? ? Oksalat düzeyi idrarda artar.
VİTAMİN A Kadında 800, erkekde 1000 ug retinol ekivalanı 1 retinol ekivalanı : 6 ug karoten Görme Epitel hücre farklılaşması. Eksikliğinde mukus salgılayan hücre azalması ve glikoprotein sentezinde düşüş. Retinoik asit mannolipid oluşumunda önemlidir. Büyüme. Kemiklerin uzamasında önemlidir, epifiz bölgesinden kontrol eder. Fertilizasyon.
Fazla karoten alımı toksik değildir. Ancak fazla retinal alımı toksiktir. Kanda karoten artışı besinlerle fazla karoten alındığını gösterir ancak, fazla retinol karaciğerden salındığına işaret eder. Fazlası yağ depolarında depolanır. Karaciğerden salınan retinol RBP -sentezinde Zn önemlidir- ile bağlanır idrarla atılımı engellenir. Fazla karoten retinole dönüşmez. Adipoz dokuda aşırı birikimi olabilir. Renklenme sarıya döner. Özellikle dermatolojik hastalıklarda uzun süre kullanımı sonucu karaciğer büyümesi, serumda retinol artışı, karın ve baş ağrıları görülür. Daha az toksik olan retinoik asit kullanılması önerilir.
A vitamini, bitki kaynaklı besinlerde karotenoid, hayvan kaynaklı besinlerde retinal esterleri halindedir. Çoğu provitamin halindedir, barsakta aktif forma döner. Karaciğerde karotenoidler retinoidlere döner ve vitamin A aktivitesi gösterir. (tiroid hormonu, Zn, Vit E ve yağ asiti gereklidir) Vitamin A görmenin sağlanmasında çok önemlidir. Vitamin A eksikliğinin ilk belirtisi gece körlüğüdür. Vitamin A aynı zamanda sağlıklı deri ve mukozaların idamesine de katkıda bulunur. Araştırmalar bu besinin immün sistem fonksiyonu, büyüme, kemik oluşumu, üreme ve yara iyileşmesinde gerekli olduğunu göstermiştir. Karaciğer 1 yıllık vitamin yetecek kadar depolayabilir. Buna rağmen, bu depolar kişi hasta veya infeksiyonu varsa boşalabilir. Araştırmalar bazı infeksiyonların emilimi bozarak vücudun vitamin A depolarını azalttığını göstermiştir.
KC, yumurta sarısı, süt yağı, balık yağında bol bulunur. Sarı, turuncu, yeşil bitkilerde betakaroten çoktur. Çocuklarda sistik fibrosis ve protein malnutrisyonunda veya alkoliklerde eksikliği görülür. Vit A etkinliği, Zn, Protein ve kalori alımı ile ilişkilidir. Büyüme hormonu, karaciğerde RBP sentez ve salınımında önemlidir.
Karotenoid. . . retinoid (dioksijenaz enzimi ve tiroid hormonları) Hipotiroidizmde gece körlüğü oluşur. Vitamin A eksikliğinde serum tiroksin artar, hipertiroid sonucu değildir. Retinoidlerin alımı hipertiroidizmde plazma tiroid hormon düzeylerini düşürür. Vitamin A eksikliği, epitel hücre morfolojisinde değişimine yol açar (prekanser durumu). Deri, akciğer, kolon ve meme tümörleri viamint A ile inhibe edilmiştir. Retinoik asit formu kull önerilmektedir. Serum vitamin A düzeyleri enfeksiyonda, gripde, fiziksel aktivitelerde, güneşe maruz kalmada düşer. Yeterli Vitamin A alan yetişkinler birkaç yıl yetecek kadar depolayabilirler. Hafif vitamin A eksikliği reversibl gece körlüğüne yol açar. Diyetlerinde Vitamin A olmayan çocuklarda xeropthalmia, veya keratomalacia gelişerek kalıcı göz hasarı veya körlük yapabilir.
EKSİKLİĞİ 1 - Göz: Göz yaşı sekresyonunun kesilmesiyle önce kornea epiteli kalınlaşıp kurur. Bu belirtiye xerophtalmia adı verilmektedir Enfeksiyonlar için uygun bir ortam oluştuğundan, keratit ve konjunktivit görülür A vitamini eksikliği devam ederse, kornea yumuşayarak dejenere olur: Keratomalacia Ön ve arka kamaralardaki enfeksiyonlar körlüğe kadar götürebilir A vitamini eksikliğinde retinada büyük harabiyet meydana gelir Fotopik ve skotopik görmede A vitamininin oldukça önemli bir görevi vardır Karanlığa adaptasyonun bozulması A vitamini eksikliğinin erken bir belirtisidir Eksiklik ileri derece ise gece körlüğü oluşur
EKSİKLİĞİ 2 - Sindirim Sistemi: Büzülen salya bezlerinde, kanallardaki epitelin kalınlaşması ile lümenler kapanarak sekresyon durur Mukus sekresyonu yapan hücreler atrofiye olduğu gibi, villuslarda çok defa nekrozlar görülür; bu nedenle mukoza üzerindeki bakteriler çoğalır 3 - Üst Solunum Yolları: Özellikle burun, trakea ve bronşlardaki tek katlı epitel hücreleri çok katlı epitele çevrilerek keratinize olur Aynı değişiklikler vaginada da görülmektedir 4 - Üreme Bozuklukları: Erkeklerde testis germinal epitelinde atrofi, kadınlarda bazan menstruasyon siklusu bozuklukları görülür
EKSİKLİĞİ 5 - Enfeksiyonlara Direnç: Epitel değişiklikleri mikroorganizmalara karşı lokal direnci azalttığından, bunların kolayca kana geçmesi ve vücutta yayılarak, bronkopnomoni, enterit, göz iltihapları yaratması sonucu ölüm görülür Çeşitli organlarda örneğin göz, böbrek, solunum yollarında vitamin eksikliğinde, enfeksiyonların gelişmesi nedeniyle A vitaminine anti-enfeksiyon vitamini de denir 6 - Kemikler: A vitamini eksikliği kafatası kemikleri ve omurların aşırı büyümesine neden olarak, bir takım sinirlerin basınç altında kalmasından dolayı nörolojik semtomlar yaratır
Dermatoloji, Kozmetolojide kullanılışı Akne, deri ülserleri ve kırışık giderici olarak kullanılır.
Vitamin D (200 -400 U/gün) Birçok görüşe göre gerçek vit değildir. Vücutta sentezlenir. Bitki ve mikroorganizmalarda üretilmez. Deride dehidrokolesterolden yapılır. Kanda pr bağlanır ve dokularda depolanır. Süt(ergosterol), balık yağı, yum sarısı zengindir. Barsaktan emilimi için safta asidi gereklidir. Şilomikronlarla KC gelir. Böbrekten ve barsaktan kalsiyum absorbsiyonu artar ve kemiklere gönderilir. Serum kalsiyumu düşerse PTH di. OHD 3 yapımını uyarır. Böbrek fonksiyon yetmezliği serum kalsiyum düzeyini düşürür. Hiperparatiroidizmde hiperkalsemi görülür. Yüksek doz kardiyak. Hipovitaminosis, vitamin sentezinde bozukluk, diyet vitamin eksikliği veya yağların malabsorbsiyonunda meydana gelir. Kurşun zehirlenmesinde barsak kalsiyum absorbsiyonu engellenir. Hamilelik ve süt vermede serum di. OHD 3 artar, östrojen ile kalsiyum fetüse transfer olur. myopati ve aterosklerozise neden olur. Güneşe maruz kalma melanin sentezini arttırır. Karaciğerin D vitamini deposu dışardan hiç D vitamini almayan bir kişi için genellikle 2 -4 ay kadar yeterlidi
D vitamini ve gelecek? ? ? Son yıllarda yapılan calısmalarla, D vitamininin kalsiyum, fosfor ve kemik metabolizması üzerindeki iyi tanımlanan etkilerinden baska, daha başka fonksiyonu olduğu gösterilmiştir. Otoimmun hastalıklar, inflamatuar barsak hastalığı, romatoid artrit, multipl skleroz, diyabet, bircok kanser ceşidi ve kalp hastalıklarının oluşmasında D vitamini eksikliğinin rolü olduğu öne sürülmektedir. Yine son çalışmalarda yüksek dozda D vitamininin immunsupressif etkisinin olduğu saptanmıştır. D vitaminin bu özelliği, otoimmun hastalıkların kontrolünde kullanım olasılıkları olabileceğini düşündürmektedir.
VİTAMİN E (30 U/gün) Tokoferoller olarak bilinen birçok madde E vitamini aktivitesi gösterir. En etkin olanı alfa-tokoferoldür. Bitkilerde üretilen en az 8 formu vardır. PUFA ile tahıl ve tohumlarda fazladır. Bitkisel yağlarda, kuruyemişte özellikle bademde çoktur. Tahıl sebze ve meyvelerde azdır. Başlıca rolü antioksidan oluşu gibi görünüyor. E vitamini serbest radikalleri yakalayarak bağırsaklardaki A vitaminin oksidasyonunu önleyebilir; böylece A vitamininin kullanılabilir duruma gelmesini sağlar. Doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu önler ve hücre membranı içersine yerleşerek normal hücre zarlarının korunmasına (membran protein ve lipidlerini oksidatif hasardan koruyarak) yardımcı olur. Eritrositleri hemolize karşı korur. Hayvanların üremesi için gereklidir; belki insanlar için de bugeçerlidir. Hücrelerin yaşlanması olayında ise bazı önemli görevler üstlendiği düşünülmektedir. Günlük gereksinim düzeyi, alfa tokoferol eşdeğeri olarak, erkekler için 10 mg , kadınlar için 8 mg dır. E vitamini, bitkisel yağlarda (mısır, soya, pamuk yağları) ve margarinde bulunur. Bunlarla günlük gereksinimin yaklaşık üçte ikisi karşılanır. Tahıl, baklagiller, ceviz ve fındık, koyu yeşil sebzeler de iyi birer kaynak oluştururlar. Yağların oksidasyonunu ve ekşimesini önlemek amacı ile yağ üretiminde kullanılmaktadır. Popularitesi yaşlanmayı önleyici hipotezinden kaynaklanmaktadır.
Yağ aitleri ve gliseridlerle birlikte absorbe edilir. Şilomikronlarla KC’e gelir. Kinon yapılarına dönüşür ve idrarla atılır. Vit A ve D ye oranla toxisitesi azdır. Yüksek veya düşük dozlarda kısa veya uzun süreli tedavilerde sağlık problemleri görülmemekle birlikte, serum tiroid hormon düzeylerinde azalma ve kadınlarda açlık TG yükselme nedenleri açıklanamamıştır. Antioksidandır, hücre membran stabilitesini sağlar. Özellikle kolonda mutajenler vitamin C ve E alımı ile azaltılmıştır PGI 2 diyabette azalır ve vitamin E verilmesi önerilir. Yaşlanma yavaşlar Mekanizması açık olmamakla birlikte vitamin E alımı kan dolaşımını hızlandırır ve yaşlılarda yürümeyi hızlandırır. Ülser ve kanserde kullanımı yararlıdır. Ozon, Nitrojen oksit, sigaranın yarattığı hasarları gidericidir. Eksikliğinde nonspesifik semptomlar görülür bu nedenle teşhisi zordur. Yağ emilim bozukluğu, steatorhea da kas güçsüzlüğü ve vit E eksikliği. Genetik nedenler vit verilmesi ile giderilemez. Kreatinüri bazen vit. E alımına cevap vermiştir.
Vitamin K (300 -500 ug/gün) K 1 ve K 2 formları vardır. Bitki, hayvan ve bakteri kaynaklıdır. Endojen bakteriler K 2 vitamini üretir. Lahana ve yeşil yapraklı sebzeler genelde K 1, et özellikle KC, yumurta, süt K 2 içerir. Antibiyotik tedavisi K vit alımını yarıya indirir. Yaklaşık 1/3 oranında absorbe olur , şilomikronlarla KC gelir ve hızla turnover olur. Pıhtılaşma mekanizmasında glutamik asidin gamakarboksilasyonu için gereklidir. Kumadin K vitamininin etkisini azaltarak pıhtı oluşum zamanını uzatır. Osteokalsin gamakarboksiglutamat içerir. Hiperparatiroidizmde osteokalsin artar ve kalsiyumu tutar Eksikliği nadirdir. Tipik sendrom, kanamadır. Yeni doğanlarda, warfarin zehirlenmesinde veya tromboembolik hastalarda dikumarol tedavisinde görülebilir. Toksik olmamakla birlikte sentetik formu menadion kesinlikle toksiktir.
VİTAMİNLER VE KANSER? ? Vitamin kullanımı, kanser hastalığını tetikler mi? Araştırmacılar, yüksek dozda vitamin kullanımının kanser tümörü ortaya çıkana kadar fazla etkisinin olmadığını söylüyor Ancak tümör oluştuktan sonraki süreçte, yüksek dozda vitamin alımının tümörün hızla büyümesine katkıda bulunduğu tahmin ediliyor Amerika'da yaşları 50 ile 76 arasında değişen 77 binden fazla kişi üzerinde bir araştırma yapıldı Sonuçları birkaç gün önce açıklanan bu araştırma; uzun yıllar boyunca C ve E vitamini ya da folat gibi multi-vitamin kullanımının; akciğer kanseri riskini etkilediğini gözler önüne serdi Araştırmaya göre; günde 400 miligram E vitamini alan kişilerde akciğer kanserine yakalanma riski yüzde 28 den daha yüksek Üstelik, risk oranı sigara kullananan kişilerde çok daha yüksek düzeylere ulaşıyor
- Slides: 31