11 SINIF TRK DL VE EDEBYATI DERS TYATRO
11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ TİYATRO ÜNİTESİ
TİYATRO • Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyunların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest)ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro, bir sahne sanatıdır.
TİYATRONUN YAPI UNSURLARI • Tiyatronun yapı unsurları nelerdir? • Tiyatronun yapı unsurları : • Yer: Olayların geçtiği mekan, çevredir. • Zaman: Olayların başlangıcı ile bitişi arasında geçen süredir. • Kişiler. Tiyatro eserinde olayları canlandıran insanlardır. • Dramatik Örgü: Tiyatro eserindeki olay örgüsüdür. • Çatışma: Kişiler arasındaki anlaşmazlıklardır.
1923 -1950 ARASI DÖNEM • Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatroda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir. • Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir. Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. ile tiyatro artık kurumsallaşmıştır. • Bu dönemde Muhsin Ertuğrul, modern Türk tiyatrosunun oluşmasında önemli katkılar sağlamıştır.
• 1923 -1950 yılları arasında tiyatro, daha çok, Cumhuriyet değerlerinin halka aktarılmasında bir araç olarak kullanılmıştır. • Cumhuriyet'in ilk yıllarında tiyatro yazarları daha çok Türk tarihi, efsaneler ve masallara yönelmiş, bu yolla ulusal bilinci pekiştirmek istemişlerdir.
• Özellikle 1930'lu yıllarda Atatürk'ün belirlediği amaç doğrultusunda konusunu Türk tarih ve uygarlıklarından, destan ve efsanelerden, Cumhuriyet kazanımlarından, devrimlerinden alan birçok oyun yazılmıştır. Bu yıllarda Yaşar Nabi'nin Mete; Behçet Kemal'in Çoban ve Atilla; Necip Fazıl'ın Sabır Taşı adlı oyunları Türklerin erdemlerini ve uygarlığını yansıtmak amacını taşırlar.
• 1940'lı yıllarda değer yargılarının değişmesi ve ekonomik koşulların aile üzerindeki etkisi üzeride durulmuş ayrıca bu yıllarda geleneksel Türk tiyatrosunun izleri görülmüştür. • 1950'li yıllarda tiyatromuzda hem nicelik hem nitelik bakımından bu yu k bir gelis me go ru lu r. Devlet ve s ehir tiyatrolarının, o zel tiyatroların, oyun yazarlarının ve tiyatro tu ru ndeki eserlerin sayısında da ciddi bir artıs go ru lu r. Bu do nemde yerli oyunlar Devlet Tiyatrolarında sahnelenerek seyirciyle bulus ur.
• Konular ve Temalar: Anadolu’ya yönelimin yoğunlaştığı bu dönem tiyatrosunda Kurtuluş Savaşı yılları, Atatürk'ün fikirleri, Cumhuriyet düzeninin olumlu yönleri, mitoloji, efsaneler ve masalları, Türk tarihi, Türk milliyetçiliği, Batılılaşma, toplumsal değerlerdeki değişimler, eski ve yeni yaşam biçimlerinin çatışması vb. sıkça işlenen temalardır.
• Bu dönemin önemli tiyatro yazarları: Bu dönemde yazılan tiyatro türündeki önemli eserler ve yazarları şunlardır: • Musahipzade Celal➠Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Gül ve Gönül • İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu➠İnanmak • Reşat Nuri Güntekin➠Taş Parçası • Nahid Sırrı Örik➠Sönmeyen Ateş • Halit Fahri Ozansoy➠Sönen Kandiller, • Faruk Nafiz Çamlıbel➠Akın, Canavar • Hüseyin Rahmi Gürpınar➠Kadın Erkekleşince • Münir Hayri Egeli➠Bayönder • Yaşar Nabi Nayır➠İnkılâp Çocukları • Cevdet Kudret➠Tersine Akan Nehir, Rüya İçinde Rüya
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE TİYATRO: (1950 -1980) • 1950 sonrasında tiyatro teknik açıdan ilerlemiş, tiyatroda işlenen konular çeşitlenmiştir. • Bu dönemde hem çeviri oyunların hem de nitelikli yerli oyunların sayısı artmış, bir yandan da çoğu uyarlama olan müzikli oyun türlerinde eserler verilmiştir. • Ülkedeki değişim, hayatla iç içe bir sanat olan tiyatromuzu da yakından ilgilendirmiştir. • Sosyal değişimlerin birey ve toplum yaşamındaki etkileri siyasal, sosyal ve psikolojik yaklaşımlarla yansıtılmıştır.
• Dünya ve Türk tiyatrosunu incelemek, tiyatro tarihimizi ve eserlerimizi yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak için inceleme ve çalışmalar yapmak, tiyatro kültürüne sahip insanlar yetiştirmek, genç yazarlara tiyatro eseri yazma tekniğini öğretmek amacıyla 1958’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih–Coğrafya Fakültesinde bir tiyatro enstitüsü kurulmuştur.
1960 - 1980 yıllarında özel tiyatroların sayıları artmıştır. Bu dönemde akademik düzeyde tiyatro eğitimi yapılması, tiyatro sanatı konusunda bilimsel araştırmaların çoğalması, tiyatro eleştirilerinin gelişmesi, tiyatroyla ilgilenenlerin tartışma ortamı bulması, tiyatro kongrelerinin düzenlenmesi bu sanatın sorunlarının çözülmesinde önemli adımlardır. 1960’lar Türk tiyatrosunun parlak dönemidir.
Sahne tekniğine uygun, yalın bir dille bireysel ve toplumsal konuların işlendiği bu dönemde yurt sorunları, kadının toplum yaşamındaki yeri; köy, töre, kuşak çatışması, değer yargıları vb. temalara yönelim artmıştır. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Trabzon ve Diyarbakır gibi kentlerde perdelerini açan Devlet Tiyatroları turneler düzenleyerek Türkiye’nin her yanında izleyiciye ulaşmıştır.
• Oyunların sayısında büyük bir artışın gözlemlendiği bu dönemde oyunların konuları da çeşitlenmiştir. • *Oktay Rifat, Melih Cevdet, Refik Erduran, Turgut Özakman, Nezihe Meriç gibi yazarlar bireyden hareketle topluma yönelmişlerdir. • *Orta sınıftan ailelerin yaşadığı toplumsal ve ekonomik sorunlar, köy ve gecekondu ortamı, toplumun yaşama ve giyinme biçimi dil özellikleriyle sahneye getirilir. • *Bu dönemde tiyatro, işçi ve köylü kesiminin sorunlarına da eğilir. • *Yine bu dönemde konularını Osmanlı tarihinden, halk kahramanlarının hayatlarından ve mitolojiden alan oyunlar yazılır.
• Bu dönemde; • Ahmet Kutsi Tecer’in Koçyiğit Köroğlu; • Cevat Fehmi Başkut’un Buzlar Çözülmeden; Selahattin Batu’nun Oğuzata; • Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı; • Necati Cumalı’nın Boş Beşik; • Orhan Asena’nın Hurrem Sultan • ; Recep Bilginer’in Sarı Naciye; • Cahit Atay’ın Gültepe Oyunları; • Nezihe Meriç’in Sular Aydınlanıyordu; • Refik Erduran’ın Karayar Köprüsü; • Adalet Ağaoğlu’nun Çatıdaki Çatlak; • Güngör Dilmen’in Midas’ın Kulakları;
• Haldun Taner, Turgut Özakman, Aziz Nesin, Nazım Kurşunlu gibi sanatçılar bu dönemde eserler vermişlerdir. • Haldun Taner, Keşanlı Ali Destanı’yla geleneksel Türk tiyatrosunun belirleyici özelliklerini, toplumsal ve siyasal bir içerikle birleştiren yeni bir yerli epik tiyatro oluşturmuştur.
• Oktay Rifat’ın Kadınlar Arasında, Melih Cevdet’in İçerdekiler ve Mikado’nun Çöpleri, Haldun Taner’in Fazilet Eczanesi, Huzur Çıkmazı gibi oyunları bireyden hareketle toplumsal çarpıklıkları işleyen eserlerdir. • Refik Erduran Cengiz Han’ın Bisikleti’nde eski yaşam biçiminden kurtulmaya çalışan bir erkeğin tutumuyla Batılılaşmanın yanlış anlaşıldığını işler. • Turgut Özakman; Güneşte On Kişi, Komşularımız oyunlarıyla ferdin kendini küçük görme duygusunu toplumsal şartlar açısından inceler. • Oyun yazarlığında büyük bir atılım görülen bu dönemde Adalet Ağaoğlu, Nezihe Aras, Recep Bilginer gibi yeni bir yazar kuşağı da yetişmiştir.
- Slides: 17