A lahiyat Fakltesi 1 Snf Gz dnemi Tefsir

  • Slides: 6
Download presentation
A. Ü. İlahiyat Fakültesi 1. Sınıf Güz dönemi Tefsir Tarihi ve Usulü ﺍﻟﺘﻔﺴﻴﺮ ﻭﺃﺼﻮﻟﻪ

A. Ü. İlahiyat Fakültesi 1. Sınıf Güz dönemi Tefsir Tarihi ve Usulü ﺍﻟﺘﻔﺴﻴﺮ ﻭﺃﺼﻮﻟﻪ ﺗﺎﺭﻳﺦ Prof. Dr. İSMAİL ÇALIŞKAN

Kur’an Kıraati Kıraat, kelime üzerindeki med, kasr, hareke, sükûn, nokta ve irab bakımından olan

Kur’an Kıraati Kıraat, kelime üzerindeki med, kasr, hareke, sükûn, nokta ve irab bakımından olan değişikliğe denir. Daha öz ifadeyle, Kur’an’ın bazı kelimelerinin farklı okunmasıdır. Kıraatler Kur’an’ın aslından değildir, vahiyle de gelmemiştir. Dolayısıyla kıraatlere itikat etmek gerekmez. O ilmi bir konudur. Kur’an usulünce okuyana kâri (çoğulu: kurrâ) denir. Kıraat farklılıkları, Arapça’nın yazım ve okunuş itibariyle farklı okumaya müsait olan yerlerde meydana gelmektedir. Sahabe kıraati, Hz. Peygamber’den alıyordu. Sahabeden bir kıraat alan olduğu gibi iki kıraat alan da vardı. Onlar da tabiîn ve onlardan da sonrakiler alıyordu. Doğal olarak okuma tarzları farklı olabiliyordu. Bu farklı okuma tarzları daha sonraları devam etmiştir. Tabi bu farklı kıraatler, Arap dili kurallarına ve Kur’an’ın orijinal metnine aykırı değildi. Hicri ikinci yüzyılda Kur’an ve dil uzmanı olan alimler (kurrâ), sahabe ve tabiinden gelen okuyuşları bir düzene koyarak adı kıraat olan ilmi bir faaliyet ortaya çıkmıştır. Sonuçta birbirinden farklı kıraat tarzları ortaya çıkmıştır. Yalnız bu farklılıklar rastgele ve anlamı bozan farklılıklar değildir. Meşhur ve makbul yedi kırâat imamı şunlardır: İbn mir (ö. 118/736), Abdullah İbn Kesîr (ö. 120/737), Ebû Amr (ö. 154/770), Nâfi (ö. 169/785), sim (ö. 127/744), Hamza (ö. 188/803) ve Kisâî (ö. 189/804). Üç sahih kıraat: Ebû Cafer el-Kārî (ö. 130/747 -48), Ya‘kūb el-Hadramî (ö. 205/821), Halef b. Hişâm (ö. 229/844)

Kıraat Örnekleri Basralı dil alimleri ﺍ Kûfeli alimler ise ﺍ ﺍﻟ ﺍ ﺍﻱ ﺍ

Kıraat Örnekleri Basralı dil alimleri ﺍ Kûfeli alimler ise ﺍ ﺍﻟ ﺍ ﺍﻱ ﺍ cümlesindeki (Arâf 57) ﺍ ilk harfiyle okunmuş. ﺍ ﺍﻟ ﺍ ﻭ cümlesindeki (Nisa 37) ﻟ kelimesi (Mâide 6) şeklinde, ﻥ ﻥ kelimesinin şeklinde.