Av Do Dr Yavuz ERDOAN LEFKE AVRUPA NVERSTES

  • Slides: 87
Download presentation
Av. Doç. Dr. Yavuz ERDOĞAN LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ Ceza ve Ceza Muhakemesi

Av. Doç. Dr. Yavuz ERDOĞAN LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi yavuzerdogan@hotmail. com 0548 841 71 97 (KKTC) 0538 371 26 46 (TC) (Gaziantep Barosu)

7188 SAYILI KANUNLA YÜRÜRLÜĞE GİREN YARGI REFORM PAKETİNİN MADDİ CEZA HUKUKU VE CEZA MUHAKEMESİ

7188 SAYILI KANUNLA YÜRÜRLÜĞE GİREN YARGI REFORM PAKETİNİN MADDİ CEZA HUKUKU VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

GİRİŞ • 1. Yargı Reform Paketi olarak anılan 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve

GİRİŞ • 1. Yargı Reform Paketi olarak anılan 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Başka Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17/10/2019 tarihinde kabul edilmiş ve 24/10/2019 tarihinde resmi gazetede yayınlanmıştır.

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLME

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLME

7188 KANUN İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TCK 75 md. ÖN ÖDEME • 75. Maddenin 1.

7188 KANUN İLE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TCK 75 md. ÖN ÖDEME • 75. Maddenin 1. fıkrasına şu şekilde ek yapılmıştır: • “Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. Failin on gün içinde talep etmesi koşuluyla bu miktarın birer ay ara ile ÜÇ EŞİT TAKSİT hâlinde ödenmesine Cumhuriyet savcısı tarafından karar VERİLİR. Taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde önödeme hükümsüz kalır ve soruşturmaya devam edilir. Taksirli …

TCK 75 md. ÖN ÖDEME 71888 s. k ile TCK’nın 75. maddesinin 6. fıkrasına

TCK 75 md. ÖN ÖDEME 71888 s. k ile TCK’nın 75. maddesinin 6. fıkrasına şu şekilde ek yapılmıştır: c) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan suç, d) 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan suç,

ÖNÖDEME KURUMUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ • YAPILAN DEĞİŞİKLİK İLE; 1 - Daha önceden önödeme

ÖNÖDEME KURUMUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ • YAPILAN DEĞİŞİKLİK İLE; 1 - Daha önceden önödeme miktarının TAKSİTLER halinde ödenmesi imkanı yokken, önödemenin de taksitle ödenmesi imkanı getirilmiştir. 2 - Önödeme kapsamında sayılan katalog suçlara yeni suçlar eklenmiştir. Eklenen suçlar; – Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan suç, – Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan suçtur.

 • Taksitlendirme imkanının getirilmesi her ne kadar olumlu bir gelişme olarak görülebilir ise

• Taksitlendirme imkanının getirilmesi her ne kadar olumlu bir gelişme olarak görülebilir ise de; burada “VERİLİR” şeklinde emredici hüküm kurulması kanaatimizce hatalı olmuştur. Zira C. Savcısına takdir hakkı bırakılmamıştır. C. Savcısı talep halinde MİKTAR NE KADAR AZ OLURSA OLSUN taksit yapmak ZORUNDA kalacaktır. Bu durum ise gereksiz yere dosyanın birkaç ay daha açık kalmasına sebep olacaktır. • Nitekim maddenin meclise sevkinde tasarı “verilebilir” şeklinde iken, mecliste değiştirilerek “verilir” şekline getirilmiştir.

Eklenen yeni suç tipleri bakımından baktığımızda; - Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74

Eklenen yeni suç tipleri bakımından baktığımızda; - Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan suç, ”İzinsiz olarak define araştıranlar, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. şeklindedir. Burada define olarak araştırılan hususun esasında tarihimizin ve kültürümüzün parçası olduğunu dikkate aldığımızda, yani korunan değerin önemini dikkate aldığımızda, kanaatimizce bu suçun önödemeye bağlanması isabetli olmamıştır. Kaldı ki bu suçla korunan değerin önemi ve verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında, niçin bu suçun önödemeye bağlandığı anlaşılamamaktadır. Zira bu sınırın altında kalan ve önödemeye bağlanmayan, korunan değer bakımından bu kadar önemli olmayan başkaca suçlar da bulunmaktadır. Bu durumda o suçlarında önödeme alınması faydalı olacaktır.

Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi “Derneğe ait tutulması gereken defter

Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi “Derneğe ait tutulması gereken defter veya kayıtları tutmayan veya tasdiksiz defter tutan dernek yöneticileri üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması halinde dernek yöneticilerine ve defterleri tutmakla sorumlu kişilere beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Adına yetki belgesi düzenlenmediği halde gelir toplayanlar ile bilerek bu şekilde gelir toplanmasına izin veren yönetim kurulu üyelerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. ” şeklindedir. Buradaki eylemin niteliği ve ceza miktarı dikkate alındığında yapılan değişiklik yerinde olmuştur.

 • Kanaatimizce önödeme kurumunun kapsamının genişletilmesi faydalı olmuştur ve daha da genişletilmelidir. Ancak

• Kanaatimizce önödeme kurumunun kapsamının genişletilmesi faydalı olmuştur ve daha da genişletilmelidir. Ancak önödeme şartlarına baktığımızda ÖNÖDEMEDEN FAYDALANMA SAYISINDA SINIR KONULMAMIŞ OLMASI KANAATİMİZCE EKSİKLİKTİR. Zira özellikle define arayanların bu eylemelerini sürekli tekrarladıklarını dikkate aldığımızda defalarca bu kurumdan faydalanması toplum nezdinde adalete güveni zedeleyecektir.

VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME TCK 136 md. • TCK’nın 136.

VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME TCK 136 md. • TCK’nın 136. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. • (2) (Ek: 17/10/2019 -7188/17 md. ) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca KAYDA ALINAN BEYAN VE GÖRÜNTÜLER olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır. •

 • CMK’nın 236/5 -6’ncı maddeleri ise şu şekildedir: • “(5) (Ek: 17/10/2019 -7188/22

• CMK’nın 236/5 -6’ncı maddeleri ise şu şekildedir: • “(5) (Ek: 17/10/2019 -7188/22 md. ) Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınır. Mağdur çocuğun BEYAN VE GÖRÜNTÜLERİ KAYDA ALINIR. Kovuşturma evresinde ise ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk bulunması hâlinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilir. Mağdur çocuk yargı çevresi ve mülkî sınırlara bakılmaksızın en yakın merkeze götürülmek suretiyle bu fıkrada belirtilen işlemler yerine getirilir. • (6) (Ek: 17/10/2019 -7188/22 md. ) Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olanların SORUŞTURMA EVRESİNDEKİ BEYANLARI BAKIMINDAN DA beşinci fıkra hükmü uygulanır. Ancak, beyan ve görüntülerin kayda alınmasında mağdurun rızası aranır”

 • Görüldüğü üzere cinsel suçlarda suçun mağduru ister çocuk ister yetişkin olsun, bu

• Görüldüğü üzere cinsel suçlarda suçun mağduru ister çocuk ister yetişkin olsun, bu SUÇ VÜCUDA ORGAN VEYA SAİR BİR CİSİM SOKULMASI SURETİYLE GERÇEKLEŞTİRİLİRSE, mağdurun beyanları artık belli bir şekilde tespit edilip KAYDA ALINACAKTIR. İşte bu kayda alınan beyan ve görüntülerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi ya da ele geçirilmesi SUÇUN NİTELİKLİ HALİ olarak belirlenmiştir.

 • Kanaatimizce böylesi bir düzenleme gerekli kabul edilse dahi düzenlenme yeri hatalıdır. Zira

• Kanaatimizce böylesi bir düzenleme gerekli kabul edilse dahi düzenlenme yeri hatalıdır. Zira veri kavramının tanımı “bilişim araçları tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değer” şeklinde yapılmaktadır. • Kişisel veri ise, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3/1 - d maddesinde “Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü BİLGİYİ ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. CMK’da belirtildiği üzere mağdurların BEYANLARININ KAYDA ALINMASI DEMEK, GÖRÜNTÜNÜN VE SESİN BÜTÜN OLARAK ÇEKİMİNİN YAPILMASI DEMEKTİR. GÖRÜNTÜ İSE, KİŞİSEL VERİ OLMAYIP, BAŞLI BAŞINA ÖZEL HAYATA İLİŞKİNDİR. Nitekim Yargıtay’da özel anların, çıplak görüntülerin kayda alınması halinde kişisel verilerin ele geçirilmesi suçunun değil özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunun oluştuğunu kabul etmektedir. Bu durumda anılan ek fıkranın eklenmesi gereken yer TCK’nın 136. maddesi değil, 134. maddesi olmalıydı. Kaldı ki anılan ek düzenleme 134. madde bakımından da tartışmalara sebep olabileceğinden BAĞIMSIZ BİR SUÇ OLARAK DÜZENLENMESİ çok daha faydalı olacaktır.

3713 SAYILI TERÖRLE MÜCADELE KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

3713 SAYILI TERÖRLE MÜCADELE KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

TMK 7. md. TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDA Terör örgütleri Madde 7 – (Değişik: 29/6/2006 -5532/6

TMK 7. md. TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDA Terör örgütleri Madde 7 – (Değişik: 29/6/2006 -5532/6 md. ) … Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. HABER VERME SINIRLARINI AŞMAYAN VEYA ELEŞTİRİ AMACIYLA YAPILAN DÜŞÜNCE AÇIKLAMALARI SUÇ OLUŞTURMAZ. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır: …

 • Burada madde metnine eklenen cümle tamamen gereksiz bir cümledir. Zira haber verme

• Burada madde metnine eklenen cümle tamamen gereksiz bir cümledir. Zira haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları zaten DÜŞÜNCE (İFADE) ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ kapsamında kaldığından suç oluşturmamaktadır. Burada BİR HAKKIN KULLANILMASI SÖZ KONUSU olup; hakkın kullanılması ise, TCK’nın 26. maddesinde açıkça HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ olarak kaleme alınmıştır. Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası Madde 26 - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.

5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLME

5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLME

CMK 102. md. TUTUKLUK SÜRESİ • “Tutuklulukta geçecek süre” başlığıyla düzenlenen CMK’nın 102’nci maddesine

CMK 102. md. TUTUKLUK SÜRESİ • “Tutuklulukta geçecek süre” başlığıyla düzenlenen CMK’nın 102’nci maddesine ek fıkralar getirilerek soruşturma evresi için tutukluluk süresine özel olarak sınırlamalar getirilmiştir. • (4) SORUŞTURMA EVRESİNDE tutukluluk süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından ALTI AYI, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler BİR YILI GEÇEMEZ bakımından ise . Ancak, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu olarak işlenen suçlar bakımından bu süre en çok olup, gerekçesi gösterilerek • BİR YIL ALTI AY DAHA UZATILABİLİR. (5) Bu maddede öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, onsekiz yaşını doldurmamış dörtte üç oranında uygulanır. ÇOCUKLAR BAKIMINDAN ise

 • Tutukluların masumiyet karinesinden faydalandığı dikkate alındığında, tutukluluk süresini kısaltan bu hükmü isabetli

• Tutukluların masumiyet karinesinden faydalandığı dikkate alındığında, tutukluluk süresini kısaltan bu hükmü isabetli bulmaktayız. Ancak getirilen sınırlamalara tanınan istisnaların, UYGULAMADA kanunun amacını aşacağı ve ilave sürelerin istisna olması gerekirken kural haline geleceği endişemiz bulunmaktadır. • Tutuklulukla ilgili olarak 102 nci maddede yapılan düzenlemenin YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİ geçici madde ile belirlenmiştir. Buna göre, bu maddenin yürürlüğe girişi KANUNUN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN İTİBAREN ÜÇ AY sonra uygulanacaktır. • Kanaatimizce kişi özgürlüklerini temelden etkileyen tutukluluk gibi bir koruma tedbirinin TATBİKİNİN GECİKTİRİLMESİ DOĞRU DEĞİLDİR.

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ (KDAE- CMK md. 171) • Kamu davasını açmada takdir yetkisi

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ (KDAE- CMK md. 171) • Kamu davasını açmada takdir yetkisi • Madde 171 – (Değişik: 6/12/2006 – 5560/22 md. ) • (1) Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. • (2) UZLAŞTIRMA VE ÖNÖDEME KAPSAMINDAKİ SUÇLAR HARİÇ OLMAK üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı ÜÇ yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören VEYA ŞÜPHELİ, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.

 • (3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için; • a) Şüphelinin daha

• (3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için; • a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması, • b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi, • c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması, • d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı VE CUMHURİYET SAVCISI TARAFINDAN TESPİT EDİLEN zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, • koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

 • (4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına

• (4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. • (5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir. • (6) Bu madde hükümleri; • a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, • b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar, • c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, • hakkında uygulanmaz.

 • “Kamu davasını açmada takdir yetkisi” başlıklı bu madde ile C. Savcılarına kamu

• “Kamu davasını açmada takdir yetkisi” başlıklı bu madde ile C. Savcılarına kamu davası açmak yerine erteleme kararı verme imkanı verilmektedir. • Bu noktada C. Savcılarının yetkilerinin artırılmasını uygun görüp görmemenize göre bu madde hakkındaki yorumunuzda değişecektir. Zira kıta avrupası hukuk sisteminde ceza verme yetkisi mahkemelerdedir. Kanaatimce ülkemizin içine düştüğü yargısal iş gücü batağından kurtulabilmesi bakımından savcıların yetkilerinin genişletilmesi faydalı olacaktır. Ancak savcılarımızın da İYİ EĞİTİLMESİNİN ve kendilerini de sürekli geliştirmesinin gerektiği unutulmamalıdır.

 • Yapılan yeni düzenlemede ÖNÖDEME kurumunun istisna tutulması isabetli olmuştur. Zira failin kovuşturmadan

• Yapılan yeni düzenlemede ÖNÖDEME kurumunun istisna tutulması isabetli olmuştur. Zira failin kovuşturmadan kurtulması imkanı bulunmasına rağmen, bundan kurtulma yönünde çaba harcamaması halinde onu ısrarla kovuşturmadan uzak tutmaya çalışmak ıslaha engel olacaktır. • Ancak burada UZLAŞTIRMA kurumunun bütün olarak KDAE kurumunun dışında bırakılması kanaatimizce yerinde olmamıştır. Zira pekala şüphelinin uzlaşmak istemesine rağmen mağdurun uzlaşmak istememesi nedeniyle uzlaştırmanın gerçekleşmemesi mümkündür. Bu durumda uzlaşma istemini ortaya koyan; yani iyi niyetle sorunu çözme çabasında olan bir kimseyi hırsla öfkeyle hareket eden bir mağdurun kişisel tavrından dolayı kovuşturma zorunda bırakmak hakkaniyet ve adalet duygularına ters gelmektedir. • Bu maddeye ilişkin olarak belirtmeliyiz ki, burada meclise sevk edilen TASARIDA KDAE için belirlenen süre 2 yıl iken mecliste bu süre 3 yıla çıkarılmıştır.

 • Ayrıca belirtmeliyiz ki, KYOK alacağını düşünen ya da yargılama sonunda beraat edeceğini

• Ayrıca belirtmeliyiz ki, KYOK alacağını düşünen ya da yargılama sonunda beraat edeceğini düşünen şüphelilere de bu KDAE kararına itiraz imkanının sağlanması isabetli olmuştur. • Bu maddede 3. Fıkranın d bendinde “…ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen” şeklinde eklenen cümle de isabetlidir. Zira zararın miktarı konusu uygulamada her zaman ihtilaf konusu olabilmekteydi.

 • KDAE kurumu düzenlenirken üst sınırın yukarı çekilmesi nedeniyle pek çok suç bu

• KDAE kurumu düzenlenirken üst sınırın yukarı çekilmesi nedeniyle pek çok suç bu kapsama girecektir. Bu nedenle toplumu ya da kamu düzenini derinden etkileyecek bir takım suçların istisna tutulması isabetli olacaktı. Nitekim bu nedenle maddeye yeni bir fıkra eklenerek şu suçlar istisna tutulmuştur: – Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, – Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar, – Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, • “Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları” kısmı meclise gönderilen tasarıda yokken, MECLİSTE EKLENMİŞTİR.

 • Burada asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar denilmekle yetinilmesi uygulamada tereddütlere sebep

• Burada asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar denilmekle yetinilmesi uygulamada tereddütlere sebep olacaktır. Zira askeri suçlar sırf askeri suçlar ve askeri suçlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Burada kastedilenlerin sırf askeri suçlar olduğu açıkça belirtilmeliydi. • Ayrıca belirtelim ki, incelenen kanunun 31. maddesiyle CMK’ya eklenen gecici 5. maddede maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş yani iddianamesi kabul edilmiş dosyalarda KDAE kararı verilemeyeceği belirtilmiştir.

İDDİANAMENİN İADESİ ( CMK md. 174) İddianamenin iadesi Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 -

İDDİANAMENİN İADESİ ( CMK md. 174) İddianamenin iadesi Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md. ) (1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle; a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen, b) Suçun sübûtuna DOĞRUDAN etki EDECEK mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen, c) Önödemeye veya uzlaşTIRmaya YA DA SERİ MUHAKEME USULÜNE tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşTIRma YA DA SERİ MUHAKEME usulü uygulanmaksızın düzenlenen, d) SORUŞTURMA VEYA KOVUŞTURMA YAPILMASI İZNE VEYA TALEBE BAĞLI OLAN SUÇLARDA İZİN ALINMAKSIZIN VEYA TALEP OLMAKSIZIN DÜZENLENEN, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.

 • “İddianamenin iadesi” başlığıyla düzenlenen CMK’nın 174’üncü maddede değişiklik yapılmıştır. • Madde metni

• “İddianamenin iadesi” başlığıyla düzenlenen CMK’nın 174’üncü maddede değişiklik yapılmıştır. • Madde metni “Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen, ” şeklinde iken, “Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Kanaatimizce yapılan bu değişikliğin pratikte hiçbir sonucu olmayacaktır. Zira iddianame düzenlenmesi için hala “yeterli şüphe yeterlidir” bu durumda neyin sübuta doğrudan etki edeceği konusunda kişisel tartışmaların ötesinde hiçbir faydası olmayacaktır.

 • Madde metninde ayrıca “uzlaşma” kavramı “uzlaştırma” olarak değiştirilmiştir ki bu isabetli bir

• Madde metninde ayrıca “uzlaşma” kavramı “uzlaştırma” olarak değiştirilmiştir ki bu isabetli bir değişikliktir. Zira CMK’da daha önceden yapılan değişiklikle kavram CMK’nın 253. maddesinde zaten uzlaştırma olarak değiştirilmişti. Uzlaşma ve uzlaştırma kavramlarının faklı anlamları dikkate alındığında bu değişiklik isabetli olmuştur. • “d) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen” şeklindeki bent ise, yerinde bir değişikliktir. Zira kovuşturma şartı yerine getirilmeden dava açılması zaten hukuka aykırıdır.

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN HAKLARI ( CMK md. 234) • • Mağdur ile şikâyetçinin

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN HAKLARI ( CMK md. 234) • • Mağdur ile şikâyetçinin hakları Madde 234 – … (4) Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adlî tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması halinde mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

 • Burada yapılan düzenleme son derece yerinde olup, oluşan pek çok mağduriyetin ve

• Burada yapılan düzenleme son derece yerinde olup, oluşan pek çok mağduriyetin ve yargılamanın uzamasının önüne geçecektir. Nitekim bu durum sosyal hukuk devleti olmanın da gereğidir.

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) “Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi” başlıklı

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) “Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi” başlıklı CMK’nın 236. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. … (4) Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifade ve beyanları özel ortamda uzmanlar aracılığıyla alınır.

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) (5) Türk Ceza Kanununun 103

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) (5) Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınır. Mağdur çocuğun beyan ve görüntüleri kayda alınır. Kovuşturma evresinde ise ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk bulunması halinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilir. Mağdur çocuk yargı çevresi ve mülkî sınırlara bakılmaksızın en yakın merkeze götürülmek suretiyle bu fıkrada belirtilen işlemler yerine getirilir. (6) Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olanların soruşturma evresindeki beyanları bakımından da beşinci fıkra hükmü uygulanır. Ancak, beyan ve görüntülerin kayda alınmasında mağdurun rızası aranır.

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) (7) Beşinci ve altıncı fıkra

MAĞDUR İLE ŞİK YETÇİNİN DİNLENMESİ ( CMK md. 236) (7) Beşinci ve altıncı fıkra kapsamında alınan beyan ve görüntü kayıtları dava dosyasında saklanır, kimseye verilmez ve gizliliği için gerekli tedbirler alınır. (8) Beşinci ve altıncı fıkra kapsamında alınan beyan ve görüntü kayıtları, yazılı tutanağa dönüştürülür. Bu tutanak, talepte bulunan şüpheli, sanık, müdafii, mağdur, vekil veya kanuni temsilciye verilir. Beyan ve görüntü kayıtları bu kişilere soruşturma ve kovuşturma makamlarının gözetiminde gizliliği korunmak suretiyle izletilebilir.

 • YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE EKLENEN 4. FIKRA TÜM SUÇLAR BAKIMINDAN TATBİK EDİLEBİLECEKKEN, DEVAMI FIKRALAR

• YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE EKLENEN 4. FIKRA TÜM SUÇLAR BAKIMINDAN TATBİK EDİLEBİLECEKKEN, DEVAMI FIKRALAR YALNIZCA CİNSEL SUÇLARDA VE VÜCUDA ORGAN VS. CİSİM SOKULMASI HALİNDE UYGULANACAKTIR. • Burada önemle belirtmeliyiz ki 7. fıkrada yer alan beyan ve görüntü kayıtlarının dava dosyasında saklanıp, kimseye verilmeyeceğine dair emredici hüküm yerinde değildir. Zira burada emredici bir şekilde savunma makamları da dahil kimsenin bu beyan ve görüntüleri ELİNDE BULUNDURMASINA İMKAN TANINMAMIŞTIR. Bu durum gerçek hayatta adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurabilecektir. • Bu noktada 8. fıkrada sanık, müdafii, mağdur, vekil veya kanuni temsilci tarafından soruşturma ve kovuşturma makamlarının gözetiminde gizliliği korunmak suretiyle bu beyan ve görüntülerin izlenebileceği düzenlendiğinden adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği iddia edilebilir ise de, 8. fıkranın sonunda “izletilir” değil İZLETİLEBİLİR “ ” şeklinde ifadede bulunulması nedeniyle bu görüşe itibar edemeyiz. Zira 8. fıkrada soruşturma ya da kovuşturma makamlarına beyan ve görüntüleri izletip izletmeme konusunda takdir hakkı verilmiştir. Uygulamamızda özellikle savcıların avukatlara dosyayı göstermemeye dair çabaları dikkate alındığında bu takdir hakkının uygulamayı ve dolayısıyla adil yargılanmayı nasıl etkileyebileceği daha iyi anlaşılacaktır.

 • Yapılan reform yasasıyla CMK’ya eklenen geçici madde ile CMK’nın 234 ve 236’ncı

• Yapılan reform yasasıyla CMK’ya eklenen geçici madde ile CMK’nın 234 ve 236’ncı maddeleri uyarınca kurulması gereken merkezlerin 01/09/2020 tarihine kadar kurulmasının gerektiği hüküm altına alınmıştır. Anılan geçici maddede bu tarihe kadar mevcut uygulamaya devam olunacağı belirtilmiştir. Böylelikle 234 ve 236. maddelerle yapılan değişikliklerin yürürlüğe girişi 01/09/2020 tarihine bırakılmıştır.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) “Seri muhakeme usulü MADDE 250 - (1)

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) “Seri muhakeme usulü MADDE 250 - (1) SORUŞTURMA evresi SONUNDA AŞAĞIDAKİ SUÇLARLA İLGİLİ olarak KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİNE KARAR VERİLMEDİĞİ TAKDİRDE seri muhakeme usulü uygulanır: A) TÜRK CEZA KANUNUNDA YER ALAN; 1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra), 2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170), 3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra), 4. Gürültüye neden olma (madde 183), 5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra), 6. Mühür bozma (madde 203), 7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206), 8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra), 9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268), suçları.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar. c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç. d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç. e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (2) Cumhuriyet savcısı VEYA kolluk görevlileri, şüpheliyi,

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (2) Cumhuriyet savcısı VEYA kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında BİLGİLENDİRİR. (3) Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması ŞÜPHELİYE TEKLİF EDİLİR ve ŞÜPHELİNİN MÜDAFİİ HUZURUNDA TEKLİFİ KABUL ETMESİ H LİNDE bu usul uygulanır. (4) CUMHURİYET SAVCISI, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle YAPTIRIMI BELİRLER.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (5) Dördüncü fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (5) Dördüncü fıkra uyarınca sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelenebilir. (6) Bu maddeye göre belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde 231 inci madde kıyasen uygulanabilir. (7) Bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmez.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (8) Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) (8) Cumhuriyet savcısı, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Talep yazısında; a) Şüphelinin kimliği ve müdafii, b) Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi, c) İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri, d) İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, e) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, f) İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti, g) Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği, h) Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri, gösterilir.

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) ŞÜPHELİYİ MÜDAFİİ HUZURUNDA DİNLEDİKTEN SONRA üçüncü fıkradaki

SERİ MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 250) ŞÜPHELİYİ MÜDAFİİ HUZURUNDA DİNLEDİKTEN SONRA üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği ve (9) MAHKEME, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır. (10) Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, ŞÜPHELİNİN SERİ MUHAKEME USULÜNÜ KABUL ETTİĞİNE İLİŞKİN BEYANLARI ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, TAKİP EDEN soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde DELİL OLARAK KULLANILAMAZ.

 • Değişiklik kanununun 23 ila 25. maddelerinde daha önceden ceza muhakemesinde bulunmayan seri

• Değişiklik kanununun 23 ila 25. maddelerinde daha önceden ceza muhakemesinde bulunmayan seri ve basit yargılama usulleri düzenlenmiştir. • Getirilen seri muhakeme usulü soruşturma aşamasıyla ilgili iken, basit yargılama usulü kovuşturma aşaması içindir. • İnceleme konusu Kanun’un 31. maddesinde seri muhakeme usulünün ve aşağıda inceleyeceğimiz basit yargılama usulünün 01/01/2020 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ düzenlenmiştir. Bu nedenle incelenecek bu yeni yargılama usullerinin uygulanmasına önümüzdeki yılbaşı itibarıyla başlanacaktır. Ayrıca belirtmeliyiz ki, reform kanununun 31. maddesindeki amir hüküm gereği 1/1/2020 TARİHİ İTİBARIYLA KOVUŞTURMA EVRESİNE GEÇİLMİŞ, HÜKME BAĞLANMIŞ VEYA KESİNLEŞMİŞ DOSYALARDA SERİ MUHAKEME USULÜ İLE BASİT YARGILAMA USULLERİ UYGULANAMAYACAKTIR.

 • SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMASI ŞARTLARI: 1 - Geçmişte katalog suçlardan biri işlenmelidir:

• SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMASI ŞARTLARI: 1 - Geçmişte katalog suçlardan biri işlenmelidir: Kurumun ceza muhakemesi kanununda düzenlendiği ve uygulanabileceği suçların açıkça sıralandığı dikkate alındığında bu kurumun kabahatler bakımından ya da maddede sayılmayan suçlar bakımından kıyas yoluyla uygulanması mümkün değildir. Madde metninde sayılan katalog suçlar şunlardır: a- TCK’da yazılı olan suçlar: • Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra), • Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170), • Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra), • Gürültüye neden olma (madde 183), • Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra), • Mühür bozma (madde 203), • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206), • Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra), • Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268) suçları.

B- Özel kanunlarda yer alan suçlar • 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile

B- Özel kanunlarda yer alan suçlar • 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar. • 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç. • 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç. • 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suçtur. • Bu suçlar arasında yer alan, örneğin parada sahtecilik suçu ile ormana karşı işlenen suçlar dikkat çekmektedir.

2 - Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmemiş olunmalıdır. Diğer bir deyişle, kamu davasının

2 - Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmemiş olunmalıdır. Diğer bir deyişle, kamu davasının açılmasının ertelenmesi halinde ser muhakeme usulü kullanılamayacaktır. 3 - SUÇUN İŞLENDİĞİNE DAİR YETERLİ DELİLE ULAŞMALIDIR. Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan soruşturmada, soruşturma konusu suçun bu usulün tatbikinin gerektiği suçlardan olduğunun anlaşılması halinde öncelikle eldeki delillerin iddianame düzenlemeye yeterli olup olmadığını değerlendirmelidir. Yeterli delilin bulunmaması halinde kamu davası açılamayacağından bu usulünde tatbik edilmemesi gerekecektir.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ Yukarıdaki şartların bulunması halinde: 1 - Şüpheli C. Savcısı

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ Yukarıdaki şartların bulunması halinde: 1 - Şüpheli C. Savcısı tarafından ya da kolluk görevlileri tarafından seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirilecektir. 2 - Daha sonra Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilecektir. Burada şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanacaktır. Dikkat edilirse – BU YENİ KURUMUN TATBİKİ HAKKINDAKİ BİLGİLENDİRMEYİ KOLLUK YAPABİLECEKSE DE TEKLİFTE BULUNAMAYACAKTIR. TEKLİFİN BİZZAT C. SAVCISI TARAFINDAN YAPILMASI GEREKMEKTEDİR. – Madde metninde “şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır. ” Denildiğinden seri muhakeme usulü ile yeni bir ZORUNLU MÜDAFİİ gerektiren halin daha yaratıldığını söyleyebiliriz. Zira teklifin kabulünün müdafi huzurunda olması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Burada tekli edilirken müdafiinin bulunmasının gerektiğini kabul etmek daha doğru olacaktır. Yani teklif üzerine düşünmek isteyen birisine teklif ile kararın bildirilmesini birbirinden ayrı değerlendirmek doğru olmayacaktır.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 3 - Şüphelinin kabul kararını bildirmesinden sonra Cumhuriyet savcısı

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 3 - Şüphelinin kabul kararını bildirmesinden sonra Cumhuriyet savcısı TCK’nın 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirleyecektir. Görüldüğü üzere; – Bu usulde C. Savcısına temel cezayı belirlemede TAKDİR HAKKI verilmiştir. Cumhuriyet savcısı tıpkı mahkemelerce kurulan hükümlerde olduğu gibi yelpaze içerisinde somut cezayı belirleyecek, akabinde yarı oranda indirim yapacaktır. – Daha sonra sonuç olarak belirlenen hapis cezası Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilecek ya da 51 inci madde uyarınca ertelenebilecektir. Bu hükümlerin tatbikinde C. savcısının TAKDİR HAKKI bulunmaktadır. Zira madde metninde emredici cümle kullanılmamıştır. Fakat bu noktada seçenek yaptırımlara çevirmenin zorunlu olduğu hallerde artık C. Savcının takdir hakkının bulunmadığını ve seçenek yaptırımlara çevirmesinin zorunlu olduğunu söyleyebiliriz.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ – Maddenin 6. fıkrasında koşullarının bulunması hâlinde 231 inci

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ – Maddenin 6. fıkrasında koşullarının bulunması hâlinde 231 inci madde kıyasen uygulanabileceği de belirtilmiştir. Bu noktada C. Savcısına takdir hakkı tanınmıştır. Bu noktada savcılık makamınca şayet HAGB uygulanacaksa seçenek yaptıırılara çevrilmeden bunun yapılaması gerektiği unutulmamalıdır. – Bu noktada yasal düzenleme sistematiğinin hatalı olduğu görülmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesinden veya hapis cezasının ertelenmesinden önce yer alması gerekirdi. – Belirtmeliyiz ki Teklifte; TCK m. 50, 51 ve 61’in uygulanacağı söylenirken, takdiri indirim nedenlerini öngören TCK. m. 62 ‘den bahsedilmemesi de eksikliktir.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 4 - 7. Fıkrada “bu madde kapsamında yaptırım uygulanması,

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 4 - 7. Fıkrada “bu madde kapsamında yaptırım uygulanması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel teşkil etmez” şeklinde hüküm bulunduğundan, gereken durumlarda C. Savcısının güvenlik tedbirlerine hükmetmesi de mümkündür. 5 - Cumhuriyet savcısı bu şekilde yaptırım belirledikten sonra, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep edecektir.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 6 - Cumhuriyet savcısı bu usulün tatbikini talep ederken

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 6 - Cumhuriyet savcısı bu usulün tatbikini talep ederken talep yazısında; – Şüphelinin kimliği ve müdafii, – Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi, – İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri, – İsnat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, – Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, – İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti, – Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği, – Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri, gösterilmelidir.

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 7 - Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra, üçüncü

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 7 - Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra, üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği ve eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kuracaktır. BURADA MAHKEMENİN SAVCININ BELİRLEDİĞİ YAPTIRIMIN DIŞINA ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. - Görüldüğü - Mahkemece üçüncü fıkradaki şartların gerçekleşmediği ya da eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olmadığı kanaatine varırsa mahkeme talebi reddedecek ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderecektir. Görüldüğü üzere burada MAHKEME SAVCILIĞIN SUÇ VASIF NİTELENDİRMESİ İLE BAĞLI DEĞİLDİR. - Doktrinde (Ersan Şen hocamız) “Esas itibariyle dosyanın mahkeme tarafından cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hatalıdır. Bizce, seri muhakeme usulünün tatbiki talebiyle mahkemeye gelen ve fiilin bu usul kapsamına girmediğinden bahisle reddedilen dosya başsavcılığa iade edilmemeli ve ilk talep iddianame yerine kabul edilerek kovuşturma aşamasına geçilebilmelidir” şeklinde açıklamada bulunmuş ise de, kanaatimizce toplanması gereken başkaca delillerin bulunması ihtimaline binaan böylesi bir görüş isabetli olmayacaktır. Ancak burada belirtmeliyiz ki, İADE GEREKÇESİNE GÖRE KARAR İHSASI REY NİTELİĞİ TAŞIYABİLECEĞİNDEN BU ŞEKİLDE İADE EDİLEN DOSYAYA ARTIK İLK HÜKMÜ VEREN HAKİMLERİN KATILMAMASI İSABETLİ OLACAKTIR. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüphelinin bu usulden vazgeçtiği varsayılacaktır. - üzere

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 8 - Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması

SERİ MUHAKEME USULULÜNÜN UYGULANMA USULÜ 8 - Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, TAKİP EDEN soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamayacaktır. Kanaatimizce bu evraklar DOSYADAN ÇIKARILSA DAHA İSABETLİ OLURDU. Zira hakimin kafasında oluşacak kanaate etkisi olabilecektir. 9 - Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir.

 SERİ MUHAKEME USULÜNÜN UYGULANAMAYACAĞI HALLER (SERİ MUHAKEME USULÜNÜN İSTİSNALARI) 1 - Suçun İŞTİRAK

SERİ MUHAKEME USULÜNÜN UYGULANAMAYACAĞI HALLER (SERİ MUHAKEME USULÜNÜN İSTİSNALARI) 1 - Suçun İŞTİRAK hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanamayacaktır. 2 - Seri muhakeme usulü, YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ VE AKIL HASTALIĞI İLE SAĞIR VE DİLSİZLİK hâllerinde uygulanamayacaktır. Zira bu haller cezalandırmayı önleyen hallerdir. Ancak daha çok korunması gereken bu kişiler hakkında niçin uygulama yapılmadığını anlamlandırmamız mümkün olmamıştır. 3 - Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan ADRESTE BULUNMAMA VEYA YURT DIŞINDA OLMA YA DA BAŞKA BİR NEDENLE ŞÜPHELİYE ULAŞILAMAMASI H LİNDE, seri muhakeme usulü uygulanmaz.

 • Son olarak belirtmeliyiz ki, seri muhakeme usulünün uygulanmasına ilişkin bir YÖNETMELİĞİN ÇIKARTILACAĞI

• Son olarak belirtmeliyiz ki, seri muhakeme usulünün uygulanmasına ilişkin bir YÖNETMELİĞİN ÇIKARTILACAĞI madde metninde düzenlenmiştir. • Görüldüğü üzere seri muhakeme usulü soruşturma aşaması ile ilgili olup, bu yargılama usulünün tatbiki soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı ile şüphelinin anlaşmasına bağlıdır. • Seri muhakeme usulünün delil toplama ve değerlendirmede zayıflamayı hızlandıracağı, seri muhakeme usulü kapsamına alınan suçların işlenmesini artıracağı ve savcılık makamının iş yükünü fazlalaştıracağı gibi gerekçelerle eleştirilebilecektir. • Bir diğer eleştiri olarak da ANAYASA’NIN 9’NCU MADDESİNİN ihlal edildiği yönünde olabilecektir. Bu maddeye göre; “YARGI YETKİSİ, TÜRK MİLLETİ ADINA BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ MAHKEMELERCE KULLANILIR”. Seri muhakeme usulü yürüten bir cumhuriyet savcısının, “hakim” gibi şüpheli hakkında ceza tayin etmesinin Anayasa m. 9’a aykırı olacağı ileri sürülebilir. Bizce bu görüşte isabet yoktur. Çünkü CMK m. 250/8 -9’a göre; şüpheli hakkında hükmü mahkeme kuracak, yani Türk Milleti adına kararı yargı verecektir.

SERİ MUHAKEME USÜLÜNDE İTİRAZ • Dokuzuncu fıkra kapsamında Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan

SERİ MUHAKEME USÜLÜNDE İTİRAZ • Dokuzuncu fıkra kapsamında Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir.

BASİT MUHAKEME USÜLÜ (CMK MD. 251 -252) 5271 sayılı Kanunun mülga 251 nci maddesi

BASİT MUHAKEME USÜLÜ (CMK MD. 251 -252) 5271 sayılı Kanunun mülga 251 nci maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş ve ceza muhakemesi hukukumuza “basit yargılama usulü” başlığıyla VE KOVUŞTURMA EVRESİNDEKİ DOSYALAR BAKIMINDAN yeni bir yargılama usulü getirilmiştir. Öncelikle belirtelim ki, CMK’nın 250’nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünde, özel olarak itiraz sistemi düzenlenmeyip, itiraz sistemi genel hükümlere tabi tutulmuşken; basit muhakeme usulüne itiraz usulü CMK’nın 252. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) ASLİYE İDDİANAMENİN KABULÜNDEN SONRA adli para cezasını

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) ASLİYE İDDİANAMENİN KABULÜNDEN SONRA adli para cezasını ve/veya ÜST SINIRI İKİ YIL veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit (1) ceza mahkemesince, yargılama usulünün uygulanmasına karar VERİLEBİLİR. KARAR VERİLDİĞİ (2)Basit yargılama usulünün uygulanmasına TAKDİRDE mahkemece iddianame, sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. TEBLİGATTA DURUŞMA YAPILMAKSIZIN HÜKÜM VERİLEBİLECEĞİ HUSUSU DA BELİRTİLİR. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (3) Beyan ve savunma için verilen süre

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece DURUŞMA YAPILMAKSIZIN VE CUMHURİYET SAVCISININ GÖRÜŞÜ ALINMAKSIZIN, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. (4) Mahkemece, koşulları bulunması halinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir. (6) Mahkemece gerekli görülmesi halinde BU MADDE UYARINCA HÜKÜM VERİLİNCEYE KADAR HER AŞAMADA duruşma açmak suretiyle GENEL HÜKÜMLER UYARINCA YARGILAMAYA DEVAM EDİLEBİLİR.

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl

BASİT MUHAKEME USULÜ ( CMK md. 251) (7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri İLE soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz. (8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla BİRLİKTE işlenmiş olması halinde uygulanmaz.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN TATBİKİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR 1 - Asliye ceza mahkemesinde açılmış bir

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN TATBİKİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR 1 - Asliye ceza mahkemesinde açılmış bir kamu davası olmalıdır. 2 - İddianame kabul edilmiş olmalıdır 3 - Yargılama konusu suçun cezası adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmelidir. 4 - Asliye ceza mahkemesi hakimince bu usulün uygulanmasına karar verilmelidir. Bu noktada madde metninde “VERİLEBİLİR” yazdığından bu usulü tatbik edip etmemek tamamen mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Kanaatimizce taraflarda bu usulün tatbikini talep edebilecektir. Bu durumda mahkemece açıkça karar verilmesi gerekecektir.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ a- Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ a- Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenecektir. Burada taraflara yapılacak tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilecektir. Tebligatta açıkça duruşmasız karar verilebileceği yazılı değilse bu yönde karar verilemeyecektir. • Burada 15 günlük sürenin yetersiz olduğu akla gelebilir ise de, kanaatimizce yeterli bir süredir. Özellikle iddianamenin tebliği ile savunmanın hazırlanması için gerekli olan sürenin 7 gün olduğu dikkate alındığında, kanaatimizin isabeti daha iyi anlaşılacaktır.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ • Asliye ceza mahkemesi basit yargılama usulünün tatbikine karar

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ • Asliye ceza mahkemesi basit yargılama usulünün tatbikine karar verirken SANIĞIN KABULÜNÜ DE ARAMAYACAKTIR. Esasen bu usulün tatbiki de sanığın kabulüne bağlı olmalıdır. • Ayrıca vurgulamalıyız ki, basit yargılama usulünde; asliye ceza mahkemesinin iddianameyi kabul ettikten sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda BASİT YARGILAMA USULÜNÜN HANGİ HALLERDE TATBİKİNE KARAR VERİP VEREMEYECEĞİ GÖSTERİLMEMİŞ, bu husus tümüyle asliye ceza mahkemesinin takdir ve değerlendirilmesine bırakılmıştır. Bu takdiri durum KONUSU AYNI VEYA BENZER OLAYLAR BAKIMINDAN FARKLI UYGULAMALARIN ortaya çıkmasına ve yeknesaklığın sağlanamamasına, bu şekilde de farklı cezaların tatbikinin gündeme gelmesi suretiyle “eşitlik” ve “adalet” ilkelerine aykırılığı gündeme getirebilecektir.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ b- Bu yeni usul uygulanacak olsa da mahkemece toplanması

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ b- Bu yeni usul uygulanacak olsa da mahkemece toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilmelidir. Zira madde metninde bu durum emredici şekilde kaleme alınmıştır. Bu noktada DELİLLER DEĞİL DE BELGELERDEN BAHSEDİLMESİ DİKKATE ALINDIĞINDA buradaki belgelerin adli sicil ve nüfus kaydı gibi rutin belgeler olduğunu düşünmekteyiz. Ancak bu durumu hukuka aykırı bulmaktayız. Çünkü arada geçecek zamanda delillerin kaybolması pekala mümkün olabilecektir. Kaldı ki bu usulün başarısız sona ermesi halinde deliller elde edilmek istendiğinde deliller kaybolduğu için elde edilemeyebilecektir.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ c- Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ c- Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Burada “HÜKMEDİLEBİLİR” dediği için kanaatimizce mahkemece hüküm kurulmaksızın klasik yargılama usulüne dönüş imkanı da verilmiştir. Nitekim 6’ncı fıkrada “Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir” denilmekle bu husus ayrıca açıklanıp vurgulanmıştır. Bu noktada ayrıca belirtmeliyiz ki TCK’nın 62. Maddesindeki TAKDİRİ İNDİRİME imkan verilmemesi isabetli olmamıştır.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ d- Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ d- Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilerek ceza belirlenecektir. Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Burada CMK’nın 231. Maddesindeki hagb için sanığın talebi gerektiğine dair usulun tam tersine çevrildiğine dikkat çekmek isteriz. • Takdiri indirim nedenlerini öngören TCK m. 62, hakimin duruşma açıp sanığı dinleyip görmediğinden bahisle uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. • Bu husus sanık aleyhinedir. Yine dürüst yargılanma hakkının bir gereği olarak tanığa sorulamaması, delillerin yüze tartışılamaması, sanığın kabulünün dahi aranmadığı basit yargılama usulünün hukuki sakıncaları arasında yer almaktadır.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ • Takdiri indirim nedenlerini öngören TCK m. 62, hakimin

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ • Takdiri indirim nedenlerini öngören TCK m. 62, hakimin duruşma açıp sanığı dinleyip görmediğinden bahisle uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. • Bu husus sanık aleyhinedir. Yine dürüst yargılanma hakkının bir gereği olarak tanığa sorulamaması, delillerin yüze tartışılamaması, sanığın kabulünün dahi aranmadığı basit yargılama usulünün hukuki sakıncaları arasında yer almaktadır. • • Yeri gelmişken, Teklifte yasal düzenleme sistematiğinin hatalı olduğu görülmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesinden veya hapis cezasının ertelenmesinden önce yer alması gerekirdi. Basit yargılama usulünde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi, sanığın yazılı olarak karşı çıkmaması şartına bağlandığı halde, bu şartın seri muhakeme usulünde aranmadığı ve seri muhakeme usulünün tatbikinin şüpheli tarafından kabulünün HAGB’nin tatbikinde de yeterli görüldüğü anlaşılmaktadır.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ e- Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları da belirtilecektir.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMA USULÜ e- Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları da belirtilecektir. Görüldüğü üzere mahkmenin işten el çekmesine sebep olacak bir hüküm kurulmasına rağmen burada kanun yolu olarak istinaf ve temyize imkan verilmemiş, yalnızca itiraz usulü belirlenmiştir. Bu durum üst dereceli mahkemelerin de iş yükünün azalmasını sağlayacaktır.

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANAMAYACAĞI HALLER (BASİT YARGILAMA USULÜNÜN İSTİSNALARI) 1 -Basit yargılama usulü, yaş

BASİT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANAMAYACAĞI HALLER (BASİT YARGILAMA USULÜNÜN İSTİSNALARI) 1 -Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile 2 - Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz. 3 -Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) (1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) (1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir. (2) İtiraz üzerine HÜKMÜ VEREN MAHKEMECE DURUŞMA AÇILIR ve genel hükümlere göre YARGILAMAYA DEVAM OLUNUR. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır. (3) Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) (4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) (4) İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır. (5) İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı GENEL HÜKÜMLERE GÖRE KANUN YOLUNA başvurulabilir. (6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) • Bu hükme göre 251 inci madde

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ (CMK md. 252) • Bu hükme göre 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz kanun yolunda süre tebliğden itibaren 7 gün olacaktır. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşecek ve infaza gönderilecektir. • Şayet 251. Madde uyarınca verilen bir hükme itiraz edilecek olunursa hükmü veren mahkemece duruşma açılıp, genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacaktır. Görüldüğü üzere itiraz merci yine hükmü veren mahkemedir. Yani BİR BAŞKA GÖZÜN DOSYAYI İNCELEMESİ DENETLEMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. • İtiraz halinde hükmü veren mahkeme taraflar gelmese bile duruşma yapıp ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilecektir. Ancak madde metninde “VERİLEBİLİR” dediği için hüküm verilmeyedebilir. Hüküm verilmemesi halinde ne yapılacağı madde metninde açıkça yazılı olmasa da kanaatimizce artık klasik usulle yargılamaya devam edilmesi gerekecektir.

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ Tarafların yokluğunda hüküm verilebilmesi için taraflara gönderilecek davetiyede bu hususun

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ Tarafların yokluğunda hüküm verilebilmesi için taraflara gönderilecek davetiyede bu hususun açıkça yazılı olması gerekmektedir. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmayacak ve itiraz edilmemiş sayılacaktır. Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunacaktır. Burada bir nevi aleyhe bozma yasağı konulmuştur. İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır. Bu noktada itiraz üzerine verilen hükme karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir. Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ • • “Basit yargılama usulünde itiraz” başlıklı CMK m. 252/3’ün

BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ • • “Basit yargılama usulünde itiraz” başlıklı CMK m. 252/3’ün ikinci cümlesinde ilginç bir hüküm bulunmaktadır. Bu hükme göre; “Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hallerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur”. Bu hükümde; itirazın sanık tarafından yapılması durumunda 251. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirimin korunmayacağı, sanık dışında kalan kişilerin itiraz etmesi durumunda bu indirimin korunacağı, m. 252’nin üçüncü fıkrasının ilk cümlesinde de, basit yargılama usulü ile verilen karara itiraz edilmesi halinde, mahkemece yeni hüküm verilirken basit yargılama usulü ile verilen kararla bağlı kalmayacağı ifade edilmiştir. Bu hükümde; itiraz edenin sanık olması halinde indirimin uygulanmayacağı ve itiraza bağlı olarak verilecek yeni kararda eski hükümde değişikliğe gidilebileceği kabul edilerek, sanık yönünden müktesep/kazanılmış hak prosedürünün uygulanmayabileceği anlaşılmaktadır.

CEZA MAHKEMELERİ YA DA İSTİNAF VEYA YARGITAY DEVAM EDEN KOVUŞTURMALARDA SERİ VEYA BASİT YARGILAMA

CEZA MAHKEMELERİ YA DA İSTİNAF VEYA YARGITAY DEVAM EDEN KOVUŞTURMALARDA SERİ VEYA BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVALARI CUMHURİYET BAŞSAVCILIKLARINA YA DA YEREL MAHKEMELERE GÖNDERECEK Mİ? Geçici 5. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinin gerekçesine göre; “Maddenin birinci fıkrasının (c) bendiyle; Ceza Muhakemesi Kanunu m. 250, 251 ve 252’de ilk defa düzenlenen yargılama usullerine ilişkin hükümlerle ilgili olarak uygulamacı hakim ve savcıların eğitimlerinin tamamlanabilmesine imkan tanımak amacıyla söz konusu hükümlerin uygulama tarihi altı ay sonraya bırakılmaktadır. Aynı süre içinde m. 250’ye göre çıkarılması öngörülen yönetmeliğin de hazırlanması gerekmektedir. Diğer yandan, bu usullerin uygulanmaya başlandığı tarihten önce genel hükümlere göre kovuşturulmasına başlanarak duruşma açılan veya karar verilen dosyaların yine genel hükümlere göre sonuçlandırılması gerekmektedir. TÜKETİLMİŞ EVRELER BAKIMINDAN BU USULLERİN UYGULANMASI SÖZKONUSU OLMAYACAKTIR. Bu nedenle, belirtilen hususa ilişkin geçici bir düzenleme yapılmamıştır”.

UZLAŞTIRMA (CMK md. 253) Reform yasasının 26. Maddesiyle de CMK’nın 253. Maddesinde, yani uzlaştırma

UZLAŞTIRMA (CMK md. 253) Reform yasasının 26. Maddesiyle de CMK’nın 253. Maddesinde, yani uzlaştırma kurumunda da değişiklikler yapılmıştır. Uzlaştırma Madde 253 (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur: a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar. b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. … 5. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi), 6. … 7. Güveni kötüye kullanma (madde 155), 8. … 9. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),

UZLAŞTIRMA (CMK md. 253) (2) … (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile,

UZLAŞTIRMA (CMK md. 253) (2) … (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte AYNI MAĞDURA KARŞI işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz. (4)… (12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi HER DEFASINDA YİRMİ GÜNÜ GEÇMEMEK ÜZERE EN FAZLA İKİ KEZ uzatabilir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE İNCELEME VE KOVUŞTURMA (CMK md. 280) (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE İNCELEME VE KOVUŞTURMA (CMK md. 280) (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra; a)… c) Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hallerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, f) Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya önödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine, g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra (…) davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, • Karar verir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE DURUŞMA İSTİSNASI (CMK md. 282) 5271 sayılı Kanunun 282 nci maddesinin

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNDE DURUŞMA İSTİSNASI (CMK md. 282) 5271 sayılı Kanunun 282 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. İstisnalar Madde 282 – (1) Duruşma açıldığında aşağıda gösterilen istisnalar dışında bu Kanunun duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümleri uygulanır: a) f) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemesi halinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin VERDİĞİ CEZADAN DAHA AĞIR İSE, HER H LDE SANIĞIN DİNLENMESİ GEREKİR.

TEMYİZ (CMK md. 286) 5271 sayılı Kanunun 286 nci maddesine üçüncü fıkra eklenerek temyiz

TEMYİZ (CMK md. 286) 5271 sayılı Kanunun 286 nci maddesine üçüncü fıkra eklenerek temyiz edilebilecek suçların sayısı artırılmıştır. Temyiz Madde 286(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir. (2) Ancak; …. . Temyiz edilemez.

TEMYİZ (CMK md. 286) (3) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile

TEMYİZ (CMK md. 286) (3) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir: a) Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra), 2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213), 3. Suç işlemeye tahrik (madde 214), 4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215), 5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),

TEMYİZ (CMK md. 286) 6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217), 7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde

TEMYİZ (CMK md. 286) 6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217), 7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299), 8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300), 9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301), 10. Silâhlı örgüt (madde 314), 11. Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçları. b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar. c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZ YETKİSİ (CMK MD. 308/A) • Madde 308/A- (1)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZ YETKİSİ (CMK MD. 308/A) • Madde 308/A- (1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar. Başkanlar kurulunun bu maddeye ilişkin çalışma usul ve esasları, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.