1 OCUK PSIKOLOJISI ALFRED ADLER BREYSEL PSKOLOJ Dr
1 ÇOCUK PSIKOLOJISI ALFRED ADLER BİREYSEL PSİKOLOJİ Dr. Öğr. Üyesi Esat ŞANLI
2
ALFRED ADLER (18701937) Altısı erkek ikisi kız sekiz çocuklu Viyanalı bir ailenin üçüncü çocuğudur. Erkek kardeşi Rudolf’u genç yaşta kaybetmesi ve 4 yaşındayken geçirdiği hastalık nedeniyle ölümle buruna gelmesi nedeniyle sağlıklı olmayan bir şekilde ölümü fark etmiştir.
ALFRED ADLER (1870 -1937) Yaşadığı hastalıklar sebebiyle annesi tarafından şımartılmış, erkek kardeşinin doğumuyla aile içindeki popülerliği kaybolmuştur. Babasıyla güvene dayalı bir ilişki kurmuştur. Büyük kardeşi Sigmund’u kıskanması çocukluk ve ergenlik yıllarında ilişkilerinin kötü gitmesine sebep olmuştur.
ALFRED ADLER (1870 -1937) Yaşadığı ilk yıllar çocukluk zayıflıkları ve aşağılık duygusu mücadeleleriyle geçmiştir. Kendi yaşamını kendisi şekillendirmeyoluna gitmiştir. Kuramını oluştururken “AİLE”deneyimlerinden etkilendiği çok açıktır.
ALFRED ADLER (1870 -1937) Tıp öğrenimini viyana üniversitesinde yapmışnöroloji ve psikiyatride uzmanlaşmıştır. Tedavi edilemez çocuk hastalıklarına ilgiduymuştur. Birinci dünya savaşında hizmet verdikten sonraviyana devlet okullarında 32 çocuk rehberliği kliniğikurmuş ve öğretmenleri, sosyal hizmet uzmanlarını, doktorları ve diğer meslek elemanlarını eğitmeyebaşlamıştır.
ALFRED ADLER Adler kalabalık izleyiciler önünde anne-babalar ve çocuklarla canlı gösteriler yaparak eğitim uygulamalarının öncüsü olmuştur. Kurduğu kliniklerin hem sayısı hem popülaritesi artmış ders vermek ve çalışmaları göstermek konusunda yorulmak bilmez bir gayret göstermiştir. 28 Mayıs 1937’de İskoçya’da bir çalışma öncesi yürüyüş yaparken kalp krizinden ölmüştür.
1 İnsan doğasına bakışı 2 -Kişilik bütünlüğü ve *subjektif algılama Yapısı *amaçlı davranış 3 -sosyal ilgi ve *üstünlük çabası toplumsal duygular *yaşam tarzı 4 -Doğum sırası ve kardeş ilişkileri 8 Adler terapi Alfred Adler (1870 -1937) 5 -Terapötik Amaçlar *Terapistin İşlev ve Rolü *Terapide danışanın Yaşantısı *Terapist-Danışan İlişkisi 7 -Uygulama Alanları 6 -Uygulama -Stan Olgusu *Terapötik Teknik ve İşlemler -Çok kültürlü bakış -Bireysel dinamiklerin -İlişkinin kurulması açısından Adler Terapi Araştırılması -Değerlendirme -İçgörü kazanmayı Cesaretlendirme -Yeniden oryantasyon
KİTAPLARI: 9 - Organların Yetersizliği Üzerine İnceleme - 1911 - Nevrotik Yapı Üzerine - 1912 - Tedavi ve Eğitim - 1914 - Bireysel Psikolojinin Uygulanması ve Kuramı - 1917 - İnsanı Tanımak - 1927 - Bireysel Psikoloji Tekniği - 1928 - Yaşamı Tanımak - 1929 - Okulda Bireysel Psikoloji - 1929 - Yaşamı Tanımak - 1930 - Psikoterapi ve Eğitim - 1919 -1929 - Nevrozlar - 1929 - Eşcinsellik Sorunu - 1930 - Çocuk Eğitimi - 1930 - Yaşamı Biçimlendirme - 1930 - Psikoterapi ve Eğitim II - 1929 1932 - Yaşamın Anlamı - 1933
Adler Terapisine Giriş Adler psikodinamik yaklaşımın uygulanmasında pay sahibi kişilerdendir. Ancak 8 -10 yıllık Freud ile işbirliğinden sonra Adler başkanı olduğu Viyana Psikanaliz derneğinden 1911 yılında ayrılarak 1912 yılında Bireysel Psikoloji Derneğini kurmuştur. Adler kişilerin yalızca bütünleşmiş ve tamamlanmış varlıklar olarak anlaşılabilir olduklarını ileri sürerek, kişiliğin bütünlüğünün üzerinde durmuştur. Geçmişten çok istek ve beklentilerimiz davranışlarımızı şekillendirir diyerek davranışların amaçlı olduğunu belirtmiştir.
Adler Terapisine Giriş Adler’e göre sadece geçmiş ve çocukluk yaşantılarımız bizi şekillendirmemekte aynı zamanda birey olarak kendimizi yeniden yaratmaktayız. Adler insan doğasına sosyal-psikolojik yönden bakarak, Freud’un biyolojik-deterministik görüşünden ayrılmıştır. Daha sonra içlerinde Karen Horney, Erich From ve Harry Sullivan’ın da bulunduğu Freud’u izleyen bu revizyonistler kişiliğin şekillenmesinde sosyal ve kültürel faktörlerin önemli olduğunu belirtmişlerdir. Bu yönleriyle Adler yaklaşımını benimsemişlerdir.
İnsan Doğasına Bakışı Adler’de Freud gibi yaşamın ilk 6 yılının kişilik gelişiminde önemli olduğuna inanır. Adler bireylerin geçmişi ne şekilde algıladığını ve ilk karşılaştıkları olaylara nasıl yorum verdikleri üzerinde durmuştur. Adler’in birçok konuda Freud’la görüş ayrılıkları vardır.
Adler’in Freud’dan farklı başlıca düşünceleri İnsanlar cinsel dürtülerden çok sosyal ilişkilerle motive olur, Davranış amaçlıdır ve hedefe yöneliktir, Terapinin ilgi odağı bilinç altından çok bilinç olmalıdır, Tercih ve sorumluluk; yaşamın anlamı ve başarı, tamamlanmak ve mükemmel olmak için verilen çaba üzerinde olmuştur.
İnsan Doğasına Bakışı Tüm bireyler için normal kabul ettiği aşağılık duygusu üzerinde odaklanmıştır. Aşağılık duysunun anormallik olarak görmemekte aksine üreticiliğin kökeni olduğuna inanmaktadır. İnsan davranışı sadece kalıtsal ve çevresel olarak belirlenmemekte, insan olarak olayları yorumlama, etkileme ve yaratma kapasitemiz bulunmaktadır. “Neyle” doğmuş olmamız değil yeteneklerimizle “Ne yaptığımız” önemlidir. Davranışların içsel belirleyicilerine odaklanmış, psikolojide sübjektif görüşün rolünü vurgulayan ilk kişidir. Adler bütüncül, sosyal, hedefe yönelik ve insancıl yaklaşımın öncüsü olmuştur.
Gerçeğin sübjektif olarak algılanması Danışanın anlattıklarıyla ilgili olarak dünyaya sübjektif açıdan bakmaya çalışmışlardır. Sübjektif gerçek bireyin algılarını, düşüncelerini, duygularını, inançlarını, yargılarını ve sonuçlarını kapsamaktadır. Dikkat edilmesi gereken nokta; bireyin yaşamının nasıl olduğuna ilişkin inancı, kendini algı tarzı, gerçek yaşamının nasıl olduğundan daha önemlidir!!!
Kişilik Bütünlüğü ve Yapısı Adler bireyi belirli bir ailede yaşayan sosyal ve kültürel alanı içinde bölünmez bir bütün olarak görmüştür. Bireyin düşünceleri, duyguları, inançları, tavırları, karakteri ve eylemleri onun bütünlüğünü ifade eder. Bireyi sosyal sistemin bir parçası olarak görerek, bireyin içsel psikodinamiklerinden çok kişiler arası ilişkilerindeki becerisine önem vermektedir.
Amaçlı ve hedefe yönelik davranış Bireysel Psikoloji tüm insan davranışlarının amaçlı, hedefe yönelik olduğunu ileri sürmektedir. Adler yaklaşımını benimseyenler geçmişin önemini azımsamadan gelecekle ilgilenirler. Bireyin yaşamındaki temalara bakarak yaşamı içindeki sürekliliğin, hedefli oluşun olup olmadığına bakarlar. Adler yaklaşımın benimseyenler “kurgusal finalizm” terimini kullanmışlardır. • Kurgusal hedef, her koşulda çaba gösterdiği mükemmel konuma ulaşmak için bireyin sahip olduğu hayali simgelemektedir. • Finalizm ise bireye ait hedefin mükemmel halini ve belirli bir yönde ilerlemek için gösterdiği her eğilimi ifade etmektedir.
Önemlilik üstünlük çabası Aşağılık duygusuna karşı üstünlük sağlama çabasının doğuştan geldiğini belirtmiştir. Üstünlük çabası algılanan düşük konumdan algılanan yüksek bir konuma geçmek olarak ifade edilmiştir. Bireyler yeterlilik, üstünlük ve mükemmellik için çaba göstererek mutsuzluk gibi istenmeyen duygularıyla başa çıkarlar. Yeterlilik için gösterilen çaba bireyin yaşam biçimi ve tarzı, kişiliği oluşturmaktadır.
Yaşam tarzı(biçimi) Yaşam tarzı terimi bireyin yaşam yönelimini ve hayatına anlam katan konuları kapsamaktadır. Aile içi deneyimler ve kardeşlerle olan ilişkiler bu yaşam tarzının gelişmesine katkıda bulunmakta ve algılarımızı, düşüncelerimizi, hislerimizi, davranışlarımızı belirlemektedirler. Yaşamın ilk altı yılında yaşananlar sahip olduğumuz biricik stilini oluştursa da, bundan sonraki yaşamımızdaki olaylar kişilik gelişiminde çok önemlidir.
Yorumlama Yaşanan olayların kişilik üzerinde olumsuz etkileri yoktur. O olayları “yorumlama” biçimi kişiliği şekillendirir. • Hatalı yorumlamalar, davranışlarımızı etkileyen hatalı unsurların yerleşmesine yol açabilir. Bu hatalı yorumlamaları anladığımızda bunları değiştirecek temel değişiklikleri gerçekleştirebiliriz. Çocukluk yaşantılarımızı yeniden değerlendirerek bilinçli bir şekilde yeni bir yaşam tarzı oluşturabiliriz.
Sosyal İlgi ve Toplumsal Duygular Bireylerin toplumun bir parçası olduklarının ve sosyal dünyayla mücadele ederken sergiledikleri davranışları ifade etmektedir. Sosyal ilgi daha iyi bir gelecek sağlamak için çaba göstermeyi içermektedir. Sosyal ilgi öğretilir, öğrenilir ve kullanılır. Adler empatiyle, sosyal ilgiyi birbirine denk görmektedir.
SOSYAL İLGİNİN KAYNAKLARI
İnsanlar olan paylaşımımızdaki başarı derecemiz ve diğerlerinin iyilik hali ile ilgilenme düzeyimiz ruh sağlımızın bir ölçütüdür. Sosyal ilgi geliştikçe aşağılık duygusu ve yabancılaşma da azalmaktadır. Sosyalleşmemiş bireyler cesareti kırılmış ve yaşamın üretken, verimli olmayan yönünde bulunan kişilerdir.
3 Yaşam Görevi Adler üç evrensel yaşam görevinde başarılı olmanın gerektiğinden söz eder: • Birincisi, arkadaşlık kurma (sosyal görev); • ikincisi, yakın ilişki oluşturabilme (aşk ve evlilik); • üçüncüsü, topluma katkıda bulunabilme (mesleki görev) Mosak ve Driekurs(1967) bu listeye iki yeni gelişim görevi eklemişlerdir; • Kendi kendimizle iyi geçinebilmek (kendini kabul) • Yaşamımıza spirtual bir boyut ekleyebilmektir (değerler, yaşamın anlamı, yaşam amaçlarımız) • Bu görevlerin yaş, cinsiyet, zaman, millete bakılmaksızın gerçekleştirilmesini ifade eder. Bunlardan birinin eksik olması psikolojik rahatsızlığa işaret edebilir.
Doğum Sırası ve Kardeş İlişkileri Adler kardeşler arasındaki ilişkilere, ailedeki psikolojik doğum sırasına ve konumuna önem vermiştir. Aynı ailenin çocuklarının aynı çevrede şekillendiği varsayımının yanlış olduğunu ve her çocuğun psikolojik durumunun fark olduğu ifade etmiştir. Adler doğum sırası etkilerini şu şekilde açıklamıştır:
Psikolojik Doğum Sırası İkinci çocuk: En büyük yarıştaymış gibi çocuk: ilgi davranır, ilk odağıdır, çocuktan bağımlı baskın çıkmak olmaya, çok için kendini fazla çalışmaya eğitir, büyük ve önde kardeşinin olmaya başarısız eğimlidir. olduğu • Kardeş geldiğinde konularda ilgi azalır ve alışık olduğu sevginin başarılı olmak elinden alındığına için çalışır, ilk inanmaya hazırdır. çocuğun tam tersi özelliklere sahiptir. Ortanca çocuk: kendini arada ezilmiş gibi hisseder, Tek çocuk: En küçük sorunlu çocuk kendine ait çocuk: ailenin olabilir aynı sorunları vardır, her zamanda bazı paylaşmada bebeğidir ve en ailelerde sıkıntıları cok şımartılan arabulucu vardır, çocuktur, kendi rolünü de bağımlıdırlar, yollarına gitme üstlenebilirler. ilgi odağı olmak eğilimindedirler. • Ayrıca dördüncü isteler. bir çocuk varsa ikinci çocuk kendini ortanca gibi hisseder ve üçüncü çocuk daha sosyal olabilir, ilk çocukla
Karakter tipolojisi Baskın tip Atılgan, Saldırgan, Aktif (Sosyal Olmayan Tazda) Sereseri, Zorba, sadist Alıcı Tip Kaçına n Tip Sosyal Yetkin Tip En yaygın tip, Az sosyal ilgi, Parazit yaşantısı Başarısızlık korkusundan dolayı yetersizlik hissiyle yaşamdan kaçınırlar. Sosyal ilgi yüksek, ideal tip
28 Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
- Slides: 28