ADIM TRKYE Cilt 1 Fiyat 5 K Kbrs

ADIM TÜRKİYE Cilt: 1 Fiyat: 5₺ K. Kıbrıs Fiyatı: 0. 91 C£ İSTANBUL’DA v. Edebistan v. Fazla Söze Ne Hacet v. Biraz Kendinizi Deneyin

İçindekiler Edebistan Fazla Söze Ne Hacet Biraz Kendinizi Deneyin Gezilecek Bir Yer İyi Bir Haftasonu İçin

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar. . . Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir ' Katibim’i. . . Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul. . .

• Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım. . . İstanbul, İstanbul. . .

Edebistan İnce Manalar İ’tiraf Arapça olan bu kelimenin manası gerçekleri açıklamak istenmediği halde sadece dil ile söylemek demektir. İkrar Gerçekleri kalben isteyerek söylemek demektir. İkamet Devam şartıyla bir yerde oturmak demektir Beytutet Mutlaka bir yerde gecelemek demektir

Tarihin gözleri var, surlarda delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik. . . Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat. . . Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? . . Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet. . . O manayı bul da bul! İlle İstanbul'da bul! İstanbul, İstanbul. . .

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler. . . Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar. . . Gecesi sümbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul. . . Necip Fazıl Kısakürek

Ortaköy Cami İstanbul’da Boğaziçi’nde Ortaköy semtinde ve sahildedir. Cami, Sultan Abdulmecit tarafından Mimar Nigoğos Balyan’a 1853 yılında yaptırılmıştır. Oldukça zarif bir yapı olan cami Barok üslubundadır. Boğaziçi’nde eşsiz bir konuma yerleştirilmiştir. Bütün selatin camilerinde olduğu gibi harim ve hünkar bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşur. Geniş ve yüksek pencereler Boğaz’ın değişken ışıklarını caminin içine taşıyacak biçimde düzenlenmiştir. İnce ve zarif minareleriyle tanınan cami, karışık uslupta inşa edilmiştir. Tek kubbeli olup, kubbeden kare plana geçişte, istinad kemerlerinin birleştiği köşelerle kubbe arasındaki pandantiflerin dış yüzleri kurşunla örtülüdür. Köşelerde kontrofor kuleleri vardır. Minareler kuzey cephesinde, hünkar dairesinden yükselir. Caminin içi çok güzel olup, bilhassa kubbe tezyinatı fevkaladedir. Caminin içindeki Allah, Muhammed ve ilk dört halifenin (Hulefa-i raşidin) adları, bizzat Sultan Abdülmecid Han tarafından yazılmıştır.

İstanbul’u Fetheden Yeniçeriye Gazel Pençe-i lî`deki şemşîr aşkına Gülbang-ı âsmânı tutan pîr aşkına Ey leşker-i müfettihü`l-ebvâb vur bugün Feth-i mübîni zâmin o tebşîr aşkına Vur deyr-i küfrün üstüne rekz-i hilâl içün Gelmiş bu şehsüvâr-i cihângîr aşkına Düşsün çelengi Rûm`un, eğilsün ser-i Firenk Vur Türk`ü gönderen yed-i takdîr aşkına Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar Fecr-i hücûm içindeki tekbîr aşkına Yahya Kemal Beyatlı



Fazla Söze Ne Hacet Eskiden insanların yaşı sorulduğunda; Peygamber Efendimiz (S. a. v. ) 63 yaşında irtihal ettiğinden, 63'ten fazla yaşlarını söylemeyi edebe mugayir gördüklerinden, "vakit geldi, fakat davet vuku' bulmadı" derlerdi. . .

İSTANBUL'U DİNLİYORUM İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü, çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Birşey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. Orhan VELİ

Sultan Ahmet Camii, 1609 -1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultan Ahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır. Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate sayan en önemli yanı, 20. 000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23, 5 metredir. Caminin içi 200'den fazla renkli cam ile aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camiidir.


Biraz Kendinizi Deneyin 6 8 2 1 4 3 8 7 4 6 4 5 3 7 4 2 1 4 1 8 6 2 5 6 2 SORU 1: 3 1 8 7 4 SORU 2: Bir mahkumun ölüm cezası kuraya bağlanmıştır. Kurayı hazırlayan vezir mahkumun azılı düşmanı olduğu için iki kağıda da ölüm yazacaktır. Onun böyle yapacağını mahkum da bilmektedir. Fakat sultanın yanında veziri itham edememektedir. Mahkum nasıl hareket etmeli ki ölümden kurtulsun? Ölüm cezasına çarptırılan bir adama son sözü sorulmazdan önce şöyle deniliyor. "Son sözünü yalan söylersen asılarak, doğru söylersen kesilerek öleceksin. " Bu adamın kurtulma şansı olduğuna göre ölüm cezasından kurtulmak için ne söylemelidir? SORU 3: İki basamaklı öyle bir sayı bulunuz ki, bulduğunuz bu sayının rakamlarını önce birbiri ile çarpınız, sonra toplayınız. Bulduğunuz çarpım sonucu ile, toplam sonucunu tekrar toplayınız. Sonuçta ilk yazdığınız iki basamaklı sayıyı versin. Not: Bu sayının cevapları diğer sayıda verilecektir. 10 ocak 2016 ‘ya kadar internet sitemiz üzerinden tüm doğru cevapları gönderen okuyucumuza çamlıca basım yayından Çağ açıp kapatan FATİH SULTAN MEHMED HAN hediye.

Gezilecek Bir Yer ; Yerebatan Sarnıcı İstanbul'daki en büyük sarnıçtır. Ayasofya binasının batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Zamanında civardaki bir bazilikadan dolayı bu isimle anılmıştır. Hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A. Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanında ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

Kız Kulesi Efsanesi Bizans imparatorunun bir kızı olur. İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder. Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır. İmparator, bilginlerinden, kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister. Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder. Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir. Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. İmparator, kızının ölümüne çok üzülür ve kaderden kaçılamayacağını anlar. Kızı toprağa gömülürse, yılanlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız bedenini mumyalatıp pirinç bir tabuta koydurur. Tabutun da Ayasofya’nın yüksek duvarlarından birinin üstüne yerleştirilmesini emreder. Böylece, kızının hiç değilse ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür. Bugün, bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, prensesi, ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılır.

İyi Bir Hafta Sonu İçin; Tabii ki piknik için aklımıza gelen ilk yer; Belgrad Ormanları. Kimin albümünde Belgrad Ormanları’na gidip de at üstünde çektirdiği bir fotoğraf yoktur ki ya da küçük bir dere kenarında. Ailecek kamyonun arkasına doluşup şarkı söyleyerek gittiğimiz, polisin yanından geçerken battaniye altına saklandığımız ya da ormandaki yer kavgası yüzünden rezil olan piknikler hep burada olur. Kısaca herkesin mutlaka garip bir anısı vardır. Ailece ya da kalabalık arkadaş grubuyla yapılan piknik ile burada eğlencenin dibini görebilirsiniz. Piknik dışında ormanın derinliklerine kadar uzanan yürüyüş parkurları ve bisiklet yolu da mevcut. Yazın bu kavurucu sıcağıyla baş etmek istiyorsanız kesinlikle burası bir alternatif. Sanırsınız ki sonbahar, o derece serin yani. Karpuzunuzu dereye koymaya bile gerek yok.

Şehir Bilgileri İlçe Nüfusları

adimturkiye. weebly. com
- Slides: 22