3 HAFTA Felsefe ve bilimin ortak ve farkl
3. HAFTA • Felsefe ve bilimin ortak ve farklı özellikleri • Bilimsel bilginin özellikleri • Sosyal Bilimlerin Kuruluşu
Felsefe ve Bilimin Ortak Özellikleri • Her ikisi de genel olarak akıl adına konuşurlar ve kendilerini akla dayanan nedenlerle, gerekçelerle haklı kılmaya çalışırlar. • Her ikisi de bilinçli, yöntemli ve sistemli birer araştırma faaliyetidirler. • Her ikisi de kavram ve soyutlamalar kullanarak ilke ve yasalara varmak isterler, genellemeler yaparlar.
Felsefe ve Bilim Arasındaki Farklılıklar 1. Bilimin kavram ve soyutlamaları felsefeninkine göre daha az geneldir; bilim daha özel konuları ele alır. 2. Felsefenin hem olguları hem de değerleri ele almasına karşılık bilim ancak olgularla veya ancak bir olgu olarak değerlerle ilgilenir. Değerler, anlamlar, idealler, erekler bilimin konusu olamazlar. Yani bilim ele aldığı olgular üzerinde iyi, kötü, doğru, yanlış, haklı, haksız türünden değer hükümleri veremez; onlara idealler, anlamlar yükleyemez. 3. Bilimin önermelerinin doğrulanabilmelerine karşılık felsefenin önermeleri doğrulanamaz. Bilime dayanarak hesaplamalar yapıp öndeyilerde bulunma imkânına sahip olmamıza karşılık felsefede bu söz konusu değildir.
Felsefe ve Bilim Arasındaki Farklılıklar • 4. Bilimsel araştırma ve buluşlar yapma yöntem ve usullerinin belli ve öğretilebilir olmalarına karşılık felsefenin filozoflar tarafından bile üzerinde uzlaşılan belli ve standart bir araştırma, düşünme yöntemi mevcut değildir. • 5. Bilime dayanılarak bilimin uygulaması olan teknolojiler yaratılabilmesine karşılık felsefede böyle bir imkân mevcut değildir. Felsefe bir düşünme (nazar, theōria) ve eylemedir (amel, praksis); bir yapma, meydana getirme (sanat, production, tekhne) değildir.
Bilimsel Bilginin Özellikleri • 1. Bilimsel bilginin en önemli özelliği, ilerleyici olmasıdır. • 2. Bilim veya bilimsel bilginin bir diğer özelliği, tarih boyunca birikmiş, artmış olmasıdır. • 3. Bilimsel bilgiler herkese açıktır, toplumsaldır. Bu toplumsallık, aynı yöntemi kullanan herkesin aynı şekilde ulaşabileceği anlamında bir toplumsallıktır. • 4. Bilim dinamiktir, yani sürekli değişme, gelişme, ilerleme içindedir.
Bilimsel Bilginin Özellikleri 5. Olgusallık : Bilimin konusu olgulardır. Bilim doğada her an var olabilen, olaylar zincirini, olguları inceler ve bunlara doğal olgular denir. Sosyal bilimler ise dil, din, hukuk, sanat, siyaset gibi yapay olguları inceler. 6. Nesnellik: Bilimsel bilgiyi üreten insandır ancak bu bilginin özelliği, insandan bağımsız veya bütün insanlar için ortak olan nesnel bir alana ait olmasıdır. Bilimin nesnelliği, konusunun nesnelliğinin bir sonucudur.
Bilimsel Bilginin Özellikleri 7. Mantıksallık: Bilimsel önermeler mantık ilkelerine dayanır. Mantık ilkeleri, biçimsel düşünme kalıplarıdır; doğru düşünebilmek için uyulması gereken temel ilkelerdir. Özdeşlik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, üçüncü halin imkânsızlığı ilkesi. Mantıksallık dış dünyanın değil, bilimin bir özelliğidir. 8. Nicelcilik: Bilim nicel önermeler üretir, ölçümlere dayanır, ölçüm yapar. Bunun nedeni de doğanın rasyonel, düzenli bir işleyişi olduğu görüşüdür. 9. Nedenselcilik: Bilim doğaya nedensellik ilişkisi çerçevesinde bakar, olaylarolgular arasındaki neden-sonuç ilişkilerini açıklamaya çalışır. Her şeyin bir nedeni vardır; her neden bir etki doğurur.
Bilimsel Bilginin Özellikleri 10. Genelleştiricilik: Bilim genelleştiricidir. Deneysel bilimlerde kullanılan ve bir olay hakkında yaptığımız sınırlı sayıdaki gözlemlerden, onları aşan bir genelleme yapmaktan ibaret olan bu akıl yürütme biçimine tümevarımsal akıl yürütme veya tümevarım (endüksiyon) denir. Formel bilimciler, tümevarımdan farklı olarak tümdengelim yöntemini kullanırlar. Formel bilimci, yani bir matematikçi veya mantıkçı, önermelerin olgularla uyuşup uyuşmadığı ile ilgilenmez. O sadece önermelerin birbirleriyle olan bağlantısı, yani mantıksal bağlantı üzerinde durur. Öncüllerin sonucu zorunlu kıldığı her akıl yürütmeye tümdengelimsel akıl yürütme ya da tümdengelim (dedüksiyon) denir. )
Sosyal Bilimlerin Kuruluşu • Modern bir olgu olarak sosyal bilimler 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. • Sosyal bilim modern dünyaya ait bir girişimdir. Modern dünyada gerçeklik hakkında, bir biçimde ampirik olarak doğrulanan sistemli, dünyevi bilgi üretme çabasına dayanır. Adına “Büyük Dönüşüm” dediğimiz değişimi, diğer bir deyişle moderniteyi anlama çabası ile ortaya çıkmıştır. • Modernite olarak adlandırılan dönem, yeni sosyal yaşam biçimlerinin çarpıcı biçimde gelişimine yol açan karmaşık, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel süreçleri içermektedir.
Sosyal Bilimlerin Kuruluşu Siyasal olarak: Fransız Devrimi ile gelen büyük değişim ve ulus-devletlerin kurulması Ekonomik olarak: Sanayi olgusu (işçi kitlelerinin varlığı, bilimsel örgütlenme, verimlilik, aşırı üretim, kar arayışı, rekabet…) Kültürel olarak: Rasyonalizmin artması
Sosyal Bilimlerin Kuruluşu • «Toplum» üzerinde neden düşünmeye başlıyoruz? • Yaşanan tüm bu değişimler karşısında, yöneticiler, siyasetçiler, aydınlar, “toplum” denen “nesne”nin kavranması, anlaşılması, bir düzene kavuşturulması, bu düzen temelinde yönetilmesi ve yönlendirilmesi gibi ihtiyaçlarla karşılaşmışlardır. • Tüm bu hızlı dönüşümün ardındaki katı olanı keşfetme çabası olarak, değişimi açıklayabilecek, topluma dair kendisi değişmez olanı, yasayı bulma amacıyla sosyal bilimler kurulur. Bu anlamda sosyal bilimlerin yasacı bilimler olarak (nomotetik) kurulduğunu söyleyebiliriz.
Sosyal Bilimlerin Kuruluşu • 16. ve 17. yüzyıllarda doğa bilimlerinin mottosu «Bilmek yapabilmektir» idi. Doğayı tümel olarak bilmek demek, ona aynı zamanda hakim olabilme gücünü de beraberinde getirir. • Sosyal bilimlerin de yasacı bir bilim olarak doğması bu anlayışla özdeştir. Değişen, dönüşen insanın ve toplumun yasalarını keşfetme ve bu yasaları keşfettikten sonra yönetme, kontrol etme, denetim altında tutma ve hakim olma amacını güder. • Bu nedenle, yeni bir sosyal düzenin istikrarlı biçimde kurulmasına çalışılacaksa, söz konusu bilimin olabildiğince kesin (pozitif) olmasında yarar vardı. Taklit edilecek model olarak gözlerini Newton fiziğine çevirdiler. Auguste Comte, kendi bilimsel yöntemini sosyal fizik olarak adlandırdı.
Sosyal Bilimlerin Kuruluşu Üniversiteler • Modern devletin kararlarını dayandırabileceği daha kesin bilgiye duyduğu gereksinim nedeniyle 16. yüzyıldan beri ölmeye yüz tutmuş üniversiteler, 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılda, bilginin yaratıldığı başlıca kurumsal yer olarak yeniden canlandı. • On dokuzuncu yüzyılın entelektüel tarihine her şeyden önce, bilginin disiplinlere ayrılması ve meslekleşmesi, yani yeni bilgi üretmek üzere devamlılık gösteren kurumsal yapıların oluşturulması süreci damgasını vurmuştur.
- Slides: 13