10 Snf Trk Dili ve Edebiyat Dersi EdebiyatTarih

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Edebiyat-Tarih ilişkisi Türk Edebiyatının Tarihi Dönemleri

EDEBİYAT İLE TARİH ve DİN İLİŞKİSİ �Her edebi metin döneminin izlerini taşır. �Bir eseri iyi değerlendirebilmek için döneminin iyi bilinmesi gereklidir. �Yazıldığı dönemin izlerini taşımanın ötesinde kimi edebi metinler doğrudan doğruya dönemin tanığıdır. �Birey toplum içinde yaşar yani doğrudan sosyoloji biliminin konusudur. Din de toplumsal bir olgu olarak hem bireyin hem toplumun biçimlenmesindeki ana unsurlardan biridir. �Din, tarih ve diğer birçok alan edebi ürünlerin oluşum ve gelişmesinde etkindir.

�Geçmiş zamanlara ait bir edebî eseri layıkıyla ve tarihî manâsıyla anlamak için, önce o devrin genel hayatını, yaşayış ve düşünüş tarzlarını, o devir insanlarının hayat ve evren hakkında neler bildiklerini öğrenmemiz gerekir. Demek oluyor ki edebiyat tarihi, bir milletin coğrafi çevresini, din, hukuk, ahlak, iktisat, güzel sanatlar gibi kurumlarını ve siyasi hayatını genel yapısıyla gösteren medeniyet tarihinin ya da genel ve yaygın anlamıyla "tarih"in çerçevesi içinde incelenmelidir.

� TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ � 1) İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI(…. -XI. yy) a) Sözlü Edebiyat b) Yazılı Edebiyat � 2) İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI (XI-XIX. yy) a) Divan Edebiyatı b) Halk Edebiyatı �Anonim Türk Halk Edebiyatı �Dini-Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı � şık Tarzı Türk Halk Edebiyatı � 3) BATI TESİRİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI (1860 -…) �Tanzimat Edebiyatı �Servet-i Fünun Edebiyatı �Fecr-i Ati Edebiyatı �Milli Edebiyat �Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı

�Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz: �Dil anlayışı �Dil coğrafyası �Kültürel farklılaşma �Dinî hayat �Sanat anlayışı

� İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI � Bilinmeyen bir tarihte başlamıştır. İslamiyet'in kabulüne kadar devam ede gelmiştir. Atlı- göçebe kültürünün izlerini taşımaktadır. Ölüm, yiğitlik, savaş, aşk konuları en çok işlenen konular olarak göze çarpmaktadır. İki koldan gelişmiştir. � A) SÖZLÜ EDEBİYAT � Şiirler şaman, kam, baksı, ozan adı verilen sanatçılar tarafından icra edilmiştir. Bu sanatçılar "kopuz"adı verilen bir saz aleti kullanırlardı. � Şiirler, sığır adı verilen av törenlerinde, yuğ adı verilen yas törenlerinde ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde söylenmiştir. � Doğuşu her ne kadar dini törenlere dayansa da zamanla din dışı konular da gelişmiştir. � Hece ölçüsü kullanılmıştır. � Aşk, doğa, ölüm konuları sık işlenmiştir. � Anomin özellik taşımaktadır. � Yarım kafiye kullanılmıştır. � Koşuk, sav, sagu, destan başlıca ürünleri sayılır.

�Koşuk: Kopuz eşliğinde "sığır" denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir. �Sagu: Yuğ adı verilen ölü törenlerinde ölümün acısının hafifletmek amacıyla söylenen günümüz "ağıt"larının ilk versiyonuna denir. Bilinen en eski sagu, "Alp er Tunga"sagusudur. �Sav: Atasözü demektir. . �Destan: Toplumu derinden etkileyen savaş, kıtlık, afet vb. olayların olağanüstülüklerle bezendirilerek anlatıldığı manzum (bazen nazım- nesir karışık) uzun hikâyelere denir.

B) YAZILI EDEBİYAT �İslamiyet'in Kabulünden Önceki Yazılı Türk edebiyatı 8. yüzyılda başlar, 10. yüzyıla kadar sürer. Yazılı Türk Edebiyatının Özellikleri: �Dönem ürünleri Göktürkçe ve Uygurca ile verilmiştir. �Hem dini hem de din dışı ürünler verilmiştir. �Şiirlerde nazım birimi dörtlük; ölçü, ulusal ölçümüz olan hecedir. �Göktürkçe ile ortaya konulan ürünlerde dil, yabancı etkilerden uzaktır. Uygurca eserlerde ise yabancı etkiler görülür.

Yazılı Dönem Ürünleri (Orhun Yazıtları ve Uygur Metinleri) 1. Orhun (Göktürk, Köktürk) Yazıtları (Abideleri, Anıtları) Orhun (Göktürk) Yazıtlarının Özellikleri: � 8. yüzyılda ortaya konulan bu yazıtlar, Türk edebiyatının ilk yazılı örnekleridir. Yazıtlarda dağılan Göktürklerin, Bilge Kağan ve kardeşi Kültiğin tarafından bir araya getirilişi ve Göktürk devletinin yeniden kuruluşu anlatılmaktadır. Kül Tigin, Bilge Kağan ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir.

Uygur Dönemi Eserleri / Uygur Metinleri �Türklerin İslamiyet'in kabulünden önce kullandıkları bir diğer alfabe de Uygur alfabesidir. Uygur alfabesi, Uygurların bulduğu bir alfabe olmayıp Mani dinine mensup Soğdaklıların yazısıdır. Şamanizmi bırakıp Mani dinini benimseyen Uygurlar, Mani dinine mensup olanların yazısını kullanmışlardır. Uygur yazısı 14 -18 harfli, harfleri birbirine bitiştirilerek ve sağdan sola doğru yazılan bir yazıdır. Harf sayısının azlığı, bu yazının yetersiz kalmasına yol açmıştır. �Uygur alfabesiyle yazılan önemli iki eser Altun Yaruk (Işık) ve Sekiz Yükmek (Yığın)'tir. Bu eserlerde Budist. Maniheist hikâyelere yer verilmiştir. Diğer eserler ise Irg Bitig(fal kitabı), Kalyanamkara ve Papamkara hikayesidir.
- Slides: 10