AHLAK GELM KURAMLARI AHLAK GELM KURAMLARI A AHLAK

  • Slides: 58
Download presentation
AHLAK GELİŞİM KURAMLARI

AHLAK GELİŞİM KURAMLARI

AHLAK GELİŞİM KURAMLARI A. AHLAK KAVRAMI Ø Ahlak, Arapça "hulk" veya "huluk" kelimesinin çoğulu

AHLAK GELİŞİM KURAMLARI A. AHLAK KAVRAMI Ø Ahlak, Arapça "hulk" veya "huluk" kelimesinin çoğulu olup Türkçede tekil olarak kullanılır. Kelime anlamı ile tabiat, huy, karakter, hal ve hareket tarzı gibi anlamlara gelir. Türkçede ise ahlak, insanın başka varlıklarla belirli normlara göre gerçekleşen ilişkiler toplamını, insanın söz konusu ilişkileriyle bu varlıklara yönelen eylemlerini düzenleyip anlamlandıran norm, ilke, kural ve değerler bütününü ifade eder. Ø Ahlak; toplumun içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kurallardır. Aynı zamanda insan ilişkilerinde “doğru” ya da “yanlış” veya “iyi” ya da “kötü” olarak adlandırılan değer yargılarıdır. Ahlakın yabancı dillerdeki karşılığı olan “moral” sözcüğü, Latincedeki “moralis” sözcüğünden gelmektedir.

B. AHLAK GELİŞİMİ Ø Ahlak gelişimi, çocukların belirli davranışlarını doğru ya da yanlış olarak

B. AHLAK GELİŞİMİ Ø Ahlak gelişimi, çocukların belirli davranışlarını doğru ya da yanlış olarak değerlendirmelerine rehberlik eden ve kendi eylemlerini yönetmelerini sağlayan ilkeleri kazanmaları sürecidir. Ø Ahlak gelişimi, çocuğun etrafındakilerle ilk ilişkileri sonucu başlar ve özellikle üç yaşından itibaren dil kullanımıyla pekişir. Ø Birçok psikoloğa göre, ahlak gelişimi kişilik gelişiminin bir parçasıdır. Ø Çocuk tıpkı anne babasının genel tavırlarını, cinsiyetlerine ait rollerini benimsedikleri gibi onların ahlak anlayışlarını da benimser. Ø Çocuğun anne babanın ahlak anlayışlarını benimsemesinde anne babadan diğer yetişkinlerden takdir görme isteği ve cezalandırılma korkusu rol oynar. Ø Bu nedenle okul öncesi çocukluk dönemi ve o dönemde çocuğun içinde yetiştiği çevre, çocuğun ahlak anlayışının gelişiminde önemli yer tutar.

B. AHLAK GELİŞİMİ Ø Ahlak gelişimi, bireyin ruhsal, sosyal, zihinsel ve kişilik gelişimi ile

B. AHLAK GELİŞİMİ Ø Ahlak gelişimi, bireyin ruhsal, sosyal, zihinsel ve kişilik gelişimi ile sıkıya ilişkilidir. Ø Kişilik ve ahlak gelişiminin temelleri, çocukluk döneminde ilk beş yaşta atılmaktadır. Ø Ahlak gelişimi, kişilik gelişiminin bir alt sistemi ve onun ayrılmaz bir parçası olup, benliğin gelişimi gibi kişiliğin diğer öğeleri ile birlikte, ergenlik ve gençlik çağında belirginleşerek hayat boyu gittikçe artan bir açıklıkla ortaya çıkar.

PSİKANALİTİK GÖRÜŞE GÖRE AHLAK GELİŞİMİ TURİEL’İN AHLAK GELİŞİMİ GÖRÜŞÜ

PSİKANALİTİK GÖRÜŞE GÖRE AHLAK GELİŞİMİ TURİEL’İN AHLAK GELİŞİMİ GÖRÜŞÜ

Ø Ahlak Gelişimi İle İlgili Yaklaşımlar 1) Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Psikanalitik kuramın

Ø Ahlak Gelişimi İle İlgili Yaklaşımlar 1) Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Psikanalitik kuramın öncüsü S. Freud, kişilik ve ahlak gelişimini id, ego ve süperego alt sistemleri içerisinde incelemiştir. İnsan davranışları bu üç sistemin karşılıklı etkileşiminin ürünüdür. Kişiliğin ruh sağlığı, uyumu ve dengesi, bu üç öğenin ilişkilerinin sağlıklı ve dengeli olmasına bağlıdır.

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø İd (altbenlik), kalıtım yoluyla gelen içgüdü ve isteklerin

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø İd (altbenlik), kalıtım yoluyla gelen içgüdü ve isteklerin temsilcisi, saldırganlık ve cinsel içdürtülerin enerji kaynağıdır. Ø Sürekli olarak isteklerine doyum arar, haz ilkesine göre çalışır. Ø Kişiliğin en ilkel kısmıdır. Ø Dış gerçeklerden haberi yoktur. Ø İd bilinç dışı olup, kuralsızlıkların hakim olduğu kişilik alt sistemidir.

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Ego (Benlik), bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Ego (Benlik), bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan kişiliğin gerçekçi ve ussal (akli) öğesidir. Ø İd’in isteklerine ancak egonun amaca yönelik işleyişi doyum sağlayabilir. Ø Ego, bireyin kendisini çevreden ayırt etmesiyle “id” den ayrışarak gelişmeye başlayan benliğin düzenleyicisi olan kişilik alt sistemidir. Ø Gerçeklik ilkesine göre çalışan ego, dış dünyanın gerçeğini id’e iletir. Ø Ego kişiliğin denge ve uyumunu sağlamaya çalışır. Ego bir yandan gerçek dünya, bir yandan id, bir yandan da süperegonun istekleriyle bağdaşmak, bunlar arasında bir uzlaşma sağlamak zorundadır. Ø Ego, id ile süperego arasında bir denge unsurudur.

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Süperego (üst-benlik), kişiliğin ahlaki yönüdür. Ø Süperego, çocuğun

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Süperego (üst-benlik), kişiliğin ahlaki yönüdür. Ø Süperego, çocuğun sosyal çevre ile etkileşimi sonucu toplumun ahlaki kural ve değerlerinin içselleştirilmesi ile 3 -5 yaşlarında ego’dan ayrılarak 6 -11 yaşlarında gelişmeye devam eden kişilik bölümüdür. Ø Süperego, çocuğa ana babası ve toplum tarafından aktarılan, ödül ve ceza uygulamaları ile pekiştirilen ahlaki değerlerin temsilcisidir. Ø Süperego, bir hareketin doğru ya da yanlış olduğuna karar verir. İd, haz arar, ego gerçekliği test eder, süperego ise mükemmelliği arar. Ø Freud, insanı süperego tarafından kontrol altına alınan, biyolojik güdülerden oluşan bir varlık olarak kabul eder.

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Süperego (üst-benlik Ø Doğuştan var olmayan sonradan gelişmeyle

Psikanalitik Görüşe Göre Ahlak Gelişimi Ø Süperego (üst-benlik Ø Doğuştan var olmayan sonradan gelişmeyle ortaya çıkan süperego, kişinin içinde bir yargıçtır. Ø Yargılatıcı bir sistem olarak süperegonun insan yaşantısındaki belirtisi suçluluk duygusudur. Ø Bireyin kendi içine sindirmiş ve benimsemiş olduğu yanlış-doğru, iyi-kötü biçimindeki ahlaki değer yargıları bireyin içinde bir yargılama ve ceza verme sistemi olarak kalır ve onun davranışlarını frenler. Ø Freud bu kuram ışığında kişilik ve ahlak gelişmesinin ana hatlarının ilk beş yılda tamamlandığını ve altı yaşından sonra kuramsal bakımdan önemli başka bir gelişme olmadığını ileri sürmüştür.

Davranışçı ve Sosyal Öğrenme Kuramına Göre Ahlaki Gelişim ve Ahlaki Davranış Ø Sosyal öğrenme

Davranışçı ve Sosyal Öğrenme Kuramına Göre Ahlaki Gelişim ve Ahlaki Davranış Ø Sosyal öğrenme kuramına göre, kültürün insanı şekillendirdiği ve kişiler arası ilişkilerin kişiliği etkilediği görüşündedirler. İnsan çevresinin ürünü olduğuna göre, çevre değiştikçe insan da değişir. Ø Davranışçı görüşe göre, insan ahlaki yargı ve davranışlarını şartlanmayla öğrenmektedir. Ø Çocuk hangi davranışların iyi, hangi davranışların kötü olduğunu, ödül ve ceza yolu ile kazanmaktadır. Ø Çocuk için ödül ile pekiştirilen davranış iyi, cezalandırılan davranış kötüdür. Ø Sosyal öğrenme, ahlaki davranışlarında diğer davranışlar gibi başkalarını gözleyerek, model alarak, taklit ederek öğrenildiği görüşündedir.

Davranışçı ve Sosyal Öğrenme Kuramına Göre Ahlaki Gelişim ve Ahlaki Davranış Ø Çocuğun ahlaki

Davranışçı ve Sosyal Öğrenme Kuramına Göre Ahlaki Gelişim ve Ahlaki Davranış Ø Çocuğun ahlaki gelişiminde sosyal çevre olarak anne baba, arkadaş grubu ve öğretmen, gerek model olma ve taklit bakımından, gerekse ödül ve ceza mekanizmalarını işletenler olarak önemli bir yer tutar. Ø Örneğin anne babanın gösterdiği saldırgan davranışları, çocukların bu davranışları öğrenmesine yol açmaktadır. Ø Yani çocuk iyi ve kötü davranışları çevresindekileri gözleyerek, onları taklit ederek öğrenmektedir. Ø Özellikle bu kişiler çocuğun özdeşim kurduğu kişiler ise, bu etkinin derecesi daha da artmaktadır. Ø Böylece çocuğun ahlaki gelişimini belirleyen kültürel normların doğru veya yanlış değerler, pekiştirilen ve kabul edilen davranışlar olarak kişiliğe içselleştirilir ve kişinin kendini kontrol etmesi için temel bir ilke haline gelmesi sonucu ahlaki gelişim gerçekleşir.

Zihinsel Gelişim Yaklaşımına Göre Ahlak Gelişimi Ø Ø Ahlaki yargı gelişimini, zihinsel gelişim paralelinde

Zihinsel Gelişim Yaklaşımına Göre Ahlak Gelişimi Ø Ø Ahlaki yargı gelişimini, zihinsel gelişim paralelinde inceleyen iki önemli teorisyen Jean Piaget ve Lawrence Kholberg’dir. 1 )Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı Zihinsel gelişim alanında, kuramı ile en kapsamlı ve inandırıcı açıklamayı getiren İsviçreli bilim adamı J. Piaget, ahlaki yargının gelişimini ilk kez en sistemli şekilde Moral Judgement Of The Child (1932) “Çocuğun Ahlaki Yargısı” adlı eseri ile açıklamaya çalışan kuramcı olmuştur.

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı �Piaget’in çalışmalarının odak noktasını insan zekâsı oluşturmuş ve zekânın

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı �Piaget’in çalışmalarının odak noktasını insan zekâsı oluşturmuş ve zekânın altında yatan zihinsel işlemlerin bir kronolojik devreden diğerine gösterdiği gelişimi açıklayan gelişimsel bir kuram ortaya koymuştur. �Piaget, uzun yıllar (1948 -1960 ) çocukta zihinsel gelişmeyi incelemiş ve farklı yapısal özellikler gösteren dört temel zihin gelişim dönemi belirtmiştir. Bu zihin gelişim dönemleri sıra ile şunlardır; 1. Duyusal devinim dönemi (0– 2 yaş arası) 2. İşlem öncesi dönem (2– 7 yaş arası) 3. Somut işlemler dönemi (7– 11 yaş arası) 4. Soyut işlemler dönemi (11 yaş ve ötesi )

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı • Piaget çocukların ahlaki yargılarında ne tür ölçütler kullandıklarını

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı • Piaget çocukların ahlaki yargılarında ne tür ölçütler kullandıklarını belirleyebilmek amacı ile bir yandan oyun kurallarını, hem uyulmaları hem de uygulanmaları bakımından ele almış, öte yandan çocuğa okunan öykülerin yine çocuk tarafından değerlendirilmesi yolu ile ahlak sorunlarını incelemiştir. • Piaget, çocuğun ahlaki yargılarının, başkalarına bağımlılık aşamasından, kendine bağımlılık aşamasına doğru geliştiğini ileri sürmektedir. • Piaget, çocuklarda ahlak gelişimi ile ilgili olarak iki dönem belirtmiş olup; • a) dışa bağlı (heteronomi) dönem (ortalama 5– 8 yaş arası) ve • b) özerk (autonomi) dönem (ortalama 8– 12 yaş arası) olarak bunları iki gruba ayırmıştır.

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı a)Bağımlı (Heteronomous) Ahlak Dönemi: İşlem öncesi ve somut zihinsel

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı a)Bağımlı (Heteronomous) Ahlak Dönemi: İşlem öncesi ve somut zihinsel işlem dönemlerini kapsayan 10 yaşa kadarki ahlak gelişim dönemleridir. Bu dönemlerde çocuklar, ahlaki yargılar açısından başkalarına bağımlıdırlar. Büyükler tarafından uyulması istenen kurallar sorgulanmadan kabul edilir. Bu kurallara körüne uymak gerekir. Bu yaşlardaki çocuk, doğru söylemek, hırsızlık etmemek, vb. gibi buyrukları vicdanınca duymamakla beraber, bunları bir görev biçiminde yerine getirir. Bu dönemde davranışlar istenerek ya da istenmeyerek yapılışlarına göre değil, doğuracakları sonuçlara göre değerlendirilmektedir. Bir davranışın iyi olup olmadığını ve kurala uyup uymadığını anlamak için, bu davranışın ne niyetle yapıldığına değil de, daha çok doğurduğu sonuçlara bakılır. Örneğin istenmeden on iki tabak kırmak, dolaptan şeker çalarken bir tek tabak kırmaktan daha kötü bir davranıştır. Yine annesine yardım etmek isterken altı bardak kıran çocuk, kötü niyetle reçel çalmak isterken bir bardak kıran çocuktan daha suçlu görülmektedir. Bu dönemde çocuk olayların arkasındaki niyetleri fark etmeyip, zararı olayın sonucu ile ölçtükleri görülmüştür. Çocuk daha çok sonuçtaki maddi zarardan etkilenmektedir.

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: Bağımsız ahlak dönemi, ortalama

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: Bağımsız ahlak dönemi, ortalama 8– 12 yaşları arasını kapsamasına rağmen, 11– 12 yaşlarındaki çocuklarda daha çok kendini gösterir. Çocuk bu dönemde kendini başkalarının yerine koyabilecek ve durumu başkalarının bakış açından görebilecek güce erişmiştir. Piaget, çocuğun yaşı ilerledikçe olgunlaşmasının ve çevrenin de etkisiyle bağımlı ahlakı bırakıp bağımsız ahlaka yönelerek daha olgun adalet yargılarına ulaştığını belirtmiştir. Artık çocuk, karşısındaki insanın iç dünyasını, niyetini hesaba katarak, kendini ve onu bu ölçülerle yargılayabilecektir.

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: � Çocuğun bu dönemde

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: � Çocuğun bu dönemde ahlak kurallarının gerçek anlamını kavradığı görülür. � Çocuk, kuralı kendi vicdanının verdiği bir karar biçiminde kabul etmeye başlar. Kural çocuğu kendi benzerlerine bir karşılıkla bağlar. � Örneğin çocuk, başkalarıyla anlaşabilmek ve karşılıklı ilişkide bulunabilmek için yalan söylememek gerektiğini anlar. � Artık cezalandırılmamak için değil, kendisine güvenilmesini istediği için yalan söylememeye başlar. � Ahlak kuramını bu biçimde benimsemiş olan çocuk, kurala uyulmadığında, cezanın zorunluluğu kanısında değildir. � Kötü bir davranışta bulunan çocuğa davranışının ne için kötü olduğu anlatılırsa herkes onun yaptığı biçimde davranırsa, işbirliğinin bozulacağı açıklanırsa, bu çocuğun aynı kabahati tekrarlamayacağına inanılabilir. � En iyi cezalar, canını yakan cezalar değil, çocuğun davranışlarının karşılıklı ilişkileri bozduğunu duyurtan cezalardır.

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: �Bağımsız ahlakın gelişmesi için

Jean Piaget’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Bağımsız (Autonomous) Ahlak Dönemi: �Bağımsız ahlakın gelişmesi için gerekli adalet kavramı gelişimi konusunda Piaget şöyle demektedir: �“Yetişkin kural ve örnekleri ile etkilenmekle birlikte, adalet kavramının gelişimi, genellikle bu etkilerden bağımsız gelişir ve gelişimi için en önemli etmen, çocukların aralarında yaşadıkları karşılıklı saygı ve dayanışmadır. �Bu nedenle adalet kavramının çocuk zihninde gelişimi çoğunlukla, yetişkinler yardımı ile değil yetişkinlere rağmen gerçekleşir. ” �Çocuk, sempati ve karşılıklı saygı uyandırmak için doğru söylemenin ve ona göre davranmanın bir zorunluluk olduğunu anladığında otonomiye erişmiş demektir.

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’in geliştirdiği “Zihinsel Ahlaki Gelişimi Kuramı (The Cognitive

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’in geliştirdiği “Zihinsel Ahlaki Gelişimi Kuramı (The Cognitive Developmental Theory of Moralization)” Piaget’in çalışmalarından kaynaklanmıştır. Piaget’in çalışmalarına eğilen ve ahlaki büyümenin kavramlarını geliştiren ilk psikolog L. Kohlberg olmuştur. Kohlberg ahlaki yargı incelemesine Piaget’in zihin gelişimi boyutunda geliştirdiği evre gelişimi kavramı açısından yaklaşmış, Piaget’in bu alandaki çalışmalarını sonuca ulaştırmış ve onun bulgularını genişleterek düzenlemiştir.

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı �Kohlberg, bir kişinin ergenlik atılımıyla, cinsel davranış, uyuşturucu

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı �Kohlberg, bir kişinin ergenlik atılımıyla, cinsel davranış, uyuşturucu ve alkol kullanımı, dükkandan mal aşırma gibi küçük yasa dışı eylemler vb. ile ilgili gittikçe artan bir takım ahlaki ikilemlerle yüze geldiğini kabul etmektedir. �Bu ve başka konuları incelemek için Kohlberg, ortak bir yanı olan bir dizi öykü geliştirdi. �Her öykü, bireyin istekleri ya da gereksinimleri ile toplumun kuralları arasında bir çatışma içermektedir. �Kohlberg’e göre, bütün kültürlerdeki insanlar adalet, eşitlik, sevgi, saygı, otorite, gibi aynı temel ahlaki kavramları kullanırlar. �Ayrıca bütün bireyler, kültür farklılığına bakmaksızın, bu kavramlara bağlı olarak ve aynı düzen içinde aynı akıl yürütme evrelerinden geçerler. �Bireyler arasındaki farklılık, sadece evreleri ne hızla geçtikleri ve nereye kadar ilerledikleri açısından ortaya çıkar.

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’e göre ahlaki gelişim düzey ve evrelerin özellikleri

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’e göre ahlaki gelişim düzey ve evrelerin özellikleri aşağıda açıklanmıştır: 1)Gelenek Öncesi Düzey (Preconventional) Bu dönemde çocuk, iyi-kötü, doğru-yanlış davranışı, o davranışı onaylayan kişinin fiziksel gücüne veya davranışla ilgili ödül-ceza ilişkisinin sonucuna göre değerlendirmektedir. Dokuz yaşından küçük çocukların çoğu gelenek öncesi düzeydedir. Düşünceleri işlem öncesi ve somut işlem evresinde olan okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin ahlaki yargıları, genellikle gelenek öncesi düzeyde bulunur. Bu düzeydeki ahlaki yargının temeli dış kontrol, yargının nedeni ceza tehdidi ya da ödül almadır. Ahlaki yargılar dış otoritenin görüşlerine dayanır Gelenek öncesi düzey iki alt evrede incelenir.

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’e göre ahlaki gelişim düzey ve evrelerin özellikleri

2) Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Kohlberg’e göre ahlaki gelişim düzey ve evrelerin özellikleri aşağıda açıklanmıştır: 1)Gelenek Öncesi Düzey (Preconventional) � a) İtaat ve Ceza Eğilimi (Bağımlı Ahlak ) : Dört-beş yaş çocuklarının temel ahlak özelliğinin görüldüğü dönemdir. Bu evrede davranışın sonucuna ve bu davranışa yüklenen anlama bakılmaksızın otoritenin o davranışla ilgili ceza veya ödül davranışı gözlenerek tam bir itaatle, davranış iyi veya kötü olarak nitelendirilir. Kural ve otoriteye boyun eğmek körünedir. Cezalandırılan davranış kötü, ödüllendirilen davranış iyidir. Davranışlar niyete göre değil maddi sonuçlarına göre değerlendirilir. • b)Saf Çıkarcı Eğilim ( Bireyselcilik ve Karşılıklılık) : Bireycilik ve çıkara dayalı alışveriş ön plandadır. Bu evrede bulunan kişi için ”Sen bana iyilik et, ben de sana edeyim” anlayışı vardır. Burada vermek için almak esastır. Maddi ve faydacı bir görüşün ön planda bulunduğu bu dönemde birey, çıkarcı olarak kendi ihtiyaçlarını tatmin etme eğiliminde olup, insan ilişkilerine alış veriş yeri gibi bakmaktadır.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � 2) Geleneksel Düzey (Conventional Level) Bu düzeyde ailenin,

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � 2) Geleneksel Düzey (Conventional Level) Bu düzeyde ailenin, grubun ya da toplumun, kişiden beklediği davranışlar, kişinin kendi davranışları kadar değerlidir. Yalnız toplumsal düzene uymak değil, bu düzeni desteklemek, savunmak, yaşatmak da önemlidir. Uzlaşmadan öte bir benimseme söz konusudur. Geleneksel düzeyde bulunan bireyler toplumun kurallarını kalıp yargılarını olduğu gibi kabul eder, benimserler. Bu düzeyde birey davranışları, kendisiyle ilgili sonuçları açısından değil, bireyin kendi hakları içerisinde, grubun beklentilerini yerine getirmeye göre değerlendirme eğilimindedir. Bu düzeyde gruba değer verme ve ait olmayı içeren gerçek sosyalleşme oluşmaktadır. Bu düzeye geçişte en önemli bilişsel ayırt edici özellik olarak, rol alma ve empati kurma becerilerindeki gelişme karşımıza çıkmaktadır.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Geleneksel düzey üçüncü ve dördüncü evreyi kapsamaktadır. a) İyi

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Geleneksel düzey üçüncü ve dördüncü evreyi kapsamaktadır. a) İyi Çocuk ya da Kişiler Arası Uyum Eğilimi: Bu evrede, 10– 15 yaş arsı çocukların ahlaki yasaları insanları hoşnut etme, eleştiri almama, başkalarına zarar vermeme temeline dayanır. Karşılıklı kişilerarası beklentiler, bağlılık ve kişiler arası uyum önemlidir. Bu evrede iyi davranış, başkalarını memnun eden, onlara yardımcı olan ya da onlar tarafından takdir edilen davranıştır. Akran gruplarıyla işbirliğinin gözlendiği bu evrede iyi davranış, başkalarına yardım etmek, beklentiler ve kurallar doğrultusunda hareket etmektir. Bu evrede çocuk, kahramanlara ve sevilen kişilere hayranlık duymaktadır. Davranışlarında takdir ve onaylanma bekleyen çocuk, bu takdir ve onaylanmayı anne-babadan veya yakın çevreden bulamadığında akran gruplarına yönelmekte ve bu da her zaman toplumun ve ailenin onayladığı gruplar olmamaktadır.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Yasa ve Düzen Eğilimi: Bu evrede genellikle 15–

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı b) Yasa ve Düzen Eğilimi: Bu evrede genellikle 15– 18 yaşlarındaki ergenler bulunur. Ahlaki yargılar, kanunlara ve toplumun kurallarına uyma temeline dayanır. Sosyal sistem ve vicdan evresi de denilen bu evrede yerleşmiş kurallar ve sosyal düzeni korumak önemlidir. Doğru davranış görevini yapmaktır. Doğru, bireyin toplum içinde toplum düzenini korumak, toplumun ve grubun refahı doğrultusunda davranmaktır. Bu evredeki bireye göre, hiçbir insan ya da hiçbir grup yasaların üstünde olamaz. Yasalar, insan haklarının ve sosyal düzenin temel garantisi olarak görülüp, sosyal düzeni tehlikeye atan davranışlar hoş görülemez. Temel amaç otoriteye uymak ve kurulu düzeni koruyup sürdürmektir. İnsanların barış içinde yaşamalarına yasalar yardımcı olur, bu nedenle herkes toplumun yasa ve kurallarına uymalıdır.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı 3)Gelenek Ötesi (Prensiplere Dayalı Özerk) Düzey (Postconventional or Autonomous

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı 3)Gelenek Ötesi (Prensiplere Dayalı Özerk) Düzey (Postconventional or Autonomous Level) Toplumun ahlak kuralları ve değer yargıları kabul edilmekle beraber, gerektiğinde bunların değişebilirliğinin ve düzeltilebilirliğinin değerlendirilebildiği ahlaki gelişim düzeyidir. �Bu düzeyde kişinin davranışlarını kendi vicdanı kontrol etmeye başlar. Bu düzeyde geçerliği ve uygulanırlığı olan ahlaki değer ve ilkeleri, bunları ortaya koyan grup ya da kişilerin yetkilerinden ve kişinin bu gruplarla özdeşleşmesinden bağımsız olarak tanımlama çapası görülür. �Çok sayıda kişinin ancak yirmi yaşından sonra ulaşabildiği bir düzeydir. � Bu düzeyde kişi, toplumun kurallarını kabul eder, aynı zamanda bu kuralların türetildiği genel ilkeleri yapılandırabilir, kavrayabilir ve gerektiğinde ilkelere bağlı olarak kuralları değiştirmeye çaba harcar.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � Gelenek ötesi düzey iki alt evrede incelenir. a)Sosyal

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � Gelenek ötesi düzey iki alt evrede incelenir. a)Sosyal Anlaşmalara ve Yasalara Uyma Eğilimi: Bu evreye, sözleşmeye dayalı yasal düzenleme yönelimi, sosyal anlaşma, yararlılık ve bireysel haklar evresi de denilmektedir. Ahlaki yargı, toplumsal anlaşmalar ve kamu yarına dayanır. Bu evredeki kişiler, yasaların kullanımını ve bireysel hakları eleştirici bir şekilde inceler. Yasaların da değişebileceği ilkesine sahiptirler. Yasalar ve sosyal düzeni korumak, insan hayatını ve özgürlük haklarını güvence altına almak için gerekli görülmektedir. Doğru, genel bireysel haklar ve toplumun üzerinde anlaşmaya vardığı standartlar olarak değerlendirilir. Kişisel değer ve görüşlerin göreceliliğinin farkına varıldığı bu evrede birey, toplumdaki yasaların ve sosyalleşmenin ürünü olduğunun farkındalığı ile kanunların demokratik olarak değiştirilebileceği ilkesini benimserken, kanunların sosyal düzeni korumak, temel yaşama ve özgürlük haklarını güvence altına almak için var oldukları görüşünü savunmaktadır.

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � Gelenek ötesi düzey � b)Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi:

Lawrence Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı � Gelenek ötesi düzey � b)Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi: Bireyin vicdanıyla geliştirdiği ahlak ilkeleri tarafından doğru ve yanlışın tanımlandığı bu evre, evre kategorisinde en üst evreyi oluşturmaktadır. Bu en yüksek evrede, doğru ve yanlış, sosyal düzenin yasa ve kurallarıyla değil, bireyin kendi vicdan ve ahlak ilkeleri ile değerlendirilir. Bu evrede kişinin ahlaki yargısını, temel evrensel ahlak ilkeleri belirler. Bu ahlak ilkeleri adalet, insana saygı, tüm insanların eşitliği gibi soyut ilkelerdir. Evrensel ahlak ilkeleri ile yasalar arasında çoğu kez bir çelişki olmadığı için, ahlak ilkelerine uyan kişi yasaya da uygun davranmış olur. Ancak, yasa ve ahlak ilkeleri arasında bir çelişki olduğunda, bu

Carol Gilligan ve Ahlak Gelişimi Kohlberg’in kuramına eleştiri yönelten kuramcıların başında Carol Gilligan gelmektedir.

Carol Gilligan ve Ahlak Gelişimi Kohlberg’in kuramına eleştiri yönelten kuramcıların başında Carol Gilligan gelmektedir. Carol Gilligan; Erikson, Piaget ve Kohlberg’in görüşlerinden etkilenerek bir kuram geliştirmiş olmakla beraber; Freud’la başlayan gelişim kuramlarının erkeklere odaklanmasını bir problem olarak tanımlamış, yaptığı çalışmalarla ahlak gelişiminde kadınlar ve erkeklerin önemli ölçüde farklılaştıklarını göstermiştir.

Gilligan, kadınların ahlaki gelişimini incelemiş Gilligan’ın kadınların ahlaki gelişimini incelemek üzere yaptığı araştırmaları, bilişsel

Gilligan, kadınların ahlaki gelişimini incelemiş Gilligan’ın kadınların ahlaki gelişimini incelemek üzere yaptığı araştırmaları, bilişsel ahlak gelişimi kuramlarına farklı bakış açıları sunmuştur. Dünya ve etik seçimlerle ilgili yargılamada iki farklı model formüle ederek belirtmiştir. Birinci model; insanların ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak; koruma, sorumluluk ve bakım üzerine odaklanan “bakım ahlakı”dır. İkinci model ise adalet, eşitlik ve bireysel haklar gibi etik ilkeler temelinde düşünmeyi vurgulayan “adalet ahlakı”dır

Gilligan’a göre, bakım ahlakı ağırlıklı olarak kadınlara, adalet ahlakı ise erkeklere özgü Gilligan, bu

Gilligan’a göre, bakım ahlakı ağırlıklı olarak kadınlara, adalet ahlakı ise erkeklere özgü Gilligan, bu iki ahlaki yargılamanın zaman hem erkekler, hem de kadınlar tarafından kullanıldığını; bakım ahlakının ağırlıklı olarak kadınlara (feminen), adalet ahlakının da erkeklere (maskülen) özgü olduğunu belirtmektedir.

Gilligan’a göre kadınlar ve erkekler Gilligan’a göre kadınlar karşılaştıkları ahlaki konularda karar verirken başkalarının

Gilligan’a göre kadınlar ve erkekler Gilligan’a göre kadınlar karşılaştıkları ahlaki konularda karar verirken başkalarının bakım ve korunmasını göz önünde bulundurmaya ve onları incitmekten sakınmaya erkeklerden daha çok eğimlidirler Erkekler ise ahlaki ikilemlerde karar verirken başkalarının ihtiyaçlarını göz ardı etmeye kadınlardan daha fazla eğimli olmakla beraber, adalet ve eşitlik gibi ilkeleri daha çok göz önünde bulundururlar.

Kadınların gerçek yaşam öykülerini inceleme Gilligan’ın yöntemi ise, kadınların ahlaki gelişimini incelerken, Kohlberg gibi

Kadınların gerçek yaşam öykülerini inceleme Gilligan’ın yöntemi ise, kadınların ahlaki gelişimini incelerken, Kohlberg gibi ahlaki ikilemlerin yer aldığı hikayeler kullanmak yerine kadınların çeşitli kriz durumlarını içeren gerçek yaşam öykülerini incelemek olmuştur.

Kadınlarda bakım ahlakının evreleri Söz konusu yöntemle yapılan görüşmelerden yola çıkarak bakım ahlakının 3

Kadınlarda bakım ahlakının evreleri Söz konusu yöntemle yapılan görüşmelerden yola çıkarak bakım ahlakının 3 gelişim evresinden geçtiğini ileri sürmüştür. Birinci evre, kişinin kendi ihtiyaçlarına odaklandığı evredir. İkinci evre, kişinin kendisini feda ettiği ve başkalarının isteklerini merkeze aldığı evredir. Üçüncü evre ise kişinin kendisinin ve başkalarının ihtiyaçları arasındaki dengenin kurulabildiği evredir.

Kız ve erkek çocuklara yönelik farklı eğitim uygulamaları Bakım ve adalet ahlakının kökenlerinin; çocukluk

Kız ve erkek çocuklara yönelik farklı eğitim uygulamaları Bakım ve adalet ahlakının kökenlerinin; çocukluk dönemlerindeki bağlanma figürüyle ve ilişkilerle ilgili deneyimlerde ve toplumlardaki kız ve erkek çocuklara yönelik farklı eğitim ve uygulamalarda yattığını belirtmektedir. Ona göre birçok toplumda kız çocukları yetiştirilirken onu yetiştirenlere yakınlıkları ve bağlılıkları desteklenir. Erkek çocuklarında ise ayrı ve bağımsız olarak büyümeleri sağlanır.

Cinsiyet ile ahlaki yönelim arasındaki bağlantı Farklı tutumlar kızların; başkalarının duygularını önemseyen ve ilişkileri

Cinsiyet ile ahlaki yönelim arasındaki bağlantı Farklı tutumlar kızların; başkalarının duygularını önemseyen ve ilişkileri korumaya özen gösteren bireyler olarak yetişmesini beraberinde getirmektedir. Bu ilk deneyimler çocukluk ve ergenlik döneminde de doğrulanarak cinsiyet ahlaki yönelim arasındaki bağlantıyı oluşturmaktadır.

Eliot Turiel: Toplumsal Alan Kuramı • Toplumsal Alan Kuramı Eliot Turiel tarafından geliştirilmiştir. •

Eliot Turiel: Toplumsal Alan Kuramı • Toplumsal Alan Kuramı Eliot Turiel tarafından geliştirilmiştir. • Turiel 30 yılı aşkın bir süredir ergenlerde ahlaki yargı gelişimi üzerine odaklanmıştır. • Kuram daha çok bireyin gelişiminde toplumsallaşma sürecinin açıklanmasına yönelik bilgiler ortaya koymaktadır

Selahattin Ülkümen ve Eliot Turiel 1944 Rodos Konsolosu • “Turiel, 1944 yılında Rodos’ta yaşamakta

Selahattin Ülkümen ve Eliot Turiel 1944 Rodos Konsolosu • “Turiel, 1944 yılında Rodos’ta yaşamakta olan 10 yaşında bir Yahudi çocuğu olarak, o zaman 30 yaşında olan Türk konsolos Selahattin Ülkümen tarafından ailesi ile birlikte Nazi işgalinden kurtarılmıştır. • Bu genç konsolos, Turiel’ın da içinde bulunduğu yaklaşık 200 kişinin Auschwitz toplama kampına gönderilmesine tanık olmak yerine, büyük bir risk alarak Türkiye’ye getirip, Türk vatandaşlığına geçirmiş ve yaşamlarını kurtarmıştır. • Turiel, ailesinin soykırımdan kurtarılmasında emeği olan Türk büyükelçi Selahattin Ülkümen için “o an yasalar ve bürokratik engellerin baskısı altında olmasına rağmen, kendisi bu baskılara boyun eğmek ve bu insanların ölüme götürülmesi yerine insanları kurtarmaya çalışmıştır” demektedir” (Rosett, 2003).

Turiel: Toplumsal Alan Kuramı Toplumsal bilginin üç alanından biri olan “ahlak alanında” çocukların etkileşime

Turiel: Toplumsal Alan Kuramı Toplumsal bilginin üç alanından biri olan “ahlak alanında” çocukların etkileşime girdikleri insanların hakları ve mutlulukları ile sonuçlanan eylemlere dayalı olarak ahlaka ilişkin düşünce gelişmektedir.

Okul öncesi dönem çocukları yönelik olarak yapılan gözlemlerde bir çocuğun başka bir çocuğun oyuncak

Okul öncesi dönem çocukları yönelik olarak yapılan gözlemlerde bir çocuğun başka bir çocuğun oyuncak arabasını kendisinden izinsiz alması ya da bir çocuğun başka bir çocuğa yönelik fiziksel acı ve zarar veren eylemlerini incelendiğinde mağdurun yaşadığı acının, karşısındaki kişiye eylemde bulunmasının ahlaki olup olmadığına ilişkin bilgiler sunduğu ifade edilmektedir. Yine ana-babaların duruma ilişkin değerlendirmeleri de bir durumun ahlaki olup olmadığının anlaşılmasında çocuklara katkı sunmaktadır.

Çocukların geliştirdikleri ahlaki anlayış Buna bağlı olarak çocuklar zarar verici ya da adil olmayan

Çocukların geliştirdikleri ahlaki anlayış Buna bağlı olarak çocuklar zarar verici ya da adil olmayan durumlara ait doğrudan deneyimleri ile ahlaki sorunlara ilişkin bir anlayış geliştirirler. Bunun yanı sıra başka bireylerin iletişimlerinde ortaya çıkan zarar verici davranışlardan da ahlaki sorunlara yönelik bir anlayış geliştirmeleri mümkündür. Çocukların geliştirdikleri bu ahlaki anlayış, başkalarına karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda var olan ahlaki yargıları temellendirmektedir.

Toplumsal gelenekler Toplumsal bilginin ikinci kaynağı olarak ise gelenekler ya da “toplumsal gelenekler alanı”

Toplumsal gelenekler Toplumsal bilginin ikinci kaynağı olarak ise gelenekler ya da “toplumsal gelenekler alanı” ifade edilmektedir. Toplumsal gelenekler, farklı sosyal ortamlarda sosyal etkileşimleri düzenleyen ve üzerinde ortak kanıya varılmış düzenlemeler ya da beklentiler şeklinde tanımlanmaktadır.

Toplumsal gelenekler Çocuklar toplumsal geleneklere uymaya çalışmaktadırlar. Çünkü bu toplumsal geleneklerin yetişkinler için önemli

Toplumsal gelenekler Çocuklar toplumsal geleneklere uymaya çalışmaktadırlar. Çünkü bu toplumsal geleneklerin yetişkinler için önemli olduğunun farkındadırlar.

Toplumsal geleneklerin, kişilerin toplumsal etkileşimlerinde bir rehber görevi olduğu da ifade edilmektedir. Örneğin, insanlara

Toplumsal geleneklerin, kişilerin toplumsal etkileşimlerinde bir rehber görevi olduğu da ifade edilmektedir. Örneğin, insanlara karşı nezaketli davranma, uygun giyinme ya da kişilere unvanları ya da toplumda alışılmış ifadelerle ile hitap etme (bay, bayan, öğretmenim, hocam gibi) davranışları toplumsal gelenek alanı içerisinde tanımlanan davranışlar arasında yer almaktadır. Çocuklar bu gelenekleri ve geleneklerin amaçlarını da anlamaya çalışmaktadırlar. Örneğin geleneklerin farklı bağlamlarda ve farklı biçimlerde görülebildiğini fark ederler.

Çocukların gelişim sürecinde geleneklerin öneminin kabulünden bunların reddedilmesine doğru bir gelişim ve değişim gösterdiklerini

Çocukların gelişim sürecinde geleneklerin öneminin kabulünden bunların reddedilmesine doğru bir gelişim ve değişim gösterdiklerini belirtmektedir. Örneğin ergen ya da küçük ergenler, kurallar var olduğu için toplumsal geleneklerin keyfi ve değişebilir olduğu inancına sahiptirler. Ergenliğin ortalarında ise gençler toplumsal yapıyı anlamak için daha sistematik kavramlar geliştirmeye başlarlar. Gençler bu dönemde toplumsal yapıda yer alan ve hiyerarşik bir yapı gösteren rolleri (öğretmen-öğrenci rolleri, anne-baba çocuk rolleri) ve toplumsal beklentilerin bu rollerin bir parçası olduğunu kavramaktadırlar.

Toplumsal geleneklerin hiyerarşik yapısı Gençler toplumsal geleneklerin, toplumsal düzen içerisinde normatif bir yapı taşıdığını

Toplumsal geleneklerin hiyerarşik yapısı Gençler toplumsal geleneklerin, toplumsal düzen içerisinde normatif bir yapı taşıdığını öğrenmektedirler. Yine bu dönemde toplumsal geleneklerin toplumsal sistemde yer alan hiyerarşik yapı ve sabit roller nedeniyle var olduğuna ilişkin anlayış geliştirmektedirler.

Ahlaki yargılar Turiel’ e göre insanlar etkileşimde bulundukları farklı sosyal ortamlarda farklı ahlaki değerler

Ahlaki yargılar Turiel’ e göre insanlar etkileşimde bulundukları farklı sosyal ortamlarda farklı ahlaki değerler geliştirmektedirler. Bu bağlamda her ortam kendine özgü ahlaki yargılar oluşturmaktadır.

kişisel ya da psikolojik”alan Son olarak toplumsal bilgi kaynakları arasında yer alanlardan biri de

kişisel ya da psikolojik”alan Son olarak toplumsal bilgi kaynakları arasında yer alanlardan biri de “kişisel ya da psikolojik”alandır. Psikolojik alan, kendini anlama, kimlik, kişilik, nedensel yüklemeler, bir şeyi anlama, kendisinin ya da başka bir kişinin davranışının nedenlerini anlama gibi durumları içermektedir

Kişisel alan içerisinde tedbire dayalı ya da önleyici nitelik taşıyan bazı davranışlar da yer

Kişisel alan içerisinde tedbire dayalı ya da önleyici nitelik taşıyan bazı davranışlar da yer alabilmektedir. Bu davranışlar, her ne kadar benliğe ait olsa da bir dereceye kadar, psikolojik alanın içinde sayılabilir.

Tedbirli durumlar kendi içerisinde sigara içme, alkol kullanımı, uyuşturucu madde kullanımı gibi ergen sağlığı

Tedbirli durumlar kendi içerisinde sigara içme, alkol kullanımı, uyuşturucu madde kullanımı gibi ergen sağlığı açısından risk içeren davranışları da içermektedir. Hem ahlaki hem de tedbirli durumlar kişi açısından zararlı ve olumsuz fiziksel sonuçları olan durumları da içermektedir. Ancak burada tedbirli durumları ahlaki durumlardan ayıran yön, ahlaki durumların kişilerarası zararla ya da kişilerarası ilişkilerde meydana gelen zarar verici bir eylemle sonuçlanmasıdır. Tedbirli durumlarda meydana gelecek bir zarar ise toplumsal değil, daha çok bireysel bir nitelik taşımaktadır.

Toplumsal Alan Kuramında yer alan ifadeler ve Turiel tarafından öne sürülen görüşler bazı görgül

Toplumsal Alan Kuramında yer alan ifadeler ve Turiel tarafından öne sürülen görüşler bazı görgül çalışmalar ile desteklenmiştir. Bu çalışmaları gerçekleştiren araştırmacılardan Nucci ve Nucci (1982) 6 -13 yaşları arasında yer alan ve okula devam eden çocukları gözlemlemişlerdir. Bu çocuklar okuldaki ortamlarında ve diğer çocukların geleneksel ve ahlaki kuralları ihlal ettikleri çeşitli durumlarda gözlemlenmiştir. Bu gözlemlerde çocukların iki farklı şekilde tepkide bulundukları görülmüştür.

Çocukların geleneksel kuralları ihlali Bunlardan ilki, çocukların geleneksel kuralların ihlali durumlarında okul kurallarının ihlallerine

Çocukların geleneksel kuralları ihlali Bunlardan ilki, çocukların geleneksel kuralların ihlali durumlarında okul kurallarının ihlallerine göre daha fazla tepkide bulunduklarıdır. Diğer ise ahlaki durumlara ait kural ihlallerinde cezaya uygun ya da yapılan olumsuz davranış ile aynı davranışa maruz bırakma şeklinde cezalandırılmayı öngörmeleridir. Ancak gelenek alanına ilişkin kuralların ihlallerinde ise farklı tepkiler sunmuşlardır. Bu durumda ahlaki kuralların ihlali toplumsal geleneklerin ihlalinden daha önemli görülmektedir.

Tisak ve Turiel yaşları 6, 5 ile 12, 5 arasında değişen bir grup çocuğa

Tisak ve Turiel yaşları 6, 5 ile 12, 5 arasında değişen bir grup çocuğa ahlaki durumlara ait küçük ihlaller (bir silginin çalınması) ve gelenek alanına ait daha önemli sayılabilecek bir kural ihlali (okula pijama ile gelmek) durumları sunmuşlardır. Bu durumlarda öğrenciler ahlak alanında yer alan ve gelenek alanından daha az olumsuz sonuç doğurabilecek bir durumu daha şiddetli tepki ile karşılamışlardır. Ayrıca çalışma kapsamında çocuklara neden bu şekilde düşündükleri de sorulmuştur. Bu durumda çocuklar, gelenek alanına ilişkin ihlallerin, ahlak alanına ait ihlallerden daha az yanlış olduğu yönünde görüş belirtmişlerdir. Çünkü çocuklara göre ahlak alanına ait bir ihlal, kişisel rahat ve mutluluk üzerinde daha önemli bir etki yaratmaktadır.

Turiel’e göre ahlak alanına ilişkin düşüncenin gelişmesi özellikle toplumsallaşma süreçleri ile açıklanabilmektedir. Çocukların akranları

Turiel’e göre ahlak alanına ilişkin düşüncenin gelişmesi özellikle toplumsallaşma süreçleri ile açıklanabilmektedir. Çocukların akranları ile etkileşimleri sırasında maruz kaldıkları ahlaki ya da ahlaki olmayan durumlar ile olumsuz sonuçlara yol açan eylemler ahlak alanına ait düşüncenin gelişiminde etkili olmaktadır.

Her çocuk farklı toplumsal ortamda farklı geleneklerin olduğunu fark etmekte ve böylelikle geleneklere ait

Her çocuk farklı toplumsal ortamda farklı geleneklerin olduğunu fark etmekte ve böylelikle geleneklere ait düşüncenin de gelişimi sağlanmış olmaktadır. Bu toplumsal ortamlardan en önemlisinin ise kültürel bağlam olduğu vurgulanmaktadır. Toplumsal Alan Kuramında öne sürü-len modelin temel iddialarından biri her kültürde yetişen tüm çocukların “ahlak alanı” ve “toplumsal gelenek” alanları arasındaki farkı erken yaşlarda edindikleridir. Ancak bunun yanı sıra özellikle toplumsal gelenekler, kültürler arasında oldukça farklı biçimlerde olabilmektedir

Toplumsal Alan Kuramı çocuklarda ahlaki yargı ve değerlerin gelişiminde sosyal etkileşimlerin önemine dikkat çekmektedir.

Toplumsal Alan Kuramı çocuklarda ahlaki yargı ve değerlerin gelişiminde sosyal etkileşimlerin önemine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda çocukların arkadaşları ile olan toplumsal ilişkileri ahlaki yargıların temellenmesine kaynaklık etmektedir. Kuram bilişsel bir yaklaşım taşımasının yanı sıra öğrenme sürecini de içermektedir. Bu bağlam da Toplumsal Alan Kuramı sosyobilişsel ağırlıklı bir kuramdır.

TEŞEKKÜRLER

TEŞEKKÜRLER