BATI MZ TARH LK A UYGARLIKLARI erik Hint
BATI MÜZİĞİ TARİHİ İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI
İçerik �Hint Uygarlığı Müzik Kültürü �Çin Uygarlığı Müzik Kültürü �Antik Yunan Ve Roma Müzik Kültürü
Hint Uygarlığı Müzik Kültürü �Eski Kültür, M. Ö. 3000 yıllarında yükselmeye başlamıştır. �Bu kültürün gelişim koşulları Mezopotamya ve Mısır benzeridir. �Veda Kültürü, M. Ö. 1500 yıllarında Hindistan’a gelen ve Ari dilini konuşan boylar toplumsal tabakalaşmayı (kast sistemi) yerleştirmişlerdir. �Her tabakanın ayrı müziği vardır.
�Veda, bilgi anlamına gelir. �Bu döneme ait müzik bilgileri M. Ö. 1000 yıllarında 4 önemli kitapta toplanmıştır. � 1. kitap RİGVEDA, ilahiler bilgisi. � 2. kitap SAMAVEDA, şarkı bilgisi. En üst tabakanın müziğini ele alır. � 3. ve 4. kitaplar hakkında kaynak bilgi yoktur. �Daha sonra yazılan 5. kitap NATYAVEDA, bütün tabakaların müziğini kapsar. Müzik ve tiyatro temelleri üzerine oturtulmuştur.
�Hint müziği söz, dans, ve mim sanatlarıyla sıkı birliktelik içerisindedir. �Natyaveda adlı kitapta eski yazılmış olan 4 veda kitabından tek sesli vokal müzik örnekleri sergilenmiştir. �Budizm müzik diliyle tüm doğu ve uzak doğu uygarlıkları üzerinde etkili olmuştur. � «Doğu kültürlerinde müzik, bu işi meslek edinmiş olanların elindeydi. Tabakaların kendi içinde yaptığı müzikler ayrı bir halk müziği olarak yaşamıştır. » Curt Sachs
�Hint müziğinin 3. evresi M. S. 1000 yıllarından başlar. Hint makamlarını belirleyen RAGA ve TALA adlı ritmik sistem günümüze kadar ulaşmıştır. � «davul ve kudümleri doğrudan doğruya elle çalma, özellikle Hindistan ve orta doğu da öyle bir usatalığa, renkliliğe ve inceliğe varmıştır ki, sert tokmaklı batı davulları bunlara benzetilmeye bile kalkışılamaz. » Curt Sachs
Çin Uygarlığı Müzik Kültürü �Çin efsanesine göre M. ö. 3000 yıllarında İmparator Huang –Ti, müzik kuramcısı Ling-Lung’u batı ülkelerindeki ormanlara göndererek bir bambu kestirmiş ve bu bambu kamış ile ton sistemi üzerinde araştırmalar başlamıştır. �Çin müziğinde ana ses FA’ dır. Pentatonik dizide 5 ses fa, sol, la, do ve re’dir. �Bu beş sesin adı « kung, şang, çiao, çih ve yü» dür. �Çalgılar, davul, zil, sistrum, bambu flüt, ağız orgu ve çeşitli çanlardır.
Antik Yunan ve Roma Uygarlıklarında. Müzik Kültürü. �Çağımıza kadar uzanan evrensel insanlık kültürünün kökleri, büyük ölçüde antik Yunan uygarlığındadır. �Felsefe, bilim, sanat ve müziğin beşiği kabul edilir. �Müzik kuralları üzerinde uğraşmışlardır. �Filozoflar, bilginler, tarihçiler, matematikçiler ayrı müzikle uğraşmışlardır.
�Müziğin fiziksel ve ruhsal yönü bilginlerce araştırılmıştır. �Ses fiziği ve akustik bilgisi, sesin titreşimlerden oluştuğu bu dönemde bulunmuştur. (M. ö. 500 Pindaros’un öğretmeni Hermion’lu Lassos) �Tarentum’lu Arhitas iki çeşit titreşim olduğunu ortaya koymuştur. Gırtlağın ya da çalgının içindeki titreşim ve bu titreşimin hava yoluyla insan kulağına gelmesini sağlayan gelişimli küresel dalgalar.
�Ritm ve ezgi kuralları saptanmıştır. �Bu kuralların hepsi günümüze ulaşmamıştır. �Bütün bilim yazıları gibi ortaçağ müzik bilim yazıları da Yunan öğretisi üzerine kurulmuştur. �Ortaçağ’ın teli bölme üzerine dayanan aralık orantıları kuramı, sekiz Bizans echoisi, sekiz batı kilise makamı, nömalar, notaların adları için kullanılan alfabe harfleri Yunan’lılardan alınmıştır. Curt Sachs.
�Thales’in matematik ve fizik alanında geliştirdiği deneysel çalışmalar boru ve tellerin boyunu ya da delik yerlerini ve çalgıların perdelerini kesin olarak belirlemeye olanak sağladı. �Bu sayede insan sesi ve kulağı daha kesin perdelerle müzik yapmaya başladı. �Pythagoras evreni bir armoni olarak tanımlamıştır. Bu armoninin yansıması olarak tonal kavram , gerilmiş bir tek tel (monokord) yardımıyla bölünebilir.
Thales ve Pythogoras
�Phytagoras bugün batı müziğinin temelini oluşturan aralıklarla ilgili bilgiler bırakmıştır. � «Müzik bütün erdemlerin kaynağı sayılıyor, ahlak ve karakter bozukluğuna sebep olacak müzikler yasaklanıyordu. �Yunanlılarda müzik bir devlet işi olarak ele alınmıştı. �Hür olan her Yunan vatandaşı müzik öğrenmek ve bir çalgı çalmak zorundaydı. » Salih AKKAŞ.
�Milattan sonraki ilk yüzyıllarda eski Yunan ve İbranilerin altında gelişen Hristiyan kiliselerinin dini ezgileri 4. yy. dan başlayan ortaçağ müziğinin temelini oluşturur. �Aristoteles şöyle demiştir makamlar çeşitlidir, bunları dinleyen ayrı etkiler altında kalır. Bazı makamlar dinleyenlere hüzün ve durgunluk, bazıları ise coşku ve esenlik verir. �Çalgılar, aula, flüt, chitara, lir, arp ve aoulos.
KAYNAKÇA �Curt SACHS, Kısa Dünya Müzik Tarihi �Ahmet SAY, Müzik Tarihi �Cavidan SELANİK, Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni �Evin İLYASOĞLU, Zaman İçinde Müzik �Salih AKKAŞ, Liseler İçin Müzik
- Slides: 15