AT 202 ATATRK LKELER VE NKILAP TARH II

  • Slides: 13
Download presentation
AİT 202 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II TOBB ETÜ Dr. Yavuz Özgüldür

AİT 202 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II TOBB ETÜ Dr. Yavuz Özgüldür

KONU BAŞLIKLARI • ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ GELİŞMELER � Nüfus Mübadelesi � Yunanistanla İlişkiler �

KONU BAŞLIKLARI • ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ GELİŞMELER � Nüfus Mübadelesi � Yunanistanla İlişkiler � Yabancı Okullar Sorunu � Irak Sınırı ve Musul Meselesi � Türk-Sovyet İlişkileri � Türk-İtalyan İlişkileri � Türk Fransız İlişkileri � Türkiye ile İslam Ülkeleri Arası İlişkileri

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ GELİŞMELER Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikada takip edeceği ilkeleri daha Millî

ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ GELİŞMELER Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikada takip edeceği ilkeleri daha Millî Mücadele’ye başladığı ilk günlerden itibaren tespit ederek uygulamaya koymaya çalışmıştır. Bu ilkeleri kısaca şu başlıklar altında özetleyebiliriz: 1. Her şeyden önce millî güce dayanmak, 2. Millî sınırlarımız içinde kalmak, 3. Boş hayaller peşinde koşmamak, 4. Millî dış politikada daima iç teşkilatı dikkate almak, 5. Başka milletlerin iç politikalarından, yönetim sistemlerinden etkilenmemek ve karışmamak, 6. Milletlerarası ilişkilerde eşitliğe dayanan karşılıklı dostluklar ve bağlaşmalar kurmak, 7. Dış politikada, diplomaside bilim ve teknolojiyi yol gösterici olarak kullanmak, 8. Atatürk, Türk Devleti’nin dış siyasetini kısaca "yurtta sulh, cihanda sulh" sözleriyle özetlenmiştir.

NÜFUS MÜBADELESİ Lozan’da imzalanan “Mübadele Sözleşmesi”ne göre Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks olan Türk

NÜFUS MÜBADELESİ Lozan’da imzalanan “Mübadele Sözleşmesi”ne göre Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks olan Türk uyruklular ile Yunan topraklarında yerleşmiş Türk-Müslüman olan Yunan uyrukluların 1 Mayıs 1923 tarihinde başlamak üzere “Zorunlu Mübadelesi” kararlaştırılmıştır. Mübadele İstanbul’da oturan Rumları ve Batı Trakya’da oturan Müslümanları kapsamayacaktır. Ancak mübadelede özellikle antlaşmanın ikinci maddesinin uygulanması sırasında bazı anlaşmazlıklar ortaya çıkmış ve bu durum iki ülke arasında gerginlik yaratmıştır.

Yunanistan’la ilişkiler ancak 1925 yılında normale dönmeye başlamıştır. Aynı yıl Türkiye Atina’ya büyükelçi atamış,

Yunanistan’la ilişkiler ancak 1925 yılında normale dönmeye başlamıştır. Aynı yıl Türkiye Atina’ya büyükelçi atamış, arkasından 1 Aralık 1926 tarihinde mübadele ilgili sorunları çözmek amacıyla bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmanın uygulanmasında da sorunlar çıkmıştır. Bu arada göç dalgası Yunanistan’ın demografik yapısını bozmuş, Lozan’dan sonra Türkiye’den Yunanistan’a göç edenlerin sayısı 1. 100. 000 ulaşmıştır. Venizelos’un Türkiye’ye gelmesinden önce, 10 Haziran 1930 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında mübadele sorununa çözüm getiren bir anlaşma imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre: “Doğum tarihi ve yeri ne olursa olsun Rumlar ve Türkler etabli deyiminin kapsamı içine alınmıştır. Ayrıca iki ülkenin azınlıklarına ait mallar konusunda düzenlemeler yapılmış ve böylece süregelen anlaşmazlık sona ermiştir. ”

YUNANİSTAN’LA İLİŞKİLER � Venizelos’un, 27 -31 Ekim 1930′da Ankara’yı ziyareti sırasında imzalanan üç vesikadan

YUNANİSTAN’LA İLİŞKİLER � Venizelos’un, 27 -31 Ekim 1930′da Ankara’yı ziyareti sırasında imzalanan üç vesikadan oluşan 30 Ekim 1930 tarihli dostluk, tarafsızlık, uzlaşma ve hakem anlaşması Türk-Yunan münasebetlerinin süratle gelişmesini sağlamış ve ileride yapılacak Balkan Antantı’nın imzalanmasına yol açmıştır. � 1930 tarihli Türk-Yunan dostluk anlaşması 1830′da bağımsızlığını kazanan Yunanistan’ın bu tarihten itibaren ortaya çıkan Türkiye üzerindeki emperyalist macera hareketlerine son vermiş olması bakımından önemlidir. 1930 anlaşması ile kurulan dostluk Kıbrıs Meselesinin çıkışına kadar devam edecektir.

YABANCI OKULLAR SORUNU Lozan Antlaşması’na göre Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürmelerine herhangi bir sakınca olmayan yabancı

YABANCI OKULLAR SORUNU Lozan Antlaşması’na göre Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürmelerine herhangi bir sakınca olmayan yabancı okullar, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince kontrol altına alınmaya çalışılmış, millî ve laik bir konuma sahip olmaları için birtakım yeni düzenlemelere tabi tutulmuşlardır. Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurt Bilgisi ve Sosyoloji derslerinin Türk öğretmenler taralından Türkçe olarak verilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Okullar Türk müfettişlerinin denetimine alınmış her türlü tayinin hükümetin onayından geçmesi istenmiştir.

IRAK SINIRI VE MUSUL MESELESİ Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere, Musul’u Mondros Mütarekesi’nin 7.

IRAK SINIRI VE MUSUL MESELESİ Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere, Musul’u Mondros Mütarekesi’nin 7. Maddesine dayanarak 15 kasım 1918 tarihinde işgal etmiştir. Lozan Barış Konferansı sırasında en sert tartışmalardan biri de Irak sınırı ve Musul üzerinde yapılmıştır. İngiltere zengin petrol yatakları bulunan Musul’un, mandası altında bulunan Irak’ta kalması fikrini savunuyordu. Türk heyeti ise, Musul’un Misak-ı Millî sınırları içinde olduğunu iddia ederek, halkın önemli bir kısmının Türk olmasına dayanarak da gerekirse bir plebisit yapılabileceğini kabul edeceğini bildiriyordu. İngiltere bu teklifi reddetti.

İngiltere, 5 Ekim 1923 tarihinde Türkiye’ye müracaat ederek Lozan Antlaşması’nın ilgili maddesi uyarınca Irak

İngiltere, 5 Ekim 1923 tarihinde Türkiye’ye müracaat ederek Lozan Antlaşması’nın ilgili maddesi uyarınca Irak sınırı sorununun görüşülmesini talep etti. 19 Mayıs 1924 tarihinde İstanbul’da Haliç Konferansı toplandı. Ancak taraflar burada da Lozan’daki isteklerinde ısrar edince konferans bir sonuç alamadan dağılmıştır. Bundan sonra da İngiltere sorunu Milletler Cemiyeti’ne taşımıştır. Türkiye, İngiltere ve Irak arasında 5 Haziran 1926 tarihinde “Sınır ve iyi Komşuluk Anlaşması” imzalandı. Türkiye Musul üzerindeki tüm haklarından vazgeçmiştir. Ayrıca Irak Hükûmetinin Türkiye’ye 25 yıl süre ile Musul petrollerinden elde edeceği gelirin % 10’unu vermesi de kararlaştırılmıştır.

TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ � 26 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın Lenin’e gönderdiği mektup Türk- Sovyet

TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ � 26 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın Lenin’e gönderdiği mektup Türk- Sovyet ilişkilerinin başlangıcı olarak sayılabilir. Milli Mücadele dönemi boyunca Sovyetlerle yakın ilişkiler kurulmuştur. 1921’de Ali Fuad (Cebesoy) Bey Büyükelçi olarak Moskova’ya gönderilmiştir. Yapılan görüşmeler sonucunda 16 Mart 1921’de Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması imzalanmıştır. � Lozan Barış Konferansı döneminde Boğazlar meselesi dolayısıyla Sovyetler konferansa özellikle ilgi göstermiştir. Sovyetlerin Konferansta hassasiyet gösterdikleri temel konu Boğazların, Karadeniz’e kıyısı olan devletler haricindeki devletlerin harp gemilerine kapalılığı meselesiydi. Temmuz 1923’te varılan uzlaşma ile Boğazlar askerden arındırıldı ve Karadeniz’e kıyısı olan devletler dışındaki devletlerin de belli bir tonajdaki harp gemilerine Boğazlardan geçiş hakkı tanındı. � 11 Mart 1927′de Ankara’da bir ticaret ve Seyr-i Sefain Antlaşması imza edilerek ticari iş birliğinin geliştirilmesine çalışılmıştır.

TÜRK-İTALYAN İLİŞKİLERİ � Millî Mücadele döneminde batılı devletler arasında Türkiye’yi işgal hareketinden ilk vazgeçen

TÜRK-İTALYAN İLİŞKİLERİ � Millî Mücadele döneminde batılı devletler arasında Türkiye’yi işgal hareketinden ilk vazgeçen devlet İtalya olmuştur. Ancak 1922 yılında Mussolini yönetimine giren İtalya saldırgan ve sömürgeci bir politika izlemeye başlamıştır. � Türkiye’nin batılı devletlerle münasebetini geliştirme arzusu, İtalya’nın da Doğu Akdeniz’de kuvvetli bir ittifak oluşturma çabaları iki devlet arasında 30 Mayıs 1928 tarihli tarafsızlık uzlaşma ve adli tasfiye antlaşmasının imzalanması ile sonuçlanmıştır. � 4 Ocak 1932 tarihinde iki ülke arasında Anadolu sahillerine yakın ada ve adacıkların durumunu açıklığa kavuşturan bir anlaşma yapılmıştır. � 1935 yılında İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ise ikili ilişkilerde güvensizliğin yeniden doğmasına sebep olmuştur.

TÜRK-FRANSIZ İLİŞKİLERİ � Lozan sonrasında Türkiye-Suriye Sınır Meselesi, Osmanlı Borçları, Yabancı Okullar, Adana-Mersin Demiryolu

TÜRK-FRANSIZ İLİŞKİLERİ � Lozan sonrasında Türkiye-Suriye Sınır Meselesi, Osmanlı Borçları, Yabancı Okullar, Adana-Mersin Demiryolu Meselesi ve Bozkurt-Lotus Davası, Türkiye ile Fransa arasındaki uyuşmazlık konularıdır. � 30 Mayıs 1926′da imzalanan Türk-Fransız dostluk antlaşması, ikili ilişkilerde bir uzlaşma yolu açmıştır. � Lozan Konferansı’nda görüşüldüğü halde çözümlenemeyen konulardan birisi de Osmanlı borçlarıdır. Konu, 13 Haziran 1928′de Paris’te yapılan bir antlaşma ile halledilmiş Osmanlı borçlarının ödenmesi belirli bir sisteme bağlanmıştır. � Türk bayrağı taşıyan Bozkurt adlı gemi ile Fransız bayrağı taşıyan Lotus adlı geminin Midilli açıklarında Ağustos 1926′da çarpışmasıyla ortaya çıkan hukukî sorunlar iki ülke arasında sürtüşme yaratmıştı. Bozkurt-Lotus Davası 1927 yılında Milletler Arası Daimî Adalet Divanı’nda Türkiye lehine sonuçlanmıştır.

TÜRKİYE İLE İSLAM ÜLKELERİ ARASI İLİŞKİLERİ � Türkiye, İslâm ülkeleri içinde ilk ve yakın

TÜRKİYE İLE İSLAM ÜLKELERİ ARASI İLİŞKİLERİ � Türkiye, İslâm ülkeleri içinde ilk ve yakın münasebetler kurduğu devlet Afganistan olmuştur. 1 Mart 1921′de Türk-Afgan Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. Daha sonra 25 Mayıs 1928′de Ankara’da imzalanan Türk-Afgan Dostluk Antlaşması esas itibarıyla 1921 Antlaşmasını teyit eder nitelikte olup iki ülke arasındaki dostluk ilişkisini sağlamlaştırmıştır. � İran ile sınır meselelerinden kaynaklanan sorunları çözmek için 1926’da güvenlik ve dostluk anlaşması imzalanmıştır. 1928’de yapılan bir diğer anlaşma ile bir önceki anlaşma etkin hale getirilmiştir. 1932’de bu sorun tamamen çözülerek ilişkiler geliştirilmiştir.