1 CRA HUKUKU HAKKINDA GENEL BLGLER I Cebr
§ 1. İCRA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER I. Cebrî İcra Hukukunun Gelişimi, Kavram ve Amacı II. Temel Bazı Kavramlar A. Takip Hukuku (Cebrî İcra Hukuku) – İcra ve İflas Hukuku B. Alacak – Borç, Alacaklı – Borçlu C. Takip İşlemi 1. Taraf Takip İşlemi 2. İcra Takip İşlemi D. Kanuni Terimler
Takip İşlemi • Taraf Takip İşlemi Tarafların yaptıkları, takibe yön ve şekil veren, çoğunlukla da icra takip işlemlerinin yapılmasını sağlamaya yönelik işlemler. • İcra Takip İşlemi *İcra organları tarafından *borçluya karşı yapılan, *cebri icranın ilerlemesini sağlayıcı nitelikte işlemler
Cebrî İcra Çeşitleri A. Cüz’î İcra (Ferdî İcra, İcra Takibi) 1. İlamlı İcra (m. 24 -41): Alacaklı borçluya karşı tüm talepleri için ilamlı takip yoluna başvurabilir. Ayrıca, konusu paradan başka bir şey olan alacaklar için ilamlı icra yoluna başvurulması zorunludur. 2. İlamsız İcra (m. 42 -144/a; 167 -170/b; 272 -276): Sadece para ve teminat alacakları için başvurulabilir. Mahkeme ilamı ile tespit edilip hüküm altına alınmış olması gerekmez. • Genel Haciz Yolu ile Takip • Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip • Kiralanan taşınmazların tahliyesi yolu ile takip 3. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takip (m. 145 -153): Sadece rehinli alacaklar için başvurulabilir. Önce rehinle paraya çevrilmesi yoluna başvuru zorunluluğu vardır (m. 45) 4. İhtiyati Haciz (m. 257 -268): Bu üçlü ayrımın dışında geçici bir hukuki koruma tedbiri olarak bulunur.
B. Küllî İcra (Toplu İcra, İflas) (m. 154 vd. ): Borçlunun karşısında tüm alacaklıları bulunur ve takibin konusunu borçlunun tüm malvarlığı oluşturur. Ancak bu takip yoluna yalnızca iflasa tabi borçlular için başvurulabilir. C. Diğer Müesseseler 1. Konkordato (m. 285 -309) 2. Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması (m. 309 -309/ü) 3. İptal Davası (m. 277 -284)
IV. Cebrî İcra Hukukunda Menfaat Dengesi -Takip hukuku, hakkı ihlal edilenin, yani cebri icra hukukunda alacaklının, devletin icra organları vasıtasıyla hakkını elde etmesine yardımcı olur. Ancak bu durum, takibin başından sonuna kadar alacaklının menfaatine ağırlık verildiği, borçlu ve takiple ilgili üçüncü kişilerin menfaatinin tamamen göz ardı edildiği anlamına da gelmeyecektir. -İcra hukukunun amacı alacaklı ve borçlunun çatışan menfaatleri arasında korunmaya değer olanları hassas bir şekilde dengelemektir. Çatışan tarafların menfaatlerinin mutlak olarak eşitlenmesi her zaman menfaat dengesinin kurulması anlamına gelmez, aksine bazen önemli adaletsizliklere neden olabilir.
Cebrî İcra Hukukuna Hakim Olan İlkeler A. Temel Yargılama İlkelerinin İcra Hukukunda Uygulanması 1. Genel Olarak Yargılama hukukunda olduğu gibi, cebri icra hukukunda da bu hukuk alanında dikkate alınması gereken bazı temel ilkeler mevcuttur. Bunların bir kısmı yargılama hukukunda yer alı icra hukukunda da uygulama alanı bulan ilkelerdir; diğerleri ise cebri icranın kendine has ilkeleridir.
A. Cebri İcra Hukukunda Temel Yargılama İlkeleri 2. Tasarruf İlkesi 3. Taraflarca Getirilme İlkesi 4. Takibin İcra Organlarınca Yürütülmesi 5. Doğrudanlık İlkesi 6. Takip Ekonomisi İlkesi 7. Alenilik İlkesi 8. Sözlülük – Yazılılık İlkesi 9. Tarafların Yükümlülükleri
B. Cebrî İcra Hukukunun Kendine Özgü İlkeleri 1. Genel Olarak (Kanunîlik İlkesi) 2. Para Alacakları ile Diğer Hak ve Alacakların Ayrılması 3. Paraya Çevirme İlkesi 4. Cebrî İcra Yollarının Sınırlı ve Belirli Olması 5. Cebri İcra Tedbirlerinin Sınırlı ve Belirli Olması 6. Şekle Sıkı Bağlılık 7. Alacak ve Alacaklılar Arasında Öncelik
. İcra ve İflas Hukukunun Kaynakları - 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (RG 19. 6. 1932 S. 2128) - 1932 tarihli İcra ve İflas Kanunu Nizamnamesi - 11. 4. 2005 tarihli İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği - 29810 sayılı RG yayımlanan Lisanslı Yediemin Depoları Yönetmeliği - Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yolu ile Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yönetmelik ile İlgili Kanun ve Yönetmelikler - Yargıtay içtihatları, Bölge Adliye Mahkemesi kararları, doktrinde ileri sürülen görüşler ve yapılan çalışmalar
Amme (Kamu) Alacaklarının Tahsili Kamu alacakları, İcra ve İflas Kanunu’na göre değil, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmektedir. Ancak, devlet, il özel idaresi ve belediyelerin özel hukuktan kaynaklanan alacaklarının tahsili İcra ve İflas Kanunu’na göre yapılır. 6183 sayılı Kanun, kamu alacakları bakımından sadece icra hukukuna ilişkin hususları düzenlemiş olup kamu alacağından dolayı iflas yolu ile takip yapılması veya başlamış takip içinde yer alınması İcra ve İflas Kanunu Hükümlerine göre olacaktır.
İcra Dairesi ASIL İCRA ORGANLARI CEBRİ İCRA ORGANLARI İcra Mahkemesi BAM ve Yargıtayın ilgili daireleri YARDIMCI İCRA ORGANLARI Genel Mahkemel er Savcı ve Adalet Müfettişle ri
A. İcra Dairesi 1. İcra Dairesinin Yapısı ve İcra Dairesi Görevlileri -Her asliye hukuk mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunmaktadır. Bu durumda iş dağıtımı icra mahkemesi tarafından yapılır. - İcra dairesinin başında bir icra müdürü bulunur. Yanında, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, katip, mübaşir, muhasip ve diğer yardımcı personel bulunur.
2. İcra Dairesinin Yetki, Görev ve Yükümlülükleri a. Yetkiler -Bağımsızdır. -İcra mahkemesinin genel ve daimi gözetim ve denetimi altında ise de (m. 13), icra mahkemesine bağlı bir organ değildir. -İcabında zor kullanma yetkisini haizdir. (m. 24 -32; m. 80). Kolluk kuvvetlerine ve köy muhtarına emir verebilir (m. 81). -İstinabe yapabilir (m. 79; m. 360). -Mevzuattan kaynaklanan yetkileri de kullanır.
Görevler - İcra dairesinin görevleri bakımından birinci derecede icra müdürü yetkili ve sorumludur. İcra takibinde bulunmak isteyen alacaklı, icra dairesine başvurur. - İcra dairesinin genel olarak takibin her aşamasında görevleri şunlardır; - İcra dairesi takip talebini alır, takip talebine uygun ödeme veya icra emri düzenler ve gönderir. - Borçlunun mallarını haczedip, satar. - Alacaklılara alacaklarının nasıl ödeneceğini gösteren sıra cetveli düzenler. - Satıştan ele edilen parayı alacaklıya öder veya alacaklılar arasında paylaştırır. - Paylaştırma sonucunda alacağının tümünü tahsil edememiş alacaklıya aciz belgesi verir. - Tamamlayıcı diğer işlemleri yapar. İcra memuru bazı görevlerini yaparken takdir yetkisi kullanır. Bazı işlemlerinde hiçbir takdir yetkisi yoktur.
c. Yükümlülükler a. Olumlu b. Yükümlülükler b. Olumsuz Yükümlülükler aaa. Dosya ve Tutanak aaa. İş Görme Yasağı (m. 10) Düzenlemek (m. 8) bbb. Akit Yapma Yasağı (m. 11) bbb. Elektronik İşlemler (m. 8/a) ccc. Paranın Ödenmesi ve Değerli Eşyanın Muhafazası (m. 9)
aaa. Dosya ve Tutanak Düzenlemek İcra tutanaklarının iki temel işlevi vardır. -İcra Tutanaklarının İlgililer Bakımından Aleniliği: İlgililer icra tutanaklarını görebilir ve bunların örneğini çıkarabilir (m. 8, III). Ancak bu konuda hukuken korunmaya değer özel ve güncel bir menfaatin bulunması gerekir. -İcra Tutanaklarının İspat Gücü: Tutanaklar resmi belge olarak ispat gücüne de sahiptir. 6352 sayılı kanunla 8. maddeye eklenen yeni fıkra ile icra ve iflas dairelerince verilen kararların gerekçeli olarak tutanağa yazılması zorunluluğu getirilmiştir. Tutanaklar aksi ispat oluncaya kadar geçerlidir ve aksi kural olarak her tür delille ispat edilebilir.
bbb. Elektronik İşlemler - İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türli icra ve iflas iş ve işlemlerinde UYAP kullanılır. - 8/a maddesinin ikinci fıkrasına göre, usulüne göre elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir. Güvenli elektronik imza elle atılan imza ile aynı ispat gücündedir. - Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre son gün sonunda biter (m. 8/a, VI).
ccc. Paranın Ödenmesi ve Değerli Eşyanın Muhafazası (m. 9) - - İcra dairesi tarafından haczedilen şeyler para ve değerli eşya dışında bir şeyse bunlar yediemine bırakılır. Para, banknot, hamile yazılı senet, poliçe, çek, altın, gümüş ve diğer kıymetli şeyler haczedilirse, bu borçlunun eline bırakılmaz, yediemine de tevdi edilmez. Bunlar, icra dairesince alındıktan nihayet ertesi işgünü çalışma saati sonuna kadar bankaya yatırılmak zorundadır (m. 9; Yön. M. 38; m. 92; m. 104; m. 110). Kıymetli evrak veya değerli şeyleri icra daireleri kasalarında, zorunlu hallerde ise kiralanacak banka kasalarında muhafaza eder. İcra ve iflas dairelerine yapılacak her türlü nakdi ödeme Adalet Bak. Uygun görülecek banka hesabına yatırılır. Borçlu, bu paranın alacaklıya ödenmiş olup olmadığına bakılmaksızın bu banka hesabına yatırmakla borcundan kurtulur.
aaa. İş Görme Yasağı (m. 10) İcra ve iflas işlerine bakan memur ve müstahdemler, 1. Kendisinin, 2. Karı veya kocasının, nişanlısının yahut kan ve sıhri usul ve füruunun veya üçüncü derece dahil olmak üzere bu dereceye kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının, 3. Kanuni mümessili veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın menfaati olan işleri göremezler. Böyle bir durum ortaya çıktığında, icra müdürü durumu derhal icra mahkemesine bildirmelidir. -İcra mahkemesi hakimleri hakkında bu madde uygulanmaz ( m. 10/a). -Bu yasağa rağmen görevliler iş yaparsa, şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulup yapılan işlemin iptali istenir.
bbb. Akit Yapma Yasağı (m. 11) - İcra ve iflas memur ve yardımcıları, dairelerince takip edilen bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir akit yapamazlar. - Bu yasak icra hakimleri hakkında da geçerlidir. - Bu yasağa aykırı yapılan işlemler, akitler mutlak olarak batıldır, tarafların rızasıyla dahi geçerli hale gelmez. - İcra mahkemesinde süresiz şikayet yolu ile butlanın tespiti istenebilir.
3. İcra Dairesi Görevlilerinin Sorumlulukları a. Hukuki Sorumluluğu Tazminat Sor. (m. 5) Zimmet Dolayısıyla Sor. (m. 6) b. Ceza Sorumluluğu c. Disiplin Sorumluluğu (m. 13)
B. İcra Mahkemesi (m. 4) 1. İcra Mahkemesinin Niteliği Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde (yani her ilçede) bir icra mahkemesi bulunur. Ayrı bir icra mahkemesi bulunmayan yerlerde, o yer asliye hukuk mahkemesi, icra mahkemesi görevini de yapar. İcra dairesinin üstünde olmakla birlikte, icra dairesine talimat veremez, ancak kanunun izi verdiği hallere icra dairesini denetleyebilir. İcra mahkemeleri Tek hakimli, Özel hukuk mahkemeleridir. - İcra hakimleri hakkında, 10/a maddesi dolayısıyla hakimin reddi ve 11. maddedeki akit yapma yasağı uygulanır.
2. İcra Mahkemesinin Görevleri • İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetleri inceler (m. 16 -18). • İtirazları inceleme, itirazın kaldırılması taleplerini karara bağlama merciidir (m 68 -68/a; 147; 150/a; 269/c; 275). • Hacizde ve iflasta istihkak davalarını inceler (m. 97 -99; 228) • İhalenin feshini şikayet yolu ile inceler (m. 134) • İcra ve iflas suçlarının büyük bir kısmına bakar ve ceza verir (m. 331) • Bu görevleri dışındaki diğer görevleri yapar (m. 71; m. 26; m. 89; m. 121; m. 153; m. 251; m. 266, m. 285; m. 297; m. 318).
3. İcra Mahkemesinde Yargılama Usulü - İcra mahkemesinde “ basit yargılama usulü” uygulanır (m. 18; HMK m. 316 -322). - İcra mahkemesinde görülen dava ve işler adli tatilde de bakılacak dava ve işlerdendir. - İcra mahkemesi, icra iflas suçları için yargılama yaparken ceza mahkemesi gibi hareket eder. - İcra mahkemesi kararları kural olarak “maddi anlamda kesin hüküm” teşkil etmez. Buna karşılık istihkak davaları ile ihalenin feshi davaları genel hükümlere görülür.
a. İcra Mahkemesinin Hukuk İşlerine İlişkin Kararları -İcra mahkemesi kararlarına karşı kanun yoluna başvurulması halinde, Kanunun 366. maddesi uyarınca, istinaf ve temyiz incelemeleri HMK’na göre yapılacaktır. aa. İcra mahkemesi karşı takibi uzatmak gibi kötü niyetle istinaf yoluna başvurulması halinde HMK’nun 329. maddesi uygulanır. İstinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde de uygulanır. bb. İstinaf süresi, icra mahkemesi kararının tefhim veya tabliğinden itibaren 10 gündür (m. 363/I). cc. İcra mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. dd. Karara karşı süresinden sonra istinaf yoluna başvurulur veya istinaf yoluna başvurulmasına imkan bulunmayan bir karara karşı istinafa başvurulursa, icra mahkemesi talebin reddine karar verir.
ece. İstinaf incelemesi, istinaf yoluna başvurulan karara hasredilir ve on beş gün içinde karara bağlanır (m 366/I, II) ff. BAM’nin istinaf incelemesi üzerine verdiği ve miktar ve değeri kırkbin lirayı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. gg. Temyiz süresi HMK m. 361. maddesine göre belirlenmelidir. Buna göre, bölge adliye mahkemesinin kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. hh. Temyiz incelemesi de istinaf incelemesi gibi HMK’na göre, temyiz edilen karara hasredilerek yapılır ve on beş gün içinde karara bağlanır. Temyiz yoluna başvuru da satıştan başka hiçbir icra işlemini durdurmaz. ıı. Yargıtay’ın temyiz incelemesi üzerine BAM direnme kararı verebilir (m. 366/III, IV). ii. İcra mahkemesinin kesin hüküm oluşturan kararları dışındaki kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemez.
b. İcra Mahkemesinin Ceza İşlerine İlişkin Kararları İcra mahkemesinin tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlarına karşı, tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde, itiraz edilebilir. -İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. İcra mahkemesinin İİK’nda düzenlenen suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri uygulanır. -İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararı, kesinleşmesinden itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilmez (m. 354). -1. 1. 2017 -31. 12. 2017 tarihleri arasında 1. 777, 50 liranın altında kalan takiplerde disiplin ve tazyik hapsi uygulanmayacaktır.
I. GENEL OLARAK -Şikâyet (m. 16 -18, 22), icra takibinin taraflarına veya hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin ( veya diğer icra organlarının) Kanun’a veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukuki çaredir. - Şikâyet bir hukuki çare olmakla birlikte, bir dava değildir. - Şikâyet, şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesincelenir ve karara bağlanır.
II. ŞİK YET KONUSU • Şikâyetin konusunu, icra ve iflas dairelerince yapılan işlemler oluşturmaktadır. • Şikâyet ile icra organlarının işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amaçlanmıştır. • Şikâyet, sadece icra ve iflas dairelerinin değil, diğer icra organlarının işlemlerine karşı da tanınmış bir yoldur. İflas idaresi (m. 227), alacaklılar toplanması (m. 225), iflas bürosu (m. 221, IV), konkordato komiseri (m. 290, III, IV), malvarlığının terki suretiyle konkordatoda alacaklılar kurulu kararlarına karşı (m. 309/ç, I) da şikayet yoluna başvurulabilir.
III. ŞİK YET NEDENLERİ (m. 16) İşlemin Kanuna Uygun Olmaması İşlemin Hadiseye Uygun Olmaması Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi Bir Hakkın Sebepsiz Sürüncemede Bırakılması
IV. ŞİK YETİN TARAFLARI Şikâyet Eden (Şikâyet Talebinde Bulunan) Şikâyet Olunan (Karşı Taraf)
V. ŞİK YET SÜRESİ YEDİ GÜNLÜK ŞİK YET *Şikâyet süresi kural olarak 7 gündür. *Süre, şikâyet konusu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. *Hak düşürücüdür. SÜRESİZ ŞİK YET * Bir hakkın yerine getirilmemesi * Sebepsiz sürüncemede bırakılması * Kamu düzenine aykırı işlemler
VI. ŞİK YET USULÜ • Şikâyet yolunu kullanacak ilgili kimse, yazılı veya sözlü olarak icra mahkemesine başvurur. • Ancak, Kanun’da özel olarak düzenlenen durumlarda şikayet Kanun’da belirtilen yere yapılır. • Şikâyette ”basit yargılama usulü” uygulanır. • Şikâyet, kendiliğinden takibi DURDURMAZ. Ancak icra mahkemesi şikâyetin sonuçlanmasına kadar icranın durdurulmasını gerekli görürse, icranın geri bırakılmasına karar verir (m. 22).
Şikâyetin Reddi - Şikâyet süresi içinde yapılmamışsa veya -Şikâyet sebebi yerinde görülmezse şikâyet talebi reddedilir. (m. Şikâyetin Kabulü Şikâyet süresinde yapılır ve şikâyet sebepleri yerinde bulunursa; - işlemin iptaline - işlemin düzeltilmesine - yapılmayan, geciktirilen işlemin yapılmasına 17)
§ 4. İCRA HARÇ VE GİDERLERİ I. İCRA HARÇLARI (HARÇ. K. (1) sayılı tarifesi (B) bölümü) v Başvurma harcı v Peşin harç (HarçK m. 29) v Tahsil harcı v Cezaevi harcı II. İCRA GİDERLERİ Posta giderleri, haciz, paraya çevirme, paylaştırma giderleri, haczedilen şeyin muhafazası veya işletilmesi için gereken masraflar, bilirkişi ücreti, yol giderleri bu kapsamdadır. İcra takip giderleri arasında vekalet ücreti önemli bir miktar tutar. İcra gideri olan vekalet ücreti, icra müdürü tarafından AV. Asg. Üc. Tarifesine göre hesaplanır. HARÇ VE GİDERLERDEN SORUMLULUK; m. 15/1, m. 59/1
§ 5. TEBLİGAT, SÜRELER, TATİL VE TALİK HALLERİ • I. TEBLİGAT Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekir. • II. SÜRELER Süreler kural olarak Kanun tarafından belirlenir, bazen sürenin belirlenmesi cebri icra organlarına bırakılmıştır. Sürelerin hesaplanması, başlaması, bitmesi bakımından Kanun’da belirtilen ölçüler dikkate alınacaktır (m. 19) İİK’da belirtilen süreler, ilgililer için öngörülenler kesindir. İcra organlarına yönelik süreler ise düzenleyicidir. İlgililer sözleşme ile süreleri değiştiremezler. İcra organları süreye uyulup uyulmadığını kendiliğinden dikkate alır.
• III. TATİL VE TALİK HALLERİ (m. 51 -56) Tatil ve talik halleri içerisinde kural olarak hiçbir icra takip işlemi yapılamaz! - Tatil günlerinde, haciz ve tebligat yapılabilir, muhafaza tedbiri alınabilir (m. 51/I) - Talik halleri (m. 52 -55) ØBorçlunun yakınlarından birinin ölümü ØBorçlunun tutukluluk ve hükümlülük hali ØBorçlunun asker olması ØBorçlunun ağır hastalığıdır. ØÖzel talik halleri; m. 287, m. 317 -330 Kural olarak bu hallerde borçlunun mal kaçırma ihtimali varsa borçlunun malları haczedilebilir. - Talik halleri içerisinde, süreler işlemeye devam eder, ancak sürenin bitimi talik gününe rastlarsa, süre, talikin bitiminden sonra bir gün daha uzatılmış sayılır.
§ 6. İCRA TAKİBİNİN TARAFLARI
İCRA TAKİBİNİN TARAFLARI ALACAKLI BORÇLU İcra takibinin tarafları; alacaklı ve borçludur. - Kural olarak maddi hukuk bakımından hak ehliyetine sahip olanlar aynı zamanda icra ve iflas hukuku bakımından da taraf ehliyetine sahiptir. - Tüzel kişiliğe sahip olmayan toplulukların (adî şirket ve miras şirketleri) taraf ehliyeti yoktur. Bu sebeple kural olarak adî şirket yerine ortakların birlikte takipte yer alması gerekir. - Fiil ehliyetine sahip olanlar takip ehliyetine de sahiptir.
- Bazı durumlarda, taraf ehliyeti ve takip ehliyeti bulunmakla birlikte, tarafın takip işlemi yapma ehliyeti olmayabilir. Örneğin, iflas kararı verilen müflis. - Taraflar takibi “bizzat ya da bir vekil vasıtası ile” yürütebilir. - Takibin taraflarının Hak ehliyeti İcra memuru tarafından kendiliğinden Fiil ehliyeti gözetilecek bir durumdur. Bu sebeple Vekalet ehliyeti şikâyet yoluna başvurulabilir. Takip talebinde bulunan alacaklı ve kendisine karşı takip yapılan borçlunun gerçekten alacaklı ve borçlu sıfatını taşımaları gerekir. Ancak, bu durum icra memuru tarafından dikkate alınacak bir husus değildir.
İLAMSIZ İCRA § 7. GENEL HACİZ YOLU İLE TAKİP TALEBİ
- M. 43: - İflasa tâbi borçlusu hakkında haciz veya iflas yollarından birini seçmiş olan alacaklı, seçtiği bu yolu bir defaya mahsus olmak üzere değiştirebilir. - Bu durumda yeniden harç ödenmez, aynı dosya üzerinden yeni takip yürür. Alacaklı yeni seçtiği yola uygun olarak yeniden takip talebi doldurur ve borçluya yeni ödeme emri gönderilir.
II. TAKİBİN KONUSU -Genel haciz yolu ile takip sadece para ve teminat alacakları için öngörülmüştür (m. 42). Para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa bu durumda, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılabilir (m. 167 -170/b, 176/a 176/b). Genel haciz yolu ile takip yapabilmek için alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir (m. 45). Alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının kural olarak genel haciz yolu ile takibe başvuramamasına ilişkin bu kural kısaca “önce rehne başvuru zorunluluğu” şeklinde ifade edilmektedir. (Ancak, rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse genel haciz yolu ile takip yapılabilir. )
qİlam ve ilam niteliğinde belgeye bağlanmış alacakların genel haciz yoluyla takibe konu olamayacağı kabul edilmektedir. ( bkz. İBK 20. 5. 2017, 2/3, - RG. 21. 7. 2017, S. 30130) Kaynağı ne olursa olsun her türlü para alacağı için genel haciz yoluyla takip mümkündür. Bu alacağın sözleşmeden, sebepsiz zenginleşmeden veya haksız fiilden kaynaklanması, maddi veya manevi tazminat talebine ilişkin olması önemli değildir. Borcun kaynağı ve bir belgeye bağlı olması, özellikle takibe itiraz edilmesi ve itirazın hükümden düşürülmesi aşamasında önem taşımaktadır. q Para ve teminat alacakları dışındaki alacaklar için ilamsız icra yoluyla, dolayısı ile genel haciz yoluyla takip yapılamaz. q 6352 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre de, yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna başvurulamaz. q. Altın para kıymetli mal hükmünde olduğundan bu alacak için de ilamsız icra yoluna başvurulamaz. Bu alacaklar için ilamlı icra yoluna başvurulması gerekir.
III. GÖREV VE YETKİ • Görev: İlamsız icra takibi icra dairesine yapılır. • Yetki: 1086 sayılı HUMK’daki yetkiye ilişkin hükümlere atıf yapılmıştır. Ancak, 1086 sayılı HUMK yürürlükten kaldırılmış, yerine 6100 sayılı HMK kabul edilmiştir. • 6100 sayılı HMK m. 447; “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır” hükmü dolayısı ile, İİK m. 50’de yapılan yollama da HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri (m. 5 -19) uygulanır.
Genel Yetkili İcra Dairesi: “Borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesi”dir. Özel yetkili icra daireleri: ” HMK’da geçerli olan özel yetki kuralları takip bakımından da geçerlidir. ” Ayrıca; İİK m. 50/1 c. 2: “ Takibe esas olan sözleşmenin yapıldığı yerdeki icra dairesi de takibe yetkilidir. ” • İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir! • İcra dairesi yetkisiz olduğunu kendiliğinden gözetemez, borçlunun yetkisiz icra dairesi olduğu yönünde ödeme emrine itiraz etmesi gerekir. • Yetki kamu düzeninden olmadığından, sözleşmenin tarafları tacir veya kamu tüzel kişisi olmak koşulu ile yetki sözleşmesi yapılabilir ve yetkisiz icra dairesi yetkili hale getirilebilir. • Yetkisizliğe süresinde itiraz edilmezse, yetkisiz icra dairesi yetkili hale getirilebilir.
IV. TAKİP TALEBİ • A. GENEL OLARAK Genel haciz yolu ile takip, alacaklının icra dairesine yaptığı takip talebi ile başlar. Alacaklı, takip talebini yetkili icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapar (m. 58/1). • Takip talebinde bulunan alacaklıdan; -maktu başvurma harcı, - Nisbi peşin harç - Ödeme emrinin tebliği ile borçlunun 62. maddeye göre itirazı halinde bu itirazın alacaklıya tebliği için gerekli masraflar alınır.
• • • Takip talebinde nelerin bulunacağı 58. Maddenin İkinci Fıkrasında belirtilmiştir. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yerleşim yeri sayılır. ) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri; Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi; Senet, senet yoksa borcun sebebi; Takip yollarından hangisinin seçildiği.
ØYabancı para alacaklısı takip yaparken, takip talebinde bu yabancı parar alacağını Türk parasına çevirmek zorundadır. Bu çeviri takip tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak yapılacaktır. Ancak bu çeviri yapılmasına rağmen, alacaklının yabancı para alacağını fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden, yani takibin sonunda kendisine ödeme yapıldığı tarihteki kur üzerinden talep etmesi de mümkündür. Ancak bunu alacaklının takip talebinde ayrıca belirtmesi gereklidir. ØAlacaklı, vadesinde ödenmeyen yabancı para alacağını dilerse, vade tarihindeki kur üzerinden de talep edebilir( bkz. TBK m. 99/III). ØAlacaklı birden fazla borçlu için takip yapıyorsa bunların hepsi için tek takip talebi hazırlayabilir. Ancak borçluların takip talebinde ayrı gösterilmesi gerekir. ØBir borçludan birden fazla alacağı bulunan alacaklı, bu alacaklarını talepte ayrı belirterek tek bir takip talebinde bulunabilir.
• M. 58/3: “Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir” • Takip konusu alacak bir belgeye dayanmıyorsa sadece borcun sebebi gösterilir. • Alacak senede dayanıyorsa bu durumda senedin aslının veya onaylı bir örneğinin takip talebi ile birlikte verilmesi zorunludur. • Takibin elektronik otamda açılması durumunda, takibe eklenecek belgeler elektronik ortama aktarılarak güvenli elektronik imza ile imzalanır (Yön. 21/III)
B. Takipte Bulunmanın Sonuçları • 1. Takip talebinin Kanuna uygun doldurulup verilmesi ve harçların ödenmesi ile icra müdürü ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir (m. 60/1, 61/1). • 2. İcra dairesi kendiliğinden, takipte bulunan alacaklıya, takip talebinde bulunduğunu ve belgelere ve takip giderlerine ilişkin bedava veya pulsuz bir belge vermelidir (m. 58/IV). • 3. Alacaklı, yaptığı icra takibinden vazgeçip talebini geri alabilir. Bunun için borçlunun muvafakatine ihtiyaç yoktur. Şayet bunun icra tutanağına yazılmasını istiyorsa bunun için bir harç ödemek zorundadır. Bu harç tahsil harcının yarısı kadardır (Harç K. m. 23).
• 4. Kanun’da takip hukukuna ilişkin bazı sonuçlar ve süreler, takip talebinde bulunulmasına bağlanmıştır. (Örn. m. 72/III; takip talebinden sonra açılan menfi tespit davası takibi durdurmaz. m. 264/I; ihtiyati haciz kararı takip talebinden önce alınıp uygulanmışsa, ihtiyati haczin geçerliliğini koruyabilmek için alacaklının yedi gün içinde takip talebinde bulunması gerekir) • 5. Takip talebi ile zamanaşımı kesilir (TBK m 154/I, b 2; TTK m. 750). Takip dolayısı ile yapılan her işlemle kesilip yeniden işleme başlar. • 6. Borçlu daha önce temerrüde düşürülmemiş ise, takip talebi ile ( daha doğrusu ödeme emrinin tebliği ile) temerrüde düşürülür.
§ÖDEME EMRİ VE ÖDEME EMRİNE İTİRAZ
I. ÖDEME EMRİ • İcra müdürünün alacağın varlığı, nereden kaynaklandığı, vadesi veya şarta bağlı olup olmadığı, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı gibi hususları araştırma yetkisi yoktur. • Ödeme emrinde nelerin bulunacağı m. 60’da belirtilmiştir. Ödeme emri temelde iki kısımdan oluşur; • Birinci Kısım: Takip talebinde yer alan alacaklı, borçlu ve takip konusuna ilişkin kayıtlar (alacaklı veya vekilinin banka hesap no’su hariç) • İkinci Kısım: İhtar kısmıdır. Bu ihtarda yer alması gereken hususlar tam olarak belirtilmezse borçlu bunun sonuçlarına da katlanamayacaktır. • İcra müdürü, ödeme emrini borçlu sayısından bir fazla olacak şekilde düzenler. Bu ödeme emrinden birisi icra dairesindeki dosyaya konur, diğeri ise borçluya tebliğ edilir. Nüshalar arasında fark varsa, borçluya tebliğ edilen nüsha esas alınır (60/III).
• İhtar kısmında 60/I, c. 2 vd. : • Borcun ve masrafların yedi gün içinde icra dairesine ait ödeme emrinde yazılı olan banka hesabına ödenmesi, borç, teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını, • Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sadır sayılacağı, • Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde icra mahkemesi önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; buna uymazsa vakı itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği, • Borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi ihtarını, • Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde yukarda yazılı yedi günlük süre içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik olunacağı; mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarını, • Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam edileceği beyanını içerir.
• Ödeme emrinin hüküm ve sonuçları, borçluya tebliğ edilmesi ile başlar. • Ödeme emrinin Kanun’a uygun gönderilmemesi halinde borçlu şikâyet yoluna başvurabilir. • Usulüne uygun gönderilmiş ödeme emrine karşı borçlu 2 şekilde davranabilir; Ödeme emrine (tebliğden itibaren yedi gün içinde) Süresinde itiraz etmezse *Takip kesinleşir. Öderse; takip sona erer. Süresinde itiraz ederse * Takip durur. Ödemezse; itiraz süresi içinde mal beyanında bulunması gerekir.
II. ÖDEME EMRİNE İTİRAZ EDİLMESİ • A. Ödeme Emrine İtiraz Sebepleri • 1. İMZAYA İTİRAZ Alacaklının bir adi senede dayanarak takip yapması durumunda, borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itiraz eder, bu imzaya itirazdır (m. 60/II, b, 3; 62/V). Resmi senetler için bu şekilde itiraz mümkün değildir. (menfi tespit davası m. 72; HMK m. 208/IV). Borçlu, imzaya itirazı ayrıca ve açıkça belirtmelidir; aksi hâlde senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır. Borçlu sadece imzaya itiraz edebileceği gibi, imzaya itirazıyla birlikte borca itirazını da ileri sürebilir. Ancak, imzaya itirazla birlikte ileri sürülen borca itirazın birbiriyle çelişmemesi lazımdır.
• 2. BORCA İTİRAZ • Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazları, borca itiraz niteliğindedir (m. 60/II, b, 3 -4). Bu itirazlar maddi hukuktan kaynaklanan itirazlar olabileceği gibi, takip hukukundan kaynaklanan itirazlar da olabilir. Borca itiraz, ayrıca ve açıkça belirtilmek zorunda değildir; sadece “itiraz ediyorum” denmesi dahi yeterlidir. Ancak, borca kısmi itirazda bulunan borçlunun, itiraz ettiği borç miktarını ayrıca ve açıkça göstermesi gerekir; aksi halde ödeme emrine itiraz etmemiş sayılır. Ancak itirazdan, itiraz edilen kısım anlaşılabiliyorsa bu durumda da kısmi itiraz kabul edilmelidir.
• 3. İTİRAZ SEBEPLERİ İLE BAĞLILIK Borçlu, itirazında sebep bildirmek zorunda değildir. Ancak, borçlu bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı olup, kural olarak bunları daha sonra değiştirip, genişletemez (m. 63). İcra dairesine yapılan itirazlarda, sebeple bağlılık, sadece itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde yapılan incelemede geçerli olup, itirazın iptali için genel mahkemelerdeki yargılamada geçerli değildir. Borçlu, hiçbir sebep göstermeden sadece itiraz etmişse ve takip adi senede dayanıyorsa, senetteki imzayı ikrar etmiş sayılır; daha sonra imzayı inkâr edemez (60/II, b, 3; 62/V). İtirazında sebep bildirmeyen ya da belirli sebeplere dayanan borçlu, daha sonra icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasında, sadece alacaklı tarafından ibraz edilen senet metninden anlaşılabilen borca itiraz sebeplerini ileri sürebilir, bunun dışında yeni bir itiraz sebebi ileri süremez.
B. İTİRAZIN YAPILMASI • 1. GENEL OLARAK Borçlu, ödeme emrine itirazını doğrudan icra dairesine yapar. Kural olarak itiraz, ödeme emrini gönderen icra dairesine yapılır. Ancak, borçlu bulunduğu yer icra dairesine de, takibin yapıldığı yer icra dairesine gönderilmek üzere itirazda bulunabilir. İtiraz, dilekçe ile veya sözlü olarak yapılabilir (m. 62/I, c, 1) Her iki durumda da itiraz tutanağa geçirilir (m. 8/I, Yön. M. 22/II). Borçlu, itirazından her zaman vazgeçebilir veya borcunu ödeyebilir, ancak bunun kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Borçlu veya vekili, dava ve takip işlemlerine esas olmak üzere borçluya ait yurt içinde bir adresi itirazla birlikte bildirmek zorundadır.
• Ödeme emrine itiraz süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yedi gündür (M. 60/II, b, 3; 62/I, c, 1). • Borçlu birden fazla ise, her borçluya ayrı ödeme emri tebliği gerektiğinden, her borçlu için ödeme emrine itiraz süresi de ayrı başlar. • Borçlu yedi gün dolmadan itirazı olmadığını bildirirse, takip kesinleşir; artık bundan sonra borçlu itiraz süresi dolmasa da itiraz edemez. • 2. GECİKMİŞ İTİRAZ İtiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası gecikmiş itirazdır (m. 65). Gecikmiş itiraz, takibin yapıldığı yerdeki icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine, borçlunun haczedilmiş malları paraya çevrilene kadar, engelin ortadan kalktığı günden itibaren üç gün içinde yapılmalıdır. Borçlu hem süresinde itiraz etmesine engel olan hali, hem de itirazını icra mahkemesine bildirir. Gecikmiş itirazla takip kendiliğinden durmaz! Borçlunun itirazı, alacaklının takip yaparken yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde alacaklıya bildirilir (m. 62/II).
• C. İTİRAZIN SONUÇLARI • Süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan geçerli bir itiraz, takibi kendiliğinden durdurur (m. 66/I). • Gecikmiş itiraz halinde, daha önce icra mahkemesi takibin durmasına karar vermemişse, borçlunun mazeretinin kabulüne karar verilmesiyle takip durur (m. 65/IV, c. 1). • Ödeme emrine itiraz eden borçlu, mal beyanında bulunmak zorunda değildir (m. 60/II, b. 4). • Kısmi itiraz halinde, borcun kabul edilen kısmı için takip kesinleşir ve durmaz; itiraz edilen kısmı için takip durur. • İtiraz üzerine duran takibe, itiraz hükümden düşürülünceye kadar devam edilemez.
I. İTİRAZIN İPTALİ DAVASI (m. 67) Elinde 68 -68/b maddeleri anlamında belge olmayan alacaklı, borçlunun itirazını hükümden düşürmek istiyorsa, ancak itirazın iptali davası açabilir. Elinde 68 -68/b maddelerinde belirtilen belgelerden olan alacaklı bir seçim hakkına sahiptir. İtirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. Bu süreden sonra da genel hükümlere göre bir alacak davası açılabilir ancak bu dava itirazın iptali davası olmayacak ve takip bakımından itirazın iptali davasının sonuçlarını doğurmayacaktır. İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Davada yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre tespit edilir (görev bakımından HMK m. 2, yetki bakımından HMK m. 6 vd. ). Bu dava, genel hükümlere göre harca tâbidir (HarçK. m. 29). İtirazın iptali davasında, yargılama usulü bakımından genel hükümler uygulanır. Alacaklı, ispat ve deliller bakımından 68. maddedeki belgelerle sınırlı değildir.
• Mahkeme, borçlunun borcu olduğu kanaatine varırsa, borçluyu borcu ödemeye mahkum eder ve itirazın iptaline karar verir. Borçlu bunun yanında yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum edilir. • Dava kabul edilirse, borçlunun itirazı iptal edildiğinden, alacaklı bu kararı icra dairesine vererek, durmuş olan takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını isteyebilir. • Davanın kabulü halinde alacaklının dava dilekçesinde istemesi halinde, borçlu hükmolunan borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. • İtirazın iptali kararının tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde borçlunun mal beyanında bulunması zorunludur.
• Mahkeme yaptığı incelemede, takip konusu alacağın mevcut olmadığı kanaatine varırsa itirazın iptali davasını reddeder. • İtirazın iptali davasının reddi kararının kesinleşmesi ile alacaklının başlattığı takip iptal edilir. • Davanın reddi kararı ile takip konusu alacağın bulunmadığı tespit edilir ve karar şeklen kesinleşirse, maddi anlamda da kesinleşmiş olur. • Davanın reddine karar verilmesi halinde, borçlunun cevap layihasında istemesi halinde alacaklı reddolunan alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Ancak alacaklının tazminata mahkum edilmesi için takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğunun da ayrıca borçlu tarafından ispat edilmesi gerekir.
II. İTİRAZIN KALDIRILMASI (m. 68 -70) • Alacaklının elinde alacaklı olduğunu gösterir belirli güçte belgeler varsa, uzun olan dava yoluna başvurmak yerine, daha kısa ve pratik olan icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir. • İtirazın kaldırılmasını alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde, icra mahkemesinden isteyebilir; istemezse bir daha bu alacak için ilamsız takipte bulunamaz (m. 68/I).
İTİRAZIN KESİN KALDIRILMASI • 1. İtirazın Kesin Kaldırılmasını Sağlayan Belgeler • a. İmzası İkrar Edilmiş Adi Senet Açıkça imza ikrar edilebileceği gibi, borçlu süresi içinde imzaya itiraz etmezse, senet altındaki imzayı borçlu ikrar etmiş sayılır. Adi senet kayıtsız-şartsız bir para borcu içermelidir. Bu tek bir belge olabileceği gibi, birden fazla belge bir araya geldiğinde kayıtsız şartsız para borcunun varlığını gösteriyorsa bu belgelerde itirazın kaldırılmasına elverişlidir. • b. Noter Senedi • c. Resmi Dairelerin veya Yetkili Makamların Verdikleri Belgeler • d. Resmi Makamlar Önünde Borç İkrarını İçeren Belgeler • e. Kredi Kurumlarınca Düzenlenen Belgeler (Alacaklı kredi kurumu tarafından hazırlanmış ve belirli prosedürlerden geçen belgeler bu kapsamda sayılır. )
• 2. İtirazın Kesin Kaldırılması Yargılaması • Alacaklı, icra mahkemesinde alacağını ispat ederse, borçlu da buna karşılık itirazını ispat edemezse icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar verir. • Borçlu da itirazını kural olarak kesin kaldırmaya elverişli belgeler ile ispat etmelidir. Bunların dışında belgeyle ispatı mümkün olmayan itirazları icra mahkemesi incelemez ve itirazın kaldırılmasına karar verir. • Kesin kaldırılması yoluna başvuracak olan alacaklı, dilekçeyle veya sözlü olarak, yetkili icra mahkemesine başvurur. Alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının yanında, borçlunun inkâr tazminatına mahkum edilmesini de istiyorsa bunu da talebinde belirtmelidir (m. 68/VII). • Borçlunun itirazını ispat etmek için ibraz ettiği belgenin altındaki imza alacaklı tarafından inkar ediliyorsa, icra mahkemesi imzanın alacaklıya ait olup olmadığını 68/a maddesindeki prosedüre göre inceler. • İcra mahkemesi, basit yargılama usulüne göre inceleme yapar. • İcra mahkemesinin bu yargılama sonucu verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez, sadece ilamsız icra takibi bakımından kesinlikleri söz konusu olur.
• İtirazın kesin kaldırılması talebinin kabulü halinde, icra mahkemesi, alacaklının talep etmiş olması halinde borçluyu hükmolunan miktarın %20’soinden aşağı olmayan tazminat ödemeye mahkum eder (m. 68/VII, c. 1). • İtirazın kaldırılması ile takip kesinleşir, alacaklı borçlunun mallarının haczini icra dairesinden isteyebilir. Borçlu da bu kararın kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır( m. 75). • İtirazın kaldırılması talebinin reddi halinde, alacaklı takibe devam edemez. • İtirazın kaldırılmasının reddi halinde, borçlu talep etmişse, itiraza uğrayan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere alacaklı tazminata mahkum edilir(m. 68/VII, c. 1). • Ayrıca alacaklı, borçlunun ibraz ettiği belgenin altındaki imzayı inkar etmiş fakat inceleme sonunda imzanın kendisine ait olduğu anlaşılmışsa, o belgeye ilişkin miktarın %10’u oranında para cezasına mahkum edilir(m. 68/V).
İTİRAZIN GEÇİCİ KALDIRILMASI • 1. İtirazın Geçici Kaldırılması Talebi • İtirazın geçici kaldırılması yoluna alacaklının adi bir senede dayanarak takip yapması ve borçlunun geçerli şekilde adi senet altındaki imzayı inkâr etmesi durumunda başvurulur. İtirazın geçici kaldırılması için alacaklı; Øİtiraz edilen senedin bir adi senet olması ØKayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi ØBorçlunun bu senetteki imzayı inkâr etmiş olması gerekir. Alacaklı burada da borçlunun tazminata mahkum edilmesini istiyorsa talebinde bunu da belirtmelidir (m. 68/a, VIII). İtirazın geçici kaldırılması, icra mahkemesinde basit yargılama usulüne göre ve duruşmalı olarak incelenir (m. 18/I, 70). Borçlu duruşmada hazır bulunmak zorundadır. Mazereti olmaksızın duruşmaya katılmazsa, icra mahkemesi başka bir inceleme yapmadan sadece bu gerekçeyle itirazın geçici kaldırılmasına ve borçlunun imzasını inkâr ettiği senetteki miktarın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verir (m. 68/a, II, V).
• İtirazın Geçici Kaldırılması Yargılaması Borçlunun duruşmaya gelmesi halinde icra mahkemesi incelemeye başlar, öncelikle iki tarafın açıklamalarını dinler (m. 68/a, I, c. 2). m. 68/a, III-IV’e göre; Mahkeme önce tarafları dinler, imzayı inkar eden tarafı isticvaba davet eder, sonuç alamazsa bilirkişi incelemesi yaptırarak imzanın inkar edene ait olup olmadığını tespite çalışır. Borçlu, alacaklının takipte dayandığı senet hakkında ayrıca imzanın sahteliği konusunda sahtelik davası açmışsa, icra mahkemesinin sahtelik davasının sonucunu bekletici mesele yapması gerekir (HMK m. 165). Ø İmzanın borçluya ait olmadığı anlaşılırsa itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, alacaklı takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmayan tazminata mahkum edilir (m. 68/a, VIII). Øİmzanın borçluya ait olduğu kanaatine varırsa, itirazın geçici kaldırılması kararı verilir. Ayrıca borçlu takip konusu alacağın %10’u oranında para cezası ve alacaklının talebi halinde %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.
İtirazın Geçici Kaldırılmasının Sonuçları • İtirazın geçici kaldırılması kararı ile alacaklı kesin haciz isteyemez, geçici haciz isteyebilir (m. 69/I). Geçici hacizde alacaklı satış talebinde bulunamaz. • Borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararının kendisinde tefhim ve tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır (m. 75). • Borçlu, geçici kaldırılması kararı üzerinde alacaklıya karşı “Borçtan Kurtulma Davası” açabilir. Aksi halde geçici haciz kesinleşir. • Geçici kaldırma kararının kesin kaldırmaya dönüşmesini engellemek için geçici kaldırma kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir (m. 69/II). Davacı borçlu, dava konusu alacağın %15’ni ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde teminatı göstermezse, dava başkaca inceleme yapılmaksızın reddedilir (m. 69/II, c. 2, 3).
• İtirazın geçici kaldırılması kararı ile alacaklı kesin haciz isteyemez, geçici haciz isteyebilir (m. 69/I). Geçici hacizde alacaklı satış talebinde bulunamaz. • Borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararının kendisinde tefhim ve tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır (m. 75). • Borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine alacaklıya karşı “Borçtan Kurtulma Davası” açabilir. Aksi halde geçici haciz kesinleşir. • Geçici kaldırma kararının kesin kaldırmaya dönüşmesini engellemek için geçici kaldırma kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir (m. 69/II). Davacı borçlu, dava konusu alacağın %15’ni ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde teminatı göstermezse, dava başkaca inceleme yapılmaksızın reddedilir (m. 69/II, c. 2, 3).
• Borçtan kurtulma davası aslında , takip içerisinde açılan özel bir menfi tespit davasıdır. Bu sebeple borçtan kurtulma davası sonucu verilen hüküm, maddi anlamda kesin hüküm etkisine sahiptir. • Dava sonunda mahkeme borçluyu haklı bularak davayı kabul ederse, icra takibi hükümsüz kalır ve daha önce borçlu aleyhine hükmedilmiş para cezası ve tazminat ortadan kalkar (m. 68/a, V, VIII). • Mahkeme dava sonunda alacaklıyı haklı bulursa davayı reddeder. Bu durumda, borçlu daha önce icra mahkemesinde mahkum edildiği para cezası ve tazminatı da ödemek zorundadır. Ayrıca geçici haciz kesin hacze dönüşmüş olup alacaklı geçici haciz konmuş malların satışını isteyebilir. • Borçtan kurtulma davası sonunda, aleyhine karar verilen taraf dava olunan tutarın %20’sinden aşağı olmayan bir tazminatı diğer tarafa ödemek zorundadır.
- Slides: 80