12 Hafta 18 yzyln iktisadi dncesi Fizyokrasi ve

  • Slides: 33
Download presentation
12. Hafta: 18. yüzyılın iktisadi düşüncesi Fizyokrasi ve Klasik okul

12. Hafta: 18. yüzyılın iktisadi düşüncesi Fizyokrasi ve Klasik okul

 • Hatırlatma: 16 -18. yy arası MERKANTİLİZM (külçecilik) Tek yönlü dış ticaret •

• Hatırlatma: 16 -18. yy arası MERKANTİLİZM (külçecilik) Tek yönlü dış ticaret • Aldığından fazlasını dışarıya sat! • Altın-gümüş ülkede tutuluyor. • Devlet müdahalesi • Sömürgecilik • İktisadi amaç: malı ucuza yapıp dışarıya satmaktır «işçi ücretleri düşük tutulmalı» • Lonca işlevini devlet görüyor işçi eğitimi, ücret denetimi, kalite kontrolü (kaç ilmek atılacak) • Ücrete AZAMİ SINIR (asgari değil!)

 • AMAÇ: SİYASAL BİRLİK ve ULUSAL GÜÇ • (mutlak monarşi kuramları da buna

• AMAÇ: SİYASAL BİRLİK ve ULUSAL GÜÇ • (mutlak monarşi kuramları da buna eşlik ediyor siyasal düşüncelerde) • Devlet çıkarının gelişmesi için «tüccar kapitalistin karını artırması» politikası güçlenmeli. • Merkantilizm bir iktisat politikasıdır.

 • FİZYOKRASİ (18. YY ikinci yarısı) • • • Merkantilizme tepki Fizyokratlar sistematik

• FİZYOKRASİ (18. YY ikinci yarısı) • • • Merkantilizme tepki Fizyokratlar sistematik düşünceleri ile ekonomi biliminin doğuşunda yer almıştır. Fizyokrasi insan toplumlarının doğal kanunla yönetilmesidir. Yunanca: doğa gücü Devlet, iktisadi ve sosyal alana müdahaleyi sınırlamalı, kaldırmalıdır. Doğal düzen içinde her şey dengeye gelir.

François Quesnay (1694 -1774) Tıp doktoru (fizikçi) Eseri: Ekonomik Tablo (1758)

François Quesnay (1694 -1774) Tıp doktoru (fizikçi) Eseri: Ekonomik Tablo (1758)

DOĞAL DÜZEN • İnsanların var olmaları için tanrının koymuş olduğu düzendir. O halde doğal

DOĞAL DÜZEN • İnsanların var olmaları için tanrının koymuş olduğu düzendir. O halde doğal düzen tanrısal düzendir. • Bu ilahi düzen kendine kurulmuştur. • İnsanın ilk görevi bu düzeni anlamaktır. İkinci görevi ise buna uygun bir yaşam sürmektir. Devletin ekonomik ve toplumsal yaşama müdahalesi gereksizdir. Laissez faire, laissez passer (bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler) • •

 • • • Net hasıla Toprağa tarımsal faaliyete ağırlık vermesidir. Buna göre üretici

• • • Net hasıla Toprağa tarımsal faaliyete ağırlık vermesidir. Buna göre üretici olan, net hasıla yaratan yalnızca tarımsal üretimdir. (en hatalı düşünce) Sanayi, ticaret, sanat, devlet işleri üretken olmayan faaliyetlerdir. Çalışanları iki sınıfa ayırmıştır: toprakla uğraşan (net hasılayı üretenler) ve diğerleri. Diğer çalışmalar kısır çalışmalardır. Fayda yaratabilirler ancak değer (yani net hasıla) yaratmaları mümkün değildir bunların. Net hasıla= üretilen- harcanan net hasılayı emeğin verimi + doğa sağlamaktadır.

 • Fizyokratlar, toprak ve tarıma önem vermişlerdir. Çünkü çiftçi bir ekip 20 biçebilir.

• Fizyokratlar, toprak ve tarıma önem vermişlerdir. Çünkü çiftçi bir ekip 20 biçebilir. Zanaat ürünü ise zaten var olanın şeklinin değiştirilmesidir. Bu sebeple imalatı kısır olarak nitelendirmektedirler. • Servetin dolaşımı: Quesnay, Ekonomik Tablo’da bunu açıklamaya çalışır. Toplumsal sınıfları belirler

SERVETİN DOLAŞIMI: 3 sınıf vardır: üretici sınıf, soylular sınıfı, tüccarsanayici sınıfı. • Servetin dolaşımının

SERVETİN DOLAŞIMI: 3 sınıf vardır: üretici sınıf, soylular sınıfı, tüccarsanayici sınıfı. • Servetin dolaşımının açıklanması: Gayri safi hasıla 5 milyar olsun: • • • 2 milyar (yeniden üretim ve üretici sınıfın gereksinimi için elde tutuluyor)(dolaşıma girmeyen miktar) 1 milyar çiftçi mamul madde için sanayiciye 2 milyar çiftçi toprak sahibi/soyluya kira 1 milyar soylu gıda maddesi için çiftçiye 1 milyar soylu mamul madde için sanayiciye Sanayicide (2 milyar var şu an) hammadde ve gıda için çiftçiye Dolaşım bu şekilde kapanır.

 • • • Devletin görevi nedir? Devletin doğal düzen içinde en yararlı işi,

• • • Devletin görevi nedir? Devletin doğal düzen içinde en yararlı işi, yasa yolu ile müdahaleyi azaltmak İnsan da hükümet de yasa yapmaya yetkili değildir. Ama yasa yapılacaksa bu, doğal düzene uygun olmalıdır. Devletin görevi, eğitim, kutsal sayılan mülkiyeti korumak, adaleti korumak, bayındırlık işleri, yol vs. yapmaktır. Devlet adına hükümdara geniş yetki tanırlar. Toprak sahibini korumalı, mülkiyeti korumalıdır hükümdar. (çünkü esas kazanç topraktan)

 • Fizyokratlar, her sosyal olayın bir yasaya bağlı olduğunu söyleyerek bilimsel düşüncenin öncülerinden

• Fizyokratlar, her sosyal olayın bir yasaya bağlı olduğunu söyleyerek bilimsel düşüncenin öncülerinden olmuşlardır. (17. yüzyıldaki Bilimsel Devrim’in izleri sürüyor)

 • LİBERAL ÖĞRETİ • • Fizyokratlar bu iktisadi düşüncenin ilk düşünürleridir. • Sonrasında

• LİBERAL ÖĞRETİ • • Fizyokratlar bu iktisadi düşüncenin ilk düşünürleridir. • Sonrasında ise klasikler ortaya çıkmaktadır. • • • Devlet müdahalesine karşı tepki söz konusudur. Kapitalist sistemin işleyişinin ilkeleri bu düşünce ile açıklanmaya çalışılır. • Doğal Yasalar’dan etkilenen bu görüş ile sosyal olayların da bir yasası olduğu, bu yasaların araştırılması ve açıklığa kavuşturulması gerektiği kabul edilmiştir.

 • Klasik okul, doğal düzeni, doğal yasaları kabul etmiş, bunların iyiliği için kendi

• Klasik okul, doğal düzeni, doğal yasaları kabul etmiş, bunların iyiliği için kendi işleyişlerine bırakılmaları gerektiğini söylemiştir. • «Müdahale yarar sağlamaz, zarar verir!» • Pazar ayrıcalıklarına tekellere karşılar. • TEMEL İLKELERİ: bireycilik, özgürlük, doğal düzen, rasyonel birey (homo economicus), piyasa ekonomisi ve rekabet • AYRIM: Fizyokratlar tarımdan elde edilen önemli derken, klasik okuldakiler tarım + verimli istihdam yani imalat da artı değer üretir diyor. (Yaşadıkları dönemde sanayinin geliştiğine şahit olmuşlardır. )

1723 -1790

1723 -1790

 • Milletlerin Zenginliği okunduğundan çok tartışılmış bir eserdir. 1776’da yayımlanan kitabın yazım süreci

• Milletlerin Zenginliği okunduğundan çok tartışılmış bir eserdir. 1776’da yayımlanan kitabın yazım süreci uzun yıllar almıştır. • Smith, bu çalışmasında sistematik biçimde iktisadi konuları ele alması ile ekonomi biliminin kurucusu kabul edilmektedir. • 1. Milletlerin Zenginliği yalın anlaşılır bir dille yazılmıştır, edebi niteliği de vardır. 2. Diğerlerinin görüşlerinden yararlanılmışsa da özgündür. 3. Onunla birlikte tutarsızlık aşılmış, ekonomik düşünceler bilim durumuna gelmiştir(Talas, 1997: 70). • •

 • Milletlerin zenginliği ile bugünkü iktisadi terimlerle, İKTİSADİ BÜYÜME TEORİSİ geliştirmeye çalışmıştır. •

• Milletlerin zenginliği ile bugünkü iktisadi terimlerle, İKTİSADİ BÜYÜME TEORİSİ geliştirmeye çalışmıştır. • Ulusun zenginliği; toprağın ve toplumun bir yıllık üretimidir (milli gelir) • Üretimde emek, birinci sırada öneme sahiptir. Ürünlerin değerinin kökenini araştırmaya yönelmiştir Smith. • Smith doğal düzenin ne olduğuna ilişkin yazıyor eserini. «Doğal düzende kendi çıkarının peşinde koşan doğal olarak kamu çıkarını da maksimize eder» diyor. • İroni: Smith hayatının sonlarında İngiltere’de gümrük müdürlüğü yapmıştır. (Devlet elini ticaretten piyasadan çeksin derken…)

 • Değer kuramı: (tutarlı bir emek-değer kuramı sunmasa da Ricardo ve Marx için

• Değer kuramı: (tutarlı bir emek-değer kuramı sunmasa da Ricardo ve Marx için temel teşkil etmiştir. ) • Quesnay ve fizyokratlara göre «tarım, devletin ve bireyin servetinin kaynağıdır. » • Smith ise «emek, servetin/zenginliğin kaynağıdır» diyor. (J. Locke’u hatırlayınız!) • Tüketilen malları yaratan, o milletin yıllık emeği /çalışmasıdır. • Bir malın değeri olması için o malın insan emeği ürünü olması gerekli, önkoşuldur.

 • Doğal kaynakları ve sermayeyi küçümsemiyor ancak tüketilen malların doğal güçler değil insan

• Doğal kaynakları ve sermayeyi küçümsemiyor ancak tüketilen malların doğal güçler değil insan çalışması ile elde edildiğine vurgu yapmak istiyor. • İnsan çalışması olmadan, emeği olmadan doğal kaynaklar, güçler yararsızdır. (İnsan elması çıkarmazsa değeri olabilir mi? ) • Malın kullanım değeri vs. değişim değeri • Kullanım değeri: Malın bir kez kullanılması ile doğan DOYUM.

 • Değişim değeri: Elinizdeki bir malı vererek ihtiyaç duyduğunuz bir maldan ne kadar

• Değişim değeri: Elinizdeki bir malı vererek ihtiyaç duyduğunuz bir maldan ne kadar elde etmektesiniz? • Avcı örneği: Kunduz öldürmenin emek maliyeti, geyik öldürmenin iki katıysa, kunduz iki geyik değerindedir, iki geyikle mübadele edilmelidir. Hava ve suyun kullanım değeri vardır ancak değişim /mübadele değeri yoktur. Yine de faydalıdırlar. Elmasın ise değişim değeri vardır ama kullanım değeri yok, faydasızdır. • •

 • «Değerin ölçüsü emektir. » • Değeri emek belirler buradan sermayenin de üretimde

• «Değerin ölçüsü emektir. » • Değeri emek belirler buradan sermayenin de üretimde payı olduğu düşüncesi ile ÜRETİM MALİYETİ KURAMIna geçmiştir, Smith. • İlkel topluluklarda emek ile değer eşit olabilir ama gelişmiş ekonomilerde farklı faktörler yer alır. • Sermayedarın kârı, toprak sahibinin rantı vardır. • Malların gerçek değeri üç öğeden oluşur: ücret + kâr + rant

 • Her milletin yıllık hasılasının değeri, yalnız üretici emeğin sayısını ya da emeğin

• Her milletin yıllık hasılasının değeri, yalnız üretici emeğin sayısını ya da emeğin üretici güçlerini artırmakla çoğalır. • Ama emeğin işçinin sayısı hemen artmaz. Makineler ve yeniliklerle ulusun servetini artırmak mümkün. • Sermayenin önemi (makineyi ve yeniliği yapacak olanlar). • Sermaye ulusun endüstrisinin de sınırını belirlemiş olur. Sermaye artarsa endüstri artar. • Aydınlanma çocuğu, doğuştan sosyal hiyerarşik konumları kabul etmez. • Ancak alışkanlık adet eğitim bunları etkiler diyor. • Filozof ve hamal arasındaki fark… • Bölüşümde işçi- işveren arasında eşitlik olmayabilir. • Dolap çevirmeye doğal eğilimi vardır iş adamının. Kapitalist işçiyi sömürebilir ama emeğe talep artarsa işçi de bundan yararlanır. (Ekonomik büyüme ortamı lazım. )

 • • Ekonomik özgürlük: Bırakınız yapsınlar. Devlet müdahaleden kaçınmalıdır. Karışımı en aza indirilmelidir.

• • Ekonomik özgürlük: Bırakınız yapsınlar. Devlet müdahaleden kaçınmalıdır. Karışımı en aza indirilmelidir. Ekonomik yaşantı kişisel çıkar ilkesine dayalı olarak KENDİLİĞİNDEN işler. Herkes kendi çıkarını daha iyi bilir ve izler. koşullar hakkında birey daha fazla bilgiye sahiptir ve neyin iyi neyin üretilebilir vs olduğunu kamu görevlisinden daha iyi değerlendirir. KİŞİSEL ÇIKARI buna iter insanı. Kişisel çıkar nasıl toplum çıkarına hizmet eder? REKABET Rekabet ve piyasa mekanizması girişimciyi en ucuz en kaliteli etkin biçimde üretmeye yönlendirir. Bu da toplum çıkarı- kişisel çıkar uyumunu getirir.

 • Kişisel çıkarı uyarınca hareket eden insanın düşünce ve kararları “görünmeyen bir el”

• Kişisel çıkarı uyarınca hareket eden insanın düşünce ve kararları “görünmeyen bir el” güç tarafından yönlendirilir. • Smith bu anlamda natüralisttir, doğacılığı sergilemektedir. • Tanrısal/ insan üstü bir güç vardır • Ona göre devlet müsrif ve beceriksizdir. Memurlar ihmalci ve ilgisizdir. Başkasının parasını harcarlar. • Devlet, savunma, adalet, büyük bayındırlık işleri ile toplum için yararlı fakat yeterli çıkar sağlamadığı için kişilerce yapılmayacak işleri üstlenmelidir. Eğitim vs. • Bireycidir ancak gözü kapalı bireyci değildir. sanayicilerin toplum çıkarına aykırı davranabileceklerini kabul eder. • Rekabet yolu ile kişisel çıkar- toplum çıkarı uyumu olmadığında özel girişim de devlet müdahalesi kadar zararlı olabilir. Yani devlet müdahalesine ilkesel olarak karşı ama kesin bir yasa değildir bu onun için.

 • • • İş adamı kamu çıkarı aleyhine dolap çevirmeye doğal olarak eğilimlidir

• • • İş adamı kamu çıkarı aleyhine dolap çevirmeye doğal olarak eğilimlidir Rekabet çözer. Devlet müdahalesinin haklı olduğu alanlar da vardır: faiz oranını kısıtlamak, posta işleri, ilköğretimi zorunlu kılmalı, serbest mesleklere girişte sınav koymalı diyor. BUNLAR DOĞAL ÖZGÜRLÜĞÜ BOZMAZ ÇÜNKÜ AZINLIĞIN BUNLARI KENDİ ÇIKARINA KULLANMASI TOPLUM ÇIKARINA AYKIRI OLACAKSA DEVLET BUNU DÜZENLEYEREK TOPLUM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAKLA GÖREVLİDİR. Kapitalist, örgütsüz işçiyi sömürür ama büyüme sağlanırsa bir ekonomide emeğe talep artacaktır. İşçi de bundan yararlanacaktır. Yani ekonomik büyüme ortamı/ iklimi gerekli. İktisadi büyümenin getirdiği kazanç toplumun tümüne paylaştırılır diye düşünüyor.

 • • • Devlet iltimas yapmamalı sermayedara ama yoksula da yardım etmemelidir. Koruyucu

• • • Devlet iltimas yapmamalı sermayedara ama yoksula da yardım etmemelidir. Koruyucu yasalarla emeğin devingenliğini, üretimi engeller bu. İŞBÖLÜMÜ 1. pazarın genişlemesi ile işbölümü artar, uzmanlaşma söz konusudur. 2. yararlı işte çalışan - yararlı olmayan işte çalışanlar. İşgücünün bu iki alana bölünmesi bakımından kavramı kullanıyor VERİMLİ İSTİHDAM (sermaye birikimi için ürün üretimini buradakiler gerçekleştirir, artı değer üretirler) VERİMSİZ İSTİHDAM (çalışıyorlar ancak bir toplumsal üretime katkı sağlamıyor. Devlet dairelerindekiler buna örnek gösterir. Gizli işsizlik…

 • • • Smith’in zenginlikten kastettiği bugünkü ifadesi ile MİLLİ GELİRdir. Devlet hizmeti

• • • Smith’in zenginlikten kastettiği bugünkü ifadesi ile MİLLİ GELİRdir. Devlet hizmeti bir artı değer üretmez, elle tutulur nesne yok dolayısı ile verimli değil birikim için. En boş meslekleri sıralamıştır: din adamları, hukukçular, doktorlar, edebiyatçılar, aktörler, soytarılar, müzisyenler, opera sanatçıları vs. . Bunlar hizmetleri karşısında ücret almayı hak etmiyor demiyor, sadece onların hizmetleri toplumun yarın daha zengin olmasına katkıda bulunmaz diyor. (Barber, 1997: 39)

Thomas Robert Malthus (1766 -1834) • Teoloji eğitimi ardından rahiplik yapmıştır. • ESER: (1798)

Thomas Robert Malthus (1766 -1834) • Teoloji eğitimi ardından rahiplik yapmıştır. • ESER: (1798) An Essay on the Principle of Population (Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme) • Toplumun büyük tepkilerini üzerine çekmiştir döneminde.

Yaşadığı dönemde: • Makineli üretim, • Kırdan kente göç, • Çalışanların sefaleti gözleniyor. •

Yaşadığı dönemde: • Makineli üretim, • Kırdan kente göç, • Çalışanların sefaleti gözleniyor. • Godwin ve Condorcet (1743 -1794) bu sefaletin nedenini özel mülkiyete ve sistemin yetersizliğine bağlarken, Malthus: “halkın sefaleti ekonomik gelişmenin doğal sonucudur. ”

 • • NÜFUS TEORİSİ İnsan çoğalma eğilimindedir. Amerika’da 25 yılda nüfus ikiye katlanmış,

• • NÜFUS TEORİSİ İnsan çoğalma eğilimindedir. Amerika’da 25 yılda nüfus ikiye katlanmış, bunu gözlemliyor. Nüfus artışı ile beslenme olanaklarının artışı dengesizdir: Nüfus geometrik, tarımsal üretim/ gıda aritmetik artar: 1 2 4 8 16 32 64 Nüfus 1 2 3 4 5 6 7 Gıda (azalan verimler kanunu sebebiyle toprağın verimi zamanla azalır, nüfus artışına yetemez ürün. )

 • Nüfus artışını kısıtlayan iki faktör: • 1. doğal yollar (açlık, kıtlık, salgın

• Nüfus artışını kısıtlayan iki faktör: • 1. doğal yollar (açlık, kıtlık, salgın hastalık, deprem, afetler, vs. ) • 2. doğum kontrolü ve evlenme yaşının geciktirilmesi. • • YOKSULLUK: • • Yoksullar az doğurmalıdır. • Yardımla ancak sefalet artar. Hayat kavgasında güçlü olan kazanır. Kalabalık bir dünyada yenidoğan bebeğin ailesi yoksulsa ve onu besleyemiyorsa o bebek dünya için fazlalıktır. Devlet yoksula yardım etmemelidir. Doğa zaten onları yok olmaya mahkum etmiştir.

 • Malthus, bu görüşleri ile sosyal politikanın karşısındadır. • Geri kalmış ekonomilerdeki nüfus

• Malthus, bu görüşleri ile sosyal politikanın karşısındadır. • Geri kalmış ekonomilerdeki nüfus sorununa ilk dikkat çeken kişidir. • Ekonomik kriz döneminde devlet tarafından müdahale olabilir. • Ekonomik hayatta temel olan üretim değil tüketimdir. Tasarruftan ziyade harcamaya önem verilirse, harcanacak kadar mal üretilir ve sistem işler. (Keynes’in görüşlerini etkiliyor) •

 • Sanayi Devrimi ardından nüfustaki artış azalma eğilimine girmiştir. • Teknolojik gelişmeler besin

• Sanayi Devrimi ardından nüfustaki artış azalma eğilimine girmiştir. • Teknolojik gelişmeler besin üretiminde etkinlik sağlamış, besin olanakları artmıştır. • Böylece görüşlerinden uzaklaşılmıştır.

 • Kaynak: • Barber, W. (1991) İktisadi Düşünceler Tarihi, İstanbul: Çıdam Yayınları •

• Kaynak: • Barber, W. (1991) İktisadi Düşünceler Tarihi, İstanbul: Çıdam Yayınları • Erdem, B. Ve İslatince, H (ed. ) (2012) ) İktisadi Düşünceler Tarihi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları • Hunt, E. K. (2005). İktisadi Düşünceler Tarihi. Ankara: Dost Kitabevi • Kazgan, G. (2014) İktisadi Düşünce, İstanbul: Remzi Kitabevi • Talas, C. (1997) Toplumsal Politika, Ankara: İmge Yayınları