AVRUPA BRL TARHES Birlemi Avrupa lks gerek bir
AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ
� Birleşmiş Avrupa ülküsü, gerçek bir siyasi projeye dönüşüp ülkelerin hükümet politikalarında uzun vadeli bir hedef haline gelmeden önce, sadece filozoflarla önsezili kimselerin düşüncelerinde yaşıyordu. Avrupa Birleşik Devletleri hümanist ve barışçı bir hayalin parçasıydı. Avrupa yüzyıllarca, sık yaşanan kanlı savaşlara sahne oldu. � 1870 -1945 yılları arasında Fransa ve Almanya üç kez savaştılar. Bu savaşlarda birçok insan yaşamını kaybetti. Bu felaketler üzerine bazı Avrupalı lider ve düşünürleri, barışın sürdürülebilmesinin tek yolunun, ülkelerinin ekonomik ve siyasi yönlerden birleşmesi olduğu fikrine vardılar. Avrupa'da ulusal uzlaşmazlıkları aşabilecek bir örgütlenmenin kuruluşu İkinci Dünya Savaşı sırasında totaliter yönetimlere karşı savaşan direniş hareketlerinden kaynaklandı.
Schuman Planı İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Avrupalı devlet adamlarının Avrupa'da kalıcı bir barış oluşturma çabaları hız kazandı. • Robert Schuman (Fransa Dışişleri Bakanı), Eski Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri Jean Monnet'in tasarısına dayanarak • 9 Mayıs 1950 tarihinde, Avrupa Devletlerini, kömür ve çelik üretiminde alınan kararları bağımsız ve uluslar üstü bir kuruma devretmeye davet etti. Schuman Planına göre, Avrupa'da bir barışın kurulabilmesi için Fransa ve Almanya arasında yüzyıllardır süregelen çekişmenin son bulması gerekiyordu. Bunun yolu ise, söz konusu kurumun gözetiminde, ortak kömür ve çelik üretimini sağlamak ve bu örgütlenmeyi tüm Avrupa devletlerinin katılımına açık tutmaktı
1951 Paris’te Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) 25 Mart 1957 Roma’da, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya Lüksemburg AKÇT üyesi altı (6) ülke 1 Ocak 1958 Roma Antlaşması ile AET gibi Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) 1965 “Füzyon Antlaşması” ile AKÇT, AET ve EURATOM için tek bir Konsey, Komisyon ve Parlamento oluşturulmuş, bütçeleri birleştirilmiş ve “Avrupa Toplulukları”
� 1951 yılında, �Belçika, �Federal Almanya, �Fransa, �Hollanda, �İtalya �Lüksemburg �Paris’te Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) kurmuştur Böylece; AKÇT ile Devletler, tarihte ilk defa, kendi iradeleri ile ulusal egemenliklerinin bir kısmını uluslar üstü bir kuruma devretmiştir.
� Roma’da AKÇT üyesi altı (6) ülke tarafından 25 Mart 1957 tarihinde, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) kuran Antlaşma imzalanmıştır. �Roma Antlaşması ile AET gibi Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM)’da 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
� Kurucu üyeler tarafından 1965 yılında “Füzyon Antlaşması”nın imzalanmasının ardından; AKÇT, AET ve EURATOM için tek bir Konsey, Komisyon ve Parlamento oluşturulmuş, bütçeleri birleştirilmiş ve “Avrupa Toplulukları” terimi kullanılmaya başlanmıştır.
� 1968 yılında Gümrük Birliği’nin tamamlanmasının ve yürürlüğe girmesinin ardından üye ülkelerin gümrük alanları, tek bir gümrük alanı haline getirilmiştir. Mamul mallarda gümrük vergileri, 1 Temmuz 1968'de kaldırıldı; özellikle tarım ve ticaret politikaları olmak üzere ortak politikalar 60'ların sonunda yerli yerine oturmuştu. � Avrupa Birliği’nin ilk genişlemesi; 1972 yılında Danimarka, İngiltere ve İrlanda’nın Topluluğa üyelik antlaşmalarının imzalanması ile gerçekleştirilmiş, bunun ardından; 1981 yılında Yunanistan ve 1986 yılında ise İspanya ve Portekiz'in katılımı ile üye sayısı 12’ye yükselmiştir.
� Maastricht Antlaşması ile Avrupa Toplulukları (AKÇT, AET, EURATOM) Avrupa Birliği bünyesine dahil edilmiştir. Avrupa Birliği’ni kuran bu Antlaşma ile Avrupa Birliği’nin “üç temel sütunu” oluşturulmuştur. � Birinci sütun; Roma Antlaşması ile oluşturulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ve Paris Antlaşması ile kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’ndan meydana gelmektedir. Ekonomik ve parasal birlik ve daha önce belirtilen yetkiler de bu sütuna dahil edilmiştir. � İkinci sütun; Ortak Dışişleri Güvenlik Politikasını (ODGP) içermektedir ve Avrupa çapında bir savunma politikasını başlatmayı hedeflemektedir. � Üçüncü sütun ise, adalet ve içişlerini kapsamaktadır.
�Maastricht Antlaşması, diğer adıyla Avrupa Birliği Antlaşması, 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe girmiş, bu antlaşma ile 1999'a kadar parasal birliğin tamamlanmasına, Avrupa vatandaşlığının oluşturulmasına ve ortak dış ve güvenlik ile adalet ve içişlerinde işbirliği politikalarının meydana getirilmesine karar verilmiştir.
� 1993 Yılı Haziran Ayında ise Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından Avrupa Birliği’nin Merkez ve Doğu Avrupa Ülkelerini (MDAÜ) kapsayacak şekilde genişletilmesi yönünde kararın alındığı Kopenhag Zirvesi’nde, Avrupa Birliği’ne üyelik kıstasları belirlenmiştir. � “Kopenhag Kriterleri” olarak bilinen bu koşullar, Avrupa Birliği üyelik başvurusu kabul edilen tüm aday ülkeler tarafından yerine getirilmesi gereken asgari koşulları ifade etmektedir. Siyasi ve ekonomik kriterler ile müktesebat uyumu olmak üzere üç (3) grupta toplanan bu koşullar şunlardır:
�Siyasi kriterler: Avrupa Birliği Anlaşması’nın tam üyelik ile ilgili maddesine eklenen, demokrasinin güvence altına alındığı istikrarlı bir kurumsal yapı, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarına saygı koşullarıdır. � Ekonomik kriterler: İyi işleyen bir pazar ekonomisi ve Avrupa Birliği içindeki piyasa güçlerine ve rekabet baskısına karşı koyabilme kapasitesidir. �Topluluk Müktesebatının kabulü: Avrupa Birliği’nin çeşitli siyasi, ekonomik ve parasal hedeflerine bağlılıktır.
özetle �Avrupa Birliği; 1 Ocak 1995 yılından itibaren Avusturya, Finlandiya ve İsveç’in katılımı ile 15 üyeli hale gelmiştir. �Avrupa Birliği’nin; tek para birimi sistemine geçişine ve genişlemesine ilişkin sürecin belirlenmesi amacıyla 1996 yılı Mart ayında başlatılan Hükümetler arası Konferans, 16 -17 Haziran 1997 tarihlerinde düzenlenen Amsterdam Zirvesi ile tamamlanmıştır.
�Zirve toplantısında, Avrupa Birliği’nin 5. genişleme sürecinin başlatılması ve 1 Ocak 1999 tarihinde tek para birimi olan Euro’ya geçilmesi teyit edilmiştir. �Ayrıca; Ortak Dışişleri ve Savunma Politikası, Adalet ve Güvenlik Politikası ve Maastricht Antlaşması üzerinde bazı değişiklikleri içeren Amsterdam Antlaşması imzalanmış ve Antlaşma 1999 yılı Mayıs ayında yürürlüğe girmiştir.
�Yeni Bir Genişleme: Avusturya, Finlandiya, İsveç 1995 yılında, Avusturya, Finlandiya İsveç'in katılımıyla, Avrupa Birliği'nin üye sayısı 15'e yükseldi. �Ekonomik ve Parasal Birlik Avrupa ortak para birimi olan Euro, 1 Ocak 2002 tarihinde resmen tedavüle girerek, 12 ülkede kullanılmaya başlandı.
� Amsterdam Antlaşması’nın en önemli sonuçlarından biri, adalet ve içişleri konularının büyük bir kısmının “birinci sütun” kapsamına alınması ve yeni öncelikler belirleyerek bir adalet, güvenlik ve özgürlük alanının oluşturulmasıdır. � 12 -13 Aralık 1997 tarihlerinde yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde ilk kez 11 aday ülke arasında bir sınıflandırma yapılmıştır. Kopenhag siyasi kriterlerini karşılayarak üyelik müzakerelerine başlayan ülkeler (Çek Cumhuriyeti, Estonya, GKRY, Macaristan, Polonya ve Slovenya) “ilk dalga”, siyasi kriterleri yerine getirmemiş ve henüz üyelik müzakerelerine hazır görünmeyen diğer ülkeler (Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya ve Slovakya) ise “ikinci dalga” ülkeleri olarak adlandırılmıştır.
� Bu ülkelerin ulusal mevzuatının ana başlıklar itibarı ile Topluluk Müktesebatına uyumunu belirlemek amacıyla bir analitik inceleme süresi başlatılmıştır. � 7 -9 Aralık 2000 tarihlerinde yapılan Nice Zirvesi’nde Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından; genişleme süreci kapsamında gerçekleştirilmesi gereken kurumsal reformlar ile ilgili olarak 2000 yılı Şubat ayında oluşturulan Hükümetlerarası Konferans (HAK) çerçevesinde elde edilen sonuçların temelinde Kurucu Antlaşmalara değişiklik getiren bir Antlaşma üzerinde uzlaşmaya varılmıştır.
� 26 Şubat 2001 tarihinde imzalanan Nice Antlaşması, tüm üye ülkelerde onaylanmasının ardından 1 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Başlıca amacı, Avrupa Birliği’ni yeni üyeler alarak genişlemeye hazırlamak olan bu Antlaşma, 15 üye ülkenin ve 12 aday ülkenin (Türkiye hariç); Avrupa Birliği Komisyonu’nda ve Avrupa Parlamentosu’nda bulunan üye sayıları dağılımını ve Avrupa Birliği Konseyi’nde karar almada oy ağırlığını belirlemiş ve Bakanlar Konseyi’nde ağırlıklı oy oranını değiştirmiştir.
� 1 Mayıs 2004 tarihinde 10 ülkenin; Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya’nın katılımı ile Avrupa Birliği tarafından, beşinci ve en büyük genişleme gerçekleştirilmiştir.
� 28 Şubat 2002 tarihinde Avrupa Birliği Anayasası taslağının oluşturulması için 105 üyeli “Avrupa’nın Geleceği Kurultayı” toplanmıştır. Kurultay tarafından 16 aylık bir dönemin sonunda çalışmalar tamamlanmış ve taslak metni Hükümetlerarası Konferans’ta görüşülmek üzere Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’na sunulmuştur. � Avrupa için bir Anayasa oluşturan Antlaşma Taslağı 17 -18 Haziran 2004 tarihlerinde, Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlenen Zirve’nin sonunda kabul edilmiştir. Avrupa Birliği Anayasası, üye ve aday ülke liderleri tarafından İtalya’nın Roma kentinde imzalanmış ve böylece 29 Ekim 2004 tarihinde son şeklini almıştır. Avrupa Parlamentosu tarafından 12 Ocak 2005 tarihinde kabul edilen Anayasa’nın yürürlüğe gireceği tarih ise Anayasal Antlaşma’da 1 Kasım 2006 olarak belirtilmiştir.
�Ancak; Anayasa’nın yürürlüğe girebilmesi için tüm üye ülkeler tarafından onaylanması gerekmektedir ve özellikle, Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumlarda çıkan “hayır” kararı olumsuz etki oluşturmuştur. � 1 Ocak 2007 tarihinde Bulgaristan ve Romanya Avrupa Birliği üyesi olmuştur. Böylece Avrupa Birliği’nin üye sayısı 27’ye yükselmiştir. Avrupa Birliği’nde kullanılan resmi dil sayısı ise 23 olmuştur.
� Anayasa’nın Fransa’da ve Hollanda’da yapılan referandumların sonucunda reddedilmesinin ardından 2007 yılında başta kurumsal değişikliğin yapılması ve karar alma sürecinin basitleştirilmesi amacıyla Lizbon Antlaşması üzerinde çalışmalar başlatılmıştır. � 18 -19 Ekim 2007 tarihlerinde düzenlenen Zirvede; Avrupa Birliği’nin kurumsal yapısına bazı değişiklikler getiren ve üzerinde siyasi mutabakat sağlanan Lizbon Antlaşması, 13 Aralık 2007 tarihinde, Avrupa Birliği Zirvesi marjında Lizbon’da imzalanmıştır. � Lizbon Antlaşması 27 üye ülkede onay sürecinin tamamlanmasının ardından 1 Aralık 2009 tarihinde resmen yürürlüğe girmiştir. Bu Antlaşma Avrupa Birliği’nin kurumsal yapısında bazı önemli değişikliklere yol açmıştır.
�Lizbon Antlaşması uyarınca, Avrupa Birliği Konseyi’ne bir başkanlık görevi eklenmesi ve Avrupa Birliği’nin dış ve güvenlik politikasından sorumlu yüksek temsilcilerinin görev ve yetkilerinin genişletilmesi öngörülmüştür. �Lizbon Antlaşması’nda daimi bir Avrupa Birliği Konseyi Başkanı görevi ihdas edilmiştir. Bu kişi, nitelikli çoğunluk yöntemi ile bir kereye mahsus yenilenebilir olup 2, 5 yıllık bir süre için Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından seçilecektir.
� Avrupa Birliği, amaçlarını ve değerlerini gerçekleştirip geliştirecek ve Birliğin, vatandaşlarının ve üye devletlerin çıkarlarına hizmet edecek tek bir kurumsal çerçeveye sahiptir. Avrupa Birliği Antlaşması'nın 13. maddesi uyarınca Birlik kurumları: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Avrupa Parlamentosu Avrupa Komisyonu Avrupa Birliği Konseyi Avrupa Birliği Zirvesi. Avrupa Birliği Adalet Divanı Avrupa Sayıştayı Avrupa Merkez Bankası Diğer Kurum, Organ ve Ajanslar
Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğruda halk tarafından seçilen organdır. AB üyesi ülkelerin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanabilirler. Son Parlamento seçimi 2009 yılında yapılmıştır. Parlamento, bugün için Avrupa Birliği'ne üye 27 devletin toplamda 736 temsilcisinden oluşur. Parlamento Genel Kurulu kural olarak Strazburg'da toplanır. Parlamento'nun siyasi grupları ve komiteleri Brüksel'de toplanır, sekretaryası ise Lüksemburg'dadır.
� Avrupa Komisyonu, yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak AB müktesebatını, bütçeyi ve programları uygulamaktan ve idari denetimden sorumlu kurumdur. Avrupa Komisyonu, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 27 üyeden oluşur. Bu kişilere "komiser" adı verilir. Komisyon adeta bir Bakanlar Kurulu gibi faaliyet gösterir. Komisyon'da komiserlerin yanı sıra, Avrupa Birliği görevlilerinden oluşan 25. 000 kişilik bir idari teşkilat da mevcuttur.
�Avrupa Birliği Konseyi �Konsey, Avrupa Birliği üyesi devletlerin hükümetlerinde görev yapan bakanlardan oluşan bir organ konumundadır. Konsey, Avrupa Birliği içinde üye devletlerin ulusal çıkarlarının temsil edildiği organdır. Konsey toplantılarına, karara bağlanacak konu doğrultusunda üye devletleri temsilen ilgili bakanlar katılır.
�Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin başbakanları veya devlet başkanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı'nın katılımı ile meydana gelir. Yılda dört defa toplanan Zirve, Birliğin gelişmesi ve Avrupa'nın bütünleşmesi doğrultusunda öncelikleri ve temel politikaları belirleyen kararlar alır.
�Avrupa Birliği Adalet Divanı, Avrupa Birliği'nin yargı organıdır ve Adalet Divanı, Genel Mahkeme ve uzmanlık mahkemeleri olmak üzere üçlü bir yapıdan oluşur. Adalet Divanı'nın temel amacı, Avrupa Birliği hukukunun Avrupa Birliği içerisinde her yerde aynı şekilde yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlamaktır.
Avrupa Sayıştayı, Birliğin tüm gelir ve giderlerini inceler, işlemlerinin hukuka ve usule uygunluğunu temin eder. Sayıştay denetimi, gelir ve giderlerin hukuka uygunluğu ile düzenliliğini ve iyi bir mali idareyi sağlamaya yöneliktir. Avrupa Sayıştayı her bir üye devletten birer üye olmak üzere 27 üyeden oluşmaktadır
� Avrupa Merkez Bankası tüzel kişiliğe sahip bağımsız bir AB organıdır. Görevi, para birimi olarak Avro'yu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Avro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamaktır. Bu görevini üye devletlerin merkez bankaları ve Avrupa Merkez Bankası'ndan oluşan Avrupa Merkez Bankaları Sistemi içinde yerine getirir.
�Diğer Kurum, Organ ve Ajanslar Bölgeler Komitesi, AB içindeki yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan danışma nitelikli bir komite AB Antlaşması'nın 13. maddesinde belirtilen AB kurumları dışında, pek çok organ, ajans ve ofis AB çatısı altında çeşitli işlevleri yerine getirmek üzere faaliyet göstermektedir.
Avrupa Birliğinde Yasama ve Karar Alma Süreçleri �Birlik kurumları, Antlaşmalar'da kendilerine verilen yetkiler çerçevesinde ve belirlenen usul, şart ve amaçlara uygun olarak hareket eder. Dolayısıyla, Birlik sınırlı yetki ilkesine tabi olup, ancak üye devletler tarafından açıkça yetkilendirildiği alanlarda düzenleme yapıp bağlayıcı kural koyabilir, tedbir alabilir.
� AB kurumsal yapısı içerisinde yasama faaliyeti, ayrı görevleri bulunan üç temel kurum olan; Komisyon, Parlamento ve Konsey'in işbirliği ile gerçekleşir. Yasama sürecinde her bir kurumun görevi, yetkisi ve sorumluluğu birbirinden farklıdır. � AB'de karar alma faaliyeti "Olağan Yasama Usulü" ve "Özel Yasama Usul"leri aracılığıyla gerçekleştirilir. Özel Yasama Usulleri'nden olan Danışma Usulü ve Muvafakat Usulü istisna niteliğindedir. Aksi belirtilmediği takdirde uygulanacak olan usul ise kural olarak Olağan Yasama Usulü'dür. Avrupa Parlamentosu'na karar alma sürecinde gerçek anlamda yasa koyucuya benzer bir yetki tanıyan olağan yasama usulünde Parlamento'ya yasama süreci çerçevesinde Konsey ile ortaklaşa karar verme ve veto yetkisi tanınmıştır. Bu usulde, Komisyon yasama önerisini hazırlar ve yasama işlemi ancak Parlamento ile Konsey'in anlaşması ile yapılabilir. Parlamento'nun bir yasama önerisini reddi veto etkisi doğurur. Parlamento bu usulde yasama önerisine değişiklikler de önerebilir ve Konsey tarafından da benimsenmesi halinde tasarruf bu şekilde yasalaşabilir.
� Ancak Antlaşmalar'da açıkça belirtilen hallerde Özel Yasama Usulleri'nin uygulanması söz konusu olabilir. Özel Yasama Usulleri, diğerlerinin yanı sıra özellikle; "Danışma Usulü" ve "Muvafakat Usulü" şeklindedir. Danışma usulünde Komisyon'un hazırladığı öneri hakkında Parlamento görüş bildirir, ama bu görüş bağlayıcı değildir, Konsey konuyu Parlamento'nun görüşünü aldıktan sonra bu görüşe uymadan da karara bağlayabilir. Muvafakat usulünde ise Parlamento'nun Komisyon önerisine ya da Birliğin taraf olacağı bir anlaşmaya onay vermesi halinde o tasarruf Konsey tarafından kabul edilebilir veya ilgili anlaşma Konsey tarafından imzalanabilir. Birliğin taraf olacağı pek çok uluslararası anlaşma muvafakat usulüne tabidir. Yeni üyelerin Birliğe katılımını sağlayan katılım antlaşmaları da Parlamento'nun muvafakatini gerektirir. Bundan başka, antlaşmalar' da, "Bütçenin Onaylanması" "Komisyonun Düzenleme Yapması" gibi özel usullerin uygulandığı karar yöntemlerine de yer verilmektedir.
�AB'de yasama faaliyeti yapılırken öneri kural olarak Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanır ve Konsey ile Parlamento'ya sunulur. Bu çerçevede Ekonomik ve Sosyal Komite ile Bölgeler Komitesi gibi bazı danışma organlarına da danışılması gerekebilir. Parlamento'nun ve Konsey'in üzerinde anlaştığı öneri, Konsey tarafından nihai olarak karara bağlanır
- Slides: 37