BAARI VE MOTVASYON BAARI NEDR Zengin olmak m
BAŞARI VE MOTİVASYON
BAŞARI NEDİR
Zengin olmak mı ? Popüler olmak mı ? Taktir edilmek mi ? Lider olmak mı ? Sevilmek mi ? Saygı görmek mi ?
Başarıyı Etkileyen Faktörler
Öğrenilmiş Çaresizlik Bir fil bir tonluk yükü hortumuyla kolayca kaldırabilir. Ama siz hiç, bir sirke gidip bu dev yaratıkların sessizce küçük bir kazığa bağlandıklarını gördünüz mü? Bir fil küçük ve güçsüzken ağır bir zincirle hareketsiz bir demir kazığa bağlanır. Ne kadar çok zorlarsa zorlasın zinciri kıramayıp kazığı yerinden oynatamadığını keşfeder. Sonradan fil ne kadar büyük ve güçlü hale gelirse gelsin yerde yanı başında duran kazığı gördüğü sürece hareket edemeyeceğine inanmaya devam eder. Birçok akıllı yetişkin de sirkteki fil gibi davranır. Düşüncelere, hareketlere ve sonuçlara hapsolmuşlardır. Asla kendi koydukları sınırların ötesine geçemezler.
Özgüven Eksikliği Ne yazık ki birçok kişi yaşamı olduğu gibi kabul eder ve potansiyeline ulaşamaz. Bu kişiler boş bir kavanozun içinde zıplayıp duran pireler gibidir. Bu durumu gözleyen kişi kavanozun pireyi içerde tutan bir kapağının olmadığını fark eder. Öyleyse bu pireler neden kavanozun dışına atlayıp özgürlüğe kavuşmazlar? Yanıt basittir. Deneyi yapan kişi ilk önce pireleri içine koyduğu kavanozun kapağını kapar. Pireler yükseğe sıçrar ve küçük kafalarını şiddetle kavanozun kapağına vururlar. Birkaç baş ağrısından sonra pireler o kadar yükseğe sıçramaktan vazgeçerler ve yeni buldukları rahatlığın keyfini sürerler. Artık kapak kaldırılabilir ve pireler içeride tutulabilir. Gerçek bir kapakla değil ama “Bu çok yüksek, artık yeter diyen” bir düşünce tarzıyla.
�İnanın bizde hayat, içimizdeki öğrenilmiş çaresizliği fark ettiğimizde başlayacak. �Yaşadığımız hayattaki zorlanmalarımız ya da yenilgilerimiz bizi en ufak bir şeyi bile değiştiremeyeceğimiz konusunda sonuçlara ulaştırırken mevcut ve şikayetçi olduğumuz şartların ya kendiliğinden değişmesini ya da başkalarının düzeltmesini bekleriz.
Mazeretçilik Mazeretler gerekçeleri gizlemek için ideal bir kılıftır. Aslında hiç ilgisiz bir mazeret tembelliğimizi örtüp bizi yatıştırabilir. (İngilizce)
Belli başlı mazeretler: Türkiye’de yaşamak, Anne babanın eğitimsiz olması, Fırsat eşitsizliği, Bozuk sistem veya sistemsizlik, Elinden tutanın olmaması, Büyük şehirde oturmamak, Parasızlık, Yeteneklerini keşfedecek şahıs veya kurumla karşılaşmamış olmak, İsteksizlik hayal kırıklıkları, Kalitesiz çevre, Vasıfsız insanlar, Kötü yönetim, Ekonomik ve siyasi krizler gibi.
Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”, kişisel gelişim terminolojisinde “amaca yönelik eyleme geçememe” demektir. Atalet içindeki insanların bulundukları durumdan kurtulamamalarını açıklayan tipik bir örnek vardır. Bu örnek meşhur “ suyu ısınan kurbağa” deneyidir.
Suyu Isınan Kurbağa Bir kurbağa sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı “şok değişim”in etkisiyle kurbağa zıplayarak atıldığı kaptan çıkar. İkinci denemede kurbağamız bu defa içinde oda sıcaklığında su bulunan bir kaba konur. Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su ısındıkça kurbağa gevşemeye, rehavete ve atalete düşmeye başlar. Suyun sıcaklığı “yakıcı” seviyeye ulaştığında kurbağa zıplayıp kaptan dışarı çıkmaya çalışır ama artık bacak reflekslerinin “çalışmadığını” görür. Ataletin insanı etki altına alma şekli de yaklaşık olarak böyledir.
Koşullara Bağımlı Kalmak Başarımızın Önündeki bir başka engel koşullara bağımlı kalmaktır. Bir ağaca çıkmanın iki yolu vardır. 1. Yol : Ağaca merdiveni dayarsınız ve çıkarsınız. 2. Yol : Geçersiniz bir fidanın üzerine oturursunuz, onun ağaç olmasını beklersiniz.
Hedef belirleme Plân yapma İyi bir ortam oluşturma Verimli çalışma yollarını öğrenme Motivasyonu sağlama
Hareketlerimizin kaynağı Güdülenme (Motivasyon)
MOTİVASYON NEDİR ? İnsanı ihtiyaçlarını karşılamak için harekete geçiren itici güce motivasyon denir.
Motivasyon, “Kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek için kendi arzu ve istekleri ile davranmaları” “Bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi ve isteklendirilmesi süreci”
MOTi. VASYON ENGELLERİ Motivasyonu sağlayabilmek için öncelikle motivasyonun önündeki engellerin kaldırılması gerekir.
MOTİVASYONU BOZAN İÇ ETKENLER ZLİĞİ İ S K E T S İ A M Ş ÇALI ENDİŞEYE KAPILMAK EME KENDİNE GÜVENM MA A M N A A İN N I Ğ CA A R A Ş BA S T U UM ĞA U L UZ A LM I P KA
DIŞ ETKENLER ÇEV R E A A K R AR L Ş A D İN E L İ A TE RN ET , TV
MOTİVASYONUMU NASIL ARTTIRABİLİRİM?
ERTELEMEYİN �Mazeretlere sığınmaktan vazgeçin. �İçinde bulunduğunuz durumda en iyisini yapmanın yollarını arayın. ÇALIŞMAYA BAŞLAYABİLECEK GÜCÜ KENDİNİZDE HİSSEDECEKSİNİZ…
KENDİNİZE ENGEL OLMAYIN BAŞARISIZLIĞI, DOĞRUSUNU ÖĞRENMEK İÇİN BİR FIRSAT VE TECRÜBE ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRİN.
İNANIN �İnançlarımızdan eylemlerimiz doğar. �İnanç, insan davranışını etkileyen en önemli motive edici güçlerdendir. �Başarabileceğinize ve hedefe ulaşabileceğinize inanın. İnsan inandığını gerçekleştirebilir
KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN �Sevdiğiniz şeyleri yapmak için çalışma planınızda kendinize zaman ayırın. �Sizi memnun edecek şeyler bulun. �Hayatı sevin. Yaşamayı sevin. �Her şeyde bir güzellik arayın. �Etrafınızda olumlu düşünen arkadaşlarınız olsun. �Sinemaya, tiyatroya gidin.
MERAK EDİN �Çalışacağınız derslerin ilgi duyduğunuz, merakınızı çekecek yerlerini araştırın. �Merak, öğrenmek için harekete geçirir.
SOMUT HEDEFLERE KİLİTLENİN �Ne olmak istediğinizi genel olarak değil de net bir ifadeyle yazın ve Görebileceğiniz yerlere asın.
KORKMAYIN �Başarısızlık bir sonuçtur. Bu sonuç, davranışlardan kaynaklanır. Eğer davranışlar değiştirilirse sonuç da değişir. �Yoksa başarısızlık sizin kaderiniz değildir. �Öyleyse başarısızlıktan korkmayın. �Başarısızlığı daha iyisini yapmak için başlangıç olarak görün, bitiş olarak değil.
KENDİNİZE ÖDÜL VERİN Ödül, kişiyi bir davranışa yönelten güçlü bir uyarıcıdır. Yalnız burada ödülün niteliği çok önemlidir. Seçilecek ödül, kişinin yapması gereken davranışı sonuçlandırıncaya dek sabır göstermesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Ödülün değeri kendinden değil, kişinin ona verdiği önemden kaynaklanır.
TATVAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Nick adında bir demiryolu işçisinin öyküsü bu: Nick güçlü, sağlıklı bir demiryolu işçisi. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser birisi, her şeyin kötüsünü bekler ve başına hep kötü şeylerin geleceğine inandırır kendisini.
Bir yaz günü tren işçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden bırakırlar çalışmayı. Nick, tamir için gelmiş olan bir soğutucu vagonunun içine girer, yanlışlıkla içerden kapatır kapıyı, kendini soğutucu vagona kilitler. Diğer işçiler Nick’in kendilerinden önce çıktığını düşünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır, ama kimse duymaz, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda çalıştıkları için kulak asmazlar bu gürültülere Nick burada donarak öleceğinden korkmaya başlar ve buna inandırır kendini. Eğer buradan çıkamazsam kaskatı donacağım diye düşünmeye başlar. İçeride yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer, titremeye başlar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düşüncelerini içeren bir mektup yazar: Çok soğuk, bedenim hissizleşmeye başladı. Bir uyusam! Bunlar benim son sözlerim olabilir.
Ertesi gün soğutucu vagonun kapısını açan işçiler, Nick’in donmuş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalışmıyor olmasıdır. Vagonun içindeki ısı +18 derecedir ve vagonda bol hava vardır. Nick kendini orada donarak öleceğine öylesine inandırmıştır ki bu inancı kendini gerçekleştiren bir kehanet olmuştur.
BAŞARMAK İÇİN
HAYAL ET. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi. . İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı. - Neden "0" aldım? diye merakla sordu hocasına, çocuk. .
- Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal dedi, hocası. . - Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız ve ekledi: - Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm. çocuk evine döndü ve uzun düşündü. Babasına danıştı. - Oğlum, dedi babası. Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!.
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına… - Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin dedi. . - Ben de hayallerimi. . . . O, orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı.
İSTE
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER Abdurrahman AKGÜN PSİKOLOJİK DANIŞMAN 42
- Slides: 42