ANKARA NVERSTES POLSKLK AROMATK HDROKARBONLAR NEDR PAH kmrn
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
POLİSİKLİK AROMATİK HİDROKARBONLAR NEDİR? • PAH, kömürün, gazın, petrolün, odunun, çöpün tamamlanmamış yanmaları esnasında oluşan tütün ve ızgarada kızarmış etlerde bulunan bir grup kimyasal maddedir. • 100’den fazla çeşidi olan, bu maddeler genellikle 2 veya daha fazla bileşik içeren, karışık şekilde bulunurlar. • Saf PAH’lar genellikle renksiz açık sarımsı-yeşil katı maddeler halinde bulunur ve hafif, hoş kokuları vardır.
• PAH genellikle kömür, kömür katranı, kreozot (odunu korumak amacıyla kullanılan madde, katranruhu, sıvı fenol), çatının su geçirmesini önlemek amacıyla kullanılan katran gibi maddelerde bulunur. • Birçok PAH çeşitleri tıpta , boya, plastik sanayinde ve pestisidlerin yapımında kullanılır. • Genellikle hidrofobiktirler, bazı organik çözücülerde çözünürler. Ör; napthalene karboril , insektisitin ve plastiklerin yapısına katılan polivinil kloridin yapımında ve güve öldürücü maddeler olarak kullanılır.
Kreosot
KAYNAKLARI • Volkanlar • Doğal olarak sızan petroller • Kaza sonucu petrol tankerlerinden ve gemilerden sızan maddeler • Asfalt yapımı • Belediyeye ait atık sular • Kömürün, doğal gazın, ham petrolün işlenmesi Ör; kömürün sıvılaştırılması, gaz haline dönüştürülmesi, kok kömürü yapımı, petrolün rafine edilmesi
• Demir, alüminyum, çelik gibi maddelerin fabrikalarda ve dökümhanelerde işlenmesi • Otomobilden çıkan egzoz gazları (özellikle dizel, fuel ve petrolle çalışan araçlar) • Odunu, kömürü, madeni yağları ısınma amaçlı olarak kullanan fabrika ve yerleşim alanları • Tütün ve sigara dumanı
ÇEVREDEKİ DURUMLARI • PAH’ların hava yolu ile çevreye girişleri; ü Volkanlar ü Orman yangınları ü Odunu ısınma amaçlı kullanan yerleşim alanları ü Otomobil egzozlarından çıkan gazlarla olur. • PAH’lar havada toz partiküllerinin yüzeyine yapışık veya buhar olarak bulunur. • PAH’lar güneş ışığı ve havadaki diğer kimyasallarla reaksiyona girerek uzun sürede parçalanan ürünlere dönüşebilirler. SO 2 PAH HC NOx
• Orman yangınları, tarımsal amaçlı yapılan yanmalar (anız yakma) • Mangalda veya tavada kızartılmış, kurutulmak amacıyla tütsülenmiş yiyecekler • Atıkların ve çöplerin yakılması • Şehirsel ve kırsal atık sularının (lağım suyu gibi) arıtılması sonucu oluşan atıklar • Mikrobiyolojik bozunmalar
• PAH’ların suya girişi; Endüstriyel fabrikaların Atık su arıtma tesislerinin atıklarını suya boşaltmasıyla olur. ü PAH’lar genellikle suda kolaylıkla çözünmez, katı partiküllere bağlı olarak nehir veya göllerin dibinde birikir. ü PAH’ların suda veya toprakta parçalanmaları haftalar hatta aylar alabilir ve bu işlem temel olarak mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir. ü
• PAH’ların toprağa girişleri ise; ü Zararlı atıkların olduğu bölgede, depolanma kabinlerindeki sızıntı ile olmaktadır. ü PAH’lar toprakta sıkı bir şekilde partiküllere yapışmış halde bulunurlar ve toprak üzerinden hareketle yer altı sularına(pınar, kuyu suyu) bulaşabilirler. ü Bazı PAH tanecikleri sudan veya su yüzeylerinden kolayca buharlaşabilirler. ü Toprakta veya suda yaşayan bitkiler ve hayvanların PAH içerikleri, topraktaki veya sudaki PAH miktarlarından birkaç kat daha fazla olabilir.
KANSERE NEDEN OLAN PAH’LAR N a p h th alen e A c en ap h th y le n e A n th ra c e n e P y re n e B e n z o (b )flu o ran th e n e A c e n ap h th e n e B e n z o (k )flu o ra n th e n e In d en o (1 , 2 , 3 -c, d )p y ren e F lu o ren e C h ry se n e F lu o ra n th e n e B e n z o (a )p y re n e B e n z o (g , h , i)p e ry len e P h en an th ren e B en z (a )a n th ra c en e D ib e n z (a , h )a n th ra c en e
ÜRETİMLERİ VE DÜZEYLERİ • ü ü ü Örneğin; Etler kozalak ateşi ile pişirildikleri zaman 21 -84 g pyrene, 2 -31 g benzo( ) pyrene, odun kütükleri ile pişirildiklerinde 20 -450 g pyrene, 6 -212 g benzo ( ) pyrene ü Biftek alevde pişirildiği zaman ü 30 g pyrene, ü 4 g benzo ( ) pyrene ü Sığır etinden yapılmış köfteler mangalda kızartıldıkları zaman ü 7 -8 g pyrene, ü 3 -11 g benzo ( )pyrene oluşturmaktadır NOT: (Bu değerler kilogram yiyecek başına) pyrene ve benzo( ) pyrene insanlar için kanserojen olan PAH’lardır.
ü Asfaltlama yapılan yerlerin havasında ortalama olarak ; 190 g/m 3’den fazla PAH ü Orman yangınlarında oluşan, dumanlı havada; 980 -20. 000 g/kg pyrene, 38 -3500 g/kg benzo( )pyrene, ü Kömürü ve petrolü ısınma amaçlı kullanan yerleşim alanlarının olduğu bölgenin havasında; 0. 19 -0. 67 g/m 3 benzo( )pyrene , 0. 18 -0. 36 g/m 3 benzo( )fluoranthene, .
ü Belediyeye ait atık sularda ortalama olarak; 4. 5 -8. 6 mg/kg napthalene, 3. 20 -25. 3 mg/kg pyrene bulunmaktadır. ü Diesel-fuelle çalışan motorlu taşıtların egzozlarından havaya 41 -128 g/km partikül durumunda benzo( )pyrene , 38 -228 g/km fluorene bulaşmaktadır. ü Bu miktarlar petrol-fuel ile çalışan motorlu taşıt egzozlarında değişmektedir. Örneğin; 2 -11 g/km benzo( )pyrene varken, fluorene yoktur. ü Ilnisty (1977) bildirdiğine göre, volkanlardan yılda 1. 2 -14 ton arasında benzo( )pyrene yayılmaktadır.
PAH’DAN ETKİLENME YOLLARI • Kömür katranı, kömür, kok kömür, asfalt üreten fabrikalar, etlerin tütsülenerek kurutuldukları yerler , belediyeye ait çöplerin yakıldığı tesisler gibi PAH içeren alanlardaki havanın solunması ile • Sigara ve odun dumanının , otomobil egzozlarının, tarımsal amaçlı yapılan yanmalar sonucu ortaya çıkan dumanlı havanın solunması ile • Izgarada pişirilmiş veya kavrulmuş etlerin, PAH ile kontamine olmuş yiyeceklerin yenmesi ve sıvıların tüketilmesi
• Cildin yüksek oranda PAH içeren toprak ile (özellikle tehlikeli atıkların bulunduğu bölgedeki topraklar), kreozotla muamele edilmiş odundan yapılmış ürünlerle, mazotlarla veya bunları içeren kutularla , kömür katranı, çatının su geçirmesini önlemek amacıyla kullanılan katran ile teması neticesinde , İnsanlar PAH’lara maruz kalabilir.
İNSANLARA ETKİSİ • İnsan vücuduna girişi; • PAH içeren havanın solunması yiyeceklerin yenmesi içme suyunun içilmesi toprak ile derinin teması sonucunda olmaktadır.
• PAH’lar vücutta yağ içeren bütün dokulara girebilir ve bu dokularda birçok farklı maddeye dönüşebilir. • PAH’lar büyük miktarlarda ; böbrekler karaciğer yağ dokuda küçük miktarlarda; dalakta adrenal bezlerde yumurtalıklarda depolanmaktadır. § Vücuda giren PAH’ların büyük bir çoğunluğu birkaç gün içerisinde dışkı ve idrarla atılmaktadır.
Ayrıca yapılan bir araştırmaya göre bir fare hamilelik süresi zarfında yüksek dozda benzo( )pyrene içeren yiyeceklerle beslendiği zaman bu farenin döllerinde , doğum hataları ve vücut ağırlığında azalma gibi durumların ortaya çıktığı tespit edilmiştir. • Aynı etkiler insanlarda da ortaya çıkmıştır. Örneğin ; benzo( )pyrene (bu maddenin en büyük kaynağı volkanlar ve ham petroldür. ) insan cildi maruz kaldığında , siğiller çabuk çoğalan tümörler ortaya çıkmaktadır.
• Laboratuarda hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki; • PAH içeren havayı soludukları zaman solunum sistemi tümörleri ( Özellikle akciğer kanserleri ) • PAH içeren yiyecekler yenildiği zaman sindirim sistemi tümörleri ( mide kanseri ) • PAH içeren maddeler ile deri temas ettiği zaman cilt kanserleri oluşmaktadır.
Dişilerde , yumurtaların yok olmasına yol açarak erken menopoza neden olmaktadır. İnsan cildi napthalene ( bu bileşiğin en büyük kaynağı kömür ve petrol ürünleri ) maruz kaldığında veya bu bileşiği soluduğu zaman akut anemi ( kansızlık ) rahatsızlığı ortaya çıkmaktadır ve bu etki sonraki döllere aktarılmaktadır. Napthalene’nin özellikle çocukların vücuduna kaza eseri de olsa girdiği bilinmektedir. Bu bileşiğin 2000 mg’ı çocuklar için , 5000 -15000 mg’ı gençler için öldürücüdür.
• Mesleki çalışmalarda is gibi maddelere maruz kalınmasının sonucunda üreme yolları ile ilgili kanserler oluşmaktadır. (Örneğin ; baca temizleyicilerinde – testis kanseri) • Kömür, katran, asfalt, alüminyum üretiminde çalışan işçilerde deri kanserleri, idrar torbası kanserleri, akciğer kanserleri, astıma benzer belirtiler, kanda bulunan ve bağışıklıkta rol oynayan moleküllerin miktarlarında azalmalar ortaya çıkmaktadır.
• Yüksek oranda PAH içeren sigara dumanı ise, akciğer, idrar torbası , ağız, yemek borusu, ses tellerinde ve soluk borusu tümörleri için risk oluşturmaktadır • Ayrıca DNA’nın yapısına girerek mutasyona neden olmakta ve bunun işlevini bozarak kanserin gelişmesine yol açmaktadır.
• Tütün dumanının içindeki polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), akciğer kanserinin temel zanlılarından biri. PAH, vücutta DNA’yla etkileşen metabolitler oluşturarak, tümör oluşumuna sebep olabilecek mutasyonları meydana getiriyor. Araştırmalar, metabolit konsantrasyonun ilk nefesten yaklaşık 15 -30 dakika sonrasında zirve yaptığını göstermiştir. Bu sonuç, sigaranın dakikalar içerisinde genleri etkilemeye başlayabileceğini işaret etmektedir.
Akciğerde tümör oluşumu
DİĞER CANLILARA ETKİLERİ • Düşük konsantrasyonlarda mikroorganizmaların ve alglerin gelişmesini düzenler. Ancak konsantrasyon oranı yükseldikçe gelişmeleri ve metabolik aktiviteleri azalır. . • Bitkilerle yapılan testlerde; • Eucalyptus exima, • Avena sativa (yulaf), • Glycine max (soya fasulyesi) ve Cucumis sativus (salatalık) gibi türlerin 30 -720 mg/kg değerlerine duyarlı oldukları ortaya çıkmıştır.
VÜCUTTA BİRİKMİŞ PAH MİKTARLARININ BELİRLENMESİ • PAH’lar vücuda alındıktan sonra vücut içinde çeşitli maddelere bağlanabilecek kimyasal maddelere dönüştürülebilirler. ( Özellikle yağlı dokularda ) • İnsanın PAH’lara maruz kaldıktan sonra bu bileşiklerin insan vücudunda bulunduğu yerler; Kan Vücut dokuları Dışkı dır.
ÇEVRE KORUMA AJANSI TARAFINDAN BİLDİRİLEN KANSERE NEDEN OLAN PAH’LAR N a p h th alen e A c en ap h th y le n e A n th ra c e n e P y re n e B e n z o (b )flu o ran th e n e A c e n ap h th e n e B e n z o (k )flu o ra n th e n e In d en o (1 , 2 , 3 -c, d )p y ren e F lu o ren e C h ry se n e F lu o ra n th e n e B e n z o (a )p y re n e B e n z o (g , h , i)p e ry len e P h en an th ren e B en z (a )a n th ra c en e D ib e n z (a , h )a n th ra c en e
A DNA adduct (at center) of benzo[a]pyrene, the major mutagen in tobacco smoke
PAH’DAN KORUNMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER • Hükümetler PAH’ları içeren yiyeceklerin yenilmesi, içeceklerin içilmesi ve havanın solunmasının sağlık üzerinde oluşturabileceği etkilerden insanları korumak için kanunlar, yönetmelikler ve tüzükler hazırlamalı
• Bu gazın kaynağı olan yerlerde örneğin; fabrikalarda , motorlu taşıt egzozlarında katalizörlerin kullanılması zorunlu hale getirilmeli • Örneğin; seramikten yapılmış katalizörler kullanılmalı veya arabalar için yakıt pilleri kullanılmalı
• Bu gazın tehlikeli olduğu miktarları içeren kılavuzlar çıkartılmalı • PAH çeşitlerinin insan vücudundaki miktarlarının ölçen kuruluşlar kurulmalı
q Bir fotokimyasal yükseltgen olan PAN UV ışınlarının etkisiyle, hidrokarbonlar ve azot oksitlerden meydana gelen toksik etkili hava kirleticileridir. Atmosfer oksijeninin yükseltgeyemediği maddeleri bunlar yükseltgeyebilir. Kentsel alanlarda güneş ışığının en kuvvetli olduğu anlarda oluşurlar ve hava kütlelerinin hareketiyle kırsal bölgelere taşınabilirler.
Genel formülleri : R COOONO 2 ü ‘R’ Alifatik, aromatik veya heterosiklik olabilir. PAN Örnekleri üPeroksi asetil nitrat (PAN) CH 3 COONO 2 üPeroksi propiyonil nitrat(PPN) CH 3 CH 2 COOONO 2 üPeroksi benzoil nitrat(PB 2 N) Ar. COOONO 2
q. Günümüzde özellikle büyük kentlerde ulaşım araçlarından çıkan yanmamış hidrokarbonlar havadaki azot türevleriyle birleşerek ‘PAN’ ı oluştururlar. PAN fotokimyasal ‘SİS’ oluşumu esnasında meydana gelir. SMOG(Sis) özellikle büyük şehirlerde havanın açık olduğu günlerde oluşan kimyasal sis halidir.
SMOG
PAN’ ı OLUŞTURAN ATMOSFER KİRLETİCİLERİ 1 -AZOT OKSİTLER q. Azot oksitler atmosferin normal yapısı içinde bulunur. Fakat özellikle büyük sanayi kuruluşları, büyük fabrikalar, yüksek sıcaklıkta yanan kazanların bacalarından, patlamalı dizel ve benzinli motorlardan yanma sonucu önemli miktarlarda atmosfere karışır. Azotlu bileşiklerin en önemlisi Azot monoksit(NO) ve Azot dioksit (NO 2)tir. İkisi de zehirlidir. Suda kolayca çözünebilir ve bu şekilde kana karışarak zehirlenmelere yol açabilir. Küçük miktarlarda bile kana karıştığında ödem ve kanamalara yol açtığı için hem insanlar için hem de diğer canlılar için tehlikelidir.
İnsan faaliyetleri sonucu yılda atmosfere 53 x 106 ton NO 2 verilmektedir. Kahverengi bir gaz olan NO 2 yüksek konsantrasyonlarda öldürücü olabilir. H 2 O ile birleşerek nitrik asit yapar. Bu da sadece insanlar için değil ekosistemdeki tüm hayvan ve bitki türleri için açık bir tehdit oluşturur. NO 2 ‘nin atmosferdeki yayılışını engellemek çok zordur. Çünkü NO’dan sekonder bir ürün olarak meydana gelmektedir. 2 NO + O 2 2 NO 2 + 28, 4 kkal
2 -YANMAMIŞ HİDROKARBONLAR • PAN oluşumuna katılan hidrokarbonlar genellikle kaynaklarını eksik yanan yakıtlardan alırlar. Özellikle fotokimyasal sise (SMOG) neden olduklarından önemlidirler. Normal atmosfer miktarlarında bu tam yanmamış ürünlerin toksik etkileri yoktur ancak fotokimyasal sise neden olurlar. İçten yanmalı motorların egzoslarından havaya karışan hidrokarbonlar PAN’ların atmosferdeki oranları açısından önemlidirler. Hidrokarbonlar atmosferde partiküller halinde bulunurlar ve bu partiküllerin kaynaklarına göre “yanma dumanı” olarak adlandırılır.
• Tam yanmayan bazı maddelerde hidrokarbonları sentezleyebilir. Bunlar doymamış hidrokarbonlar olan “olefinler”dir. • Çok kirli şehir havasındaki PAN’ın bünyesinde de olefin kökenli hidrokarbonlara rastlanmaktadır. Tam yanmama sırasında açığa çıkan diğer çok tehlikeli kanserojen maddeler polisiklik hidrokarbonlardır.
• Bunlar, Fluoranten ve Kloranten gibi maddelerdir. Bu ürünler dizel motorlardan daha az olarak da otomobil dumanı ve katranda bulunurlar. Bu kanserojen hidrokarbonların atmosfere karışımı, bugün hızlı trafik düzeni içerisinde otomobil, otobüs, kamyon gibi taşıtların artması sayesinde canlı yaşamındaki tehdit unsurlarını günden güne arttırmaktadır.
• 1000 Lt. benzin yandığında, atmosfere 33 kg yanmamış hidrokarbon (PAN’a dönüşen) verilmektedir. Bir otomobil motoru km’de ortalama olarak havaya 2 gr hidrokarbon salmaktadır. • İşte bu sonuçlar gösteriyor ki peroksiaçilnitratların oluşumunda yanmamış hidrokarbonların günümüzde çok önemli boyutlara ulaştığını ve insan faaliyetlerinin sorumsuzluğu, hava kirleticilerinin özellikle büyük kentlerde, günden güne insanın kendisini, tedrici bir şekilde zehirlediğini ortaya koyar.
q Antropojenik kaynaklardan atmosfere karışan hidrokarbonların yaklaşık yüzdeleri aşağıdaki tabloda görülmektedir. Taşımacılıktan (otomobiller, traktörler , lokomotifler, uçaklar, %56 gemiler) %2 Doğalgaz, kömür, fuel-oil, odun yanmalarından Rafinerilerden, sıvılaştırılmış gazlardan, karbon siyah %16 yapımından, amonyak eldesinden Katı atıklardan, açıkta yakmalardan, çözücü %26 buharlaşmalardan, zirai yakmalardan ve orman yangınlarından.
PAN OLUŞUM MEKANİZMASI • PAN birçok reaksiyonel safhalardan sonra etkinliğini ortaya koyar. Genel anlamda PAN oluşumu; Azot oksitler + Yanmamış + O 3 gün ışığı Peroksiaçilnitrat H. karbonlar
q Şehirlerin topoğrafik yapısı ve meteorolojik olaylardan kaynaklanan sıcaklık inversiyonu PAN oluşumunu hızlandırır. Sıcaklık inversiyonu esnasında hava kirleticileri yerleşim yerlerinin üzerini bir örtü gibi sarar. Gün ışığının bu tabakadan geçmesi kolay olduğu için bu yerlerde fotokimyasal reaksiyonlar meydana gelir. (PAN)
Olağan atmosfer koşullarında yerden yükseldikçe sıcaklık azalır. * İnversiyon durumunda yerden yükseldikçe sıcaklık artar. Sıcak hava katmanı, alttaki soğuk hava katmanını örter. Sıcak havanın altındaki hareketsiz soğuk hava kış koşullarında kirleticilerle yüklenir. * Çocuklar ve yaşlılar için ölümcül sonuçlara neden olabilir.
SICAKLIK İNVERSİYONU
UV NO 2+O 2 NO+O 3 R-CH=CH-R + O 3 RCHO + ROHCHO HİDROKARBON ALDEHİT RCHO+O UV RC=O + OH KETOALKİL RC=O +O 2 RCOOO PEROKSİAÇİL+ NO 2 PAN
Azot oksit Hidrokarbon PAN
q. PAN’ın CANLILARA ETKİSİ • PAN’ın insanlarda meydana getirdiği tek zararlı etki göz yaşarması şeklindedir. PAN konsantrasyonu 0, 7 ppm olduğu zaman göz yaşarmaları ve mukoza yanmaları başlar. Peroksibenzoil nitrat (PB 2 N) ise çok daha etkin bir toksiktir ve çevredeki konsantrasyonu 0, 005 ppm olduğu zaman dahi 3 -5 dakikada göz yaşarması başlar ve mukozada dayanılmaz tahrişler başlar.
• Her atmosfer kirleticilerinin kronik etkileri gibi, PAN’ında insan sağlığına olan zararları arasında kronik bronşit, astım, amfizem, akut akciğer ödemi, akciğer lezyonları ve nihayetinde akciğer kanserine kadar varabilen sonuç ortaya çıkabilmektedir. • PAN ‘ın bitkilere etkisi ise; yaprak dokularında nekroz, klorozis veya renk değişimleri ve büyüme değişimleri şeklinde özetlenebilir. • Büyüme, üreme, besin depolama kabiliyetlerini yitirebilir, hastalık ve parazitler den kolayca etkilenir hale gelirler. Bu durum tarım ürünleri ve ormanlar içinde geçerlidir.
PAN’ın KONTROL MEKANİZMASI • PAN’ın kontrolü meydana gelmelerine sebep olan hidrokarbonların kontrolüne bağlıdır. Hidrokarbonlar atmosfere doğal ya da antropojenik kaynaklarla eklenir. Doğal kaynaklardan gelenleri kontrol etmek mümkün değildir. Ancak antropojenik kaynakları bir dereceye kadar kontrol etmek mümkün olabilir. Bu da başlıca 4 şekilde yapılabilir;
• • YAKMA : Hidrokarbonların ikinci bir yakıcı sistemden geçirilir. ADSORBSİYON : Kömür gibi bir adsorblayıcı tarafından tutulur. ABSORBLAYICI : Hidrokarbonlar absorbe edilerek toplanır. KONDENSASYON: Hidrokarbonlar soğutularak yoğunlaştırılır.
KÜRESEL LOŞLAŞMA (KÜRESEL KARARMA) (GLOBAL DIMMING)
• Küresel loşlaşma özellikle yoğun nüfuslu ve sanayileşmiş bölgelerde bacalardan ve egzoslardan çıkan sülfat aerosolleri gibi partiküllerin gökyüzünde güneş ışınlarının yeryüzüne gelmesini engelleyen bir tabaka halini almasıyla meydana gelir. • 1950’li yıllardan beri yapılan ölçümlerle dünya yüzeyinde aydınlanma oranında görülen tedrici azalmadır. Bu durum bölgesel olarak değişiklik gösterir. 1960 -90 yılları arasında dünya genelinde % 4 bir azalma gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
• Yağmur ve kar, yeryüzünden yükselen su buharı ve moleküllerin saf halde birleşmesiyle oluşur. Loşlaşmaya sebep olan partiküller su buharının birleşerek yağışa dönüşmesini engellediğinden kuraklığa neden olmaktadır. Küresel ısınmaya çare olabileceği düşünülen küresel loşlaşmanın kuraklığı artırdığı ortaya çıkmıştır. • Loşlaşma Çin ve Hindistanda adeta “Kara bulut” a dönüşerek daha belirgin hale gelmiştir.
• İnsan faaliyeti sonucu atmosfere salınan aerosol partiküller güneş enerjisini absorbe eder ve güneş ışığını uzaya geri yansıtır. • Bu kirleticiler aynı zamanda bulut oluşumu için çekirdekler teşkil ederler. Bulutları oluşturan su damlacıkları kirletici partiküller etrafında tutunurlar. Bulutun bu değişikliğe uğramış özelliklerinden dolayı bunlara kahverengi bulutlarda denilir.
• Kirlenme oranındaki artış atmosfere daha çok partikülün emisyonuna sebep olur ve dolayısıyla çok büyük miktarlarda küçük damlacıklardan ibaret bulutlar oluşur ( yani aynı miktardaki su daha çok damlacıklara bölünmüştür). • Bu küçük damlacıklar bulutları daha çok yansıtıcı duruma getirir ve gelen güneş ışınlarının daha çok geri yansımasına sebep olur. • Aynı zamanda bu küçük damlacıklar yağışın azalmasına neden olurlar. Zira partiküller nedeniyle su molekülleri biraraya gelip yağmur damlası büyüklüğü ve ağırlığına ulaşamazlar
• İnsan kaynaklı kirlilik yağış miktarını azaltarak ve tatlı su kaynakları üzerinde baskı yaratarak dünya su döngüsünü ciddi bir şekilde zayıflatabilir. Zira su döngüsü için gerekli enerji güneşten gelmektedir. • Güneş ışınları okyanusları ısıtarak atmosfere su buharı naklederler , bu ise sonradan yağış şeklinde yeryüzüne geri döner.
• Küresel loşlaşma aynı zamanda Küresel ısınmada sera gazlarının etkisini kısmen maskeleyerek bir soğuma etkiside yaratmaktadır • Kirletici partiküller nedeniyle güneş enerjisinin geri yansıması ve Küresel loşlaşmadan dolayı kuzey yarı kürenin su içeriği daha soğuk olmakta bu ise daha az evaporasyona ve daha az su damlacıklarının oluşumuna neden olmaktadır. Dolayısıyla sonuçta dünyanın bazı bölgelerinde yağış miktarında azalmaya yani kuraklığa buda kıtlık ve açlığa yol açmaktadır. • Küresel loşlaşma nedeniyle güneş ışığındaki azalma aynı zamanda bitkilerde fotosentezi olumsuz yönde etkileyecektir.
Kükürt dioksit, kurum, kül gibi endüstriyel ve evsel emisyonların neden olduğu Küresel loşlaşmanın 1984 de Afrikada milyonlarca insanın ölümüne neden olan Sahra kuraklığının nedeni olduğuna inanılmaktadır. Küresel loşlaşmanın yarattığı soğuma etkisine rağmen son yüzyılda dünya sıcaklığı 10 C den daha fazla artmıştır. Eğer Küresel Loşlaşma olmasaydı dünya sıcaklığı daha da artmış olacaktı. Küresel loşlaşma aynı zamanda asit yağmurları, Smog(kimyasal sis) ve insanlarda solunum rahatsızlıklarınada yol açmaktadır.
• Hava trafiği ve volkanik küllerde güneş ışınlarını geri yansıtarak gezegenin soğumasına katkıda bulunmaktadır. • 1963 de Bali (Endonezya) de Agung, • 1983 de Meksika da El Chichon, • 1985 de Colombia da Ruiz, • 1991 de Filipinlerde Pinatuba yanardağlarının patlamasından sonra dünya sıcaklıklarında düşüşler gözlenmiştir.
• Bazı araştırmalar siyah karbonun CO 2 den sonra gerçekten küresel ısınmayı artırdığını göstermiştir. CO 2 nin atmosferik ömrü yüzyıldan fazla olduğu halde siyah karbon birkaç gün yada hafta kalmaktadır. Siyah karbon başta fosil yakıtlar olmak üzere biomas , biofuel gibi yakıtların eksik yanmaları sonucu atmosfere yayılır. Kurum güneş enerjisini absorbe eder ve diğer bölgelere taşır. Ör; buzulların erimeye başladığı Himalayalar. • Arktik buz kütlelerini karartabilir buda albedoyu (yüzeyin yansıtma gücü)azaltır ve güneş ışınlarının absorbsiyonuna neden olarak küresel ısınmaya katkıda bulunmuş olur.
- Slides: 72