ANNEBABAYA MEKTUP Sevgili Anneciim Babacm Btn duygu ve
ANNE-BABAYA MEKTUP Sevgili Anneciğim, Babacığım Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Bana oyunda, arkadaşlıkta, ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bana yanılma payı bırakın. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra.
Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. “Ben senin yaşında iken. . . ” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni, korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dileyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların yanında güç duruma düşürebilirim. Bana haksızlık ettiğinizi açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarda sıraladığım istekler çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın. Benden, “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim. Sevgiler… (Çocuğunuz) Prof. Atalay YÖRÜKOĞLU (Çocuk Ruh Sağlığı)
OKUL BAŞARISI, ÖĞRENCİNİN OKULDA KENDİSİNDEN BEKLENEN BİLGİLERİ ÖĞRENMESİ, SAHİP OLMASI BEKLENEN DUYGULARI KAZANMASI VE İSTENİLEN BEDENSEL BECERİLERİNİ GELİŞTİRMESİDİR. BAŞARISIZLIK İSE DAHA ÇOK ÇOCUĞUN GENELLİKLE BİR EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNDEN DAHA UZUN SÜREDE HEMEN HER DERSTEN , GELİŞİM DÜZEYİNİN VE YETENEKLERİNİN ALTINDA BAŞARI GÖSTERMESİ VE BU BAŞARISIZLIĞI BİR TÜRLÜ TELAFİ EDEMEMESİ DURUMU OLARAK KABUL EDİLMEKTEDİR.
EBEVEYNLERDEN BİRİNİN VEYA HER İKİSİNİN, OKULA VE ÖĞRENMEYE KARŞI OLUMSUZ TUTUMU, ÇOCUĞUNDA OKULA KARŞI NEGATİF DUYGULAR GELİŞTİRMESİNE YOL AÇMAKTADIR.
BAŞARILI ÖĞRENCİLERİN EBEVEYNLERİNİN ÇOCUKLARINI, ÖZEL BİR KİŞİLİK YAPISINA SAHİP OLMALARI, KENDİ KARARLARINI VERMELERİ VE BİR YETİŞKİN GİBİ DAVRANMALARI ŞEKLİNDE YÖNLENDİRDİKLERİ BELİRLENMİŞTİR. BAŞARISIZ ÖĞRENCİLERİN EBEVEYNLERİ İSE ÇOCUKLARINI KİŞİSEL HAKKINI KORUMAK VE VAR OLAN YETENEKLERİNİ GELİŞTİRMEK ÜZERE YÖNLENDİRMEKTEDİR.
BAŞARILI ÇOCUKLARIN ANNELERİNİN BAŞARISIZ ÇOCUKLARIN ANNELERİNDEN DAHA FAZLA KONTROL EDİCİ OLDUKLARI GÖRÜLMEKTEDİR. BU KONTROL, GÜCÜN OTORİTER BİR ŞEKİLDE KULLANILMASINDAN ÇOK KONTROL ŞEKLİNDEKİ OTORİTENİN OLUŞMASIDIR. BU ANNELER DAHA SOSYAL, SINIRLAMADAN KONTROL EDİCİ, AKIL YÜRÜTÜCÜ VE YERİNE GÖRE ÖDÜLLENDİRİCİ BİR YAPIYA SAHİPTİRLER.
* ORTA VE ÜST SOSYO-EKONOMİK DÜZEYDEKİ AİLELER OKULU YAŞAMA MESLEKİ OLDUĞU KADAR PSİKOLOJİK VE SOSYAL OLARAK DA HAZIRLANMANIN BİR YOLU OLARAK GÖRÜRLER. ÇOCUKLARININ OKUL AKTİVİTELERİYLE YAKINDAN İLGİLENİRLER, ONLARLA ÖĞRENMENİN ÖNEMİNİ TARTIŞIRLAR VE OKUL BAŞARILARINDAN DOLAYI ÖDÜLLENDİRİRLER. DÜŞÜK SOSYO-EKONOMİK DÜZEYDEKİ AİLELER İSE ÇOCUKLARINI GENELLİKLE YASAL ZORUNLULUKTAN DOLAYI VE İYİ PARA GETİREN BİR MESLEK SAHİBİ OLMALARI İÇİN OKULA KAYDETTİRİRLER. NE OKUL BAŞARISIZLIKLARINI ONLARLA TARTIŞIRLAR NE DE DAHA BAŞARILI OLMALARI KONUSUNDA ONLARA YARDIMCI OLABİLİRLER.
ANNE BABASI BOŞANMIŞ VEYA MUTSUZ BİR EVLİLİĞİ OLAN AİLELERDEN GELEN ÇOCUKLARIN, MUTLU BİR EVLİLİĞİ OLAN AİLE ÇOCUKLARINA ORANLA DAHA DÜŞÜK BAŞARI GÖSTERDİKLERİ GÖRÜLMEKTEDİR.
AİLELERİ TARAFINDAN YÜKSEK DÜZEYDE KABUL GÖREN VE DESTEKLENEN ÖĞRENCİLER, KABUL GÖRMEYEN, SÜREKLİ ELEŞTİRİLEN VE YETERİ KADAR DESTEKLENMEYEN ÖĞRENCİLERE ORANLA DAHA YÜKSEK BAŞARI MOTİVASYONUNA SAHİPTİRLER.
• ÖĞRETMENE ÇOCUĞUNUZLA İLGİLİ BİLDİĞİNİZ HER ŞEYİ ANLATIN. ONUN ÇOCUĞUNUZU TANIMASINA YARDIMCI OLUN. • ÖĞRETMENE AİLE YAŞANTINIZLA İLGİLİ BİLGİLER VERMENİZDE FAYDA VAR. ÖRNEĞİN KAÇ ÇOCUĞUNUZUN OLDUĞU, EVİNİZİN MÜLKİYETİ, BABANIN NE İŞ YAPTIĞI, ANNENİN ÇALIŞIP ÇALIŞMADIĞI GİBİ KONULAR ÖĞRETMENİN ÖĞRENCİSİNİN NASIL BİR ORTAMDA YETİŞTİĞİNİ, HANGİ DAVRANIŞ KALIPLARINI KULLANDIĞINI FARK ETMESİNE YARDIMCI OLUR.
• ÇOCUĞUNUZU SÜREKLİ ÖĞRETMENLE KORKUTMAYIN. AKSİ TAKDİRDE ÇOCUĞUNUZ ÖĞRETMENİYLE AYNI ORTAMDA BULUNMAK İSTEMEYECEK, OKULU VE SINIFINI KORKUP KAÇILMASI GEREKEN BİR YER OLARAK GÖRECEKTİR. • ÇOCUĞUNUZA ÖĞRETMENİ HAKKINDA GÜZEL ŞEYLER SÖYLEYİN. ÖĞRETMENİN ONU ÇOK SEVDİĞİNİ VE ONUN DA ÖĞRETMENİNDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENECEĞİNİ TELKİN EDİN.
• ÇOCUĞUNUZU OKULDA ZİYARET EDİN. ÖĞRETMENİYLE GÖRÜŞMEK İÇİN MUTLAKA TOPLANTI GÜNLERİNİN GELMESİNİ BEKLEMEYİN. ÇOCUĞUNUZUN BAŞARISI, DERSLERE VE ARKADAŞLARINA UYUMU HAKKINDA BİLGİ EDİNMEK İÇİN BELİRLİ ARALIKLARLA OKULA GİDİN VE UYGUN ZAMANLARDA, ÖRNEĞİN TENEFFÜSLERDE ÖĞRETMENLE GÖRÜŞÜN.
• OKULDAKİ SOSYAL VE SANATSAL FAALİYETLER HAKKINDA BİLGİ EDİNİN VE ÇOCUĞUNUZUN BUNLARA KATILMASINI SAĞLAYIN. • ÇOCUĞUNUZ OKULA UYUMUYLA İLGİLİ BİR PROBLEM YAŞIYORSA DURUMU OKUL İDARESİYLE GÖRÜŞÜP DİĞER GÖREVLİLERE DE DANIŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN. OKULUN REHBERLİK HİZMETLERİYLE İLETİŞİME GEÇMEK BU KONUDA YARARLI OLACAKTIR.
• Öncelikle çocuğunuza ders çalışması için evde; ısı, ışık bakımından yeterli, gürültüsüz, çocuğu ders çalışmaya motive edecek uygun bir ortam hazırlayın. • Çocuğunuzdan ders çalıştığı sürece, onun dikkatini dağıtacak başka işler yapmasını istemeyin. • Çocuğunuzun başarısında önemli etkenlerden bir tanesi de düzenli ve uyumlu bir aile hayatıdır. Çocuğunuzun düzenli yemek yemesine ve uykusunu almasına özen gösterin.
n Düzenli kahvaltı yapan çocukların matematik sınavında daha iyi sonuç aldıkları, okula devamsızlıklarının daha az olduğu ve hiperaktivite, depresyon, endişe hallerine daha az girdikleri gözlenmiştir. Kahvaltının diğer adı “BAŞARI YEMEĞİ”dir.
n n n Çocuklarımızı erken yatırıp erken kaldıralım. On beş gün tatil, yaz tatili ya da bayram seyran demeden. Çocuklar uykuda büyür. Beyin, çocuklar eğer zamanında yatmışsa gelişir. En geç 22. 00’de uyumuş olmaları gerekir. Öğleci olsalar da bu fark etmez. Sabah en geç 08. 00’de kalkmaları gerekir. Konunun uzmanlarına göre bireyin yaşlarına göre uyku saatleri: 0 -1 Yaş 13 -15 Saat / 1 -5 Yaş 12 -13 Saat 6 -8 Yaş 10 -12 Saat / 8 -10 Yaş 9 Saat 11 -13 Yaş 8 Saat / 13 -15 Yaş 7 Saat 15 Yaş ve üzeri 6 Saat
• Çocuklarınıza sürekli ders çalışmaları için baskı yapmayın. Çocuklarınızı resim, müzik ve spor gibi diğer sosyal faaliyetlere de yönlendirin. • Çocuğunuz derslerle ilgili bir şey sorduğunda onu iyi dinleyin ve alaycı, aşağılayıcı, hor görücü olmadan yumuşak bir ses tonu ile cevap verin. • Anne baba olarak, çocuğunuz ders çalışırken ya da sınava hazırlandığı sırada, onun çalışma isteğini artırmak ve onu çalışmaya teşvik etmek için kaygı yükseltici yaklaşımlardan kaçının.
• Bu kadar çalışmayla kazanamazsın…Bu kafayla gidersen zor kazanırsın…” gibi ifadeler kullanmakla çocuğunuzun daha çok çalışmasını sağlayamayacak aksine onun kendine olan güvenini azaltacaksınız. Bunun sonunda ortaya çıkan kaygı, başarıyı olumsuz yönde etkileyen kaygıdır ve çocuğunuz için bununla başa çıkmak oldukça zor olacaktır. Bazı öğrenciler ev ödevlerini yapma konusunda isteksiz olabilirler.
• Bazı çocukların gözünde ev ödevleri her gece sıkıntı ve stres yaratan bir durumdur. Ödev yaparlarsa zamanlarını hep buna harcamış olurlar, yapmazlarsa kendilerini suçlu hissederler. Öğretmenleri tarafından azarlanır, sınıfta utandırılır ve evde aile içi tartışmalara neden olur. Aile içinde kızgınlıklar, küskünlükler, karşılıklı olumsuz duygulara sebep olur. Ev ödevi çocuğa sorun çıkarınca ana-babanın en etkili aracı etkin dinlemedir. Çocuğunu sakin bir şekilde dinlemeli, duygularını açığa çıkarmasına fırsat vermelidir.
• Çocuğun okula ve derse ilişkin konularda kendi sorumluluğunu almasına yardımcı olunmalıdır. Çocuğun yaşadığı sorun ana-baba tarafından kendi sorunlarıymış gibi algılanmamalıdır. Çocuğun okul probleminin ona ait olduğunu ne kadar çok kabul ederseniz, ona o kadar yardım etmiş olabilirsiniz. Bu, çocuğun kendine olan güven duygusunun gelişmesine yardımcı olabilecektir.
• Başkaları ile kıyaslanan başarısız çocuk, anne babası tarafından sevilmediğini ve kendisine değer verilmediğini hissedecektir. Bu duygu anne babaya karşı kızgınlık duygusu yaratır, beklenin aksine çocuk ders çalışmayarak anne babasını cezalandırır. Bu nedenle çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamak yerine çocuğunuzun başarılarını görmeye ve onu takdir etmeye başlayın. Aslında gayret ederse başarılı olabileceğini, onu sevdiğinizi, başarılı olabilmesi için ona yardım edeceğinizi ifade edin. Böylece çocuğunuz yalnız olmadığını ve kendisine değer verdiğinizi hissedecektir
• Okul öncesi dönemde çocuğunuzun yaşına uygun görevler verin. Bu sorumluluk bilincinin ve özgüvenin gelişmesini sağlar. • Başarılı kişilerin hayat hikâyelerini onun anlayacağı bir dille anlatın. • Verilen bir görevi tamamladığında aşırıya kaçmadan onu tebrik edin. Bir şeyler başarmış olmanın keyfini yaşatın ona. • Ona olduğundan daha küçükmüş gibi davranmayın. • Başarısız olduğu durumlarda küçümsemek, ayıplamak ya da kınamak yerine ona cesaret verin. Her durumda onun yanında olduğunuzu hissettirin.
• Öğretmeniyle irtibata geçmeyi ihmal etmeyin. • Öğretmenin çocuğunuz hakkındaki tespitlerini dikkate alın. • Çocuğunuzun da sizin gibi strese girebileceğini unutmayın, onun psikolojik durumunu takip edin. • Huzurlu bir aile ortamı yaratmaya çalışın. Sevgi ve saygının önemini ona en iyi bu ortamda öğretebilirsiniz. • Okuma alışkanlığı kazanması için çocuğunuzu motive edin. Onun yanında kitap okuyun. Ona resimli ve renkli, ilgisini çekeceğini düşündüğünüz konuları anlatan kitaplar alın. • Okulu basit bahanelerle aksatmasına izin vermeyin.
• Onun sorumluluklarını yerine getirmesini istiyorsanız, ona örnek olması açısından öncelikle anne ve baba olarak siz üzerinize düşen görevleri aksatmadan yapın. • Çocuğun okulu ile ilgili anlattıklarını dikkatle dinleyin. Söyledikleri hakkında ona sorular sorun, yorumlarda bulunun. Anlattıklarına kayıtsız kalırsanız, sizinle bir daha kolay paylaşımda bulunmayacak, duygularını içine atmaya başlayacaktır. • Öğretmenin dersler için istediği araç ve gereçleri çocuğunuzla birlikte alın. Bunların dersi daha iyi anlaması ve dersin daha zevkli hale gelmesi için gerekli malzemeler olduğunu makul bir dille anlatın kendisine.
• okula gitmeden önce çocuğunuzun mutlaka kahvaltı etmesini sağlayın. Bu, hızlı bir büyüme ve gelişme çağındaki çocuğun gelişimi için çok önemlidir. Ayrıca aç karnına okula gitmesi zihinsel faaliyetlerini yavaşlatacağı gibi, derse konsantre olmasını da engeller. • Veli toplantılarına mutlaka katılın. • Çocuğunuzu arkadaşları, komşularınızın ya da akrabalarınızın çocuklarıyla karşılaştırmayın. Arkadaşlarıyla rekabet etmesi konusunda koşullandırmayın. Bu, küçük yaşlarda özgüveninin zarar görmesine neden olur.
• Çocukta başarısızlığın bir utanç olduğu hissini uyandırmayın. Ona hayatın çeşitli evrelerinde her insanın başarısız olabileceğini, çalışarak ve sevdiklerinden destek alarak bu durumun aşılacağını izah edin. • Her çocuğun bir öğrenme süresi ve algılama kapasitesi vardır. Çocuğunuz bununla ilgili sorunlar yaşıyorsa ona zaman tanıyın ve belli konulardaki eksikliğini kişiliğine dayandırmayın. • Ödevlerini yapmakta zorladığında ona destek olun, yalnız olmadığını hissettirin; ama onun yerini alıp ödevlerini yapmaya kalkışmayın. Ödevlerini yapıp yapmadığını kontrol edin.
• Çocuğunuzun sağlığıyla yakından ilgilenin. Gözlerindeki bir bozukluktan dolayı tahtayı göremiyor, bedenindeki herhangi rahatsızlık nedeniyle dersi takip edemiyor olabilir. Sağlık durumu konusunda şikayeti olup olmadığını kendisine sorun, gerekli tedavileri ihmal etmeyin. • Çocukta hedef ve amaç duygusu uyandırın. Ev içinde ona çeşitli görevler verebilir, kendisine amaçlar belirlemesine yardımcı olabilirsiniz. • Çocuğunuzun ilgi alanlarını fark etmeye çalışın. Yeteneklerini takip edin, yönlendirin ve geliştirin.
• Okula giriş-çıkış saatlerini takip edin. Arkadaş çevresini tanıyın. • Kütüphanelerden yararlanmaya teşvik edin. • Okul araç-gereçlerini dikkatli kullanmasını sağlayın. • Onun iyiliği için çalıştığınızı ve onun için en iyi olanı arzuladığınızı kendisine hissettirin. • Anne ve babadan sadece birinin desteği yarım bir aile desteğidir. Her ikisinin de çocuklarına sevgi ve ilgi göstermeleri gerekir. • Sürekli olarak “ders çalış!” Şeklinde uyarılarda bulunmayın. Herhangi bir konuyu öğrenmenin kendisine neler kazandıracağını anlatın.
• Ders dışında oyun ve eğlenceye de zaman ayırmasını sağlayın. Belirli zamanlarda arkadaşlarıyla vakit geçirmesini engellemeyin. • Okul ve öğretmenle ilgili olumsuz görüşlerinizi çocuğun yanında dile getirmeyin. • Başarılarını takdir edin ve ödüllendirin. Olumsuz yönlerini cezalandırmaktan çok olumlu yönlerini ödüllendirmeye giderseniz tüm davranışlarını olumluya çevirmeye yönelecektir. • Çocuğun yanında anne-baba olarak kesinlikle şiddetli tartışmalara girmeyin.
• Azarlama, aşağılama çocuğun kendine olan özgüvenini yaraladığı gibi anne ve babasına olan güvenini de olumsuz etkiler. Öyleyse çocuğunuz için “istenmeyen” kişi olmak istemiyorsanız ona sevgiyle yaklaşın ve her zaman yanında olduğunuzu hissettirin.
• Anne ve baba çocuğa evde olumlu ders çalışma koşullarını sağlamalıdır. Bunun için evde sessiz bir oda ya da odanın sessiz bir köşesi çocuğun rahatça kendisini derse verebileceği bir şekilde düzenlenmelidir. Mümkünse çocuğa ait bir oda ve masa ayarlanmalıdır. Çocuktan ders çalıştığı sürece onun dikkatini dağıtacak başka şeyler yapması istenmemeli; eğer çocuk aile bireylerinin oturduğu odada ders çalışmak zorunda ise aile bireylerinin çocuğun ders yapmasını engelleyici faaliyetlerde bulunmaması gerekir.
• Çalışmaları ailesi tarafından desteklenmeyen, başarısızlıklarından dolayı sürekli eleştirilen sosyal ihtiyaçları yeterince karşılanmayan çocuklar kendisini değersiz bir kişi olarak görür; kendisini küçümser. Bu da onun var olan yeteneklerini gizlemesine neden olabilir. Bu tür çocuklar kapasiteleri uygun olmasına rağmen bunu kullanmayıp okuldaki başarılarını düşürürler.
• Okulda çocuğun başarılı ya da başarısız olmasının en önemli nedenlerinden biri ailenin tutumudur. Özellikle ailenin öğrencinin yapabileceğinden çok şey beklemesi, bunu öğrenciye yansıtması öğrenciyi başarısız kılmaktadır. Ailenin çocukla ilgili birtakım gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesi ve bunu çocuğa yansıtması çocukta çok büyük kaygı yaratır. Bu kaygı çocuğun kendine olan güvenini azaltır, çocukta başarılı olamama korkusu geliştirir. • Çocuğu başkalarıyla değil; kendisi ile kıyaslamak gerekir. Önemli olan çocuğun dünü ve bu günü arasındaki olumlu ve somut farkları görebilmek ve çocuğa yansıtabilmektir.
• Ana-babalar genellikle çocuklarını dinlediklerini düşünürler. Oysaki çocuk kendileriyle konuşurken sürekli ikaz, hatırlatma, önerilerde bulunma, fikir yürütme gibi müdahalelerle aslında çocuğu dinlememektedirler. Bunu fark eden çocuk ya susar ya da küserek içine kapanır. Bu da anne baba ve çocuk arasında iletişim kopukluğuna yol açar. Çocuğun bir sorununu dile getirmesi sırasında çocuğa konuşabileceği bir ortam ve sessizlik alanı hazırlamak, işlerimizi bir süre erteleyip çocukla konuşmak gerekir. Konuşma esnasında anne ve babaların kendi duygu ve düşüncelerini belli etmemeleri, çocuğun olaydan dolayı yaşamış olabileceği duyguları onunla birlikte dile getirerek paylaşması gereklidir.
• Anne ve baba çocuğa sürekli ders çalışması için baskı yapmak yerine çocuğa zamanı iyi kullanmasını ve görev bilincini öğretmelidir. Başarıda önemli olan çok çalışmak değil etkili ve verimli çalışmaktır. Çocuğun devamlı ders çalışması yerine; çocuğun diğer sosyal faaliyetlere (resim, müzik, spor) zaman ayırması çocuk açısından yararlı olacaktır.
• Anne ve baba çocuğun arkadaş seçimine ve arkadaşları ile olan ilişkilerine çok sık müdahale etmemeli; doğru seçimler yapabilmesi için ona destek olmalıdır. Çocuğun arkadaş ortamına yapılacak müdahale ve baskılar, çocuğun anne ve babaya karşı tavır takınmasına ve aileden uzaklaşmasına neden olur.
SEVGİLİ ANNE-BABALAR, ÇOCUKLARIMIZI KAYBETMEK YERİNE KAZANMAYA ÇALIŞALIM. BUNUN DA EN KOLAY YOLU ONLARLA İYİ BİR İLETİŞİM KURMAK, ONLARI ANLAMAK, DİNLEMEK VE MAKUL İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAKTIR.
- Slides: 40