ALLAHI ANMAK VE ZKRETMEK MEHMET BATRK HAZIRLAMITIR Mehmetbasturkhotmail
ALLAH’I ANMAK VE ZİKRETMEK MEHMET BAŞTÜRK HAZIRLAMIŞTIR Mehmet__basturkæhotmail. com www. mehmetbasturk. com Facebook TC Mehmet Baştürk
ﻳ ﺍﻭﺍ ﻭ ﺍﻟ ﺍﻭ Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. “ Rad. 13/28
ﺍ ﻭ ﺍﺍ ﺍﻟ ﻝﻭ ﻩﻯ ﺍﺍ ﺍ ﺍﻟ ﺍﻟ ﺍ ﻭ (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor. “ Ankebut, 29/45
ﺍﻭﻯ ﺍﻭﺍ ﻯ ﺍ ﻭ Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. “ bakara, 2/152
Zikir, hatırlayıp anmak demektir. İnsan Allah’ı ya diliyle zikreder; Kur’an okumak, dua etmek, Allah Teâlâ’yı güzel isimleriyle anmak gibi; ya kalbiyle zikreder; Allah Teâlâ’nın varlığını gösteren delilleri, yani kâinâtı ve Kur’an’da sözü edilen her şeyi düşünmek gibi; yahut bedeniyle zikreder; namaz başta olmak üzere bedenle yapılması gereken bütün görevleri yapmak gibi. Her ne suretle olursa olsun Allah’ı zikretmek en değerli ibadettir. “Beni anın ki, ben de sizi anayım” âyet-i kerîmesi Allah’ı anma işinin tek taraflı olmadığını, kulun Allah’ı andığı gibi Allah’ın da kulunu andığını göstermektedir. Kulun Allah Teâlâ’yı anması demek, anlatıldığı üzere diliyle, kalbiyle ve bedeniyle Cenâb-ı Hakk’ı anması demektir. Zaten Allah Teâlâ’yı uyanık bir gönülle anan kimse, onun yasaklarından uzak durur. Diğer bir söyleyişle, dilindeki zikir onu kötülüklere yaklaştırmaz. Böyle bir zikrin karşılığı, Allah Teâlâ’nın kulunu anmasıdır. Cenâb-ı Hakk’ın kulunu anması ise, onu bağışlaması, ona çok sevap vermesi, hatta meleklerinin yanında ondan bahsetmesi demektir. 1438 numaralı hadiste göreceğimiz üzere Merhametli Rabbimiz “Kulum beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de kulumu o cemaatten daha hayırlı bir topluluk içinde anarım” buyurmaktadır. Kulun Cenâb-ı Hak tarafından anılması, onun büyük hayır ve bereketlere nâil olması, dilinden hikmetlerin dökülmesi demektir. Bütün bunlar “Allah’ı zikretmenin en büyük ibadet” olduğunu göstermektedir.
ﺍﻟ ﻡ ﺍﺍ ﻳ Kim, Rahmân'ın Zikri'ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. “ zuhruf, 43/36
ﺍ ﺍ ﺍﻳ ﺍﻭﺍ ﺍﻟ ﺍ ﻳﺍ Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin. “ Ahzab, 33/41
» ﺍﻟﺬﻱ ﺫ ﺭ : ﻗﺎﻝ ، ﻋﻦ ﺍﻟﻨﺒﻲ ﻯ ﺍﻟﻠ ﻭﻡ ، ﺭﺿﻲ ﺍﻟﻩ ﻋﻨ ، ﻭﻋ ﺃﺒﻲ ﻭﻯ ﺍﻷﺸﻌﺮ . ﻝ ﺍﻟﺤ ﻭﺍﻟ « ﺭﻭﺍ ﺍﻟﺒﺨﺎﺭﻱ ، ﺍﻟﺬﻱ ﻻ ﻳﺬ « ﺍﻟ ﻭﺍﻟ ، ﺍﻟﻳ ﺍﻟﺬﻱ ﻻ ﺍﻟﻩ ﻳ ، » ﺍﻟ ﺍﺫﻱ ﺍﻟﻩ ﻳ : ﻭﺭﻭﺍﻩ ﻣﺴﻠﻢ ﻓﻘﺎﻝ Ebû Mûsâ el-Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Rabbini zikredenle etmeyenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir. ” Buhârî, Daavât 66 Müslim ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir: “İçinde Allah’ın anıldığı ev ile Allah’ın anılmadığı evin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir. ” Müslim, Müsâfirîn 211
Ebû Hüreyre (r. a. ) rivayet edildiğine göre Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslümanların fakirleri Resûlullah (s. a. v. ) gelerek şöyle dediler: - Varlıklı Müslümanlar cennetin en yüksek derecelerini ve ebedî nimetleri alıp götürdüler. Bizim kıldığımız namazları onlar da kılıyorlar. Tuttuğumuz oruçları onlar da tutuyorlar. Fazla malları olduğu için hac ve umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve sadaka veriyorlar, biz veremiyoruz. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem onlara: - "Sizden önde gidenlere yetişebileceğiniz, sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanlar dışında herkesten üstün olacağınız bir şeyi haber vereyim mi? " diye sordu. - Evet, söyle yâ Resûlallah! dediler. Resûl-i Ekrem (s. a. v. ) şöyle buyurdu: - "Her namazın ardından otuz üçer defa Allah’ı tesbih eder, O’na hamd eder ve tekbir getirirsiniz. ” Hadisi Ebû Hüreyre’den rivayet eden Ebû Sâlih’in söylediğine göre, sahabeler bu zikirleri nasıl okuyacaklarını sorunca Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “Her birinden otuz üçer defa olmak üzere sübhânallah, elhamdülillah, Allâhü ekber, dersiniz. " Buhârî, Ezân 155; Müslim’in bir rivayetinde şu ilâve vardır: Birkaç gün sonra fakir muhâcirler Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e tekrar gelerek: - Zengin kardeşlerimiz bizim yaptığımız zikirleri duymuşlar. Aynını onlar da yapıyorlar, dediler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - "Ne yapalım! Artık bu Allah'ın bir lutfudur, Allah lutfunu dilediğine verir. " Müslim, Mesâcid 142
• Bir Müslüman her daim Allah’ı anmak ve zikretmek durumundadır. • Zikir bedenle olur. Namaz, oruç gibi ibadetler. • Zikir mal ile olur zekat, sadaka gibi ibadetler • Zikir hem mal hem beden ile olur hac ibadeti gibi. • Ayrıca zikir dil ile olur dua gibi. • Zikir davranışla olur ahlak güzelliği gibi. • Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür.
- Slides: 11