ALEDE LETM ALE Ana baba ocuklardan ve taraflarn
AİLEDE İLETİŞİM
AİLE Ana, baba, çocuklardan ve tarafların kan akrabalarından oluşmuş, ekonomik ve sosyal bir kurum. Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik ve buna bağlı olarak da aile kavramı yaklaşık M. Ö. 2000 yıllarında Mısır’da başlamıştır. Aile, insan türünün devamını sağlayan, biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, hukuksal yönleri bulunan sosyal bir kurumdur.
AİLEDE İLETİŞİM Aile sadece kişilerden oluşan birlik değildir, aynı zamanda duygusal birimdir. Aile içindeki her bireyin bir davranışı ya da kişiliği sürekli aile sistemini etkilemektedir. Sistem yaklaşımına göre, aile aynı geçmişi paylaşan, aralarında duygusal bir bağ bulunan, aile üyelerinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan bir sistemdir.
Her aile, kendine özgü davranış tarzları, etkileşim biçimleri, işlevleri açısından farklı özelliklere sahiptir. Sistem yaklaşımı açısından da aile bir sistem olarak devamlılığını birtakım fonksiyonları yerine getirebildiği sürece var olabilmektedir.
Ailenin iletişim fonksiyonları Duygusal atmosferi yönetme ve destek sağlama: Aileler çok farklı şekillerde aile üyelerine destek duygusunu hissettirmektedirler. Birçok zaman sosyal destek verdikleri gibi, yakınlık göstermek, ailenin üyesinin duygularını anlamak, paylaşmak vb. yakınlık duygusunun hissedilmesinde kişilere destek vermeye katkıda bulunmaktadırlar. Kişilik ve kimlik yönlendirme: Aile, çocukların kişilik gelişimi ve kimlik kazanmasında önemli bir kaynaktır. Kişiler aile içindeki iletişim ve etkileşim yapısından etkilenerek kendilerine özgü bir iletişim davranışı geliştirirler. Aile içindeki iletişim kişilerin kendini algılama, kendine güven duyguları geliştirildiği taktirde aile dışındaki kişilerle kurmuş olduğu iletişimlerin pozitif bir biçimde gelişmesinde belirleyici olmaktadır.
Değerleri yönetme: Kişilerin kendilerini algılamaları, aile içindeki değer sisteminden etkilenmektedir. Aile gelenekleri, ritüeller, kutlamalar vb. davranış tarzları ile aile iletişiminin kişiye öğretildiği bir kurumdur. Değişimleri yönetme ve sınırları düzenleme: Aile sistem yaklaşımında, ailenin sahip olduğu dışsal sınırlar ve içsel sınırlar olmak üzere iki sınır yapısı bulunmaktadır. Ailenin içindeki birlik ve bütünlük duygusunun sağlanabilmesi ve ailenin dışındaki çevreden aile için gerekli ve yararlı bilgilerin akışına izin veren düzenleyici bir yapısı bulunmaktadır. Aile içindeki bireyler arasındaki bilginin paylaşımı açık iletişimle mümkün olduğu gibi, aile dışıyla da kurulan açık iletişim ailenin bütünlüğünü ve devamlılığını sağlamada etkindir.
Günlük yaşamı sürdürme: Aile üyelerinin günlük yaşam ihtiyaçlarının (barınma, yiyecek, zaman, para) karşılanması ile bireyler aile içindeki yaşamını devam ettirmekle birlikte bu ihtiyaçların karşılanması bireyler arasında kurulan iletişime dayanmaktadır. Aile üyelerinin deneyimlerini ve yeteneklerini paylaşmaları ailenin günlük yaşamını sürdürmesini sağladığı gibi aynı zamanda mutlu olma, psikolojik doyum elde etme sonucunu da gerçekleştirir.
Aile İletişim Modelleri Aile iletişim süreçleri, rol alma, karar verme, güç dağılımı vb. ailenin sorunları detaylı olarak incelendiğinde aile içindeki iletişim modelleri dörde ayrılmaktadır: – Eşitlikçi İletişim Modeli – Dengeli Dağılan İletişim Modeli – Dengesiz Dağılan İletişim Modeli – Ailedeki İletişim Davranışlarına Göre Aile İletişim Modeli
Ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim, anne-babanın kişiliği, anne-babanın tutumları, anne babanın davranış niteliklerine göre de belirlenmektedir. Bu üç temel öğeye göre de, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişim: Otoriter tutuma dayalı iletişimde, anne-baba çocuk yetiştirmede hükmeden, baskıcı ve çocuklara söz hakkı tanımayan bir yaklaşıma sahiptir. Anne-baba duruma hakim, çocuk izleyici konumdadır. Denetim temel öğedir.
İlgisiz tutuma dayanan iletişim: İlgisiz tutuma dayanan iletişimde, çocuğun temel gereksinimleri dışında kendisi ile pek fazla ilgilenilmemektedir. Çocuğun davranışlarının izlenmesinin, doğru ve yanlışlarının belirlenmesinin, çocuğu topluma alıştırmanın gerekli olduğu düşünülmektedir. Çocukla iletişim gerekli olduğu sürece kurulmakta duygusal ve davranışsal olarak ihmal edilmektedir. Bu durum, kişilik gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir.
Koruyucu tutuma dayanan iletişim: Koruyucu tutuma dayanan iletişimde, anne-baba çocuğa gereğinden fazla ilgi göstermekte, çocuk çok fazla ilgi ve korumadan dolayı da duygusal yalnızlık içine girebilmektedir Bununla birlikte, çocuk ile ebeveynler arasında aşırı derecede beraberlik kurulmakta ve çocuk her şeyini yalnızca ailesi ile paylaşmaktadır.
Demokratik tutuma dayanan iletişim: Demokratik tutuma dayanan iletişimde, aile içinde herkese değer verilen, seçme hakkı tanınan, kişiliğine saygı gösterilen davranışlar hakimdir. Araştırmalar, anne babası demokratik olan çocukların uyum düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Aile içindeki bireylerin ihtiyacı olan sevgi yeterli olmadığı taktirde, aile fonksiyonlarını yerine getirememekte, aile ilişkileri de zarar görmektedir. Aile içindeki üyelerin sosyal ve duygusal olarak ihmal edilmiş olmaları durumunda aile iletişimi bozulmaktadır.
- Slides: 13