Abbasilerde ktisadi Yap Abbslerde ekonomi vergilere ticarete ve
Abbasilerde İktisadi Yapı
�Abbâsîler’de ekonomi vergilere, ticarete ve üretime dayalı idi. Beytülmal denilen devlet hazinesinin gelir kaynakları ganimetin beşte biri (humus), cizye, harâc, uşûr, öşür, zekat, define ve madenler, mirasçı bırakmadan ölenlerin ve irtidat edenlerin malları, sahipsiz mallar, infak gelirleri, bağışlar vb. idi. �
�Abbâsîler’de gelirlerin kaynağı, Emevîler’de olduğu gibi aynı ise de aralarındaki en önemli fark; Emevîler’in, Araplar ile Arap olmayanlar ve eski ihtida edenlerle yeni ihtida edenler arasında yaptığı ayırımın Abbâsîler tarafından yürürlükten kaldırılmasıdır. Bu dönemde bütün Müslümanlar vergilerinin toplanmasında eşit muamele gördü. Bunun bazı istisnaları olmuştu. Mesela bazı vilayetler vergilerini köle ve cariye olarak ödüyorlardı. Ebû Yusuf, bu konuda Hârûnürreşîd’i uyarır ve bunun İslam hukukuna uygun olmadığını ve kaldırılması gerektiğini söyler.
�Abbasî Devleti’nin malî politikası, devletin gelirleri ile giderleri arasında bir denge sağlamaya yönelikti. � �Maliye teşkilatını oluşturan divânların başında Divânü’l-harac, Divânü’ddiya’, Divânü’n- nafakat ve Divânü beytilmal gelmektedir.
�Divânü’l-harac; Abbasî devletinin toprakları çeşitli bölgelere ayrılmıştı. Bütün bu bölgelerin haracının toplanması gerekiyordu. Beytülmalin ana kaynağı kabul edilen haracın toplanması ve diğer işleri, ayrıca harac dışındaki vergilerin tahsili bu divân tarafından yürütülmekte idi. Harac divânının sorumluluğu bizzat vezire aitti. Başkentte bulunan merkez harac divânı bütün arazilerin kayıtlarını tutmakta idi. Aynı zamanda bu divânın taşradaki şubesi tarafından da mahalli arazi kayıtları yapılmakta idi.
�Abbâsîlerde merkezdeki haraç divânı üç birimden oluşmaktaydı: Divânü’s. Sevad, Divânü’l-Maşrık ve Divânü’l. Mağrib. Halife Mu’tazıd (279 -289/892902) ise bu birimleri birleştirip Divânü’d -dar’ı kurmuştu. Taşradaki haraç divânının en üst düzeyde göreve yapan memurun görev unvanı, haraç amili idi. �
�Abbâsîler’de vergi sistemi ağırlıklı olarak toprağa göre yapılandırılmıştı. Müslümanlara ikta olarak verilen toprakların ürününün onda biri olan öşür vergisiydi. Diğeri ise Haraci Araziden yani savaşla ele geçirildikten sonra Müslüman olmayan sahiplerine, devletin belirlediği haracı ödemek koşuluyla bırakılan araziden alınan vergiydi. �
�Toprağın vergilendirilmesi iki şekilde yapılıyordu. Bunlardan biri verginin arazinin alanına göre (Mesaha sistemi) tespit edilmesiydi. Diğeri ise toprağın kalitesiyle ekinin cinsi göz önüne alınarak ürüne göre (Mukaseme sistemi) yapılan vergilendirme idi. Mukaseme sistemi ilk defa Abbâsîler’de uygulanmaya başlanmıştı.
- Slides: 8