Beslenme ve Salk r Gr Canan Asal Ulus
Beslenme ve Sağlık Öğr. Gör. Canan Asal Ulus
• Tüm canlıların yaşamlarını devam ettirebilmek için enerjiye gereksinimleri vardır. • Enerjilerini oksijen kullanarak veya oksijensiz yollarla sağlarlar. • Ancak, ortak noktaları, enerji üretmek için temin ettikleri besinleri kullanmalarıdır. • Bitkiler doğadan aldıkları başlıca "karbon", "oksijen", "hidrojen" ve büyük oranda güneş ışığının yardımı ile, besinlerini kendileri oluştururlar • İnsan ise bunun aksine, besin zincirinde son halka, besin piramidinde en üst noktadır.
• Aldığımız bu gıdaları, büyüme, gelişme, dokularımızı/hücrelerimizi yenileme, üreme ve enerji temininde kullanırız.
• Yemek işlemi zorla yapılan veya yaptırılan bir işlem olmayıp, insanların arzu ettiği ve hoşlandığı bir olgudur. Bu açıdan, yemek ruhsal doyum da sağlamaktadır. Bazı kişilerin canları sıkıldığı zamanlarda gereksiz olarak devamlı yemek yemesi bunun başka bir açıdan görüntüsüdür. • İnsanların sosyalleşmesinin ilk verisi olarak, çoğunlukla ateşi kullanarak gıdalarını pişirmeleri gösterilmektedir. Bunu takiben ulusların kendilerine has yemek pişirme usulleri geliştirildiği • bilinmektedir. Fransız ve Çin mutfaklarında yemeğin üstüne dökülen sosun önemi varken, Türk mutfağında sos yemeğin içine katılarak (salça, baharat) yemekle birlikte pişirilir. • Çin mutfağı tadımlık iken, Türk yemekleri doyumludur.
• Hayatımızda bu kadar önemli yer tutan beslenme, zamanımızda bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. • Beslenme, gelecekte de birçok bilim dallarının uğraştığı konu olacaktır.
• Bireyin, ailenin ve toplumun birinci amacı, sağlıklı ve üretken olmaktır. Sağlıklı ve üretken olmanın simgesi, bedenen, aklen, ruhen ve sosyal yünden iyi gelişmiş bir vücut yapısı ve bu yapının bozulmadan uzun süre işlemesidir. • İnsan vücudu, organizmanın işlerliğinin devamını ve gelişmesini sağlarken, birçok etmenlerin etkisinde kalmaktadır. Beslenme, kalıtım ve çevre koşulları gibi etmenlerin içinde beslenmenin ilk sırayı aldığı bilinmektedir.
• Bugüne kadar yapılan araştırmalar, beslenmenin organizmanın yaşamındaki rolü yanında, büyüme, gelişme, fizyolojik görevlerin sürdürülmesi ve yaşam süresi üzerindeki etkileri konusunda da veriler ortaya çıkarmıştır. Bu araştırmalar, sağlıklı ve düzgün çalışan bir vücut yapısının beslenmeye bağlı olduğunu açık ve seçik olarak göstermektedir.
• Gözlemlerimize göre, yetersiz beslenen toplumlarda bebek ölüm hızı, yeterli beslenenlere göre on kat daha yüksektir. Ayrıca çocukların büyüme ve gelişmeleri belirgin olarak gerilik göstermektedir.
• Yetersiz beslenme yalnız fiziksel büyümeyi değil, zeka gelişimini de etkilemektedir. Bu konuda yapılan yayınlarda, hızlı büyüme döneminde yetersiz ve dengesiz beslenen • çocuklar arasında, normal ve dengeli beslenenlere göre zeka geriliği oranının yüksek olduğu bildirilmiştir.
• Beslenme biliminin oraya koyduğu bulgulardan yararlanılarak raşitizim, pellegra, skorbüt, iyot eksikliğine bağlı kretinizm gibi hastalıklar hemen ortadan kaldırılmıştır. • İsviçre'de kretinizm dağda yaşayan halkın normal bir bulgusu veya İngiltere'de raşitizmin asiller arasında normal bir yapı olduğunun kabul edilmekte iken, bu durumların hastalık olduğunun saptanması, beslenme biliminin insanlara kazandırdığı somut gelişmelerdendir. • Bunun yanında, gelişmiş ülkelerde yetişkinlerde ölüm nedenlerinin başına geçen kalp, damar ve benzeri hastalıklarda yanlış ve dengesiz beslenmenin birinci risk etmeni olduğunu bugün kabul edilmektedir.
• Yetersiz ve dengesiz beslenme, vücut direncini azaltarak infeksiyonlara zemin hazırlamakta ve hastalığın ağır seyretmesine ve öldürücü komplikasyonların gelişmesine neden olmaktadır. Demir eksikliğine bağlı kansızlıkta, raşitizmde ve malnütrisyonda başlıca ölüm nedenleri infeksiyon ajanlarının yol açtığı hastalıklardır.
• Bunun yanında, özellikle kentlerde yaşayanlar arasında şişmanlık önemli bir sağlık sorunu şeklinde görülmektedir. Genelde aşırı besin alımı ve fiziksel hareketin azlığı, şişmanlığa yol açmaktadır. Şişmanlık, diyabet, hipertansiyon ve arteriosklerotik (damar sertliği) hastalıkların oluşumunda beslenme önemli bir risk etmenidir. Ayrıca, aşırı tuz tüketimi hipertansiyona, aşırı şeker alımı diş çürüklüğüne, aşırı alkol alımı karaciğer sirozuna neden olan en önemli etmenler olduğu kabul edilmektedir.
• Beslenme, işçinin üretim hızını etkileyen etmenlerin başında gelmektedir. Üretim için gerekli enerji sağlanamadığı zaman, işçi çalışmalarını kısıtlamakta ve daha az üretim yapmaktadır. • Ayrıca, yetersiz ve dengesiz beslenme ile vücut direnci azalacağı için, işçi sık hastalanmakta ve bunun sonucu olarak iş gücü kaybı olmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara ek olarak dikkatin azalmasına bağlı olarak iş kazalarının artması beklenmelidir.
• Büyüme : Bedenimizin fiziksel olarak oluşmasıdır. • Gelişme : Vücudumuzun işlevsel olarak olgunlaşmasıdır. • Raşitizm : Çocuklarda oluşan kalsiyum ve D vitamini bozukluğudur. • Skorbüt : C vitamini eksikliğine bağlı gelişen hastalıktır. • Kretinizm : İyot eksikliğinde gözlenen hastalıktır.
- Slides: 14