ATATRK DNEM TRK DI POLTKASI Yurtta Bar Dnyada
ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI (Yurtta Barış, Dünyada Barış ) TÜRK DIŞ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ 1) Barışçılık 2) Milli güce dayanmak 3) Bağımsızlık 1923 -1932 DÖNEMİ TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI (1) YABANCI OKULLAR SORUNU (Fransa) LOZAN: Taviz verilmeden çözüldü. Yabancı okullar, Türk kanunlarına ve Türk okullarının uyduğu hükümlere uyacaklardı. LOZAN SONRASI: 26 Eylül 1925’te hazırlanan genelge göre; 1. Türkçe, tarih ve coğrafya dersleri Türk öğretmenlerce Türkçe okutulacak, 2. Okullar Türk müfettişler tarafından denetlenecektir. Türkiye’nin kurallara uymayan okulları kapatması üzerine Fransa ve Papalık olaya müdahale etmek istemiş fakat Türkiye bu konunun kendi iç meselesi olduğunu söyleyerek dış müdahaleye izin vermemiştir. (Tam bağımsızlık) (2) DIŞ BORÇLAR SORUNU (Fransa) LOZAN: Osmanlı borçları, Osmanlı Devleti’nden ayrılan devletlerle Türkiye arasında paylaştırılmıştır. LOZAN SONRASI: - 1929 Dünya Ekonomik Krizi, Türkiye’yi zor duruma soktu ve ödemede güçlükler ortaya çıktı. Türkiye borç ödemeyi ertelemek istedi. Alacaklıların itirazı üzerine yapılan görüşmeler sonucunda borçlar sorunu halledildi. Türkiye, 1954’e kadar bütün borçlarını ödedi. (3) NÜFUS MÜBADELESİ (ETABLİ) SORUNU (Yunanistan) LOZAN: İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler hariç Türkiye’deki Rumlarla Yunanistan’daki Türkler mübadele(değiş-tokuş) edilecektir. LOZAN SONRASI: Lozan’dan sonra değişimler başladı. Ancak Yunanistan Türkiye’de daha fazla Rum bırakmak istiyordu. Özellikle İstanbul Rumlarının kimler sayılacağı konusunda sıkıntı yaşandı. Yunanistan İstanbul’da yerleşik (Etabli) olan tüm Rumları burada bırakmak isterken, Türk tarafı ise Mondros’ta sonra İstanbul’a gelen ve yerleşen Rumların gönderilmesini istedi. Bu durum iki ülkenin arasını açtı. Ø Sorun, Milletler Cemiyeti ve Lahey Adalet Divanı'nda da çözümlenemedi. Bu durum Türk Yunan ilişkilerini gerginleştirdi. İki ülkenin barışçı tavırları ile bu sorun çözülmüştür. Türkiye ile Yunanistan arasında 10 Haziran 1930'da bir antlaşma yapıldı. Ø Buna göre İstanbul Rumlarının ve Batı Trakya Türklerinin yerleşme tarihlerine bakılmaksızın yerlerinde kalmaları kabul edildi. Diğer yerlerdeki Türk ve Rumlar yer değiştirecekti. Ø Türk Yunan ilişkileri 1954 yılına kadar sürecek iyi ilişkiler dönemine girdi. Ø 1954 yılında ortaya çıkan Kıbrıs sorunu, Türk Yunan ilişkilerinin yeniden bozulmasına neden olmuştur. Ø Yunanistan ile 1930’dan sonra başlayan iyi ilişkiler 1934’te Balkan Antantı’nın kurulmasında etkili olmuştur. 4) Hukuka bağlılık (Uluslararası eşitlik) 5) Gerçekçilik 6) Akılcılık (4) MUSUL (IRAK SINIRI) SORUNU (İngiltere) LOZAN: Türk Hükümeti, Musul halkının çoğunun Türk olmasından dolayı Musul'un kendisine bırakılmasını istiyordu. İngiltere ise Musul’un Irak’a ait olduğunu iddia ediyordu. Lozan'da Musul sorununun iki taraf arasında yapılacak karşılıklı görüşmelerle halledilmesine karar verilmişti. LOZAN SONRASI: - İkili görüşmeler sırasında bir çözüm sağlanamamış ve durum Milletler Cemiyetine götürülmüştü. İngiltere'nin uzlaşmaz tutumu üzerine Türkiye, bölgeye müdahale kararı almış, fakat bu sırada Şeyh Sait İsyanının çıkmıştır. Ordumuz mecburen bu isyanı bastırmak için bu bölgeye gelmiş ve İngilizler de fırsattan yararlanarak Musul’a asker çıkartmıştır. Bu isyan yüzünden Musul’a asker çıkartılamamış ve İngiltere ile 1926 Ankara Antlaşması imzalanmıştır. 1. Musul, İngiltere’nin mandası altındaki Irak'a bırakıldı. 2. Musul'un petrol gelirlerinin % 10'u yirmi beş yıllığına Türkiye'ye verildi. ***Türkiye, beş yüz bin İngiliz sterlini karşılığı bu hakkından vazgeçti. Önemi - İç sorunlar dış politikayı olumsuz etkiledi. . Musul'un kaybıyla Misak ı Millîden taviz verildi. (3. taviz) Musul’daki Türkleri koruyucu kararlar alınmadı. 1932 -1939 DÖNEMİ TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI (1) TÜRKİYE’NİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRMESİ (18 Temmuz 1932) Ø Cemiyet I. Dünya Savaşı'ndan sonra uluslararası sorunları barışçı yollarla çözümlenmesi için İtilaf Devletleri tarafından kurulmuştur. Ancak daha çok İngiltere’nin isteklerini yerine getiren bir örgüte dönüşmüştür. Ø Türkiye, dünya barışına verdiği önemi göstermek ve yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini gerçekleştirmek amacıyla İspanya’nın teklifi ve Yunanistan’ın desteği ile Milletler Cemiyeti'ne üye oldu. (Milletler Cemiyeti kendi kuruluş ilkelerinden vazgeçerek ilk defa bir devleti kuruluşa üye olması için davet etti. ) NOT: Milletler Cemiyeti II. Dünya savaşını önleyemedi. Daha sonra Birleşmiş Milletler adını aldı. SİBELKAYA
ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI (Yurtta Barış, Dünyada Barış ) (2) MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 Temmuz 1936) LOZAN: Boğazların yönetiminin Türkiye'nin başkanlığını yapacağı uluslararası komisyona verilmesi ve Boğazların her iki yakasında asker bulundurmaması Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını sınırlandırmaktaydı. LOZAN SONRASI: Avrupa’da Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politika izlemesi üzerine, Türkiye Boğazların güvenliğini sağlamak için Milletler Cemiyetine başvurmuştur. Montrö Boğazlar Sözleşmesi Taraflar: Türkiye x Yunanistan, Bulgaristan, İngiltere, Fransa, Sovyet Rusya, Yugoslavya, Japonya, Romanya 1. Boğazlar Komisyonu kaldırıldı, Boğazların savunulması Türkiye’ye bırakıldı. 2. Boğazların iki yakasındaki askersiz yerlere asker yerleştirilebilecekti. 3. Barış zamanında ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçebileceklerdir. Savaş zamanında Boğazlar kapatılacak ve savaş gemilerinin geçişi belli şartlara göre olacaktır. Önemi: Boğazlar kesin olarak Türk egemenliği altına girmiştir. Türkiye'nin Akdeniz'deki güvenliği artmıştır. NOT: Boğazlar sorunu, Misakı Millî' ye uygun bir şekilde çözüme kavuşturulmuştur. (3) BALKAN ANTANTI (9 Şubat 1934) Neden: İtalya ve Almanya’nın yayılmacı politikaları yüzünden Balkanların güvenliği tehlikeye düşmüştü. Bunun üzerine Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında Balkan Antantı imzalanmıştır. KODLAMA: Te. YYa. Re Bu antlaşmayla; İlgili devletler sınırlarını karşılıklı olarak garanti ettikleri gibi birbirlerine danışmadan herhangi bir Balkan Devletiyle siyasi antlaşma yapmamayı taahhüt etmişlerdir. NOT: Bulgaristan, Balkanlardaki emellerinden dolayı ittifaka katılmamıştır. (Ege Denizi’ne inme isteği) Arnavutluk, İtalya'dan çekindiği için tarafsız kalmıştır. Ø Türkiye, Balkan Antantı'nı imzalayarak batı sınırını güvence altına almıştır. Ø II. Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine ittifak dağılmıştır. (4) SADABAT PAKTI (8 Temmuz 1937) Neden: 1935 yılında İtalya’nın Habeşistan'a saldırması, Akdeniz ve Orta Doğu güvenliğinin tehlikeye düşmesidir. Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat Paktı imzalanmıştır. KODLAMA: İRAN ATI Bu antlaşmayla; 1. İlgili ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin sınırlarına saygılı olmayı, 2. İç işlerine karışmamayı, 3. Birbirlerine saldırmamayı, 4. Ortak çıkarlar doğrultusunda dostluk ve iş birliklerini geliştirmeyi kabul etmiştir. NOT: Suriye, Türkiye ile arasında yaşanan Hatay sorunundan dolayı bu pakta ka tılmamıştır. Ø Türkiye, Sadabat Paktı’nı imzalayarak doğu sınırını güvence altına almıştır. Ø Pakt, II. Dünya Savaşı’ndan sonra önemini kaybetmiş, 1980’de İran Irak Savaşı’nın başlamasıyla tamamen geçerliliğini yitirmiştir. (11 5) HATAY SORUNU VE HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI (Fransa) Mondros Ateşkesi’nden sonra Hatay Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Kurtuluş Savaşı’nda Güney Cephesinde halkın kahramanlıkları ön plana çıkmış ve Sakarya Savaşının başarısını gören Fransızlar, 1921 yılında Ankara Antlaşması ile Güney Cephesini kapatmıştı. 1921 Ankara Antlaşması 1. Hatay, Fransa’nın denetimindeki Suriye’ye bırakıldı. 2. Hatay’da özerk yönetim kurulacak, resmi dil Türkçe olacak, Türk parası kullanılacaktır. 3. Türklere milli kültürün korunmasında her türlü kolaylık sağlanacaktır. Ø M. Kemal Adana'da yaptığı bir konuşmada, "Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir kalamaz. " diyerek, Hatay’ın Türkiye için milli bir mesele olduğunu belirtmiştir. Ø II. Dünya Savaşı’nın çıkması ihtimali üzerine 1936 yılında Fransa, Suriye'deki manda yönetimine son verdi ve buralardan çekildi. Ancak Hatay'ın durumu belirsizliğini korudu. Bunun üzerine Türkiye, Milletler Cemiyetine başvurarak sorunun çözülmesini istemiştir. Ø Türkiye ile Fransa arasında yapılan ikili görüşmelerden sonra Hatay'da bağımsız bir Türk devletinin kurulması kararlaştırıldı. Bir anayasa hazırlandı ve seçimler yapıldı. Ardından Hatay Cumhuriyeti kuruldu. (2 Eylül 1938) Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçildi. Ø Hatay Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 tarihinde Türkiye’ye katılma kararı aldı. Sonuç: Hatay, 1939 yılında anavatana dâhil olmuştur. Bugünkü Suriye sınırı çizilmiştir. *****Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’ın anavatana dahil olduğunu görememiştir.
- Slides: 2